TRT ŞEŞ VEYA ATEŞ DÜŞSÜN TÜRKÜN EVİNE, BÖLÜM 6
TRT ŞEŞ TÜRKÇE'YE ROJ TV'DEN DAHA AZ YER VERİYOR
Med TV ve Medya TV ilk yayına basladıklarında yayınlarının yarıdan fazlası Türkçe idi. Su an bunların devamı niteliginde olan Roj TV'de de bazı programlar ve özellikle haberlerin bir bölümü Türkçe yayınlanmaktadır. Oysa TRT Ses'in “Kürtlere Kürtçe televizyon; Türklere Türkçe televizyon” gibi, Türkiye gerçegiyle bagdasmayan yapay ayrılıkları zorladıgı görüldü. Türkan Soray'ın “Al Yazmalım” filmi Kürtçe oynamaktadır. Hâlbuki Kürt kökenli yurttaslarımız, o filmin Türkçesini çok daha iyi anlarlar. Türkan Soray'ın filmlerini bir televizyonda Türkçe, digerinde Kürtçe gösterin, Kürtçe bilen yurttasların büyük çogunlugu Türkçesini izler. Çünkü çogunluk, Türkçesini daha iyi anlar.
TRT Ses'te yayınlanan bir programda degerli müzikçimiz Cahit Berkay'la söylesi yapılıyor. Berkay Türkçe anlatıyor; TRT Ses'in degerli sunucusu ve sanatçı Nilüfer Akbal, Kürtçe?ye çevirmeye çabalıyor. Oysa televizyon izleyicileri,
Cahit Berkay'ın Türkçesini, Kürtçe çevirisinden çok daha iyi anlıyor. Ama TRT Ses'in yöneticileri öyle buyurmuslar.
TRT 6 Ses'in en büyük yanlısı, Türkçe?ye yabancı dil muamelesi yapmalarıdır. Oysa Türkçe, Kürt yurttaslarımız için yabancı dil degildir; ortak yasam dilidir; yalnız Türkiye ölçeginde degil, Kürt yurttaslar arasında da yerelligin ötesindeki
anlasma dilidir.51
TRT ŞEŞ'TE PROGRAMLARA DAMGASINI KÜRTÇÜLER VURMAKTADIRLAR
TRT Ses'te program hazırlayıp sunanların kimler oldugunu ve bunların siyasî görüslerinin ne oldugunum ortaya konulacagı bu bölümde örneklem olarak bazı isimler ele alınacaktır. Bu kisilerin siyasal görüs olarak üç ana grupta toplandıgı
görülmektedir: Kemal Burkay'a yakınlıgı ile bilinen Kürtçüler, Kürtçü-Yslamcı Nubihar Grubu, Nur Cemaatine mensup Yslamcı-Kürtçüler. Simdi bu isimleri ve TRT Ses için hazırladıkları programları inceleyebiliriz.
a) İhsan Aksoy: TRT Ses'te program yapan Yhsan Aksoy Türkiye Ysçi Partisi çatısı altında siyasete baslamıs, daha sonra Kürtçü çizgiye geçis yaparak Ankara DDKO'nun kurucuları arasında bulunmustur. 1971'de Diyarbakır'da Kürtçülük davasından hüküm giyerek, hapis yatmıstır. Daha sonra Kemal Burkay ile yakınlasıp yasadısı Türkiye Kürdistan Sosyalist Partisinin kurucuları arasında yer almıstır. 12 Eylülde yurt dısına çıkan Aksoy, burada da PKK ile yakınlaşıp PKK'nın yayın organı Serxwebun'da yazarlık yapmıstır. Programına nerede Kürtçü ve
federasyoncu varsa hemen hepsini konuk etmistir. Sertaç Bucak, Kemal Burkay bunlardan bazılarıdır.
Aksoy'un TRT Ses'te program yapmaya devam ederken verdigi bir röportajda kullanmıs oldugu ifadeler siyasî görüsünün Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ne kadar aykırı oldugunu ortaya koymaktadır: “Kürt halkı kendi kendisini yönetmek istiyor. Bu hangi biçimde olacak? Bunu halkın talebi ve somut kosullar belirleyecektir.
Bir halka ayrılma hakkını yasaklamaya veya bunu bir ayıp gibi göstermeye kimsenin yetkisi ve hakkı yoktur ve olamaz. Bir halkın gelecegini belirleme hakkı halkın kendisine aittir. ” 52
b) Latif Epözdemir: TRT Ses'te “Gulene Edebiyade” isimli bir program yapan Epözdemir, Barzanici geçmise sahip bir aileden gelmektedir. Bir dönem Barzani yanlısı Kürt-Kav'da yönetim kurulu üyeligi de yapan bu L. Epözdemir'in
aralarında Kemal Burkay yanlılarının da bulundugu Kürtçü internet sitelerinde yayınlanmıs yazılarından birkaç alıntı verelim: “Üniter ve tekçi yapı degismeden Kürtler anayasal hak esitligine kavusamazlar.”(...) 53
“Böyle diyoruz çünkü irademizi halkın iradesinin önüne koymak gibi bir hakkımız yok. Ancak özgür kosullarda, halk demokratik bir sekilde kendi gelecegini kendi belirleyebilir. Bu da günümüzde iki biçimde mümkündür. Ya demokratik esit ve gönüllü ve istege baglı federasyon ya da ayrılıp bagımsız devlet kurmak. Kuskusuz Kürtlerin kendi devletlerini kurması, ülkesini birlestirmesi kadar dogal ve insani bir hak yoktur. Bu ise tümü ile Kürtlerin kendi tercihine bırakılmalı dır.”54(…) “Devletin üniter yapısı degismez ise bu biçimi ile her iki halkın birlikte yan yana yasaması da güçlesir”(…)55 “Yüz yıla yakın bir zamandan beri Türkler, Kürtlerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürüp yagmalıyorlar. Her fırsatta
Kürtleri dövmekten de geri kalmıyorlar. Bu yüzden vatandaslık bagı, karsılıklı olarak saglam ve güçlü bir sekilde gelismemistir. Çünkü Türkler, Kürdistan'ı vatan degil, isgal etmislerdir. Hala orduları oradadır ve Kürt halkına olmadık eziyetler çektiriyorlar. Bu yüzden mevcut anayasaları ile ortak vatandaslık
olanaklı degil.”(…)56 “Simdi, gerçekçi olmak gerekir. Kürtler ulus olarak birlige kavusmadan, parçalı ülkelerini birlestirip özgürlüge dair tüm sorunlarını çözmeden bize devleti lüks görebilirler mi?”
Yukarıdaki yazıların sahibi bugün devletin televizyonunda, terörün sebeplerini ortadan kaldırmak, barısın tesis edilmesine yardımcı olmak, bireysel kültürel hakların saglanması amacıyla açıldıgı belirtilen kanalda Türk halkının ödedigi vergilerle verilen ücreti alarak program yapmaktadır.
c) Fırat Ceveri: TRT Şeş'te “Evroname” (Avrupa Mektubu) adlı programın hazırlayıcısı olan Ceveri, Ysveç'te yasamaktadır. Ysveç Yazarlar Birligi üyesi olan Ceveri, 12 Eylül döneminde Avrupa'ya kaçmıstır. Ceveri geçmiste sık sık Roj TV'de görülen bir kisiliktir. Programına Avrupa'da yasayan Kürtçü kadroları çıkarmakta ve onlara propaganda imkânı sunmaktadır. Ceveri, yasadısı PSK yanlılarını olusturdugu internet sitelerinde de zaman zaman yer almaktadır.
Fırat Ceveri, asagıdaki sözlerin sahibidir:
“Kürt siyasetini Kürtçe kullanmadıgı için elestiren biriyim. ”
“Muhabir: TRT 6 (Ses)'te “Kürdistan” gibi kavramlar kullanabiliyor musunuz?
Ceveri: Evet, ben birçok defa bu kavramı kullanmısım. Güney, Kuzey, Dogu, Batı gibi kavramları kullanmısım. Şimdiye kadar herhangi bir problem çıkmıs degil. ” 57
d) Müfit Yüksel: TRT Ses'te “Neynika Tarixe” (Tarihin Aynası) programını hazırlıyordu. Naksibendî seyhlerinden Molla Sadrettin Yüksel'in oglu olan sosyolog Müfit Yüksel Yslamcı-Kürtçü bir siyasal çizgiyi temsil etmektedir. İddialara göre hazırladıgı programlarda fazla Osmanlıcılık yaptıgı gerekçesi ile kanal yönetimi ile anlasamayıp programlarına son verdigi iddia edilmistir.
M. Yüksel, “Seyh Said hadisesi devletin bir provokasyonuydu aslında. Devletin bir anda bir seyi patlatmasıydı” tezini savunmaktadır.
Örneklerini verdigimiz kisiler haricinde Kürtçü, ayrılıkçı görüse sahip daha birçok kisi TRT Ses'te program hazırlayıp hem görüslerinin propagandasını yapma imkânını buluyorlar, hem de Türk halkının ödedigi vergilerle para kazanıyorlar.
TRT ŞEŞ'TE KONUKLAR
TRT Ses'e programlara davet edilen birçok kisinin siyasal Kürtçü bir dünya görüsüne sahip oldugu görülmektedir.
Bu bölümde TRT Ses'te sık sık görünen bazı program konukları ve siyasal tavırları analiz edilmistir.
Rosan Lezgin gibi Zazaların aslında Kürtlerin bir parçası oldugunu iddia eden ve bunun için mücadele veren, Zazacılık yapanları Türk Milliyetçilerin usakları olarak gören ayrıca “Rosan Lezgin benim Kürtlük adım. Devletin bana verdigi isimi kabul etmiyorum. Kürtlük adımı kulla-nıyorum” diye devleti tanımayan birisi TRT Ses'te programa çıkmaktadır. Yine Rosan Lezgin'e göre, “Bu bölgede nice milletler yasadı. En önemlileri Ermenilerdi. Kuzey Kürdistan'da Kürtçenin dısında bir çok yer ve köy isimleri Ermenice kökenlidir. 1930-1960 yılları arasında Türkçelestirilen isimlerin tarihsel hiç bir degeri yoktur. Bunlar, zorla dayatılmıs ırkçı isimlerdir. Örnegin, Tunceli gibi.”58
PKK'dan evvel var olan yasadısı Kürdistan Sosyalist Partisi(PSK) genel sekreteri Kemal Burkay, TRT Ses'in konukları arasındadır.
PSK'nın yayın organı olan “Dema Nu” adlı derginin yayın yönetmeni olan ve HAK-PAR'da aktif siyaset yapan Arif Sevinç ile yine PSK'dan Kemal Baysülen, eski HAK-PAR Genel Baskanı Sertaç Bucak TRT Ses'in konukları arasında
öne çıkmaktadırlar.
TRT Ses'in stüdyolarının en asina oldugu isim süphesiz Katılımcı Demokrasi Partisi(KADEP-Mesut Barzani'nin KDP'si ile telâffuzunun benzerligi dikkat çekicidir) Genel Baskanı olan Serafettin Elçi'dir. Kanala defalarca çıkıp propaganda yapma imkânı bulan Elçi, kamuoyunda bilindigi üzere yıllardır federatif yapıyı savunmaktadır.
Kanalda program yapan veyahut programlara konuk olanlara baktıgımızda, PKK haricindeki bütün Kürtçü, bölücü, ayrılıkçı fraksiyonlara mensup oldukları görülmektedir. Bu durum uzun vadede çok tehlikeli sonuçlara yol açabilir.
Temsil anlamında hep marjinal gruplara mensup olan, ama nedense merkez medya tarafından hep el üstünde tutulup “Kürt aydını” olarak lanse edilen, Kürt meselesinde agzını en hafifinden “federasyon” ile açıp “ayrılma hakkının”
verilmesine kadar götüren söz konusu kesimin kanalda program hazırlaması, sunması, programlara konuk edilmesi ve dahi kanal danısmanlıklarında görevlendirilmesi izaha muhtaç bir durumdur.
TRT ŞEŞ YAYINLARININ ANAYASA'YA AYKIRILIGI VE MİLLİ BÜTÜNLÜK İÇİN OLUŞTURDUĞU TEHDİT
PKK'nın kuruldugu tarihten beri en temel amacı ayrı bir Kürt ulusu insa etmektir. Bu konuda Sedat Laçiner, su tespiti yapmaktadır: “Yeni bir Kürt ulusunun temel sartı ise ortak bir dil ve kültürde standartlasmadır. Birbirinden çok farklı gelenekleri ve lehçeleri bulunan Kürt toplulukları bir birleri ile iletisim kurmakta dahi zorluk çekmektedirler. Bunun farkında olan örgüt 1990'ların ortasında ilk olarak Kürtçe?de standartlastırma faaliyetlerine hız verilmesini istemis, ikinci olarak ise Avrupa'da topragı olmayan bir Kürt milletinin olusturulmasını ve bunun ve bunun demokrasinin tüm imkânlarını kullanarak içinde bulundugu ülkeleri de kullanarak Türkiye üzerinde baskıda bulunulmasını planlamıstır. Bu projenin en önemli ayagı ise teknolojinin sagladıgı imkânlar sayesinde
mümkün hale gelen Kürtçe televizyon yayınıdır. ” 59
PKK söz konusu proje için milyonlarca dolar harcaması bosuna degildir. Avrupa'da illegal yollardan topladıgı paraları TV'ye yatıran örgüt, TV yayıncılıgında Irak'ın kuzeyindeki gruplardan daha ilerde yer almıstır. Çünkü PKK da çok iyi bilmektedir ki, televizyon, dogru amaçlar için kullanılırsa birlestirici bir unsur halini alabilecegi gibi kötü niyetle kullanıldıgı takdirde ayrısmanın en önemli aracı halini alabilir.
7 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder