Ali Güngör'ün ihracına sebep olan meclis konuşması
Ali Güngörün yazısı:
NİÇİN İHRAÇ EDİLDİM ?
Türkiye’nin insanı ve devleti ile yaşadığı problemlerin Türk Milliyetçiliği fikir sistemi üzerine kurulmuş projeler ile çözülebileceğine inanan sayısız insanların ölçülemeyecek fedakarlıkları ve yönetici kadroların ısrarlı ve kararlı çalışmaları sonucu milletimizin kabulü ile MHP, 18 NİSAN 1999 SEÇİMLERİNDE ülkemizin ikinci büyük partisi olarak TBMM’ne girmiş ve kurulan 57.Cumhuriyet Hükümetinin büyük ortağı olarak ülke yönetiminde söz sahibi olmuştur.
Söz konusu seçimlerde o zamanki ismi ile İÇEL olan MERSİN ilinden Milletvekili seçildim.
08.12.2000 tarihinde TBMM’nin gündemine getirilen ,ne MHP’nin Milletimize taahhütleri içerisinde ne de Hükümet programında bulunan AF YASASI tasarısı üzerende şahsım adına oyumun rengini belirtmek üzere yaptığım konuşma münasebetiyle Parti Yönetimi tarafından savunmam istenerek ihraç edildim.
Türk siyasi hayatını şekillendiren Siyasi Partilerin demokrasi anlayışına örnek teşkil edeceğine inandığım bu ihraç kararını n safhalarını ,parti yönetiminin savunma istek yazısı,savunmam ve parti müşterek disiplin kurulunun ihraç kararını burada da yayınlamayı önemli gördüm.
Zira Türkiye’de herkes demokrasi istediğini söylüyor, bütün partilerimizin üst yönetimleri özellikle de parti genel başkanları demokrasimizin eksikliklerinin mutlaka giderilmesinden sıkça söz ediyor, bu partilerimiz ve bu genel başkanların hemen hepsi sırayla iktidar oldukları halde ne demokrasimizdeki eksikler gideriliyor ne de partilerin ve sayın genel başkanların şikayetleri son buluyor.
Şikayet eden söz ve yetki sahibi olduğunda şikayetçi olduğu konuyu düzeltmeli değil mi? Düzeltmeye daha ilk baştan kendi içinden başlamalı değil mi?.
MHP GRUP DİSİPLİN KURULU YAZISI
Sayın Ali GÜNGÖR
İçel Milletvekili
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 08 aralık 2000 tarihli 27. birleşiminde,hükümetin getirmiş olduğu 23 nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlardan dolayı şartla salıverilmeye, dava ve cezaların ertelenmesine dair kanun tasarısının genel kuruldaki görüşmeleri sırasında ve genel başkanımızın da genel kurulda olduğu bir anda yapmış olduğunuz konuşmanın amacı, hedefi, muhtevası ve usluğu sebebiyle parti tüzüğümüzün 70/4 – 71/4 ve milliyetçi hareket partisi grup iç yönetmeliğinin 15 ve 16.maddelerini ihlal etmesi ihtimaline binaen, tüzüğümüzün 66.maddesi gereğince 7 gün içerisinde savunmanızı yaparak başkanlığımıza sunulması hususunu bilgilerinize rica ederim.
İMZA
İsmail ÇEVİK
Nevşehir Milletvekili
Grup Disiplin Kurulu Başkanı
CEVABIMIZ
TBMM MHP GRUP DİSİPLİN KURULU BAŞKANLIĞINA
19.12.2000 tarihli başkanlığınızca tarafıma gönderilen yazıda, TBMM’nin 08 aralık 2000 tarihli 27. birleşiminde 23 nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlardan dolayı şartlı salıverilmeyi dava ve cezaların ertelenmesine dair kanun tasarısının genel kuruldaki görüşmeleri sırasında yapmış olduğum konuşmanın amacı, hedefi, muhtevası ve üslubu bakımından parti tüzüğünün 70/4 – 71/4 ve grup iç yönetmeliğinin 15 ve16.maddelerini ihlal etmesi ihtimaline binaen 7 gün içinde savunmam istenmektedir.
Konuşmamın amacı, TBMM genel kuruluna gelen kanun tasarısı karşısında bir milletvekili sıfatıyla düşüncelerin ve duyulan endişelerin Meclis Kürsüsünden dile getirilmesidir.
Hedefi ise, Meclis Tutanaklarına geçen konuşma metninden de anlaşılacağı üzere, Sayın Rahşan ECEVİT tarafından gündeme getirilip DSP Grubunca hazırlanıp Sayın Bülent ECEVİT’in önce Bakanlar Kuruluna daha sonra da Meclis Genel Kuruluna getirdiği bu af tasarısının yasalaşması halinde TC Devletinin karşılaşacağı tehlikelere karşı TBMM kürsüsünden yapıldığına göre DSP grubu hariç MHP, ANAP, DYP ve kısmen FP ve Türk Kamuoyudur.
Muhteva ve üslup bu amaca ve bu hedefe yöneliktir.
Konuşmamın amacı, hedefi, muhtevası ve üslubu bakımından parti tüzüğünün 70/4 – 71/4 ve grup iç yönetmeliğinin 15 ve 16.maddelerini ihlal etmesi ihtimali olmadığı gibi disiplin kovuşturmasını gerektirecek tarafı da yoktur.
Bilgilerinize arz ederim. Saygılarımla..25.12.2000
İMZA
Ali GÜNGÖR
İçel Milletvekili ve MYK ÜYESİ
MHP GRUP DİSİPLİN KURULU KARARI
İçel Milletvekili Ali GÜNGÖR ün TBMM’nin 08.12.2000 tarihli 27. birleşiminde MHP’nin de ortak olduğu hükümetten getirmiş olduğu 23 nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlardan dolayı şartla salıvermeye dava ve cezaların ertelenmesine dair kanun tasarısının genel kuruldaki görüşmeleri sırasında söz alarak TBMM genel kurulunda yaptığı konuşmada konuşmasının büyük bir bölümünde MHP tüzüğünün 71.maddesinin Kesin Çıkarma cezasını gerektiren haller başlıklı 4.fıkrasını ihlal ettiği kanaatine varıldığından;
İçel Milletvekili Ali GÜNGÖR’ün MHP tüzüğünün 70.madde birinci fıkrasının 4.bendi ve 70. maddesinin ikinci fıkrası ile 71/4 ve77/2nci maddeleri gereğince PARTİDEN VE GRUPTAN KESİN OLARAK ÇIKARILMASINA 10.01.2001 tarihinde saat 17 de oy birliği ile karar verilmiştir.
İMZALAR
İsmail ÇEVİK Nevşehir MV
Osman Gazi AKSOY Isparta MV
Adnan Fatin ÖZDEMİR Adana MV
Ahmet AYDIN Samsun MV
Mehmet Nuri TARHAN Hatay Milletvekili
İHRAÇ KARARI ÜZERİNE YAPTIĞIM BASIN AÇIKLAMASI
Basınımızın ve Televizyonlarımızın Değerli Temsilcileri;
MHP Grup Yönetiminin disiplin kuruluna sevk görüşmelerinden disiplin kurulunun nihai kararını vermesine ve bu kararın açıklanmasına kadar her safhası garipliklerle dolu bir disiplin soruşturmasını daha doğrusu ihraç sürecini birlikte yaşadık.
Hepinizin şahit olduğu bu garabet uygulamanın değerlendirmesini yapmak ve bunlar için hangi kelimelerin kullanılması gerektiğine karar vermek benim için gerçekten çok zor oldu.
Hukuk çerçevesinde hakkımı aramak adına girişimlerde bulunurken bu garabet uygulamanın hukuki, siyasi ve ahlaki değerlendirmesini muhakkak ki geniş olarak yapacağım.
Bugün burada esasen sizlerinde bildiğiniz ancak haber yaparken hiç üzerinde durmadığınız birkaç hususa işaret etmek istiyorum.
Öncelikle anayasamızın 83.maddesinde,
“TBMM üyeleri Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki başkanlık divanının teklifi üzerine meclisçe başka bir karar alınmadıkça sorumlu tutulamazlar.” denilmektedir.
Parti tüzüğünün 78.maddesi (d) bendinde TBMM Üyeleri grupça karara bağlanmayan hallerde TBMM deki konuşmalarında ve oy kullanmalarında serbesttir hükmü yer almıştır.
Grup iç yönetmeliğinin 33.maddesinin 3.fıkrasında
“GRUP GENEL KURULUNDA BAĞLAYICI KARAR KONUSU YAPILMAMIŞ MESELELERİN MECLİS GENEL KURULU VE KOMİSYONLARINDA GÖRÜŞÜLMESİ SIRASINDA GRUP ÜYELERİ KONUŞMALARINDA VE OYLARINDA SERBESTTİRLER” denilmiştir.
Anayasanın,parti tüzüğünün ve grup iç yönetmeliğinin bu açık hükümlerine rağmen neye dayanılarak disiplin soruşturması başlatılmıştır?
Size dağıttığım grup disiplin kurulunun tarafıma gönderdiği savunmam istenen yazıda bu husus şöyle ifade edilmiştir:
TBMM kürsüsünden yaptığınız konuşmanın amacı, hedefi, muhtevası ve üslubu bakımından parti tüzüğünün 70/4 -71/4 ve grup iç yönetmeliğinin 15 ve 16. maddelerini ihlal etmesi ihtimaline binaen!
Bu gerekçe sanırım siyasi partilerde hukuk anlayışı bakımından tarihe geçecektir.
Diğer taraftan, grup disiplin kurulunun takip ettiği yol ve ihraç cezası için işaret ettikleri maddeler gösteriyor ki, kurul tarafından tüzük de yönetmelik de incelenmemiştir. İhraç kararının ısmarlama olduğu açıktır, zaten sizlerin de malumudur.
Değerli Basın Mensupları;
Bu noktadan sonra iki husus net olarak ortaya çıkmıştır.
Birincisi:
Bazıları başka partilerin anlayış ve alışkanlıklarını MHP’sine egemen kılmak istemektedirler.
Bu anlayış hukuk tanımazlıktır. Bu anlayış 9 ışıktaki hürriyetçilik ve şahsiyetçilik ilkesini tersyüz etmektir.
İnanıyorum ki MHP’liler ve ülkücüler bu anlayış ve alışkanlığa partilerini teslim etmeyeceklerdir.
İkincisi:
Demek ki yapacağımız daha çok iş var.
1967 -2001. Tam 34 yıl aralıksız MHP için çalıştım. Allah daha ne kadar ömür verir bilemem. Ama verdiği kadarının hepsini Türk Milliyetçiliği ve gerçek MHP’nin iktidarı için harcayacağımdan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
ALİ GÜNGÖR
Mersin Milletvekili
MHP MİLLETVEKİLLERİNE MEKTUP
Saygıdeğer Milletvekili Arkadaşlarım;
Grup Disiplin Kurulu'nun hakkımda vermiş olduğu kesin ihraç kararına karşı parti tüzüğümüzün öngördüğü şekilde Müşterek Disiplin Kurulu'na 19-01-2001 tarihinde itirazda bulundum..
İtiraz Dilekçem ekleriyle birlikte iki nüsha olarak hazırlanıp birisi Genel Başkanlık Makamına,diğeri de Müşterek Disiplin Kurulu Başkanlığı'na iletmek üzere Grup Başkanlığı'na elden teslim edilmiştir..
Basınımızın ısrarlı taleplerine rağmen itiraz dilekçesinin içeriği hakkında tarafımdan bilgi verilmeyeceği ifade edilmiştir.
Ancak,bu gün (25.01.2001 tarihli T.B.M.M basın bülteninde de yer aldığı üzere ) Zaman Gazetesinde dilekçemde ifade edilen bazı hususlar haber yapılmıştır..
Eksik ve yanlış anlaşılmalara meydan vermemek ve tarafımdan gösterilen hassasiyetin devamında fayda kalmadığı düşüncesiyle itiraz dilekçemin aslını bilgilerinize sunuyorum.
Bu vesile ile bir hususu daha dikkatinize sunmak istiyorum.
Malumunuz olduğu üzere 23.01.2001 tarihinden itibaren Genel Kurul Salonunda bağımsız milletvekillerine ayrılan yerde oturumları takip etmeye başladım.
Zira Parti Tüzüğünün öngördüğü sürecin dahi tamamlanması beklenmeden 18.01.2001 tarihinde Grup Başkan Vekili tarafından T.B.M.M başkanlığı'na partiden kesin ihracımız bildirilmiştir.
Afrika'da hala orta çağı yaşayan kabilelerin hukuk anlayışında dahi kabul edilen bir gerçek vardır. " Hiçbir karar kesinleşmeden infazı yapılmaz."
Parti tüzüğünün öngördüğü süreç,yani daha parti içi mekanizmaların çalışmalarını tamamlamadan,Grup Disiplin Kurulu kararına karşı Müşterek disiplin kuruluna yapılan itirazın görüşülmesi süreci devam ederken,benim ihracımın kesinleşmiş bir karar gibi T.B.M.M. başkanlığına bildirilmesinin manası nedir.?
Bunu üç şekilde yorumlamak mümkündür sanıyorum.
Benimle İlgili karar peşin verilmiştir.Disiplin Kurulunun toplanması;Benim itiraz ve savunmalarda bulunmam işin şekli yönünü tamamlamak içindir.!
Parti ve Grup yönetimi en basit hukuk mantığından bile habersizdir.
Parti ve Devlet yönetmeyi çocuk oyuncağı zannetmektedirler.
Her üç durumda da Devlet'i yönetmeye talip ve hazır olan MHP'nin yönetimine yakıştıramadığımı,MHP'nin daha iyi bir yönetime layık bir geçmişe sahip olduğunu bilgi ve taktirlerinize arz ederim 25.01.2001-01-05
Saygılarımla
Ali GÜNGÖR
İçel Milletvekili
MHP MÜŞTEREK DİSİPLİN KURULUNA İTİRAZ DİLEKÇEMİZ
MHP MÜŞTEREK DİSİPLİN KURULU BAŞKANLIĞINA
19.01.2001
TBMM’nin 08 aralık 2000 tarihli 27. birleşiminde 23 nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlardan dolayı şartla salıverilmeye dair kanun tasarısının genel kuruldaki görüşmeleri sırasında TBMM kürsüsünden oyumun rengini belirtmek adına yapmış olduğum konuşma üzerine grup disiplin kurulu tarafından 19.12.2000 tarihinde başlatılan disiplin soruşturması, 10.01.2001 tarihinde MHP tüzüğünün 71. maddesinin kesin çıkarma cezasının gerektiren haller başlıklı 4. fıkrasını ihlal ettiği kanaatine varıldığı gerekçesi ile gruptan ve partiden kesin ihraç kararı ile sonuçlanmıştır.
Bu kararla ilgili kanaatim ekte sunduğum 12.01.2001 tarihli basın toplantısında ifade edilmiştir. Orada da belirttiğim gibi, grup disiplin kurulunun takip ettiği yol ve ihraç cezası için işaret ettikleri maddeler göstermektedir ki kurul tarafından tüzük de yönetmelik de anayasa da incelenmemiştir. İhraç kararının ısmarlama olduğu açıktır.
Günümüzde istisnasız bütün siyasi partilerin yönetim anlayışları ile aynı anlayışa sürüklenmek istenen MHP’nin iki yıldır devam eden yönetim tarzı dikkate alındığında kurulunuzun ne ölçüde hür iradesi karar verebileceği tarafımca meçhuldür.
Bununla birlikte siyasi tarihe ve bu arada MHP tarihine bir not düşmek bakımından aşağıdaki hususları bilgi ve kanaatlerinize sunmak benim için yerine getirilmesi gerekli bir göreve dönüşmüştür:
Öncelikle belirtmeliyim ki, daima fiillerinden önce niyetlerinin hesabını kendi kendine vermeye çalışmış, devlet hayatında görev almış insanların sorumluluğunun sadece tarihe karşı değil, aynı zamanda milletimize karşı ve kendimiz için de olduğuna inanan bir büyük insanı kendime örnek alarak yaşadım.
Bu bakımdan genel başkan sayın Devlet BAHÇELİ’ye atfen parti başkanlık divanında söylendiği ifade edilen ve bugün de parti teşkilatlarımızda yaygınlaştırılmaya çalışılan “ALİ GÜNGÖR’ÜN KONUŞMASININ MUHTEVASI, USLÜBU ÖNEMLİ DEĞİL, ÖNEMLİ OLAN HESABIDIR” sözünü sahsıma karşı yapılmış büyük bir haksızlık olarak kabul ederim. ALİ GÜNGÖR’ün Allah’tan başka kimseden korkmayacağını, hesabının da, kitabının da, fiilinin de bir ve aynı olacağını en iyi bilmesi gereken sayın DevletBAHÇELİ’dir.
Konuşmamızın arkasında, önünde kimse bir şey aramasın. Konuşma ne ise, nasıl ifade edilmiş ise arkası da önü de odur. Başka zamanlarda başka şeyler söylenmesi gerektiğinde onların da açık ve herkesin anlayacağı şekilde arkası ile, önü ile net olarak ortaya konulacağından da hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Büyük ATATÜRK diyor ki;
“Asla hatırdan çıkarmamalısınız: Bizim en büyük kuvvetimizi, bugün de yarın da dürüst, açık bir siyaset ve sözlerimize bağlılık teşkil edecektir. Hakikaten memlekete hizmet etmek isteyenlerin kalbi açık olmalıdır, açık söylemelidirler. Olan şeyler ve yapılacak şeyler olduğu gibi ifade olunmalıdır.
Birbirimize daima hakikati söyleyeceğiz, ister felaket, ister saadet getirsin, iyi yada fena şeyler olsun, daima hakikatten ayrılmayacağız.
Milleti aldatmayacağız. Millete daima ve daima hakikati söyleyeceğiz. Belki hata edebilir, yanlış şeyleri hakikat zannedebiliriz. Bırakalım onu millet düzeltsin. Kendimizi kimsenin üstünde de görmeye hakkımız yoktur.”
Gönül isterdi ki, Atatürk’ün arkadaşları ile aralarında ve millete dönük ortaya koyduğu bu düstur doğrultusunda genel başkan sayın Devlet Bahçeli de disiplin soruşturması sürecini başlatmadan önce sahsımı çağırsın. Birbirimize karşı kalbimiz açık olsun, sözlerimiz açık söylensin.
Şimdi kalbim açık olarak sözlerimi de açık söylüyorum.;
Genel başkan Devlet Bahçeli’nin gruptaki, MYK’daki ve Kurultaydaki konuşmaları incelendiğinde, hemen hepsindeki ortak nokta: demokrasimizin bütün kurum ve kuralları ile yerleşmesinin gerekliliğine işaret edilmiş olmasıdır. Son olarak Kızılcahamam’da milletvekilleri ve MYK üyeleri ile yapılan toplantıda da “demokrasi bütün kurum ve kuralları ile yerleşmedikçe istikrarın kalıcılığından söz edilemez.” denilmiştir.
Tarafımdan yapılan konuşmanın hangi sıfatla, nerede ve ne için yapıldığı ortadadır. Bir milletvekili TBMM kürsüsünden, getirilen bir yasa tasarısına yönelik düşünce ve endişelerini ifade etmiştir.
Anayasanın 83. maddesi, parti tüzüğünün 78/d bendi ve grup iç yönetmeliğinin 33/3. fıkrası açık ve ortada iken, hakkımda başlatılan disiplin kovuşturması hangi demokrasi anlayışının kuralları ile bağdaştırılabilir, mutlaka izah edilmelidir.
Aksi taktirde biz öyle söyler ama böyle uygulama yaparız gibi bir demokrasi ve siyaset anlayışı ortaya çıkar ki, bu durum bırakalım demokrasi anlayışını, ne siyasi ahlak ile ne de ilkeli siyaset ile bağdaşmaz.
MHP geleneğinde gerçek anlamda hep demokrasi anlayışı ve uygulaması egemen olmuştur. Partimizin gerçek kurucusu rahmetli Başbuğ ALPASLAN TÜRKEŞ yönetiminde koalisyona ortak olunduğunda hükümete verilecek bakanlar dahi MYK tarafından gizli oy ile seçilmişlerdir. Başkaları bilmeyebilir ama sayın genel başkan da iyi bilirler ki rahmetli Başbuğ TÜRKEŞ yönetimindeki MHP de her husus, ikinci evliliği de dahil, yetkili kurullarda hür tartışma ortamında görüşüldüktün sonra karara bağlanırdı.
Ben yaptım oldu anlayışı, ben her şeyi herkesten iyi bilirim anlayışı, kendini herkesten üstün görme anlayışı MHP geleneğinde yoktur. Bu anlayış herkesin çok iyi bildiği gibi DSP ve ECEVİT TARZI YÖNETİM ANLAYIŞIDIR. Bu anlayış, uzunca bir zamandan bu yana moda olabilir. Başka bir takım partilerin yöneticileri bu modaya uyarak kendi partilerini bu anlayışla yönetebilirler. Ama MHP’nin örnek alacağı yönetim tarzı DSP ve ECEVİTLERİN yönetim tarzı olamaz.
Şimdi birileri burada parti disiplininden, birlik ve beraberlikten söz açabilir.
Ancak hakkında disiplin soruşturması başlatılan kişi başka partilerde bulunduktan sonra tesadüfen MHP’ye gelen sıradan bir üye değildir.
Ülkü ocakları kurucu başkanlığından başlayarak 34 yıl partinin genel başkan vekilliği dahil, Rahmetli TÜRKEŞ’in tutuklu bulunduğu dönemde onun adına hareketi koordine etmek dahil,her kademesinde görev yüklenmiş bir kişidir.Gençlik kolları genel başkanlığı ve Ülkücü kuruluşlarda genel sekreterlik,genel başkan yardımcılığı ve genel başkanlık yapmıştır. Parti disiplininin ne olduğunu, birlikte hareket etmenin nerede başlayacağını, partiyi koruyup kollamanın nasıl olacağını, aralıksız geçen 34 yılın o’na öğretmiş olacağı bilinmelidir.
Birlik ve Beraberlik, ALİ GÜNGÖR’ün TBMM kürsüsünden yaptığı bu konuşma ile bozulmaz. Bu konuşma olsa olsa parti yönetim tarzımızdaki bir eksikliğe işaret olarak algılanır ve yönetim tarzımızdaki eksiklerin giderilmesi için vesile sayılır.
Birlik ve Beraberlik ALİ GÜNGÖR’ün konuşmasının asıl muhatabı sayın BÜLENT ECEVİT’e gazetecilerin konuyu sorduklarında, bu,MHP’nin iç işidir sözünün arkasına takılıp, ALİ GÜNGÖR hakkında disiplin soruşturması başlatarak, gerçekten dosta düşmana karşı bu konuyu MHP’nin iç işi haline dönüştürmekle bozulur.
Birlik ve Beraberlik, disiplin sürecinin, medyanın ALİ GÜNGÖR 10 gün içinde disipline sevk edilip, bir ay içinde ihraç edilecek tarzında adeta talimat niteliğindeki yazılarıyla paralellik arz eder ve sayın genel başkanın TÜSİAD toplantısına katılacağı güne alelacele yetiştirilecek şekilde sürdürülmesi ile bozulur.
Birlik ve Beraberlik, tabanın sesini mecliste yansıtan milletvekillerinin, ECEVİTİN HAKKINI ARAMAK ADINA partisinden ihraç edildiği gün bozulur.
Ve bu bozulmanın sorumlusu, tarih önünde hiç şüphe olmasın ki bu uygulamayı başlatıp sürdüren yönetim ve o yönetimin başı olacaktır.
Sonuç olarak;
MHP’nin sayın genel başkanı, Diyarbakır’da kucaklaşıp öpüştüğü HADEP’lilere, Pişmanlık Yasası ve Basın Suçlarının Ertelenmesi Yasası ile affedilmelerine katkıda bulunduğu PKK’lılara, en sert tepkilerle eleştirip ve fakat daha sonra af kapsamına alınan 312.madde ile affedilmesini sağladığı Erbakan’a, Sayın Demirel’in veto ettiği af yasasına girmemesi için direnip daha sonra çıkarılan şartla salıverilme yasası ile affettiği PKK’ya bilerek yardım ve yataklık edenlere, partimizin hemen hemen tamamını katillikle suçlayan RAHŞAN ECEVİTE gösterdiği hoşgörü ve toleransı demokratik hakkını kullanarak TBMM kürsüsünden konuşan milletvekiline göstermemiş, o’nun ihracını istemiştir.
Benim ihracım çok önemli olmayabilir. Ben zaten her şeyini MHP’ye ve onun ülküsüne feda etmiş bir insanım. Yine de bin ALİ GÜNGÖR feda olsun. Ancak bu partiyi, Türk Milliyetçiliği ve onun ülküsünü gelecek yüzyıllara taşıyacak ALİ GÜNGÖR’leri kara kara düşündüreceksiniz.
Her şey bir tarafa, ülkücü kültür ve terbiye içerisinde 30 yıllık arkadaşlık ve ülküdaşlığın gerektirdiği vefa diye kutsal bir anlayış ve kavram vardır. Sadece bu sebep bile şahsıma reva görülen eziyet ve zulmü ve sayın genel başkanı tarih önünde mahkum etmeyi yetecektir sanırım.
İşbu 4 sayfadan ibaret itiraz dilekçemin 16 sayfalık ekleri ile birlikte değerlendirilerek müşterek disiplin kurulunuzun, grup disiplin kurulu tarafından verilmiş gibi gösterilen bu yanlış kararı ortadan kaldıracağını umar, saygılar sunarım.
ALİ GÜNGÖR
MERSİN MİLLETVEKİLİ
SONUÇ: İTİRAZIMIZ REDDEDİLMİŞ VE ALİ GÜNGÖR MHP DEN KESİN OLARAK İHRAÇ EDİLMİŞTİR.
İhraç Kararına İmza Koyan MHP Disiplin Kurulu Üyeleri
Naci Büyükçelebi, Erdem Şenocak, Mehmet Taytak, Av. Serdar Keskin, Av. Adnan Serbes,
Av. Osman Doğan, Ahmet Sarı, Halil Harman, İsmail Çevik, Adnan Fatin Özdemir,
Ahmet Aydın, Osman Gazi Aksoy, Mehmet Nuri Tarhan.
3 KASIM 2002 DE SEÇİMLER YAPILDI. .MHP’NİN BARAJ ALTINDA KALMASINDAN, MEVCUT MHP YÖNETİMİ ÜLKÜCÜLERİ SUÇLUYOR.! İHRAÇ KARARI İLE İLGİLİ OLARAK MHP BÜYÜK KURULTAYINA YÖNELİK İTİRAZ HAKKIM SAKLI DURUYOR.
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder