16 Ekim 2017 Pazartesi

ABD'NİN ORTA ASYA POLİTİKASI ve 11 EYLÜL SONRASI YENİ AÇILIMLARI BÖLÜM. 5

ABD'NİN ORTA ASYA POLİTİKASI ve 11 EYLÜL SONRASI YENİ AÇILIMLARI. BÖLÜM 5

ABD'ye kapılarını açan Orta Asya ülkeleri ise tamamen Rusya'dan farklı amaçlarla hareket etmekteydiler. Bir kere, ABD ile isbirligi yapmak Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan gibi ülkelerinin yöneticilerini yolsuzluk, demokratik 
olmamak ve insan hakları ihlalleri yapmak gibi ithamlardan kurtaracaktı. Nitekim, 11 Eylül öncesinde zaman zaman bu ülkelerin yöneticilerini elestiren Wasington yönetimi, Orta Asyalı liderlerin uzattıkları isbirligi eli karsılıgında, kendi resmî Insan Hakları Raporlarında yer alan iddialar (61) karsısında suskun kalmayı tercih etti. 

Ikincisi, Afganistan'daki Taliban benzeri köktenci Islamcı grupların etkinlikleri, bu ülkelerin yönetimlerini de rahatsız etmekteydi. 1999'da Taskent'te yasanan bombalamalarda görüldügü gibi eylemlerindeki siddet unsurunu giderek 
artıran köktenci gruplar, zaten hassas dengeler üzerinde duran rejimler için gerçek tehdit haline gelmisti. Bu grupların Taliban'la yakın isbirligi içinde bulunmaları, Taliban'ı ortadan kaldıracak her türlü eylemin Orta Asya 
baskentlerinde memnuniyetle karsılanmasına neden olmaktaydı. Bu tür grupların üstlendigi Fergana Vadisi'nin denetim altına alınması ABD'nin askerî destegiyle daha kolay olabilirdi. 

Üçüncüsü, bagımsızlıklarını kazanmalarının üzerinden on yılı askın bir süre geçmesine ragmen, Rusya'nın bölgedeki etkinliginin zaman zaman egemenlik sınırlarını zorlayacak biçimde devam ediyor olması Orta Asya ülkelerini rahatsız etmekteydi. ABD'nin bölgeye girisi bu ülkeler üzerindeki Rus baskısını azaltacak, olusan yeni denge ortamında daha rahat hareket etmelerine imkan saglayacak tı. 

Dördüncüsü, ABD'nin bölgedeki askerî varlıgı, istikrarsızlık ve güvensizlik nedeniyle bölgeye girmekten çekinen Amerikan yatırımcılarının Orta Asya'ya büyük yatırımlar yapmaları için gerekli güvenlik altyapısını saglayabilirdi. 
(62) 

Öte yandan, ABD'nin Orta Asya'ya askerî birlikler yerlestirme kararı aldıgı sırada en fazla tartısılan konulardan biri bu yerlesmenin Afganistan operasyonu boyunca mı devam edecegi, yoksa ABD'nin bölgede kalıcı olmayı mı  amaçladıgıydı.  

Mevcut ABD politikası göz önünde bulunduruldugunda, bölgedeki Amerikan varlıgının azalmayacagı sonucuna ulasmak mümkündür. 

Bu sonuca ulasılmasında en etkili olan unsur, Amerikan savunma ve dısisleri 
politikalarını büyük ölçüde belirlemeye baslayan "yeni muhafazakar"ların (Neo-Cons) ABD'nin küresel egemenligi söylemini benimsemis olmalarıdır. 1997'de ortaya atılan "Yeni Amerikan Yüzyılı" projesi (Project for A New American Century) etrafında kümelenen yeni muhafazakarlar, Amerikan çıkarlarına zarar veren terörizm, kitle imha silahlarının yayılması, küresellesme karsıtı yönetimler gibi risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasının yanı sıra, tek süper güç olan ABD'nin bu konumunu saglamlastıracak yeni açılımlara yönelmesini ve karsı koyulamaz askerî gücüne dayanarak dünyanın Amerikan çıkarları açısından stratejik önem tasıyan bölgelerini denetim altına almasını öngörmektedirler. (63) 

Bu noktada, yukarıda yer verilen Mackinder'in jeopolitik yorumlarına ABD'de yapılan atıfların sayısında da bir artıs görülmektedir. Yeni muhafazakar görüsü benimseyenlere göre, ABD'nin küresel hakimiyetini güçlendirebilmesi ve 
bunu uzunca bir süre devam ettirebilmesi ancak Afganistan operasyonu öncesine kadar giremedigi Orta Asya bölgesine girmesiyle mümkün olabilir. Bu atılım, büyük enerji kaynakları nedeniyle jeopolitik ve jeostratejik önemi 20. yüzyılın basına nazaran artan Orta Asya bölgesini denetleme imkanı saglayacak, bu denetim de Mackinder'in "merkez bölge" olarak isimlendirdigi Avrasya cografyasında söz sahibi olma imkanını yaratacaktır. Diger taraftan 
da, Rusya, Çin ve Hindistan'ın birlikte hareket etme egilimleri içine girdigi bir dönemde attıgı bu adımla ABD, kendisine meydan okuyabilecek bir gücün Asya'da yükselmesini engelleyebilecektir. Brzezinski daha 1998'de 
"Avrasya bölgesi ABD için baslıca jeopolitik ödüldür" diyerek, bölgenin ABD açısından önemini vurgulamıstı. (64) 

Öte yandan, Bush yönetiminin "terörle mücadeleyi" gerçekten basarıya ulastırılabilmesi de ABD'nin bölgedeki varlıgını sürdürmesine baglıdır. Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Pakistan'daki üsler El-Kaide ve Taliban'dan arta kalanları takip etmek ve yok etmek için kullanılmaya devam edecektir. Bölgeden hızlı biçimde geri çekilme Amerikan karsıtı grupların yeniden cesaretlenmeleri sonucunu dogurabilir. Bu noktada, geçici statüyle kullanılan bu 
üslerin, daimi nitelikli Amerikan üslerine dönüstürülmesi muhtemeldir. ABD'nin Özbekistan ve Kırgızistan'ı "stratejik ortak" olarak ilan etmesinin, Kazakistan ve Türkmenistan'la askerî iliskilerini gelistirmeye çalısmasının ardında da 
ileriye dönük bu beklenti yatmaktadır. 

Bunun yanı sıra, El Kaide benzeri terörist grupların örgütlenebilmesi için Orta Asya bölgesi benzersiz imkanlar sunmaktadır. Sovyetler Birligi'nin dagılmasından sonra, tüm eski cumhuriyetlerde oldugu gibi, bu bölgede de issizlik ve fakirlik had safhaya ulasmıstır. Orta Asya ülkelerindeki yüksek dogum oranları, gelecek kusakların da bu sorunla yüz yüze kalacaklarını göstermektedir. Hızla artan kırsal kesimden kentlere göçle birlikte yasanan ekonomik ve sosyal sorunlar, (65) köktenci grupların taraftar toplamalarını kolaylastırmaktadır. Taliban ve El Kaide benzeri örgütlerin tekrar güç kazanmalarını engellemek ancak bunların kök salabilecegi ortamların ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabilir. Söz konusu hedefe ulasılabilmesi ise Ikinci Dünya Savası sonrasında Avrupa'da yürütülen 
Marshall Yardımlarına benzer bir programın Orta Asya ülkeleri ve bunların yakın çevresinde isletilmesiyle mümkün olabilir. Böyle bir programın basarıyla yürütülebilmesi ise ancak Amerikan varlıgının denetleyici unsur olarak 
bölgede bulunmasıyla gerçeklestirilebilir. (66) 

ABD'nin bölgedeki varlıgının uzun sürecegi argümanını destekleyen bir diger neden de Orta Asya cumhuriyetlerinin simdilik bu varlıktan memnun olmalarıdır. Süphesiz ABD ile yakınlasmaya en fazla istekli bölge ülkesi, ÖIH ve Hizb-ut Tahrir'in faaliyetlerinden büyük endise duyan Islam Kerimov yönetimindeki Özbekistan'dır. Kerimov ayrıca ABD'nin destegini alarak, kendisini "genislemeci emeller" tasımakla itham eden komsularına da gözdagı vermek istemektedir. Fakat, gerek Rusya'nın denetiminden kurtulabilmek, gerekse rejimlerini hedef alan gruplara karsı kendilerini daha dirençli kılabilmek için diger bölge ülkeleri de Amerika'nın bölgedeki varlıgını alkıslamaktadırlar. (67) 

Rusya ise tam bir açmazla karsı karsıyadır. Putin yönetimi tüm çabalarına ragmen, ABD'nin bölgeye girisini denetleyememistir. Bölgede giderek kök salan ABD'nin, Rusya'nın 19. yüzyıldan beri "arka bahçesi" olarak gördügü bu alandaki etkinligini ortadan kaldırması kaçınılmazdır. Fakat, ABD'nin bölgedeki temel sorunları çözmeden hızla çekilmesi halinde de militan Islamcı hareketlerden terörizme, mülteci akınından uyusturucu ve silah kaçakçılıgına kadar içiçe geçmis sorunlar Rusya'nın sırtına yüklenecektir. Böyle bir alternatif karsısında, Rusya'nın Orta Asya bölgesinde ABD'nin faaliyetlerine tümüyle köstek olması kendi güvenlik kaygıları açısından da rasyonel degildir. (68) 

Bütün bunlara ragmen, ABD'nin Rusya'yla diger alanlardaki iliskilerini tehlikeye atarak Orta Asya'da varlıgını saglamlastırmaya çalısmasının uzun vadede Amerikan çıkarlarına zarar verecegini savunan görüsler de vardır. Bu görüsü savunanlar, Orta Asya'daki Amerikan varlıgının, Rus ordusu ve istihbarat örgütleri içindeki geleneksel Amerikan karsıtlarını güçlendirecegini, milliyetçi söylemleri alevlendirebilecegini, bu durumun da bütün ekonomik zorluklarına ragmen halen nükleer bir güç olarak uluslararası alanda etkinligini tam olarak yitirmeyen Moskova ile Vasington'u karsı karsıya getirecegini ileri sürmektedirler. Dahası, ABD'nin radikal Islam ve terörizmle mücadele 
çerçevesinde Orta Asya'daki otokratik rejimleri desteklemesinin, daha önce Mısır ve Suudi Arabistan örneklerinde Ortadogu bölgesinde görüldügü gibi, Orta Asya'da da hedeflenilenin aksi sonuçlara yol açabilecegi iddia edilmektedir. Bölge ülkelerinin birbirleriyle iliskilerinde, toprak bütünlügü, sınırların tanınması ve yetersiz su kaynaklarının paylasımı gibi ciddi sorunların varlıklarını devam ettirdigi dikkate alındıgında, ABD'nin bölgedeki varlıgının kendisi ve bölge ülkeleri için yaratabilecegi olumsuzluklar daha bariz görülmektedir. (69) 

5. Sonuç 

Vasington'un Orta Asya'ya baslattıgı açılımın gelecegini ABD yönetiminin küresel politikalarının alacagı biçim belirleyecektir. George Walker Bush'un 2004 Kasım'ında yapılacak seçimlerde bir dönem daha ABD baskanlıgına seçilmesi ve böylece "yeni muhafazakarların" ABD yönetimindeki varlıklarını daha da saglamlastırmaları halinde, dünyanın diger bölgelerinde oldugu gibi, Orta Asya'da da ABD'nin güç merkezli politikalarını devam ettirmesi beklenebilir. Yeni muhafazakar Amerikan yöneticilerin küresel hedefleri, ABD'ye zarar veren risk unsurlarının yok edilmesiyle sınırlı degildir. Bu baglamda, Orta Asya'daki terör gruplarının ve radikal örgütlerin tamamen yok edilmesi, ABD'nin bu bölgeden çekilmesi sonucunu mutlaka vermeyebilir. 

Bölgenin tasıdıgı jeopolitik önem, bir kere Orta Asya'ya ayak basan ABD'nin, güçlendirilmiş askerî isbirligi mekanizmaları dogrultusunda varlıgını perçinlemesini saglayabilir. Ikinci Dünya Savası sonrasında Türkiye'de 
yaşanana benzer biçimde, askerî -ekonomik bagımlılık sarmallarının yaratılmasıyla, ABD'nin bölgedeki varlıgının dogal nedenleri kendiliginden ortaya çıkacak, bölge yönetimleri daha fazla Amerikan yardımı ve destegi alabilmek 
sevdasıyla ülkelerindeki Amerikan varlıgını savunacaklardır. Afganistan operasyonunun 2003 Nisan'ından itibaren NATO komutasında yürütülmesi, Orta Asya ülkelerinin NATO'yla iliskilerinin de gelismesini saglayabilir. ABD'nin 
bölgede mevcut rejimleri desteklemesi ise Orta Asya cumhuriyetlerinin ulus insa süreçlerini ve demokratiklesmelerini geciktirecektir. 

Böyle bir senaryonun islemesi halinde uzun vadede Rusya ve Çin ile ABD arasında Orta Asya konulu ciddi gerginliklerin yasanması kaçınılmazdır. Bu sadece Orta Asya'ya egemen olma degil, ama Mackinder'in "merkez 
bölgesi"ni kimin denetleyecegi ve Brzezinski'nin isaret ettigi "büyük ödülü" kimin alacagı yönünde de bir mücadele olacaktır. 
-----------------------------------------------------------------------------------------

DİPNOTLAR;

1) Olaf Caroe, Soviet Empire The Turks of Central Asia and Stalinizm, London, Macmillan, 1967, s. 257-268. 
2) Samet Agaoglu, Sovyet Rusya Imparatorlugu, Istanbul, Baha Matbaası, 1967, s. 120-121. 
3) Zbigniew Brzezinski, Büyük Çöküs, Ankara, Türkiye Is Bankası Kültür Yayınları, 1990, s. 57. 
4) Çagrı Erhan, "Jeopolitik Kuramlar", Türk Dıs Politikası Kurtulus Savasından Günümüze Olgular, Belgeler, Yorumlar, Baskın Oran (der.), Cilt I, Istanbul, 
 Iletisim, s. 562. 
5) John Lewis Gaddis, Strategies of Containment, Oxford, Oxford University Press, 1982, s. 57. 
6) "The Position of the United States with Respect to Soviet-Directed World Communism", NSC-7, Foreign 
Relations of the United States 1948, Cilt: I, s. 546, Washington D.C., Government Printing Office, 1948. 
7) Gaddis, Strategies of Containment, s. 89- 91. 
8) Seyom Brown, The Faces of Power, New York, Columbia University Press, 1994, s. 57-58. 
9) Gaddis, Strategies of Containment, s. 157. Burada ilginç bir nokta Dulles'ın "esir halklar" kavramını büyük ölçüde SSCB'nin II. Dünya Savası sonuna dogru isgal  ettigi dogu Avrupa ülkelerinin halklarını tanımlamakta kullanmasıdır. 
 Rusların 18. yüzyılın sonu ve 19. yüzyıl boyunca zorla denetim altına aldıkları Orta Asya ve Kafkasya halkları bu dönemdeki Amerikan düsüncesinde "esir halklar" kategorisinde yer almamaktadır. Bu tercihin yapılmasında, az da olsa sanayilesmis, 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın ilk yarısında milliyetçiligin etkisinde kalmıs, bagımsızlıklarını kazanmıs, okuma-yazma oranı yüksek olan Orta ve Dogu Avrupa ülkeleriyle SSCB'nin batısındaki halkların, halen kapitalizm öncesi üretim iliskilerini yasayan, ulus bilincine erismemis Orta Asya halklarına nazaran daha kolay maniple edilebilecegi inancı rol oynamıstır. 
10) Erhan, "Jeopolitik Kuramlar", s. 562. 
11) Charles William Maynes, "America Discovers Central Asia", Foreign Affairs, Cilt 82, No. 2, Mart-Nisan 2003, s. 120. 
12) Martha Brill Olcott, "Nation Building and Ethnicity in the Foreign Policies of the New Central Asian States", National Identity and Ethnicity in Russia and the 
New States of Eurasia, Roman Szporluk (ed.), New York, M. E. Sharpe, 1994, s. 213-214. 
13) Dilip Hiro, Between Marx and Muhammad The Changing Face of Central Asia, Glasgow, Harper Collins, 1994, s. 305-306. 
14) Ibid., s. 158. 
15) Ilhan Uzgel, "1980-1990 ABD'yle Iliskiler", Türk Dıs Politikası Kurtulus Savasından Günümüze Olgular, Belgeler, Yorumlar, Baskın Oran (der.), Cilt II, Istanbul, Iletisim, s. 37. 
16) Alfred McCoy, Politics of Heroin: CIA Complicity in the Global Drug Trade, Afghanistan, Southeast Asia, Central  America, Columbia, Lawrence Hill Books, 1991, s. 451. 
17) Jonathan Beaty ve S. C. Gwynne, Outlaw Bank: A Wild Ride Into Secret Heart of BCCI, New York, Random  House, 1993, s. 82. 
18) Michael Griffin, Reaping the Whirlwind: The Taliban Movement in Afghanistan, London, Pluto Press, 2001, s. 150. 
19) Ahmed Rashid, Jihad: The Rise of Islam in Central Asia, New Haven, Yale University Press, 2001, s. 154. 
20) Ilhan Uzgel, "ABD'yle Iliskiler", Türk Dıs Politikası Kurtulus Savasından Bugüne Olgular, Yorumlar, Belgeler, Baskın Oran (der.), Cilt. II, Istanbul, Iletisim, 2001, s. 278. 
21) Stephen Blank, "The United States and Central Asia", Central Asian Security: The New International Context, Roy Allison and Lena Jonson (der.), London,  Royal Institute of International Affairs, 2001, s. 131. 
22) Ariel Cohen, US Policy in the Caucasus and Central Asia: Building A New Silk Road, Heritage Foundation, 
     <www.heritage.org/Research/RussiaandEurasia/BG1132.cfm>, June 24, 1997, (1 Agustos 2003). 
23) Stephen Blank, "The United States and Central Asia", s. 130. 
24) Shireen Hunter, Central Asia Since Independence, The Washington Papers, No. 168, Westport, Praeger, 1996, s. 158. 
25) Uzgel, "ABD'yle Iliskiler", s. 278. 
26) Zbigniew Brzezinski, Büyük Satranç Tahtası, Istanbul, Sabah Kitapları, 1998, s. 123; Mustafa Aydın, "Büyük Oyun ve Ikinci Büyük Oyun'un Ayırd Edici Özellikleri", Türk Dıs Politikası Kurtulus Savasından Bugüne Olgular, Yorumlar, Belgeler, Baskın Oran (der.), Cilt. II, Istanbul, Iletisim, 2001, s. 392; 
27) Brzezinski, Büyük Satranç..., s. 98. 
28) A National Security Strategy for a New Century, Washington D.C., The White House, October 1998, s. 39-41 
29) US House of Representatives, H.R. 1152, "Silk Road Strategy Act of 1999 - A Bill To Amend the Foreign Assistance Act of 1961 to Target Assistance to Support the Economic and Political Independence of the Countries of the South Caucasus and Central Asia", 106th Congress, 1st Session. 
30) Clinton döneminde ABD'nin küresellesmeyi nasıl tanımladıgına iliskin ayrıntılı bilgi için bkz. Çagrı Erhan, "Soguk Savas Sonrası ABD'nin Güvenlik Algılamaları", Uluslararası Güvenlik Sorunları ve Türkiye, Refet Yinanç ve Hakan Tasdemir (der.), Ankara, Seçkin, 2002, s. 70-71. 18/21
31) A National Security Strategy for a New Century, The White House, December 1999, s. 33. 
32) Mustafa Aydın, New Geopolitics of Central Asia and Caucasus Causes of Instability and Predicament, Ankara, Center for Strategic Research (SAM),
< http://www.mfa.gov.tr/grupa/sam/20.htm#08>, (28 Temmuz 2003). 
33) United States Defense Strategy, Department of Defense, Washington D.C., 2000, s. 13. 
34) Ertan Efegil, "Washington'un Hazar Havzası Politikası ve Türkiye", Avrasya Dosyası, C. 6, No. 2 (Yaz 2000), s. 191. 
35) Boris Rumer, " The Powers in Central Asia", Survival, Cilt. 44, No. 3 (Autumn 2002), s. 63. 
36) Office of the Coordinator of the US Assistance to NIS, US Foreign Assistance to and Cooperative Activities with theNew Independent States of the Former Soviet Union- FY 1999 Annual Report, Washington D.C., 2000, s. Appendix: Budget Charts - I. 
37) Türkiye'de Amerikan Barıs Gönüllüleri ya da Barıs Kıtaları adıyla bilinen Peace Corps Soguk Savas yıllarında ABD Dısisleri Bakanlıgı ile CIA'nin ortak bir çalısması sonucunda olusturulmustur. 1962'de resmen çalısmaya baslayan Peace Corps'un görünürdeki amacı, gönüllü ögretmenlerin ve teknik uzmanların ABD'nin yakın iliski içinde bulundugu gelismekte olan ülkelerdeki okullarda ders vererek ve çesitli teknik uzmanlık yardımları sunarak, bu ülkelerin toplumsal kalkınmasına katkı saglamaktır. Ancak, Peace Corps'un aslında Amerikan çıkarlarına hizmet edecek nesiller yetistirmek, zeki ve çalıskan çocukların ögrenimlerine ABD'de devam etmelerini saglamak (beyin göçü) ve bulundukları ülkelerde haber alma faaliyetlerinde bulunmak gibi kapsamlı görevleri oldugu yönünde göz ardı edilemeyecek miktarda yayın vardır. Nitekim, Agustos 1962'de Türkiye'de de çalısmaya baslayan Peace Corps'un bazı elemanlarının misyoner faaliyetler yürüttükleri ve Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgesinde CIA 
adına bilgi topladıkları iddiaları üzerine, bunların önce faaliyet alanları sınırlandırılmıs, ardından artan tepkiler üzerine ABD Peace Corps'u Türkiye'den geri çekmistir. Orta Asya cumhuriyetlerinin bagımsızlıklarını 
kazanmalarından hemen sonra, Amerikalı yatırımcılardan çok önce bu bölgeye Peace Corps görevlilerinin girmesi ve çok yogun bir çalısma baslatmaları düsündürücüdür. 
38) Office of the Coordinator of the US Assistance to NIS, US Foreign..., s. Appendix: Budget Charts - II 
39) Ibid., s. Appendix: Budget Charts - II. 
40) Ibid., s. 226. 
41) Ibid., s. 225. 
42) Ibid., s. 227-228. 
43) Jim Nichol, "Central Asia's Security: Issues and Implications for US Interests" CRS Report for Congress, Washington D.C., 2001. 
44) U.S. Department of State, Bureau of Democracy, Human Rights and Labor, Country Reports on Human Rights Practices 2001 -Kazakhstan, March 4, 2002, www.state.gov. 
45) U.S. Department of State, Bureau of Democracy, Human Rights and Labor, Country Reports on Human Rights Practices 2001 -Krygyz Republic, March 4, 2002, www.state.gov. 
46) U.S. Department of State, Bureau of Democracy, Human Rights and Labor, Country Reports on Human Rights Practices 2001 -Uzbekistan, March 4, 2002, www.state.gov. 
47) U.S. Department of State, Bureau of Democracy, Human Rights and Labor, Country Reports on Human Rights  Practices 2001 -Tajikistan, March 4, 2002, www.state.gov. 
48) U.S. Department of State, Bureau of Democracy, Human Rights and Labor, Country Reports on Human Rights  Practices 2002, March 31, 2003, www.state.gov. 
49) Rajan Menon, "The New Great Game in Central Asia", Survival, Vol. 45, No. 2 (Summer 2002), s. 190. 
50) Ibid.,s. 190 . 
51) Dianne E. Rennack, "Economic Sanctions and U.S. Foreign Policy", Foreign Affairs, Defense and Trade Policy: Key Issues in the 107th Congress, Washington D.C., Congressional Research Service, 2001, s. 3-4. 
52) Termiz, Afganistan-Özbekistan sınırındaki Amuderya kıyısında kurulu bir kent olarak tarih boyunca Kabil ve Delhi'ye uzanan yolların baslangıcı olmustur. 1894'te Afgan sınırındaki ilk Rus garnizonu da bu kentte kurulmus, 
1979'da Afganistan'ı isgal eden Rus birlikleri Termiz üzerinden harekete geçmisti. Özbekistan'ın Karsi sehrinden 12 km uzaklıkta olan Hanabad üssü ise 1980'li yıllarda Afganistan'a yönelik have harekatları için Sovyet hava 
kuvvetlerince kullanılmıstı. Nermin Guliyeva, "ABD-Özbekistan Iliskileri, 1992-2000", basılmamıs yüksek lisans ödevi, A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası Iliskiler Bölümü, 2003, s. 13-14. 
53) Maynes, "America Discovers Central...", s. 121. 
54) Menon, "The New Great Game...", s. 192. 
55) Central Asia Battalion (CENTRASBAT) tatbikatları, Orta Asya ülkelerinin barısın korunması ve insani müdahale gibi konularda etkinliklerinin artırılabilmesi için 1997'den beri Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve ABD'nin katılımıyla yürütülen bir faaliyettir. CENTRASBAT esasen, Aralık 1995'te alınan Orta Asya Ekonomik Toplulugu'nun (OAET) bir kararına uygun olarak 1996 basında Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan silahlı kuvvetlerinden katılımla ve ABD'nin Atlantik Komutanlıgı'nın destegiyle kurulan ortak bir askerî birliktir. Tacikistan 1998'de  OAET'ye katılmıssa da CENTRASBAT'a katkısı büyük degildir. 1999'dan itibaren NATO'nun Barıs Için Ortaklık programına dahil edilen CENTRASBAT tatbikatlarına yukarıdaki ülkelerin yanı sıra, Türkiye, Rusya, Gürcistan, 
Azerbaycan ve Ukrayna'dan askerî personel ile Türkmenistan, Fransa, Ingiltere, Mogolistan ve Almanya'dan gözlemciler katılmıstır. Ayrıntılı bilgi için bkz. 
      <www.globalsecurity.org/military/ops/centrasbat.htm>. 
56) Robin Bhatty ve Rachel Bronson, "NATO's Mixed Signals in the Caucasus and Central Asia", Survival, Vol. 42, No. 3 (Autumn 2000), s.134. 
57) Subodh Atal, "Central Asian Geopolitics and U.S. Policy in the Region: The Post-11 September Era", Mediterranean Quarterly, Cilt.14, No. 2 (Spring 2003), s. 106. 
58) Rumer, "The Powers in Central..."., s. 66. 
59) Atal, "Central Asian Geopolitics...", s. 106. 
60) Menon, "The New Great Game...", s. 192. 
61) Bkz. Dipnotlar 44-48. 
62) Rumer, "The Powers in Central...", s. 66-67; Atal, "Central Asian Geopolitics", s. 108-109. 
63) Mustafa Aydın, "Amerika Dünyadan Ne Istiyor?", Irak Savası Konferansı, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, 17 Nisan 2003. 
64) Brzezinski, Büyük Satranç Tahtası, s. 135. 
65) Martin C. Spechler, "Crouching Dragon, Hungry Tigers: China amd Central Asia", Contemporary Economic Policy, Cilt. 21, No. 2 (April 2003), s. 271- 272. 
66) Menon, op. cit., s. 190. 
67) Ibid., s. 191. 
68) Ibid., s. 194. 
69) Rumer, "The Powers in Central...", s. 66. 

www.stradigma.com   aylık strateji ve analiz e-dergisi 20/21
STRADIGMA.com    bir FORSNET e-yayınıdır 


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder