4 Kasım 2017 Cumartesi

Vurun Kahbeler Vurun



Vurun Kahbeler Vurun


Emin Çölaşan


Sevgili okuyucularım,

siyasetin düzeyi iyice düştü. Türkiye’nin içerisinde bulunduğu bu içler acısı durum olanca hızıyla sürüp giderken, vıcık vıcık ve utandırıcı olaylara tanık olmaktayız.
AKP milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı olan Burhan Kuzu isimli şahıs önceki gün Tayyip’i eleştirenler için mesaj attı:
“Hedef Sayın Başbakan. Vurun, haydi vurun kahbeler.”
Bir siyasetçi bu sözleri ayık kafayla yazamaz.
Belli ki fazla miktarda alkol almıştı. Nitekim kendisine yine mesajlarla sordular:
“Bunları yazarken ne içmiştin?”
Yanıt verdi!
“Çay içmiştim!”

* * *
Meclis’teki anayasa çalışmalarını yöneten ve yönlendiren bu şahıs, Tayyip’i eleştirenleri hiç utanmadan, hiç sıkılmadan “Kahbe” olarak tanımladı.
Bu sözcüğün, yani kahbenin anlamı için Ferit Devellioğlu’nun bu konuda kaynak eser olan Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat isimli sözlüğüne baktım.
Tam karşılığı aynen şöyle:
“Kahbe: Namussuz kadın. Fahişe. Hilekar, kalleş, kancık, dönek (adam.)”
Beyefendi kendisine yakışır ölçüde güzel bir benzetme yapmış!
Tanımına göre Tayyip’i eleştirenler kadın ise namussuz ve fahişe, erkek ise hilekar, kalleş, kancık, dönek!
Şu utanmazlığa, kepazeliğe bakar mısınız!
Burhan’ın Tayyip’i eleştiren milyonlarca kadınımıza, analarımıza, bacılarımıza ve üstelik erkeklerimize reva gördüğü bu sözcük döner dolaşır, kendisini vurur.
Bu sözler AKP’yi eleştiren milyonlarca yurtsever insanımıza karşı sergilenen en ağır hakaretlerden biridir. Haddini aşmış, işi terbiyesizliğe vurmuştur. Buna hakkı yoktur.
Biraz edep, biraz düzey ya huu!
Derhal özür dilemelidir, derhal.
Türkiye’yi yöneten adam!
Sevgili okuyucularım, burada sık sık yazıyorum… Türkiye’yi Ankara’dan Tayyip, Amerika’dan Fethullah, İmralı’dan Apo yönetiyor. Şimdi yolsuzluk-hırsızlık iyice kızıştığı için Apo gündemden düştü, sesi pek çıkmıyor. Yakında uygun ortam geldiğinde mutlaka ötmeye başlayacaktır.
Kavga şimdi Tayyip’le Fethullah arasında.
Bu kavga nedeniyle bunların yayın organları da bölündü. Örneğin militan yandaş gazeteler ikiye ayrıldı.
Tayyipçiler: Sabah, Star, Yeni Şafak, Akit.
Fethullahçılar: Zaman, Bugün.
Bir taraf saldırınca öbür taraf savunmaya geçiyor, sonra öteki saldırıp karşı taraf aleyhine belgeler yayınlıyor falan filan!

* * *
Son hortumlama belgeleri sonrasında iki tarafın arası iyice açıldı. Tayyip tayfası, Fethullah takımını zor duruma düşürmek için şimdi yeni bir taktik uyguluyor.
Biliyorsunuz, Fethullah ekibi nurcu.
Önderleri ise Said-i Nursi.
Geçmiş yıllarda benzer olaylara karışmış, 31 Mart 1909 irtica ayaklanması sonrasında İstanbul’dan Sinop’a sürgün edilmiş, sonra başka olaylara karışmış, Isparta’da oturup bir sürü nur kitapları yazmış biri.
(Burada bir parantez açıyorum. Onu daha iyi tanımak ve Allah’la kendisini nasıl eşdeğer gördüğünü anlamak istiyorsanız, ilahiyatçı Prof. Dr. Zekeriya Beyaz’ın “Kendi Belgeleriyle Said Nursi ve Nurculuk” isimli kitabını okumanızı öneririm. Parantezi kapıyorum.)
Şimdi anlatacağım olay, Türkiye Cumhuriyeti’nin 21. yüzyılda kimlerin, hangi kafaların elinde kaldığının, medyanın hangi düzeye düştüğünün göstergesidir.

* * *
Tayyip-Fethullah kavgası kızışınca, Tayyip medyası yeni bir arayışa girdi.
Fethullah’a Said-i Nursi üzerinden vurmak.
Gazeteleri birkaç günden beri bu konuyla ilgileniyor! İşte size dünkü birinci sayfa manşetlerinden birkaç örnek:
Star: “Nur’dan uzak düşmeyin. Bedüizzaman (Sait’in) talebeleri: Milletin oyuyla gelen hükümetten yanayız. “
Yeni Şafak: “Bediüzzaman’ın talebelerinden cemaate (yani Fethullah’a) ortak uyarı. Sakat anlayış.”
Akit: “Nur talebelerinden manifesto. Cemaat adına siyasi faaliyette bulunmak, siyasi partilerle pazarlık yapmak, devlet içinde kadrolaşmak, iktidara ortak olmak gibi faaliyetler Risale-i Nur’un iman ve Kur’an hizmetiyle çelişki teşkil etmektedir.”
Bu üç gazetenin her birinin manşetlerinde Fethullah’a karşı Tayyip’ten yana tavır koyan beş adet ihtiyar Said-i Nursi talebesinin fotoğrafları var.
Belli ki Tayyip taktik değiştirmiş, onları konuşturarak Fethullah takımını kendi içlerinden vurduruyor.
Özetle, Nurcular çağrıda bulunuyor, Fethullah’a mesaj veriyor:
“Bu yaptıkların hazretimizin öğretisiyle bağdaşmaz. Geri adım at ve kavgayı bitir.”

* * *
İş bu kadarla da kalmıyor. Tayyip’in Sabah gazetesinde dün iki ilan var ki, ikisi de tam sayfa.
İlkini veren Mehmet Tanrısever (İmzası: Feza Film, yönetmen, sanayici) isimli biri. Fethullah’a sesleniyor:
“Müminler müminleri bırakıp kafirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa Allah’la ilişiğini kesmiş olur. Ali İmran 28. ayet.
Müminler sadece kardeştir. O halde ihtilaf eden kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki, onun merhametine nail olasınız. Hucurat 10. ayet.”
Sabah’ta bir tam sayfa ilan daha var.
“Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerinden kamuoyuna açıklama” başlığı ile çıkmış, öteki yandaşların manşetten verdiği sözleri ilanda tekrar ediyor, yine isim vermeden Fethullah’a çağrıda bulunuyor:
“Bu yaptığın yanlıştır. Çek elini siyasetten. Yaptıkların Nurculukla bağdaşmaz.”
İlanın altındaki imzalar:
Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayramoğlu, Salih Özcan, Mehmet Fırıncı, Abdülkadir Badıllı.
Allah bu ilanları verenlerin tuttuğunu altın etsin, hayırlı işler, bol kazançlar versin. Amin!

* * *
Sevgili okuyucularım, daha yeni yılın ilk gününde zamlar kafamızda patladı. Asgari ücrete alay eder gibi 43 lira zam yapıldı.
Türkiye, parası 2013 yılında dolar karşısında en çok değer kaybeden beşinci ülke oldu. Bizden daha kötü durumda Arjantin, Brezilya, Endonezya ve Güney Afrika var.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin “Yargıtay’ın imamı inceleyip karar versin diye Pensilvanya’ya dosya gönderdi” dedi. Kim bu Yargıtay üyesi?
21. yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti işte bu kafaların elinde.
Siz kahbeler, hepsini boşverin ve unutun!
Biz kahbeler, hepimiz, demek ki bunlara, bu kafalara layıkmışız!

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder