7 Eylül 2016 Çarşamba

Her Yurtsever Türk Kuvayi Millici Gerilladır


Her Yurtsever Türk Kuvayi Millici Gerilladır



Turhan Feyizoğlu 

Doğan Avcıoğlu için…

Elleri arkasında yürüyordu,
Kumsal boyunca,
Memleketi nasıl kurtarayım diye,
Ölmek için,

Can Yücel

Türk ve Türkiye düşmanı, emperyalizme maşalık-uşaklık yapan hain ve alçaklar tarafından Şırnak’ın Güçlükonak ilçesi yakınlarında 4 Nisan 2006 tarihinde kahpece yapılan saldırıda yurtsever vatandaşlarımızdan Mersinli jandarma komando uzman çavuş Murat Tutal, Ankaralı jandarma komando onbaşı Mükremin Başaran, Ordulu komando er Adem Öğlü, Sinoplu jandarma komando er Fatih Erer ile İzmitli jandarma komando er Ümit Balkan, Bingöl’ün Genç İlçesi’nde de, polis karakoluna düzenlenen roketatarlı saldırıda güvenlik görevlisi Cihan Bayık şehit oldu.

Onlar Türk tarihinin unutulmazları arasına girdi. Onları unutmayacağız.
Onlar kuvayı milliciydi.
İsmi üzerinde: “ Kuvayı millici ”.
Yani “ Milli Güç ”.
Milli güç ne yapar? “Milli güç” gibi hareket eder.
Yurdu için ne gerekiyorsa onu yapar.
Kuvayı millici yurdu için ne kadar çaba gösterirse bilsin ki kendisi içinde o kadar çaba gösteriyordur.
Kısaca ve özce: Yurt için çaba göstermek kendisi için çaba göstermek demektir.
Yurt demek kendin demektir kuvayı milliyeci için.
Yaşadığın yer huzurlu ise kendinde huzurlusun demektir.
Yaşadığın yer cennet gibiyse kendinde cennet gibi yerde yaşıyorsun demektir.
Kuvayı millici yurtla eş anlamlıdır.
Mustafa Kemal’in “Gençliğe” hitabesindeki, “Bursa Nutku”ndaki genç gibi olacak.
Düşmanıyla savaşacak. Onu yok edecek.
Yurdunun bağımsızlığı konusunda ölüm onun için amaç olacak.
Fakat kırılan bir dalın da acısını yüreğinde hissedecek ve ağlayacak.
Nazım’ın dediği gibi:

“Bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine”, yaşamasını özümseyecek.
Çok çalışacak. Yaptığı işte en iyisini yapacak.
Dürüst olacak.
Ali Kuşçu, Farabi, İbn-i Sina, Akşemseddin, Biruni gibi araştıracak-bilgili olacak.
Yunus Emre gibi derviş olacak.
Pir Sultan Abdal gibi aşkı bilecek.
Köroğlu gibi ağalara meydan okuyacak.
Hazerfen Ahmet Çelebi gibi yaratıcı olacak.
Fatih Sultan Mehmet gibi 21 yaşındayken yeni ülkeler fethedecek.
Şiir okuyacak. Sevdalanacak.
Çiçek yetiştirecek. Ağaç dikecek.
Türkü söyleyecek, şarkı mırıldanacak.
Günce tutup, öykü yazacak.
Hayal kuracak. Yorum yapıp, gelecek üzerine düşünce üretecek. Eylem yapacak.
Türkiye’nin toplumsal konuları olan ekonomi, kültür, eğitim, sağlık gibi her alanında savaş içinde olacak.
Her Türk yurtseveri, kuvayı millicisi bu savaşta yerini almalı gerilla olmalı.
Burası bizim yurdumuz.
Emperyalizm tarafından maşa gibi kullanılanlar bizim yurdumuzda Türke ve Türk devletine saldırıyor.
Yurtsever kuvayı millici, sokağa in Türk ve Türkiye düşmanlarıyla çatış.
Eylem yap. Gösteri düzenle.
Türk ve Türkiye düşmanları korksun. Trabzon’daki, Bursa’daki, Adapazarı’ndaki eylemler gibi.
Bu eylemleri yapanlara minnettarız. Destekliyoruz. Onların yanındayız.
Bu eylemlerden nasıl korktular emperyalizme maşalık-uşaklık yapanlar.
Türk ve Türkiye’ye düşmanlık yapan bundan anlar.
Yurtsever Türk kuvayı millicisi, Türk ve Türkiye düşmanını ezecek, yok edecektir.
Yurtsever Türk kuvayı millicisi. Bu eylemlerden de gördüğün gibi:
Hoşt desen o itler korkar.
Eline taş al at o itler kaçar.
Çünkü onlar satılmış maşalardır. Emperyalizme bağlı olarak çıkar için hizmet eden bu satılmış uşaklar-maşalar korkaktır.
Türk ve Türkiye düşmanları tarihte vardı şimdi de var.
Türk kuvayı millicileri.
Türk ve Türkiye için şehit olan Türk yurtseverlerini unutmamalı.
Çanakkale’de şehit olanlar yurtları için neler yaptılar, unutma.
Liseli ve üniversiteli yurtsever Türk gençleri de oraya yurtlarını korumak için gitti şehit oldu.
Onlar nasıl yaptıysalar sen de yapabilirsin.
Kuvayı millici ruhun olursa her şeyi yapabilirsin.
Yurtsever kuvayı milliciler.
Bu ülke bize atalarımızdan miras kaldı.
Bu mirası korumalıyız
Bu mirası koruduğumuzda kendi geleceğimizi de korumuş olacağız.
Bu mirası koruyacak güçler bellidir.
Tarihten örnek veriyorum.

Mustafa Kemal, 22 Şubat 1931 tarihinde Konya’da yaptığı konuşmada bu güçleri şöyle belirtiyordu:

Arkadaşlar, bütün tarih bize gösteriyor ki, uluslar yüksek amaçlarına ulaşabilmek istedikleri zaman, karşılarında üniformalı çocuklarını buldular. Tarihin bu genelliği içinde yüksek bir istisna, bizim tarihimizde, Türk tarihinde görülür. Bilirsiniz ki, Türk ulusu, ne vakit yükselmek için bir adım atmak istemişse, bu adımların önünde daima öncü olarak ulusal amacı gerçekleştiren kendi kahraman çocuklarından kurulu Ordusunu görmüştür.
Bunun içindir ki, Türk ulusu, tehlikelere karşı elinde kılıç yürümeye hazır bulunan kahraman çocuklarına derin bir güvenlik beslemiştir. Ve bu güvenliği daima besleyecektir. Bundan sonra da Türk ulusunun yüce ülküsünün gerçekleşmesi için kahraman evladı en önde gidecektir.
Arkadaşlar, Ordu’dan konuşurken, memleketin gerçek sahibi olan Türk ulusunun aydın evlatlarından söz ediyorum. Bu evlatlar içinde şüphe yok ki, yarının kahramanlarını yetiştiren eğitimcilerimiz dahildir. Gerektiğinde derhal elbise değiştirerek gereken yere başını veren ve Ordu ile birlikte yürüyen öğretmen arkadaşlarımız dahildir.
Ben Yüksek Ordumuzun subaylarından ve onlarla birlik olan Türk’ün aydın evlatlarından konuştuğum zaman, ilmen ulusal kahramanlığa hazır bütün Türk Gençliğinden söz ediyorum.”

Kuvayı millici demek sadece askerlik yapanlar anlaşılmamalı.
Kuvayı millici dendiğinde bütün güçler anlaşılmalı.
Yani ülkesi için her alanda savaşan, mücadele eden herkes kuvayı millicidir.
Bu coğrafyada savaş, sorun hiç bitmez.
O nedenle Mustafa Kemal’in belirttiği gibi, “Gerektiğinde derhal elbise değiştirerek gereken yere başını veren ve Ordu ile Birlikte yürüyen” güçler olunacak.

Bu gerilla gibi hareket etmek demektir.

Öyleyse herkes Türk ve Türkiye için gerilla gibi her alanda yapılan savaşa.
Kurtuluşumuz her alanda gerilla gibi yapılan bu savaşa bağlı.
Savaş derken aklımıza hep askerlerin cephede yaptığı savaş gelmesin.
Kültür, sanat, ekonomi alanında da savaş akla gelmeli.
Hayatımız her alanda bir savaş değil mi?



..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder