SURİYE’YE KOMŞU ÜLKELERDEKİ SURİYELİ MÜLTECİLERİN DURUMU. BÖLÜM 4
II. ÜRDÜN’DE SURİYELİ MÜLTECİLERİN DURUMU
Ürdün çok uzun yıllardır mültecilere evsahipliği yapan bir ülkedir. Ülke Ortadoğu’da yaşanan istikrarsızlık ve savaşlardan kaçan insanlar için güvenli liman olagelmiştir. Arap-İsrail Savaşları, Irak işgali gibi olaylar neticesinde ülke zaten çok büyük sayıda mülteci nüfusu ağırlamaktadır.
Suriye iç savaşı ile beraber Filistinli, Iraklı mültecilere Suriyeliler eklenmiştir. En büyük sorun Ürdün’ün tam bir “mülteciler ülkesine” dönmesi ve Ürdünlülerin azınlık durumunda kalmış olmasıdır. Yaklaşık 7 milyonluk nüfusun 3 milyondan fazlasını Filistinliler oluşturmaktadır.
Irak işgalinden sonra Ürdün’e göç eden Iraklı sayısı 200 bin civarındadır. İç savaş sonrası göç eden Suriyeli sayısı 600 bine yaklaşmıştır. Savaş
öncesi ülkede bulunan Suriyeliler eklenince toplam rakam 1 milyonun üzerindedir. Dolayısıyla Ürdün toplam nüfusunun 4 milyondan fazlasını
mülteci konumdaki Filistinli, Suriyeli ve Iraklılar oluşturmaktadır. Suriyeli mültecilerin Ürdün’deki durumu ve ülkeye etkisi bu çerçevede ele alınmalıdır.
Suriyeli mültecilere ilişkin yürütülen projenin Ürdün ayağı kapsamında 14-19 Mart 2014 tarihleri arasında Ürdün’ün Amman, Mafrak, Zarka ve İrbid Vilayetlerinde saha araştırması yürütülmüştür. Mülteci kamplarında ve şehir merkezlerinde yaşayan Suriyelilerin durumu incelenmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda iki Suriyeli mülteci kampı Zaatari ve Emirates Jordanian kampları ziyaret edilmiştir. Kamplarda Suriyeli mülteciler, kamp müdürleri, okul görevlileri, poliklinik çalışanları, UNHCR temsilcileri, güvenlik yetkilileri ile mülakat gerçekleştirilmiştir.
Ürdün’de Suriyeliler gerçeğinin çok büyük ço-ğunluğunu şehir merkezlerinde yaşayan mülteciler oluşturmaktadır. Bu nüfusun çoğunluğu ülkenin Suriye sınırına yakın kuzey bölgelerinde ikamet etmektedir. Dolayısıyla saha araştırmasında en fazla Suriyeli mülteci ağırlayan Mafrak, Zarka ve İrbid şehirleri ziyaret edilmiş ve yerel yetkililer, halk, sivil toplum kuruluşları ve Suriyeliler ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın ana sorularından biri de Ürdün’ün mülteci politikasını anlamaya çalışmak ve Suriyeli mültecilerin Ürdün toplumsal, ekonomik ve siyasi yaşamına etkisini ortaya koymaktır. Bu çerçevede Amman’da Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ofisi,
Ürdün Planlama ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı, Suriyeli Mülteciler İşleri Direktörlüğü (Syrian Refugees Affairs Directory) gibi resmi kurumların yanı sıra Ürdün Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi, Diyalog ve Gelişme için Güney Kuzey Araştırma Merkezi gibi sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Raporun bu kısmında, kamplardaki genel durum, Ürdün’deki Suriyelilerin temel sorunları, mültecilere ilişkin temel veriler, Suriyeli mültecilerin Ürdün’de yarattığı etkiler gibi başlıklar ele alınacaktır.
1. Ürdün’de Suriyelilerin Durumuna İlişkin Temel Veriler
UNHCR verilerine göre Nisan 2014 itibarıyla Ürdün’de kayıtlı 588,792 Suriyeli mülteci bulunmaktadır. Ancak Ürdünlü yetkililer ve UNHCR temsilcileri ile görüşmelerde gerçek rakamın 1,3 milyon civarında olduğu dile getirilmektedir. UNHCR’a kayıtlı Suriyeli mülteci sayısı ile gerçek rakam arasındaki fark Suriye’de ayaklanma başlamadan önce farklı nedenlerle Ürdün’e gelmiş Suriyelilerin iç savaş sonrasında ülkelerine dönememesi ve mülteci olarak kabul edilmesinden kaynaklanmaktadır. Suriye ve Ürdün halkı arasındaki akrabalık ilişkileri, evlilikler, çalışma gibi nedenlerle iç savaş öncesinde Ürdün’de 700 bine yakın Suriyelinin yaşadığı tahmin edilmektedir. UNHCR’a kayıtlı Suriyeliler ise iç savaş
sonrası Ürdün’e göç edenlerdir.
Grafik – 1 & 2 UNHCR Kayıtlarına Göre Ürdün’deki Suriyelilerin Demografik Yapısı
Suriye’den Ürdün’e göç 2012 yılının ikinci yarısından itibaren artış göstermeye başlamıştır. 2 Ocak 2013 tarihi itibarıyla 120.018 olan Suriyeli sayısı, iki ay içinde üç katına çıkmış ve
385.545 olmuştur. 3 Haziran 2013’te bu rakam 468.160 kişiye ulaşmıştır. 30 Mart 2014 itibarıyla Ürdün’de kayıtlı Suriyeli mülteci sayısı 588.979’dur. Mülteciler ile yapılan görüşmelerde neden Ürdün’ü tercih ettikleri yönündeki soruya farklı yanıtlar verilmiştir. Genel olarak Suriyelilerin Ürdün’ü seçme nedenleri, coğrafi yakınlık, akrabalık ilişkileri, ortak kültür, mezhepsel kimlik şeklinde sıralanabilir. Göç etme nedeni olarak en sıklıkla iç savaşın yarattığı istikrarsızlık, sağlık hizmeti alamama, ekonomik nedenler gibi faktörler dile getirilmektedir.
Suriye’den Ürdün’e ilk göç dalgası Dera başta olmak üzere ülkenin güney kesiminden gerçekleşmiştir. Geçen zamanla birlikte Türkiye sınırında yer alan
kuzey vilayetleri dahil olmak üzere Suriye’nin her vilayetinden mülteci Ürdün’e göç etmeye başlamıştır. Bununla birlikte halen Ürdün’deki Suriyeli mültecilerin yarıya yakınını Ürdün sınırından bulunan Dera Vilayeti’nden gelen Suriyeliler oluşturmaktadır. Dera’yı sırasıyla, Şam Humus, Hama ve Halep takip etmektedir.
Ürdün’deki Suriyeli mülteciler de diğer ülkelerdeki gibi kamplarda ve şehir merkezlerinde yaşayanlar olarak ikiye ayrılmaktadır. Ürdün kamp dışında
yaşayan Suriyelilerin sayıca fazlalığı açısından öne çıkmaktadır. Ürdün’de İçişleri Bakanlığı’na bağlı Suriyeli Mülteciler İşleri Direktörlüğü yetkilileri ile yapılan görüşmede hali hazırda Ürdün’de yaşayan Suriyelilerin yaklaşık %20’sinin kamplarda %80’inin şehirlerde yaşadığı bilgisi verilmiştir.
Ürdün’deki Suriyeliler coğrafi yakınlık ve akrabalık ilişkilerinin yoğun olması nedeni ile
Amman’da UNHCR Ofisinde Suriyeli mültecilerin kayıt merkezi
Ürdün’ün kuzeyine yerleşmeyi tercih etmektedir. Kamplar zaten Suriye sınırına yakın Mafrak ve Azrak’ta bulunmaktadır. Bunun dışında şehir merkezinde yaşayan Suriyeliler de en fazla sırasıyla İrbid, Mafrak, Amman ve Zarka’yı tercih etmektedir. Amman’ın seçilme nedeni coğrafi yakınlıktan ziyade iş bulma imkanının fazla olmasıdır.
Ürdün’de Suriyeliler için toplam beş kamp/ geçici merkez kurulmuştur. Bunlardan üç tanesi kalıcı kamplar iken diğer ikisi Suriye’den Ürdün’e geçişte geçici olarak konakladıkları ve Ürdün yetkilileri ile UNHCR tarafından kayıtların yapıldığı merkezlerdir. Tüm kamplar/kayıt merkezleri ülkenin kuzeyinde yer almaktadır. Bölge ülkelerindeki mülteci kampları arasında en fazla nüfusa sahip olan Zatari kampı Mafrak vilayetinde yer almaktadır. İkinci kamp ise Ürdün hükümetinin tahsis ettiği arsada kurulmuş fakat Birleşik Arap Emirlikleri tarafından finanse edilen ve yönetilen Emirates-Jordanian kampıdır. Zaatari kapasitesini aşmış durumdadır ve Ürdün hükümeti yeni Suriyeli göç dalgaları
olacağı düşüncesiyle Azrak’ta yeni bir kamp inşa etmiştir. Kapasite olarak Zaatari’den büyük ancak imkanlar açısından Ürdünlü yetkililerin
ifadesiyle “birinci sınıf” olacak Azrak Kampı’nın inşası tamamlanmıştır. Kampın Nisan 2014 ayı sonunda açılması planlanmaktadır.
Geçici barınma merkezleri/kayıt merkezleri ise 900 kişi kapasiteli Garden Camp/ Kral Abdullah Göçmen Kampı ve 450 kişi kapasiteli Cybercity Camp/Siber Kent Göçmen Kampı’dır
2. Ürdün’deki Suriyelilerin Hukuki Statüsü Ürdün, Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1951 Cenevre Sözleşmesi’ni imzalamamıştır. Ürdün’de, Suriyeliler dahil tüm mülteciler Yabancı Kanunu (Alien Law) çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu kanun, uluslararası hukukun genel prensibi olan göçmenlerin yaşam ve özgürlüğünü tehdit eden yere geri gönderilmemesini temel almaktadır. Ayrıca Ürdün, İşkence ve Diğer Zalimane Gayri insani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne taraftır. Sözleşmenin 3. Maddesi de mültecileri tehlike ve işkence görme ihtimali olan ülkeye göndermeyi yasaklamıştır.
Ürdün Suriyeli mültecilere ilişkin açık kapı politikası uygulamaktadır. Ürdün resmi ya da resmi olmayan yollarla gelen tüm Suriyeli mültecilerinin güvenliğini sağlamaktadır. Suriyelilerden, vize ve oturma izni talep edilmemektedir. Ürdün’e geçiş için pasaportlarının olması yeterlidir.
Ürdün, dört kategoride yer alan Suriyeli grubun geçişine onay vermemektedir. Bu gruplar sırasıyla; Suriye’de yaşayan Filistinliler, askerlik çağındaki bekar erkekler, Suriye’de yaşayan Iraklı göçmenler ve belgesi olmayanlardır.
UNHCR, Ürdün’de İçişleri Bakanlığı ile yaptığı 1998 Mutabakat Zaptı çerçevesinde hareket etmektedir ve sığınmacıların durumlarını belirleme
ve sığınma taleplerini yönetmekten sorumludur. Ürdün’deki mülteciler 4 kategoriye ayrılmaktadır: UNHCR tarafından statüleri onaylanmış mülteciler, UNHCR’ın geçici koruma programı kapsamında kart sahibi olan sığınmacılar, 2003 öncesinde UNCHR tarafından mülteciliği reddedilmiş ancak savaştan dolayı en azından geçici koruma için ihtiyaç durumu değiştirilmiş kişiler ve son olarak UNHCR’a başvurmamış olduğu halde şiddetten ve işkenceden kaçmış kişiler. UNHCR tarafından statüsü onaylanmış mülteciler Ürdün yasaları önünde hiçbir belirli statüye sahip değildir ve çalışma hakkından ya da geçici dahi olsa oturma haklarından mahrumdur.
1952 yasasına göre Ürdün’de sadece Ürdün vatandaşları çalışma hakkına sahiptir. Ürdünlü olmayıp, oturma iznine sahip olanlar ve geçerli pasaportları olanlar Çalışma Bakanlığı’nın izniyle çalışabilmektedir. Fakat Bakanlık tarafından verilen izinler, sadece Ürdünlülerin deneyim ve yeteneklerine uygun olmayan işler için geçerlidir. Buna karşılık Ürdün Çalışma Bakanlığı’na göre yaklaşık 160 bin Suriyeli yasal olmayan şekilde çalışmaktadır. Yasa dışı çalışırken yakalanan Suriyeliler, Ürdün’de bir daha çalışmayacaklarına dair bir belge imzalamaktadır.
Zatari Kampı ana caddesi üzerinde her ihtiyaca yönelik dükkanlar bulunmakta dır.
3. Ürdün’e Suriyeli Göçünün Genel Trendi Ürdün-Suriye sınırının toplam uzunluğu 370 kilometredir. Ürdün ile Suriye arasında iki resmi
sınır kapısı bulunmaktadır. Bunlar Nasib/Jaber ve Dera/Ramtha kapılarıdır. Ancak Suriyeli göçmenlerin neredeyse tamamına yakını resmi
kapıların dışındaki noktalardan Ürdün’e geçiş yapmaktadır. Sınır kapılarının olduğu bölgelerde rejim ile muhalifler arasındaki çatışmalardan
dolayı güvenlik durumu kötüdür. Bu nedenle Suriyeliler Ürdün sınırına yaklaştıklarında bedeviler tarafından belli bir ücret karşılığında
Ürdün’ün kuzeydoğu sınırına götürülmektedir. Burası hem Suriye hem de Ürdün tarafında hiçbir yerleşimin olmadığı çöl bölgeleridir. Belli bir
noktada bedevilerden ayrılan Suriyeliler yayaolarak çöl üzerinden Ürdün’e geçiş yapmaktadır. Suriyeliler ilk olarak Ürdün ordusu tarafından
karşılanmakta ve sınıra yakın yerlerde kurulmuş geçici barınma merkezleri ve kamplara götürülmektedir. Burada hem Ürdünlü makamlar
hem de UNHCR tarafından kayıt altına alınan Suriyeliler Zatari kampına gönderilmektedir. Son derece iyi imkanlara sahip Emirates-Jordanian
kampına hangi Suriyelilerin yerleşeceğine kampın finansmanı ve yönetimini üstlenmiş olan Birleşik Arap Emirlikleri yetkilileri karar
vermektedir.
Zatari’nin kapasitesini aşmış olması nedeniyle Nisan ayından itibaren yeni gelen Suriyeliler Amman’da Suriyelilerin mülakatının ve retina taramasının
yapıldığı odalar.
Azrak kampına yerleştirilecektir. Zatari’de bulunan Suriyelilerin istekleri doğrultusunda kampı terk etme imkanları bulunmamaktadır. Ancak hem kampın kapasitesi aşmış olması hem de Suriyelilerin birçoğunun kamp dışında yaşamayı istemesi nedeni ile sürekli çıkış olmaktadır.
Zatari kampından çıkarak şehirde yaşamanın koşulu bir Ürdün vatandaşının kefilliği ile mümkün olmaktadır. Bu bir işyeri sahibi olabileceği gibi Suriyelinin akrabasının kefilliği de söz konusu olmaktadır. Bazı durumlarda Suriyeliler kendilerine kefil olması için Ürdünlülere para ödemektedir. Kamp dışına çıkma hakkını kazanan Suriyeli istediği şehre yerleşme hakkına da sahip olmaktadır.
Ocak 2012’den sonra Ürdün’e gelen mülteciler, UNHCR tarafından kayıt edilmeye başlanmıştır. Zatari kampı, Amman ve İrbid’de kayıt ofisleri mevcuttur. Amman ve İrbid’de kayıt olmak isteyen sığınmacılar randevu almak zorundadır. Randevu almak için Amman, İrbid, Mafrak ve Zarka’da da merkezler yer almaktadır. Kayıt olan göçmenlere bir kart verilmekte ve bu kart aracılığı ile Suriyeliler devlet imkanlarından, UNHCR desteklerinden ve WFP gıda yardımından faydalanmakta dır. UNHCR yetkililerinin tahminlerine göre göçmenlerin yüzde 10’u kendi tercihleri doğrultusunda kayıt olmamaktadır. Bunun nedeni kayıt altına alınan bilgilerin Suriyeli yetkililerin eline geçmesi ve ileride Suriye’ye döndüklerinde bu durumun sorun yaratacağı endişesidir.
Dünyadaki en büyük kayıt merkezine sahip UNHCR Ofisi Amman’da yer almaktadır. Mülteciler sınırı geçtikten sonra iki yerde kayıt altına alınmaktadır. İlki doğu sınırında Ruvayşid bölgesindedir. Burada mültecilere ilk aşamada battaniye ve gıda verilmektedir. Suriyeliler 2448 saat içinde Mafrak vilayetine götürülmektedir. Kamplara yakın bir yerleşim yeri olan Rabba Assahan’da bulunan UNHCR ofisinde kayıt yapılmaktadır. Kayıt sürecinde mültecilerin retina taraması yapılmakta ve kimlik kartı verilmektedir. Bugüne kadar yaklaşık 300 bin Suriyeliye retina taraması yapılmıştır. Haziran 2014 ayı itibarıyla tüm Suriyeli mültecilerin retina taramasının tamamlanması planlanmaktadır.
Suriye’den Ürdün’e günlük geçiş sayısı döneme göre değişkenlik göstermektedir. Ocak-Şubat 2013 aylarında günde 2000-3000 mülteci geçişi gerçekleşirken, 2014 yılının aynı aylarında sınırı geçen mülteci sayısı 200-300’e kadar düşmüştür.
Mart 2014 ayı ile birlikte artış meydana gelmiş sayı günde 500-600 kişiye ulaşmıştır. Suriyeli Mülteciler İşleri Direktörlüğü’nden alınan veriye göre 17 Mart 2014 tarihinde geçiş yapan Suriyeli sayısı 465 olmuştur.
Suriyeli mültecilerin %80’i şehir merkezlerinde yerel halka karışmış şekilde hayatlarını sürdürmektedir. Suriyeliler UNHCR’dan ayda 400 JD
(Yaklaşık 570 USD) nakit yardımı almaktadır. Şehirde yaşayan mülteciler bir bankaya ait para çekme merkezinden retina kontrolü ile nakit
yardımlarını alabilmektedir. Şehir merkezlerinde yaşayan Suriyeliler için UNHCR tarafından oluşturulmuş 3400 kişilik gezici ekip bulunmaktadır.
Bu ekip, mültecilerin yaşadığı evleri ziyaret etmektedir. Ziyaretler ile hem kontrol yapılmakta hem de Suriyelilerin durumuna ilişkin
güncel verilere sahip olunmaktadır. Bu şekilde ihtiyaç listesi de oluşturulabilmektedir. Mart 2013 tarihi itibarıyla UNHCR ekibi yaklaşık 100
bin eve ziyaret gerçekleştirilmiştir.
4. Ürdün’de Suriyeli Mülteci KamplarınınGenel Durumu
a. Zatari Kampı
Mafrak vilayetinde bulunan Zaatari kampı, 29 Temmuz 2012 tarihinde kurulmuştur. 12 bölgeden oluşan kampın kapasitesi dolmuş durumdadır.
Kampın daha kolay idare edilmesi için her bölgeden bir lider seçilmiştir. Bölge lideri sorunları UNHCR yetkililerine ulaştırmaktadır. Kamp yetkilileri tarafından verilen rakama göre 18 Mart 2014 tarihi itibarıyla kampta 109 bin Suriyeli mülteci barınmaktadır. UNHCR’nin 30 Mart 2014 tarihli rakamına göre ise mülteci sayısı 106,073’tür. Kamp nüfusu dönem dönem değişkenlik göstermektedir. Bunun nedenleri Ürdün’e mülteci geçişinin bazı dönemlerde azalması veya mültecilerin bir kısmının ayrılarak şehir merkezlerine yerleşmesidir.
Kamp içinde güvenlik Ürdün emniyeti, dışında ise ordusu tarafından sağlanmaktadır. Ancak kamp içinde genel bir güvenlik sorunu olduğundan
bahsetmek mümkündür. 110 bine yaklaşan nüfusu ile bir şehri andıran kampta normal bir yerleşim yerinde görülmesi muhtemel her türlü bireysel ve organize suç vakalarına rastlanmaktadır. Bu açıdan en büyük sorun bazı spekülasyonlara göre kampta her bir mahalle/bölgenin bir aile/aşiret tarafından kontrol ediliyor olmasıdır. Yine bazı iddialara göre kamp içinde mafyalaşma söz konusudur. Kampın merkezi denebilecek olan ve kampı baştan sona kesen ana cadde üzerinde telefon satıcılarından restoranlara, mücevherciden tütüncülere kadar her türlü dükkan yer almaktadır. Bu cadde üzerinde dükkan açabilmek için söz konusu gruplara para vermek gerektiği durumlar olabilmektedir.
Diğer bir güvenlik sorunu, kamptaki kontrol ve üstünlüğün Ürdün’e ilk göç dalgası sırasında gelen Dera’lılarda olmasıdır. Dera’lı Suriyeliler aşiretçilik / bölgecilik yaparak farklı vilayetlerden gelen mültecilerin rahat bir şekilde barınmasına imkan tanımamaktadır. Bu nedenle Ürdün genelinde Dera’dan gelen Suriyeli sayısı yaklaşık %50 iken Zatari’deki Suriyelilerin büyük çoğunluğunu Dera’dan gelenler oluşturmaktadır. Az sayıda da olsa Humus, Hama ve Halep’ten gelmiş Suriyeliler mevcuttur.
Zatari kampında Suriyelilerin %95’ine yakını konteynırlarda kalmaktadır. Yeni gelen Suriyeliler önce çadırlara yerleştirilmekte, 6-7 ay sonra konteynırlara taşınmaktadırlar. Ancak kampta düzenli bir yerleşim olduğu söylenemez. Kon-teynırlarda kalınsa da neredeyse her aile konteynırın önüne ya da üstüne ek yerleşim yeri inşa etmiş ya da konteynır su geçirdiği için üstüne çadır örtmüştür. Dolayısıyla kampın genelinde düzenli bir konteynır kent görünümü bulunma maktadır. Kampta 23 bin konteynır ve 3000 çadır yer almaktadır ve her aileye bir konteynır/ çadır verilmektedir. Çoğunluğu Suudi Arabistan ve Katar’dan gelen konteynırlarda su ve elektrik bulunmaktadır. Ortak alanlarda yer alan banyo ve tuvaletler ise yaklaşık 15 aile tarafından kullanılmaktadır. Kampın hijyen açısından da olumlu koşullara sahip olduğu söylenemez. Yağmurlu
günler ertesinde su ve çamur birikintileri, atık suların çocukların yaşam alanı içinde açık şekilde akıyor olması risk oluşturmaktadır.
UNHCR, kampta nakit yardımı, yiyecek dağıtımı ve barınma gibi hizmetler sunmaktadır. UNHCR tarafından kayıt altına alınan her Suriyeli kimlik kartı sahibi olmakta ve bununla nakit ve gıda yardımı alabilmektedir. Her aileye haftada belli bir miktar nakit ödemesi yapılmaktadır. Kampta UNHCR ile birlikte 80 kurum daha koordineli olarak faaliyet göstermektedir. UNHCR yetkililerinden alınan bilgiye göre, Zatari’deki Suriyelilerin yaklaşık yüzde 60’ı çocuklardan oluşmaktadır. Ayrıca kampta bugüne kadar 3500 doğum gerçekleşmiştir.
Zatari kampında dükkanlar
Zatari kampında az sayıdaki çadırlar Yemek dağıtımı konusunda ilk dönemde her aileye üç öğün sıcak yemek verilmiştir. Suriyelilerin şikayeti nedeniyle kuru gıda verilmeye başlanmış ve istekleri doğrultusunda ortak mutfak alanlarında yemeklerini pişirmeleri sağlanmıştır. Gıda dağıtımından WFP (World Food Programme) sorumludur ve mülteciler kartları vasıtasıyla fert başına gıda yardımı alabilmektedir. Suriyeliler kampta bulunan market ve pazarlardan da nakit yardımı sayesinde alışveriş yapabilmektedir.
Ülkede su sorunu olmasına rağmen, kampta suya erişim açısından bir problem yaşanmamaktadır. Su, çevrede açılan kuyulardan çekilerek tankerlerle tanklara getirilmektedir. Kişi başına günde 35 litre su sağlanmaktadır. Kıyaslama yapabilmek açısından, bir insanın yaşamını sürdürebilmesi için günde en az 25 litre su tüketmesi gerektiği kabul edilmektedir. Ancak, çağdaş bir insanın sağlıklı bir biçimde yaşaması için gereken içme, yemek pişirme, yıkanma, çamaşır gibi amaçlarla kullanılacak su dikkate alındığında, kişi başına günlük ortalama kentsel su tüketim standardı 150 litre olarak kabul edilmektedir.
Kampta sağlık hizmetleri 24 saat ücretsiz olarak altı hastane aracılığı ile verilmektedir. Bunlar Ürdün, Katar, Fas, Ürdün-İtalyan ve Suudi Arabistan
tarafından kurulmuş ve işletilen hastanelerdir. Ayrıca çocuklar için Sınır Ötesi Doktorlar örgütü tarafından kurulmuş bir hastane daha mevcuttur. Eğitim hizmeti için 5 adet okul yer almaktadır. Söz konusu okullar 4200 kapasiteli Bahreyn, 600 kapasiteli ABD, 5500 kapasiteli AB, Katar ve Suudi Arabistan okullarıdır. Çift tedrisatlı okullarda Ürdünlü ve Suriyeli hocalar ders vermektedir. 42 öğrenci kapasiteli sınıflarda sabah saatlerinde kız öğrenciler, öğleden sonra oğlan öğrenciler eğitim görmektedir.
Suriyeliler, kamptan gün içinde çıkabilmek için imzalı bir izin kağıdı alabilmektedir. Fakat izin almak için hastalık, ölüm ve özel neden şartı aranmaktadır. Kamptan ayrılmak ve şehir merkezlerinde yaşayabilmek için Suriyelilerin Ürdünlü bir kefil bulma zorunluluğu söz konusudur.
Bugüne kadar 60 bin göçmen bu sistem vasıtası ile kamptan ayrılarak şehir merkezlerinde yaşamaya başlamış ya da Suriye’ye geri dönmüştür.
Kampta yaşanan en önemli sorunlar kamp psikolojisinin yarattığı stres, özgürlüğün kısıtlanması hissi, kolay izin alamama, temel hizmetlere erişim, ısınma, soğuk ve yağışlı hava ve suyun yoğun klorlanması nedeniyle tat sorunudur. Bunun dışında kamp aşırı kalabalık ve düzensizdir.
Kapasitenin aşılmış olması nedeniyle kontey-nırlar son derece sıkışıktır. Elektrik kablolarının açıkta ve ulaşılabilecek noktalarda yer alması, konteynırlarda ısınmanın tüp gazla yapılıyor olması güvenlik sorunu yaratmaktadır. Kampta yetişkinler ve çocuklar için sosyal alanlar yoktur ve herhangi bir faaliyet düzenlenmemektedir. Kampta sadece temel ihtiyaçların giderilmesine odaklanılmıştır.
b. Emirates-Jordanian Kampı
Zarka vilayeti sınırları içinde yer alan kamp doğrudan Birleşik Arap Emirlikleri tarafından finanse edilmekte ve yönetilmektedir. UNHCR burada sadece koruma ve kayıt altına almadan sorumludur. Zatari’de olduğu üzere bu kampta Suriyelilere nakit para yardımı yapılmamaktadır. Kampın yeri Ürdün hükümeti tarafın-dan seçilmiş ve ücretsiz olarak Birleşik Arap Emirlikleri’ne verilmiştir. Kamp yerleşim yerlerinden uzak, izole bir konumdadır. Dışarıdan bakıldığında çölün ortasında bir yer görüntüsü içindedir. Kampla ilgili her şey Birleşik Arap
Emirliği yetkililerinin onayından geçmektedir.
2013 yılı başında kurulan kamp 5000-6000 kişilik kapasiteye sahiptir. Kamp yetkililerinin verdiği bilgiye göre Mart 2014 tarihi itibarıyla 4100 Suriyeli barınmaktadır. Kapasitenin 10 bin olacak şekilde artırılması planlanmaktadır. Kasım 2013 ayından itibaren yeni mülteci kabul edilmemiştir. Emirates-Jordanian’daki Suriyelilerin UNHCR kayıtları olmasına rağmen UNHCR kartları bulunmamaktadır. Bu kampta kalanlar kendine özel bir kimlik kartına sahiptir. Çıkış izinleri en fazla 21 gün için verilmektedir. İzin alıp kaçanlar için UNHCR’ın koruma birimi devreye girmektedir. Polis sadece kamp dışı güvenliği sağlamaktadır ancak talep olması halinde kampa girebilmektedir.
Zatari Kampında Düzensiz yapılaşma
Kampa gelecek göçmenlerin Rabba Assahan bölgesinde kayıtları alındıktan sonra Birleşik Arap Emirliği’nin görevlileri tarafından seçilmektedir.
Kampa kabul edilmek için en önemli şart tüm aile olarak göç etmiş olmalarıdır. Dolayısıyla kampta bekar yetişkin erkek yaşamamaktadır.
Mültecilerin geldikleri vilayetler sırasıyla Dera, Şam ve Humus’tur. Suriye’den ayrılma nedeni olarak en fazla can güvenliğinin ortadan kalkması dile getirilmektedir. Göçmenlerin çoğunluğu pasaport sahibi değildir, bu nedenle başka bir ülkeye geçiş şansları bulunmamaktadır.
Kamp sunulan hizmetler, düzen, temizlik gibi açılardan son derece iyi imkanlara sahiptir. Her türlü sağlık hizmeti verilmektedir. Kampa nispeten yakın bir yerleşim merkezi olan Mafrak’ta Birleşik Arap Emirliği’ne bağlı bir hastane bulunmaktadır. Sağlık imkanlarının yetersiz kalması durumunda hastalar bu hastaneye ambulansla taşınmaktadır. Herkese ücretsiz ilaç dağıtımı yapılmaktadır. Kamp dışında çalışma izni olmasa da içerde Suriyelilere iş imkanı tanınmış durumdadır. Berberlik, terzilik, aşçılık gibi alanlarda mülteciler arasından kişiler çalıştırılmakta ve maaş verilmektedir. Her konteynırdan bir bireyin çalışma zorunluluğu vardır. Konteynırlarda elektrik vardır fakat su dağıtımı için bir sistem bulunmamaktadır. İçme suyu pet şişelerle mutfaktan dağıtılmaktadır. Banyo ve tuvaletler ortak kullanım alanları içindedir. Ayrıca,
konteynırlarda televizyon bulunmaktadır. Temiz ve düzenli mutfak alanında hazırlanan üç öğün yemek tek elden her bir konteynıra dağıtılmaktadır.
Kampta çocuklara verilen eğitim diğer hizmetler gibi ücretsizdir. 1-8. sınıf arası ilköğretim ve ayrıca lise yer almaktadır. Ürdünlü hocaların görevlendirildiği okulda toplam 588 öğrenci eğitim görmektedir. Kampta çocuklar ve kadınlara yönelik kurslar, oyun alanları, spor gibi sosyal alanlar ve faaliyetler mevcuttur. Birleşik Arap Emirlikleri yetkilileri kamp dışında tespit ettikleri Ürdünlü ve Suriyeli fakir ailelere de yakacak, gıda, yemek ve para yardımı yapıldığını belirtmektedir.
Kampta görüşülen Suriyeliler kamp koşullarının son derece iyi olduğunu kabul etmekle birlikte birkaç sıkıntıyı dile getirmektedir. İlk olarak kamp yaşamının çok fazla kurala bağlı olmasın-dan şikayetçidirler. Yemek dahil her türlü aktivitenin belli bir düzene ve saate bağlı olması mültecileri sıkmaktadır. İkinci temel sorun kampın yerleşim yerlerinden uzak izole bir konumda olmasıdır. Çölün ortasında sosyal yaşamdan kopmuş hissine kapılmaktadırlar. Çıkış izni alıp en yakın yerleşim yerine gitmek için belli bir mesafe kat edilmesi gerekmektedir. İzole konumun ve kurallara bağlı sistemin yarattığı bir diğer sorun yetişkin erkeklerin kamp dışına çıkıp çalışma imkanı ve izinlerinin olmamasıdır. Dile getirilen son sorun ise yazların çok sıcak olması ve konteynırlarda yaşamın zor hale gelmesidir.
c. Azrak Kampı
Nisan ayının sonunda açılması planlanan kamp 130 bin kişiye göre inşa edilmiştir. Yeni göç dalgalarına hazırlık için kurulan kamp Zarka ve Azrak vilayetleri arasında yer almaktadır. Ürdünlü yetkililerin ifadesine göre kamp konfor, temel hizmetler, düzen, sosyal alanlar gibi açılardan Zatari’ye göre çok daha iyi koşullara sahip olacaktır. Azrak’ın inşa ediliyor olması Ürdün’ün yeni göç dalgaları beklentisi içinde olduğunu göstermektedir.
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder