1 MART TESKERESİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1 MART TESKERESİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Eylül 2017 Salı

Barzaninin Kerkük ve Musulu istemesi Ankara Antlaşmasına Aykırı,



   Barzaninin Kerkük ve Musulu istemesi Ankara Antlaşmasına Aykırı,



Barzani'nin Kerkük ve Musul'u istemesi, Ankara Antlaşması'na aykırı

Ali Serdar Bolat 

10 Aralık günü Barzani, Partisinin kongresinde, " Kerkük Kürdistan'ındır, bunu tartışmaya dahi açmıyoruz " dedi.

Salondaki AKP, CHP Miletvekilleri ve elçilerimiz bu iddiaya cevap veremediler.
Musul ve Kerkük Misak-ı Milli'ye dahildir.
İngilizler, Şeyh Sait'e isyan çıkarttırarak ordumuzu meşgul ettiler ve bu yüzden Musul'a askeri harekat yapamadık.
1926 Ankara Antlaşması ile de Musul'u Irak'a bıraktık.
Yani Musul ve Kerkük, Irak Devleti'ne bırakılmıştır.
Musul ve Kerkük'ün Barzani Devleti'nin kontroluna geçmesi Ankara Antlaşması'nın açık ihlalidir.

Bu durumda Türkiye, Antlaşmaya aykırı olan bu emrivakiyi kabul edemez.
Musul ve Kerkük eğer Irak Devleti'nin kontrolünde olmayacaksa, Türkiye bu bölgeler üzerindeki hak iddiasını tekrar öne sürebilir.

Kesinlikle Barzani Devleti sınırları içine sokulamaz.

Bu konuyu bilen Dışişleri bürokratları yok mudur? Siyasi partilere bu konuda bilgi vermemekte midirler?

Antlaşma metnini bulamadım. Antlaşmada Kerkük ile ilgili bölüm var mıdır? Bulan arkadaş varsa lütfen göndersin, inceleyelim, siyasal bilgiler mezunlarından görüş isteyelim.


Beschreibung: Beschreibung: cid:image001.png@01CB9F1E.2F2329E0

KDP (Kürdistan Demokrat Partisi) Başkanı Mesud Barzani, aynı zamanda KDP ve KYB bölgelerini kapsayan Kürdistan Bölgesel Yönetiminin Başkanı
KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği) Başkanı Celal Talabani, aynı zamanda Irak Cumhurbaşkanı


Beschreibung: Beschreibung: cid:image002.png@01CB9F1E.2F2329E0

          Bölge                      Şehir

1.      Bağdat () (Bağdat)
2.      Selahattin () (Tikrit)
3.      Diyala () (Bakuba)
4.      Vasit () (Kut)
5.      Maysan () (Amara)
6.      Basra () (Basra)
7.      Zi Kar () (Nasiriye)
8.      Mutanna () (Samava)
9.      Kadisiye () (Divaniye)
10.  Babil () (Hilla)
11.  Kerbela () (Kerbela)
12.  Necef () (Necef = An Nacaf)
13.  Anbar () (Ramadi)
14.  Nineve () (Musul = Al Mawsil)
15.  Duhok () (Duhok = Dahuk)
16.  Erbil () (Erbil = Arbil))
17.  Kerkük () (Kerkük = Kirkuk)
18.  Süleymaniye () (Süleymaniye)


Lozan Barış Antlaşması'ndan sonra Türkiye'nin uğraştığı sorunlardan biri de Irak sınırı ve Musul sorunudur.İngiltere ile Türkiye arasında barışı tehlikeye sokan Musul sorunu zorlukla çözümlenebildi. Musul Mondros Ateşkes Antlaşması'nın imzalandığı sırada Osmanlı Devleti'ne bağlıydı.Yüzyıllarca Türk egemenliğinde kalan ve yüzde doksanı Türk olan Musul daha sonra Misak- Milli sınırları içinde de yer aldı.

İngiltere,Mondros Ateşkes Antlaşması'nın 7.maddesine dayanarak, antlaşmanın imzalanmasından birkaç gün sonra Musul'u işgal etti.Milli Mücadelenin zor koşulları  içinde TBMM Hükümeti bu bölge ile ilgilenemedi.
Türkiye, Lozan Konferansı'nda Musul'un Misak-ı Milli sınırları içerisinde yer aldığını söyleyerek İngiltere'den Musul'un kendisine bırakılmasını istedi. 


İngiltere,bu bölgenin  Milletler Cemiyeti'ne götürülmesi kararlaştırıldı.

Musul sorununun çözümlenmesi için İngilizlerle ilk kez 1924 yılında İstanbul'da Haliç Konferansı'nda görüşmeler yapıldı.Bu görüşmelerde İngilizler çok fazla istekte bulunduklarından dolayı anlaşmaya varılamadı.Haliç Konferansı'nın başarısızlıkla sona ermesinden sonra İngilizler isteklerini zorla kabul ettirmek için bazı olayları bahane ederek Türk Hükümeti'ne bir ültimatom verdiler.   Ültimatomda,istekleri kabul edilmeyecek olursa askeri girişimlerde bulunacaklarını açıklıyorlardı. 

Türk Hükümeti bu ültimatoma verdiği karşılıkta,sınırlarını ve bağımsızlığını korumak için her türlü önlemi alacağını bildirdi.Bu kesin karar karşısında, İngiltere Hükümeti herhangi bir harekette bulunmaya cesaret edemedi.Fakat Şeyh Sait İsyanı nedeniyle gerekli askeri harekat yapılamadı.

Bunun üzerine,1926 yılında Musul Sorunu Milletler Cemiyeti'ne götürüldü.Sorun burada da çözümlenemeyince Yüksek Adalet Divanı'na verildi.Ama burada da olumlu bir sonuç alınamadı. Nihayet, İngilizlerle Ankara'da bu konu üzerinde yapılan görüşmeler bir anlaşma ile sona erdi.
Sonuç olarak 5 Haziran 1926 tarihinde Ankara Antlaşması imzalandı.

Ankara Antlaşması'na göre;

·         Musul Irak'a ait olacak.
·         Irak Musul'dan elde ettiği petrol gelirinin % 10'unu 25 yıllık bir süre için Türkiye'ye verilecek.
·         Hakkari sınırında Türkiye lehine düzeltme yapılacaktı.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Ankara_Antla%C5%9Fmas%C4%B1_(1926)


Barzani hedefini açıkladı: Birleşik Kürdistan

Ali Serdar Bolat


 Beschreibung: Beschreibung: cid:image005.jpg@01CB9F1E.2F2329E0

Irak'ın kuzeyinde Amerika'nın desteği ile kurulmuş olan Kukla Devletin başında peşmerge reisi Mesud Barzani var.
Barzani'nin lideri olduğu Irak Kürdistan Demokrat Partisi'nin (IKDP) kongresi 10 Aralık günü Kukla Devletin başkenti Erbil'de toplandı.
Kongreye 1500 delege ve 1000 civarında diplomat, siyasetçi ve gazeteci katıldı.
Barzani, kongrede yaptığı konuşmada Kerkük hakkında şunları söyledi:
“Sorunlu bölgeler özellikle de Kerkük tüm halkların yaşam kenti olacak.
Kerkük Kürdistanındır, bunu tartışmaya dahi açmıyoruz. Sorunlu bölgelerin bizim tarafa geçmesi, orada yaşayanlar için olumlu olur”

Birleşik Kürdistan oluşturmak istediklerini söyleyen Barzani bu konuda şunları kaydetti:
“Birleşik Kürdistan istiyoruz.
Kürtler tek parça ve bölünemezler. Kürtler parça parça olamazlar artık.
Kürtler tek vücuttur ve dil ekseninde bölünemezler. Çok farklı lehçeler olsa bile, Kürtçe tek dildir."

Kurultaya Türkiye'den katılanlar;

AKP Genel Başkan Yardımcıları Ömer Çelik ve Abdülkadir Aksu ile Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik, özel bir uçakla Ankara'dan Erbil'e uçtular.
Onları Erbil havaalanında Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen ve Kürdistan Demokrat Partisi Dış İlişkileri Sorumlusu 
Sefin Dizayi karşıladı.



Diğer katılımcılar:

CHP Genel Başkan Yardımcısı Mesut Değer, BDP’li Bengi Yıldız, Hamit Geylani ve Eski DEP milletvekili Leyla Zana
Kurultaya katılan Irak yöneticileri
Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Başbakan Nuri el-Maliki
Abdülkadir Aksu: "İlişkilerimiz derinleşiyor"
Kongrede konuşma yapan AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu şunları söyledi:
“Irak Kürt bölgesi ile önceliklerimiz örtüşmektedir. Ekonomilerimiz birbirini tamamlamaktadır. Erbil Başkonsolosluğumuz, bu yılın mart ayında açılmıştır. 
Başkan Barzani’nin liderliğindeki Irak Kürt bölgesel yönetiminin ülkemizle olan ilişkilerini derinleştirme, çeşitlendirme ve geliştirmeye katkısını önemsiyoruz. 
Diğer taraftan bölgemizde artık radikal ideolojiler ve terör yöntemlerinin miadı dolmuştur. Türkiye Iraklı Kürt kardeşleriyle dayanışma içinde olmaya devam edecektir”

(Yukardaki bölüm http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=43271 sayfasından derlenmiştir ASB)

Türkiye'den katılanlar, Kerkük'ün Kürdistan'a ait olduğunu söyleyip Türkiye'den toprak isteyen Barzani'yi kuzu kuzu dinleyip alkışladılar.
Aksu da "Başkan Barzani" yi yıkayıp yağladı. Mesut Değer sesini çıkarmadı, BDP'liler zevkten beş köşe oldular.

"Kürt açılımı" böylece birkaç adım birden ileri gitmiş oldu.

Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin Başkanıdır.
Yani Öcalan'ın Türkiye Cumhurbaşkanı olduğunu düşünün. İşte aynen öyle.
Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari de Barzani'nin partisinden.
Bölücüler Irak'ın başına geçmiş Amerika sayesinde...


https://groups.google.com/forum/#!topic/turkcutavir/JF7ikPFG0Y8


***

15 Aralık 2015 Salı

1 KOYUP, 3 ALDIK MI.?



1  KOYUP 3 ALDIK MI.?



   Turgut Özal, ABD ile birlikte Irak'a girmeyi savunmuş, " Bir Koyup Üç Alacağız " demişti. Türkiye'nin kaçın kaçını aldığı, kısa sürede anlaşıldı. Daha vahimi, ABD gelip sınır komşumuz oldu. Her seferinde TBMM'den geçen tezkere ile görev süresi uzatılan Çekiç Güç himayesinde PKK gelişti. Irak'ın kuzeyinde Kürdistan'ın temelleri atıldı. Barzani hızla güçlendi.  Kürt Özerk Bölgesi'nin altyapısı o dönemde kuruldu.
 

Ve gelinen noktada bu bölgede şöyle bir tablo çıktı ortaya:


Irak'taki Kürt bölgesi, özerklikten öte bağımsızlığa doğru koşar adım gidiyor. Barzani yakınlarına bağımsızlık ilanı için 2014'ü beklediğini söylüyor. Türkiye, Barzani'nin bağımsızlığını tanımak için yeni anayasayı ve başkanlık sistemini bekliyor. Bu amaçla idari, siyasi, iktisadi, askeri, hukuki, psikolojik, toplumsal, kültürel altyapı büyük ölçüde hazırlandı. Buna direnecek güçlerin kolu kanadı kırıldı. Önemli bölümü düzmece davalarla hapse atıldı. Suriye'de de bir Kürt özerk bölgesi senaryosu dillendiriliyor. ABD diplomasisinde önemli bir mesaj verme biçimi olan, görüşme yapılan liderle birlikte fotoğraf çektirmek, yani verilen değeri göstermek, (Birlikte fotoğraf verilmezse ilişkilerde sorun var demektir) Barzani için defalarca uygulandı. Eş başkana ise Obama, elindeki beyzbol sopalı fotoğrafla mesaj verdi.

TURGUT  ÖZAL  CUMHUR OLABİLMEK ADINA NE YAPTI  İSE..!!!!  
BUGÜN AYNISI Nİ  DİĞER AKTÖRLER YAPTI. ( ORTADOĞU HALA  YANIYOR..)



Turgut Özal'dan Saddam'a Tehdit.,

Irak, silah için Batı’ya 20 yılda 320 milyar DOLAR ödemiş.



Usta gazeteci Hulki Cevizoğlu'nun Kanaltürk'te yayınlanan Ceviz Kabuğu programında bu hafta Saddam Hüseyin'in idamı ve bölgedeki gelişmeler tartışıldı.




Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren önemli analizlerin yapıldığı programın konuğu "Körfez Savaşı" döneminin Başbakanı Yıldırım Akbulut oldu.

Avrupa ve ABD, yıllarca iktidarda tutduğu Saddam Hüseyin'e başta kimyasal ve biyolojik olmak üzere milyarlarca dolarlık silah satmış.
SADDAM’IN İŞBİRLİKÇİLERİNİN İPLİĞİ CEVİZ KABUĞU’NDA PAZARA ÇIKTI,

Irak, silah için Batı’ya 20 yılda 320 milyar DOLAR ödemiş

“AB’nin başkenti sayılan Belçika’nın bir şirketi Saddam’a kimyasal silah fabrikası kurmuş,  İsviçre’nin 12 şirketi Irak’a füze tasarımları yapmış ve malzemeler satmış”
“Alman şirketleri Bağdat’a patlayıcı üretiminde büyük destek sağlamış, İtalya, İngiltere ve Hollanda firmaları her türlü silah konusunda yardımcı olmuş”
Usta gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun Kanaltürk’te yayınlanan Ceviz Kabuğu programında bu hafta Saddam Hüseyin’in idamı ve bölgedeki gelişmeler tartışıldı. Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren önemli analizlerin yapıldığı programın konuğu “Körfez Savaşı” döneminin Başbakanı Yıldırım Akbulut oldu. Konuşmasına Saddam’ın idamını onaylamadığını belirterek başlayan Akbulut, “Dünya kamuoyunu tatmin edecek haklı bir gerekçeleri yok” diye konuştu. Cevizoğlu programda, “Saddam kimin adamı idi?” ve “Hangi ülkeler Saddam’ı kullandı?” sorularına ışık tutan bilgileri açıkladı. Vaktiyle Saddam Hüseyin’le ortak çalışmalar yapan, ona kimyasal ve biyolojik silahlar satarak katliam yapmasına destek olan, tevşik eden ABD ve AB ülkelerini Fransız raporlarına dayanarak açıkladı. Sakınca görmemişler,

Bu bilgilere göre; AB’nin başkenti sayılan Belçika’nın bir şirketi Saddam’a kimyasal silah fabrikası kurmuş, kendisini demokrasinin beşiği olarak gören İsviçre’nin 12 şirketi Irak’a füze tasarımları yapmış ve malzemeler satmış, Alman şirketleri Saddam’a patlayıcı üretiminde büyük yardımlar sağlamış, İtalya, İngiltere ve Hollanda şirketleri Saddam’a her türlü silah konusunda yardımcı olmuş, malzeme vermiş ve fabrika kurmuş. Cevizoğlu ayrıca, kimyasal silah bulundurduğu gerekçesiyle Irak’a müdahalede bulunan Amerika iken, Bağdat’a füzeler için bilgi ve biyolojik silah satan şirketlerin de Amerikan şirketi olduğunu açıkladı ve sordu; “O zaman diktatörün ve sivil insanları öldürenin işbirlikçisi kim oluyor?” Akbulut Cevizoğlu’nun sorusuna karşılık, “Saydığınız ülkelerin diktatöre karşı oldukları işlerine geldiği sürece söylenemez” dedi.  Bu ülkelerin Irak’ın petrol gelirlerinden çıkar elde ettikleri sürece bu yardımları yapmada sakınca görmeyeceklerini de belirten Akbulut şöyle konuştu: “Senelerce uğraştığımız, mücadele ettiğimiz PKK’ya silahları kim temin ediyor? ”  Programa ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve  Dış Politika Enstitüsü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı telefonla katılarak konuyla ilgili şunları söyledi: “Dünya üzerinde silah satışı yapan ilk 10 şirketin 8’i Amerika menşei, 2’si de Batı menşeidir... 20 yıllık süreçte Irak’ın silah için Batı’ya verdiği para 320 milyar dolardır.”


Saddam’ı devirme fikri Turgut Özal’dan


https://www.youtube.com/watch?v=ME_sE1a2Sew

Programa telefonla katılan bir diğer isim 8. dönem Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal oldu. Özal, babası Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanlığı sırasında dönemin Irak Başbakanı Taha Yasin Ramazan’ın Çankaya köşkünü ziyaret ettiğini ve ziyareti sırasında Özal’ı tehdit etmeye çalıştığını anlattı. Ahmet Özal, bu tehdit üzerine Turgut Özal’ın Ramazan’a, “Türkiye Cumhuriyeti topraklarına herhangi bir saldırı olursa, gelirim Bağdat’a seni de, Saddamı’da asarım!” cevabını verdiğini anlattı. PKK terörünün Özal döneminde başladığını hatırlatan Cevizoğlu Ahmet Özal’a, “Turgut Özal neden Suriye Devlet Başkanı Hafız Esat’a ’seni de, Öcalan’ı da asarım’demedi?” diye sordu. Akbulut, Başbakanlığı döneminde Kuzey Irak’a müdahale konusunda o sırada Cumhurbaşkanı olan Özal ile fikir ayrılığına düştüklerini açıkladı. “Bir gereklilik yokken ne diye Kuzey Irak’a girecektik?... Kim bizden bunu istedi?... Amerika istese düşünürdük” diye konuşan Akbulut, o dönemde Amerika’nın Saddam’ı düşürmek gibi bir düşüncesi olmadığını söyledi ve James Baker’ın “Saddam’ı düşürürsek orada kaos olur, baş edemeyiz” şeklinde yaptığı açıklamaları hatırlattı. “Ben Irak’a girseydim Musul’u mu işgal edecektim, Halep’i mi alacaktım, Saddam’ı mı devirecektim?” diye konuşan Akbulut, istifa eden Genel Kurmay Başkanı Toruntay ile Kuzey Irak’a girmeme konusunda hem fikir olduklarını, fakat dönemin Cumhurbaşkanı Özal ile ters düştüklerini ifade etti. 
Türkiye  müdahil olmalı

Irak Cumhurbaşkanlığı Divanı Türkmenlerden Sorumlu Müsteşarı Muzaffer Arslan programa telefonla katıldı. “Aşiret havasında bir idam manzarasıyla karşı karşıya kalındı” diyen Arslan, Saddam’ın bugünkü durumuna acımanın doğru olmadığını fakat uygulama şeklinin yanlış olduğunu söyledi. Irak’ta vatan, millet ve insanlık mefrumu yok olmuştur “ diye konuşan Arslan, Irak’taki Türkmen soydaşlarımızın durumuna da değindi. Irak’ta 2,5-3 milyon civarına Türkmen bulunduğunu belirten Arslan, ” Güçlü bir Türkiye olsa, Irak’taki Türkmenlerde güçlü olacaktır “ dedi. Güçlü bir Türkiye’ye sığınmanın kendilerine güç katacaklarını ifade eden Arslan, bölgelerinin Kürt istilasında olduğunu belirtti ve ” Türk Devleti’nin müdahil olması gerektiğine inanıyoruz “ diye konuştu.

Pimi çekilmiş bomba atıltı

Programa telefonla katılan Emekli Kurmay Albay Ömer Taşçıoğlu ilginç açıklamalarda bulundu. Amerika’nın asıl amacının Saddam’ı Kuveyt’ten çıkarmak ya da cezalandırmak olmadığını söyleyen Taşçıoğlu, asıl hedeflenenin Müslüman bir ülkenin elindeki gücü ve teknolojik alt yapıyı, İsrail’e tehdit teşkil etmesi nedeniyle yok etmek olduğunu belirtti. Yine telefonla programı arayan Celal Bayar Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr Mehmet Çelik ise önemli bir tehlikeye dikkat çekti: ” Amerika tarafından bilinçli olarak İslam dünyasının bilinçaltı tetiklendi... Saddam, pimi çekilmiş bir bomba olarak Suniler ve Şiiler arasına bırakıldı. Terör, siyasi projenin bir ayağını, Öcalan’ın İmralı’da bulunması da bu projenin ikinci ayağını oluşturuyor. Öcalan, ayrılıkçı bir Kürt siyasal bilincinin oluşması için Türkiye’ye teslim edildi. Etnik çatışma çıkarılmaya çalışıldığı anda Apo’yu Türkiye’ye teslim eden güç, onu asın diyecektir. Öcalan, ilk Türkiye’ye verildiğinde ’halledilmesi’gerekiyordu. Ama hata yapıldı. Bundan sonra Öcalan’ı asmak, ikinci hata olacaktır. Dışarıdaki güç bunu istiyor. Yakında bu oyunu oynayacaktır.

ÖZEL NOTUMDUR;

SONUÇ? = 1 KOYUP 3 ALDIK MI? YİNE BİRİLERİ PETROL İÇİN.., BİZİM SİYASETÇİLERİ EVİRDİ ÇEVİR Dİ PETROL ÇIKARLARI İÇİN KULLANDI.. 24 SENE GEÇTİ HALA ORTADOĞU YANIYOR.. BU YANGIN BİZE DE SIÇRADIĞIN DA ANLAYACAĞIZ ALDIK MI? VERDİK Mİ.?




.