11 Kasım 2017 Cumartesi

AKP’nin Kürt Açılımı Politikası Milletten Gizlenerek Devam Etmektedir

AKP’nin Kürt Açılımı Politikası Milletten Gizlenerek Devam Etmektedir  


Prof. Dr. Ümit Özdağ
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü                         
Anayasal Düzen-Hukuk-Adalet Araştırmaları Merkezi

21 Mart 2011 Pazartesi

AKP’nin Kürt Açılımı Politikası Milletten Gizlenerek Devam Etmektedir Öcalan’ın serbest kalması, PKK’ya genel af çıkarılması, bölünmenin ilk adımı 
olan bir özerk Kürdistan süreçlerinin önü 12 Haziran’da açılmak istenmektedir.

AKP iktidarı, Öcalan ile bir çok konuda mutabakat sağladığı müzakereleri Türk  milletinden gizleyerek sürdürmektedir. Ancak AKP'nin Öcalan ile müzakerelerinde ulaştığı noktayı ve seçim sonrası için gizlenen planları artık Türk milletinin  bütün açıklığı ile öğrenmesinin vakti gelmiştir. 

Öcalan'ın 1999'da yakalanması ve mahkum olmasından sonra Türk Ordusu PKK ile  mücadelesini Türkiye ve Kuzey Irak'ta sürdürmüştür. Güvenlik güçlerinin 
inisiyatifi tamamen ele aldıkları 2000-2001 ve 2002 senelerinde 584, 757 ve 729  çatışma gerçekleşmiştir. 2002'de 6 askerimiz şehit olmuştur. 

AKP, Kasım 2002'de iktidara geldiği günden itibaren Avrupa Birliği'ne tam üyelik  süreci adı altında TSK'nın PKK ile mücadelesinin hukuki alt yapısını ortadan 
kaldıran bir dizi yasa çıkarmıştır. Amerikan Ordusu'nun Irak'ı işgalinden sonra  AKP Hükümetinin zayıf ve iradesiz tutumu PKK'yı Türkiye'ye karşı saldırılarında 
cesaretlendirmiştir.

Terör karşısındaki iradesiz tutum, PKK terörünün 2003'de patlama yapmasına neden  olmuştur. PKK'nın eylem sayısı 1501'e çıkmıştır. Türk Ordusu'nun şehit sayısı 21'e yükselmiştir. 2004'de PKK'nın eylem sayısı ve şehitlerimizin sayısı artmış,  73'e çıkmıştır. 2005 ilkbaharında Türkiye'deki PKK'lı sayısı, Öcalan'ın 
yakalandığı dönemdeki sayıya ulaşmış, yaz aylarında 1900 olmuştur. 2005'de şehit  sayımız 92'ye ulaşmıştır. 2006'da terör tırmanmaya devam etmiş ve Türk Ordusu 121 şehit vermiştir. 

Terörün tırmanmasına K. Irak'a bir askeri harekat ile cevap vermek isteyen  TSK'yı AKP Hükümeti, yaklaşan seçimlerde oy kaybetmemek için engellemiştir. 
2007'de Genelkurmay Başkanlığı'nın K. Irak'a yönelik askeri harekat isteğinden  dolayı TSK ile AKP Hükümeti arasında yaşanan gerilim sürmüş, PKK ile çıkan 
çatışmalarda 118 Türk askeri şehit olmuştur. 

AKP Hükümeti 2008'de "Kuzey Irak Açılımı"nı başlatmıştır. Bu açılım "Kürt  Açılımı"nın ilk adımı olmuştur. Ancak PKK'nın terör eylemleri 2008 yılında da 
devam etmiş ve 150 şehit verilmiştir. 2009 Ocak ayında AKP, Türkiye'de ABD'nin  teşviki ile PKK Açılımı başlamıştır. Amerikan Ordusu'nun Kuzey Irak'tan çekilmesi sonrasında Türkiye'nin K. Irak'a müdahalesine neden olacak bir PKK  örgütlenmesinin bu bölgede kalmaması için Washington, AKP Hükümeti'nden PKK'nın Türkiye'ye dönmesinin koşullarını oluşturmasını istemiştir. ABD bununla da  kalmamış, Amerikalı uzman David Phillips'in 2007'de hazırladığı PKK'nın silahsızlandırılması ile ilgili raporu AKP Hükümeti'nin önüne yararlanılması  için koymuştur.

AKP Hükümeti 1 Ocak 2009'da TRT Şeş yayınını başlatmıştır. Türkiye'ye barış  getireceği iddia edilen bu televizyonun ilk gün yayınında şarkıcı Rojin'in 
söylediği şarkının mısralarında "Ateş düşsün Türk'ün evine" denmektedir. Mayıs  2009'da Cumhurbaşkanı A. Gül, "Güzel şeyler olacak" açıklamasını yapmıştır. 
Bu süreçte A. Öcalan ile müzakereler başlamıştır. Öcalan ile müzakereler devam  ederken PKK'nın terör eylemleri de devam etmiştir. 

Ağustos 2009'da Öcalan kendisinin alenen muhatap alınmasını isteyince görüşmeler  tıkanmıştır. Öcalan, 19 Ekim'de Habur'da AKP Hükümeti ile koordine edilen bir güç gösterisi yapmıştır. Erdoğan'ın Habur görüntülerine ilk tepkisi "Habur sınır  kapısında yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü?" şeklinde olmuştur. 

10-12 Kasım 2009'da TBMM'de AKP Hükümeti "PKK Açılımı" programını açıklamıştır. 
AKP, Habur sonrasında PKK Açılımı'nı uzun süre kamuoyunun gözlerinden kaçırarak  izlemiştir. 2009 yılında da PKK'nın terör eylemleri devam etmiş, 135 şehit verilmiştir. İç İşleri Bakanlığı kaynaklarına göre ise 2009'da 74 kişi terör  eylemleri sonucunda hayatını kaybetmiştir. 2010'da PKK'nın katlettiği 
yurttaşlarımızın sayısı 49 olmuştur. 

12 Eylül 2010 Anayasa referandumu Öcalan'a AKP Hükümeti karşısında bir mevzi  kazanma şansı vermiştir. AKP Hükümeti Öcalan'ı resmen muhatap almayı ve bunu geri dönülmeyecek şekilde kamuoyu ile paylaşmayı kabul etmiştir. Erdoğan, 3 Kasım 2010'da Öcalan ile yapılan görüşmeleri "devletin Öcalan ile görüştüğünü" açıklayarak, resmileştirmiştir. Kürt Açılımı'nın mimarlarından Prof. Dr. İhsan Bal devletin ne anlama geldiğini şöyle açıklamaktadır: "Artık Türkiye'de de Batı'daki gibi hükümet ile devlet aynı şey oldu."[1] 

Öcalan-AKP Hükümeti müzakerelerinin Erdoğan'ın açıklaması ile resmiyet kazandığı dönemde aslında büyük bir mesafe alındığı da anlaşılmıştır. 19 Kasım 2010 tarihli Habertürk gazetesinde Fatih Altaylı, Öcalan'ın avukatlarından birisinin kendilerine Öcalan ile AKP Hükümetinin bir protokol imzalayıp imzalamadığı sorusuna "evet" dediğini ve "Adını protokol olarak koymak doğru mu ya da yazılı bir protokolden söz edebilir miyiz emin değilim" diye eklediğini kaydetmektedir. 

Altaylı'nın ifadeleri ile yazılı veya yazısız protokolün maddeleri aşağıdaki gibidir:

 "1. Asker operasyon yapmayacak. PKK çatışma şartları oluşturmayacak, çatışmaya girmeyecektir. 
  2. Yeni Anayasa'da Kürtlerin vatandaşlık hakları yeniden kapsayıcı bir dille tanımlanacak. Dil ve kültürel hakları Anayasal güvence altına alınacaktır. 
  3. Kürt sorununun çözümü için PKK-KCK ile dolaylı da olsa görüşmeler yapılacak. Silahların tasfiyesi için ortak bir görüş oluşturulacaktır. 
  4. PKK'nın yaptığı infazlar ile son 25 yılda Güneydoğu'da resmi görevlilerin terörle mücadele adı altında yaptıkları hukuksuz eylemleri araştıracak bir 
      "Hakikatleri Araştırma Komisyonu" kurulacak. PKK bu komisyonun istediği bilgileri verecek, arşivlerini açacak. İlgili devlet görevlileri de ifade verecektir. 
  5. Öcalan'ın cezaevi koşulları seçim sürecine kadar iyileştirilecek. (Gazete, dergi, televizyon gibi mahkûm haklarından yararlanmak ve diyalog sürecinde 
      örgüte hâkim olabilmek için PKK ve DTP'den çözüm sürecinde yer alacak isimlerle denetimli olarak iletişim kurmasına izin verilmesi.) 
  6. Seçimin ardından silahsızlanma aşamasına geçildiğinde Öcalan'ın İmralı'dan çıkarılarak ev hapsine alınmasına imkân sağlamak için kamuoyu oluşturulacaktır. 
  7. KCK operasyonlarında tutuklanan belediye başkanları ve BDP'liler, mahkeme tarafından duruşmalar sırasında tahliye edilecek. Genel af, seçim sonrasında 
değerlendirilecek. Seçim barajı düşürülerek özellikle Güneydoğu'da oyların Meclis'e daha fazla yansımasının önü açılacak."[2]

Şimdi yukarıdaki iddiaları teker teker sorgulayalım. 

1) Jandarma Genel Komutanlığı bir süre önce Güneydoğu Anadolu'daki bütün birliklerinin arama-tarama faaliyetlerini durdurarak sadece nokta operasyonu 
yapılması emri vermiştir. Bu operasyonların dolaylı şekilde durdurulması anlamına gelmektedir.

2) PKK, Anayasanın değiştirilmesini ve Kürtlerin yeni Anayasaya kurucu millet olarak girmesini istemektedir. AKP Hükümeti ise bunu yerine Anayasa'dan "Türk 
milleti" kavramını çıkarmayı planlamaktadır. Anayasa Mahkemesi yargıçlarının yeminlerinden "Türk milleti" kavramını çıkarmayı deneyen AKP, [3] seçimlerin 
yaklaşmasından dolayı şimdilik geri adım atmış, ancak gelecekteki planları ile ilgili yeni bir ipucu vermiştir. 

AKP, Anayasa değişikliği ile üniter devlet yapısını ortadan kaldıracağı veya en azından yumuşatacağının da mesajını vermiştir. Erdoğan, başkanlık sistemini 
savunduğu konuşmasında valilerin de seçimle gelmesi gerektiğini ileri sürmüştür.[4] 

22 Aralık 2010'da, Talabani, Çırağan Sarayı'nda, Ahmet Türk, Aysel Tuğluk ve Sırrı Sakık'a Türk Hükümeti beş sene içinde Kürtçe eğitime başlayacak, 
öğretmenleri biz Kuzey Irak'ta eğitiyoruz. Ancak daha önce Kürtçe seçmeli ders olacak demiştir.[5] Bunu Cumhurbaşkanı A. Gül'ün 30-31 Aralık 2010'da Diyarbakır ziyareti sırasında İşadamları ile yaptığı görüşmelerde "Anadil haktır, bu hak tanınacak" dediğinin Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı tarafından açıklanması izlemiştir.[6] 

PKK Açılımı'nın mimarlarından Polis Akademisi öğretim üyesi Prof. Dr. İhsan Bal'da "Devletin yol haritasında anadilde eğitim hakkı var mı?" sorusuna "Her 
şey deklare edilmemiş olabilir ama muhakkak ki var. Önce işe okullarda Kürtçe dersiyle başlanır, sonra süreç anadilde eğitime varır"[7] cevabını vermiştir. 

Özetle, Türk kimliğinin Anayasa'dan çıkarılması ve Kürtçe eğitim için çalışmalar başlamış ve ilerlemiştir. Öcalan ile yapılan protokolün ikinci maddesi de 
uygulamaya konulmuştur.

3) Öcalan ile görüşüldüğüne göre PKK-KCK ile dolaylı görüşmeler yapılmaktadır. 16 Ocak 2011 tarihli Taraf gazetesi Öcalan ile üç MİT mensubu arasında 
görüşmelerin devam ettiğini kaydetmiştir. AKP Hükümeti, bu görüşmelerde BDP yetkililerinin de açıkladığı gibi "ateşkesin" 12 Haziran seçimlerine kadar 
sürmesini ısrarla talep etmiştir.

4) Diyarbakır'da devam eden ve 1990'lı yıllarda Cizre'yi PKK'nın elinden alan eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz ile ilgili faili 
meçhuller davası aslında "Hakikatleri Araştırma Komisyonu" sürecinin bir parçasıdır. Taraf gazetesi 6 Ocak 2011 tarihli haberinde AKP Hükümetinin 
Hakikatleri Araştırma Komisyonunun kurulacağını MİT aracılığı ile Öcalan'a bildirmiştir.

5) Öcalan'ın Kandil ile iletişim kurmasına izin verilmiştir.[8] Esasen devlet, 2007 başından itibaren Öcalan ile avukatlarının görüşmelerinde gözlemci 
bulundurma uygulamasına son vermiştir.[9] Adalet Bakanlığı da PKK ile Öcalan arasında iletişimi sağlayan avukatlar hakkında soruşturma açılmasını 
engellemektedir.[10]

6) Öcalan'ın ev hapsine alınması ile ilgili bazı temasların olduğu anlaşılmaktadır. BDP milletvekili Ufuk Uras, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e 
Öcalan'ın ev hapsi için kendisinin Marmara Denizi'ndeki adalardan birisinde bulunan evini önermiştir. Ergin bu teklife, "Şu an konjonktür buna müsait değil, 
sıcak bakmıyoruz, toplum hazır değil" cevabını vermiştir. Ufuk Uras ise bu fikrin daha önce Erdoğan tarafından kabul edildiğini söylemiştir.[11] Demek ki, 
Öcalan'ın İmralı'dan çıkması AKP Hükümeti için ilke değil, konjonktür meselesidir. 

Esasen PKK için dolaylı yollardan uygulanacak bir genel affın hukuki alt yapısı da hazırlanmıştır. Türkiye ile Suriye arasında imzalanan ve 5 Kasım 2010'da 
TBMM'de kabul edilen "Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşma"ya göre, Suriye'de aftan yararlanan PKK'lılar, Türkiye'de kovuşturmaya uğramayacaklardır. 21 Ocak 2011 tarihli Taraf gazetesi, Öcalan ile süren müzakerelere göre Kandil'in bu anlaşmaya dayanarak boşalacağını haberleştirmiştir.[12] 

AKP'nin PKK açılımı üzerinden izlediği etnik kimlikleri tahrik eden politikaları, Erdoğan'ın Türk milletini "Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Gürcü.." diye 
her konuşmasında etnik kimliklere bölen yaklaşımı sonunda milleti bir arada tutan bağlar yıpranmaya başlamıştır. Mart 2011 başında gerçekleşen Çerkez 
hakları için yürüyüş[13] Türkiye'nin etnikleşmesi sürecinin nasıl geliştiğini göstermektedir. 

Özetle, 12 Haziran 2011 tarihi bir dönem noktası olacak. 12 Haziran'da 6000 asker ve polisimizin şehit edilmelerinin baş sorumlusu Öcalan'ın serbest 
kalması, insanlarımızı kadın, çoluk, çocuk demeden katleden PKK'ya genel af çıkarılması, Güneydoğu Anadolu'da bölünmenin ilk adımı olan bir özerk Kürdistan kurulması süreçlerinin önü de bu politikaların yürütücüsü partiye atılan oylarla açılabilir.

[1] "İhsan Bal: Apo ve PKK'lılar tasfiye olmayacak" (Neşe Düzel-Pazartesi Konuşmaları), Taraf, 14 Mart 2011

[2] Fatih Altaylı, "Terörü bitirmek için protokol imzalandı mı?, Habertürk, 19 Kasım 2010

[3] "Uyumda, mahkeme andı değişti" Hürriyet, 11 Ocak 2011 ; Yalçın Bayer, "Sıra Anayasa Mahkemesi Andında", Hürriyet, 12 Ocak 2011

[4] "Erdoğan'dan 'Valiyi de Halk Seçmeli' Mesajı" Milliyet, 4 Şubat 2011

[5] "Devlet Anadilde Eğitime Başlayacak"(Hekim Sarı), Taraf , 24 Aralık 2010

[6] "Anadil Haktır Tanınacak"(Veysi Polat), Taraf , 7 Ocak 2011

[7] "İhsan Bal: Apo ve PKK'lılar tasfiye olmayacak" (Neşe Düzel-Pazartesi Konuşmaları), Taraf, 14 Mart 2011

[8] "İmralı-Kandil Mektup Trafiği", Cumhuriyet, 4 Kasım 2010

[9] Yeniçağ, 20 Ocak 2011

[10] Yeniçağ, 17 Ocak 2011

[11] "Uras, Öcalan İçin Evini Önerdi", internethaber.com, 2 Mart 2011

[12] "Kandil'den Dönüş Şam Üzerinden" (Kurtuluş Tayiz), Taraf, 21 Ocak 2011

[13] "Çerkesler Anadil İçin Sokağa Çıktı" (Arzu Yıldız), Taraf, 13 Mart 2011

Prof. Dr. Ümit Özdağ.,

Uzmanın Diğer Yazıları

  Ordu Astsubayların Omuzlarında Yürür 
  AKP’nin Kürt Açılımı Politikası Milletten Gizlenerek Devam Etmektedir 
  AKP Hükümeti Kerkük’ü Peşmerge Kuşatmasına Terk Etti 
  Öcalan İle Gerçekten Bir Protokol İmzalandı Mı? 
  PKK'nın Girişim Üstünlüğü ve AKP Hükümeti 
  2011 Başında PKK Terörü Nereye Gitmeye Hazırlanıyor? 
  Amerikancı "Başarılı" Dış Politika ve Ermenistan 
  İsrail AKP Hükümetine Tazminat Ödeyecek 
  Neden Üniter-Milli Devlet Modeli Üstündür? 
  Yunan İşbirlikçi Abdullah Öcalan 
  Ateşkes Ya Da Öcalan İle Müzakere Sürecinin Başlaması 
  İnegöl ve Dörtyol Olayları Nasıl Tahlil Edilmeli? 
  İskenderun’da Deniz Kuvvetlerine Yapılan PKK Terör Eylemi Beklenmeyen Bir      Baskın Mıydı? 
  Şok Teröre Karşı Alınması Gereken Şok Önlemler 
  Terörle Mücadelenin Ekonomik Maliyeti veya 300 milyar Dolar Safsatası 
  Bir PKK Propagandası: 17 Bin Faili Meçhul Yalanı 
  Demek ki Halk Kürt Açılımının Muhatabı Değilmiş 
  KAMU DİPLOMASİSİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ VEYA PROPAGANDA BAKANLIĞI MI? 
  AMERİKAN ORDUSU KUZEY IRAK'A YERLEŞİYOR MU? 
  DTP ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN KAPATILMAMALIDIR 
  10 VE 13 KASIM SONRASINDA KÜRT AÇILIMI 
  10 KASIM'DA KÜRT AÇILIMINI TARTIŞMAK 
  Prof. Dr. Ümit Özdağ-Kürt Açılımı Hangi Şartlar Oluşur İse Başarılı Olur? 
  AKP, Irak Türkmen Cephesi’ne Ne Yapıyor? (2) 
  AKP, Irak Türkmen Cephesi’ne Ne Yapıyor? (1) 
  AKP, 1000 Yıllık Telafer'i Barzani'ye Teslim Ediyor 
  3 Mayıs Türkçüler Bayramı 
  Yeni Bir “Süleymaniye” Girişimi 
  Prof. Özdağ'ın Güler Kömürcü'ye Yazdığı Mektubun Tam Metni 
  Türk-Amerikan İlişkilerinde Girilmesi Zorunlu Aşama: Kontrollü Kriz 
  22 Temmuz 2007 Seçimleri ve MHP 
  PKK Liderlerini Öldürmek 
  Terör Zirvesi Sonrasında Terör Değerlendirmesi 
  Türkiye-İran İlişkilerinde Son Durum 
  Edip Başer Paşa'nın Görevden Alınması 
  Mitingler; Protestolar, Duruşlar 
  Mitingler; Protestolar, Duruşlar 
  Partiler Seçime Hazır Mı? 
  İran Bir Örnek Olabilir mi? 
  Partiler Seçime Hazır mı? 

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü   
Ahlatlıbel Mah. 1830. Sokak No:39 İncek/Çankaya ANKARA        canlı tv
Tel: +90 312 489 18 01 | Belgegeçer: +90 312 489 18 02 | Elektronik Posta: 
bilgi@21yyte.org 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder