Klonlanmış Bir Tayyip Erdoğan Olarak Mustafa Sarıgül
Fatma Sibel Yüksek
Açık İstihbarat
Tarih:16/09/2013
Türü:İç Politika
" Sarıgül aday olursa oy vermem " diyen ve CHP'nin ortalama seçmenini temsil eden kesim, kendisini "fedâ edilmeye" şimdiden hazırlamalıdır.
Onların yaratacağı " Boşluk ", Sarıgül sayesinde varoşlardan, AKP'nin tabanından, yıllardır İaşe ile Rehin tutulan yoksul İstanbul'lularla telafi edilecektir zira.. ( OY İÇİN HALKINA '' DİLENCİ '' MUAMELESİ YAPAN SİYASİLER )
****************
2014 yerel seçimleri yaklaşırken, özellikle iki " Güçlü " belediye başkanının kendilerini siyasette belli bir noktaya gelmiş saydıklarına ve artık daha "büyük hedeflerin" adamı olmak yönünde adımlar atmaya başladıklarına tanık oluyoruz.
Bunlardan birincisi, herkesin bildiği gibi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, diğeri yine herkesin bildiği gibi Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'dür...
" Kabına sığamayan " belediye başkanları arasında, Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de sayılabilir ama Büyükerşen, kimlik, kişilik, tarz ve arkasındaki güçler itibarıyla bu ikisinden ayrı tutulmalıdır.
Bu yazının konusu, Melih Gökçek de değildir, çünkü Melih Gökçek,öyle bir yazıyla anlatılabilecek bir şahsiyet olmadığı gibi, kendisi ne kadar karmaşık yol ve yöntemlere müracaat ediyor olursa olsun, niyetleri epeyce ifşâ olmuş bir siyasetçi olarak... ya bu "Niyetlerini" hayata geçirip istediği zafere ulaşacak, ya Ankara'da bir pirus zaferi kazanıp çöküş dönemine girecek, ya da ister istemez siyasi jübilesini yapacak gibi görünmektedir.
64 yaşında olmasına rağmen tuhaf bir " Enerjiye " sahip olan bu adamın elindeki paranın gücü ve başından kalkmadığı sosyal medya vasıtasıyla, toplumun bir süre daha canını sıkacağı, " Eğlendireceği " ve siyaseti arı kovanı gibi karıştıracağı varsayılabilir...
Asıl konu Mustafa Sarıgül'dür. Esasen Mustafa Sarıgül'ün de " Siyasi Emelleri ", aşağı yukarı Melih Gökçek'inkiler kadar ifşa olmuş sayılabiler. Daha ilk araç konvoyunun önüne düşüp Trakya yollarına koyulduğunda, sağda solda "Önce CHP'ye girip yerel seçimde İstanbul adayı olacağı, sonra da Kılıçdaroğlu'nu devirip CHP'nin başına geçerek Başbakanlığa yöneleceği" yazılır olmuştur.
Siyasetçilerimizin " Kâbesi " olan Amerika Birleşik Devletleri'ne yaptığı ziyaret göz önüne alınarak, Sarıgül'ün " ABD tarafından desteklendiği ve İstanbul'dan aday gösterilmesi için Kemal Kılıçdaroğlu'na muazzam baskılar yapıldığı " da ahâli arasında alenen konuşulmaktadır.
Kendisini Şişli Belediye Başkanlığı binasının duvarları arasına artık sığdıramayan Sarıgül'ün sabırsız ve hırslı davranışları da daha şimdiden göze çarpmaktadır. Belli ki Sarıgül'ün bir dönem daha Şişli Belediye Başkanı olarak kalmaya tahammülü yoktur ve bu konuda bütün imkânlarını seferber etmiş görünmektedir.
Kestirmeden konuşmak gerekirse, eğer Sarıgül'ün CHP'ye dayatılması gibi bir proje varsa, Kemal Kılıçdaroğlu'nun buna direnecek güç ve dirayete sahip olmadığı, dahası Sarıgül'ü tedavüle sürme işinin seve seve bir parçası olacağı, kamuoyu ve CHP tababından genel kabul görmüş bir kanaattir.
Yıllarca siyaset üretmemenini, adam yetiştirmemenin, gençlerin önünü kesmenin, vizyonsuzluğun, toplumun yönelimlerini görmezden gelişin de bir sonucu olarak, Sarıgül'ün CHP'den İstanbul adayı yapılmasının önünde pek de engel bulunmadığını söylemek, realistliğin icabı olarak görülmelidir...
Burada " Pürüz " çıkarabilecek nokta, " Sarıgül aday yapılırsa ne sandığa giderim, ne oy veririm" diyen ve de küçümsenmeyecek bir " CHP'li kimliğinin " varlığı olacaktır.
Geleneksel CHP'liler Sarıgül'ü " Kendi Kumaşlarından " görmüyor. Güvenmiyor. Kirli,hırslı ve agresif buluyor, karanlık ilişkilere sahip olduğunu düşünüyor..
Diğer yandan, İstanbul'un AKP'den başka biçimde alınamayacağını düşünenler de var ki, bunların sayısını da azımsamamak gerekir...
Dolayısıyla, gelinen nokta itibarıyla CHP'nin önüne iki alternatif konulmuş durumda:
Ya eli yüzü düzgün ama varoşlara ve farklı çıkar gruplarına hitap edemeyeceği için seçimi kaybetmeye mahkûm bir aday tercih edilecek..
Ya da İstanbul'u almak pahasına, bütün risklerine ve defolarına rağmen Sarıgül'e kapılar açılacak..
" Sarıgül aday olursa oy vermem " diyen ve CHP'nin ortalama seçmenini temsil eden kesim, kendisini " Fedâ edilmeye " şimdiden hazırlamalıdır.
Onların yaratacağı " Boşluk", Sarıgül sayesinde varoşlardan, AKP'nin tabanından, yıllardır iaşe ile rehin tutulan yoksul İstanbul'lularla telafi edilecektir zira..
" Sarıgül olursa oy vermem " diyenlerin "İstanbul'u ne pahasına olursa olsun AKP'den almak gerekir" düşüncesini savunanlar sayesinde kendi içlerinde bölünecekleri de hesaplanırsa, "feda edilmeye" değer bir dilimdir bu..
Mustafa Sarıgül'ün, Tayyip Erdoğan tarafından yaratılmış " Kömür-makarna " bağımlılığını sistemde hiç fire vermeden, hatta üstüne biraz daha katarak devam edebileceğine inanmayan yok gibidir.
Yoksul kesime " iaşe " üzerinden ekonomik sisteme katılmış, kendi çapında birer "sermayedar" olmuş, tedarikçi- dağıtımcı sınıfının da Tayyip Erdoğan'dan sonra Sarıgül'ü yadırgamayacağı ortadadır. Hatta bunlardan bazıları, muhtemeldir ki Tayyip Erdoğan'a yavaş yavaş kızmaya başlamış olabilirler ve de Sarıgül'ü daha "taze bir güç" olarak değerlendirebilirler.
Sözün özü, eğer İstanbul on yıllardır inşa edilen devasa varoşlar, buradaki çıkar ağları ve iaşe sisteminin üstüne oturmadan kazanamılayacaksa, Tayyip Erdoğan'ın göstereceği bir adayla rekabet edebilecek tek kişinin Mustafa Sarıgül olduğu düşüncesine, şeçime şurada 6 ay kalmışken, güçlü argümanlarla karşı çıkabilmek oldukça zor görünmektedir.
Sarıgül'de ve onun arkasındaki güçlerde, varoşlarda kurulmuş ekonomik-sosyal düzeni ayakta tutacak böyle bir organizasyon gücü ve özellikle paranın bulunmadığına hiç ihtimal vermemek gerekir..
Beşiktaş, Ataşehir,Maltepe gibi semtlerden gelecek oyların ve avukatlar, gazeteciler, üniversite öğrencileri vs.ağırlıklı bir seçmen tabakasının İstanbul'u AKP'nin elinden almaya yetmeyeceği gerçeği de buna eklendiğinde, önümüze dominant bir Sarıgül tablosu çıkmaktadır..
Peki toplumun istekleri, hayalleri, beklentileri ne olacak?
Cahil ve kirli siyasetçilerden, mafyatik yöntemlerden, kandırılmaktan, istismar edilmekten, çatıştırılmaktan bıkmış; gerçek bir demokrasi ve kaliteli siyasetçi isteyen, bunu her fırsatta sistemin gözüne sokmaya başlayan; belki sayıca varoşlar kadar kalabalık değil ama gürültü çıkarma potansiyeli yüksek kesimler nereye kadar yok sayılacak?
Bu soruya " Geçiş dönemi " diyerek cevap verileceği anlaşılıyor. Yani Sarıgül'ü hazmedemeyecek olanlara, belli ki öncelikle İstanbull'un AKP'nin elinden alınması gerektiği, siyasette değişimin bunun yaratacağı domino etkisiyle gerçekleşebileceği fısıldanacak..
Onlardan, bir süre daha tavrı, tarzı, yöntemleri, sosyal kökeni bire bir Tayyip Erdoğan'a eşit; klonlanmış bir Tayyip Erdoğan olarak Mustafa Sarıgül'e " Tahammül etmeleri " istenecek...
Fatma Sibel Yüksek-Açık İstihbarat
twitter.com/fasibel
http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10411
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder