SAYIN.., DURAN ADAM..,
Mümtaz Soysal
12 Temmuz 2013 Cuma
OLUR olmaz kişilere “sayın” derken Duran adama dememek olur mu? O ki, tek başına sadece adıyla, çok şeyi birden söylemeyi ve siyasal mizah tarihine unutulmaz bir sözcük armağan etmeyi başarmıştır. Sesini yükseltmeden, bağırıp çağırmadan, küfürsüz, hakaretsiz, kimseyi rahatsız etmeksizin.
Alışverişi, trafiği engelleyici bir yönü de yok.
Barışçıl, insancıl, etkileyici müthiş bir buluş.
Kalabalığın bir yanına ilişerek gelip geçene bakmakla yetinen bir kişinin önünden geçmenin bir çeşit röntgenlenmek, içini dışını açığa vurmak gibi bir etkisi de oluyor galiba. Bu niteliğiyle kardeşlik arayan, sığınmacı ve dolayısıyla toplumu kucaklayıcı.
Hepsini bir araya getirirseniz, verdiği mesaj da çok renkli sayılabilir.
İlk kimin akıl ettiği ve uygulamaya koyduğu tam belli değil. Beşiktaş’ın “Çarşı”sından çıktığını varsaymak pek yanlış olmaz.
Belki olayın en ilginç yanı, çok kişice hiç Türklerden geliyormuş gibi algılanmamış olması. Cengâverliğiyle, sertliği ve uzaklardan gelişiyle bilinen ya da öyle bellenen bir kavmin buluşu olduğuna insanları inandırmak da biraz zor. Ama gerçek bu.
Duran adamcılık Türk imgesine getirdiği bu özelliğiyle de “sayınlık” mertebesini tam hak etmiş oluyor. Öyle olduğu için önünde saygıyla eğilinmelidir.
Bütün bunlar düşünülünce Gezi Parkı olayına bazılarımızın yaptığı gibi olumsuz, kızgın, cezalandırıcı ve öç alıcı bir gözle bakmanın yanlışlığı ve haksızlığı kendiliğinden ortaya çıkıyor. Aynı olaya bu kötümserliği ve karalayıcılığı bir yana bırakarak baktığınızda, yalnız doğaseverlik ve çevrecilik olarak değil, gençlik sevimliliği, yaratıcılık, zekâ parlaklığı, yaşama sevinci, hoşgörü zenginliği açısından da Gezi Parkı, Cumhuriyet tarihinin unutulmaz sayfalarından biri olarak kalacaktır.
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/433210/Sayin_Duran_Adam.html
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder