PKK Stratejik Denge Dönemine Tekrar Geri Döndüğünü Mü Düşünüyor?
Yazar: Zeynep Ece Ünsal
2011 yılı kapsamında Jandarma Genel Komutanlığı tarafından hazırlanarak kamu oyuna sunulan raporda, PKK'nın en çok vur-kaç taktiği uyguladığı ve eylemlerini de çoğunlukla Hakkari ve Şırnak illerinde gerçekleştirdiği ortaya çıkmaktadır.[1] Bu taktik kapsamında PKK bir saldırı düzenlediği zaman özellikle hava unsurlarının gelmesiyle o bölgeden kaçarak cephe gerisi olarak nitelendirilen bölgeye ( başta Kuzey Irak olmak üzere diğer sınır bölgelerindeki PKK kampları) geçmekteydi. Ancak, 2012 yılı Temmuz ayından bu güne kadarki süreçte PKK'ya yönelik tartışmalar, terör örgütünün son dönem saldırıları ve örgüt üyelerinin kendi iletişim kaynakları aracılığıyla yaptıkları açıklamalar tek bir başlık üzerinde birleşmektedir; örgüt Temmuz-Eylül 2012 sürecinde Hakkari/Şemdinli kırsalında klasik gerilla savaş tekniği olan vur-kaç stratejisinden, kızıl kurtarılmış bölge kurmak ve kent ayaklanmasına zemin hazırlayarak, TSK'yı meskun mahal çatışmasına zorlamak amacı ile vur-kal stratejisine geçmiştir.
Bu çerçevede bu strateji değişikliği sürecinin incelenmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bir çok terör örgütü gibi gerilla savaşı tekniklerini uygulamaya çalışan PKK da, Mao'nun "Uzun Süreli Halk Savaşı"nın üç aşaması olan stratejik savunma, stratejik denge ve stratejik saldırı aşamalarından geçen bir çatışma sürecini benimsemiştir. Bu stratejiye göre, silahlı mücadelenin yapılacağı bölgenin özellikleri önem arz etmektedir. Bölge, köylülüğün yoğun olduğu, devlet egemenliğinin tamamen etkin olamadığı bir alan olmalıdır. En önemli amaç ise bölge halkını bir şekilde ikna etmektir. Devletin etkisinin az olduğu bu bölgede uygulanacak şiddetin etkisiyle, hem halk devletten uzaklaştırılabilecek hem de devlet bölgeye yönelik bilgi akışını kaybedecek, adım adım kırsal bölgeler örgütün kontrolüne geçecektir. Sonuçta ise örgüt kendisine her türlü yiyecek, barınma, silah temini sağlayabileceği güvenli bölgeler oluşturabilecektir[2].
Uzun süreli halk savaşının ikinci aşaması olan "stratejik denge" aşamasında bir yandan uluslararası konjektürdeki değişimler beklenip, diğer yandan da direnme gücünü arttırmak için zaman kazanılmaktadır[3]. Sonrasında ise alan hakimiyeti hedefi ortaya çıkmaktadır. Üs bölgeleri olmadan düşman hatları gerisinde gerillanın bu savaşı sürdürmesinin olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenleMao, üs bölgeleri kurulmasını önermektedir.[4] Silahlı mücadele geliştikçe üst bölgeleri birleştirilerek "kurtarılmış bölge"ler kurulacaktır. Örgüt egemenliğindeki bu kurtarılmış bölgeler "kızıl kurtarılmış bölge"ler olarak adlandırılmaktadır.[5] PKK da kuruluşundan bu yana ideolojik, örgütsel yapı ve eylemleri açısından Mao'nun "Uzun Süreli Halk Savaşı" stratejisini benimsemiştir. Mao'nun stratejisinin ilk evresi olan stratejik savunmada, PKK'nın Türk ordusuna karşı savunma durumunda olması, stratejik dengede örgütün yavaş yavaş üstünlüğü ele geçirmeye başlaması ve stratejik saldırıda da Türk ordusunun savunmaya itmesi planlanmaktadır[6].
PKK'nın yan kuruluşu DTK 14 Temmuz 2011'de Diyarbakır'da demokratik özerklik ilan etmiştir. Demokratik özerkliğin uygulanması için PKK/DTK tarafından Hakkâri ili ve çevresi pilot uygulama alanı olarak seçilmiştir. Demokratik özerklik, PKK'nın 1988'de ilan ettiği "Botan'ın Fethi" ve 1991-92'de ilan ettiği "Botan-Bahdinan Savaş Hükümeti" planlarında olduğu gibi terör örgütünün belirli coğrafyalardan TSK'yı çekilmeye zorlayarak alan hakimiyetini "kızıl kurtarılmış bölge" tanımlaması ile oluşturmasını hedeflemektedir.
PKK'da içinden geçtiğimiz bu günkü süreçte, Hakkari/Şemdinli'de vur-kal stratejisi izlerken, Şemdinli üçgeninde "kurtarılmış bölge" kurmak amacı ile alan hakimiyeti kurmaya da çalışmaktadır. Esasen AKP Hükümetinin uzun bir süreden buyana TSK'ye ve Jandarma Genel Komutanlığına bağlı birlik ve karakollardan operasyon değil, birlik, kışla ve karakol korumasınıtalep etmesi, Türk güvenlik güçlerinin alan hakimiyetini terk ederek, birliklerine çekilmeleri, PKK'ya alanda rahat hareket etme ve alanı domine etme imkanı vermiştir. Ayrıca, yaz ayları itibariyle, PKK'nın gerçekleştirmiş olduğu eylemlerin sıklığı ve bu eylemler sonrasında gerçekleştirilen operasyonlar kapsamında etkisiz hale getirilen teröristlerin sayıları (Genel Kurmay Başkanlığınca yapılan açıklamada son beş ay içerisinde 373 teröristin etkisiz hale getirilmiştir.[7])göz önüne alındığında örgütün eylemlerinden sonra cephe gerisi diye nitelendirdiği Kuzey Irak'taki kamp bölgelerine kaçmadığı ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle örgütün son yıllarda uyguladığı vur-kaç taktiğinden-diğer bir ifadeyle herhangi bir eylemi gerçekleştirip cephe gerisine kaçma stratejisinden- vazgeçerek vur-kal taktiği uygulamaya başladığı görülmektedir. Aslında bu değişim süreci ve PKK'nın n planları Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın son iki yıl içinde bölgeye yönelik yayınları arasında sıklıkla rastlanılan bir bir konu olmaktadır. Özdağ'a göre; "…PKK'nın planlı operasyonları Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Hakkari'de de devam etmekteydi. Bu şartlar altında PKK, önce Hakkari kırsalında da girişim üstünlüğünü tamamen ele geçirdi. Sonra ilçelerden başlayarak yerleşim yerlerinde güvenlik güçlerine yönelik suikastlere başladı. Yüksekova'da yol ortasında infaz edilen askerler, Hakkari'de mağazada infaz edilen polisler. PKK'nın bu politikasının amacı, güvenlik güçlerini kışla ve karakollarına itme ve orada kuşatmayı hedeflemekteydi. Hakkari kırsalında yapılan eylemler sonrasında olay yerine giden askerleri konvoylara yönelik mayınlı saldırılar ile de asker ve polis şehir merkezlerinde hareketsiz kalmaya yönlendirilmek istenmiştir[8]…"
Yukarıda da belirtildiği gibi, PKK'nın bu stratejisi aslında yeni bir uygulama değildir. PKK'nın 1991/1992'de bu stratejiyi uygulamaya çalıştığı ve sonucunda da ağır kayılar verdiği bilinmektedir. Ancak bu strateji zaten bir nevi intihar eylemi gibi değerlendirilebilinmektedir.[9] Burada amaç öncelikle saldırının yapıldığı bölgede kalarak güvenlik güçlerini üzerine çekmektir. Ayrıca bölgedeki halkın arasına karışmak suretiyle, zaman zaman güvenlik güçlerini yanlış hedeflere yönlendirmeye sebep olmaktadırlar. Güvenlik güçlerinin operasyon yapma alanlarını kısıtlayan örgüt bu sayede arasına karıştığı halkın gözünde de devletin ve devletin kuvvetlerinin güçsüz bir duruma düşmesini sağlamayı da hedeflemektedir.Devlet ile karşı karşıya kalan halk arasında ayaklanma gerçekleştirmeye çalışan örgüt bu yolla kurtarılmış bölgelerini ilan etmeyi planlamaktadır. Bu eylemler Mao'nun "Uzun Süreli Halk Savaşı"nın aşamalarının geçmişte olduğu gibi yeniden uygulanmaya konulma çabası ile açıklanabilmektedir.Örneğin; 19 Ağustos 1992 tarihinde benzeri olaylar Şırnak'ta yaşanmış, 1 hafta süren çatışmalar ile PKK'ya ciddi kayıplar verdirilmiştir. Ayrıca bu eski taktiklerin yeniden uygulanması sürecinde uluslararası arenada yaşanan gelişmelerinde(son dönemde Suriye'de yaşananlar ve bölgenin istikrarsızlaşması) etkisi ve PKK'ya hareket imkanı sağlayabilecek boşluklar yarattığı da ortaya çıkmaktadır.[10]
Murat Karayılan'ın yaptığı açıklamalarında da örgütün özellikle Hakkari ili Şemdinli ilçesinde taktik değiştirdiği ve hatta bölgede belirli bir alanı hakimiyeti altına aldığı iddiası ortaya çıkmaktadır.[11] Ancak bu taktik değiştirme süreci içinde PKK bölgede kaldığı için ciddi kayıplar vermekte ve örgüte yeni eleman arayışına girmektedir.Kamuoyuna yansıyan son haberlere göre ise PKK özellikle Mahmur Kampı[12]'ndan gençleri zorla örgüte katmak için kampta yaşayan ailelere baskı yapmaktadır.[13]
Sonuç
DTK 14 Temmuz 2011'de Diyarbakır'da demokratik özerklik ilan etmiştir. Demokratik özerkliğin uygulanması için pilot bölge seçilen Hakkâri ili ve çevresinde, bu kavramı yaşama geçirmek adına PKK eski stratejilerini yeniden uygulamaya başlamıştır. Özellikle Temmuz 2012 tarihinden bu yana eylemlerinin sıklığını ve şiddetini arttıran PKK, bölgeden ayrılmayarak da, hem devletin, güvenlik güçlerinin ve halkın moralini bozmayı, hem de bu sayede bölgede kurtarılmış bölgeler oluşturmayı hedeflemektedir. Çünkü terörün asıl hedefi kamuoyunu yıldırmaktır ve devletin, güvenlik güçlerinin ve halkın moralini bozarak bu hedefe ulaşan örgüt, kendini güvensiz hisseden halk arasında ayaklanma yaratmaya çalışmaktadır. Böylece de güvenlik güçleri sivil halka karşı güç kullanma durumunda bırakılarak hata yapmaya zorlanacaktır. Daha önceden de uygulanmaya çalışılmış olan bu stratejinin yeniden gündeme gelmesinin sebebi ise son dönemde Suriye'de yaşanan gelişmelerdir. PKK'nın amacı Suriye'de olanlar burada da oluyor imajı vermeye çalışarak, uluslararası kamuoyunun dikkatini üzerine çekmektir. Son dönemde gerçekleşen saldırılar ve değişen stratejilerin tek hedefi bu imaj için gerekli ortamı hazırlamaktır.
DİPNOTLAR;
[1] PKK'nın Kalleş Taktiği: Vur-Kaç, 18 Mayıs 2012,http://www.turkmemur.net/haber-PKKn305n-Kalle351-Takti287i-Vur-Ka231-69730/,Erişim Tarihi 10 Eylül 2012.
[2]ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.92-95.
[3]ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.78.
[4]ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.89-91.
[5]ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.91.
[6]ÖZDAĞ, Ümit. Türk Ordusu PKK'yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK'ya Nasıl Teslim Oluyor? Askeri Galibiyetten, Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları,2010,s.43.
[7] Genelkurmay:5 Ayda 373 Terörist Öldürüldü, 88 Şehit Verildi, 10 Eylül 2012, http://gundem.milliyet.com.tr/genelkurmay-5-ayda-373-terorist-olduruldu-88-sehit-verildi/gundem/gundemdetay/10.09.2012/1594180/default.htm, Erişim Terihi: 11 Eylül 2012.
[8] ÖZDAĞ, Ümit. Türkiye'nin Bittiği İl Hakkari, 2 Kasım 2011, http://www.21yyte.org/tr/yazi6356-Turkiyenin_Bittigi_Il_Hakkari.html , Erişim Tarihi: 3 Kasım 2011.
[9] PKK Nasıl Bitecek ?,http://www.gazete2023.com/haber/18575/emre-uslu-pkknin-nasil-bitecegini-siraladi.html , Erişim Tarihi: 15 Eylül 2012
[10]YAYMAN, Hüseyin. Şemdinli'de Neler Oluyor, 2 Ağustos 2012,http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21125308.asp, Erişim Tarihi: 5 Eylül 2012
[11] PKK'nın Yeni Taktiği: Vur-Kal,5 Ağustos 2012, http://www.guncel-haber.com/4409050/haber-pkk-nin-yeni-taktigi-vur-kal/ , Erişim Tarihi: 5 Eylül 2012.
[12] Mahmur Kampı 1998'de BM tarafından kurulmuş ancak Türkiye her fırsatta ve platformda kampın örgüt tarafından kullanıldığını ve bu nedenle kapatılması gerektiğiniaçıklamaktadır.
[13]PKK Her Aileden Bir Kişi İstedi, 9 Eylül 2012, http://www.ensonhaber.com/pkk-her-aileden-bir-kisi-istedi-2012-09-09.html, Erişim Tarihi: 9 Eylül 2012.
Bu çerçevede bu strateji değişikliği sürecinin incelenmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bir çok terör örgütü gibi gerilla savaşı tekniklerini uygulamaya çalışan PKK da, Mao'nun "Uzun Süreli Halk Savaşı"nın üç aşaması olan stratejik savunma, stratejik denge ve stratejik saldırı aşamalarından geçen bir çatışma sürecini benimsemiştir. Bu stratejiye göre, silahlı mücadelenin yapılacağı bölgenin özellikleri önem arz etmektedir. Bölge, köylülüğün yoğun olduğu, devlet egemenliğinin tamamen etkin olamadığı bir alan olmalıdır. En önemli amaç ise bölge halkını bir şekilde ikna etmektir. Devletin etkisinin az olduğu bu bölgede uygulanacak şiddetin etkisiyle, hem halk devletten uzaklaştırılabilecek hem de devlet bölgeye yönelik bilgi akışını kaybedecek, adım adım kırsal bölgeler örgütün kontrolüne geçecektir. Sonuçta ise örgüt kendisine her türlü yiyecek, barınma, silah temini sağlayabileceği güvenli bölgeler oluşturabilecektir[2].
Uzun süreli halk savaşının ikinci aşaması olan "stratejik denge" aşamasında bir yandan uluslararası konjektürdeki değişimler beklenip, diğer yandan da direnme gücünü arttırmak için zaman kazanılmaktadır[3]. Sonrasında ise alan hakimiyeti hedefi ortaya çıkmaktadır. Üs bölgeleri olmadan düşman hatları gerisinde gerillanın bu savaşı sürdürmesinin olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenleMao, üs bölgeleri kurulmasını önermektedir.[4] Silahlı mücadele geliştikçe üst bölgeleri birleştirilerek "kurtarılmış bölge"ler kurulacaktır. Örgüt egemenliğindeki bu kurtarılmış bölgeler "kızıl kurtarılmış bölge"ler olarak adlandırılmaktadır.[5] PKK da kuruluşundan bu yana ideolojik, örgütsel yapı ve eylemleri açısından Mao'nun "Uzun Süreli Halk Savaşı" stratejisini benimsemiştir. Mao'nun stratejisinin ilk evresi olan stratejik savunmada, PKK'nın Türk ordusuna karşı savunma durumunda olması, stratejik dengede örgütün yavaş yavaş üstünlüğü ele geçirmeye başlaması ve stratejik saldırıda da Türk ordusunun savunmaya itmesi planlanmaktadır[6].
PKK'nın yan kuruluşu DTK 14 Temmuz 2011'de Diyarbakır'da demokratik özerklik ilan etmiştir. Demokratik özerkliğin uygulanması için PKK/DTK tarafından Hakkâri ili ve çevresi pilot uygulama alanı olarak seçilmiştir. Demokratik özerklik, PKK'nın 1988'de ilan ettiği "Botan'ın Fethi" ve 1991-92'de ilan ettiği "Botan-Bahdinan Savaş Hükümeti" planlarında olduğu gibi terör örgütünün belirli coğrafyalardan TSK'yı çekilmeye zorlayarak alan hakimiyetini "kızıl kurtarılmış bölge" tanımlaması ile oluşturmasını hedeflemektedir.
PKK'da içinden geçtiğimiz bu günkü süreçte, Hakkari/Şemdinli'de vur-kal stratejisi izlerken, Şemdinli üçgeninde "kurtarılmış bölge" kurmak amacı ile alan hakimiyeti kurmaya da çalışmaktadır. Esasen AKP Hükümetinin uzun bir süreden buyana TSK'ye ve Jandarma Genel Komutanlığına bağlı birlik ve karakollardan operasyon değil, birlik, kışla ve karakol korumasınıtalep etmesi, Türk güvenlik güçlerinin alan hakimiyetini terk ederek, birliklerine çekilmeleri, PKK'ya alanda rahat hareket etme ve alanı domine etme imkanı vermiştir. Ayrıca, yaz ayları itibariyle, PKK'nın gerçekleştirmiş olduğu eylemlerin sıklığı ve bu eylemler sonrasında gerçekleştirilen operasyonlar kapsamında etkisiz hale getirilen teröristlerin sayıları (Genel Kurmay Başkanlığınca yapılan açıklamada son beş ay içerisinde 373 teröristin etkisiz hale getirilmiştir.[7])göz önüne alındığında örgütün eylemlerinden sonra cephe gerisi diye nitelendirdiği Kuzey Irak'taki kamp bölgelerine kaçmadığı ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle örgütün son yıllarda uyguladığı vur-kaç taktiğinden-diğer bir ifadeyle herhangi bir eylemi gerçekleştirip cephe gerisine kaçma stratejisinden- vazgeçerek vur-kal taktiği uygulamaya başladığı görülmektedir. Aslında bu değişim süreci ve PKK'nın n planları Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın son iki yıl içinde bölgeye yönelik yayınları arasında sıklıkla rastlanılan bir bir konu olmaktadır. Özdağ'a göre; "…PKK'nın planlı operasyonları Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Hakkari'de de devam etmekteydi. Bu şartlar altında PKK, önce Hakkari kırsalında da girişim üstünlüğünü tamamen ele geçirdi. Sonra ilçelerden başlayarak yerleşim yerlerinde güvenlik güçlerine yönelik suikastlere başladı. Yüksekova'da yol ortasında infaz edilen askerler, Hakkari'de mağazada infaz edilen polisler. PKK'nın bu politikasının amacı, güvenlik güçlerini kışla ve karakollarına itme ve orada kuşatmayı hedeflemekteydi. Hakkari kırsalında yapılan eylemler sonrasında olay yerine giden askerleri konvoylara yönelik mayınlı saldırılar ile de asker ve polis şehir merkezlerinde hareketsiz kalmaya yönlendirilmek istenmiştir[8]…"
Yukarıda da belirtildiği gibi, PKK'nın bu stratejisi aslında yeni bir uygulama değildir. PKK'nın 1991/1992'de bu stratejiyi uygulamaya çalıştığı ve sonucunda da ağır kayılar verdiği bilinmektedir. Ancak bu strateji zaten bir nevi intihar eylemi gibi değerlendirilebilinmektedir.[9] Burada amaç öncelikle saldırının yapıldığı bölgede kalarak güvenlik güçlerini üzerine çekmektir. Ayrıca bölgedeki halkın arasına karışmak suretiyle, zaman zaman güvenlik güçlerini yanlış hedeflere yönlendirmeye sebep olmaktadırlar. Güvenlik güçlerinin operasyon yapma alanlarını kısıtlayan örgüt bu sayede arasına karıştığı halkın gözünde de devletin ve devletin kuvvetlerinin güçsüz bir duruma düşmesini sağlamayı da hedeflemektedir.Devlet ile karşı karşıya kalan halk arasında ayaklanma gerçekleştirmeye çalışan örgüt bu yolla kurtarılmış bölgelerini ilan etmeyi planlamaktadır. Bu eylemler Mao'nun "Uzun Süreli Halk Savaşı"nın aşamalarının geçmişte olduğu gibi yeniden uygulanmaya konulma çabası ile açıklanabilmektedir.Örneğin; 19 Ağustos 1992 tarihinde benzeri olaylar Şırnak'ta yaşanmış, 1 hafta süren çatışmalar ile PKK'ya ciddi kayıplar verdirilmiştir. Ayrıca bu eski taktiklerin yeniden uygulanması sürecinde uluslararası arenada yaşanan gelişmelerinde(son dönemde Suriye'de yaşananlar ve bölgenin istikrarsızlaşması) etkisi ve PKK'ya hareket imkanı sağlayabilecek boşluklar yarattığı da ortaya çıkmaktadır.[10]
Murat Karayılan'ın yaptığı açıklamalarında da örgütün özellikle Hakkari ili Şemdinli ilçesinde taktik değiştirdiği ve hatta bölgede belirli bir alanı hakimiyeti altına aldığı iddiası ortaya çıkmaktadır.[11] Ancak bu taktik değiştirme süreci içinde PKK bölgede kaldığı için ciddi kayıplar vermekte ve örgüte yeni eleman arayışına girmektedir.Kamuoyuna yansıyan son haberlere göre ise PKK özellikle Mahmur Kampı[12]'ndan gençleri zorla örgüte katmak için kampta yaşayan ailelere baskı yapmaktadır.[13]
Sonuç
DTK 14 Temmuz 2011'de Diyarbakır'da demokratik özerklik ilan etmiştir. Demokratik özerkliğin uygulanması için pilot bölge seçilen Hakkâri ili ve çevresinde, bu kavramı yaşama geçirmek adına PKK eski stratejilerini yeniden uygulamaya başlamıştır. Özellikle Temmuz 2012 tarihinden bu yana eylemlerinin sıklığını ve şiddetini arttıran PKK, bölgeden ayrılmayarak da, hem devletin, güvenlik güçlerinin ve halkın moralini bozmayı, hem de bu sayede bölgede kurtarılmış bölgeler oluşturmayı hedeflemektedir. Çünkü terörün asıl hedefi kamuoyunu yıldırmaktır ve devletin, güvenlik güçlerinin ve halkın moralini bozarak bu hedefe ulaşan örgüt, kendini güvensiz hisseden halk arasında ayaklanma yaratmaya çalışmaktadır. Böylece de güvenlik güçleri sivil halka karşı güç kullanma durumunda bırakılarak hata yapmaya zorlanacaktır. Daha önceden de uygulanmaya çalışılmış olan bu stratejinin yeniden gündeme gelmesinin sebebi ise son dönemde Suriye'de yaşanan gelişmelerdir. PKK'nın amacı Suriye'de olanlar burada da oluyor imajı vermeye çalışarak, uluslararası kamuoyunun dikkatini üzerine çekmektir. Son dönemde gerçekleşen saldırılar ve değişen stratejilerin tek hedefi bu imaj için gerekli ortamı hazırlamaktır.
DİPNOTLAR;
[2]ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.92-95.
[3]ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.78.
[4]ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.89-91.
[8] ÖZDAĞ, Ümit. Türkiye'nin Bittiği İl Hakkari, 2 Kasım 2011, http://www.21yyte.org/tr/yazi6356-Turkiyenin_Bittigi_Il_Hakkari.html , Erişim Tarihi: 3 Kasım 2011.
[13]PKK Her Aileden Bir Kişi İstedi, 9 Eylül 2012, http://www.ensonhaber.com/pkk-her-aileden-bir-kisi-istedi-2012-09-09.html, Erişim Tarihi: 9 Eylül 2012.
sitesinden 08.03.2017 tarihinde yazdırılmıştır
***