13 Ekim 2017 Cuma

Bu Tahliye Kararını, Anlayan Biri var mı?



Bu Tahliye Kararını, Anlayan Biri var mı? 


A. İhsan KARAHASANOĞLU 
Vakit 
,

08 Şubat 2009 


Ben bu karardan hiçbir şey anlamadım. 
Hangi karardan? 
Hurşit Tolon Paşa’nın Tahliye Kararından! 

Avukatı açıklıyor, “Tahliye kararı, esasa ilişkin hukuki gerekçelerle verilmiştir!” 
Oysa bizim bildiğimiz, Tolon hakkında henüz dava açılmadı ki; “esas hakkında hukuki gerekçe ile tahliye kararı” verilebilsin! 
Olsa olsa, sağlık sebebi ile tahliye kararı verilebilinir. Veya, cezaevinde kalınan süre, isnat edilen suçun cezasını karşılamıştır, onun için tahliye kararı verilmiştir. Veya, kanunda belirlenen azami tutuklu kalınacak süre dolmuştur, bu sebeble tahliye kararı verilmiştir.. 
Avukat beyin ifadesine göre, bunların hiçbirisi değil. 
Tolon Paşa, bileğinin hakkı ile tahliyeyi almış! 
O zaman da sormamız lazım, “Peki aynı kararın devamındaki, yurtdışı yasağı ne oluyor?” 
Avukatı bir yana bırakalım.. Kararın içinde de benzer çelişkiler söz konusu! 
Kararın bir yerinde sanık için, “kaçma şüphesi yok” deniliyor. Birisine göre kaçma şüphesi vardır, bir başkasına göre yoktur.. Bu, tartışmaya açık bir değerlendirme.. Dolayısı ile, bizim değil, hakimin değerlendirmesine üstünlük tanımak zorunlu. 
Ama “kaçma şüphesi yoktur” diyen bir hakim, aynı sanık hakkında, aynı kararın hemen sonrasında “kaçma şüphesi olanlar” için öngörülen “yurtdışı yasağı konulmuştur” ifadesine nasıl yer verebiliyor? 
Hayır, yorum yapmıyorum; “karar şu yönde olmalıydı”, “karar bu yönde olmalıydı” tartışmasına girmiyorum. 
“Karar ne yönde olursa olsun, tutarlı olmalı” diyorum! 
Ve; açıkça “kaçma şüphesi yoktur” denilen bir sanık için, “yurtdışı yasağı” konulmasının makul olmadığını söylüyorum! 
Tutarsızlık sadece bununla sınırlı değil. Kararı anlayamamamın bir sebebi de, aynı kararda, “Sanık aleyhine delil yok” tesbitine yönelik iddia! 
Tolon Paşa tutuklanmış! Yani aleyhinde ciddi deliller olduğu, mahkeme tarafından kabul edilmiş! Artık bundan sonra, iddianame ortaya çıkmadan, “delil vardı-yoktu” tartışmasına tekrar girilmesi de, bence makul olmayan bir değerlendirme! 
O yönde ilk tesbiti sorgu hakimi yapmış! Arkasından tutuklamaya itiraz edilmiş.. Tutuklamaya yapılan o itiraz, 3 kişilik mahkeme heyeti tarafından reddedilmiş!. Artık bundan sonra, bir hakimin tekrar başa dönüp, “delil yok” gerekçesi ile tahliye kararı vermesi, “delil yok” tesbitinde bulunması, hiç mümkün değil! 
Ama, Tolon’un tahliyesi ile birlikte, bu garabeti de görmüş olduk! 
Yine devam ediyoruz, tahliye kararındaki ilginçliklere.. 
Kararın bir yerinde, “delil yok” deniliyor.. Delil olmadığı için de, “tahliye” deniliyor! Kararın diğer bir yerinde ise, aleyhinde delil olan sanıklar için verilen “yurtdışı yasağı” kararı konuluyor! 
Olur mu böyle bir şey? 
Bence olamaz. Olmamalı! 
Ama, oluyor işte! 
Bir başka ilginçlik.. Kararda sanık Hurşit Tolon için, “tahliyesine” deniliyor.. Ama “tahliyesine” denildiği anda, zaten Tolon Paşa cezaevinde değildi ki! Cezaevinde değildi ki; tahliye olsun! O çoktaaan hastaneye sevkini yaptırıp, “3 ay ben buradayım. Siz istediğiniz kadar tutuklama kararı verin” restini çekmişti bile! 
O rest çekildikten sonra da, “tahliye kararı” geldi! 
Kimbilir belki de, “Biz tutuklama kararı veriyoruz. Adamlar gidip hastanede yatıyorlar. Yargının itibarı beş paralık oluyor! Madem bu adamları cezaevinde tutamıyoruz, mahkeme kararlarına rağmen, onlar bir şekilde gidip hastanede yatıyorlar. O zaman biz de tahliye kararı verelim de, yargının itibarı sarsılmasın bari!” diyorlardır! 
Bu yorumla tahliye kararı veriliyordur, belki de!.. 
Size uçuk bir yorum gibi mi geldi bu?.. 
Evet uçuk olabilir ama, “tahliye kararı”ndaki çelişkiler kadar uçuk değil! 
Hele hele, tutuklama kararı verilmiş bir sanık için, mahkeme ve cezaevi ile yapılmış bir yazışma olmadan, bir hastanenin kendi kendisine karar alıp, “Sanık 3 ay süre ile hastanemizde tedavi görecektir” açıklaması yapması, bence çok daha uçuk bir durum!.. 
Ama yaşanmış bir durum! Hastane, kendisine sevkedilen hastayı muayene edip, cezaevine geri gönderir. “3 ay bende kalacak” diyemez! 
Diyebiliyorsa eğer, kimse sevinmesin; “Ergenekon bitti” diye.. 
Ergenekon sürüyor. Bu gidişle de, daha sürecek gibi!.. 

Ali Karahasanoğlu - Vakit 

akarahasanoglu@vakit.com.tr 


**************

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder