31 Ocak 2017 Salı

Çözülme,



Çözülme,


Yekta Güngör Özden
15.12.2008

Sayı:215

Giderek karmaşık duruma gelen sorunlara çözüm beklerken ürperten çözülmeler izlenmektedir. İktidar kesimi yetersizliğinden kaynaklanan olumsuz sonuçları saklayarak, gerçekleri tersine çevirerek pembe tablolar çizmekte, muhalefet kesimi oy ve iktidar olasılığı için ilkesizlik ve tutarsızlık sergileyerek yalpalamaktadır. Demokrasinin erdemlerine ilişkin olumlu bir belirti ufukta görülememektedir. Kadrolaşmanın ve partizanlığın yol açtığı yıkımlar bireyleri etkilemekte, yargıya güven duygusu yitirilmekte, yönetimin iktidar uyduluğundan yakınmalar artmakta, yurttaşlar yerel seçimlerde oy verecek parti-aday bunalımı çekmektedir. Adayları partilere, partileri adaylara uygun bulmamakta, hizmet ve yeterlikten siyasal yandaşlık ya da karşıtlık tartışılmaktadır. İktidar partisinin devlet ve belediye olanaklarını kullanarak oy toplama çabaları kimi yerde oyuna dönüşmekte, demokrasinin yozlaştırılmasına ilişkin kötü örnekler birbirini izlemektedir. Sorumsuzluk, ilgisizlik, siyasal etki ve baskı günümüzün toplumsal yapısının sağlığını bozan sözde ustalıklardır. Medyanın ulusal yararları gözardı eden yayınları, iktidar borazanlığına uzanan yandaşlık ve katılığı, ürkütücü boyutlardadır. 12 Eylûl'ün neden olduğu bozulmalar 12 Eylûl sanıklarıyla suçlularını köşebaşlarına taşımış, siyasal kurumlaşma tozlaşma biçimini almış, devlet kurucusuna saldırı çirkinliği kimilerini mutlu eden başarı sayılmıştır. İçerdeki çözülmeler yetmiyormuş gibi dış ilişkilerde de zayıflık, bağımlılık, dışlanma, aldırışsızlık, yalnızlık, kuşatma, ağır baskılar, dayatmalar ve ödünlerle Türkiye'nin omuzlarına çökmüştür. Kanımızca, bugüne değin yaşanmamış olumsuzluklar yaşanmakta, geleceğe ilişkin en yoğun kaygılar bu dönemde duyulmaktadır. İktidarıyla, muhalefetiyle yurttaşlara umut veren bir görünümden yoksunluk açıktır. AKP İstanbul İl Başkanlığı'ndaki patlama kaygı verici bir belirtidir. Uygun karşılanması düşünülemez. Bu tür eylemlerin başlaması gelecek için karamsarlık nedenidir. Toplumsal barışın her kalkışmaya karşın korunması ilke edinilmelidir.

Ana Muhalefet partisi iktidar partisinin yanına inmiş, sıkmabaş-çarşaf polemiklerinin gülünçlüğüyle kimlik değiştirip küçülerek gölgelenmiştir. Genel Merkez diktası onurlu duruş, ilkeli tutum yerine ödünlerle, oy beklentisiyle, gerçekleşmesi güç olasılıklar düşüyle yaşamsal ilkelere ilişkin çözülmelerle büsbütün istenmez olmuştur. Demokratik geleneklerden uzaklık içindeki partiiçi çalışmalar, son dağınıklıkları hiçbir gerekçeyle savunulmaz çizgiye taşımıştır. Sözlerle, gösterilerle, benzetmelerle giderilemez bir girdaba düşülmüştür. Lâikliği sözde ve biçimsel bırakan aymazlık, hiç kimseye hiçbir yarar sağlamaz. Ulusal yapının, cumhuriyet erdeminin, toplumsal barışın en önemli öğesi usdışı düşünceler ve açılım bahaneleriyle yara almıştır.

Kişiliksiz ve niteliksiz kimileri dindarlık-dincilik oynayarak, iğrenç sömürücülerine yanaşıp yaranarak organlarda, birimlerde, değişik kuruluş ve kurumlarda etkin yerlere oturmuşken başarıyı onlara benzemekte aramak düşüştür, yıkılıştır. İnançları yaşamak bağlamında etkin olacak yaklaşımlar, yanlıştan döndürüp gerçeğe çekecek sözler ilkeli tutumlarla, gerçekten dik duruşlarla olur. İktidarı ve yandaşlarını sevindiren, kimlikleri bilinen yazarlardan alkış alan tutumların yarar getireceğini sanmak ve beklemek acınacak bir durumdur.

Üniversiteler kesimi yitirilmiş sayılabilir. Bir iki ayrık durum dışında iktidar yanlıları seçimler ve atamalarla çoğunluğu sağlamışlardır. Üiversitelerarası Kurul'un son Van toplantısındaki hava bu gerçeği ortaya koymuştur. Yeni atanan 28 Dekandan 11'i sıkmabaş destekçisidir. Anayasa Mahkemesi'nin herkesi bağlayan kararını tanımak istemeyen kişilerin tutumu Anayasa karşıtlığıdır. Bu tutumu iktidar güvencesine almak ise iki yanı da suçlu kılan bir bozulmadır.

Dinsel günlerinde öğrencilerin izinli sayılmasına ilişkin YÖK Başkanlığı genelgesi dinsel açılımlara olanak tanıyan aykırı bir girişimdir. Yıllar önce Türkiye'deki etkinlikte lâikliği savunduktan sonra ülkesine dönünce öldürülen Cezayir'li Bayan Bakanı anımsıyoruz. Ödünlere ilişkin başlangıcı çok mâsum görülen nice örnekler sıralamış ve bizleri uyarmıştı.

Yerel seçimler nedeniyle transferler hızlandı. Rozet takmalar arttı. Bu tür kaypaklıklardan hâlâ medet umanlar var. Uygar bir parti ve partili anlayışına kavuşmamanın sancıları çekilmektedir.

Demokratik kitle örgütleri de çoğunlukla donuk, sönük ve etkisizdir. Toplumsal cılızlık toplum karşıtlarının işine yaramaktadır.

Yaşam koşulları giderek ağırlaşmaktadır. Ekonomideki çalkantı her alana yansımakta, demokratik kitle örgütlerinin tepkileriyle yansıyan güçlükler iktidar sağırlığına çarpmaktadır. Kapanan işyerleri, artan işsiz sayısı, büyüyen borç ve açıklar düşündürecek yerde oyalama ve avutma çabalarıyla geçiştirilmeye çalışılmakta, etkin bir önlem alındığı saptanamamaktadır. Kabadayılık ekonomik sorunlarda da öne çıkmakta, IMF ilişkilerine gereksinim duyulacak ortam iktidarın başarısızlığı olarak yinelenmektedir.

Dış ilişkilerdeki gidiş içerdekinden değişik değildir. ABD ile Irak protokolu gelecekte Türkiye'nin karşılaşacağı kimi yeni sorunların belirtilerini vermektedir. ABD'nin avucundaki Irak ile Irak'ın kucağındaki PKK, söylemleriyle birliktelik açıklayan Demokratik Toplum Partisi yeni sorunların sırada olduğuna ilişkin kıpırdanmalar içindedir.

Fethullahçılar Irak'ın kuzeyinde üniversite açtılar. Türkiye Cumhuriyeti devletinin güçlükle girdiği, sorun kaynağı yerde Türklerin üniversite açması kimlere dayanılarak gerçekleşiyor? Başkalarını CIA ajanı olmakla suçlayan sahtekâr ve terbiyesiz yalancılar CIA desteği olmadan üniversitenin açılabileceğine olasılık tanıyor mu acaba?

Ekonomik kriz tartışmaları yeni tartışmalar yaratacak gibidir. Ergenekon-MİT tartışmaları da sürmektedir. Yerel seçim dalgalanmaları başlamıştır. Bayramın trafik tablosu yine acıdır.

İyi niyetli olmayan, bencil işverenlerin eline krizle geçen fırsat işçi çıkarmak olmuştur. Bu çok yanlış bir tutumdur. AKP'nin seçimler öncesi dağıttıklarına para eklemesi de demokrasi ayıbıdır.

Kitap

Öğrencilik yıllarından beri demokratik kitle örgütlerinde çalışan, yasama organında görev yapan Avukat Günseli Özkaya, yazdığı romanlar dizisine “ Toprak da Ağlar ” adlı yeni kitabını eklemiştir. Toplumsal sorunların, kişisel tutumların, yaşamın değişik dönemlerinde değişik alanlarda neler getirip götürdüğüne ilişkin değerlendirmeler ilgi çekici anlatımlarla sunulmaktadır. Okurlarımıza salık veriyoruz.

http://www.turksolu.com.tr/215/ozden215.htm

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder