9 Aralık 2018 Pazar

TRT ŞEŞ VEYA ATEŞ DÜŞSÜN TÜRKÜN EVİNE. BÖLÜM 3

TRT ŞEŞ VEYA  ATEŞ DÜŞSÜN TÜRKÜN EVİNE. BÖLÜM 3



Dördüncü Bölüm: TRT ŞEŞ'in Yayınlanması ve Sonuçları; 

Kürtçe televizyon maratonunda yasanan süreç, TRT Ses'in 1 Ocak 2009'da yayına baslaması ile son bulmustur. 
TRT Ses, yayını bir yandan 2008 yılının son altı ayında gerçeklesen Türkiye'nin Kuzey Irak Açılımının sonu, öte yandan 2008 yazında baslayacak olan Kürt Açılımının ilk adımıdır. TRT Ses, 15 Agustos 1984'te PKK'nın gerçeklestirdigi 
Eruh baskınından sonra ulasmıs oldugu en önemli sonuçtur. 

Kürtçe televizyon tartısmalarının Özal döneminde gerçeklesen birinci asamasında “Kürtlerin de aslında Türk oldugunun anlatılması”, “PKK'nın ne kadar kanlı bir terör örgütü oldugunun anlatılması”, 2000'lerin basına rastlayan ikinci asamasında ise “bir tiyatro grubunun Kürtçe oyun oynayıp Kürtçülük yapması baska bir seydir, devletin vatandasıyla anlasması için Kürtçe kullanması baska bir seydir” seklinde psikolojik harekât kokan söylemler 2009'da ulasılan asamada artık geride kalmıstır. 

Bu asamada “Kürdistan” kelimelerinin rahatlıkla kullanılabildigi,19 “Kültürümüzü, mezarlarını bilmedigimiz aydınlarımızın, büyük insanlarımızı geri istiyoruz”20 denilebildigi, birçok siyasî ve kültürel Kürtçünün program hazırlayıp konuk olabildigi21 devlet eli ile Kürt milliyetçi televizyon yayınının gerçeklestigi sürece girilmistir. 

TRT Ses ile baslayan süreci yakından anlayabilmek için önce TRT Ses'in yayına basladıgı dönemde siyasetçilerin, akademisyen, gazeteci, yazar olan Kürt milliyetçilerinin ve PKK'lıların TRT Ses'e gösterdigi tepkileri irdeleyecegiz. Daha 
sonra TRT Ses'in Güneydogu Anadolu'da nasıl algılandıgını açıklamaya çalısacagız. Üçüncü olarak TRT Ses'in yayın içerigini ele alarak hangi amaca hizmet ettigini anlamaya çalısacagız. Dördüncü bölümde TRT Ses'te program yapanların siyasî görüslerini tahlil edecegiz. Son olarak ise TRT Ses'in mevcut yayın politikası ile Türkiye'nin milli birlik ve beraberligine ne kadar hizmet edebilecegini ele alacagız. 

TRT ŞEŞ YAYININA TEPKİLER 

TRT Ses televizyon yayınına devletin, siyasetin ve toplumun degisik kesimlerinden yogun ve farklı tepkiler gelmistir. 
Bu bölümde söz konusu tepkiler iki bölümde kısaca hatırlatılmak istenmistir. Birinci bölümde ele alınan tepkilerin sahipleri Cumhurbaskanı Abdullah Gül, Basbakan Recep Tayip Erdogan, CHP Genel Baskanı Deniz Baykal, MHP Genel Baskanı Devlet Bahçeli ve TSK'dır. İkinci bölümde ise PKK ve diger Kürtçü örgütlere mensup kisilerin TRT Ses konusundaki görüsleri ortaya konulmustur. 

Türk Siyasetçilerinin ve TSK'nın Tepkileri 

a- Cumhurbaskanı Abdullah Gül 

AKP iktidarının ilk yıllarında TRT Ses'in açılmasının gündemde degilken zamanın Dısisleri Bakan Abdullah Gül, özel televizyon kanallarında Kürtçe yayına bakısını söyle açıklamıstır: “Bunu TRT'nin yapması konusunda görüs var. 
Devlet eliyle yayın yaptıgınızda farkına varmadan ikinci bir resmi dil koyuyorsunuz. Oysa Türkiye'nin resmi dili Türkçe?dir. Biz herkese Türkçe ögretecek ve dilimizi zenginlestirecegiz. TRT yabancı bir dille yayın yapacak -ki buna Kürtçe diyelim- o zaman baskaları da çıkabilir Kürtçe yayına izin verir-sin, 
Karadeniz'den biri çıkıp Lazca yayın ister. Güneydogu'daki bazı vatandaslarımız Arapça yayın ister. Açar davayı, kazanır; TRT de bu dillerde yayın yapmak zorunda kalır. Devletin televizyonu ikinci dille yayın yaparsa, o dilin ikinci resmi dil gibi algılanması tehlikesi var...” 22 

Cumhurbaskanı Abdullah Gül ise Dıs Ysleri Bakanı Abdullah Gül'den farklı düsünmektedir. Cumhurbaskanı A. Gül, TRT'nin Kurmanç lehçesiyle yayın yapmasına dair yasayı 25. 06. 2008'de onaylamıstır. Yani Cumhurbaskanı A. 
Gül kendi ifadesi ile “ikinci resmi dil” tehlikesi yaratan bir süreci tetiklemistir. Cumhurbaskanı A. Gül, TRT Ses yayına basladıktan sonra “Bunu(TRTSes?in açılmasını kast ediyor) TRT'nin yapıyor olmasını yine çok anlamlı buluyorum. Bunun, halkımızın birligini, beraberligini daha da pekiştirecegini ümit ediyorum” demiştir. 23 

b- Başbakan Recep Tayyip Erdogan 

Basbakan Recep Tayyip Erdogan 5 Haziran 2003 tarihli TBMM Grup konusmasında su tespiti yapmıstır: "Özel kisiler ve sirketler, televizyon istasyonu radyo kurarak, gazete ve kitap çıkararak, kültürel haklarını geliştirebilirler… 
Bize göre devlet tüm bu süreçlerde denetleyici olmalıdır. Devletin baska dillerin ögretilmesine soyunmasına ya da baska dillerde tv-radyo yayını yapmasına gerek yoktur… Devleti denetleme fonksiyonu dısında islere sokmak dogru degildir ve uzun vadede üniter yapımızı sıkıntıya sokan gelismelere yol açar…" 

Görülmektedir ki, Cumhurbaskanı Gül ve Basbakan Erdogan da devlet eliyle Kürtçe televizyon yayının üniter yapıyı zedeleyecegi konusunda hemfikirler. Ama nedense uygulama noktasında üniter yapıyı sıkıntıya sokacak kararları almaktan 
da geri durmuyorlar. Bu durumda rahatlıkla ifade edebiliriz ki ülkemizi en üst düzeyde temsil eden iki makamın basında bulunanlar, kendi ifadeleri ile kendi ülkelerinin üniter yapısını bozacak faaliyetler içerisinde bulunmaktadırlar. 

c- CHP Genel Baskanı Deniz Baykal 

TRT Şeş hakkında en önemli görüslerden biri dönemin CHP Genel Baskanı Deniz Baykal'a aittir. TRT Ses'in yayına baslamasının hemen sonra CNN Türk'de Murat Yetkin ve Fikret Bila'ya açıklamalar yapan Deniz Baykal söyle demektedir: 
“Türkiye'de bir RTÜK düzeni vardır. O düzen içerisinde nasıl özel televizyonlar varsa Kürtçe yayın yapmayı uygun gören bir TV çıkar yapar. Buna hiç kimse hiçbir sey diyemez. Ama devletin parasının, devletin kaynaklarının, 70 milyonun parasının sadece bir kesim vatandaslarımızın etnik talepleri dogrultusunda 
harcanması dogru degildir.”24 Özetle Baykal TRT Ses'e karsı çıkmakta ancak özel Kürtçe televizyon yayını onaylamaktadır. AKP Hükümeti bir süre sonra Baykal'ın dediklerini de gerçeklestirip arzu eden özel TV'ye 24 saat Kürtçe yayın yapma hakkını tanıyan yönetmelik degisikligini gerçeklestirmistir. 

d- MHP Genel Baskanı Devlet Bahçeli 

TRT Ses konusunda en sert karsı görüsü MHP Genel Baskanı Devlet Bahçeli göstermistir. Bahçeli, AB'nin ilerleme raporlarında, Avrupa Parlamentosunun Türkiye raporlarında ve AB, ABD destekli kisi ve kurumların kampanyalarındaki 
isteklerle sivil çözüm-siyasal çözüm adı altında PKK'nın siyasallasma stratejisi çerçevesinde TRT'nin yayın hayatına geçirdigi Kürtçe televizyona dikkat çekerek, “Masum bir kültürel hakkın tanınması sorunu olarak Türkiye'nin önüne getirilen bu konunun PKK için tasıdıgı hayatî önem; Türk milletinden ayrı bir millet 
kimligi ve ayrı bir milli mensubiyet duygusu yaratılmasında dilin temel vasıta olmasından kaynaklanmaktadır. 
Kürtçe ögrenim ve yayın bu mihraklarca Türk milletinde bulusmus, kardeslerimizde farklı milli kimlik suuru yerlesmesinin en etkili vasıtası olarak görülmektedir. MHP, ortak dil ile milletlesme arasında kaçınılmaz bir tabiî bag oldugunu düsünmekte, müsterek bir milli dilin mevcudiyeti ile toplumsal 
dayanısma ve birlikte yasama arzusunun devamı arasında dogrudan ve yakın bir iliskinin olduguna inanmaktadır. Milli dil ile milli varlık ve milli beka arasındaki bagın kesintiye ugraması, tahrip edilmesi milletlesmenin geriye dönüsünü kaçınılmaz kılacak, bir arada yasayabilmenin asgarî müstereklerinin 
en önemlisini ortadan kaldıracaktır. Bu itibarla lehçeler agızlar, alt dil grupları yalnızca kültürel hatıralar olarak saygı ile anılmalı. Ana dil olarak hürmetle karsılanmalı, ancak esas olanın üst dile dogru dogal bir yükselisle bütün toplum fertlerinin bir dilden güç ve ilham almalarını saglamak olmalıdır.” 
25 demistir. 

Bahçeli, Ortak dil ile Milletlesme arasındaki paralellige vurgu yaparak aslında PKK'nın dil üzerinden bir ulus yaratma pesinde oldugunu çok etkili bir sekilde ifade etmistir. 

e- Türk Silahlı Kuvvetleri 

Tarihsel durusuna bakılır ise TRT Ses'e en fazla karsı çıkması beklenen kurum olan TSK'nın bu konudaki tavrı net olmaktan uzak olmustur. Genelkurmay Baskanlıgı Yletisim Dairesi Baskanı Tuggeneral Metin Gürak, DTP Genel Baskanı 
Ahmet Türk'ün DTP Meclis Grubunda Kurmançca konusmasına karsı çıkmıs, ancak TRT'nin Kürtçe yayın yapmasını “Üniter devlet ve ulus devlet yapısına zarar vermeyecek tedbirleri de göz önüne almak kaydıyla, devlet kültürel alanda bazı açılımlarda bulunabilir” açıklamasını yapmıstır.26 

Genelkurmay Baskanı Orgeneral Ylker Basbug ise “Bugün bölücü terör hareketinin temelinde etnik milliyetçilik vardır. Etnik kimliklerin anayasal güvenceye kavusturulması sık sık ve açıkça dile getirilmektedirler. 
Bu görüs, ulus devlet yapısını hedef almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti bireysel kalmak ve ulus devlet yapısına zarar vermemek sartıyla kültürel zenginliklerin yasanması ve yasatılması için gerekli düzenlemeleri gerçeklestirmistir” diyerek birinci olarak yerel özelliklerin bireysel olması, ikinci olarak günlük 
hayatta yasanması sartını ileri sürmüstür.27 

Tuggeneral Gürak'ın ifadeleri ile Orgeneral Basbug'un ifadeleri anlam bakımından çok farklı seyler ifade etmektedir. Bunu açıklayacak olursak; eger dil veya kültür TV'lere, okullara tasınırsa, kolektif kimlige dönüsür. Bunu da hiçbir 
devlet kabul etmez. Nitekim AYHM bu tür davaları hep reddetmistir.28 Anayasamızda oldugu gibi, evrensel hukuk da, dinsel, dilsel, etnik, ırk gibi gruplara herhangi bir hak tanınmıyor. Çünkü bu insanlar çogunluga mensup, esit bireydir. Çogunluga mensup demek, o milletin, o devletin neyi varsa onun sahibi ve koruyucusu olmak demektir. Bir de imtiyaz ve ayrıcalık istenemez. 

Azınlıklara gelince, bunların tespiti her devletin kendi yetkisindedir. Verilen haklar kolektif olmayıp, bireyseldir. Siyasî amaçla ve ayrımcılık için kullanılamaz, kendi kaderini tayin hakkı tanımaz.29 

PKK ve Diger Kürtçü Siyasetçilerin Görüşleri 

TRT Ses'in yayına baslaması süreci ile 29 Mart yerel seçimleri süreci paralel seyir ettigi için PKK ve siyasal uzantısı olan partinin yetkilileri TRT Ses'i seçim malzemesi haline getiremeyeceklerini, çünkü AKP'nin TRT Ses'in siyasî 
rantına talip oldugunu gördükleri için TRT Ses'in bir seçim yatırımı oldugu tezini islemislerdir. Ancak PKK ve yandasları el altından da devlet eli ile Kürtçe tele-vizyon yayınlarının baslamasının PKK'nın yürüttügü silahlı mücadelenin bir 
sonucu oldugunu iddia etmekten kaçınmamıslardır. Bu konuda PKK'nın haksız oldugunu ileri sürmek mümkün degildir. Çünkü Kürtçe televizyon, anadilde egitim hakkı ile birlikte PKK'nın her platformda dile getirdigi te-mel taleplerdir. 

PKK'nın özellikle yerel seçimlerden önce TRT Ses'e karsı çıkıyormus gibi görünmesinin altında yatan bir takım gerekçeler vardı. Bu gerekçeleri maddeler halinde sayacak olursak: 

<AKP'nin yerel seçimlerde bunu siyasi malzeme olarak kullanması. 
<Kendi yayın organı olan Roj TV, MMC ve Newroz TV'nin izleyici kitlesinde azalma olacagını düsünmesi. 
<Batı'da yürüttügü ezilmislik propagandasını bundan sonra kullanmakta zorlanacagını düsünmesi. 
<PKK taraftarı olmayan Kürtçelerin bu kanalı kullanacagını öngörmesi. 
<Bu kanalın PKK aleyhinde yayın yapacagını öngörmeleri. PKK'nın yukarıda sayılan gerekçelerinden “PKK aleyhinde yayın yapan bir araç haline gelmesi” hariç hemen hemen hepsi gerçeklesmistir. Ayrıca PKK'nın yerel seçimler öncesinde TRT 6(Ses)'e söylemsel olarak karsı çıkısı Türkiye genelinde AKP'nin elini güçlendirmesine neden olmustur. Söyle ki AKP Hükümeti yerel seçimler öncesinde oldu) -18. 1. 2009 Anf. (Not: Anf, PKK yayın organı Fırat Haber Ajansını ifade eder. ) 

“Bakın PKK TRT Ses'in açılmasına karsı çıkıyor, panige kapıldı. Demek ki attıgımız bu adım ne kadar isabetliymis” diyerek milli konularda hassas çevrelerin endiselerini yatıstırmaya çalısmıstır. Bir bakıma PKK, TRT Ses'e 
karsı çıkar gibi görülürken bile AKP'ye katkı sunmustur. 

PKK yandaslarının TRT Ses ile ilgili söylemlerinin neler olduguna bakacak olursak birinci kısımda sloganik bir sekilde karsı çıkıslar, ikinci olarak da “aslında bizim mücadelemizin ürünüdür” seklindeki tepkileri görebiliriz. 

a- PKK'nın TRT Ses'e Sloganik Karsı Çıkısları 

Bu karsı çıkısları çogunlukla PKK yandaslarının mitinglerinde açılan pankart ve PKK'nın siyasî kolu olan partinin önde gelenlerini sözleri ile açıklamak yerinde olacaktır. 

•  “TRT Ses Nilüfer ü Rojin Buye Cehs” (TRT Ses Nilüfer ve Rojin Sıpa oldu) 
•  “TRT Ses, Rojin buye Fahs” (TRT Ses, Rojin Fahise 29 Sadi Somuncuoglu, “a.g.y. , Yeniçag, 4 Mart 2009.” 
• “TRT Ru Res” (TRT Yüzü Kara)- 8. 2. 2009 Anf. 
• “Roj TV denge me ye” (Roj TV sesimizdir) -17. 1. 2009 Anf. 
• “ TRT Ses Rese Rese Rese” (TRT Ses Kara, Kara, Kara) “TRT Ses?e” -24. 1. 2009 Anf) 
• “TRT Ses Kur e”( TRT SesÇamur), “TRT Ses Sese, Rojin Cehse” (TRT Ses Sıpa) -25. 1. 2009 Anf. 
• “TRT Ses nin e TRT Cehse” (TRT Ses Degil, TRT Sıpa), “Kahrolsun TRT Ses, Yasasın Roj Tv”, “ TRT Ses Rojin Cehs” ( 11. 1. 2009 Anf) 
• DTP milletvekili Bengi Yıldız: “TRTSes?i sadece korucular izleyecek sanırım. Zaten halkımız da kanalın ismini Korucu TV koydu” 
• PKK elebasılarından Murat Karayılan “Bu kanala çıkan herkes, siyasî korucudur” 
• “TRT Ses kültürel koruculuktur”, 
• “TRT Ses Kürt kültürü ile Kürt siyasal iradesini kırmaya yönelmistir” (10-01-2009 www. gomanweb.com) 

b- PKK'nın TRT Şeş'i Sahiplenisi 

PKK görünürde TRT Ses'e karsı çıksa da onun açılısını terörün “haklılıgının” ispati için kullandıgı görülmektedir. 
Nitekim Diyarbakır Büyüksehir Belediye Baskanı Osman Baydemir'in tepkisi olmustur. Baydemir DTP'nin gerçeklestirdigi bir toplantıda kameraların önünde “Bu halkın dilini, kültürünü ve kimligini kabul etmeyenler, 20 yıldır verilen mücadele sonucu bunu kabul ettiler. Bu mücadele böyle devam ederse, yakında bu toprakların da adını kabullenecekler”30 diyerek TRT Ses'in açılmasını PKK'nın bir basarısı olarak sunmustur. 

PKK'nın Kandil'deki liderlerinden Cemil Bayık ise “AKP'nin bir takıyyesi de olsa, TRT Ses'in kendisi bile, Apo ve mücadelesinin ortaya çıkardıgı bir sonuçtur.”31 PKK'nın bir diger önde gelen yöneticisi Murat Karayılan, TRT Ses'in açılmasını kast ederek “Bu biçimde devlet görüsünde köklü bir degisiklige yol açılmıssa 
elbette ki bu verilen 30 yıllık mücadelenin bir sonucudur. Hareketimizin mücadelesi, 20 bine yakın kahramanımızın sahadeti olmasaydı ne herhangi bir Kürt kızı böyle ozan olabilirdi, ne de öyle Türk devleti, TRT'de Kürtçe kanal açabilirdi”32 diyerek TRT 6 (Ses)'in açılmasını PKK kazanımı olarak ortaya koymustur. 

PKK ve yandaslarınca yapılan açıklamalarında gözlenen çeliski aslında profesyonelce uygulanmakta olan bir projeden baska bir sey degildir. TRT Ses'in Kürtçe yayına geçmesi önemli ve de yeterli görülmeyerek ileriye dönük 
taleplerin -ki bunların en basında anadilde egitim geliyor önünün açık olması hedeflenmistir. 

PKK'nın yukarıda örnekleri verilen açıklamaları da göstermektedir ki, terör sürecinde etnik meselelerde verilen her taviz, her reform girisimi sadece terör örgütünün isine yaramakta ve yeni bir tavizi gerektirmekte, terör örgütünün 
siyasal tabanını güçlendirmesine neden olmaktadır. 


4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder