11 Ekim 2014 Cumartesi

OYLAR BÖLÜNMESİN AYAĞIYLA CHP SOLUK ALIYOR...

.


 
OYLAR BÖLÜNMESİN AYAĞIYLA CHP SOLUK ALIYOR...

 Prof. Dr. Övgün Ahmet ERCAN HEPAR 
Hak ve Eşitlik Partisi İstanbul Belediye Başkan Adayı 

Beş seçim dönemidir CHP’nin dayandığı tek söylem, ilkelerini savunmak değil, sosyal demokrat oyları kandırmaca yönlendirmesi; oylar bölünmesin !!! Açıkçası; iki partiye oynayın; ya AKP ya da CHP. Böyle diye diye üç dönemdir yalapşap CHP ikinci parti olarak süregeldi. Bu söylem nedeniyle AKP, gittikçe kemikleşti, sağ oylar onda toplandı; doruk yaptı. Büyükşehir belediyesi sonuçlarına bakılınca, %45 AKP, %28 CHP, gerisi çizgi gibi %4 sınırının altında. Bunun anlamı şu; halk bu söyleme bir kez daha kandı, sonra destek verdi, AKP’yi yükseltti, CHP’yi yaşattı. Oysa CHP bugünkü biçimiyle yaşatılacak parti değil. Böylece olağan demokratik, özgür oy kullanma yolu yok edildi. Demokratik halk kitlelerini temsil eden, gerçek halkçı, gerçek Atatürkçü, laik yönetimden yana halk kitlelerinin partileri küçüldü, gitti. Demokratik oy verme özgürlüğünü CHP yanlısı katı tutumu ile yön veren baş gazete yıllardır okuduğum Cumhuriyet. O ile diğer birkaç gazetenin köşe yazarları CHP’ye oy verilmesi gerektiğini yazarken, bazıları adayın adını yazarak bir ölçüde seçmeni koyun yerine koyuyorlar. Bağımsız kalması gereken, siz basın görevlileri bunu nasıl yapabilirsiniz? Bu sosyal faşizm değil de nedir? Sonuç ortada. 2004 İstanbul’da seçime katılma oranı %63 dolayında, düşük, AKP doruk yapmış; CHP peşe takılıyor, diğer partiler tek sıra. Seçimler, böyle söylemler ve yönlendirmeler nedeniyle ulusal istenci yansıtmıyor. Sonra CHP niye halen “AKP gelir ha!” korkutmasıyla yaşatılıyor ki? Sayın CHP’li Ertuğrul Günay’ın da söylediği gibi, Atatürk’ün partisi olan bu parti, çoktan Kemalist ilkelerden uzaklaşmış (29 Mart 2004, Kanal7). Neresi sosyal demokrat bu partinin? Halktan kopmuş. Adaylara baktığınızda, hemen çoğu sırtında kovuşturma, soruşturma kamburu edinmiş, aklanıp paklanmamış. Hemen hepsi para babası, tuzu kuru, sermayenin adamları, hangisi halkçı bunların? Kimisi yabancı şirketlerin Türkiye temsilcisi halktan çoktan kopmuş birer burjuva. Bir takım söylemlere göre, Ankara’da yönetimde yüksek orunu tutan kimileri, gerek saylavlık (milletvekili), gerekse belediye başkanlık adaylıklarını yönetiyorlar. Doğru mu, yanlış mı bilinmiyor !! CHP; “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözünü görmek bile istemiyor. Onu “Hayatta en hakiki mürşit siyasettir”e çoktan dönüştürmüş. Allah’ınızı severseniz, şu CHP’lilerin bir yaşam düzeylerine bakar mısınız? CHP ile MHP’nin Mecliste, ulusal dava Kıbrıs’a, Ege’ye, PKK’ya, Bölünmeye, Ergenekon ile Balyoz davalarına İşçi Partisi, Milli Merkez, HEPAR kadar bile karşıtlığı (muhalefet) yok. Peki neden oylar, CHP’de birleştiriliyor ki? CHP’nin ayrıcalığı nedir? Bırak dibe vursun, parçalansın bu parti de, diğer gerçek partiler kendilerine iktidar olma yolu bulsun. CHP bugün için zaten üç parça. Bir bölümü; Atatürk ilkelerinin savunucusu, çoğu Baykal karşıtı eski gerçek CHP’liler, diğeri Sayın Kemal KIlıçtaroğlu çevresinde toplanan liberaller, bir diğeri CHP’yi bugünkü kötü duruma getiren statükocu Baykalcılar. Bana göre, parti Feytullah kokulu liberallerden bütünüyle arınmalı. Bunlar, bir daha bu partiye bulaştırılmamalı. Liberaller, ilkeleri altı okla örtüşmediği için partiden ayrılmalı, yeni bir şemsiye altında toplanmalı. Bunların bütünleşebileceği partiler ANAP, DYP, LDP olabilir. Çekirdek CHP’liler partide kalmalı. Bunlar, yeni bir çatı altında DSP, HEPAR, İP, YURT, MHP, Milli Merkez ile bütünleşmelidirler. Başka çıkış yolu yok. Türkiye, karanlığa doğru demokratik yoldan usulca kayıyor. Her gün gericilik, her gün Cumhuriyet ilkelerinden uzaklaşma, ulus devletten ümmet devlete gidiş hızlanıyor. CHP’nin kalması, Cumhuriyet ilkelerinin korunması için sakınca yaratıyor. Bir an önce, basının oynattığı bu çok perdeli oyun bitirilmeli. 
Bir güneş gibi demokrasi yeniden doğmalı. 
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu.
Bu özlem bizim !


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder