3 Şubat 2017 Cuma

ANNAN PLANI KIBRIS TUZAĞI BÖLÜM 2



 ANNAN PLANI KIBRIS  TUZAĞI  BÖLÜM 2



Soru: 
ANNAN PLANINA GÖRE KUZEYDE KIBRIS TÜRKLERİNİN MÜLKİYETİNDE KALABİLECEK MALLAR HANGİLERİDİR?

Yanıt: Annan planı terk edilmiş Rum mallarının sadece eşdeğer ve esaslı inkişaf nedenleri ile Türkler tarafından alınmasına olanak tanımaktadır. 

Eşdeğer ve esaslı inkişaf nedeniyle talep edilen malların dışında kalan malların mülkiyeti ilk günden Rumlara geçecektir. 

Ancak sorun burada sona ermiyor. Yukarıdaki hesaplama yöntemi nedeniyle eş degerciler ile esaslı inkişaf yapanların da kullandıkları malları almaları kolay olmayacaktır.

Bir benzetme yaparsak; Annan planı dünyanın gelişmemiş veya geliştirilmemiş bir bölgesinde yaşayan ve ekonomik sıkıntı içinde olan bir kişiye "senin oturduğun eve sahip olmana izin vereceğiz. Ancak İçinde yaşadığın toplumun ekonomik koşullarını ve piyasa değerlerini dikkate almıyoruz. Evin ekonomik yönden gelişmiş bir ülkenin pahalı bir bölgesinde olduğunu varsayarak değer biçeceğiz, senin de zengin bir toplumda para kazandığını varsayarak ödemeni bekleyeceğiz. Son kuruşuna kadar Ödemeden tapu almak yok. Ödeye-mezsen malı kaybedeceksin" demektedir.

Yukarıdaki hesaplama yöntemine göre; Ku-zey'deki konut, işyeri ve turistik tesislerin değeri Güneyde oldukları varsayılarak hesaplanacaktır. 

Güneyde turistik yerlerin fiyatları konusunda az çok bilgi sahibi olanlar böyle bir hesaplamadan sonra Türklerin Kuzeydeki turistik yerlere sahip olamayacağını çok iyi anlarlar. Bu yerlerin değeri o kadar yüksek çıkacaktır ki Türklerin bu güne kadar sahip oldukları malları kurtarmaları şöyle dursun kirasını ödemeleri dahi mümkün olmayacaktır.Bu nedenle kuzeyde Türklerin mülkiyetinde kalacak mallar ekonomik değeri olmayan Rumların beğenmediği mallar olacaktır.

Soru: 
GÜNEYDE KIBRISLI TÜRKLERİN MALLARI BÜYÜK DEĞER KAZANDIĞINA GÖRE YAPILACAK İŞLEMDEN KAZANÇLI ÇIKMA VE KUZEYDE YETERLİ MAL ALMA OLASILIKLARI YOK MU?

Yanıt: Hayır yoktur. Arınan planının tuzağı buradadır. Kuzeyde ve Güneyde istisnalar hariç tüm malların Rumlara geçme sonucunu doğuracak olan malların değerlerinin saptanması yöntemidir.

Güneyde değerli malı olan ve karşılığında Kuzeyde kullandığı malı almayı ümit eden Türkler büyük sürprizlerle karşılaşacaklardır.

Bir örnek olarak Limasol'daki evine karşılık Girne'de eşdeğerden ev almış bir Güney göçmenini ele alalını. Büyük bir olasılıkla oturduğu ev Güneydekinden daha büyüktür, daha büyük arsa içerisine yapılmıştır veya kentin daha değerli bir bölgesindedir. Örneğin denize yakın bir yerde olabilir. Limasol göçmeni doğal olarak Türk ölçüleri ile düşünmekte ve "Limasol'da bir ev bırakıp bir ev aldım. Kullandığım evin bana kalması gerekir. İki evin değeri arasında bir fark olsa bile bunu ödeyip evimin tapusunu alabilirim" diye düşünmektedir. 

Büyük bir olasılıkla Limasol'daki evinin değerinin 100,000 sterline ulaştığını, Girne'de kullandığı evin ise 120,000 sterlin civarında olduğunu ve en kötü olasılıkla 20,000 sterlin daha ödeyerek evine sahip olacağını sanmaktadır. Halbuki Arınan planı Girne'deki evin Limasol'da olduğunu varsayarak hesaplama yapmaktadır.

Bu nedenle evin en az 200,000 sterlin değeri çıkacak ve Türkün aradaki fark olan 100,000 sterlini ödemesi gerekecektir. 

Bu miktar Kuzeyde yaşayan bir Türkün altından kalkamayacağı miktar olacaktır.
Güneyde çok değer kazanmış malı olup Kuzeyde turistik bir yeri olan Türkün durumu da bundan farklı değildir. Kaba bir tahminle Güneydeki malının piyasa değeri 5 milyon sterline ulaşmışsa Kuzeyde sahibi olduğu mal 7 milyon sterlin tutacak ve arada çok önemsiz bir fark gibi görünen 2 milyon sterlini ödemesi istenecektir. Bu miktarı turizmle uğraşan bir Rum iş adamının ödemesi kolaydır. 
Kıbrıs Türkü için ise rakam astronomik olacaktır.

İki ekonominin farklı düzeyde olması adaletsiz bir sonucun doğmasına neden olacaktır. Güneyde ve Kuzeydeki malların değeri,aşağı yukarı Güneydeki piyasa değerleri kadar yani oldukça yüksek çıkacaktır. Bu nedenle eşdeğer mal takasında iki mal arasındaki fark da oldukça yüksek olacaktır. Bu farkı Türklerin ödemesi mümkün değilken Rumlar kolaylıkla ödeyebilecektir. Annan planı diğer göçmenler gibi eş değercilere de karanlık günler hazırlamıştır ve Kuzey
lilerin mülkiyetine geçmesi kaçınılmazdır.

Soru: 
KUZEYDE ARSA ALARAK EV İNŞA EDEN ÇOK SAYIDA KIBRISLI TÜRK VARDIR. ONLARIN EVLERİNİN TAPUSUNU ALMALARINDA BİR SORUN ÇIKACAK MI?

Yanıt: En büyük sorun onları beklemektedir. Çünkü Annan planı KKTC yi tanımadığı gibi KKTC tapularını da tanımamaktadır. 

Toprak Komisyonu karar verene değin Rum tapuları geçerli olacak veya e\in kime ait olduğu tartışmalı kalacaktır.

Terk edilen tartışmalı mallar üzerinde kiralama dahil hiç bir işlem veya tadilat yapılamayacağını görmüştük. 

Bu düzenleme KKTC'ye güvenerek yatırım yapmış birçok insanımızın yıllarca bekleme içine girmesi demektir.

Annan planına göre bir arsa alarak üzerine ev inşa eden kişi iki başlık altında bu mala sahip olabilir. Eşdeğer ve esaslı inkişaf. 

Ancak her iki baslık altında da eve sahip olması son derece zordur. Öncelikle satın alınan arsanın neyin karşılığında alındığını araştırmak gerekir. Satan kişi arsayı eşdeğerine karşılık almışsa eşdeğer haklan satın alana geçmektedir. Ancak İTEM yasasının değerlendirmesi Annan planından farklı olduğundan arsanın eşdeğerle alınma olasılığı hemen hemen hiç yoktur. Çünkü İTEM yasası Güneyde kalan mala karşılık Annan planının öngördüğünden fazla mal veriyordu. Dolayısıyla arsa eşdeğer karşılığı alınmış olsa bile bu eşdeğer arsayı 
karşılayamayacak ve aradaki farkın ödenmesi gerekecektir. Aradaki fark Güneydeki fiyatlara göre saptanacağından oldukça yüksek olacaktır.

Esaslı İnkişaf başlığı altında ise evin değerinin arsanın değerinden yüksek olması halinde ev sahibi arsanın bedelini ödeyerek eve sahip olabilir. (Gör: Taslak Ek 7. madde14) Ancak bu hesaplamada ev sahibinin arsayı almak için ödediği para dikkate alınmayacaktır. 

Yani Annan planı Kuzeyde arsa satın alarak içine ev inşa edenlerin arsayı tekrar satın almasını ve ikinci kez bedel ödemesini beklemektedir. 

Bu bedel arsanın "current value" su olacaktır.

Yukarıda açıklandığı gibi arsa Güneyde imiş gibi değerlendirilecek ve ev sahibinin belli bir süre içinde parayı ödemesi istenecektir. 

Ödeyemezse Rum arsa sahibi, evin bedelini piyasa değerinden ödeyerek evi alabilecektir. Şüphe yok ki Kuzeydeki piyasa değerleri Güneye göre çok düşük olduğundan Rum bundan avantaj sağlayacaktır. Ayrıca evin Kuzeydeki piyasa değerinin hesaplanması çok tartışmalı olacaktır. Çünkü arsa Ruma ait kabul edildiği için evin piyasa değerinin arsa ile birlikte değil arsa olmadan hesaplanması gerekecektir. 

Böyle bîr hesaplamanın nasıl yapılabileceğini bilen yoktur. Bu nedenle burada da sürpriz bir rakam çıkma olasılığı vardır. 

Birçok modern evin değeri üzerine inşa edildiği arsanın değerinden az çıkacak ve dolayısıyla ev arsa sahibine geçecektir.

Rumların alacağı parayı büyük bir dikkatle hesaplayan Annan planı, Türklerin para alması söz konusu olduğunda konuyu geçiştirmeyi tercih etmiştir. Annan Planı ev inşa eden özellikle yaşlı insanlara yıllarca sürecek bir işkence hazırlamıştır. Bu bekleme sonunda ya astronomik bir bedel ödeyerek eve sahip olacaklar ya da evlerini kaybedeceklerdir.

Soru: 
GÜNEYDE KALAN MALLARIN DEĞERLERİNİN AŞAĞI YUKARI BU MALLARIN GÜNEYDEKİ PİYASA DEĞERİ OLACAĞINI VE BU 
DEĞERLERİN YÜKSEK OLDUĞUNU SÜYLÜYORSUNUZ. BÖYLE BİR DEĞERLENDİRMEDEN GÜNEY GÖÇMENLERİNİN YARAR SAĞLAMASI 
GEREKMEZ Mİ?

Yanıt: Hesaplamada Güneydeki malların değerlerinin aşağı yukan malların Güneydeki piyasa değeri olacağı doğrudur.

Ancak yukarıda anlatıldığı gibi Kuzeydeki malların değeri de bu malların Güneyde olduğu varsayılarak hesaplanacaktır. 

İTEM yasasına göre taşınmaz mallar sadece eşdeğerciler' e değil tüm göçmenlere verilmiştir ve uygulanan ölçü Annan planının ölçüsünden çok farklıdır. Örneğin Güneyde bir ev bırakmış kişiye büyüklüğüne ve değerine bakılmaksızın Kuzeyde ev verilmiştir. 

Birçok göçmenin evli çocuklarına da ev verilmiştir. İstisnalar olmakla birlikte genelde İTEM yasası eşdeğerciler e Annan planının layık gördüğünden çok daha fazla mal vermiştir. Dolayısıyla eşdeğercilerin Kuzeyde kullandıkları mallara sahip olabilmek için Güneydeki mallarından vazgeçmeleri gerekecektir. Güneydeki mallarından vazgeçenler büyük bir olasılıkla Kuzeyde kullandıkları inalların sadece bir bölümünü alabileceklerdir. Güneyde bir köyün yansına sahip olan en zengin kişinin Girnede kullandığı tek arsayı almakta zorlanma olasılığı vardır.

İleride şok geçirmemek için bir Güney göçmeevi hayalinde Limasol'a taşıması ve Limasol'un, evin Kuzeyde bulunduğu bölgeye benzer bir bölgesine (comparable location) yerleştirmesi gerekir. Daha sonra terk ettiği ve kullandığı iki malın Li-masol'daki piyasa değerini hesaplayarak neyi alabilip neyi alamayacağını veya ne kadar fark ödemek zorunda kalacağını hesaplayabilir.

Soru: 
KUZEYDE KULLANDIĞI MALDAN VAZGEÇEN BİR GÜNEY GÖÇMENİNİN GÜNEYDEKİ MALINI SATARAK KAZANÇLI ÇIKMA OLASILIĞI YOK MU?

Yanıt: Bu olasılık çok azdır. Çünkü Annan Planına göre Güneyde Türk mallarını kullanan Rumların haklan Kuzeyde Rum mallarını kullanan Türklerle aynıdır.
Annan planının prosedürüne göz atmakta yarar vardır. Anlaşmanın imzalanması üzerine bir yıl içinde Kuzeyde ve Güneyde terk edilen taşınmaz mallan kullananlar Toprak Komisyonuna başvuracaktır. Aynı taşınmaz mallar İçin bu malların eski sahipleri de başvuracak ve malları geri isteme, satma, takas ve kiradan hangisini tercih ettiklerini bildireceklerdir.

Annan planının düzenlemesinden anlaşıldığına göre mal alımında öncelik kullanandadır. Karşı devlette bıraktığı malın bir buçuk katını geçmeme ve aradaki değer farkını ödeme koşuluyla yasal olarak kullandığı malı alabilecektir. Bundan sonra malın eski sahibinin tercihleri gündeme gelecektir.

Plana göre Türk malı kullanan Rumlar Kuzeydeki mallan karşılığında ve arada fark varsa nakit ödeyerek kullandıkları malları alabileceklerdir. 

Yukarıdaki hesaplama yöntemi ile Rumların Kuzeydeki malları yüksek değerleri bulacağından Güneydeki Türk mallarım almada zorlanmayacaklardır. Arada fark ödemeleri gerekse bile ekonomik durumları ve kredi alma olanakları daha iyi olduğu için malları almaları kolay olacaktır. Böylece Güneydeki Türk mallarının büyük bölümü ve Özellikle değerli olanlar bir çırpıda elden gidecektir.
Bu düzenlemeden anlaşılacağı gibi bir Güney göçmeninin Güneydeki malını satabilmesi iki koşula bağlıdır.

a) Kuzeyde kullandığı maldan vazgeçmesi.
b) Güneyde o malı kullanan Rumun burayı almak istememesi.

Bu koşullar gerçekleşirse bir Güney göçmeni Güneydeki malını satabilecektir. Ancak bunun için Kıbrıs'tan göç etmeyi veya topraksız yaşamayı göze alması gerekir. Annan planının uygulanmasından sonra Kuzeyde çoğu Rumların eline geçmiş malların fiyatı o kadar yükselecektir ki Güneydeki mallarını satanların Kuzeyde başka mal alma olanağı kalmayacaktır. İşte bu nedenle Annan Planı halkımızı göçe zorlayacak, Kıbrısta kalanları ise topraksız isçi sınıfı haline getirecektir.

Soru: 
KUZEYDE PARÇA DEVLETTE TAŞINMAZ MALLARIN RUMLARIN MÜLKİYETİNE GEÇECEĞİNİ SÖYLÜYORSUNUZ. HALBUKİ ANNAN 
PLANLARINDA KUZEY PARÇA DEVLETTE RUMLARIN SAHİP OLABİLECEĞİ MAL ORANI SINIRLANMIŞTIR. BU SINIRLAMA ONLARIN TÜM 
MALLARA SAHİP OLMASINI ÖNLEYECEK DEĞİL Mİ?

Yanıt: Hayır önleyecek değildir. Planda Taslak Ek 7 madde 16 da yer alan bu sınırlama bir aldatmaca dan ibarettir. Annan planlarında Rumların mülkiyetinde kalacak mal oranı değişmiştir. Üçüncü plana göre kuzeyde Rumlara kalacak mallar kuzey topraklarının genelde 9 HO unu köylerde ise %20 sini aşamaz. Bu maddeyi okuyanlar kuzeydeki malların mülkiyetinin genelde %90, köylerde ise %80 Türklerde kalacağını sanmakta ve rahat bir nefes almaktadır. Halbuki bu düzenlemenin hemen arkasından gelen Taslak Ek7 Kışını C "Satış, Takas ve 
Uzun Vadeli Kiralama" başlığını taşımaktadır. Planın bu bölümüne göre, Rumların
Kuzeydeki mallan satmaları, takas etmeleri ve uzun vadeli kiralamaları teşvik edilecektir. Madde 20 ye göre bu işlemlerin yapılması halinde 
artık madde 16' daki sınırlamalar geçerli olmayacaktır.

(Gör: Taslak Ek 7 madde 20. "Tasarrufu kaybedenler mallarım uzun süre kiralayabilmeleri konusunda teşvik edileceklerdir". Madde 20 a. 
"Kiralanan mallar oran kapsamından muaf tutulacaktır". Madde 19 "Kiralama parça devlette yaşayan diğer kişilere yapılabilir") Bir kişinin kiralayabileceği malın sının yoktur. Buna göre, Kuzeyde örneğin Dipkarpaz'da yaşayan bir Ruma veya Kormacitte yaşayan bir Maro-nit'e Kuzeydeki tüm Rum malları uzun vadeli kiralanarak veya   kiralanmış  gibi gösterilerek mümkündür. Sınırı aşmak o kadar kolaydır ki,planın böyle bir sınır koyma zahmetine girmesine hiç gerek yoktu.
Bu düzenlemeye göre Kuzeyde eşdeğercinin veya esaslı İnkişaf yapanın doğrudan alabileceği çok az miktarda malın dışındaki taşınmaz mallar basit bir kira sözleşmesinin gösterilmesi ile hiç sınırlama olmadan Kumlarda kalacaktır. Bu nedenle Annan Planının istisnalar dışında kuzey parça devletteki tüm taşınmaz malların mülkiyetini Rumlara geçireceğini söylemek hatalı değildir.

Soru: 
ANNAN PLANINI DESTEKLEYENLER KUZEYDE HAKSIZ MAL ALANLARIN BU MALLARI KAYBEDECEĞİNİ HAKLI MAL ALANLARIN İSE HİÇ BİR SORUNLA KARŞILAŞMAYACAĞINI SÖYLÜYORLAR. BU DOĞRU DEĞİL Mİ?

Yanıt: Doğru değildir. KKTC de mal dağıtımında uygulanan İTEM yasasının farklı değerlendirmesi ve Annan Planının yukarıda anlatılan olağan dışı hesaplaması nedeniyle en haklı mal alanlar dahi sorunlarla karşılaşacaktır. Öyle anlaşılıyor ki planı kaleme alanlar Kuzeyde eşdeğer ve esaslı inkişafla alınabilecek malların dışındaki tüm taşınmaz malların Rumlara devrini yeterli bulmadılar ve eşdeğerle esaslı inkişaftan alınacak malların büyük bölümünün de Rumlara geçmesini sağlayacak bir düzenleme hazırladılar.

Bu konuda gerçeği ortaya çıkarmak zor olmamalıdır. Güneyde çok fazla mal bırakmış birkaç kişiyi örnek olarak ele almak ve Annan planına göre Güneydeki ve Kuzeydeki mallarının değerini hesaplayarak neyi alabileceklerini saptamak gerçeği ortaya çıkarabilir. Bunun gibi arsa satın alarak üzerine ev inşa eden birkaç kişinin arsa için ne kadar ödemek zorunda kalacağını hesaplamak da bize yardımcı olacaktır ve İnsanlarımızı ileride şok yaşamaktan koruyabilir. Özellikle Annan planını destekleyen dürüst ve samimi aydınların bu hesaplamayı yapması gerekmektedir. Güneyde ve Kuzeyde istisnalar dışında tüm taşınmaz malların Rumlara geçeceği gerçeği ortaya çıktıktan sonra topraksız Türk halkının ekonomik gelişmesini sağlayabilip sağlayamayacağı ve onurlu bir halk olarak yaşayabilip yaşayamayacağı sorusuna yanıt aramak gerekecektir.

3 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder