TRAFİKTE ÇEKİCİ TERÖRÜ ( 3 & 4 & 5 )
Vakfın bütçe açığını çekiciler kapatıyor!
18.09.2014 00:20
Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyükşehirlerde araç sahibi vatandaşlar park sorunu ve aracının çekilmesi korkusu nedeniyle bir çok yere toplu taşıma araçlarını kullanarak gitmeye başladı. Vatandaşlara göre trafik polisi ile birlikte çalışan İstanbul ve Ankara’daki çekiciler adeta çekilecek araç avcılığı yapıyor. “Duraklamanın” ve “park etmenin” yasak olduğu yerlerden araç çekilmesine karşı olmayan vatandaşlar, büyük bir dikkatle araçlarını park etmeye uygun bir yer arıyor. Ancak, bir süre sonra park ettikleri yere geldiklerinde araçlarını bulamıyorlar. Araç çekmenin amacı trafik akışını sağlamak olarak belirtiliyor ama hiç trafik akışının olmadığı yere park edilmiş araçlar da çekiliyor. Araçları bu şekilde çekilen bir çok vatandaş çareyi Tüketiciyi Koruma Derneği’ne (TÜKODER) başvurmakta buluyor.
Çocuklarına burs
TÜKODER Disiplin Kurulu Başkanı Avukat Şükran Eroğlu, İstanbul’da günde 400, yılda 135 bin civarında aracın bu şekilde çekildiğini kaydederek şunları söyledi: “Bu kadar çok araç çekilmesi elbette tesadüf değil. İstanbul’da bunun nedeni bütçesi her yıl açık veren İstanbul Trafik Vakfı’nı ayakta tutmaya çalışmak. Bu vakıf aynı zamanda üniversite, lise ve dengi okullarda okuyan kendi çalışanları ile trafik polislerinin çocuklarına burs da veriyor. Trafik Vakfı’ndan 2013-2014 öğretim yılında 49 üniversite 22 lise ve dengi okul olmak 71 öğrenci burs aldı. Bunların velilerinin tamamı Emniyet Müdürü, Amiri, Trafik Denetleme Komisyonu yöneticisi, trafik polisi, çekici idare amiri, çekici operatörü, çekici personeli, vakıf personeli ve otopark personeli gibi mesleklerden oluşuyor.”
Arabayı buldurma parası
Avukat Eroğlu, çekicilerin, arabaları çekmeden önce mutlaka anons etmek zorunda olduklarını kaydederek şöyle devam etti: “Eğer arabalar gerçekten bırakılmaması gereken noktalarda ise önce anons edecekler. Ve bu anonsu 3 kere tekrarlamaları gerekiyor. Eğer üçüncüde anonsa rağmen araba sahibi gelmezse ve araba o yerden kaldırılmazsa o zaman götürme yetkileri var. Ancak götürdükleri yerin neresi olduğu konusunda da bilgi vermeleri şart. İnsanlar çıkıyorlar arabalarını bulamıyorlar. Saatlerce arabalarını arıyorlar. Hatta bir vatandaş şöyle bir olay anlatmıştı. Öyle bir örgütlenme yapmışlar ki arabaları çekiyorlarmış. Daha sonra onlar arabalarını aramaya başladığı zaman birisi gelmiş. ‘Sizin arabalarınız falanca yerde’ demiş ve onları parayla oraya götürmüş. Yani bu şekilde organizasyonlar yapıp, bir de böyle araç sahiplerini mağdur ediyorlarmış.”
Çekiciler ve beraberindeki trafik polislerinin yetkilerinin yönetmeliklerle belirlendiğini belirten Eroğlu, şu uyarılarda bulundu: “Onların yetkileri belli. Bir kere önce anons edecekler. Gittikleri yer konusunda mutlaka bilgilendirme yapacaklar. Ve vatandaşa aldıkları bütün ücretleri de tek tek gösteren fişler vermek zorundalar. Çoğu zaman o fişleri de vermiyorlar. Parayı alıyorlar ama makbuzları vermiyorlar. Bu makbuzların da resmi makbuzlar olması gerekiyor. Biliyorsunuz şimdi birtakım derneklere de bu araç çekme yetkisi verildi. O derneklerin de resmi makbuzları olması gerekiyor. Ayrıca araç sahiplerinin, o derneklerin bu arabaları çekme konusunda yetkili olduklarına dair belgeleri de görme hakları var. Çünkü, yetkili mi değil mi bunu vatandaş bilemez. Dolayısıyla sürücü o belgeleri de görmeli. Ama mutlaka ve mutlaka resmi makbuzunu da almalı. Eğer o makbuzda fazla tahakkuk ettirilen alınmaması gereken bedeller varsa bu konuda kaymakamlıklarda Tüketici Hakem Heyetleri var. Oraya giderek mutlaka şikayet haklarını kullanıp, o bedelleri de geri istemeleri gerekiyor.”
Kurumlar vakıf doldu
Eroğlu, Trafik Vakfı’nın araç çekme yetkisi olamayacağı için yasa ve yönetmeliklerle oynandığına dikkat çekerek şunları kaydetti: “Bunlar bu işin yasasını, yönetmeliğini çıkarttılar. Yetkiler aldılar. Ama böyle bir yetki aslında olmamalıdır. Bunu devletin resmi polis teşkilatının yapması lazım. Ama biliyorsunuz adliyede de Adliye Teşkilatı Güçlendirme Vakfı kuruldu. Bizler aldığımız dosyaların parasını oraya ödüyoruz. Adliyenin otoparkının paraları o vakfa gidiyor. Böyle bir sistem geliştirildi. Nüfus Geliştirme Vakfı kuruldu. Tapuda gene vakıflar var. Yani gidiyorsunuz paraları oralara ödüyorsunuz. Böyle vakıflar kuruldu, bunlara yetkiler verildi. Bunlar devlet eliyle resmi hale getirildi.”
Yapılan işlemlerin hukuki zeminin bulunmadığını kaydeden Şükran Eroğlu, şöyle konuştu: “Biz bunlara karşıyız tabii ki. Bu iş direkt olarak devletin yetkisinde olmalı. Yani polis kendisi bizzat yapmalı bu işi. Resmen emniyet amirliğinin böyle bir birimi olmalı ve o birimin yetkisi olmalı. Onun dışında yetkilendirme yaparsanız suistimal olabiliyor. Bu konuda çok sayıda şikayet var. Hele hele özellikle benim de tanık olduğum şey hiç bir şekilde anons yapmıyorlar. Anons yapmadan gidip arabayı çekiyorlar. Bir de arabaların peşine düşüyorlar. Pusuda bekler gibi. Sonra da anons yapmadan gidip, önceden gözlerine kestirdikleri aracı çekiyorlar. Böyle olaylara ben de bir kaç kez tanık oldum.” Vakıfların, vakıf senetlerinde tanımlanmayan işleri yapmaları mümkün değildir diyen TÜKODER Başkanı Eroğlu, şunları kaydetti: “Ama bunlar ticari teşekkül oluşturmuşlar. Zaten bütün vakıf ve dernekler bu işleri yapabilmek için iktisadi işletmeler kurmak zorunda. 2012 yılı bilançolarına bakıldığında vakıf zarar ediyor. İstanbul Trafik Vakfı’nın gelirler toplamı 910 bin 347 lira; giderler toplamı ise 5 milyon 552 bin 81 lira. Gelir ve giderlere bakıldığında Vakfın 2012 yılındaki açığı yani zararı 4 milyon 641 bin 733 lira. Vakıf İktisadi İşletmesi’nin geliri ise 21 milyon 807 bin 89 lira. (Eski parayla yaklaşık 22 trilyon). Net kârı ise 5 milyon 18 bin 409 lira. Vakfın açığı, İktisadi İşletme’nin yaptığı karla kapatılıyor. Demek ki şu ortaya çıkıyor. İktisadi işletme, vakfın açığını kapatmak için de mümkün olduğu kadar çok araç çekmek zorunda.”
Eroğlu: Ranta dönüştürülmüş
TÜKODER Disiplin Kurulu Başkanı Avukat Şükran Eroğlu, “Mümkün olduğu kadar çok araç çekmenin ortamı yaratılıyor” dedi. Eroğlu şunları söyledi: Dolayısıyla bu, ‘sürücüler araçlarını nereye bırakırlarsa ben çekeceğim’ anlamına gelmektedir. Çoğu zaman hiç bir şekilde yasak olmayan yerlerden de çekiyorlar. Demek ki buradaki sistem tamamen bir kar etme, tüketicilerin sırtından rant sağlama, para kazanma sistemine dönüştürülmüş. Halbuki amaç bu değil biliyorsunuz, para kazanmak değil. Amaç trafik akışını sağlamak ve yasak noktalardaki parkları engellemek. Ama iş amacından sapıp para kazanmaya ve bu işi ranta dönüşünce bizde olduğu gibi hiç bir uygulamaya uymaksızın, teamüllere ya da yasalara, yönetmeliklere uymaksızın kendi kafalarına göre davranıyorlar. Ve bu noktada da çok fazla şikayet var. Trafik vakfı, İktisadi İşletmeler zinciri ile son derece belli ki bu iş bir ranta dönüştürülmüş. Bu sistemi bir an önce vatandaşı mağdur etmeyecek hale getirmek lazım. Çünkü buradaki amaç trafik akışını sağlamak ve yasak noktalardaki parkı engellemek olmalı. Buradan bir rant yaratma peşinde olunmamalı.”
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/trafikte-cekici-teroru-3-102961h.htm
Binlerce araç Otoparka çekilirken Hasar görüyor
19.09.2014
Çekiciler, yol kenarlarından dikkatsiz bir şekilde karga tulumba kaldırdıkları araçlara önemli ölçüde
zarar da veriyor. Vatandaşlar, sağlam bıraktıkları araçlarını çizik ya da darbedilmiş olarak alıyor
zarar da veriyor. Vatandaşlar, sağlam bıraktıkları araçlarını çizik ya da darbedilmiş olarak alıyor
İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde her gün onlarca vatandaş yol kenarına park ettikleri araçları için önce park cezası, ardından çekici ve otopark ücreti ödemek zorunda kalıyor. Sağlam araçlarını çizik ve darbeli olarak teslim almalarının yanısıra görevlilerin kaba davranışları da vatandaşı canından bezdiriyor. Yol kenarlarına park edilen araçlar karga tulumba çekilirken önemli hasarlar da oluşuyor. Bu durumdan mağdur olan Haber Türk TV spikeri Veyis Ateş, 2011 yılı Ekim ayında aracını çekerken düşüren Şişli Polis Hizmetleri Geliştirme ve Destekleme Derneği hakkında tazminat davası açmıştı. Ateş, 3 yıl önce açtığı tazminat davasını bir ay önce kazandı ve 10 bin liralık maddi zararını tazmin etti. Sunuculuk yapan Ateş, bir röportaj için gittiği Şişli’de aracını ‘Park yapılmaz’ yazısının bulunmadığı bir sokağa park etti. Röportajın ardından sokağa gelen sunucu, aracını bir marketin önünde ters dönmüş halde gördü. Görevliler aracı çekiciye yüklerken kaydırarak yere düşürmüştü.
Zarar varsa dava açın
Veyis Ateş, “O bölgede ‘park edilemez’ işareti olmadığı halde aracımı oradan çeken polis memuruna açtığım davanın 2. kısmı ise maalesef savcılığın gönderdiği yazıya rağmen kaymakam tarafından engellendi. Bürokratik yargıya olan isyanım hâlâ sürüyor” dedi. Bu kararın, aracı çekiciler tarafından çekilirken, zarar gören sürücüler için emsal niteliğinde olduğunu aktaran Veyis Ateş, sürücülere şu tavsiyelerde bulundu: “Vatandaş, ‘Nasıl olsa ben haksızım, yapılan işlem doğrudur, hukuk bana hak vermez’diye şikayet etmiyor. Aracınızı yanlış yere park etmiş olsanız bile otoparktan alırken mutlaka zarar görüp görmediğine bakın. Eğer zarar varsa bunu çekme işlemini yapan kurum karşılamak zorunda. Bunun gibi durumlarda maddi tazminat davası açıldığı takdirde kazanılma ihtimali yüksek.”
Kolay yönden kaynak
Veyis Ateş’in avukatı Cesim Parlak, aracı çekilip hasar gören hatta hakkında haksız ceza işlemi yapılan kişiler için onlarca davayı avukat olarak kendisinin açtığını belirterek şunları söyledi: “Açılan bu davalar, yapılan tüm şikâyetler maalesef İstanbul’da trafik polislerinin bu keyfe keder uygulamalarını durduramadı. Bu uygulamalar, toplum için artık çekilmez bir hale geldi. Trafikçilerin bu kadar hukuk tanımaz davranmalarının nedeni çok açık. Kolay yoldan Emniyet’e kaynak temin etmek. Trafik güvenliğini sağlamak temel amaç değildir. Israrla cezalar kesiliyor, haksız bir şekilde gelişi güzel güzergâhlarda sürücüleri taciz edercesine trafik uygulamaları yapılıyor. Sürücülerin, trafik polislerinin bu davranışlarına yönelik savcılıklara ve mahkemelere yaptıkları şikayetler dışında, Emniyet’e, Valiliğe, İçişleri Bakanlığı’na idari anlamdaki şikâyetleri de bu haksız uygulamaları sonlandıramıyor.” İstanbul’da Trafik Vakfı’na ait çekiciler dışında herhangi bir çekicinin araç çekmesi yasak. Bu yasağa rağmen ilçe Emniyet Müdürlükleri bünyesindeki derneklerin çekicileri birbirleriyle yarışırcasına araç çekiyor. Bu dernek çekicilerinin binlerce araca zarar verdiği belirlendi. İstanbul’da en büyük paranın döndüğü derneklerin başında İlçe Emniyet Müdürlüğü dernekleri geliyor. Bu paralar denetimsiz ve kontrolsüz bir şekilde kullanılıyor. İstanbul ve Ankara Trafik Vakıf’larının araç çekme uygulamaları vatandaşları adeta canından bezdirmiş durumda. Aracın çekilmesi konusunda tüketici derneklerine yüzlerce şikayetçi başvuruyor. Hiç bir yerde sesini duyuramayanlar ise uğradıkları mağduriyeti sosyal medyada kamuoyu ile paylaşma yoluna gidiyor.
İşte vatandaş şikayetleri
Vatandaşların araç çekme konusundaki şikayetlerden bazıları şöyle:
Selçuk B.: “38 R**** plakalı aracımı Eyüp Sultan Türbesi arka taraflarında bulunan park arkasında apartman önüne geçici süre ile park ettim. Kısa zamanlı gidiş gelişimde ne yazık ki aracım trafiği engellemeyecek şekilde iken apartman önünden çekilmişti. İçişleri Bakanlığı’nın 28 Mart 2011 tarihli ve 2232/69243 no’lu talimatına rağmen çekici terörüne kim dur diyecek?”
Betül Ü.: “Maltepe minibüs yolu, otobüs durakları park halinde araçlarla doluyken ara sokakta, okula, hastaneye giden insanların arabalarını çekiyorlar. Kimse kolay kazanmıyor.”
Talip Ç.: “Zeytinburnu Olivium, Emniyet Müdürlüğü güzergahı üzerindeki caddede her gün keyfe keder boş yere arabaları çekiyorlar. Kendi arabamızı dükkanın önüne çektik. 2 dakika sonra arabayı çekmişler, arabanın dörtlüleri yanıyordu. Ama maalesef adaletin ve hukukun üstünlüğünden bahsedilen ülke bunların hepsinden yoksundur. Prim için, para için trafik vakfı araç çekiyor. Haklarında şikayette bulunacağız, gerçi kimi kime şikayet edeceğiz ki...”
Ayhan K.: “İstanbul Ataşehir Küçükbakkalköy Akbank’ın önünde aracımla kısa süreli durmak zorunda kaldım. Herhangi bir yasak tabelası da yoktu. Olay yerinin resimleri de elimde mevcut. Aracımın parkları açık ve dörtlüsü yanık vaziyetteydi. 5 dakikalık bir uzaklaşmam sırasında aracım çekiciye yüklenirken başına geldim ve itiraz ettim, yalvardım çekmeyin diye. Zorla çektiler otoparka. 80 TL çekici parası aldılar. Aracı çeken memurlardan şikayetçiyim. Beni mağdur ettiler. Zorla aracım çekildi. Ben aracın başına gelince kaldırmam konusunda uyarılmam gerekirken zorla çekildi.”
Hakan G.: “Park yasağı levhası olmayan bir ara sokaktan aracım çekildi. Fakat ‘Bekleme’ levhası olan yerde 45 dakika boyunca araçların hiçbirine dokunulmamıştır. Orada ‘Bekleme yapma’, ‘Park yasağı var’ diye park etmeyip tabela olmayan yere bıraktığım aracımın çekilmesi beni maddi ve manevi olarak zarara uğrattı. Aracımı çeken polis memuru bana borç para vererek oradan çıkmamı sağladı.”
Güvenlik için çektiler
Hakan Ç.: “Ataşehir Kayışdağı’nda bulunan İETT garajında şoförüm. Aracımı 8 yıldır çektiğim yere bıraktım. Akşam iş bitiminde aracımı bıraktığım yerde bulamadım, otoparka çekmişler. Gerekçe Başbakan’ın İETT garajına geleceğinden dolayı güvenlik tedbiri. Yani benim aracım park yasağının olduğu bir yerde değil. 80 lira ödedik, aracımızı teslim aldık. Şimdi benim anlamadığım güvenlik gerekçesi ile çekilen araçtan çekici ve otopark ücreti neden alınıyor? İki gün sonra da peşine ceza makbuzu gönderirler. Ben bunları ödemek zorunda mıyım? Ödemiş olduğum çekici ve otopark ücretinin iadesini talep ediyorum. Ayrıca ceza kesildi ise iptalini talep ediyorum.”
“Polislerin fotoğrafını çektim”
Çekici olayının tek kelimeyle “yasal bir mafya” olayı olduğunu belirten Batu Y. adındaki bir vatandaş, şunları söyledi: “Ne yazık ki durumun farkında olmayan bir çok vatandaşımız var. Yasalara hakim olanlar ise maalesef polisten çekiniyor. Şişli’de yasa dışı araç çeken polislerin fotoğraflarını çektim. Gerekli yerlere başvurmama rağmen sonuç alamadım. Lütfen bunlara taviz vermeyin. Sizin aracınız olmasa bile trafik akışını kesmeyen bir aracı çektiklerini görürseniz ne olur müdahale edin. Gidip ” Kardeşim bu araç trafiğin akışını engellemiyor, yeni yasaya göre aracı çekemezsin, ceza kes, bırak “ derseniz emin olun bırakır giderler. Ben bunu kaç defa yaptım. Bir iki defa tehdit edildim polis tarafından ancak olayın fotoğrafını çektiğimi görünce uzaklaştılar. Tekrar ediyorum, sadece başımıza gelince tepki göstermeyelim, bu otopark mafyası polislere taviz vermeyelim!”
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/trafikte-cekici-teroru-4-102996h.htm
Araç çekme eziyetini Meclis görmezden geldi
20.09.2014
Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde trafik vakıflarının araç çekerken vatandaşlara verdiği eziyeti Meclis gündemine taşıyan CHP’li Öğüt, “Önerge 1.5 yıldır gündeme alınmadı” dedi
CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, başta Ankara ve İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde trafik vakıfları tarafından park eden araçların otoparklara çekilmesi ve araçlarını almak isteyen vatandaşlardan para alınmasının araştırılması için verdiği önerge TBMM’de bir buçuk yıldır gündeme alınmadı. Öğüt, 23 Ocak 2013 günü kendisi haricinde 21 milletvekilinin daha verdiği imza ile trafik vakıflarınca vatandaşlara yaşatılan araç çekme eziyetinin TBMM tarafından araştırılması için önerge verdi. Öğüt önergesinde, uygulamanın trafik çilesini azaltmaya katkı sağlayıp sağlamadığı ve vakıflarca elde edilen gelirin usulüne uygun harcanıp harcanmadığının kurulacak bir Meclis Araştırma Komisyonu tarafından araştırılarak TBMM Genel Kurulu’na sunulmasını talep etti. Öğüt’ün önergesi henüz TBMM gündemine alınmadı.
Vakıf kara kutu
Öğüt, İstanbul’da Kadıköy’de yaşayan bir vatandaş olarak araç çekme işini inanılmaz boyutta hukuksuz olarak gördüğünü belirterek, şunları söyledi: “Trafikte tıkanıklığı engellemek için usulsüz park yapanlar için mutlaka bir yöntem bulunmalı. Yani ben hiç bir şekilde ’İsteyen istediği yere park etsin’demiyorum. ’Kafasına göre park etsin’demiyorum. Özellikle de ’Yollarda deprem için ayrılmış yerlere park etsin’demiyorum. Ama bir süs olarak konulan ’Dikkat deprem yoludur. Park yapılamaz’levhalarının çoğu kalktı. Biz günlük, haftalık işler yapıyoruz. Trafik Vakfı kesinlikle ve kesinlikle Türkiye’de birilerine rant sağlamak için düzenlenmiş bir vakıf. Yani orada kaç kişinin çalıştığı, kimlerin çalıştığı, nasıl çalıştığı, Emniyet’e ne katkısının olduğu, buralarda bu paraların nerelerde nasıl harcandığı konularında bizlere vakıf olduğu için doğru dürüst cevap verilmiyor.
Trafik vakıflarının araştırılmasının toplumsal bir zorunluluk haline geldiğini kaydeden CHP’li Öğüt, şöyle devam etti: ” Birilerinin mutlaka araştırmasını yapması lazım. Kimin akrabaları çalışıyor, kimlerin iş deposu, iş bulma kurumu gibi çalışıyor? Orada kaba saba davranışlarda bulunanların nereden cesaret aldıkları ortaya çıkarılmalı. Ben bizzat şahit oldum. Milletvekili olduktan sonra üç kere arabam çekildi. Üçünde de davranışları bir görseniz. Ben onlara ’Milletvekiliyim’bile demedim. Çok kaba davranışlarda bulundular. ’Git Emniyet Müdürüne söyle’gibi laflar ettiler. ’Yasak, çekemezsiniz’dediğim halde ’Ben anlamam, ben çektim’şeklinde söylemlerde bulundular.
Dokununca parayı istiyor
Öğüt, şunları kaydetti: “Bir de asıl problemlerden birisi, trafik çekicileri araç çekimi yaparken daha çok trafiği kapatıyorlar. Trafiğin en kalabalık olduğu zamanda vinçle kaldırarak araç çekiyorlar, yolları tıkıyorlar. Kimse korkudan hiç bir yere park edemiyor. Ama orada çekiciler değil yerel memurlar faaliyette. Aracını park ettiğin zaman cezayı kesiyor. Ne olduğunu anlamıyorsun. Yani burada ceza olmalı, yasaklar herkese uygulanmalı. Ama burada 200 lira park parası otomatik. Ana caddede benim gözümün önünde olan bir olay. Daha aracı çekilirken vatandaş geliyor. ’Vallahi değdik artık’diyor. ’Parayı vereceksin ondan sonra alacaksın. Otoparkın parasını alıyor, çekicinin parasını alıyor, park cezasını alıyor. Böyle inanılmaz bir rant düzeni dönüyor.”
Dokunulmazlık zırhı
Öğüt, gerekli gereksiz her yerden araçların çekildiğini öne sürerek şunları söyledi: “Ben bu işi bir kaç kere soru önergesi ile de TBMM’de gündeme getirdim. Hiç bir şey olmadı. Cevap bile yok. AKP’liler, inanılmaz bir çoğunluk psikolojisi içinde yerel hiç bir şeyle ilgilenmiyorlar. Bizim söylediğimiz genel de olsa ilgilenmiyorlar. Yerelde hiç bir şeyle ilgilenmiyorlar. Çünkü bu Trafik Vakfı tamamen adamların kontrolünde. Hükümetin kontrolünde bir yer. Bunları adeta dokunulmazlık zırhına almışlar. Ama bakarsanız resmi ilişki var mı? Organik ilişki var da resmi ilişki yok. Hükümetin bilmem kimi, AKP’nin bilmem kimidir diyemiyoruz. Ama çalışanlara bakarsak kesinlikle böyle bir ilişki var. ”
Öğüt, İstanbul Trafik Vakfı’nın zararları araçları çekim işi ve otoparkları işletmek için kurduğu İstanbul Trafik Vakfı İktisadi İşletmesi’nin gelirleri ile karşılandığına ayrıca kendi çalışanlarının çocuklarına da burs verdiklerine dikkat çekerek şöyle dedi: “Türkiye’de vakıflar, kesinlikle hayır kurumu ve yararlı bir kurum olarak bilinir. Ama şimdi vakıf deyince herkes huylanmaya başladı. Niye? Bir vakıf kurup herhangi bir şekilde, hükümetle de aran iyiyse bir sürü şeyin üstünü kapatmanın yolu ve yöntemi oldu. Bu vakıflar vasıtasıyla bir sürü şey bir yerlere aktarılıyor. O aktarılanların kimse adını sormuyor, soramıyor. O aktarmaların sonucunda da insanlar inanılmaz rantları birbirine kaydırıyor. Para transferleri gerçekleştiriyor. Bu çocuklara verilen burslar kazanılan paranın içinden, buharlaşan paranın yanında hiç bir şey değil.”
Canhıraş çekim
Trafik polislerinin, çekici şöförlerinin çocuklarına da burs verilebileceğini, sonuçta onların da memur çocuğu olduğuna işaret eden Öğüt, şöyle devam etti: “O da bir yolsuzluk veyahut usulsüzlük diyebiliriz. Ama burada ana sıkıntı şu: Sen bizim adamımız olarak ne kadar çok araç çekersen çocuğun o kadar çok burs alır noktasına getirirsen, bal tutan parmağını yalar pozisyonuna getirirsen bu iş olmaz. Hukuksuz olur. Dünya kadar şehit polis çocuğumuz var. Bunlara verilebilir, emekli polis çocuğumuz var bunlara verilebilir, dar gelirli polis çocuklarına verilebilir. Ama çekicileri kullananların çocuklarına, bu işte görevli polislerin çocuklarına verdiğiniz zaman onlar da canhıraş bir şekilde daha fazla araba çekmek için elinden gelen herşeyi yapacak. Onun için de daha kaba bir şekilde davranışlar içinde daha çok çekim yapmaya çalışıyorlar.”
Toplum oldukça tepkili
Milletvekili Öğüt, TBMM Başkanlığı’na sunduğu dilekçede şu konulara dikkat çekti: “Büyük şehirlerde her gün yüzlerce araç, Trafik Vakfı tarafından hatalı park ettiği gerekçesiyle yediemin otoparklarına çekilmektedir. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi kentlerde yaşayanlar konuyla ilgili büyük sıkıntı duymaktadır. Park ihlali yaptıkları için araçların yediemin otoparklarına çekilmesine vatandaşların yanı sıra tüketici dernekleri ve sivil toplum kuruluşları da tepki göstermektedir. Aracı çekilen vatandaşın ödediği ücret de düşündürücü. Vatandaş aracını almak üzere otoparka gittiği zaman 10 TL otopark ücreti, 60 TL çekici ücreti olmak üzere toplam 70 TL para ödüyor. 72 TL olan park ihlali cezası ise sonradan adrese gönderiliyor. Böylelikle ödenen ücret 142 TL’yi buluyor. Üstelik araçların çekildiği otoparklarda kredi kartı ile ödeme yapılamıyor, sadece nakit ödeme kabul ediliyor.”
Vakfın ücret alması yasal değil
CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, TBMM Başkanlığı’na verdiği dilekçesinde daha sonra, İstanbul ve Ankara’daki Trafik Vakıflarının araç çekme uygulamasının ne kadar yasal olduğunun ayrıca tartışma konusu olabileceğini belirterek şöyle dedi: “Çünkü her iki vakfın da vakıf senedinde araç çekmekle ilgili bir madde yer almıyor. Üstelik Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair 5072 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin (b) bendinde ’Dernek ve vakıflar, kamu kurum ve kuruluşlarının sundukları hizmetlerle ilgili olarak gerçek ve tüzel kişilerden ücret, bağış, katkı payı ve benzeri adlar altında herhangi bir karşılık alamaz’diye hükmediyor. Ne var ki ilgili hükme rağmen vatandaşlardan çekici ücretinin alınmasına devam ediliyor. Konuyu değerlendiren hukukçular vakıf senedinde yer almayan bir işlemi söz konusu vakıfların kesinlikle gerçekleştiremeyeceğini, konuyla ilgili bir dava açılması durumunda trafik vakıflarının suçlu bulunacağını belirtiyor. Vakıflar ise konuyla ilgili savunmalarında Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin çekilecek araçlarla ilgili maddelerine atıfta bulunuyor. Yönetmeliğin 119. maddesinde ’Yasaklanmış yerlerde ve hallerde park edilen araçlardan aşağıda sayılan yerlerde park etmiş olanlar esas ve usullerine uyularak yetkililerce kaldırılır’ibaresi mevcut ancak bu yetkilendirmenin Trafik Vakfı’na verildiğine dair bir bilgi yer almıyor.” CHP’li Öğüt, İçişleri Bakanlığı’nın araç çekme işlemleri ile ilgili artan şikâyetler üzerine harekete geçerek bu şikâyetleri incelemeye aldığının da kamuoyuna yansımasına dikkat çekerek; “uygulamadaki aksaklıkların tespiti, hangi yasal dayanakların söz konusu vakıflara uygulamayı gerçekleştirme hakkı tanıdığı, araç çekme işlemlerinde esas alınan kritelerin ne olduğu, uygulamanın trafik çilesini azalmaya katkı sağlayıp sağlamadığı, vakıflarca elde edilen gelirin harcama usul ve esaslarının ve alternatif çözüm önerilerinin tespit edilmesi” amacıyla “Anayasa’nın 98, TBMM’nin 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını” istedi.
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder