CURCUNA SIÇANLARI,
15 Aralık 2014 Pazartesi
Şu günlerde çok derin bir ‘Küresel Kaos’un ve adı konulmadan yürütülen gizli 3. Dünya savaşının tam ortasındayız…
Saldırılar Türkiye cephesinde de tam gaz devam etmekte;
Ama ne yazık ki,
Zihin Kontrolü (Mind Kontrol), Kimyasal Tanker Saldırı Uçakları (Chemtrails), 25.Kare (25th Shot), Bilinçaltı Telkin (Subiminal Message), İklim Mühendisliği (Geo Engineering), Depremler, Hortumlar, Sel baskınları ve Kasırgalar gibi suni yaratılan doğa felaketleri (Haarp) çalışmaları hala halklardan gizleniyor…
İşin en tuhaf olan yanı ise;
İçecek temiz bir bardak suyu ve doğal bir gıdayı bulamaz hale gelen insanlık hala birbiri ile uğraşmakta son derece ısrarlı ve kararlı görünmesi…
“Grip” in envai türleri (Kuş, Domuz vb.), laboratuar üretimi kitle imha hastalıkları (Ebola, Saars, Mers, Aids), Gıda Terörü (GDO) gibi biyolojik, kimyasal ile sağlığı açık bir tehdit altında olan (Genetik Haritaları Kodlanmış) milletimizin bir de “KRİPTO HAİNLER ŞURASI”nın acımasız tasallutu ve zulmü altında ezilmesi işin ‘BOUNUS’ u olsa gerek!
Bu yukarıda saydığım ve daha sayamadığım birçok yöntem ile mankurtlaştırılan insanımız tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de yakın zamanda MERNİS denilen gelmiş geçmiş en büyük ihanet operasyonun son halkası olan (hepimizin ceplerine konulacak!) ve muhtemelen uzaktan kontrollü “Mikroçipli Kimlik Kartları”nın açık tehdidi altına sokuluyor…
Bu projeyi güle oynaya destekleyenler bile bu kartlar yoluyla kendilerine nasıl(!) sinyaller verilebileceğinin hala farkında değil sanırım… !!!
Diğer birçok önemli husus ise, tüm özel bilgilerimizin (Sağlık, İlaç, Terapi, GBT, BBT, Gizli Tezkiye Varakaları, Soruştıurma notları Vb.) sanal ağa çıkarılarak tüm “düşman bilgisayarlarına servis edilmesi” meselesi…
İşte böyle değerli Türk Halkı;
Giderek daha çok çaresizleştirilerek etkisizleştirilmek istenilen bizlerin başına her gün yeni bir bela icat ediliyor…
Tüm bu tehlike ve olası saldırılara karşı daha Cumhuriyetimizin ilk yıllarında kurulmuş olan araştırma, çalışma ve mücadele kurumlarımız (Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Enstitüsü, Meteoroloji, Atom Enerjisi, Zirai Araştırma Enstitülerimiz vb.) sessizce kapatılıyor ve/veya pasifize ediliyor...
Bu ve benzeri konular ile mücadele için yetişmiş çok değerli ilim adamlarımız da ya kovuldular, ya da imha edildiler…
Keza insafsızca öldürülen sayısız aydınımız… !
Daha;
Kapatılan Uçak, Silah, Otomobil ve benzeri teknolojik fabrikalarımızı saymadım… Amerika’nın emrine verilmiş Milli Eğitim ve Savunma politikalarımızdan bahsetmedim bile…
İşte böylesine zorlu, karmaşık bir dönemde;
Türkiye’de ise herkesin gözü-kulağı Suriye/Irak coğrafyası ile plastik Güneydoğu Kürt isyanına çekiliyor ve aleni ayrılık girişimleri hakkında kafa yormaya zorlanıyor…
Bu aldatmaca ile de, derinden ve sinsice yürütülen ihanet çalışmalarının en önemlileri çok büyük bir başarıyla gözlerden kaçırılıyor…
Ve;
Tüm bu olan bitenlere karşın adı “medya” olan klasik ihanet şebekelerinin tekelindeki tasmalı kadrolar yazılı ve görsel olarak Nobel’e aday “millet uyutma şaheserleri” üretiyor…
Oysa ki;
Bu seçilmiş, eriştirilmiş ve yetiştirilmiş pazar mallarının bu vatanın asli sahiplerinden bir şey saklanamayacağını öğrenmiş olmaları gerekirdi… !
AB heveslisi İzmir merkezli bir “Dönmenistan”, Antalya merkezli bir “Akdeniz Çıfıt Birliği” ve yine AB yanaşmalı bir “Trakya Cumhuriyeti” için yapılan gayret ve çalışmalarının farkındayız!
Tarihimizin yakın geçmişinde de;
Şahsi çıkarları ve bekaları uğruna tuzaklar ve suikastlar düzenleyerek yok edemedikleri Atatürk’ü en sonunda zehirleyerek öldüren alçak, hain ve şerefsiz familyalar hala aramızdalar ve gövde gösterilerine devam ediyorlar…
Tek kaygıları para ve güç olan bu aileler sırf kendi çıkarları uğruna farklı hükümetler içindeki hainlerle her dönem işbirliği içinde oldular...
Cibilliyet, din ve ırki problemleri içinde kendilerine uygun bir yer bulamayan, kâh İsrail’e, kâh Amerika’ya yanaşmalık yapan bu kovulmuşlar güruhunun bütün rezilliklerini biliyoruz…
Aziz Milletimizin alın teri paralarını ve vatan topraklarını;
Merkez Bankası soygunları ile, sahte iflaslar ile içini boşalttıkları bankalar ile, Kamu Kurumları ve KİT soygunları ile, Vakıf, Dernek ve örtülü ödenek soygunları ile, Kurmaca ihaleler ve hayali teşvikler ile, nasıl boşalttıklarını ve nasıl buharlaştıklarını, yurt dışına kaçtıklarını biliyoruz… !!!
Konu PARA ve GÜÇ olunca birbirleri ile bile çatıştır bu soyu bozuklar…
27 Mayıs Darbesi, 12 Mart Muhtırası, 80 Darbesi, 5 Nisan Kararları, 28 Şubat post-modern darbesi hep bu arsızların kendi aralarındaki güç kavgaları komedisidir…
Başta MİT olmak üzere, TBMM ve TSK içinde kendi ailelerinin tam hâkimiyeti için sürekli didişirler…
Osmanlıdan beri Türkleri kurmaca savaşlara gönderip imha ederek neredeyse boş(!) kalan ülkede bütün köşelerini tuttukları Sanayi ve Ticarette kimseye hak tanımazlar…
Hatta o kadar ileri giderler ki;
Yeşil Sermaye adını verdikleri paravan vakıf ve şirketleri ile mütedeyyin Müslümanlardan tırtıkladıkları İslami birikimleri bile kendileri kontrol eder ve kökünden cukkalarlar… !
Hani şimdi milleti avutmak için kullanılan ‘kontrollü stratejik gerilim politikaları’ gereği PKK’nın bile bu soysuzlar koalisyonu ve yalamalığını yaptıkları ülkelerin servisleri tarafından sevk ve idare edilmektedir desem yalan olamaz!
Sözde modern, özde katil ve hırsız zibidler için GÜÇ(!) her şeydir…
Bu çatışma ve çalışma alanları içinde çakma olmayan hakiki Türklere ve onların dini kabulleri olan İslam’a asla ve kata tahammülleri yoktur…
Her fırsatta aşağılamayı ve hakaret etmeyi bir görev olarak görürüler… Neredeyse tamamı ‘dediğim dedik, bildiğim bildik’ diyecek kadar manyak, hasis, kibirli ve megalomandır…
İçlerinden nadiren de olsa hümanist, evrensel düşünebilen ve eklektik akla sahip münevver aydınlar da çıkmaz değil hani;
Ama o(!) (kendilerinden olmasına rağmen!) saygın kişilikleri de aralarında pek barındırmazlar…
Yalnızca modernist laga-lugalar yapıp içi boş iltifatlar ederler. Aziz Türk Milletinden ve O’nun vatanından çalarak, çırparak ele geçirdikleri yüksek servetlerinden asla koklatmazlar… Yüksek hacimli ve karlı iş ortaklıklarına girmezler…
Bu davranış, kendi bağnaz familyalarına karşı gelmenin ve aralarına sorgulamadan katılarak biat etmemenin açık ve istikrarlı bir cezasıdır evrensel aydın kişiliklere…
Elbetteki bu durum sonsuza kadar sürmeyecektir;
Kimsenin şüphesi olmasın ki, ilelebet Türk olarak kalacak aziz vatanımızda kanımızla, canımızla kurduğumuz nihai ve ebedi devletimiz olan Türkiye Cumhuriyetini büyük bir ‘talan ve katliam alanı’na çeviren siz kimliksiz “Curcuna Sıçanları”nın tüm hevesleri kursaklarda kalacak!
Siz en iyisi mi;
Ahir ihanetlerinizin tadını çıkarmaya bakın…
Teker teker kaçacaksınız… !
İçeride veya dışarıda,
Tek tek avlanacaksınız… !
O da yetmeyecek;
Şimdiye kadar çaldıklarınız, çırptıklarınız, tüm servetlerimiz tek tek geri alınacak!
Öldüyseniz evlatlarınızdan…
Olmadı torunlarından…
Ve unutmayın ki;
Dünyanın son güvenli kalesi Türkiye Cumhuriyeti Devletini asla bölemeyeceksiniz!
Geçmişte canlı döktüğümüz Ege Denizi’ne ve Akdeniz’e bu sefer leş dökeriz…
Ayrıca;
Sözde Ermeni soykırımı iddiaları gereği 1915 intikamına hazırlanan ve 2015 yılında ‘100 yıllık parantez’ kapanacak diyen yerli işbirlikçi ve yabancı sosyetenin de ilgi/bilgi alanımızda olduğunu ve ölümüne karşı operasyon kararlılığımızın test edilmesi durumunda ise sonuçlarına katlanılması keyfiyetinin kendilerine ait olacağının bilinmesini isteriz…
Ne gerekiyorsa o yapılacaktır!
AND OLSUN !!!
http://dumanol1.blogspot.com.tr/2014/12/curcuna-sicanlari_77.html
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder