21 Ocak 2021 Perşembe

ERDOĞAN PARALEL HÜKÜMETİ İŞBAŞINDA

ERDOĞAN PARALEL HÜKÜMETİ İŞBAŞINDA



Feyzi Çelik
ÇÖZÜMÜN UÇURUMUNDAKİ SÜREÇ VE KÜRDİSTAN

26.06.2015 

Seçimin üzerinden iki haftadan fazla bir zaman geçti. Genel kanı AKP'nin önünün kesildiği yönünde. Ancak, CB Erdoğan icracı bir başbakan gibi Türkiye'yi eskisi gibi yönetmeye devam ediyor. 

CHP Eski Genel Başkanı Baykal'ı Ankara'ya çağırıp görüşüyor. Tüm partileri üstenci bir tavırla koalisyon hükümetini bir an önce kurmaları için emirler yağdırıyor. 
Kendi hukuksuz duruşunu soyrun olarak görmüyor. 

YPG ve Burkan El Fırat tarafından IŞİD'den kurtarılmasından sonra CB Erdoğan ve yakın medya PYD'yi IŞİD'den daha tehlikeli ilan etti. 

AKP Politikalarının en dikkat çekici yanlarından biri sürekli ikilikler taşımasıdır. 

Bir yandan Kürt sorununu çözmek için uğraş verdiğini gösteriyor öte yandan çözüm olmaması için elinden geleni yapıyor. HDP ile ilişkilerinde de ikilik devam ediyor. Hem HDP'yi çözüm sürecinin bir partneri olarak görüyor. Hem de HDP'ye yönelik Diyarbakır'da, Adana'da, Mersin'de saldırılara zemin hazırlıyor. 2013 Yılının başında MİT eliyle Sakine Cansız ve arkadaşlarının katledilmesinde olan tam da buydu. Bunun başka bir anlamı da "hem mücadele hem de müzakere" etmektir. 
CB Erdoğan, Kobani'ye yönelik IŞİD saldırısından sonra da bu söyleme devam ediyor. "Bölgede ölümü gösterip sıtmaya razı etme stratejisi güdülüyor. 

Bu olayları seyirci tribününden izlememizi kimse beklememelidir." Diyerek tehditlerine devam ediyor. Ölüm/Sıtma benzetmesi, PYD, IŞİD'den daha tehlikelidir söyleminin tekrarıdır. Türkiye, Kobani'deki saldırıyı bahane ederek önümüzdeki günlerde "güvenli/tampon bölge" tezine yeniden gündeme getirebilir. Burada ilginç olan husus, bu konudaki açıklamanın başbakandan değil de Erdoğan'dan gelmiş olmasıdır. Öyle anlaşılıyor ki, hükümeti kim kurarsa kursun, Erdoğan paralel hükümetini devreye koymuştur. Askeriyeyi de yanına almıştır. Olan gizli bir darbedir. Kendisi dışında kim varsa darbeci ilan ederken asıl darbeyi yapan kendisidir. Bu nedenle Erdoğan, kalıcı bir hükümetin kurulmaması için elinden geleni yapacaktır. Ülkeyi yeniden seçim atmosferine sokarak yılbaşına kadar zaman kazanmaya çalışacaktır. 

Erdoğan'ın, "DEAŞ terör örgütü, Kobani bölgesinde menfur bir saldırı gerçekleştir di. Masum sivilleri hedef alan bu saldırıları en güçlü şekilde lanetliyor ve telin ediyoruz." Demesi bizi aldatmamalıdır. Onun gözünde asıl terör örgütü HDP'dir anlayışı devam ediyor. Onun derdi varsa yoksa HDP'dir. Aynı açıklamasında, HDP için, "Türkiye partisi olmanın yolu bu çevrelerin taşeronluğunu yapmaktan değil, ülkesine değer vermekten geçer. Herkesten aklı selim davranmalarını tavsiye ediyorum. Türkiye partisi olmak lafla değil icraat ile olur. Artık terörle aralarına mesafe koymalarını bekliyorum." Demesi başka bir anlama geliyor mu? HDP ve diğer partiler Erdoğan'ın hiç de gereği yokken "Yüzde on üç oy alan HDP'ye "terörle aralarına mesafe koymalı" çağrısını ciddiye alıp, HDP'ye olası saldırılara zemin hazırlığını görmeleri gerekiyor. 

IŞİD Saldırısından sonra yaralıların Türkiye'de tedavi edilmesi, Türkiye'nin sorumluluğunu kaldırmaz. 
Tam tersine bu da ikilik politikasının bir gereğidir. 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder