SON İHANET İŞBİRLİKÇİLİKLERİ
Geçmiş yazılarımda,AKP’nin,telefon dinleme,İnternet postalarının denetlenmesi,basına getirilen kısıtlamalar ile ülkede yarattığı sansür ve korku ortamının çaresizliği içinde “Eğer,ABD Türkiye üzerinde var olan projesini gerçekleştirmek istiyorsa,İslam ülkeleri ile Fethullah Gülen öğretisi etrafında İslam ülkelerini AKP vasıtasıyla birleştirirken,AB-D ülkelerinde “Haçlı Oluşumlarını” da teşvik etmekten uzak durmalı ve olası “Armagedon Savaşlarının” önü kesmelidir tezimi işledim.
Bu yazılarım okunmuş olacak ki son zamanlarda CHP,bir Deniz Baykal kaset operasyonu ile sarsıldı ve hiç adı duyulmamış Tunceli Nazımiye’li Kemal Kılıçdaroğlu (Karabulut) adlı birisini,dandik,arkasından sadece “sıfır” çıkan bir iki “yolsuzluk dosyası” ile kamu oyuna tanıttığı bu adamı CHP’nin başına geçirdi.
Ardından yapılan Avrupa ve ABD gezileri,son CHP kurultayında düne kadar teröristleri yargılayan hakimlerimizden,teröre karşı mücadele eden bürokratlarımıza ve TBMM binasındaki bakanlarımızın kapılarını tekmeleyerek giren Claudia Roth’lardan ülkemiz lehine tek bir söz söylememiş olan ve ülkemizden işçi olarak gitmiş,Ermeni dönmelerinin milletvekilliği yaptığı Yeşiller partisine kadar sayısız destek mektupları okunmuştur.
Karadeniz ve doğu Anadolu’da Pontus Rum Devleti,İslam Kürdistanı,Ege ve Marmara’da Megalo İdea güden Fener Rum Patrikhanesi+Said-i Kürdi Nurculuğunun son hali Fethullah Gülen hareketinin temsilcileri olan AKP+DTP+SP,1967 ve 1991’de 3.5.milyar TL, yardım karşılığında Gülen cemaatine Kıbrıs Rum’u Alpaslan Türkeş tarafından satılmış Ülkücü gençliği barındıran MHP’ye bu gün CHP’de eklenmiştir.
İki gün önce Sky Türk (Türk adı kullananlar Türk değildir) kanalında CHP MYK üyesi Enver Aysever’in,”Bu ülkede insanlarının dini inançlarına karışmayacaksın,adil görünüp,ekmeği büyük tutacaksın,o zaman iktidarsın” tespitine,Ulusal Kanal’da dünün Kürtçüsü,bu gününü Atatürkçüsü dönme Yalçın Küçük hocanın “Chp+Fethullah Gülen bağlantısı” tespitleri de AB-D’nin B.O.P projesi kapsamında,AKP+CHP koalisyonu planlarına işaret etmektedir.
Adeta yazılarımın CHP ve sömürgeci devletler tarafından bire bir uygulandığı hissine kapıldım inanın.Nasıl inanmayayım ki?
Kılıçdaroğlu’nun Tayyip fıkrasını,bana gelen spam İngilizce maillerden tercüme edip arkadaşlar arsında 2002'den beri anlatıyordum, üç yıl önce de blogumda “George W. Bush’un Saati” adıyla yayınladım,bunu başbakanın üzerinden değiştirip kullandılar.Kılıçdaroğlu’nun Türklüğü konusunu ise “Alevi Ermeni,Alevi-Sünni Türk” başlıklı yazımdan kullandılar.
Türban açılımını daha Baykal zamanında “CHP Alevi Partisi mi?” başlıklı yazımdan 45 gün sonra yaptılar.”27 Mayıs Açılımı ve İsmet paşayı terk eden söylemlerini “CHP Muvazaaları ve Baykal’ın İstifası” ve de “Sola Açılan Haçlı Seferi” başlıklı yazılarımdan sonra yaptılar.
Hatta,sayın Gürsel Tekin'in son zamanlarda dilinden eksik etmediği "Ehil olmayan avukat derdini mübaşire anlatırmış" sözü bile benim blogumdan alınmadır.Çünkü böyle bir deyiş Türk Deyimler Sözlüğünde yoktur.
Siz olsanız,değişikliklerin yazılarınızdan dolayı yapıldığı düşüncenize kapılmaz mısınız?
Görünen o ki,sömürgeci devletler boş durmuyorlar ve emellerini gerçekleştirmek için her türlü engeli kaldırmak üzere işlerine yarayacak en ufak tespiti değerlendiriyorlar.Şahsen adamları bu kadar araştırmacı ve idealist olmalarından dolayı kutlamadan edemeyeceğim.Adamlara helal olsun.Gene de kendileri açısından en iyi sonucu almak için “en doğru” olasılığı değerlendiriyorlar.
Bu çaba gerçekten kutlanır.
Ama bizim,iktidar hırsından köleleşmiş, sömürgeci devletlerin onayları ile koltuk sahibi olmak için köpek gibi kuyruk sallayan işbirlikçi zihniyeti de nasıl yorumlamanız gerektiği de sizlere kalmıştır.
Demokratik haklarını korumak için çabalayan emekçi,öğrenci kesimi çaresizce CHP+Fetoş grubuna,dini değerlerine sahip olmak ve yaşamak isteyenlerimiz de AKP+Fetoş Grubuna mahkum edilmiştir.Ordu da her hafta uydurduğu “Darbe Senaryoları" ile bu yapılanmayı ayakta tutmak için elinden geleni yapmaktadır.
Halkın çıkar yolu bunlardan kurtulmaktır ama nasıl?
Buna da halk verecektir elbet.
Şimdi sizlere bazı İnternet sitelerinden e- postama gelen yazılara yaptığım birkaç yorumu ekliyorum.Belki anlatmak istediğim bazı konuların açıklanmasında yararlı olur.
İyi okumalar.
Saygılar.
Alaeddin YAVUZ
KÖLELER ARİSTOKRASİSİ
Bu milleti 500 yıldır planları önceden düşmana satılmış savaşlarda kıyan,"Müslümanın ama Avrupalıyım" diyen,dışarıda camiye gidip evde haç çıkaran,ya da laikliğe sığınan,10 kasım 1938'den beri halkımızı sömürgeci devletlere köle eden,hamam yerine banyo,hela yerine tuvalet,hollywood filimlerinde resmen "shit-bok" kelimesini "lanet" diye çeviren,kendisine saltanat veren milleti beğenmeyip,kendisini de içlerine almayan ama hayranı ve kölesi olduğu batılı dindaş ve yandaşlarının aşağılık,hippilik,eş cinsellik,pedofili gibi alışkanlıklarını bile bu millete "modernlik-çağdaşlık",cinsel özgürlük diye kabul ettiren,İstanbul-Sultanahmet avrat pazarından saraya köle olarak satın alınmış,sonra da devlet sahibi edilmiş,bu günde devleti elinde tutan ve milletin kanlarının akmasını sürekli kılan ihanet siyasetlerinin ortakları olan,kimi Atatürk kimi din arkasına saklanan "Köleler Aristokrasisi'ni" yazıyorsunuz.Bunun adını ben koydum ve bu başlıkla da yazdım.
Bu konuyu artık bu adla analım;
"Aristokrat Köleler.
Malum Türk milletinde aristokrasi yoktur,onu da bunlar kurdular,bu milletin başına hem aristokrat hem de onların kanlarını pazarlayanlar oldular.
Tam 500 yıldır.
Bu milleti 500 yıldır planları önceden düşmana satılmış savaşlarda kıyan,"Müslümanın ama Avrupalıyım" diyen,dışarıda camiye gidip evde haç çıkaran,ya da laikliğe sığınan,10 kasım 1938'den beri halkımızı sömürgeci devletlere köle eden,hamam yerine banyo,hela yerine tuvalet,hollywood filimlerinde resmen "shit-bok" kelimesini "lanet" diye çeviren,kendisine saltanat veren milleti beğenmeyip,kendisini de içlerine almayan ama hayranı ve kölesi olduğu batılı dindaş ve yandaşlarının aşağılık,hippilik,eş cinsellik,pedofili gibi alışkanlıklarını bile bu millete "modernlik-çağdaşlık",cinsel özgürlük diye kabul ettiren,İstanbul-Sultanahmet avrat pazarından saraya köle olarak satın alınmış,sonra da devlet sahibi edilmiş,bu günde devleti elinde tutan ve milletin kanlarının akmasını sürekli kılan ihanet siyasetlerinin ortakları olan,kimi Atatürk kimi din arkasına saklanan "Köleler Aristokrasisi'ni" yazıyorsunuz.Bunun adını ben koydum ve bu başlıkla da yazdım.
Bu konuyu artık bu adla analım;
"Aristokrat Köleler.
Malum Türk milletinde aristokrasi yoktur,onu da bunlar kurdular,bu milletin başına hem aristokrat hem de onların kanlarını pazarlayanlar oldular.
Tam 500 yıldır.
Yerinde tespitleriniz için sizi kutlarım.
Tespitleriniz bloglarımdaki tespitlerime uymaktadır.
Bahsettiğiniz siyaset anlayışı bana bile virüs yollayan bir zihniyettir.
Bir takım yapılanmalar din,Atatürk,Türklük,vatanseverlik her şeyi tekellerine almış,asıl niyeti ise asla bu ülke halkına hizmet olmayan,takiyyeci,sülük,istismarcı bir yapılanmadan başka bir şey değildir.
Saygılar.
Alaeddİn YAVUZ
KÜRT İSTİLASI DEVLET ELİYLE GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR.
Nüfus analizleri ile ilgili olarak da Türkiye'nin bütün bölgelerinde "KADIN BAŞINA DÜŞEN ÇOCUK SAYISI" "iki-2" olarak verilirken Güney doğu Anadolu bölgesinde bu oranın "7-YEDİ" olduğunu belirtmesi Kürt yayılmacılığının sadece terör-ekonomik kalkındırma dümenleri ile değil,kadınlarını tavşan gibi durmadan yavrulattıklarını da ortaya koymaktadır.
Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan sayımda "1.5.milyon" olan Kürt nüfusu bu gün AKP'yi,CHP'yi ve diğer bölücü partileri tek başına meclise taşır hale geldiyse bu "Allah'ın bilinmez bir hikmeti" değil,Atatürk'ün öldürülmesinin ardından devletin Dersim-Elazığ-Bitlis Ermeni aşiretleri arasında paylaşılması sonucu olmuştur.
Kökenleri Dersim Pavlusçularına (Alevi'lik maskeleridir.)dayalı Tokat yöresi sözde Kürtlerinin (Dönme Ermeni veya Ermenileşmiş Türk-Kara Tatar-Çingene-Şavaklardan (Kürt yörükleri) oluşan bu yörede de kasıtlı bir nüfus artışı planlı olarak sürdürülmektedir. Tanıdığım bir Tokatlı Pavlusçu (Kürt'üz demelerine bakmayınız) ailede yalnız bir kadının kendisine ait 12 çocuğu ve bir de evlatlığı vardı.Tek eşliliği emreden Medeni Hukuk Kürtler arasında geçersizdir.80 yaşında bir erkek "8" yaşında bir kız çocuğu ile çekinmeden,hesap vermeden evlenebilmekte-evlendirilebilmektedir.
YİBO adı verilen Yatılı İlköğretim Bölge Okulları ile de sınırsız sayıda çocuklarını Türk miletinin vergilerinden kesilen paralarla Türk Milletine baktırmaktadırlar. Anne beni Okula gönder gibi kampanyalar kasıtlı olarak yürütülmektedir.
PKK'nın tasfiye edilmesi ile ilgili NCAF Raporunda da Atatürk döneminde çıkartılan 26 Kürt isyanı,Pontus Rum (Potamya),Konya Deli Balta,Menemen ve diğerlerinin aslında "saltanatı desteklemek için değil,her birinin ayrı bir Bağımsızlık Savaşı olduğu" ABD'lilerce ifade edilmektedir.Aşağıdaki link'ten raporun Türkçesini okuyabilirsiniz.(Çeviri bana aittir)
http://keykubat.blogcu.com/akp-nin-acilim-emri-abd-den-abd-pkk-raporu-2007/6003533
Kürtlerin "nüfus çoğunluğu ile BM ilkelerine göre ülkeyi toptan Kürdistan" ilan etme çabasını da
yazılarımda üç yıl önceden yazmıştım.
Bir hafta önce İslamcı (İlluminatici) Nurcu yazar Mehmet Şevki EYGİ'nin Habertürk'te katıldığı bir programda "Cumhuriyet kuruluş döneminde (Atatürk Dönemi) Sünni Müslümanlara zulüm etmiştir" sözü ile "Şafi Kürtlerin" sömürgeci devletlerden aldıkları vaat ve desteklerle çıkardıkları haince işbirlikçi isyanları "Sünni İnanç" maskesi ile masum kılarak,Cumhuriyeti "Bütün Sünni Müslüman halkın düşmanı" olarak ilan etmektedir.Said-i Kürdi,N.Erbakan, Fethullah Gülen hareketlerinin temeli olan bu anlayış,AKP hükümeti zamanında zirve yapmıştır.
Aslen Bitlis Ermenisi olan İsmet İnönü'nün " Kürtleri Türklerin Arasına Dağıtarak eritme " Siyasetinin arkasından 72 yıllık bir "Kürt İstilası" çıkmıştır.Kürtler,otobüsler dolusu aşiretleri ile gelerek Türk yurdunu işgal etmiş,Türk çocuklarının Jandarma,Polis,Yargı gibi devlet işlerinden uzak tutulması ve olanlarının da doğuda istihdamları (Şark Hizmeti,Görev Bölgesi şartlarına göre Doğu veya Karadeniz Bölgesinde istihdam edildiklerinden" Türk Milleti kendisini savunacak kimseyi bulamamıştır.Direnenler ise devlet eliyle veya bir şekilde tasfiye edilmişlerdir.
Aslen Bitlis Ermenisi olan İsmet İnönü'nün " Kürtleri Türklerin Arasına Dağıtarak eritme " Siyasetinin arkasından 72 yıllık bir "Kürt İstilası" çıkmıştır.Kürtler,otobüsler dolusu aşiretleri ile gelerek Türk yurdunu işgal etmiş,Türk çocuklarının Jandarma,Polis,Yargı gibi devlet işlerinden uzak tutulması ve olanlarının da doğuda istihdamları (Şark Hizmeti,Görev Bölgesi şartlarına göre Doğu veya Karadeniz Bölgesinde istihdam edildiklerinden" Türk Milleti kendisini savunacak kimseyi bulamamıştır.Direnenler ise devlet eliyle veya bir şekilde tasfiye edilmişlerdir.
Son İnegöl ve Hatay olaylarına bakıldığında,en ufak halk direnişinde devletin bütün güvenlik güçlerini bu iki yere bir anda yığan hükümet,30 yıllık PKK terörüne rağmen böyle bir önlemi buralarda asla denememiştir.
Türk bölgelerinde böyle bir direniş olsa Türk milletinin üzerine uçakla bomba yağdıracağından şüphem yoktur.Ama bu doğu için düşünülümemez,çünkü onlar,"masum,cahil,zavallı" (!) insanlardır.Medeni kanunu ve devletin hiç bir yasasını asla tanımamış ve tanımayacak olan,her gün Türk çocuklarına kurşun sıkmakta,parasız ama sekiz-10 yaşında 4-5 karısı olan,kız çocuklarını tanımayan,erkeklerinin de adlarını karıştıran,düğünlerde iki katır yükü mermi yakan,bu "zavallı ve cahil Kürtler (!) " gerçekten özel bir inceleme konusudur.Bu işlere para bulurlar.Çünkü devlet onların aşiretlerinin,şeyh,şıh,pirlerinin ellerinde oyuncak bir devlettir.
Mezra yakan,çocuk kaçıran,örgüte çocuklarını vermeyen Kürt ailelerinin yardım isteklerini görmezden gelerek olayların bu hale gelmesine bizzat ordu içindeki "ayrılıkçı-darbeci,Kürt,Rum,Ermeni,Grek AB-D" işbirlikçiliği her şekilde destek vermiştir.
Yazılarımdaki tespitlerime benzer tespitleriniz konunun gün geçtikçe daha iyi anlaşıldığını göstermesi açısından yüreğime su serpmiştir.
Ülkemize ve bütün insanlığa barış dolu bir gelecek dileğiyle,kolay gelsin.
Alaeddin YAVUZ
http://adilyargicc.blogspot.com.tr/2010/12/son-ihanet-isbirlikleri.html
..