İYİ Parti programında "Eşit Vatandaşlık" tanımı var mı?
Batuhan ÇOLAK
27 Ekim 2017
Aylardır kurulması merakla beklenen İYİ Parti Ankara'da ilan edildi.
Parti programında milliyetçilik vurgusunun yanına, Türkiye'nin diğer meselelerini de yakından ilgilendiren detaylar eklenmiş.
Genel İdare Kurulu'ndaki ekonomist ağırlığından da anlaşılacağı üzere ekonomiye ciddi bir önem veriliyor.
77 sayfadan oluşan parti programının yaklaşık 20 sayfası ekonomiyle ilgili…
Devletin yanlış yönetilmesi sonucunda alt kurumlara da sirayet eden rant ve yolsuzluğun toplumsal bir ahlaki çöküşe yol açtığı vurgulanmış.
Bu kapsamda 41.sayfadaki bu ifadeler oldukça önemli:
"Devletin rant yaratabilme kapasitesi bir yandan kısıtlı kaynakların verimsiz ve spekülatif alanlara kaymasına, diğer yandan siyaset ve bürokrasiden başlamak üzere toplumun geneline yayılma riski içeren çok derin bir ahlaki çöküşe yol açmaktadır. Bu bağlamda ekonomi bürokrasisinin, siyaset kurumu ile olan ilişkisinin en üst düzeyde ahlaki değerler çerçevesinde, insan odaklı, bireylerin haklarını koruyan ve kamu yararını gözeten bir temele oturtulmasını sağlayacağız."
Yabancı yatırımlar konusunda ise dış yatırıma açık, liberal… Ancak "yolsuzluktan arındırılmış" vurgusu önemli…
Parti programında "yabancı yatırımcı konusu" şu şekilde dile getirilmiş "Yabancı yatırımcılara siyasi, yasal düzenleme ve ekonomi politikaları bağlamında güvenilir, öngörülebilir ve her şeyden önemlisi her türlü yolsuzluk ve kayırmacılıktan arındırılmış bir yatırım ortamı sağlanacaktır. Her türlü yabancı yatırımı desteklemekle birlikte, teknoloji ve know-how transferi yapacak olan, katma değerli ihracata dönük ve yüksek ücretli istihdam yaratan yabancı doğrudan yatırımları öncelikli olarak teşvik edeceğiz."
Sanayi politikalarında ise devletin müdahalesini en aza indirgeyen bir yaklaşım benimseniyor. Bu da liberal ekonominin temeli olan "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" ifadesini çağrıştırıyor.
Parti programında en büyük alan "Toplum" başlığına ayrılmış. Yaklaşık 24 sayfadan oluşan toplum başlığının altında, önemli sosyolojik tespit ve değerlendirmeler yapılmış. Türkiye'deki kutuplaşma ortamından uzaklaşılması ve bireyleri önemseyen, particilik yerine liyakatin öne çıkarılması gerektiği belirtiliyor.
Kadınlar bölümünde ise önemli bir vaat var. Türkiye'nin görünmeyen en önemli problemlerinden biri olan okur-yazarlığa ilişkin yapılan değerlendirmelerde şu ifadeler kullanılmış: "Birçok batılı ülkeden dahi önce Mustafa Kemal Atatürk'ün kadınlara vermiş olduğu seçme ve seçilme hakları ile birlikte siyasette "eşitlik" ilkesiyle tanışan ve nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın, ekonomik ve sosyal hayatta aktif rol almadıkları sürece toplumsal refaha ulaşılabilmesi ve sürdürülebilir bir kalkınmanın sağlanması mümkün değildir… İktidarımızın ilk 5 yılının sonunda kırk yaşın altında okur yazar olmayan kadın kalmayacaktır"
Çocuk gelinlere dolaylı bir eleştirinin de yer aldığı programda temel eğitimin 12 yıla çıkarılması ve genç kızların bu süreçte okulda ayrılmalarına müsaade edilmeyeceği vurgulanıyor:
"Kız çocuklarının eğitimlerini aksatmamaları sağlanacak ve 12 yıllık kesintisiz temel eğitimlerini tamamlamadan okullarını terk etmeleri yasaklanacaktır."
Eşit vatandaşlık meselesi
Parti programında eleştirilen en önemli konu ise; "Doğu-Güneydoğu" sorununun çözümü için sunulan "eşit vatandaşlık" tanımlaması.
Parti ön programında konu şu şekilde geçiyordu:
"Partimizin Doğu Güneydoğu sorununa ilişkin öncelikle tüm ülkede eşit vatandaşlık zeminine oturan sağlam bir demokrasi ve özgürlük ortamını geliştirecektir."
Buradaki sorunlu tanım, parti programından çıkarıldı. Dolayısıyla partinin resmi tüzük ve programında "eşit vatandaşlık" tanımı bulunmuyor.
Yerine "Partimiz Doğu ve Güneydoğu meselesinin kalıcı çözümü için; Güvenlik kuvvetlerimizin hiçbir taviz vermeden terör örgütüne karşı silahlı mücadelesini devam ettirmesini, terör örgütünün askeri bakımdan mutlaka yenilerek psikolojik üstünlüğün sivil anlayışa geçmesini, toplumsal alana pozitif müdahalelerle hukuki, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel projelerle bir yandan bölge halkıyla kucaklaşılmasını, diğer yandan terör örgütünün elindeki istismar alanlarının ortadan kaldırılmasını, temel politika olarak benimsemektedir." İfadeleri eklendi.
İstişare ve Gençlik
Parti programında gençlik kısmı biraz daha geniş kapsamlı oluşturulabilirdi.
Ancak konunun bu programla sınırlandırılmayacağı mutlak. Meral Akşener her konuşmasında gençlere büyük bir önem verdiğini ve bu doğrultuda projeler hayata geçireceğini ifade ediyor. Hatta birçok gençlik projesinin süreçle birlikte ortaya çıkacağını biliyoruz.
İYİ Parti daha yolun çok başında. İstişare mekanizmasına önem verdiği, gençleri dinlediği, sahada olduğu sürece tüm eleştirileri bertaraf edebilecek bir güce sahip.
Çünkü şu anda Türkiye'deki siyaset sıkışması birçok açıdan temsilsiz yığınlar sorununa neden oluyor. Vatandaşların kendi iradelerini yansıtabilecekleri, ümitlenebilecekleri eylemlere ve iradeye ihtiyacı var.
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder