SURİYE’YE KOMŞU ÜLKELERDEKİ SURİYELİ MÜLTECİLERİN DURUMU. BÖLÜM 6
III. LÜBNAN’DA SURİYELİ MÜLTECİLERİN DURUMU
Suriye’deki olaylar komşu ülkeleri ve bir bütün olarak bölgeyi etkilemekle beraber, bu etkinin en fazla hissedildiği yerlerden birisi zaten kırılgan bir siyasi yapıya sahip olan Lübnan’dır. Zira Lübnan Suriye’de yaşanan gelişmelerden sadece aldığı göçler nedeniyle değil ülkedeki çeşitli grupların Suriye’deki gelişmelere doğrudan angaje olması nedeniyle de doğrudan etkilenmektedir.
ORSAM tarafından yürütülen proje kapsamın-da 5-10 Şubat 2014 tarihleri arasında Lübnan’ın Beyrut, Trablus, Zahle ve Bekaa bölgelerinde saha araştırılması yürütülmüştür. Saha araştırması sırasında Lübnan’daki Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ofisi, Lübnan Sosyal İşler Bakanlığı gibi resmi kurumların yanı sıra Beyrut Amerikan Üniversitesi Issam Fares Center for Public Diplomacy and International Relations, Beyrut Amerikan Üniversitesi Center for Arab and Middle Eastern Studies, Syrian Aid and Rescue Organization (SAAR), Dar’ül Zehra, Save the Children International, Islamic Medical Association, Beyt’ül Zekat, Lübnan Türk Cemiyeti, Hayırlı Buluşma
Forumu, Cemiyet’ül Ebrar ve İslam gibi akademik kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bunun yanı sıra yaşanan olaylar nedeniyle Lübnan’a yerleşmek zorunda kalan çok sayıda Suriyeliyle mahallelerde ve çadır kamplarında görüşmeler yapılmıştır.
Raporun bu kısmında Lübnan’daki Suriyelilerin durumuna ilişkin sayısal veriler verildikten sonra Lübnan’daki Suriyelilerin hukuki statüsüne ele alınacak ve Lübnan’daki Suriyelilerin karşılaştığı ve saha araştırması sırasında öne çıkan başlıca sorunlara yer verilecektir. Ayrıca raporda Lübnanlıların Suriyelilere yönelik tutumu değerlendirilecektir.
1. Lübnan’da Suriyelilerin Durumuna İlişkin Veriler UNHCR verilerine göre 20 Şubat 2014 itibariyle 886,085’i UNHCR’a kayıtlı ve 48,810’u kayıt için
beklemek üzere Lübnan’da toplamda 934,895 Suriyeli bulunmaktadır. Bununla beraber Lübnanlı yetkililer ve sivil toplum kuruluşları, Lübnan’daki Suriyelilerin sayısının UNHCR’ın belirttiğinden daha fazla olduğunu ileri sürmektedir.
Sosyal İlişkiler Bakanlığı yetkilileri ile yapılan görüşmede 1,200,000’i yasal, yaklaşık 500,000’i ise yasa dışı olmak üzere Lübnan’daki Suriyelilerin
sayısının 1,700,000 civarında olduğunu iddia edilmiştir. Bazı Lübnanlı sivil toplum kuruluşları ise Lübnan’da yaklaşık 1.250.000 Suriyelinin bulunduğunu ileri sürmektedir.
Lübnan’daki Suriyelilerin sayısının kayıt altına alınmış ve kayıt olmayı bekleyen Suriyeli sayısından daha fazla olduğu, aslında UNHCR yetkilileri tarafından da kabul edilmektedir. UNHCR yetkililerine göre bazı Suriyeliler kişisel kaygılarından, Suriye’de devam etmekte olan şiddet ortamından ve bilgilerinin (Lübnanlı veya Suriyeli) otoritelerle paylaşımından çekindiği için Lübnan’da kayıt altına girmeden yaşamayı tercih etmektedir. Ancak UNHCR yetkilileri bu durumda olan kişilerin sayısına ilişkin bir tahminde bulunmamaktadır.
Lübnan’daki Suriyelilerin sayısının tam olarak bilinememesi yukarıdaki bireysel kaygıların dışında iki ana nedenden kaynaklanmaktadır:
Lübnan ile Suriye arasındaki nevi şahsına münhasır ilişki ve Lübnan’ın kendine özgü siyasi yapısı. Bunlardan, Lübnan ile Suriye arasındaki nevi şahsına münhasır ilişkiye değinmek gerekirse, Suriye ile 375 km kara sınırına sahip olan Lübnan, 2005’te Suriye askerlerinin Lübnan’dan çekilmesinden sonra Suriye olan geçişleri resmi olarak dört sınır kapısından yapmaktaydı. Bu geçişler esnasında ise iki ülke arasında herhangi bir vize uygulaması bulunmamakta ve Lübnan’a geçmek isteyen bir Suriye vatandaşının pasaporta dahi ihtiyacı bulunma maktaydı. Nitekim herhangi bir Suriyeli geçerli bir kimlik belgesiyle Lübnan’a geçerek 6 aya kadar Lübnan’da yaşayabilmekteydi.
Bu bağlamda Suriye’de herhangi bir iç karışıklık çıkmadan önce başta tarım alanı olmak üzere iş amaçlı veya turistik amaçlı Lübnan’da bulunan Suriyelilerin sayısının 300.000 ile 500.000 arasında değişkenlik gösterdiği ifade edilmektedir. Lübnan’daki Suriyelilerin sayısının tam olarak bilinememesinin ikinci nedeni geçmişteki mülteci tecrübesiyle ilişkilidir. Bu durum, Lübnan’ın kırılgan siyasi yapısıyla birleşince Lübnan’da istikrarlı bir mülteci veya göçmen kabul etme politikası uygulanamamakta ve tam sayı bilinememektedir.
2. Lübnan’daki Suriyelilerin Hukuki Statüsü Lübnan, Mültecilerin Statüsüne İlişkin 1951 Konvansiyonu’nu ve buna bağlı 1967 Protokolü’nü onaylamamıştır.
Bu nedenle güvenlik kaygısıyla ülkesine gelen yabancılara mülteci statüsü ve kalıcı oturma izni vermeme hakkına sahiptir.
Lübnan’daki Suriyelilere herhangi bir şekil-de mülteci veya sığınmacı statüsü resmi olarak tanınmamaktadır. Suriyelilerin tamamının Lübnan’a yasal yollarla
girmediğini belirtmek gerekir. Bu bağlamda Lübnan’daki Suriyelilerin durumunu beş ana başlıkta ele almak mümkündür.
Birinci grupta hem Lübnan hem Suriye pasaportu taşıyan çifte vatandaşlar bulunmaktadır. İkinci grupta Lübnan’a yasal bir şekilde girip resmi kalış süresinin sonunda oturma iznini yenileyenler bulunmaktadır. Üçüncü grupta yine yasal bir şekilde Lübnan’a girip özellikle oturma izni yenileme ücreti nedeniyle iznini yenileyemeyen ve dolayısıyla Lübnan’da yasa dışı bir şekilde kalmakta olanlar yer almaktadır. Dördüncü grupta Lübnan’a yasa dışı yollarla giren ancak Lübnan makamlarınca istendiği an belgelenebilecek resmi bir kimliği olan Suriyeliler bulunmaktadır. Beşinci grupta yasa dışı bir şekilde Lübnan’a girip
herhangi bir kimlik belgesine sahip olmayan Suriyeliler bulunmaktadır.
Lübnan’da bulunan Suriyelilerden kaçının hangi gruba dahil olduğunu öngörmek ise oldukça zordur. Zira Lübnan hükümeti krizin başından beri yasal veya yasa dışı şekilde ülkeye giren Suriyelilere karşı açık kapı politikası uygulamaktadır. Adli vakalar haricinde sınırdışı etmeme ilkesini benimseyen Lübnan yönetimi, Suriyelileri zorla ülkeden çıkarma yoluna gitmemiştir.
3. Lübnan’a Yapılan Göçlerin Genel Trendi Suriye’den Lübnan’a yapılan göçlerin genel trendi konusunda en sistematik veriler UNHCR’da bulunmakta olup, bu veriler istatistik haline getirilerek düzenli olarak güncellenmektedir. Bununla beraber Lübnan’daki Suriyelilerin tamamının yukarıda belirtilen nedenlerle UNHCR kayıtlarında yer almadığını hatırlamak gerekir.
Grafik – 3 & 4 UNHCR Kayıtlarına Göre Lübnan’daki Suriyelilerin Demografik Yapısı
Kaynak: http://data.unhcr.org/syrianrefugees/country.php?id=122#
Lübnan’a gelen Suriyelilerin sayısı, Suriye’deki çatışmaların şiddetlenmesiyle doğru orantılı olarak giderek artan bir trende sahiptir.
Suriye’den Lübnan’a yapılan göçlerde asıl artışın 2013 yılıyla beraber gerçekleştiği görülmektedir. Nitekim 1 Ocak 2013’te 130,799 Suriyeli
Lübnan’da UNHCR’a kayıt olmuşken, 1 Mart 2013’te bu rakam 205,419’a çıkmış ve Mayıs ayının sonuna gelindiğinde 423,495 kişiye ulaşmıştır.
31 Ağustos 2013’te Lübnan’da UNHCR’a kayıtlı Suriyeli sayısı 610,916’ya yükselirken, yıl sonunda bu rakam 805,835 kişiye ulaşmıştır. 24
Şubat 2014’te UNHCR’a göre Lübnan’da kayıtlı ve kayıt olmayı bekleyen toplam 938,392 Suriyeli bulunmaktadır.
Lübnan’daki Suriyelilerin Suriye’den geldikleri bölgeler, çatışmaların yoğunlaştığı yerlerle yakından ilişkilidir. Lübnan’da Sosyal İlişkiler Bakanlığı, UNHCR ve yerli ve yabancı sivil toplum kuruluşları (STK) ile yapılan görüşmelerde Lübnan’a gelen Suriyelilerin ağırlıklı olarak Sünni Arap olduğu ifade edilmiştir. Suriye’den az sayıda da olsa Filistinli, Arap Alevi, Hıristiyan ve Dürzi’nin de Lübnan’a geldiği belirtilmiştir. Bununla beraber UNHCR dâhil olmak üzere hiçbir STK Lübnan’a gelen Suriyelilere yönelik dinsel ve mezhepsel bir tasnif yapmadığından herhangi bir yüzdelik orandan bahsetmek mümkün değildir.
Herhangi bir veriye bağlı olmaksızın Lübnan’a göç eden Suriyelilerin daha ziyade Lübnan-Suriye sınırına yakın bölgelerden gelmiş oldukları söylenebilir. Ancak UNHCR verilerinden hareketle, Lübnan’a göç eden Suriyelilerin genel trendine bakıldığında tahmin edilenin aksine sadece Suriye’nin Lübnan’a sınırı olan bölgelerinden değil, farklı yerlerinden de gelindiği görülmektedir. Nitekim Halep, İdlib, Rakka, Hasake ve Lazkiye gibi Türkiye sınırına Lübnan sınırından daha yakın olan bölgelerden de yo-ğun göç gerçekleşmiştir. Burada Lübnan halkı
ile aynı dili konuşmak ve Lübnan’a geçişe daha aşina olunması gibi faktörler etkili olmaktadır.
Bununla beraber sahada yapılan görüşmelerde Lübnan ile Türkiye’ye geçiş arasındaki maliyet faktörünün de rol oynadığı iddia edilmiştir. Zira normal şartlar altında Türkiye, sınır kapısına gelen Suriyelilerden herhangi bir ücret almamak tadır. Ancak rejiminin kontrolünden çıkıp muhaliflerin kontrolüne giren kapılarda, muhaliflerin Türkiye’ye geçen Suriyelilerden kişi başına belli bir miktar para talep ettikleri iddia edilmiştir. Bu bağlamda yapılan mülakatlarda Halep’ten Beyrut’a gelen kişilere neden Türkiye değil de Lübnan’ın tercih edildiği sorulduğunda
gerekçe olarak Lübnan’a geçişin Türkiye’ye geçişten daha ucuz olması gösterilmiştir.
Filistinliler Suriye’deki iç karışıklıklar nedeniyle Lübnan’a göç ederken akrabalık bağlarının bulunmasından dolayı özellikle Lübnan’daki Filistin kamplarına yerleşmeyi tercih etmişlerdir. Bunun haricinde Suriyelilerin Lübnan’da yerleştiği bölgeler arasında en fazla yoğunluğun Zahle’de olduğu görülmektedir. Ayrıca nispeten daha az sayıda olsa da bazı Suriyelilerin ülkenin güneyinde Hizbullah’ın daha etkin olduğu Sur, Sayda ve Bint Cibeil gibi bölgelere yerleştiği görülmek tedir. Bu bağlamda çoğunluğu Sünni Araplardan oluşan Suriyelilerin Hizbullah ’ın etkili olduğu bölgelere yerleşmesi aşamasında herhangi bir sorunun yaşanmadığı ifade edilmiştir.
Lübnan’daki Küçük Kampların genel görüntüsü
Ancak bu durum Hizbullah’ın insani yardımlara müdahale etmemesinin yanı sıra ülkenin güneyine nispeten daha az göç yapılmasıyla da ilişkilidir. Nitekim UNHCR tarafından kayıt altına alınan Suriyelilerin % 15’inden azı ülkenin güneyine yerleşmiştir.
4. Lübnan’daki Suriyelilerin Başlıca Sorunları
Lübnan’daki Suriyelilerin karşılaştığı sorunlar genel olarak barınma, eğitim, sağlık ve diğer sosyal sorunlar olmak üzere dört ana başlıkta ele alınabilir.
a. Barınma
Lübnan’daki Suriyelilerin karşı karşıya kaldığı sorunların başında barınma sorunu gelmektedir. Lübnan hükümetinin resmi kamp kurmama politikası, Suriyelileri doğrudan olumsuz etkilemektedir. Lübnan’a yasal veya yasa dışı yollarla gelen Suriyeliler, daha önce Lübnan’a aşinalıkları varsa bildikleri bölgeye; yoksa Lübnan’a kendilerinden önce gelmiş olan akrabalarının veya tanıdıklarının göç ettiği bölgelere yerleşmektedirler. Lübnan’a ilişkin herhangi bir bilgisi olmayan
veya herhangi bir akraba/tanıdığı bulunmayanlar ise beraber geldikleri aileleri takip ederek onların gittikleri yerlere yerleşmektedirler.
Suriyeliler genellikle aileler halinde Lübnan’a gelmekte olup 20 Şubat 2014 itibarıyla UNHCR kayıtlarına göre 204,698 aile Lübnan’da bulunmaktaydı.
Ailelerin yerleştiği bölgeler açısından bakıldığında yarısından fazlasının şehir merkezlerine yerleştiği söylenebilir. una karşın kırsala yerleşen Suriyeliler de bulunmaktadır. UNHCR kayıtlarına göre Lübnan’daki 1,661 köye Suriyeliler yerleşmiştir.
Suriyelilerin yaşadığı yerler açısından ele alındığındaysa beş farklı yaşama alanının oluştuğu görülmektedir. Bunlar;
1. Sadece bir ailenin yaşadığı evler,
2. Birden fazla ailenin odaları paylaşmak suretiyle yaşadığı evler,
3. Birden fazla ailenin yaşadığı ancak normalde dükkân veya depo olarak kullanılan yerler,
4. Ailelerin yaşadığı henüz bitmemiş inşaatlar,
5. Ailelerin yaşadığı çadırlar şeklindedir.
Lübnan yönetimince resmi olarak kamplar kurulmasa da kira ücretini ödemeyecek olan aileler için çadırlarda yaşamaktan başka bir yol kalmamak tadır. Bu bağlamda Lübnan genelinde az sayıda da olsa çadır kamplarda yaşayan Suriyeliler bulunmaktadır. Yaşamın diğer yaşama alanlara göre daha zor olduğu bu çadır kampların iki özelliği öne çıkmaktadır.
İlk olarak bu kamplar, Lübnan hükümetince resmi olarak tanınmasa da müdahale edilmemektedir. Aksine, özellikle yerel yönetimler aracılığıyla
üstü örtülü olarak kampların organizasyonu yapılmaktadır. Nitekim kampta yaşayan kişilere yönelik yardımda bulunan STK’lar, yerel yönetimlerle işbirliği halinde çalışmaktadır.
İkinci olarak, Lübnan yönetimi bu çadır kampların yaygınlaşmasına müsaade etmemek için kamptaki çadırların sayısını sınırlı tutmaktadır.
Dolayısıyla bu kamplar Filistinli mültecilerin kamplarından veya Türkiye, Ürdün ve Irak’ta kurulan Suriyeli mülteci kamplarıyla kıyaslanmayacak derecede küçüktür. Örneklendirmek gerekirse, Şatura yakınlarındaki Talabaya kasabasının kırsalında ziyaret edilen çadır kampta 100 çadır bulunurken toplam nüfus 600 civarındadır. Bar Elyas yakınlarındaki el Marj’da yer alan kampta ise 40 çadır bulunmakta ve 250 civarında Suriyeli yaşamaktadır. Bu bağlamda Lübnan Sosyal İşler Bakanlığı’na göre çadırlar-da yaşayan Suriyeliler, Lübnan’daki Suriyelilerin %16’sını oluşturmaktadır.
b. Eğitim
Lübnan’daki Suriyelilerin karşı karşıya kaldıkları bir diğer sorun eğitimdir. UNHCR kayıtlarına göre Lübnan’a gelen Suriyelilerin % 52,4’ü 18 yaş
altında olup en az % 33,5’u ilk ve orta öğrenim çağındadır. Bu bağlamda UNHCR verileriyle Lübnan Sosyal İşler Bakanlığının tahmini arasında farklılık bulunduğunu belirtmek gerekir. Zira UNHCR kayıtlarından okul çağında olan yaklaşık 300.000 Suriyeli çocuk bulunmaktayken, Lübnan Sosyal İlişkiler Bakanlığı bu sayının yaklaşık 400.000 olduğunu belirtmektedir.
Lübnan’da Mültecilerin çok büyük bölümü Evlerde zor koşullarda yaşamaktadır.
Lübnan hükümeti, Suriyelilerin eğitim ihtiyaçlarını gidermek için Suriyeli çocukların Lübnan’daki devlet okullarına kayıt olabilmesine imkan tanımıştır. Ancak Lübnan yönetiminin desteğine rağmen ortada bir gerçeklik vardır: Lübnan’daki okulların kapasitesi, ülkedeki Suriyelilerin eğitim ihtiyacını karşılamaktan uzaktır.
Bu sorunları aşabilmek adına Suriyelilerin yo-ğun olarak yaşadığı şehir merkezlerinde bazı STK’lar Suriye müfredatını uygulayarak Suriyeli çocukların eğitim ihtiyaçlarını gidermeye çalışmaktadır. Ancak bu imkandan az sayıda Suriyeli çocuğun yararlandığını belirtmek gerekir.
Öte yandan yüksek öğrenim açısından Lübnan’daki Suriyelilerin daha az sorun yaşadıkları söylenebilir. Zira Lübnan Eğitim ve Yüksek Eğitim Bakanlığı, ilk ve orta öğrenimde olduğu gibi, devlet üniversitelerinin kapılarını Suriyeli üniversite öğrencilerine açmıştır. Suriyeli üniversite öğrencileri Lübnan yüksek öğretim sistemine daha kolay adapte olabiliyorken özellikle Arapça eğitim veren bölümlerde çok daha kolay okuya-bilmektedir. Bununla beraber, Suriyeli üniversite öğrencilerinin yaşadığı bölgede herhangi bir üniversitenin bulunmaması, lojistik ve ekonomik açıdan zorlukların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
Lübnan’da bir Kamptan Çadırın iç görüntüsü
c. Sağlık
Lübnan’daki Suriyelilerin karşı karşıya kaldığı sağlık sorunları dört ana grupta ele alınabilir:
1. Genel halk sağlığı hizmetlerinde yaşanan sorunlar,
2. Hamilelik ve doğumda yaşanan sorunlar,
3. Kronik hastaların yaşadığı sorunlar,
4. Acil müdahale ve operasyon gereken durumlarda yaşanan sorunlar.
Bu bağlamda sağlık alanında yaşanan sorunların başlıca nedenleri arasında Lübnan’daki Suriyelilerin Lübnan sağlık sisteminin kapasitesinden fazla olması ve uygulanan sağlık sistemi gelmektedir.
Aslında Lübnan hükümetinin yaptığı düzenleme sayesinde Suriyeliler, Lübnan vatandaşlarının sağlık hizmetlerine erişimi ile aynı haklara sahiptir. Ancak Lübnan’da sağlık sistemi büyük ölçüde özel sektöre dayalıdır ve kamuya ait sağlık kuruluşları da özel sektör pratiğiyle çalışmaktadır.
Dolayısıyla ister ilk derece isterse ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti olsun, Suriyeliler de Lübnanlılar gibi ücret ödemek zorundadır. Bu noktada Suriyelilerin özellikle ilk basamak sağlık hizmetlerinden faydalanması için UNHCR ve bazı yerel ve uluslararası STK’lar finansal yardım yapmaktadır. Ancak her halükarda yapılan yardım, sağlık hizmetlerinin tamamını karşılamamaktadır.
Lübnan’daki Suriyeliler büyük ölçüde yaşadıkları ortamların steril olmamasından dolayı ilk basamak sağlık hizmetlerine ihtiyaç duymaktadır.
Bu noktada özellikle bebekler, çocuklar ve yaşlılar kötü yaşam ve beslenme koşullarından doğrudan etkilenmektedir.
Lübnan’daki Suriyelilerin ülke geneline dağılması nedeniyle lojistik açıdan sağlık hizmetlerineerişimde sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu durum özellikle kırsal bölgelere yerleşen Suriyeliler için geçerlidir. Lübnan sağlık kuruluşlarına erişmede sıkıntılar yaşanması üzerine Suriyelilerin Bekaa ve sınır hattının Suriye tarafında bazı STK’ların desteğiyle kendi hastanelerini kurdukları da ifade edilmiştir.
Bunun yanı sıra Suriyelilerin karşılaştığı sağlık sorunlarıyla ilgili olarak değinil mesi gereken bir başka nokta, sağlık alanında yapılan yolsuzluklardır.
Uluslararası kuruluşların ve yerel STK’ların Suriyelilerin tedavisi için getirdiği bazı ilaçların ve tıbbi malzemelerin kullanılmış gibi gösterilerek piyasada
yeniden satılmaya çalışıldığı iddiaları çeşitli görüşmelerde dile getirilmiştir.
Görüşmelerde dile getirilen bir diğer husus, bazı doktorların cerrahi yeteneklerini geliştirmek ve fazla kazanç sağlamak için komplike vakalarda doğrudan tedaviyi uygulamak yerine gereksiz ameliyatlar yaptıklarıdır.
7 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder