9 Şubat 2020 Pazar

2003 Irak Savaşı Sonrası Türkiye’nin Kırmızı Çizgileri

2003 Irak Savaşı Sonrası Türkiye’nin Kırmızı Çizgileri Çerçevesinde Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı ve Türkiye-Irak Ticari İlişkileri 




Aybüke İNAN 


Özet 

Bu çalışmanın amacı Amerika Birleşik Devletleri’nin II. Körfez Savaşı olarak 
adlandırılan 2003 yılındaki Irak’a müdahalesinin Türkiye’nin Kırmızı Çizgileri’ne olan etkisini analiz etmektir. Bu çerçevede Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı’nın durumu ile Türkiye-Irak Ticari ilişkileri üzerinden süreçsel bir değerlendirme yapılmıştır. Ticari ilişkiler ve boru hattı üzerinde PKK terör örgütü ve IŞİD terör örgütü ile yaşanan sorunlar Türkiye’nin Kırmızı Çizgileri ile ilişkilendirilerek incelenmiştir. 2007 Irak Petrol Yasa Tasarısı ile petrol akışı üzerinde etnik grupların söz sahibi olması ülkede karmaşaya yol açmış ve son dönemde IŞİD terör örgütünün bölgedeki faaliyetleri nedeniyle 2010 yılında 
anlaşması yenilenen boru hattı üzerinden petrol sevkiyatı durdurulmuştur. Irak'ın kuzeyinde yaşanan sorunlar Türkiye'nin de büyük bir sorunu haline gelmiştir ve Türkiye’nin Kırmızı Çizgileri korunamaz hale gelmiştir. 


Giriş 

2003 Irak Savaşı’nın Türkiye’nin Kırmızı Çizgileri’ne olan etkisinin ele alınacağı bu çalışmada, Türkiye’nin Dış Politika anlayışı da değerlendirilecektir. Irak Savaşı’na ABD’nin yanında girilmesine engel olan 1 Mart Tezkere Vakası sürecinde Türkiye’nin çekincelerinin 2014 yılına kadar ne aşamaya geldiği analiz edilecek ve Türkiye-Irak ticari ilişkilerine olan etkisi irdelenecektir. 

Artan ticari ilişkiler ile bölgede istikrarın sağlanması ortaya çıkan terör faaliyetleri yüzünden sekteye uğramıştır. 2014 Mart ayına kadar PKK terör örgütünün ve Mart ayından sonra da buna ilave olarak IŞİD terör örgütünün Kerkük-Yumurtalık Petrol boru hattına sabotaj düzenlemelerinden dolayı Türkiye zor durumda bırakılmıştır. Irak Savaşı’na girilmesindeki çekinceler bu olaylar çerçevesinde ne denli korunabilmiştir? 

Bu çalışmada, metodoloji olarak arşiv taramasından yararlanılacak olup güncel olaylar çalışmamızın yön bulmasına yardımcı olacaktır. Basında yer alan haberler, raporlar, makaleler ve kitaplar çalışmamızın kaynaklarını oluşturmaktadır. 

2003 Irak Savaşı ve Türkiye’nin Kırmızı Çizgileri 

11 Eylül saldırılarından sonra ABD’nin Irak’a müdahale isteği ile birlikte Türkiye bir karar alma yoluna girmiştir. O dönemde Türkiye’de yaşanan iç siyasal sorunlar, başbakan Ecevit’in hastalığı gibi nedenlerden dolayı ABD’nin isteklerine cevap verilememiş, bir tezkere kararı kurulacak olan yeni hükümete bırakılmak istemiştir. Washington büyükelçisi Faruk Loğoğlu, 2002 Haziran ayında Ankara’ya gönderdiği gizli bir mesajda ABD’nin BM onayını dahi beklemeden ne olursa olsun Irak’a müdahale edeceğini dile getirmiştir.204 Türkiye’nin bu savaş hakkındaki tutumunu ise en iyi Türkiye’nin Kırmızı Çizgileri ifade etmektedir: 


a) Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devletinin kurulmasına izin verilmemeli; 
b) Musul ve Kerkük vilayetlerinin Kürtlerin denetimine girmesi engellenmeli; 
c) Irak’ta federatif bir yapının ortaya çıkmasına engel olunmalı; 
d) Irak Türkmenlerin durumu iyileştirilmeli, uluslararası alanda meşru bir zemin olmadan Irak’a müdahale engellenmeli; 
e) ABD’nin istekleri tam olarak algılanmadan ve Türkiye’nin isteklerinde mutabakata varmadan bu müdahaleye izin verilmemelidir.205 

ABD’nin ilk olarak istediği, iki CIA timinin Irak’ın kuzeyine geçmesi hususunda 
Türkiye’nin izin vermesiydi. Eylül 2002’de MGK toplantısında meclis onayı gerekmeyen bu istek onaylandı ve CIA timleri, Türk timlerinin eşliğinde Kuzey Irak’a geçtiler.206 2002’de KDP ve KYB’nin Kürt Ulusal Parlamentosunu toplamalarına Türkiye sert tepki göstermiş, Irak’ın kuzeyinde federal bir yapının çıkması halinde askeri müdahalede bulunabileceğinin sinyallerini vermiştir.207 

3 Kasım 2002’de AKP hükümetinin iktidara geçmesinin ardından 4 Şubat 2003’te yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında ABD’ye verilecek izin tezkerelerini bölme kararları alındı. Amerikan askerlerine Türkiye’de üs temin eden 1. Tezkere 6 Şubatta meclisten geçti. Bu tezkere Amerikan askerlerinin 3 ay süre ile Türkiye’de kalmasına olanak sağlıyordu.208 Kuzey Irak’a ABD ile birlikte girilmesini içeren 2. Tezkere, yaşanan müzakereler sonucunda mecliste salt çoğunluğu sağlayamadığından reddedildi. 1 Mart 2003’te reddedilen bu tezkere Türk halkı arasında sevinçle karşılanırken, çoğu siyaset bilimci ve siyasiler tarafından hüsranla karşılandı. ABD ile müzakerelerde başı çeken diplomat Deniz Bölükbaşı bu olayı “Mart Tezkere Vakası” olarak nitelendirmiş ve bu vakanın PKK’nın işine yaradığını dile getirmiştir.209 

İkinci tezkerenin geçmemesinin ardından Türk-Amerikan ilişkileri gerginleşmiş, 
Türkiye’nin Kırmızı Çizgileri korunamaz hale gelmiştir. ABD’nin bölgesel Kürt Yönetimine karşı yoğun ilgisi artmış, KDP lideri Barzani, Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin başkanı konumuna yükselmiştir. 20 Mart 2003’te ABD Irak’a girmiş ve bu tarihten sonra Türkiye Irak’a yönelik yeni açılımlar peşine düşmüştür. 

Irak Savaşı Sonrasında Türkiye-Irak Ticari İlişkileri 

BM ambargosunun 22 Mayıs 2003 tarihinde kalkmasıyla birlikte Türkiye ile Irak 
arasında ticari ilişkiler yeni bir boyut kazanmıştır. Bu tarihten itibaren dış ticaret rejimine uygun bir ticaret yaşanmış ve bölge gelirleri daha çok artmıştır. Dönemin Dış Politika Danışmanı olan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun “komşularla sıfır sorun” politikasının izlenmesi ile ticari ilişkilerin önü açılmıştır.210 

Türkiye, Irak müdahalesi sonrasında İran ve Suriye ile ilişkilerini geliştirmeye 
çalışmış, ABD’nin bu ülkelere olası müdahalesi halinde ortaya çıkacak kaosu göstermeye çalışmıştır. Bu ülkelerin de ortak sorunu olan PKK terör örgütü için ortak girişimlerin çalışmaları atılmıştır. İstanbul’da düzenlenen “Irak’ın Komşuları” toplantılarında girişimler hızlandırılmaya çalışılmıştır.211 

Irak operasyonu Türkiye’nin terör korkusunu arttırmış, Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devletinin kurulacağı endişesi ile dış politika belirlenmeye başlamıştır. 2003 Irak Savaşından sonra olası bir Kürt devletine yönelik politikalar geliştiren Türkiye, son yıllarda Irak’a yaptığı ihracatta en çok Irak’ın kuzey bölgesine ihracat yapmıştır. 

Türkiye’nin yapmış olduğu ihracat ve ithalat tablolarına Gümrük ve Ticaret 
Bakanlığı’nın sitesinden bakıldığında, Irak ile ticari ilişkilerin 2003 Haziran ayında başladığı görülebilmektedir. Bu ticari ilişkilerde en çok dikkat çeken Türkiye’nin Irak karşısındaki ihracat oranlarıdır. Türkiye’nin ihracatta bulunduğu 233 ülke ve bölge arasında 2003 yılındaki 7 aylık süre içerisinde bile Irak 12. sırada yer almıştır. Daha sonra artarak ilerleyen ilişkiler ile 2011 yılında Irak Türkiye’nin en fazla ihracat geliri elde ettiği ikinci ülke olmuştur. 2011 yılındaki ihracat gelirlerine bakıldığında Almanya birinci sırada yer almaktadır. Almanya gibi 
bir ülkenin bu listenin başında yer alması şaşırtıcı değildir. Amerikan işgalinin ardından AKP yönetimindeki Türkiye, bu işgalden çıkar sağlayan ülkelerin başında geldi. Yıllık ortalama 5 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmayı başaran Türkiye, Barzani yönetimindeki Kürt Bölgesi’ne en çok geliri Habur sınır kapısı sayesinde kazandırdı. Kuzey Irak yönetimi Habur sınır kapısından geçen Türk tırlarını teftiş ederken yılda 200 ila 250 milyon dolar arasında bir gelir elde etti.212 Ayrıca Türkiye’nin 5 Milyar dolarlık ticaret hacminin 1.5 milyar dolarlık payı ise Kürdistan Federe bölgesinde ki inşaat ve müteahhitlik işlerine ayrıldı. Buna ek olarak Iraklı Kürtler 1 milyon dolar değerinde Türk malı tüketmekte dirler. Irak pazarlarının yüzde 80’ini Türk ürünleri doldurmaktadır.213 

PKK terör örgütü ile yaşanan sorunlar ve Irak’ta bir Kürt Devletinin varlığının 
resmilik kazanmasından korkan taraflar, Kuzey Irak’a yapılan bu ticaretin sonlandırılıp terör örgütünün kıskaca alınması gerektiğini de düşündüler. 

Bu taraflar aynı zamanda Habur sınır kapısını kapatıp Irak’la ticaretin Suriye aracılığıyla kurulması gerektiğini dile getirdiler. 

Ancak bazı iş adamları böyle bir durumun yaşandığı anda Türkiye’nin zarara uğrayacağını ve bu bölgede bulunan petrol gelirlerinden mahrum kalınacağını dile getirdiler. Elinde petrol gibi değerli bir kaynak bulunduran bir ülkenin bir kıskaca alınamayacağını, bu durumun sadece başka dış güçlerin bölgeyle daha fazla uğraşmasına yol açacağını söylediler. Ancak Kuzey Irak yönetimi ihtiyaç duyduğu malların teminini İran, Suriye gibi bölge ülkelerinden de yapabilir. Ancak bu bölgedeki petrolün güvenli ve istikrarlı bir şekilde sadece Türkiye’den 
geçeceğini bilen Kuzey Irak yönetimi, bu ilişkileri kesmemek için elinden geleni yapmaktadır. 
Bu bağlamda bölgede bulunan Pet Oil ve Genel Enerji gibi Türk petrol arama şirketlerinin sayıları arttırılarak bölgede daha çok söz sahibi olunması hedeflenmiştir.214 

Türkiye tarafından yapılan ihracatlar zamanla inşaat ve müteahhitlik alanlarını da aşmış, enerji, turizm, tarım, alt yapı çalışmaları ile birlikte Türk Hava Yolları’nın da bölgeye yaptığı uçuşlar ile bölgenin kalkınmasına yardım edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca Erbil’de ilk açılan yabancı banka da Türkiye’den Ziraat Bankası olması bölgenin kalkınmasına ne denli önem verildiğinin kanıtıdır.215 

Türkiye dışında pek çok ülkenin de dikkatini çekmeye başlayan Irak’a yapılan 
ihracatın %70’i Irak’ın kuzey bölgesine yapılmaktadır. Buradaki yatırımcıların yarısından fazlasını ise Türk işadamları oluşturmaktadır. 2010 yılında 7,5 milyar doları bulan ticaret hacmi ile Irak’ın Türkiye için önemi artmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise Irak’ın Türkiye için AB ülkelerinden daha önemli bir konuma geldiği noktasıdır. 

Türkiye AB ülkelerinden biri olan Almanya’dan sonra en çok ihracatı Irak’a yapmaktadır. 

Ekonomik bunalım içerisinde olan AB ülkeleri Irak’ın arkasında kalmaktadır. Fransa, İngiltere gibi AB ülkeleri Türkiye’nin Ekonomisinde Irak’tan sonra gelmektedir. 

Dünyada bilinen ve görünür petrol rezervlerine bakıldığı zaman toplam rezervin üçte birinin Ortadoğu’da yer aldığı bilinmektedir. Bu da petrolün ömrüne biçilen en fazla 70 yılın bölge için hayati önem taşıdığını göstermektedir. Irak gibi petrol barındıran bir ülke eğer ki elindeki başka kaynakları kullanamazsa ekonomik buhranın içine girecektir. Kuzey Kutbunda bulunan petrol ve doğal gaz rezervlerinin bölgenin önemini düşüreceğinden bahsedilmektedir.216 

Irak Petrol Yasa Tasarısı 

2005 Anayasasında petrol ve doğal gaz kaynaklarının paylaşımı ve gelir kaynaklarının dağılımı konusunda birbiriyle çelişen maddelerin varlığı söz konusudur. Irak’ın en verimli petrol bölgesi olan Kerkük için anayasada yer alan çelişkili maddelerden birisi 140. maddedir. Bu madde Kerkük’ün statüsü ile ilgili olup, Bölgesel Kürt Yönetiminin Kerkük üzerinde söz sahibi olmasının yolunu açmıştır.217 

Irak anayasasında tartışma yaratan diğer maddeler ise 108 ve 109. maddelerdir. 108. madde petrol ve gazın tüm bölgelerdeki Irak halkına ait olduğunu belirtiyor. 109. madde ise petrol gelirlerinin dağıtımı konusunda adaletsizliğe uğramış bölgelerin gözetilmesi konusunu içeriyor.218 Anayasanın getirdiği bu ilkeler toplum içinde karmaşa yaratmıştır. 

Düzenlemelerin yapılması da yeni çıkacak petrol yasasına bırakılmıştır. 

Irak Petrol Yasa Tasarısı, Irak’ın petrol endüstrisini sağlam bir zemine oturtmak için oluşturulduğu düşüncesiyle 2007 yılında ortaya atılmıştır. Bu yasa tasarısı petrol gelirlerinin paylaşımını, Irak Milli Petrol Şirketi’nin kuruluşunu ve Irak Petrol Bakanlığı’nın yeniden organizasyonunu öngören bir yasadır. 

Irak Anayasasında ve Irak Petrol Yasasında, petrolün Irak’ın bütün bölgeleri ve eyaletlerinde yaşayan insanların tümünün ortak malı olduğu belirtilmekte dir. 219 

Petrol yasasının yürürlüğe girmesi 2011 yılını bulmuştur. Bu süreye kadar 
beklenilmesindeki en büyük etken etnik azınlıkların farklı istekleridir. Merkezi Hükümet ve Bölgesel Yönetimin ayrıayrı yetkilerinin bulunduğu Petrol Yasasında, Federal Hükümet Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, Irak’ın kuzey petrolleri için tek başına söz sahibi olmak istemektedir.220Petrol gelirlerinin paylaşımı noktası ise büyük bir sorun teşkil etmektedir. Petrol gelirlerinin dağılımının adil olması şartı arandığından nüfusa göre dağıtılması olanaksız görünmektedir.221 Petrol Yasasına getirilen en büyük eleştiri ise Irak’ın petrol endüstrisinin yabancı şirketlerin eline geçeceği yönünde düşüncelerdir. Yasa, yatırımcı petrol şirketleri ile Üretim Paylaşım Anlaşmaları imzalamalarına olanak sunmaktadır. Bu şekilde petrol şirketleri 15 ila 20 yıl arasındaki bir sınırlandırmayla Irak’ın herhangi bir bölgesinde petrol kaynaklarını işleyip yeryüzüne çıkarma olanağı elde etmekte dir. Çıkan petrolün gelirini de ev sahibi hükümet ile paylaşacaktır.222 Irak’ın petrolünün millileştirildiği düşünüldüğünde bu yasanın Irak petrollerini liberalleştirdiği görülmektedir. 

Petrol Yasası için ülkede çeşitli protestolar yaşanırken, bölgesel federe hükümetler kendi bölgelerindeki petrolü çıkartarak gelir elde etme yoluna gitmiştirler. 2012 yılının Mart ayında Irak Petrol Bakanlığı’nın yaptığı bir açıklamada 1989 yılından bu yana Irak petrolünün rekor seviyede ihracata imza attığı vurgulandı. Günlük 2 milyon 317 bin varil petrol ihraç ettiklerini belirten Bakanlık sözcüsü bu durumun hedeflerini büyüttüklerini de söyledi.223 

Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattının Durumu 

27 Ağustos 1973 tarihli ilk anlaşmada boru hattının süresi 30 Temmuz 1985 tarihli anlaşmanın hükümlerine göre 19 Mart 2010 tarihinde dolmuştur. 

Ancak iki ülke arasındaki işbirliğinin devamını sağlayabilmek için tekrar bir anlaşmaya varılmış, boru hattının devamlılığı korunmuştur. 19 Eylül 2010’da Bağdat’ta imzalanan anlaşma ile koşullar iyileşmiş ve Türkiye ile Irak arasındaki boru hattından petrolün nakliyatı 15 yıllığına Türkiye’ye verilmiştir.224 

Türkiye’den Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının, Irak’tan Petrol Bakanının 
imzaladığı anlaşma yürürlüğe girdiği andan itibaren 15 yıl süre ile geçerli olacak ve 5 yıl süre ile uzatma imkânı ise taraflara verilecektir. Anlaşmada dikkat çeken bir diğer unsur ise boru hattının güvenliğinden tamamen Türkiye’nin sorumlu tutulmasıdır. Anlaşmanın 12. Maddesinde düzenlenen güvenlik sorunu Türkiye’nin garantisi altında bırakılmış, petrolün sürekli akışı için Irak hükümetine bir sorumluluk yüklenmemiştir.225 

Türkiye’den BOTAŞ (Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.) ve Irak’tan SOMO ( Petrol Pazarlama Şirketi) bu projeyi üstlenmekte olup, anlaşma metninde Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattının adı Kerkük ile Ceyhan arasındaki Irak Türk Boru Hattı (ITC) olarak geçmektedir.226 Ayrıca anlaşma metninde taşıma kapasiteleri ve varil başına fiyat da belirlenmiş olup, 2010 yılı için 22 milyon ton, 2011 yılı için 27 milyon ton, 2012 yılı için 32 milyon ton ve 2013 yılı için 35 milyon ton petrol akışı için anlaşmaya varılmıştır. Boru hattının mevcut taşıma kapasitesi 70,9 milyon tondur. 2010 yılında varil başına 1.18 dolar 
ödenecek iken, zamanla bu fiyat azalacak olup 2013 yılında varil başına 1.09 dolar ödenecektir.227 

Tablo 3: 19 Eylül 2010 Tarihli Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Anlaşmasının 

Irak’tan yapılan ithalatı Kerkük-Yumurtalık Boru hattı belirlediğinden bu hattın da önemi çok büyüktür. 2007 yılında boru hattının güvenliğinin sağlanması ile petrol ithalatında önemli artışlar yaşanmıştır. 2008 yılında petrol ithalatı 1,3 milyar doların üzerine çıkmıştır. BM tarafından Irak’a verilen izinler neticesinde 2010 yılında Türkiye-Irak Ham Petrol Boru Hattı ile taşınan ham petrol miktarı 132,278 bin varildir. 2011 yılı içerisinde de 147,175 bin varil ham petrol Türkiye tarafından taşınmıştır.228 

Tüm bu veriler, Irak’ın Türkiye açısından önemini gösterirken en çok dikkate çarpan Kerkük-Yumurtalık Boru hattı üzerinde yapılan sabotaj eylemleridir. 2003 yılında ABD’nin Irak’a girmesiyle başlayan güvenlik sorunları 2007 yılına gelindiğinde nispeten giderilmiştir. 

Ancak halen daha PKK terör örgütü tarafından bölgeye yönelik sabotajlar devam etmektedir. Bölgedeki petrol akışı 2014 yılının Mart ayı başında IŞİD terör örgütünün faaliyetleri nedeni ile durması sonucu bölgenin petrol gelirlerinden yararlanamamakta dır.229 

   Dünya basınında yer alan Türkiye’nin IŞİD terör örgütünden petrol aldığına dair haberleri Enerji Bakanı Taner Yıldız yalanlamıştır. 230 Boru hatlarının patlamaya maruz kalması sonucu Türkiye hem petrol gelirlerinden mahrum kalmaktadır hem de inşa işleri için fazladan para harcanmaktadır. 231 
Bu sebeplerle Irak’ın kuzey bölgesinde yeni bir borunun açılmasını isteyen gruplar mevcuttur. 
Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Doğal Kaynaklar Bakanlığı Petrol Danışmanı Ali Balo, Mayıs 2013’te mevcut boru hattına ek bir boru hattı yapılacağını duyurmuş tur. 232  Ayrıca Türkiye’den Çalık Holding’in Irak’ın kuzeyindeki petrollerin Silopi-Yumurtalık arasında mevcut hatta paralel yapılacak 640 kilometrelik bir hatla taşınması için Irak Hükümetine başvurulduğu da belirtildi.233 Ancak bu boru hattının Irak Merkezi hükümetini by-pass etmek için düşünüldüğü de eleştiriler arasındadır. 

Bu boru hattı ile Irak’ın kuzeyinde bulunan Kürt Bölgesel Yönetiminin elinin güçleneceği de düşünülmektedir. 

Sonuç 

Dünya sisteminin anarşik yapısı ülkeleri güvenlik öncelikli davranış biçimleri 
sergilemeye itmektedir. Aynı zamanda ülkelerin kazanç isteği de devletleri işbirliği ve uluslararası düzen içerisine dâhil etmektedir. Türkiye Irak ilişkilerinde esas olan güvenlik ihtiyacı ve ekonomik istikrar iki ülkeyi işbirliğine sevk etmiştir. Uluslararası düzenin bir parçası olmak için çabalayan Kuzey Irak Kürt Yönetimi de Türkiye ile olan ilişkilerine bu ölçüde önem vermiştir. Bu amaçla bu çalışmanın kavramsal incelemesine o-realist yaklaşım biçimiyle açıklanabilir. 

Yaşanan gelişmelerin Türkiye’nin Kırmızı Çizgileri’ne olan etkisi değerlendirilir iken; Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devletinin kurulmasına izin verilmemesi hususunda önem arz eden ticari ilişkilerin gelişimi olmuştur. 

Türkiye ekonomik faaliyetlerin ivme kazanması adına Bölgesel Kürt Yönetimi ile görüşmeler yapmaktan çekinmemiştir. Bu durum orada bir Kürt Devletinin kurulmasına yol açmamış ancak ticari faaliyetlerin artmasını sağlamıştır. Aynı zamanda güvenlik sorunları da birlikte aşılmaya çalışıldığın dan neo-realizm gerçekliği kanıtlanmıştır. Ancak bu noktada dikkati çeken Türkiye’nin en büyük çekincelerinden biri Musul ve Kerkük vilayetleridir. 

Burada istenilen bu vilayetlerin Kürtlerin denetimine geçmesinin engellenmesi dir. Ancak bu husus sağlanamamış aksine şuan için IŞİD terör örgütü ile bölgede yaşanan sorunlar nedeniyle bu vilayetlerin güvenliği korunamamıştır. Bu durum hem Bölgesel Kürt Yönetimi’ni hem de Türkiye’yi etkilemiş bölgede işbirliğini 
yeniden teşvik etmiştir. 

Irak Türkmenlerinin durumu ise ülkemiz politikalarında unutulmuş gibidir. IŞİD terör örgütünden kaçan Irak Türkmenleri, Suriyeliler gibi Türkiye’den sığınma talep ettiklerinde ülkeye ancak pasaportla alınabilecekleri belirtildi.234 Irak Türkmenlerinin bu durumu oldukça vahimdir aynı zamanda ülke dış politikasında ikiciliği hatırlatmaktadır. 

Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı Türkiye’nin Irak ile olan ilişkilerinde esas 
unsuru teşkil etmektedir. Irak’tan çıkarılan petrolün batıya aktarılmasında ana aktör olarak Türkiye’nin dışında bir aktör seçilmesi ihtiyacı sürekli dile getirilmek tedir. Bu noktada dikkati çeken aktör İsrail’dir. Bilindiği üzere Kerkük-Hayfa boru hattının kapatılmasının nedeni 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasıdır. 

Bu tarihten sonra Hayfa limanı önemini yitirmiş, İsrail bölge gelirlerinden mahrum bırakılmıştır. Petrol rezervi bakımından dünya sıralamasında ikinci sırada yer alan Irak petrollerinin İsrail üzerinden Akdeniz’e ulaşması 
üzerine çalışmalar yapılmış ancak bu istek gerçekleşmemiştir. Musul-Kerkük-Hayfa boru hatları 60 yıldır çalışmıyor. 2003 yılında ABD’nin Irak’ı işgali sonucu ABD’nin emri ile bu boru hatlarının tamir çalışmaları başladı. Hatta İsrail bu tahribatın giderilmesi için Türk müteahhitlere de başvurdu. Bu boru hatları tamir edilip çalışmaya başladığında, İsrail Hayfa limanına günde 5 milyon varil petrol taşıyacaktır. Bu projenin gerçekleşmesi durumunda da Kerkük-Yumurtalık Boru Hattına hiç gerek kalmayacaktır. Ancak burada dikkat çeken bir nokta ise boru hattının İsrail’e ulaşması için Suriye’den geçmesi gerekmektedir.235 Akıllara bu 
boru hattının, Suriye’de yaşanan olaylara neden olabileceği gerçeği gelmekte dir. Kısmi olarak korunabilen Türkiye’nin çekincelerinin günümüz siyasi ortamında önemi tartışma konusudur. Ülke içinde yaşanan siyasi gelişmeler ile Irak’ın kuzey bölgesinin istikrarının sağlanmasının zor olduğu anlaşılmaktadır. Bu anarşik yapının varlığı bölgede bir Kürt Devleti’nin oluşumunu engellerken akıllara başka bir tehlikenin varlığı getirmektedir. 

IŞİD terör örgütünün bölgedeki varlığı, dış güçlerin müdahaleleri ile başka bir topluluğa yasal zemin hazırlayabilir. 

Kaynakça 

“Barzani Petrolü İçin Yeni Boru Hattı”, Aydınlık Gazetesi, 6 Mart 2012. 

Cüneyt Mengü, “İşgal Sonrası Irak’ın Yeniden Yapılandırılmasına Dair Tasarılar”, 
Kök Soysal ve Stratejik Araştırmalar Vakfı, Ankara, 29 Nisan 2008. 

Deniz Bölükbaşı, 1 Mart Vakası, Irak Tezkeresi ve Sonrası, İstanbul, Doğan 
Kitapçılık, 2008. 

Enerji Enstitüsü, “Tüpraş’tan İran Petrolü Açıklaması”, 
http://enerjienstitusu.com/2014/06/12/tuprastan-irak-petrolu-aciklamasi/, 12 Haziran 2014,    (Erişim Tarihi: 17.09.2014) 

Enerji Enstitüsü, Türkiye-Irak Arasında Yeni Petrol Boru Hattı Yapılacak, 
http://enerjienstitusu.com/2013/05/23/turkiye-irak-arasinda-yeni-petrol-boru-hatti-yapilacak/,23 Mayıs 2013,    (Erişim Tarihi: 17.09.2014). 

Erdoğan T., “Büyük Ortadoğu Projesi Çerçevesinde Petrolün Yeniden Dağılımı”, 
www.emo.org (Elektrik Mühendisleri Odası), Enerji Dergisi, Eylül 2007, Sayı:3. 

Fehim Taştekin, “Yeni Yüzyılın Santranç Tahtası”, Radikal Gazetesi, 4 Eylül 2011. 

Fikret Bila, “Gözler Kuzey Irak’ta”, Milliyet Gazetesi, 3 Ekim 2002. 

Fikret Bila, “Irak Parçalanırsa Kendi Savaşımızı Yaparız”, Milliyet, 20 Kasım 2003. 

“Ham Petrol Boru Taşımacılığı”, BOTAŞ Ham Petrol Boru Hattı Taşımacılığı, 
http://www.botas.gov.tr/index.asp, (Erişim Tarihi: 22.09.2014) “Kuzey Irak Petrolü Devrede”, 2 Haziran 2009, http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2009/06/090601_kurd_oil.shtml, 
(Erişim Tarihi: 3 Ocak 2012). 

Hamza Yardımcıoğlu, “Kerkük-Hafia Petrol Boru Hattı”, 
http://anahtar.tv/2011/09/14/kerkuk-haifa-petrol-boru-hatti, 14 Eylül 2011, (Erişim Tarihi: 22 Kasım 2011). 

 “Irak’ın Petrol İhracatı 23 Yılın Rekorunu Kırdı”, Sabah Gazetesi, 3 Nisan 2012. 

İdris Demir, “Irak’ın Yeni Petrol Yasası”, Ortadoğu Analiz Dergisi,Ekim 2010, Cilt 2 Sayı:22. 

Mehmet Ali İkbal, Irak Kürt Bölgesinin Jeopolitiğine İlişkin Stratejik Öngörüler, 
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006. 

Mesut Taştekin, “Türk Dış Politikasında 2003 Irak Savaşı”, Mehmet Şahin ve Mesut Taştekin (der.), II. Körfez Savaşı, Ankara, Platin Yayınları, 2006. 

Murat Yetkin, Tezkere (Irak Krizinin Gerçek Öyküsü), İstanbul, Remzi Kitabevi, 
2004. 

Sedat Ergin, “CIA timlerine ve U-2 Casus Uçaklarına Ecevit İzin Verdi.” Hürriyet 
Gazetesi, 18 Eylül 2003. 

“Taner Yıldız IŞİD iddialarını yalanladı”, Habertürk, 15 Eylül 2014, 
http://ekonomi.haberturk.com/enerji/haber/990340-taner-yildiz-isid-iddialarini-yalanladi,   (Erişim Tarihi: 17.09.2014) 

TBMM, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümeti Arasındaki 27 Ağustos 1973 Tarihli Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması ve Sonrasındaki İlgili Anlaşmalar, Protokoller, Toplantı Tutanakları ile Eklerinin Tadiline İlişkin Değişiklik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/988), Yasama Yılı:5, Dönem:23, 10 Aralık 
2010.http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem23/yil01/ss617.pdf, (Erişim Tarihi: 15 Mart 2012). 

Türkiye ve Irak Kürtleri: Çatışma mı İşbirliği mi?, Kriz Grubu Orta Doğu Raporu, 
sayı:81, 13 Kasım 2008. 

Ulusal Kanal, “IŞİD’den Kaçan Türkmenleri Türkiye Geri Çevirdi”, 4 Ağustos 2014, 
http://www.ulusalkanal.com.tr/dunya/isidden-kacan-turkmenleri-turkiye-geri-cevirdi-h33833.html, (Erişim Tarihi: 22.09.2014) 

“Ziraat Kuzey Irak’a Girdi”, 
Haberturk.com,http://ekonomi.haberturk.com/para/haber/601446-ziraat-kuzey-iraka-girdi, 16 Şubat 2011, (Erişim Tarihi:22 Nisan 2012). 


BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

204 Murat Yetkin, Tezkere (Irak Krizinin Gerçek Öyküsü), İstanbul, Remzi Kitabevi, 2004, ss.48-51. 
205 Fikret Bila, “Irak Parçalanırsa Kendi Savaşımızı Yaparız”, Milliyet, 20 Kasım 2003, s.4. 
206 Sedat Ergin, “CIA timlerine ve U-2 Casus Uçaklarına Ecevit İzin Verdi.” Hürriyet Gazetesi, 18 Eylül 2003. 
207 Fikret Bila, “Gözler Kuzey Irak’ta”, Milliyet Gazetesi, 3 Ekim 2002, s.16. 
208 Mesut Taştekin, “Türk Dış Politikasında 2003 Irak Savaşı”, Mehmet Şahin ve Mesut Taştekin (der.), II. Körfez Savaşı, Ankara, Platin Yayınları, 2006, s.269. 
209 Deniz Bölükbaşı, 1 Mart Vakası, Irak Tezkeresi ve Sonrası, İstanbul, Doğan Kitapçılık, 2008, s.8. 
210 Mesut Taştekin, “Türk Dış Politikasında 2003 Irak Savaşı”, Mehmet Şahin ve Mesut Taştekin (der.), II. Körfez Savaşı, Ankara, Platin Yayınları, 2006, s.277. 
211 Mesut Taştekin, “Türk Dış Politikasında 2003 Irak Savaşı”, Mehmet Şahin ve Mesut Taştekin (der.), II. Körfez Savaşı, Ankara, Platin Yayınları, 2006, s.278. 
212 Türkiye ve Irak Kürtleri: Çatışma mı İşbirliği mi? Kriz Grubu Orta Doğu Raporu, sayı:81, 13 Kasım 2008 
213 Mehmet Ali İkbal, Irak Kürt Bölgesinin Jeopolitiğine İlişkin Stratejik Öngörüler,Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006, s.84. 
214 Türkiye ve Irak Kürtleri: Çatışma mı İşbirliği mi?, Kriz Grubu Orta Doğu Raporu, sayı:81, 13 Kasım 2008. 
215 “Ziraat Kuzey Irak’a Girdi”, Haberturk.com, 
http://ekonomi.haberturk.com/para/haber/601446-ziraat-kuzey-iraka-girdi, 16 Şubat 2011, (Erişim Tarihi:22 Nisan 2012). 
216 Fehim Taştekin, “Yeni Yüzyılın Santranç Tahtası”, Radikal Gazetesi, 4 Eylül 2011. 
217 Cüneyt Mengü, “İşgal Sonrası Irak’ın Yeniden Yapılandırılmasına Dair Tasarılar”, Kök Soysal ve Stratejik Araştırmalar Vakfı, Ankara, 29 Nisan 2008, s.3. 
218 “Kuzey Irak Petrolü Devrede”, 2 Haziran 2009,  
http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2009/06/090601_kurd_oil.shtml, (Erişim Tarihi: 3 Ocak 2012). 
219 İdris Demir, “Irak’ın Yeni Petrol Yasası”, Ortadoğu Analiz Dergisi, Ekim 2010, Cilt 2 Sayı:22, s.55. 
220 İdris Demir, “Irak’ın Yeni Petrol Yasası”, Ortadoğu Analiz Dergisi, Ekim 2010, Cilt 2 Sayı:22, s.58. 
221 İdris Demir, “Irak’ın Yeni Petrol Yasası”, Ortadoğu Analiz Dergisi, Ekim 2010, Cilt 2 Sayı:22, s.59. 
222 İdris Demir, “Irak’ın Yeni Petrol Yasası”, Ortadoğu Analiz Dergisi, Ekim 2010, Cilt 2 Sayı:22, s.60. 
223 “Irak’ın Petrol İhracatı 23 Yılın Rekorunu Kırdı”, Sabah Gazetesi, 3 Nisan 2012. 
224 TBMM, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümeti Arasındaki 27 Ağustos 1973 Tarihli Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması ve Sonrasındaki İlgili Anlaşmalar, Protokoller, Toplantı Tutanakları ile 
Eklerinin Tadiline İlişkin Değişiklik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/988), Yasama Yılı:5, Dönem:23, 10 Aralık 2010., 
      http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem23/yil01/ss617.pdf, (Erişim Tarihi: 15 Mart 2012). 
225 A.g.e. 
226 A.g.e. 
227 A.g.e. 
228 “Ham Petrol Boru Taşımacılığı”, BOTAŞ Ham Petrol Boru Hattı Taşımacılığı,
http://www.botas.gov.tr/index.asp, (Erişim Tarihi: 22.09.2014) 
229 Enerji Enstitüsü, “Tüpraş’tan İran Petrolü Açıklaması”, 
http://enerjienstitusu.com/2014/06/12/tuprastan-irak-petrolu-aciklamasi/, 12 Haziran 2014, (Erişim Tarihi: 17.09.2014) 
230 “Taner Yıldız IŞİD iddialarını yalanladı”, Habertürk, 15 Eylül 2014, 
http://ekonomi.haberturk.com/enerji/haber/990340-taner-yildiz-isid-iddialarini-yalanladi, (Erişim Tarihi:17.09.2014) 
231 Erdoğan T.,“Büyük Ortadoğu Projesi Çerçevesinde Petrolün Yeniden Dağılımı”, 
 www.emo.org (Elektrik Mühendisleri Odası), Enerji Dergisi, Eylül 2007, Sayı:3, s.82. 
232 Enerji Enstitüsü, Türkiye-Irak Arasında Yeni Petrol Boru Hattı Yapılacak, 
 http://enerjienstitusu.com/2013/05/23/turkiye-irak-arasinda-yeni-petrol-boru-hatti-yapilacak/,23 Mayıs 2013, (Erişim Tarihi: 17.09.2014). 
233 “Barzani Petrolü İçin Yeni Boru Hattı”, Aydınlık Gazetesi, 6 Mart 2012, s.1. 
234 Ulusal Kanal, “IŞİD’den Kaçan Türkmenleri Türkiye Geri Çevirdi”, 4 Ağustos 2014, 
http://www.ulusalkanal.com.tr/dunya/isidden-kacan-turkmenleri-turkiye-geri-cevirdi-h33833.html, (Erişim Tarihi: 22.09.2014) 
235 Hamza Yardımcıoğlu, “Kerkük-Hafia Petrol Boru Hattı”, 
http://anahtar.tv/2011/09/14/kerkuk-haifa-petrol-boru-hatti, 14 Eylül 2011, (Erişim Tarihi: 22 Kasım 2011). 



***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder