1 Haziran 2016 Çarşamba

BU TUZAĞA DÜŞMEYİN - BAŞKANLIK İÇİN ERKEN SEÇİME GİDİLEBİLİR



BU TUZAĞA DÜŞMEYİN - BAŞKANLIK İÇİN ERKEN SEÇİME GİDİLEBİLİR



Başkanlık için
erken seçim planı

Başkanlık için erken seçim,
Bilindiği gibi Tayyip Erdoğan’ın isteği hep 400 vekildi.

7 Haziran’da elde edemedi; koalisyona izin vermedi, yeniden seçim yaptırdı.

1 Kasım seçimlerinde AKP 317 milletvekili aldı, bu AKP için bir zaferdi ama Tayyip Erdoğan için yeterli değildi.

Çünkü onun niyeti Başkanlıktı…

Başkanlık için sistemin değişmesi gerekiyor, yani Anayasa’nın.

Anayasayı değiştirmek için TBMM’de 367 milletvekilinin oyu gerekli. Ama AKP’nin sadece 317 vekili var. Geriye 50 eksik kalıyor ki, MHP’lileri ikna etse bile (MHP’nin 40 vekili var) bu rakama ulaşamıyor.

O zaman geriye kalan yol, 330 vekilin oyu ile Anayasa değişikliğini Referanduma götürecek sayıya ulaşmak. Bunun için de mutlaka MHP’nin desteğine ihtiyaç var. MHP ise, Başkanlık için de, partili Cumhurbaşkanlığı için de destek vermeyeceğini açıkladı.

O zaman Tayyip Erdoğan ne yapacak?

TBMM’nin şimdiki aritmetik yapısı Başkanlık için yeterli değil.

Bu aritmetiği değiştirmenin tek yolu ise yeniden seçim yapmaktır.

O halde Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi yeniden bir seçime götürmek zorundadır ve götürecektir!

Kimsenin bundan kuşkusu olmasın.

MHP ya da HDP’yi
baraj altı bırakmak

Asıl soru şu; yapılacak yeni bir seçimde aritmetik değişir mi?

Aritmetiği değiştirmenin yolu belli, AKP’nin %50 olan oyunu daha fazla arttırmak pek mümkün değil. Hadi diyelim bunun bir yolu bulundu, yine de 367 vekile ulaşmak çok zor.

Parlamento aritmetiğini değiştirmenin iki basit yolu var ama.

Ya HDP’yi ya da MHP’yi baraj altı bırakmak ve onların alacağı vekilleri de AKP hanesine yazmak.

MHP baraj altı kalırsa, 40 vekilin en az 30’u AKP’ye kayar.

HDP baraj altı kalırsa, 59 vekilin neredeyse tümü AKP’ye geçer.

HDP’yi boykota sürüklemek

Bugün yaşanılan tüm olayları bu çerçeve içinde ele almak gerekir.

7 Haziran sonrasında birden başlayan PKK ile sözde mücadelenin ikili bir işlevi var.

Birincisi, HDP’yi baraj altına sürüklemek.

Bu, hemen hemen başarıldı. Bugünkü siyasi konjonktürde HDP’nin barajı geçmesi neredeyse imkansız.

HDP’nin yeniden bağımsız vekilliklere dönmesi kendisi için çok ciddi bir geri adım olur, ki buna muhtemelen yanaşmayacaktır.

Geriye, HDP’nin seçimleri boykot etmesi kalıyor.

Aslında dokunulmazlıkların kaldırılması, HDP’li bazı vekillerin hapse atılması, HDP’ye boykot için güçlü bir gerekçe verecektir.

O zaman, herkes, HDP’li bazı milletvekillerinin tutuklanmasını beklesin!

Ondan sonra da gelsin seçim boykotu.

Ve tüm Güneydoğu’yu AKP silip süpürsün.

MHP’de kongre süreci

PKK ile girişilen sözde mücadele ve verilen her şehit, aynı zamanda MHP’ye giden her oyun AKP’ye dönmesi demek.

Zaten 7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasında, AKP’nin MHP’den nasıl da oy devşirdiğini gördük.

Muhtemelen bu eğilim devam edecektir. Ama bu eğilimin MHP’yi baraj altı bırakmaya yetip yetmeyeceği şüphelidir.

İşte tam da bu noktada MHP içi kongre süreci önem kazanmaktadır.

MHP’nin Bahçeli liderliğinde başarısız olduğu bir gerçek.

7 Haziran’da 80 vekil alıp 1 Kasım’da bunu 40’a düşürmek, kabul edilebilir bir başarısızlık değil.

Bu başarısızlıktan sonra bir muhalefetin oluşması da gayet doğal.

Ama muhalefetin kongre isteği ile ortaya çıkması, bir başkanlık değişiminin ötesinde, erken seçime işarettir.

Belli ki, MHP içindeki muhalifler, erken seçim kokusunu aldılar.

MHP için üç seçenek

Kim haklı kim haksız bizi ilgilendirmez, bu, MHP’nin kendi iç meselesidir.

Ama bu iç mesele artık bir milli mesele halini almış durumda.

Birinci seçenek şu, Bahçeli MHP’nin başında kalır, muhalefet yenilgiyi kabul eder ve partide kalır ama bu seçenekte muhtemelen MHP baraj altı kalacaktır.

Bu Tayyip Erdoğan için istenilen en ideal çözüm olur.

İkinci seçenek, muhalefet başarılı olur ve MHP’nin yeni bir başkanı olur, o zaman MHP’de bir canlanma olur ve baraj altı kalmaz. Hatta oylarını arttırabilir bile.

Bu, Tayyip Erdoğan için istenen bir durum değildir elbette, oylarını arttırmış bir MHP, 367 vekil hayalini (HDP boykot etse dahi) suya düşürebilir.

Üçüncü seçenek ise, muhalefetin MHP’den kopması, yeni bir parti kurmasıdır.

Bu durumda MHP’nin baraj altı kalması kesinleşir. Ve muhalifler de barajı geçemezlerse, Cumhuriyet rejimi ve TBMM, MHP’li iktidar ve muhalefetin ortak çabası ve hatası ile Tayyip Erdoğan’a teslim edilmiş olur.

Muhalifler bunu düşünmek zorundadır. Çünkü asıl vebal onlarda olur.

Akşener parti Kurarsa

Peki farklı bir şey olamaz mı?

Aslında o ihtimal de var.

MHP muhalefetinin kuracağı yeni parti, barajı geçebilecek bir oy tabanına ve potansiyeline sahip.

Muhalefet, özellikle Meral Akşener’in şahsında ciddi bir rüzgar yaratmış durumda.

Akşener’in başında olacağı bir parti, hiç umulmadık bir başarı elde edebilir. MHP’nin baraj altı kalmasına rağmen, yeni parti, MHP’nin şimdiki oyundan daha fazlasını alabilir, daha fazla milletvekili de çıkartabilir.

Akşener, MHP tabanına ek olarak, AKP’lilerden, AKP küskünlerinden, Cemaat’ten, diğer cemaatlerden, Merkez Sağ’dan, oy toplayabilecek bir profil çizmektedir. Üstelik ciddi bir CHP’li, ulusalcı, merkez sol seçmen de oy verebilir. Tüm bu siyasal eğilimlere, kadın faktörünü de ekleyin.

Kaldı ki MHP ve CHP’nin bunca seçim yenilgisinin bıktırdığı, küstürdüğü, yıldırdığı seçmen kitlesi için yeniden bir umut da olacaktır.

Yani bir 5. parti Tayyip Erdoğan’ın kabusu olabilir.

Meclis’te kaç parti olacak?

AKP’nin şu anda yaşadığı kriz, TBMM’de 3 değil 4 parti olmasının sonucudur.

AKP iktidara geldiğinde, 2002’de, TBMM’de sadece 2 parti vardı ve AKP istediği gibi at oynatabildi.

Bir sonraki seçimde, 2007’de, TBMM’ye 3 parti girdi, AKP neredeyse Cumhurbaşkanını bile seçemeyecekti.

2011 seçimlerinde de aynı tablo tekrarlandı.

Ama 2015’te HDP’nin de Meclis’e girmesi ile birlikte, AKP’nin mutlak iktidarı sona ermiş oldu.

Erken seçim senaryoları

Erken seçim sonuçları ne getirir peki?

Tayyip Erdoğan için en ideal çözüm, iki partili bir Meclis’tir, CHP yine %25 ile 150 vekil alır, AKP ise %50’nin üzerinde oy ile 400 vekil alır. Bu Başkanlık önünde hiçbir engelin kalmaması demektir.

3 partili bir Meclis, 2 partiliden kötüdür ama 4 partiliden iyidir. O nedenle HDP’nin seçim dışı bırakılması için her şey yapılacaktır. MHP barajı geçse bile %10 seviyesinde kalırsa, AKP, 367’yi rahatlıkla bulacaktır.

Ama MHP’de bir kan değişimi ile birlikte MHP oyları %15’leri geçerse, hele hele %20’lere ulaşırsa, AKP, 330’un altında kalacaktır.

Peki 5. Parti barajı geçerse?

İşte bu, en kötü ihtimalle, 40 vekil eder, yani aritmetik bugünkünden kötü olmaz. Ama bu AKP’nin %50’nin altına inmesini getirir, psikolojik üstünlük kaybedilir ve bir referandum durumunda kazanma ihtimali riske girer.

Erken seçime hazırlanmak

Tablo net.

Türkiye’nin geleceğini düşünen herkesin, her türlü ideolojik, politik vb. kavgayı bir kenara bırakması ve erken seçim için kolları sıvaması gerekiyor.

Yapılacak şeyler basit:

Bir; CHP %25 seviyesindeki oyunu mutlaka korumalı.

İki; MHP ya yeni bir ivmeyle oylarını arttırmalı ya da eski yönetimle bile olsa baraj altı kalmamalı.

Üç; MHP’den yeni bir parti çıkarsa mutlaka barajı aşmalı.

Dört; HDP, seçim boykotuna gitmemeli.


Bu ana güçlerin dışında ulusalcı yeni bir parti -Ulusal Parti- seçimlere girip, en az %3 oy olmalı.




Bu durumda, Başkanlık geçemez.

Ulusalcılara düşen
 tarihi görev

Aritmetik kısmı bir yana bırakırsak, Başkanlık sistemi ancak kanla getirilebilir. Yani Tayyip Erdoğan, kan dökecektir, dökmek zorunda kalacaktır.

O zaman, Başkanlık rejiminin önünü, kendi bedenleri ile barikat olacak, canını verecekler, birleşmeli ve seçimlere girmelidir.

CHP’nin %30’u, MHP’nin %20’si Türkiye için bir güvence değildir ama Ulusalcıların %3’ü, hem güvencedir, hem umuttur…

Ulusalcılar, Türkiye’yi bu kaostan, Cumhuriyeti bu tehlikeden kurtarma imkanına sahiptir.

Kolları sıvamanın vaktidir.


< http://www.turksolu.com.tr/baskanlik-icin%E2%80%A8erken-secim-plani/ >

..

BU TUZAĞA DÜŞMEYİN - BAŞKANLIK İÇİN ERKEN SEÇİME GİDİLEBİLİR



BU TUZAĞA DÜŞMEYİN - BAŞKANLIK İÇİN ERKEN SEÇİME GİDİLEBİLİR



Başkanlık için
erken seçim planı

Başkanlık için erken seçim,
Bilindiği gibi Tayyip Erdoğan’ın isteği hep 400 vekildi.

7 Haziran’da elde edemedi; koalisyona izin vermedi, yeniden seçim yaptırdı.

1 Kasım seçimlerinde AKP 317 milletvekili aldı, bu AKP için bir zaferdi ama Tayyip Erdoğan için yeterli değildi.

Çünkü onun niyeti Başkanlıktı…

Başkanlık için sistemin değişmesi gerekiyor, yani Anayasa’nın.

Anayasayı değiştirmek için TBMM’de 367 milletvekilinin oyu gerekli. Ama AKP’nin sadece 317 vekili var. Geriye 50 eksik kalıyor ki, MHP’lileri ikna etse bile (MHP’nin 40 vekili var) bu rakama ulaşamıyor.

O zaman geriye kalan yol, 330 vekilin oyu ile Anayasa değişikliğini Referanduma götürecek sayıya ulaşmak. Bunun için de mutlaka MHP’nin desteğine ihtiyaç var. MHP ise, Başkanlık için de, partili Cumhurbaşkanlığı için de destek vermeyeceğini açıkladı.

O zaman Tayyip Erdoğan ne yapacak?

TBMM’nin şimdiki aritmetik yapısı Başkanlık için yeterli değil.

Bu aritmetiği değiştirmenin tek yolu ise yeniden seçim yapmaktır.

O halde Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi yeniden bir seçime götürmek zorundadır ve götürecektir!

Kimsenin bundan kuşkusu olmasın.

MHP ya da HDP’yi
baraj altı bırakmak

Asıl soru şu; yapılacak yeni bir seçimde aritmetik değişir mi?

Aritmetiği değiştirmenin yolu belli, AKP’nin %50 olan oyunu daha fazla arttırmak pek mümkün değil. Hadi diyelim bunun bir yolu bulundu, yine de 367 vekile ulaşmak çok zor.

Parlamento aritmetiğini değiştirmenin iki basit yolu var ama.

Ya HDP’yi ya da MHP’yi baraj altı bırakmak ve onların alacağı vekilleri de AKP hanesine yazmak.

MHP baraj altı kalırsa, 40 vekilin en az 30’u AKP’ye kayar.

HDP baraj altı kalırsa, 59 vekilin neredeyse tümü AKP’ye geçer.

HDP’yi boykota sürüklemek

Bugün yaşanılan tüm olayları bu çerçeve içinde ele almak gerekir.

7 Haziran sonrasında birden başlayan PKK ile sözde mücadelenin ikili bir işlevi var.

Birincisi, HDP’yi baraj altına sürüklemek.

Bu, hemen hemen başarıldı. Bugünkü siyasi konjonktürde HDP’nin barajı geçmesi neredeyse imkansız.

HDP’nin yeniden bağımsız vekilliklere dönmesi kendisi için çok ciddi bir geri adım olur, ki buna muhtemelen yanaşmayacaktır.

Geriye, HDP’nin seçimleri boykot etmesi kalıyor.

Aslında dokunulmazlıkların kaldırılması, HDP’li bazı vekillerin hapse atılması, HDP’ye boykot için güçlü bir gerekçe verecektir.

O zaman, herkes, HDP’li bazı milletvekillerinin tutuklanmasını beklesin!

Ondan sonra da gelsin seçim boykotu.

Ve tüm Güneydoğu’yu AKP silip süpürsün.

MHP’de kongre süreci

PKK ile girişilen sözde mücadele ve verilen her şehit, aynı zamanda MHP’ye giden her oyun AKP’ye dönmesi demek.

Zaten 7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasında, AKP’nin MHP’den nasıl da oy devşirdiğini gördük.

Muhtemelen bu eğilim devam edecektir. Ama bu eğilimin MHP’yi baraj altı bırakmaya yetip yetmeyeceği şüphelidir.

İşte tam da bu noktada MHP içi kongre süreci önem kazanmaktadır.

MHP’nin Bahçeli liderliğinde başarısız olduğu bir gerçek.

7 Haziran’da 80 vekil alıp 1 Kasım’da bunu 40’a düşürmek, kabul edilebilir bir başarısızlık değil.

Bu başarısızlıktan sonra bir muhalefetin oluşması da gayet doğal.

Ama muhalefetin kongre isteği ile ortaya çıkması, bir başkanlık değişiminin ötesinde, erken seçime işarettir.

Belli ki, MHP içindeki muhalifler, erken seçim kokusunu aldılar.

MHP için üç seçenek

Kim haklı kim haksız bizi ilgilendirmez, bu, MHP’nin kendi iç meselesidir.

Ama bu iç mesele artık bir milli mesele halini almış durumda.

Birinci seçenek şu, Bahçeli MHP’nin başında kalır, muhalefet yenilgiyi kabul eder ve partide kalır ama bu seçenekte muhtemelen MHP baraj altı kalacaktır.

Bu Tayyip Erdoğan için istenilen en ideal çözüm olur.

İkinci seçenek, muhalefet başarılı olur ve MHP’nin yeni bir başkanı olur, o zaman MHP’de bir canlanma olur ve baraj altı kalmaz. Hatta oylarını arttırabilir bile.

Bu, Tayyip Erdoğan için istenen bir durum değildir elbette, oylarını arttırmış bir MHP, 367 vekil hayalini (HDP boykot etse dahi) suya düşürebilir.

Üçüncü seçenek ise, muhalefetin MHP’den kopması, yeni bir parti kurmasıdır.

Bu durumda MHP’nin baraj altı kalması kesinleşir. Ve muhalifler de barajı geçemezlerse, Cumhuriyet rejimi ve TBMM, MHP’li iktidar ve muhalefetin ortak çabası ve hatası ile Tayyip Erdoğan’a teslim edilmiş olur.

Muhalifler bunu düşünmek zorundadır. Çünkü asıl vebal onlarda olur.

Akşener parti Kurarsa

Peki farklı bir şey olamaz mı?

Aslında o ihtimal de var.

MHP muhalefetinin kuracağı yeni parti, barajı geçebilecek bir oy tabanına ve potansiyeline sahip.

Muhalefet, özellikle Meral Akşener’in şahsında ciddi bir rüzgar yaratmış durumda.

Akşener’in başında olacağı bir parti, hiç umulmadık bir başarı elde edebilir. MHP’nin baraj altı kalmasına rağmen, yeni parti, MHP’nin şimdiki oyundan daha fazlasını alabilir, daha fazla milletvekili de çıkartabilir.

Akşener, MHP tabanına ek olarak, AKP’lilerden, AKP küskünlerinden, Cemaat’ten, diğer cemaatlerden, Merkez Sağ’dan, oy toplayabilecek bir profil çizmektedir. Üstelik ciddi bir CHP’li, ulusalcı, merkez sol seçmen de oy verebilir. Tüm bu siyasal eğilimlere, kadın faktörünü de ekleyin.

Kaldı ki MHP ve CHP’nin bunca seçim yenilgisinin bıktırdığı, küstürdüğü, yıldırdığı seçmen kitlesi için yeniden bir umut da olacaktır.

Yani bir 5. parti Tayyip Erdoğan’ın kabusu olabilir.

Meclis’te kaç parti olacak?

AKP’nin şu anda yaşadığı kriz, TBMM’de 3 değil 4 parti olmasının sonucudur.

AKP iktidara geldiğinde, 2002’de, TBMM’de sadece 2 parti vardı ve AKP istediği gibi at oynatabildi.

Bir sonraki seçimde, 2007’de, TBMM’ye 3 parti girdi, AKP neredeyse Cumhurbaşkanını bile seçemeyecekti.

2011 seçimlerinde de aynı tablo tekrarlandı.

Ama 2015’te HDP’nin de Meclis’e girmesi ile birlikte, AKP’nin mutlak iktidarı sona ermiş oldu.

Erken seçim senaryoları

Erken seçim sonuçları ne getirir peki?

Tayyip Erdoğan için en ideal çözüm, iki partili bir Meclis’tir, CHP yine %25 ile 150 vekil alır, AKP ise %50’nin üzerinde oy ile 400 vekil alır. Bu Başkanlık önünde hiçbir engelin kalmaması demektir.

3 partili bir Meclis, 2 partiliden kötüdür ama 4 partiliden iyidir. O nedenle HDP’nin seçim dışı bırakılması için her şey yapılacaktır. MHP barajı geçse bile %10 seviyesinde kalırsa, AKP, 367’yi rahatlıkla bulacaktır.

Ama MHP’de bir kan değişimi ile birlikte MHP oyları %15’leri geçerse, hele hele %20’lere ulaşırsa, AKP, 330’un altında kalacaktır.

Peki 5. Parti barajı geçerse?

İşte bu, en kötü ihtimalle, 40 vekil eder, yani aritmetik bugünkünden kötü olmaz. Ama bu AKP’nin %50’nin altına inmesini getirir, psikolojik üstünlük kaybedilir ve bir referandum durumunda kazanma ihtimali riske girer.

Erken seçime hazırlanmak

Tablo net.

Türkiye’nin geleceğini düşünen herkesin, her türlü ideolojik, politik vb. kavgayı bir kenara bırakması ve erken seçim için kolları sıvaması gerekiyor.

Yapılacak şeyler basit:

Bir; CHP %25 seviyesindeki oyunu mutlaka korumalı.

İki; MHP ya yeni bir ivmeyle oylarını arttırmalı ya da eski yönetimle bile olsa baraj altı kalmamalı.

Üç; MHP’den yeni bir parti çıkarsa mutlaka barajı aşmalı.

Dört; HDP, seçim boykotuna gitmemeli.


Bu ana güçlerin dışında ulusalcı yeni bir parti -Ulusal Parti- seçimlere girip, en az %3 oy olmalı.




Bu durumda, Başkanlık geçemez.

Ulusalcılara düşen
 tarihi görev

Aritmetik kısmı bir yana bırakırsak, Başkanlık sistemi ancak kanla getirilebilir. Yani Tayyip Erdoğan, kan dökecektir, dökmek zorunda kalacaktır.

O zaman, Başkanlık rejiminin önünü, kendi bedenleri ile barikat olacak, canını verecekler, birleşmeli ve seçimlere girmelidir.

CHP’nin %30’u, MHP’nin %20’si Türkiye için bir güvence değildir ama Ulusalcıların %3’ü, hem güvencedir, hem umuttur…

Ulusalcılar, Türkiye’yi bu kaostan, Cumhuriyeti bu tehlikeden kurtarma imkanına sahiptir.

Kolları sıvamanın vaktidir.


< http://www.turksolu.com.tr/baskanlik-icin%E2%80%A8erken-secim-plani/ >

..