9 Ocak 2016 Cumartesi

Peki şimdi ne olacak?






Peki şimdi ne olacak? 


Erol MANİSALI 

9 Eylül 2013 Pazartesi

- ABD sınırlı hedefleri dışardan vurma hesapları içinde.

- Batı'nın büyük çoğunluğu katılmak istemiyor.

- ABD kamuoyunda, daha müdahale yapılmadan tepkiler başladı bile.

- Rusya, olayın "yapaylığını" dünya kamuoyuna sürekli duyuruyor.

- ABD (ve İsrail) "en Batılı" Arap lideri Esad'ı yok ederek yerine El Kaide'yi mi yerleştirecek!

- Arap dünyasının çoğunluğu operasyona karşı.

- İran'ın yapabileceği "sürprizler" Körfez'i ve bölgeyi daha da karıştırabilir; Batı açısından daha sakıncalı bir ortam gelebilir.

- Türkiye'de büyük çoğunluk "müdahaleye ve Türkiye'nin katılımına karşı".

- El Kaide'nin Suriye'de egemenliği, Hizbullah'ın yeniden operasyonlara başlaması, en çok İsrail'e zarar verir.

Amacı ne?

Dünya kamuoyunda bilinen ve tartışılan bu gerçekler karşısında müdahale kime yarar sağlayacak?

Binlerce ya da yüz binlerce masum insanın ölümünün getireceği felaketten başka;

- Suriye'de El Kaide (ve radikal İslamın) egemen olmasından fayda umanlar mı var?

- Yoksa Suriye ikiye, üçe parçalanıp bundan yararlanacaklar mı?
Aynen Irak'taki gibi, Şii, Sünni ve Kürt olarak ayrıştırılacaklar mı?

- Bütün amaç Güneydoğu, Erbil, Suriye, Akdeniz koridorunun açılması mı?

Büyük Kürdistan ve radikal İslamın yararı dışında bir sonuç çıkarmak zor görünüyor.

Tabii doğacak olan yeni bir bölgesel kaos ve çatışma ortamı dışında.

Obama'nın son açıklamalarında, meseleyi "ABD ve Batı için bir prestij sorunu" olarak sunması ise tarihe geçecek bir değerlendirme; yüz binlerce (ya da milyonlarca) insanın kanı pahasına bir prestij sağlanabilir mi?

Batı'nın yalnız kamuoyu olarak değil hükümetler olarak da çoğunluğunun Suriye'ye, "dışardan askeri müdahaleye karşı olmaları", kimilerinin bekledikleri çıkarın "çok özel" olduğunu gösteriyor.

Türkiye açısından 

Batı'nın büyük çoğunluğu istemezken Türkiye'nin en ön safta yer almasının Türkiye'ye yararı ne?

- Suriye ile siyasi kriz yüzünden Ortadoğu ile ekonomik ilişkilerimiz altüst oldu.
 Ankara bir de askeri olarak dış müdahalede görev alırsa fatura katlanarak büyüyecek ve çok uzun sürecek.

- Ortadoğu'daki Arap ülkelerinin çoğunluğu dış askeri müdahaleye karşı çıkıyorlar.

 Ankara bunlarla da ters düşmüş oluyor.

- Siyasi olarak "Cezayir meselesinde" yaşamadık mı? Yarım yüzyıl yüzümüze vurdular.

 Suriye'ye askeri müdahalede Ankara yer alır ise Türkiye açısından yeni bir utanç yolu açılacak ve temizlenemeyecektir.

- Üstelik Suriye iç savaşında Esad'a karşı savaşanların kimler tarafından oluşturulduğu ve akıl almaz katliamlara katıldıkları herkes tarafından bilinirken.

Bütün bunlara karşın hükümetin iki yıldır en yakın dost Esad'ı (ve Suriye'yi) düşman ilan etmesi AKP içinde de muhalefete ve fikir ayrılığına yol açtı.

AKP çevrelerinde, askeri müdahaleye Türkiye'nin katılmasına karşı çıkanlar, kamuoyuna düşüncelerini ekranlarda ve yazılarında açıklıyorlar.

O halde hükümet neden, Suriye'ye askeri müdahaleyi bir hayat memat meselesi gibi görüyor ve öncülük ediyor?

Demek ki bizim göremediğimiz (ve anlayamadığımız) bazı hesaplar söz konusu.

Hükümet bu nedenle müdahaleyi bir "var olma nedeni olarak değerlendiriyor".

Bunun demokrasi ile bir ilgisinin bulunmadığını Amerikalı 14 yaşındaki çocuk bile biliyor


http://orajpoyraz.blogspot.com.tr/2013/09/10-erol-manisali-peki-simdi-ne-olacak.html



..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder