5 Ocak 2020 Pazar

ABD NİN SURİYEDE YENİ ARAYIŞLARI DEYRİZOR PLANI

ABD NİN SURİYEDE YENİ ARAYIŞLARI DEYRİZOR PLANI.,




ABD’nin Suriye için yeni arayışları; Deyrizor Planı.. 
Prof.Dr.Sait Yılmaz 

27 Ekim 2019 

Türkiye nin Barış Pınarı Harekâtı, YPG/PKK yı bertaraf etmekten çok Suriye.nin 
kuzeyinde bir Arap Hilali oluşturma gayretinden öteye gidemedi. Aslında Suriye.de olacaklar konusunda örtülü bir ABD-Rusya planı var ve bu Soçi Mutabakatı.na da yansıdı. Soçi Mutabakatında yazılı olmayan bir (gayri resmi) uzlaşma ile İdlib bölgesinde gelişmeler bekleniyor 1. Soçi Mutakatı, Rusya nın Suriye sahnesindeki stratejisinin önünü açtı. 
YPG/PKK yı kontrollerine almak için adımlar atıyorlar. Bu arada işin ABD cephesinde ilginç gelişmeler yaşanıyor. Önce Trump, “Petrolü garanti altına aldık” dediğinde ciddiye almadık; “Suriye’deki petrol işlerine yaramaz, öyle olsa idi oraya çoktan bir Amerikan şirketi gelirdi” diye düşündük. Ama ABD içinde özellikle Kongre ve Dış İşleri Bakanlığı arasındaki tartışmaları izlerken yeni bilgiler öğrendik. Bir de aşağıdaki haritayı görünce bu olasılığı sorgulamaya karar verdik. Ama önce ABD.deki dış politika anlayışındaki değişim ve Kürtlere 
nasıl baktıkları ile işe başlayalım. 

Trump’ın Muhafazakar Milliyetçiliği.. 

ABD dış politika ile anlayışında Trump ile başlayan bir değişim yaşanıyor. 
Amerikan dış politikacı kurucuları sayılan Washington, Jefferson, Hamilton gibi 
başkanların geliştirdiği bir tür “milliyetçilik” esasına dayanır. Kurucuların devlet 
yönetiminde dayandığı temel esaslar şunlardı; hukukun üstünlüğü, bireysel özgürlük, serbest teşebbüs, eşitlik ve sınırlı devlet. Dış politika devletin çıkarlarını sağlamalıydı ve Amerika, (dünyayı düzenleme rolü olan) “istisnai ülke” idi. Bu tüm ABD devlet başkanlarının aynı dış politikayı izlediği anlamına gelmiyor. Diğerleri bu temellere bağlı kalmışlardır ama konjonktüre uygun bir dış politika izlemişlerdir. Ülkenin kurucusu George Washington, o dönemde Avrupa nın güç çekişmeleri karşısında “yalnızcılık” politikasına başvurmuş, ittifaklara girmemiştir. William Mc Kinley, emperyalizme başvurmuş ve Asya.daki çıkarları için Pasifikte.ki Filipinleri işgal etmişti. Woodrow Wilson ile büyük bir kırılma yaşandı; Birinci dünya Savaşı ile birlikte ulus-devlet batıyordu, çare “uluslararasıcılık” olmalıydı. 

Trump.ın uyguladığı dış politika da “muhafazakâr milliyetçilik” ya da sadece 
“milliyetçilik” esasına dayanmaktadır 2. Trump, ne savaş ne de yalnızcılık yanlısıdır. 
Trumpın oyun planı; şartlar istediği duruma gelene kadar ya baskı yapmak ya da gerginliği azaltmaktır. Öncelikle ABD nin çıkarını korumakta kararlı olduğunu 
göstermekte, eğer karşı tarafla bir ortak noktada buluşursa anlaşmaktadır. Trump ın anladığı dış politika da budur; büyük jeopolitik rekabetin olduğu ortamda baskı ve işbirliği karışımı bir formül uygulamak 3. ABD nin Türkiye ile ilgili dış politikası da buna benzerdir. Her seferinde yaptırım tehdidi ile gelmekte, alabileceklerini görmekte, daha fazla gidemediği yerde geri çekilmektedir. 

Diğer ülkelere uygulanacak yaptırımlar, tarihsel olarak ABD Maliye ve Hazine Bakanlıklarının en önemli projesidir ve bunlar özellikle kurgulanır. Örneğin İran ile nükleer program anlaşması yapıldığında Obama yönetimi, İranın ülke dışındaki paralarını bloke etme kabiliyetlerini caydırıcılık için yeterli görüyordu. 


ABD için artık ittifaklar yok vekiller var.. 

İttifak kurmak, 19. yüzyıl Avrupa.sından kalma bir gelenektir. Artık NATO gibi 
sağlam resmi ittifaklar bile çalışmıyor. Strateji oyununun kendi tarafında artık „müttefikler değil, „rica edenler ve „vekil güçler. var 4. Çünkü dostları korumak çok pahalı, vekil güçler için ise parasını öde, işin bitince sırtını dön yeterli. Önemli olan vekil güçlerin bunu bilmesidir. ABD, zaten Suriye.de sonsuza değin kalamayacaktı. Bunu sadece YPG/PKK değil, diğer Kürtler de biliyordu ama kendilerini buna mecbur hissettiler. YPG/PKK nin Esat ve Rusya tarafına geçiş süreci yani „ özgürlük savaşçısı iken Esat ve Rusya tarafına katılmaları bir hafta bile sürmedi. Ama Esat biliyor ki, ihanet genetik bir alışkanlıktır. 

İttifaklar konusuna dönecek olursak; bu yeni mantıkla ABD; Güney Kore, Japonya, Filipinler ve Suudi Arabistan ile ilgili yükümlüklerinden kurtulmaya çalışıyor. ABD ye rica eden veya yalvaranlar karşılığını ödemeli ve bu sonsuza değin sürmemeli yani yakın bir çıkış zamanı olmalı. 

ABD için, Kuzeye karşı Güney Kore, Rusya.ya karşı Polonya, Çin e karşı Filipinler ve Türkiye ye karşı PKK tek taraflı bir rica yalvaran ilişkisidir. Strateji üretmek bakımından tembel olan Avrupa ise hala romantizmle yaşıyor. 

Ama yukarıda anlattıklarımızdan en çok ders alması gereken hala ABDnin kuklası olmakla hayatta kaldığını sanan Arap ülkeleri ve nihayet Orta Doğuyu tek başına yönettiğini sanan İsraildir. Artık Amerikalılar, daha önce Afganistan ve Irak ta yaptıkları gibi, uzun zaman alacak zaferler yerine kolay çıkışı olan başarıları seçecekler. Gerçekçi sonuçlar için maddi çıkar sağlayacak, sınırlı savaşlar tercih edilecek. Aksi takdirde Amerikan kanının akması ve para kaybı söz konusudur. Bunları sağlamanın yani Amerikan kanı akmamasının ve de ucuza getirmenin yolu ise fantezi peşindeki vekil güçleri kendi yerine kullanmaktır 5. Müttefiklik ise dostluğu çağrıştıran eski bir romantik söylemdir. 

ABD’nin Kürtlere bakışı.. 

ABD.de Kürt hayranları; Kürtlerin hala devlet kuramamış, mazlum bir millet 
olduğu hikâyesi ile işe başlıyor. Orta Doğu.da yaşayan 30 milyon Kürt.ün yaklaşık yarısı Türkiyede yaşıyormuş. CIA.ya göre Türkiye.de 14.5 milyon, İranda 6 milyon, Irak.ta 5-6 milyon, Suriye.de ise 2 milyondan az Kürt yaşamaktadır. 1.2 milyon civarında Kürt ün iç savaş esnasında Suriye.yi terk ettiği tahmin ediliyor. Dört ülkedeki Kürtler homojen değildir; 

Irak takiler Sorani, Türkiye deki Kurmanji lehçesi konuşur ve tercüman olmadan 
anlaşamazlar. Hepsinin derdi kendisinin lider olduğu kendi devletini kurmak olduğundan aralarında anlaşamazlar. 
Büyük Kürdistan sadece eşkıya başı Apo nun hayalidir ama bu sadece PKK nın söylemi olarak kalmıştır. 

Suriye.deki YPG/PKK yı savunan Amerikalılar Suriye.nin kuzeyinde kurdukları 
Suriye Demokratik Güçlerinin (SGD) tamamının YPG/PKK olmadığını iddia ediyorlar. 
PKK dan türeyen YPG.nin monolitik bir yapı olmadığını, ilerici ve ılımlı olduğunu, 
PKK nın Soğuk Savaş.tan kalma Marksizmini paylaşmadığını söylüyorlar. Üstelik 70 bin kişinin katili PKK, uzun zamandır sivillere saldırmıyormuş 6. Bu mantığa göre, El Kaide, Amerikan askerlerini öldürdüğü zaman terörist olmuyor. Bombalamaları yapan Özgürlük Şahinleri denen grup, aslında PKK.dan kopan bir grupmuş, onların Suriye.de bir kolu yokmuş. Ne yazık ki Suriye, Irak, İran ve Türkiye.de yaşayan Kürtler, bu ülkelerin meşru rejimlerini hedef alan büyük devletlerin kuklası oldular ve İran senaryosu için de onları gene sahada kanları akıtılacak. Yeni bir vekil güç görevi onları bekliyor. 


ABD ve YPG/PKK İlişkileri.. 

ABD Özel Kuvvetleri ve CIA, Suriyenin kuzeyindeki Kürt yoğunluklu bölgede 2012 yılında çalışmaya başladı. 2014 yılında ise IŞİD ile mücadele görüntüsü altında bu yapılar açıktan faaliyet göstermeye yöneldi. ABD, Suriye topraklarında asker bulundurmak için IŞİD ile mücadele bahanesi ile YPG/PKK.yı vekil güç seçti ve İsrail ile birlikte yarı özerk bir Kürt bölgesi oluşturdu. SDG, ABD Özel Kuvvetleri tarafından eğitildi, donatıldı ve maaşları ödendi. Bu yapının içinde sözde IŞİD.in uyuyan hücrelerini yok etmek için özel anti-terör birimleri (Kürtçesi; Yekîneyên Antî Teror ) kuruldu 7.  

İsrail, 3.84 milyar dolar değer değerinde petrol satın alarak, Kürt bölgesini finanse etti 8. İşin ilginç yanı, 2015 yılında Irakın kuzeyinde Barzaninin çaldığı petrol Türkiye üzerinden Ceyhan Limanı yolu ile denizden İsrail e gidiyordu. ABD.nin YPG/PKK ya sağladığı silah, araç ve diğer askeri teçhizat konusunda 
uzun bir liste var. 



Şekil: SDG’nin Suriye’deki Yapılanması 



Barış Pınarı Harekâtı öncesi ABD Dış İşleri Bakanlığı ve PYD arasında görüşmeler le ilgili önemli bilgilere vakıf oluyoruz. Örneğin görüşmelerde ABD tarafının PYD.yi Türkiye.nin desteklediği gruplarla işbirliğine zorladığı, ABD.nin İslamcı savaşçı kartına yeniden sarılmak istediği anlaşılıyor. 

  ABD, PYD.yi Suriyeli muhaliflerin kontrolündeki Suriye Görüşmeler Komisyonu ve muhaliflerin olduğu bölgelerde faaliyet gösteren sivil savunma örgütü Beyaz Helmetler ile temas kurmaya zorluyor. Jeffrey.in büyük ölçüde YPG/PKK.dan oluşan SDG yapısının Arap kısmı ile ile ilgili İran karşı bir güç oluşturmak için çeşitli planlar üzerinde çalıştığı ortaya çıkıyor 9. Nitekim Kürt kartını Rusya.nın elinde almak için Mazlum Kobani (Gerçek adı; Ferhat Abdi 10), Washington a davet edildi. 

 James Jeffrey, Trump.ın IŞİD ile mücadeleden sorumlu büyükelçisi olarak, son 
gelişmeler üzerine eleştirilmeye başlanmıştı. Eleştirilerden en önemlisi öncesinde Türkiyenin harekâtını küçümsemesi ve Suriyeli Kürtlere çekilmeleri konusunda yanlış mesaj verdiği üzerine idi. Washington.a giden PYD heyetinin başı ise kendilerine “IŞİD yenilgiye uğratılana ve Suriye’de siyasi çözüme ulaşana kadar ABD’nin Suriye’den çıkmayacağı” sözü verildiğini söyledi. Hatta “Türkiye’nin harekâtının başlamasına bir gün kala bile hava sahasının Türklere kapalı olacağı nı sanıyorduk” dediler. Jeffrey ise Kongre Dış İlişkiler Komitesin.de yaptığı tanıklık görüşmesi esnasında Türkiye.nin harekâtı esnasında YPG/PKK ya koruma söz vermediklerini söyledi. Jefrrey, Türkiye.nin ABD askerlerini caydırıcı görmediklerini, zaten onların görevinin de Kürtleri korumak olmadığını açıkladı. 
PYD tarafı ise çekilmelerini Türkiye nin harekât yapmaması şartı ile kabul etmiş olduklarını öne sürüyor. 

Deyrizor Planı’na nasıl gelindi?.. 

ABD.nin Suriye.deki gelişmeler konusunda hem Türkiye hem de Suriyeli Kürtler ile yaptığı görüşmelerin merkezinde eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey var. Jeffrey, geçen Aralık ayında ABD-Türkiye Çalışma Grubu içinde iken de ABD.nin Kürtlerle ilişkisinin “taktiksel ve geçici” olduğunu söylemişti. Belki de en doğru cümleleri Bush dönemi danışmanlarından Michael Doran söyledi 11; “Rus ve İranlıların kullandığı vekil gücü ödünç aldık, stratejik olarak aptallık, herkes biliyor ki biz eninde sonunda oradan ayrılacağız ama Türkler hep orada kalacak.” Ancak, ABD.deki savaş meraklısı danışman timleri Suriye.de kalmak istiyor. Ortada bir Deyrizor Planı var. Bu işi kotarmak için hem Güney Suriye.de özel bir üs olan ve PYD kontrolü dışındaki El-Tanf seçildi ve kuzeydeki Amerikan askerleri buraya çekiliyor. James Jeffrey, Kongre.de yaptığı tanıklık görüşmesinde; ABD.nin Suriye.den İran.ı çıkarma görevinin devam ettiğini, Trump yönetiminin PYD kontrolündeki alanda Suriyeli Kürtlerden ayrı bir İran karşıtı güç hazırlama 
planları yaptığını açıkladı 12. 

ABD.nin ürettiği, yaşattığı ve kontrol ettiği IŞİD, askeri operasyonlarının da terörle mücadele görüntüsü için korkuluğu olmaya devam edecek. Savunma Bakanlığı.nın Suriye.nin güneyinde Irak ve Ürdün sınırlarına yakın bölgeleri işgal hazırlığı yaptığı konuşuluyor 13. 
Üstelik kuzeyden tüm Amerikan askerlerini çekilmediği Pentagon.un hava üssünde bazılarının kaldığı biliniyor 14. ABD uçakları, taarruz helikopterleri ve silahlı droneları Türkiye sınırı dâhil Suriye hava sahasında uçmaya, İsrail.e de hedef göstermeye devam ediyor. El-Tanf her ne kadar Ürdün e yakın olsa da Deyrizor üzerinden Irak ve Rmelian askeri hava üssüne bağlantı kurulabilir. Ancak asıl destek bölgesi Türkiye.nin güvenli bölgedeki varlığı ile kurulabilir. Deyrizor tamamen bir Arap bölgesi, bu bölge yöneticileri Esat ve İranlılardan çok çektiğini iddia ederek ABD.ye sıcak mesajlar veriyor. 

Deyrizor Planı uygulanabilir mi?.. 

Söz konusu plan için Jeffrey.in ekibinin uzun zamandır çalıştığı belirtiliyor. Merak edilen bu yapının YPG/PKK olmadan nasıl teşkil edileceği. Eski Özel Temsilci Brett McGurk, bu gücü ikmal etmenin zorluğundan bahsetti. Akla gelen çözüm ise Arap muhaliflerin bu bölgeye uzanması için bir kordidor açılması ya da Irak ve Ürdün üzerinden destek sağlanması. Jeffrey, SDG nin Arap kolundan hem Esat hem IŞİD karşıtı bir güç oluşturma planı yapıyor 15. Plana göre ABD, Deyrizor daki petrol bölgesini Kürtler değil Arap muhaliflerle kontrol edecek. Buradaki Arapları savaşçıya dönüştürmek için eğitilmiş 


YPG/PKK elemanlarının kullanılması bile düşünülüyor. Trump, 23 Ekimde YPG/PKKnın başı Mazlum Abdi ile görüştükten sonra, “Belki Kürtlerin ‘Petrol Bölgesi’ne doğru ilerlemeye başlama zamanıdır” açıklaması yaptı. Böylece, petrol sahaları ile Kürtleri memnun edilmesi ve IŞİD tehlikesinin kullanılması amaçlanıyor. 



Trump, Suriye.den çekilme ile ilgili olarak “Petrol nerede ise orada küçük bir 
Amerikan unsuru kalacak” demişti. Trumpın petrolü garanti altına aldık ve IŞİD ile mücadeleye devam açıklaması bunun örtüsü ama buradaki petrol ve doğal gazın fazla bir ekonomik değeri olmadığı biliniyor. Öte yandan, Suriye devleti kendi servetinin bu şekilde gasp edilmesini sineye çekmeyecektir. Suriye ordusunun bölgeye intikali sürüyor. Amerikan güçlerine ikmal hattı olarak çalışan Semelka (Fiş Habur) sınırının Suriye ordusunun kontrolüne geçmesi halinde petrol sahasındaki askerlerin lojistik sorunu da başlayacaktır. 16. 

   Uzun süre hava ikmaline bel bağlayarak orada kalamazlar. Türkiye de epey zamandır Irakın kuzeyi ve Suriye arasındaki geçişleri kapatacak bir koridor peşinde. Türkiye için Kürtlerin petrol gelirine sahip olması terörün finansmanıdır. ABD nin Iraktan Suriyeyi vurması ise bu ülkeyi de karıştırabilir. 

Sonuç; ABD’nin İran senaryosu yaklaşıyor.. 

Trump, sonsuz savaşlara son vermek isterken, İran karşıtı cephe Suriyenin 
güneydoğusunda uzun süreli bir kalış planlıyor. ABD.de hala Cumhuriyetçilerin çoğunluğu ve pek çok Demokrat, Suriye.de Esatın gitmesini ve rejim değişikliği ni, Amerikan kuklası bir yönetimin gelmesini destekliyor. Aynı şey İran için masadan sahaya iniyor. ABD, İkinci Dünya Savaşından beri gündemi sürekli savaş olan bir güvenlik ekibinin danışmanlığında yönetiliyor. ABD nin Türkiye ile çıkarları söz konusu olduğunda Kürt devleti fantezisi ile kandırdığı PYD.yi bırakıp, Suriye.den çıkması kaçınılmazdı, mesele bunun ne zaman olacağı idi. ABD, Kürtlerden ümidi kesip İran.a karşı da savaştırmak üzere bölgedeki muhalif 
Arap cihatçı unsurlarla da yoluna devam edebilir. 

   Belki de buna Esatı düşürmekten ve Arap muhaliflerden vazgeçmeyen Türkiye ile beraber karar verildi. Görünen o ki, barışa yaklaştık denilirken, başka planların gereği olarak, yeni bataklıklara çekileceğiz. 




DİPNOTLAR;

1 Nauman Sadiq, Why Did Trump Give the Green Light to Turkish Intervention in Northern Syria? Framed by Russia? Global Research, (October 23, 2019). 
2 Colin Dueck, Age of Iron: On Conservative Nationalism, Oxford University Press, (2019). 
3 James Jay Carafona, Trump Prepares America for a Great-Power Competition, Heritage Foundation, (October 24, 2019). 
4 Salvatore, The United States Has Supplicants, Not Allies, National Interest, (October 26, 2019). 
5 Gil Barndollar, America Was Always Going to Dump the Kurds, RealClearDefense, (October 23, 2019). 
6 Michael Rubin, Turkey's Syria Policy Could Lead to Its Own Destruction, American Enterprise Institute (October 21, 2019). 
7 Joseph Fitsanakis, US Special Forces’ Secrets Fall into Hands of Russians as Kurds Side with Syria, True Republica, (October 25, 2019). 
8 Sarah Abed, The Kurds: Washington’s Weapon of Mass Destabilization in the Middle East, The Rabbit Hole, (October 23, 2019). 
9 Matthew Petti, Exclusive: Inside the State Department's Meltdown with the Kurds, National Interest, (October 22, 2019). 
10 Mazlum Kobani haricinde Mazlum Abdi, Şahin Çilo gibi pek çok kod ismi kullanmakta, ancak gerçek isminin Mustafa olduğu bilinmektedir. 
11 Michael Rubin, Turkey Is No Ally of the United States, American Enterprise Institute, (October 23, 2019). 
12 Matthew Petti, Trump Team Member James Jeffrey Spars With Kurdish Diplomat, Reason, (October 23, 2019). 
13 Gordon Lubold, U.S. Weighs Leaving More Troops, Sending Battle Tanks to Syria, Wall Street Journal, (October 25, 2019). 
14 Stephen Lendman, US Reoccupation of Northern Syria? Turkish Aggression Halted? CRG, (October 25, 2019). 
15 Matthew Petti, Inside the Iran Hawks' Hijacking of Trump's Syria Withdrawal Plan, National Interest, (October 21, 2019). 
C:\Users\TOSHIBA\Desktop\33b65177-a86c-4961-8d35-2643a7e2c811.JPG
16 Fehim Taştekin, Kürtlere petrol görevi mi? Ne sefillik! Gazete Duvar, (25 Ekim, 2019). 


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder