5 Ağustos 2015 Çarşamba

Ey MHP’liler kurtulun şu Bahçeli’den


Ey MHP’liler kurtulun şu Bahçeli’den..,





Erkut Günsayar
03 AGUSTOS 2015

Hatırlanacağı üzere MHP 1969 yılında Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin yönetimini ele geçiren Alpaslan Türkeş’in partinin adını “Milliyetçi Hareket Partisi” olarak değiştirmesi ile oluşmuş bir partidir ve o tarihten bu yana partinin partiler yelpazesindeki yeri kısaca “milliyetçi sağ”dır.

“Milliyetçi mukaddesatçı” demiyorum zira onlar yıllar önce ayrılarak kendi partilerini kurdular. Alpaslan Türkeş’in 1997 yılındaki ölümünden kısa bir süre sonra da Devlet Bahçeli parti genel başkanı olmuştur ve on sekiz yıldır kesintisiz bir şekilde bu görevi sürdürmektedir. Konuya girerken daha açıklayıcı ve belirleyici olabilmek için bazı rakamların bilinmesinde yarar vardır. Alpaslan Türkeş’in liderliğinde girilen son seçim olan 1995 yılı seçimlerinde partinin aldığı oy oranı % 8.2 dir ve Bahçeli’nin genel başkanlığı döneminde girilen beş genel seçimde partinin aldığı oy da en altı 2002’de % 8.3, en üstü 1999’da % 17.9 olmak üzere hep % 8-17 bandı içinde seyretmiştir.

Gayet tabii ki tüm yerel seçimlerde aldığı oylar da bu bant içinde ve sonuçta bu parti kurulduğundan bu yana toplumun sadece küçük bir bölümünü temsil eden ve bu nedenle de siyaseten son derece başarısız olmuş bir partidir, dahası, ne trajikomik ki bu açık ve kesin başarısızlıklara rağmen aynı insan tam 18 yıldır bu partinin genel başkanlık koltuğunda oturmaya devam etmektedir.

MHP’nin radikal-köklü bir değişim gerçekleştirerek gerçek anlamda çağdaş bir merkez sağ partisine dönüşümünün son seçim kampanyası boyunca meydan meydan haykırdığı söylemlerinin en az dörtte üçünü RTE’yi ve AKP’yi yerden yere vurmaya ayıran ama Meclis’e girer girmez anında ve her sıkıştığında despot, dinci ve soyguncu iktidara destek çıkan ve Türk seçmen kitlesinin en az % 90’ı tarafından hiç sevilmeyen ve beğenilmeyen Bahçeli liderliğinde asla ve asla mümkün olamayacağını bildiğim için de ilk adım olarak bir şekilde genel başkanlıktan indirilmesini öneriyorum.

Anadolu’da en olumsuz koşullarda bile direnme anlamında parmağını bile oynatmadan durumu olduğu gibi kabullenen insanlar için üretilmiş çok güzel bir özdeyiş vardır, “üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi”, sanırım MHP tabanının hali melalini bundan güzel tanımlayan bir ifade olamaz. Partinin bilinen ve çıplak gözle bile görülebilen tek siyasi amacı “bir şekilde Meclis’e kapağı atmak ve olabilirse sağcı solcu demeden bir büyük partinin yanına küçük ortak olarak yanaşıp koalisyona girmek ve kendisine verilen üç beş bakanlıkta kadrolaşıp o bakanlıkların olanaklarından yararlanmak.”

Ve bu partinin 18 yıldır genel başkanlığı yapan D. Bahçeli namlı zat anlaşılan o ki bu durumdan en ufak bir rahatsızlık duymuyor ve “siyasi yaşamı boyunca ülkenin sosyo ekonomik sorunlarına dair tek laf etmeden ve çözüm önermeden ve sadece hamasi nutuklar atıp kendisi dışındaki her partiye ve kişiye veciz ve kafiyeli benzetmelerle hakaret etme dışında hiçbir şey yapmadan politika yapmaya devam ediyor”, ara sıra ve cılız seslerle yapılan “çekil artık” çağrılarını ise ya duymazdan geliyor ya da kaba bir şekilde tersliyor.

Bilenler bilir, demokrasilerin en temel kurallarından birisi “politikada başarısız olanların gitmesi ve yerlerine başarılı olması beklenenlerin gelmesidir”, ancak anlaşılan o ki bu kuralı başta genel başkanları MHP’lilerin de büyük çoğunluğu pek bilmiyor ve o nedenle bu partide bu anormal durum hiçbir kayda değer bir muhalefet ya da tepki ortaya çıkmadan ve değişmeden yıllardır sürüp gidiyor. Bu basit ve genel bilgilendirmelerden sonra yukarıda belirttiğim tablodan rahatsız olan ve veya olması gereken MHP’lilere bir çağrıda bulunmak isterim, “Ey MHP’liler, nasıl ve ne zaman yapabileceğinizi bilemiyorum ama kurtulun şu Bahçeli’den artık”, belli ki kendisi değil 10 seçim 110 seçim kaybetse bile yerinden kıpırdamayacak, daha açığı eğer sizler örgütlenip bir şeyler yapmazsanız beyefendi siyasi mevta haline gelmeden başınızdan hiç gitmeyecek ve siz de en az önümüzdeki 10-15 yılı daha bol bol boş ve anlamsız nutuklar dinleyip iktidar yüzü görmeden yaşayacaksınız.”

Aslında bu yazının amacı MHP’nin bu son derece başarısız genel başkandan kurtulmasını önermekle de sınırlı değil, en az onun kadar önemli ikinci önerim de partinin artık çağdaş demokrasilerde marjinal (yani kenarda köşede kalmış) bir siyasi görüş olarak kabul edilen “bir ülkede varolan değişik etnik kökenli vatandaşlar arasından sadece tek bir etnik grubun sözcülüğünü ve savunuculuğunu yapma ilkelliğinden kurtularak dini, dili, rengi veya kökeni ne olursa olsun bu ülkede yaşayan ve kendisini Türk olarak tanımlayan herkesi kucaklayan klasik ve çağdaş merkez sağ bir kitle partisi haline dönüşmesi” şeklinde.

Aslında en az birkaç yüz sayfalık bir rapor gerektiren bu konuyu bir makale sınırlarına indirebilmek için mecburen ana başlıkları vermekle ve onları da kısaca açıklamakla yetineceğim, kaldı ki yazımı okuyan ve azıcık siyaset bilgisine sahip olan herkesin ne demek istediğimi anlayacağına da eminim. Önerimin temel gerekçesi de şu, Türkiye’nin demokrasiye geçildiği 1950 yılından bu yana en büyük seçmen kitlesini oluşturan ve kısaca “siyasette demokrat ve parlamenter cumhuriyetçi, ekonomide liberal, dış siyasette batıcı ve barışçıl, inançlar konusunda da laik ama o ülkede varolan tüm inançların özgürce yaşanabilmesine saygılı ve hoşgörülü” olarak tanımlanabilecek olan merkez sağ seçmen kitlesinin halen bu ülkede gönül huzuruyla oy verebileceği “Gerçek merkez sağ” kimlikli bir siyasi parti bulunmaması ve bu boşluğun mevcut ülke koşullarında mutlaka doldurulması gereği.

Herkesin bildiği bu açık gerçeğin rakamlarla kanıtlanması için demokrasi tarihimizin üç güçlü merkez sağ partisinin ilk demokratik seçim olan 1950’den buyana aldıkları oy oranlarına bakmak yeterlidir, Demokrat Parti… 1950 / 52, 1954 / 54, 1957 / 47, Adalet Partisi.. 1965 /52.9, 1969 / 46.5, Anavatan Partisi.. 1983 / 45, 1987 ANAP DYP toplamı 55.4, 1991 DYP ANAP toplamı 51.

1991 yılından sonraki süreçte ise o dönemin merkez sağ partileri olan DYP’nin ve ANAP’ın önce M.Yılmaz – T.Çiller ikilisi, sonra da M.Ağar – E. Mumcu adlı kifayetsiz muhterislerin elinde eriyip gitmeleri ile Türk merkez sağı önce 1995’te % 38’e inmiş, arkadan gelen 1999 seçimlerinde ikisinin de baraj altında kalmaları ile de Türk siyasi hayatından silinip gitmiştir, Sonuçda da iktidar merkez sağ numarası yapan ama gerçekte tam anlamıyla antidemokrat, anticumhuriyetçi, antilaik, batı karşıtı ve soyguncu dinci sağa kalmıştır.

İşin bir diğer acı gerçeği de son 13 yılda yaşanan bunca hukuksuzluğa, yolsuzluğa ve iç dış felaketlere rağmen halen bu ülkede iktidar olabilme potansiyeline sahip gerçek anlamda bir merkez sağ parti bulunmamasının ötesinde bu amaca yönelik ciddi boyutlarda bir partileşme girişimi de olmamasıdır. Bütün bu nedenlerle ben ülke siyasetinin bu yaşamsal açığının giderilmesi ve ülkenin halen ülkeyi yönetmekte olan ve olası bir koalisyonda da lider parti olarak yönetecek olan AKP’den kurtulabilmesi için tek çıkışın MHP’nin radikal-köklü bir değişim ve gelişim gerçekleştirerek yakın gelecekte gerçek anlamda çağdaş bir merkez sağ partisi haline dönüşmesinde olduğunu görüyorum.

Böyle bir dönüşümün son seçim kampanyası boyunca meydan meydan haykırdığı söylemlerinin en az dörtte üçünü RTE’yi ve AKP’yi yerden yere vurmaya ayıran ama Meclis’e girer girmez anında ve her sıkıştığında despot, dinci ve soyguncu iktidara destek çıkan ve Türk seçmen kitlesinin en az % 90’ı tarafından hiç sevilmeyen ve beğenilmeyen Bahçeli liderliğinde asla ve asla mümkün olamayacağını bildiğim için de ilk adım olarak bir şekilde genel başkanlıktan indirilmesini öneriyorum.

İkinci aşamada da parti programının gerektiği şekilde değiştirilerek partiye çağdaş anlamda merkez sağ bir kimlik kazandırılmasını ve bu sayede mutlaka gerçekleşecek olan yeni ve kitlesel katılımlarla partinin güçlendirilmesini ve iktidar şansı olan bir parti haline dönüştürülmesini öneriyorum.

Unutmayınki kurucu genel başkanınız olan A.Türkeş de amacına ulaşmak için aynı yöntemi uygulamıştı. Ve son olarak, benzer dönüşümlerin benim partimde de yaşanmasını ve CHP’nin de radikal-köklü bir takım değişimler ve gelişimler gerçekleştirerek tüm uygar ve gelişmiş ülkelerde olduğu gibi iktidar potansiyeline sahip çağdaş anlamda sosyal demokrat bir parti haline gelmesini istiyorum.


http://www.turksolu.com.tr/ey-mhpliler-kurtulun-su-bahceliden/


..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder