15 Kasım 2020 Pazar

Libya, Suriye, Irak ve PKK.. BÖLÜM 2

Libya, Suriye, Irak ve PKK.. BÖLÜM 2



Libya, Suriye, Irak, PKK, Prof.Dr. Sait Yılmaz ,Fransa, Mısır, Suudi Arabistan, BAE , Ürdün, Fransızlar, Total, Hafter,

Irak’ta artık İran istenmiyor.. 

Irak‟ta İran sahada güçlü, arkasında olduğu Haşdi Şabi ve Kataib Hizbullah gibi milis güçleri ile dengeleri değiştirebiliyor. ABD ise siyasi ve ekonomik bakımdan vazgeçilmez. 
Bağdat‟ta ABD‟nin dünyadaki en büyük elçiliği bulunuyor. 
Şu anda Irak Parlamentosu‟ndaki İran yanlısı milletvekilleri ABD askerlerinin ülkeden gitmesi için karar çıkarmaya çalışıyorlar. Ancak, ABD desteği olmazsa Irak biter, bu yüzden aslında halka yönelik bir gösterişten öte bir şey değil. 

İran, Irak‟ı kelimenin tam anlamı bir kuruş vermeden kullanıyor. Ekonomisi kötüye gittikçe daha çok sömürüyor, geçen yıl Irak‟tan 35-40 milyar dolar götürdü. İran, öncelikle ABD yaptırımlarına karşı Irak‟taki durumu şantaj unsuru olarak öne sürüyor. İran yanlısı milisleri besleme işi de Irak ekonomisinin sırtına yüklenmiş. 
Geçen sonbaharda Bağdat‟ta görülen sokak gösterilerinde pek çok kişi öldü ve 
yaralandı Her ne kadar olayların arkasında Batılı güçler olduğu söylense de bu bir yere kadar doğru. Irak halkı, ülke yönetiminin hırsızlık ve yolsuzlukları kadar, maaşların ödenmemesinden, başta elektrik olmak üzere alt yapının yetersizliğin den bıkmış durumda. 

Petrol ihraç eden ülkede halk petrol bulamıyor. 
Yönetimin arkasında İran olduğu için de bu ülkeyi suçluyorlar. Irak halkı, İran‟ın 
ülkeyi din istismarı ile sömürdüğünü, ayrıca mezhep, etnik ve bölgesel çatışmalara neden olduğunu düşünüyor. Irak halkı ne istiyor? 
- Halk ne İran‟ı ne de ABD‟yi, bağımsız bir Irak istiyor. 
- Ülkede her devletin bir bölgeyi işgal etmiş kendi silahlı grubu var. Irak halkı, 
hükümetin kontrolünde olacak tek bir Irak Ordusu olsun istiyor. 
- Mevcut siyasetçilerden hiçbirini istemiyorlar. Dürüst, namuslu, ayırımcı olmayan, 

Irak‟ı bir bütün olarak gören siyasetçileri bekliyorlar. Halk her an tekrar sokaklara dökülebilir, onları frenleyen COVİD-19 oldu. Salgın çıkmasaydı daha kötü şeyler olabilirdi ama halk her an tekrar sokağa dökülmeye hazır. 
Ekonomi çok kötü ve sokak savaşı başlayabilir. Güneydeki bu savaş İran yanlısı Şii milisler ile Irak yanlısı Şii halk arasında yani Şiilerin kendi içinde olacak. 
Irak’ın kuzeyinde durum ve sahipsiz Türkmenler.. 
Irak‟ın kuzeyinde üç ayrı ülke çekişmesi var; ABD ve Türkiye, Türkiye ve İran, ABD ve İran, ABD‟nin Irak‟ın kuzeyinde en çok dikkat ettiği yer Türkiye sınırındaki Ovaköy Sınır kapısı ve Türkiye‟nin bu kapıyı açmasına hep engel oldu ve olmaya devam ediyor. Bu kapı açılırsa Türkiye‟den Bağdat‟a doğrudan ticaret yolu açılır. Ama asıl neden bu yol açılırsa, Irak‟ın Kürt bölgesinden Suriye‟nin kuzeyindeki PKK trafiği ve silah ikmali kesilir. 
    2003 yılında başlayan harekâtta ABD birlikleri Barzani ile birlikte buradaki Türkmenleri güney Irak‟a sürdüler. Halen ABD, Erbil‟e uçaklarla indirdiği silah ve cephaneyi Nişabur‟a kurduğu köprü üzerinden Suriye‟deki YPG/PKK‟ya taşıyor. 
İran, Irak‟ın kuzeyinde İran sınırına yakın Talabani bölgesi üzerinden etkisini 
sürdürüyor. O da Suriye-Irak sınırı boyunca bir Türkmen bölgesi olmasını istemiyor çünkü Suriye ve Lübnan ile bağlantısı kopabilir. 2017 yılında Musul‟u havadan bombalayan ABD, sözde IŞİD ile mücadele ediyor gibi gözüküp, onbinlerce Türkmen‟in ölümüne yol açarken şehri de harabe haline getirdi 5. 
Her şeyini bırakıp kaçanlar da daha sonra ABD destekli IŞİD tarafından öldürüldü. Daha sonra Musul‟a gelen Şii milis güçler burayı kontrol altına aldı ve şehirden kaçmak zorunda kalan Türkmen ya da Arapların geriye dönmesine müsaade etmiyor. 
Türkiye‟nin Irak‟ın kuzeyinde üzerine oynayabileceği üç grup vardı; 
- Türkmenler, 
- Sünni Araplar, 
- Kürt gruplar (Barzani). 
Türkiye, kendine Irak politikalarında Şii yönetime karşı koz olarak Barzani‟yi seçti. Bağdat‟taki merkezi yönetimin askerleri kuzeye gelemediği için PKK‟ya karşı işbirliği için Barzani‟den medet umuldu. Irak ve Suriye‟deki Kürt silahlı gruplar Türkiye‟yi her zaman sırtından vurmuşlardır. Barzani ailesi kişisel çıkarlarının peşindedir. PKK‟ya karşı istese de bir harekât yapamaz zaten hiç yapmamıştır. Çünkü kendine bağlı halk PKK‟yı “savaşçı” olarak görmekte, sempati beslemektedir. 
Irak‟ta %10-15 Kürt ve %10 civarında yani 3.5 milyon Türkmen yaşıyor ve bunların çoğu Türkiye‟nin güneyinde Musul ve Suriye sınırına yakın bölgelerde idi. 

Türkiye, 2003 yılında 1 Mart Tezkeresi‟ni reddedince Türkmenler sahada sahipsiz kaldı. Bu bölgeler ABD tarafından Kürtlere sunuldu ve yapılan birçok (ABD-Barzani) askeri harekâtı ile zaten silahsız olan Türkmenler ya öldürüldü ya da güney bölgelere göç etmek zorunda bırakıldı. 

Türkmenler için ne yapılmalı? 

Bugün Irak‟ta bir etnik grubun güçlü olması için iki şart var. Birincisi bir büyük 
devletin arkasında olması, ikincisi silahlı koruma gücünün olması. Arapların (S.Arabistan), Şiilerin (İran) ve Kürtlerin (ABD) hatta az miktardaki Hıristiyan azınlıkların arkasında güçlü destek var ama Türkmenlerin yok. Bu yüzden, Kürtler Bağdat‟tan her istediğini almakta. 

Örneğin yeni kurulan Irak hükümeti gene etnik ve dini esaslara göre bölündü. 
22 Bakanlığın; 12‟si Şii, 6„ sı Sünni (Arap), 3‟ü Kürt, 1‟i dini azınlıklara verildi. 

Bu dini azınlığın nüfusu Türkmenlerden çok daha az olmasına rağmen, Türkmenlere milletvekilliğini Şiiler engelledi. Türkmenlerin içinde hem Şii hem Sünni olduğu bahane edilerek kendilerini (Türkmenlikle alakası olmayan) Şii ve Sünnilerin temsil ettiği yalanı söyleniyor. 

Türkmenler 2003‟den sonra Türkiye‟yi yanında hissedemediler. Silahlı bir güçleri de olmadığı için kimse tarafından dikkate alınmıyor. Suriye‟de olduğu gibi Irak‟ta da Türkmenlerin esamesi okunmuyor. Sünni bakış, Suriye‟de olduğu gibi Irak‟ta da en çok Türkmenleri vurdu. 

Peki, Türkmenler için ne yapılmalı? Irak Türkmenlerinin Türkiye‟den istekleri şu şekilde sıralanabilir; 
(1) Kendi silahlı milis güçlerinin olması (Şu an sadece Kerkük bölgesinde sınırlı bir güç var ama resmiyeti yok). 
(2) Türkiye‟nin açık siyasi desteği (Türkiye‟nin Irak‟a yönelik uzun vadeli ve net bir politikası yok). 
(3) Irak‟ın parçalanması ya da federal bir ülke olması ihtimaline karşı Türkmen bölgesinin şimdiden kurulması. 

Türkiye, bölgede güçlü olduğu sürece onlar da güçlü olma potansiyeli taşıyacaklardır. 
Ancak, Türkmen bölgelerinin homojenliği kaybolmuştur. Şu an Türkiye, Suriye‟dekinin aksine denklemin içinde değil dışındadır. Suriye ve Irak arasındaki bölgede Türkmen bölgesinin kurulması ve Türk Silahlı Kuvvetleri‟nin Suriye‟nin kuzeyinde olduğu gibi burada bir tampon bölge oluşturması, ABD‟nin planlarını büyük ölçüde bitirecektir. 

ABD ve Suudiler Irak’ı bölmek istiyor.. 

Irak Anayasası gereği, Parlamento Başkanlığı Sünni Araplara, Cumhurbaşkanlığı 
Talabani (Kürt) grubuna, başbakanlık Şiilere ve kuzeydeki Kürt Özerk Bölgesi ise Barzani grubuna verilmiş durumdadır. Şimdiki Cumhurbaşkanı Talabani Partisin den Berhan Salih, ABD ve İngilizlerin adamı. Sünni Arapların en önemli ismi Irak Parlamento Başkanı Muhammed Halbusi. Ancak, dolandırıcının biri ve bu göreve gelmek için 30 milyon dolar rüşvet verdiği biliniyor. Yani Halbusi, peşinden gidilecek biri değil. 

Sünni Arapların Türkiye ile işbirliği yaparak bölünme konusunda Bağdat‟taki Şii 
yönetimini tehdit ettiği bazen basına yansıyor. Öte yandan, Irak Parlamento Sözcüsü Kerim Alawi‟ye göre Irak‟taki tüm bölünmeler ABD‟den kaynaklanıyor ve Bağdat‟taki Amerikan büyükelçiliği “ böl ve yönet ” için çalışıyor 6. 

Son bölünme planlarına gelince; Irak‟taki gelişmelerin ilginç bir başlangıcı var. 
Haziran 2019‟da Irak‟ın Sünni kesiminden bazı politikacılar ve iş adamları Ürdün‟deki Suudi büyükelçiliğine davet edilir. Orada Suudi Arabistan‟ın Körfez İşleri Bakanı Thamer bin Sabhan tarafından karşılanırlar. Gündemde Irak‟ın kuzeyindeki Kürt Yönetim Bölgesi‟nin hemen güneyinde bir Sünni özerk bölgesi kurulması planı vardır 7. 

Bu plan yeni değildir ama Irak‟ın etki sahasında tutmak için ABD‟liler tarafından Suudiler ile yeniden piyasaya sürülür. Sünni bölgesinin kurulacağı Anbar‟da Irak petrolü ve doğal gazının %31‟i bulunmakta. ABD, eğer Irak‟tan çıkacak olurlarsa Suriye‟de ellerinde tuttukları petrol bölgesini Anbar‟da bulunan dört Amerikan üssünden desteklemeyi, belki de birleştirmeyi planlıyor. Planın arkasında İran‟ın etkisini kırmak için Irak‟ın bölünmesi var. 

Ancak, Anbar‟ın çoğu çöl ve nüfusu az; iki milyon. Buraya Filistin‟den göçme 
getirmeyi düşünüyorlar. Yani Sünni özerk bölgesi, Trump‟ın Yüzyılın Anlaşması dediği İsrail‟in göçmen tahliye problemine de yardım edecek. Ancak, Irak‟ın orta kesimindeki Anbar Sünni olsa da diğer iki vilayet Salah al-Din ve Nineveh tamamı Sünni değil. Bu yüzden, önce Anbar sonra diğer Sünni çoğunluklu vilayetler düşünülecek. 



Harita 2: Sünni Bölgeler Anbar, Salah al-Din ve Nineveh 

 Toplantı anlaşma ile sonuçlanır ama düzenleyici olan Ürdün istihbaratı kendi 
topraklarının Irak‟a karşı komplo üssü olmasından memnun olmaz. Ürdün önceki Irak başbakanı Abdul Mahdi‟nin kendilerine verdiği petrol desteğine çok müteşekkir olmuştur ve nihayetinde toplantı ile bilgiler ona sızdırılır. Mahdi‟nin bu dönemde aslında Salman ile arası iyidir ve bir süre konuyu gizledikten sonra Riyad‟ta bir toplantıda gündeme getirir. Salman her zaman olduğu gibi kendisinin yapmadığı yalanını söyler. Ancak, birkaç hafta sonra Amman‟da ikinci bir toplantı yapılır ve bu sefer ABD ve İsrail temsilcileri de katılır. ABD temsilcisi toplantıda bir saat kalır ve ayrılırken Suudi temsilcisine “Eğer yapmak istiyorsanız, buyrun” der. 

Son gelişmeler durumu değiştirir ve şimdi ABD tamamen bu planın arkasında. Son toplantıda BAE temsilcisinin de olması, Suudilerin planı sadık müttefiki BAE‟ye devrettiği şeklinde yorumlanır. Böylece Suudiler yalan söylemeye devam edecektir. Parlamento‟daki Sünniler hükümeti zayıflatma çalışmalarına başlar ve Sünnilerin şikâyetlerini gündeme taşırlar. İkinci toplantı da Bağdat‟a sızdırılınca Suudilerin bu işte ciddi olduğu anlaşılır. Sahne arkasındaki tartışmalar Paris‟te yapılmıştı. Irak karşılığında Suudileri Şii vilayetlerini ayaklandırmakla tehdit eder. 
 Üçüncü toplantı Dubai‟de yapılır ama daha kamuya açıktır. Gelinen aşamada Anbar vilayeti Kürtler gibi özerk bir bölge isterken, resmi yetkililer bu planı reddediyorlar. Kasım Süleymani suikastı ve yaşanan füze krizi sonrasında İran, bu plana karşı çıkarken, son haftalarda yeni gelişmeler görülüyor. Irak içindeki ABD hareketleri ve yeni Irak başbakanının kimliği bir şeylerin değişeceğini gösteriyor. 

Sonuç.. 

Libya, Suriye ve Irak‟taki gelişmelere bakarak, ortaya çıkan yeni oyun planları 
üzerinde durduk. ABD‟nin Ortadoğu‟da kafası karışık gibi gözüküyorsa da aslında yönetim içindeki iki grubun çekişmesi var; 
- Trump tarafı, COVİD-19 ve ekonominin gittikçe kötüye gitmesi ile meşgul ve zaten Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore dururken Ortadoğu‟nun tırı-vırı işleri ile uğraşmak istemiyor. 

Üstelik ABD tarafında Ortadoğu konusunda büyük bir bıkkınlık var. 
- Pentagon-CIA tarafı ise Kürt projesinden vazgeçmiyor, uzun zamandır ördükleri alt yapıyı korumak için sahada kalmak istiyor. Gerekirse Irak‟ı bölmeyi ya da bir iç savaş daha başlatmayı göze alıyorlar. 

ABD, her an çekip gidebilir ama gitmeden önce özel temsilci James Jeffrey, ortalığı toparlamak, zararı azaltmak ve elde güçlü alt yapılar tutmak peşinde. 
Türkiye için ise çok önemli görevler var; 
- Libya‟da kaybeden tarafta olmamak için Akile Salih kartına da oynamalıyız. 
Bununla da kalmayıp, Libya‟nın enerji kaynakları ile ilgili oyuna da dâhil olmalıyız. 
 - Suriye‟de doğru politika; PKK‟yı elimine edecek doğru adam ile anlaşmaktır. 
Bu adres ABD, Rusya veya Barzani değil; Esat‟ın kendisidir. Aksi takdirde Suriye‟de 10-15 sene daha çakılı kalabiliriz. 
- Suriye ve Irak Kürtlerini birleştirme tuzağına düşmemeliyiz. 
- Irak ve Suriye arasında, Sincar bölgesi de dâhil, de facto bir tampon bölge kurup yerleşmeli ve burayı asıl sahibi Türkmenler ile inşa etmeliyiz. 
 - Irak‟ın bölünmesi ve böylece Ankara Anlaşması‟nın kadük olması halinde, Türkiye‟nin ahdi haklarımızı özellikle Misak-ı Milli içinde koruması için kararlı ve hazırlıklı olmamız gerekir. 

 DİPNOTLAR;

1 Elijah J. Magnier, Iraq Facing a Great US Threat: Expanding the US’ “Harir” Military Base in Iraqi 
Kurdistan, Global Research, (April 29, 2020). 
2 Thomas Abi-Hanna, Rumblings of Islamic State Resurgence in Iraq, Stratfor, (May 19, 2020). 
3 Emily Hawthorne, A Monumental Task Awaits Iraq’s New Government, Stratfor, (May 15, 2020). 
4 David Hearst, Revealed: The Secret US-Iran Deal that Installed Kadhimi in Baghdad, Middle East Eye, (May 14, 2020). 
5 Stephen Lehman, US Resurrecting ISIS in Iraq? CRG, (January 13, 2020). 
6 Juan Cole, Trump Bombs Shiite Militia in Shiite-Ruled Iraq, Informed Comment, (March 13, 2020). 
7 David Hearst, Ruling Amid Ruins: The Plot to Break Up Iraq, Middle East Eye, (January 23, 2020). 


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder