TRT ŞEŞ VEYA ATEŞ DÜŞSÜN TÜRKÜN EVİNE, BÖLÜM 7
KÜRTÇE TV ÜZERİNDEN ORTAK DİL YARATMA POLİTİKASI
Çok fazla akademik bilgiye girmeden basından yapılacak alıntılar çerçevesinde verilen örneklerle aslında Türki-ye'de ve Ortadogu'da Kürtçe adı altında birbirleri ile anlasmak konusunda sıkıntı içinde olan bir dizi farklı lehçeden, hatta Zazaca-Kırmançça örneklerinde farklı dillerden bahsedilmektedir. Basında yer alan bazı tespitler bu durumu söyle sergilemektedir:
“Kürtçe stand-up sergileyen tiyatro oyuncusu Murat Batgi, Tunceli'deki oyununda halkın Kürtçe anlamadıgını görünce Türkçe devam etmek zorunda kalmıs. Batgi bunun nedenini Tunceli'de daha çok Zazaca konusulmasına baglıyor”60 Bingöl'de AKP seçim basarısı üzerine yapılan bir röportajda Vatan gazetesi muhabirine Bingöllü hamal Mehmet Canan söyle demektedir:
“19 Temmuz'da Leyla Zana geldi. Konusmasına Kürtçe basladı. Ama biz Zazayız Kürtçe bilmeyiz. 5 dakika Kürtçe konustu. Birisi kulagına bir seyler dedi ve Zana konusmasına Türkçe devam etti.” 61
2 Ocak 2009'da NTV tarafından Diyarbakır'da gerçeklestirilen sokak röportajı:
“Vatandaş: Yani iyidir yani, fena degil yani.
Soru: Dilinden anlayabiliyor musunuz?
Vatandaş: Çok degil, yani Lehçeleri biraz farklı.” 62
TRT Ses'in 1 Ocak'ta baslattıgı yayını olumlu buldugunu kaydeden hukukçu yazar Hüseyin Aygün, ancak, “Tunceli ve çevresinde Zazaca konusulması nedeniyle TRT 6'nın yeterince anlasılamadıgını söyledi.”63
“TBMM'nin yemin töreninde dikkati çeken bir kadın milletvekili Londra'da düzenlenen bir toplantıda Kürtçe konusur. Bir süre sonra salondan ugultular baslar ve konusulanların anlasılmadıgı ifade edilir.
Ve ancak Türkçe?ye dönülünce herkes konusulanı anlar.” 64
Yukarıda verdigimiz örneklerden de anlasılacagı gibi Dogu ve Güneydogu'da türdes bir Kürtçe konusulmamaktadır.
Ancak simdiye kadar mevcut olmaması bundan sonra olmayacagı anlamına gelmiyor. Zira Kürtçe televizyon politikasının büyük yanlıslarından dolayı orta ve uzun vadede pankürdizmin kültürel alt yapısını besleyecek bir süreç devlet
eli ve kaynakları ile gelistirilmektedir. Bu yanlıslıkları söyle sıralayabiliriz.
Örneklerini yukarıda verdigimiz Türkiye'de günlük hayatta kullanılmayan kelimelerin TRT Ses'te kullanılması sebepsiz degildir. Kullanılan söz konusu kelimelerin tamamına yakını Sorani kökenlidir. Geçtigimiz yıllarda Barzani yönetimi sürpriz bir karara imza atarak egitim dilini Soranice'ye çevirmistir. Kuzey Irak'ta yayın yapan Kurdistan TV, Kurdsat gibi kanallar uzun zamandan buyana Soranice yayın yapmakta-dırlar. TRT Ses'te kullanılan Soranice kelimeler yolu ile yavas yavas Türkçe?de kullanılan kelimeler atılması, uzun vadede türdes bir Kürtçe olusturulması hedeflenmektedir.
TRT ŞEŞ'TE ZAZACA
TRT Ses'te Zazaca yayına yer verilmesi düsülen yanlıslıkların en büyügüdür. Bu yolla Kurmanç lehçesi üst çatı olarak algılanacak ve Zazaca, Kurmançça'nın bir alt kolu olarak degerlendirilecektir. Zaten TRT Ses'te program yapan Kürtçülerin
hemen hemen tamamı Zazacayı Kürtçenin bir alt kolu olarak görmektedirler.
Nitekim Ystanbul'daki Kürt Enstitüsü mensuplarından ve Kürtçe Sözlük'ün yazarı olan Zana Farqin Kürtçe televizyonda Kurmanci ve Zazaki sivelerinin kullanılmasının uygun oldugunu belirterek “Zazakiler ve Kurmanciler kısmen de olsa birbirlerini anlamakta zorluk çekiyorlar. Ancak bu iki sivede yayın yapıldıgında problem ortadan kalkar. Bu da zaten zamanla tek siveye yani Kurmanciye döner”65 diyerek söz konusu hedefi açıga çıkarmaktadır.
Farqin'in belirttigi süreç TRT Ses'in Kurmanç agırlıklı olan fakat kısmen Zazaca ya da yer verilen yayın formatı sayesinde islemektedir. Özetle Zazalar bizzat devlet eliyle Kürtlesmeye dogru sürükleniyorlar.
Oysaki Zazaca Kürtçeden tamamen farklı özelliklere sahiptir, gramer yapısından tutun da kelime hazinesine kadar apayrı özellikler tasır. Kürtçüler, dildeki bazı benzerliklere dayanarak Zazacanın, Kürtçenin bir lehçesi oldugunu iddia
etmektedirler ki, bu bütünüyle yanlıştır. “ Bilim insanlarından B. Henning (1954), D. N. MacKenzie (196195),
T. L. Todd (1985), G. S. Asatrian-F. Vahman (1987-95), Joyce Blau (1989), P. Lecoq (1989), C. M. Jacobson (1993-97),
Jost Gippert (1993-96), M. Sandonato (1994), Ludwig Paul (1994-99) Zazacanın Kürtçenin bir lehçesi olmadıgı yönünde görüs
belirtmislerdir. Peter Lerch (1856), Friedrich Müller (1864), Albert von Le Coq (1901), Prof. Dr. G. Kôjima gibi dilbilimcilerin eserlerinde de Zazaca net bir şekilde özgün ve bagımsız bir dil olarak tasnif edilmistir.
Bunlardan Strasburg Üniversitesi'nden Japon dilbilimcisi Prof. Goichie Komija, Zazacayı ayrı bir dil olarak sınıflandırmakta, hatta daha ileri giderek bir Kürt dil grubunun bulunmadıgını, diger lehçelerin de ayrı bir dil hüviyeti tasıdıgını belirtmektedir. ”66
Kürtçülük ideolojisinin esiri olmus veyahut PKK yandası Zaza kökenliler hariç, Zazaların tamamı da Kürtlerden ayrı bir topluluk olduklarını ifade ederler. Hatta birçok Zaza, Kürtlerin asimilasyonuna maruz kalma tehlikesinden bahsetmekte dir. Kürt asimilasyonuna ugramamak adına siyasî tercihlerden tutun da hayatın her alanında bir araya gelip söz konusu tehlikeyi bertaraf etmeyi amaçlarlar. Son yapılan yerel seçimlere ya da ondan hemen önceki genel seçimlere bakılacak olursa Zazaların siyasî tercihlerini Kürtçü partiler dısında kullandıkları bariz bir sekilde görülecektir. Örnegin Kürtçü partiler Siverek(%22. 65), Hilvan (%24.
97), Mutki (DTP %2. 81), Solhan (DTP %2. 83), Bingöl(%34. 62), Palu(%0), Maden(%0. 66), Elazıg(%2. 40), Genç(% 8. 43), Çermik(%24. 47)
gibi Zazaların yogun olarak yasadıgı yerlerin hiçbirinde Kürtçülük yapan partilerin seçim kazanamadıgı bir gerçektir.
PKK bu gerçegin farkında oldugu için, kuruldugu ilk yıllardan itibaren Güneydogu'nun etnik yapısı üzerinde, özellikle de Zazalar üzerinde, önemli etüt çalısmalarında bulunmustur. PKK lideri Öcalan, gazeteci Rafet Ballı'ya
verdigi röportajda bu hususu söyle itiraf ediyor. “PKK'da bir sentez var... Alevi yörelerde PKK gelisiyor. Zazalar içinde denilebilir. Zazaların oldugu yerde de PKK gelisiyor... Yani Alevinin de, Sünni'nin de, Karsın da, Agrı'nın da, Urfa'nın da, Mardin'in de olumlu olumsuz özellikleri nelerdir, bunları nasıl birlestirebiliriz
diye bölge çapında degerlendirmeler yaptık. Sonuçta PKK'da bir sentez olustu.” 67
TRT Ses'in yayına baslamasının hemen ertesinde Dersim Dernekleri Federasyonu ve Tunceli Dernekleri Federasyonu'nun birlikte hareket ederek Cumhurbaskanlıgına ve Basbakanlıga sundukları “Biz Tunceli(Dersim ve çevre
illerde yasayan insanlar Dersimce (Dimilice-Zazaca) konusmaktayız. Dersimce kendi basına bir dildir ve milyonlarca insan tarafından konusulmaktadır. Dersimce (Dimilice-Zazaca) dilinde de TV yayını talep ediyoruz”68seklindeki basvuruları üzerine PKK yandaslarının âdeta paçalarının tutustugunu görmekteyiz. PKK'lı grup düzenledikleri basın açıklamasında “Kürt olmadıklarını iddia eden bu çerçeveleri siyasal koruculuk pesindedirler... Kürt olmamak için bir zamanlar ‘Zazaca?, ‘Zaza ulusu?diyenler, tutmayınca bu sefer ‘Dersimce?
diye yeni bir dil ve halk icat ettiler. Söz konusu kisiler, ‘Dersimce? konusup koruculuk yapmak istemektedirler” 69 demistir. Örnekte de görüldügü gibi, Zazaların Kürtlestirilmesi plânına uymayan her türlü faaliyet anında bertaraf edilmeye çalısılmaktadır.
Hal böyle iken devlet tarafından Zazalara yönelik farklı politikalar ve çalısmalar üretilmesine acil ihtiyaç hâsıl oldugu halde, bizzat devlet eliyle Zazacayı Kürtçe potasına sokmanın ve Zaza kökenli vatandaslarımızı Kürtçülerin kucagına atmanın milli güvenlik açısından ciddi tehlikelere yol açacagı muhakkaktır.
PKK yandasları, Turksat uydusu üzerinden yayın yapan Alevi televizyonlarından oldukça rahatsız olmuslardır. Daha önceleri Roj TV, MMC TV, Newroz TV gibi PKK yayın organlarını takip ettigini düsündükleri Alevi vatandaslarımızın söz konusu kanallar açıldıktan sonra yavas yavas kendilerinden koptugunu fark ettiklerinden dolayı Alevi kanalları aleyhine baslattıkları kampanyayı, tehdide kadar ilerletmislerdir.
Alevi televizyonları olan Denge TV, Su TV, Düzgün TV, Cem TV, Yol TV ve Dem TV'nin özgün ve Kürtçe müzik agırlıklı olarak devam ettirdikleri yayın politikası sayesinde, Roj TV'nin önemli oranda seyircisini kendilerine yöneltmesiyle,
örgüt panige kapılarak bu kuruluslarda çalısanları ve bu kurulusların yöneticilerini tehdit etmeye baslamıstır.70 Çogu Almanya'da kurulan ve PKK propagandası yapan, kıskırtıcı, düzeysiz örgüt yayınlarından bıkan kitleyi kendilerine çekmeyi basaran Alevi televizyonlarını arayan PKK'lılar, “Bu kanalları devlet kurdurdu; bunun hesabını soracagız' türünden tehditler savurmuslardır. Son olarak Almanya'nın Dortmund kentinde yayın yapan Düzgün TV'nin sahibi ve genel müdürü, PKK'nın yayın organı olan ve Avrupa'da yayınlanan Özgür Politika gazetesi tarafından Kürt düsmanı olarak lanse edilmis ve üstü kapalı tehdit edilmistir.”71
8 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder