20 Ocak 2017 Cuma

TEHLİKE,,


‘Tehlike’


29 Mayıs 2010
Geçen gün bir TV kanalından aradılar; tahmin edebileceğiniz gibi, Kılıçdaroğlu ile ilgili sorular sordular.
Burada ayrıntılarıyla anlattığım gibi, hareketin önünde durulamaz bir rüzgâr olduğunu, bunun etkeninin kamuoyundan başka yerde aranmaması gerektiğini, uzun ömürlü ve başarılı olup olmayacağı konusunda konuşmak için henüz erken olduğunu, bu sonuçta, CHP dışı ve içi etkenlerin de amil olacağını belirttim.
Ancak aynı programa katılan kimi yandaş medya mensuplarının, CHP’nin yeni yöneticilerinin Ergenekoncu oldukları yolundaki, iğrenç ve ahlaksız suçlamalarını naklettiklerinde, kendimi tutamadım, o tür insanlara muhatap olamayacağımı, kendilerine yanıt vermeyi zül addettiğimi, ABD’de yirminci yüzyılda geride bırakılmış bir “ Mac Carthy ”ciliğin, Türkiye’de bu çağda hâlâ yürürlükte tutulmak istenmesinin utanç verici olduğunu belirttim.

Kemal Kılıçdaroğlu - Vikipedi

Aslında Türkiye’de demokrasi bütün kurum ve kurallarıyla çalışsa, iktidara gelenler, geldikleri gibi, halkın oyuyla gitme şıkkını içlerine sindirip başları sıkıştığında başka çareler arama yolunu tutmasalar, bu tür deli saçmalarına gülüp geçmek en doğru yol.

Gelin görün ki, durum bu değil, daha sonra Başbakan’ın da ucundan bucağından bulaştığı bu yöntem, çok büyük bir tehlikenin işaretçisi.

***
Ergenekon davası, içerdiği hukuk dışı uygulamalar vasıtasıyla, ülkemizde sivil diktayı gözden kaçırmak, pekiştirmek için kullanılmıştır.
Bu gerçeği vurgulayanlar, gerçekten darbe niyetleri varsa bunlar soruşturulmasın, kovuşturulmasın demiyorlar, yalnızca soruşturma ve kovuşturmanın hukuka uygun yürütülmesini savunuyorlar.
İçeride ve dışarıda, Ergenekon sürecini başta desteklemiş olanların çok büyük çoğunluğu da, artık bu hukuk dışılıkların farkındadır ve bunları dile getirmekte.
CHP’de kamuoyunun etkisiyle esen Kılıçdaroğlu rüzgârı karşısında, bir kez daha Ergenekon can simidine sarılanlar, şimdi bu söylenceyi kullanarak, iktidardan seçimle, demokratik yolla gitmemenin yöntemlerini oluşturma peşindedir.
Korkarım ki, Kılıçdaroğlu’nu veya kadrolarını Ergenekonculukla suçlayanlar, işi karakolda bitirmenin tehlikeli yolunda yürüme sürecini başlatma çabasındadır.
Bu büyük bir tehlikedir. Ancak kamuoyunun uyanık bekçiliğiyle engellenebilir.

***
Önceki günkü köşesinde, Orhan Bursalı da yine “Tehlike” başlığı altında, aynı tehlikenin bir başka uygulanışı olasılığını ortaya atıyordu.
Orhan’ın sözünü ettiği tehlike, Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik fiziki bir saldırıdır. Politikaya atıldığı günden beri, halkın arasında olan, hele hele CHP Genel Başkanı seçilip, halkın önemli bir bölümünün umudu haline geldikten sonra, halk ile bütünleşmesini daha da yoğunlaştırmak niyetinde olduğunu açıkça ilan etmiş bulunan Kılıçdaroğlu’na yönelik herhangi bir fiziksel saldırı karşısında herkesin, ama herkesin çok uyanık ve tedbirli olması gerekmektedir.

Devletin rektörlerinin, savcılarının, her türlü vatandaşın ne tür komplolar ve saldırılara maruz kaldıklarını gördükten sonra, işbaşında bulunan iktidarın seçim yoluyla devrilmesinin şu andaki tek seçeneği olarak görünen Kılıçdaroğlu’nun da, hangi tehlikelerle karşı karşıya olduğunu anlamak için kâhin ya da allame olmaya gerek yok.

Bu iktidarın halkın oyuyla çekip gitmeye niyeti olmadığını düşündüren birçok veri var elimizde. CHP’ye yöneltilen asılsız suçlamalar, yargıyı iyice teslim alma girişimleri, nihayet şimdilerde CHP’ye de sıçratılmaya çalışılan Ergenekon karalamaları, hep bu tür girişimler çerçevesinde ele alınması gereken olaylardır.
Kısacası, AKP, demokrasinin normal kuralları içinde bir iktidar değişikliğine hazır olmadığının her türlü belirtisini sergiliyor; bu durumda herkesin her türlü olasılık karşısında hazırlıklı olması zorunludur.


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder