2 Kasım 2015 Pazartesi

Perinçek, AİHM’de “Ermeni Soykırımı”nı kabul ettirdi!




Perinçek, AİHM’de “Ermeni Soykırımı”nı kabul ettirdi!

perincekaihmermeni






Özgür Erdem
26 Ekim 
/ 2015


Perinçek’in AİHM kararı bir başarı falan değil aksine, büyük bir başarısızlık, hatta Türkiye’nin başına bela olacak bir karar. Çünkü, AİHM kararına “Ermeniler katledilmiştir” ifadesi girmiştir. Zaten bu yüzden Ermeni tarafı göbek atıyor, “Soykırım iddialarını AİHM metnine soktuk” diye seviniyor.
Yandaş medyanın parlattığı Perinçek
Önce Habertürk’te canlı yayına çıktı, sonra da CNN Türk… Milliyet gazetesinde Aydınlık’ı aratmayan övgüler…
Perinçek, AİHM davasının sonuçlanmasının ardından medyada bu şekilde kendine yer buldu. Habertürk’ü, özellikle de Milliyet’i “yandaş” medyadan çok farklı görmemek lazım. Akit vs. gazetelerde yapılacak Perinçek övgüsünün çok bir anlamı olmazdı, çünkü bu Perinçek’i allayıp pullama kampanyasının tek bir amacı var: CHP’nin oylarını bir nebze bile olsa bölmek…
Bu açıdan Perinçek’i parlatma kampanyasının “havuz” medyasının Habertürk ve Milliyet’e verdiği bir görev olarak görmeli. AİHM kararı hakkında bir şeyler söylemeden önce şu ilginç gerçeği tartışmak gerekiyor:
Perinçek 25 yıldır katıldığı bütün seçimlerde %0,2-0,3 bandında oy alan bir lider. Aynı oy oranına sahip diğer partileri düşünün. Mesela Merkez Parti, Anadolu Partisi, Yurt Partisi, HEPAR, Bağımsız Türkiye Partisi… Hiçbirinin lideri Perinçek kadar çok çıkmaz televizyona… Hatta Perinçek kendisinin 5 katı oy alan BBP’den de 10 katı oy alan Saadet Partisi’nden de çok görünür ekranlarda. Bir de “sansüre uğruyoruz” diye sızlanır!
AİHM kararını bir zafermiş gibi sunma kampanyası
AİHM kararının açıklanmasıyla birlikte İP-troller, sosyal medyada “Perinçek milli kahraman” kampanyası başlattı. AK-troller kadar yaygın olmasalar da, öz itibariyle pek farkları yok! Olayları görmek istedikleri gibi görüp yarattıkları büyük yaygarayla insanları etkilemeyi hedefliyorlar. Öncelikle, AİHM davasında çıkan kararı “Perinçek, soykırım yalanını tarihe gömdü” olarak sunmak büyük bir çarpıtma. AİHM’in kararı internette var, herkes okuyabilir. Kararda “Ermeni Soykırımı yoktur” denmiyor, aksine “Ermeniler katledilmiştir, ancak bunun bir soykırım olmadığını savunmak düşünce özgürlüğü kapsamındadır” deniliyor. Yani bu bir başarı falan değil aksine, büyük bir başarısızlık, hatta uzun vadede Türkiye’nin başına bela olacak bir karar. Çünkü, AİHM kararına “Ermeniler katledilmiştir” ifadesi girmiştir. Zaten bu yüzden Ermeni tarafı göbek atıyor, “Soykırım iddialarını AİHM metnine soktuk” diye seviniyor.
Perinçek yüzünden AİHM “Ermeni soykırımı vardır” kararı aldı
Öncelikle şunu belirtelim, AİHM kararında Perinçek’i 10 hâkim haklı görürken, 7’si haksız buldu. Perinçek’in haklı bulunması “Ermeni soykırımı yaşanmamıştır” anlamına gelmiyor, çünkü bu bir “düşünce özgürlüğü” davasıydı ve konusu Ermeni soykırımının olup olmadığını değil, olmadığını savunmanın mümkün olup olmadığıydı.
Perinçek’i haklı bulan 10 hakimin görüşü özetle şu:
“AİHM, Ermeni halkına 1915 ve sonrasında Osmanlı İmparatorluğu tarafından yaşatılan katliamların ve kitlesel tehcirin, terimin uluslararası hukuktaki anlamı dahilinde, soykırım olarak tanımlanıp tanımlanamayacağına dair, bu noktada hukuki olarak bağlayıcı bir hüküm vermeye gerek duymamaktadır.” Görüldüğü üzere Perinçek’i suçsuz gören 10 hâkim dahi, Ermenilerin “katledildiği”ni kabul ediyor, hatta bu katliamın “soykırım” olmadığını söylemiyor. Sadece “Lahey Adalet Divanı varken bu konuda karar verme yetkisi bizde değil” diyor.
Karşı oy yazan 7 hâkimin söyledikleri ise çok daha çarpıcı ve Türkiye aleyhinde ileride problem yaratabilecek düzeyde. Tam olarak şöyle diyor bu 7 hâkim karşı oy yazılarında: “Ermeni Soykırımı, açık bir biçimde var olan tarihsel bir gerçektir. Onu inkâr etmek, aşikâr olanı inkâr etmektir.”
Böylece sözde “Ermeni soykırımı” AİHM kararına girmiş oluyor.
AİHM kararı bir “zafer”se Ermeniler niye seviniyor?
İP-trollerin yaymaya çalıtığı havanın tersine Ermeniler de AİHM kararından son derece memnun. Ermeni cemaatinin yayın organı Agos’ta yazıldığına göre davaya müdahil olarak katılan İsviçre Ermenistan Derneği kararı şöyle yorumlamış: “Türk devleti ve Talat Paşa Komitesi, istedikleri şeyin tam tersini başardılar: Ermeni Soykırımı’na dair sesleri bastıramadılar. İsviçre’de ve dünyada bu suç, hiçbir zaman bu kadar detaylı bir şekilde ele alınmamıştı; artık bunun gerçek olduğuna dair geri alınamaz bir mutabakat oluştu. İsviçre Ermenistan Derneği küçük bir kurum olsa da büyük bir fırsat yakaladığının farkında; hem Doğu Perinçek’i tüm sonuçlarına katlanarak adalet önüne çıkardı, hem de Türkiye hükümetini hatalar yapmaya zorladı. Türkiye’dekiler de dahil olmak üzere, uluslararası insan hakları derneklerinin bir araya gelişi emsalsiz bir durumdu; böylece, Türk devletinin yalanlarının dağılmakta olduğu ortaya konmuş oldu. (…) Bu karar, bizde hayal kırıklığı yaratmış olsa da 2007 yargılamaları sırasında Talat Paşa Komitesi’nin inkârcılığının arkasında Türkiye’nin olduğunu ve bu anlamda suçlu İttihat ve Terakki rejimi ile bugünkü Türkiye hükümeti arasında hiçbir fark olmadığını, tüm dünyanın gözleri önünde ortaya koymayı başardık.”
Ermenistan’ın avukatı Clooney: “Karar Ermenistan için zaferdir”
Benzer şekilde Ermenistan’ın avukatı Amal Clooney ise şöyle yorumlamış kararı:
“AİHM’in, Doğu Perinçek ile İsviçre arasındaki davaya müdahil olan Ermenistan hükümeti adına sunduğumuz argümanları onaylamış olmasından dolayı mutluluk duyuyoruz. Karar, Ermenistan için bir zaferdir.
Ermenistan bu davaya tek bir sebeple müdahil oldu: Çünkü alt mahkeme, 1915’te Ermeni halkına uygulanan soykırım gerçeğiyle ilgili bazı şüpheler olduğunu dile getirdi. Müdafi olarak, Büyük Daire’nin de yaptığı gibi, bu ciddi hatayı düzeltmiş olduk. Açıklanan karar, Ermeni Soykırımı gerçeğini tartışmaya açmıyor. 10 yargıç, bu konuya değinilmemesi gerektiğini söylerken, 7 yargıç, ‘Ermeni Soykırımı tartışmasız tarihsel bir gerçektir.’ dedi. Karar, aynı zamanda Ermenilerin haklarının ve haysiyetlerinin Avrupa yasalarınca itibar edilip korunacağını gösteriyor. Bu haklara, Osmanlı Türklerinin, ulusun nüfusunun yarısından fazlasını imha etmesiyle oluşan toplumsal kimliğin tanınması da giriyor.”
“Ermenici” Baskın Oran’ın AİHM kararının ardından Perinçek’i kutlaması bir tesadüf değil. Nitekim Ermeni tarafı da kararı memnuniyetle karşıladı. Çünkü Ermeni meselesinin uluslararası hukuk için bir dava konusu olması onlar için en büyük zafer.
“Ermenici” Baskın Oran’ın AİHM kararının ardından Perinçek’i kutlaması bir tesadüf değil. Nitekim Ermeni tarafı da kararı memnuniyetle karşıladı. Çünkü Ermeni meselesinin uluslararası hukuk için bir dava konusu olması onlar için en büyük zafer.
Benzer sevinç nidaları Ermenici aydınlardan Baskın Oran tarafından yine Agos’ta dile getirildi. Kendisi de 10 yılı aşkın bir süre Aydınlık yazarlığı yapmış olan Oran, bu karardan dolayı Perinçek’e teşekkür ediyordu:
“Şimdi Perinçek kararı sayesinde İsviçre ve Fransa gibi ülkeler ‘Soykırım yoktur’ diyenlere saldıramayacak, Türkiye de ‘Soykırım vardır’ diyenlere. (…)Mahkeme, ‘1915 soykırım değildir’ DEMİYORDU. ‘Perinçek’in ‘1915 soykırım değildir’ demesini mahkum etmek ifade özgürlüğünün ihlalidir’ DİYORDU. Evet, Doğu Perinçek’e milletçe teşekkür ederiz. İroni yapmıyorum. Samimi söylüyorum.”
AİHM sözde Ermeni Soykırımı ile “Holokost”u birbirinden ayırdı mı?
İP-trollerin bir başka iddiası ise AİHM kararında sözde “Ermeni soykırımı” ile “Holokost”un (yani Nazilerin Yahudilere uyguladığı soykırımın) birbirinden ayrıldığı… Halbuki böyle bir durum yok. İP-troller her zamanki gibi gerçekleri çarpıtıyorlar.
AİHM kararında “holokost” özetle şu şekilde geçiyor:
“Ermeni soykırımını inkar etmekle Holokost’u inkar etmek birbirinden bağımsızdır. Çünkü İsviçre hem Holokostun yaşandığı coğrafyada yer almaktadır hem de Holokost mağdurlarının yoğun bir şekilde yaşadığı bir ülkedir. Halbuki Perinçek’in söylemleri İsviçre’de Ermeni toplumuyla Türkler arasında bir gerilim yaratmadığı gibi İsviçre’de yaşanmış bir olay hakkında da değildir.”
Şimdi böyle bir karar “AİHM sözde Ermeni soykırımının Holokost’tan farklı olduğuna hükmetti” gibi nasıl yorumlanabilir? Klasik bir Aydınlıkçı çarpıtma… Her seçim öncesi “Barajları aştık” deyip %0,2-0,3 oy almaya benziyor değil mi?
Sonuç olarak özetlemek gerekirse, yaşanan şu: Bir alacak-verecek davasında taraflar birbirine giriyor ve bir taraf (İsviçre) diğerini (Perinçek) hakaret ettiği gerekçesiyle mahkemeye veriyor. Mahkeme ise ortada bir hakaret olmadığına hükmediyor. Şimdi, bu sonuçla alacak-verecek davasını da kazandığınızı söyleyebilir misiniz?
Perinçek provokasyonu
Bu dava başlı başına bir provokasyondu. Perinçek yüzünden Türkiye ve Ermenistan bir AİHM davasında taraflar olarak yer almış oldu. Halbuki Türk devlet politikası sözde soykırım iddialarını hiçbir uluslararası mahkemede tartışmaya açmamaktır. Bunun nedeni de gayet açık, AİHM’i bu konuda yetkili kabul ederseniz, bütün tarihinizi Avrupalıların insafına (ve tabii kinine) teslim etmiş olursunuz. AİHM’in “yaşananların soykırım olup olmadığına karar vermesi gereken Lahey Adalet Divanı’dır” demesi büyük bir tehlike. Konu tam da Ermenilerin istediği şekilde Adalet Divanı’na gidebilir.
Ayrıca, bu davada Ermenistan’ın taraf olması da Türkiye açısından bir geri adım. Malum, Karabağ meselesi ve Ermenistan’ın anayasasındaki Doğu Anadolu’yu “Batı Ermenistan” olarak nitelendiren ifadeler yüzünden Türkiye Ermenistan ile diplomatik ilişki kurmuyor. Davayla ilgili Ermenilerin yazdıklarına bakarsanız, onların da AİHM’de taraf olmaktan ve bu durumun Türk tarafınca kabul edilmesinden son derece memnun olduklarını göreceksiniz.
Üstelik Perinçek ve Ermeni meselesi dendi mi, orada bir duracaksınız. Perinçek, sözde Ermeni soykırımı iddialarını 1974’teki mahkeme savunmasında “İttihatçı Kompradorlar yüz binlerce Ermeniyi katletti” diyerek ilk dile getiren insandır. Bakın “dile getiren” demiyoruz. “İlk” dile getiren diyoruz. Vatan hainliği değildir de nedir böyle bir şey savunmak? (Aynen, Bekaa’ya iki kere gidip Apo’ya sırıtarak gül vermek gibi) Bir gecede Maoculuğu bırakıp “ulusalcı” takılabilirsiniz. Ama vatan hainliğinden “vatan kahramanlığı”na geçmek öyle kolay değil, çocuk mu kandırıyorsunuz…
Kimileri Perinçek’i Ermeni meselesini bir seçim kampanyasına dönüştürmekle suçluyor. Anlaşılan provokasyonun bütün boyutu görülemiyor. 40 yıl önce sözde soykırım iddialarını “ilk kez” diye getirmiş biri çıkmış İsviçre’de bir provokasyon gerçekleştirmiş ve sonucundan Ermeni tarafı da memnun: Meselenin uluslararası hukuk konusu haline gelmesi sağlandı… İsviçre’deki davalar başladığından beri bu konuda uyarıyoruz kamuoyunu. Dediklerimizin doğruluğu sanırız artık anlaşılmıştır.
Zaten, Perinçek’in “milli kahraman” ilan edilmesi tam bir komedi. Bunu yapanlar sanırım Perinçek’in mahkemedeki savunmasını hiç okumamış. Mesela Perinçek şöyle diyor: “1915 sonrası Ermenilerin katledildiği gerçeğini reddetmiyorum.” Bu mu milli kahramanlık?
“Milli mesele” Perinçek’e emanet edilir mi?

..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder