30 Aralık 2017 Cumartesi

YENİ ANAYASA YAPILIRKEN TEMEL MADDELERE DOKUNULMAMALI!?

YENİ ANAYASA YAPILIRKEN TEMEL MADDELERE DOKUNULMAMALI!?


Mustafa ÖZTÜRK
bilgiyurdu@hotmail.com
Bilğiyurdu Dergisi
Sayı 53 Ocak-Şubat yıl 2016


2016’nın geniş bir bölümünde yeni anayasaya ve rejim tartışması yapılacak. Çünkü AKP, 1 Kasım’dan aldığı güçle “başkanlık sistemini”ni dayatmaktadır. 
Muhalefet partileri karşı olduklarını söylediler ama başkanlık sistemi dahil her şeyi tartışabileceklerini beyan ederek AKP’ye yol açtılar. 

Bize göre yanlış yaptılar. Zira, tartışılacak konular vardır, tartışılmayacak konular vardır.

Meselâ, seçim barajı, bakanlık sayısı gibi konuları tartı- şabilirsiniz ama devletin şeklini, Cumhuriyetin niteliklerini, devletin bütünlüğünü, resmî dili, bayrağı, 
millî marşı ve başkenti tartışamazsınız. Aynı şekilde, egemenliğin millete ait olduğunu, Türk vatandaşlığı tanımını, “İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür.”  maddesini tartışamazsınız.

Kuvvetler ayrılığını hukukun üstünlüğünü tartışamazsınız. Kısacası TC Anayasasının 1’nci, 2’nci,3’üncü,4’üncü, 6’ncı, 66’ncı 123’üncü,127’nci maddeleri tartışılmamalı, aynen kalmalıdır. Çünkü bu maddeler, devletin üniter ve millî yapısını oluştururlar.

MHP ve CHP’nin ilk 4 madde vurgusu doğrudur ama yeterli değildir. Bu maddeleri sözde bırakabilecek yazımlara da dikkat etmeleri gerekecektir.
Biliyoruz ki AKP, kişiye özel bir anayasa yapmaya gayret ediyor; bütün çabaları sayın Erdoğan’ı başkan yapmak.

Başarabilirlerse fiili durumu yasaya bağlamış olacaklar ama Türkiye, 140 yıl geriye gidecektir. Çünkü, 1876’da Kanun-i Esasi ile sultanın yetkisi kısıtlanmıştı, 
2016 da yeni anayasa ile yeni sultana yeni ve görülmemiş yetkiler verilmiş olacak.

Siyasi parti yöneticilerinin demokrasi söylemleri bir yalandan ibaret... Bunlar demokrat olsalar, önce Siyasi Partiler Yasası’ndaki ve tüzüklerindeki antidemokratik maddeleri kaldırırlardı. Dolayısıyla bunlardan temel hak ve özgürlükleri esas alan bir anayasa beklenmemeli.
Elbette ki Türk milleti mevcut anayasadan daha iyi bir anayasaya lâyıktır. Ancak bugünkü TBMM’den böyle bir Anayasa çıkacağını hiç sanmıyorum. 

Elde olanı da kaybedebiliriz.

Yani “yeni anayasa” yı görüşmeye razı olmak bir riski yüklenmektir. CHP ve MHP bu riski kabul ettiler.
AKP’nin “Başkanlık”, HDP‘nin “Özerklik” taleplerine, her ikisinin temel maddelerdeki birlikteliklerine bu iki partinin nasıl karşı koyacaklarını hep beraber göreceğiz.

Mevcut Anayasa’nın (1982 Anayasası) Askerî darbe ürünü olduğunu söyleyebilirsiniz. Ancak bu Anayasa’nın 7 Kasım 1982’de halkoyuna sunularak kabul edildiği,  geçen zaman içinde 105 Maddesinin değiştirildiği ve 12 Eylül darbesine ait izlerin silindiği de dikkate alınmalıdır.

Genelde bütün anayasalar bir ihtilâl ve inkılâbın sonunda yapılmıştır. Eğer AKP’nin istediği başkanlık sistemini getiren bir anayasa yapılır ve halka kabul ettirilir  ise bu anayasa da AKP’nin gerçekleştirdiği sivil darbenin bir sonucu olacaktır. Çünkü bunlar, emirleri altındaki medya, sivil toplum örgütleri ve iktidar imkânları  sayesinde algı operasyonları yapabiliyor ve karayı ak gösterebiliyorlar.

Millî ve üniter Türkiye›yi de yeni anayasa ile çok dilli, çok kültürlü bir yapıya dönüştürebilirler.
Yukarıda saydığımız maddelerinin değiştirilmesi veya kaldırılması halinde Türk tarihinde 23 Nisan 1920 ile başlayan dönem sona ermiş olacaktır. 
Bu kadar büyük ve korkunç bir kötülüğü milletimize yaparlar mı dersiniz?

2016’DA NELER OLACAK?

2016 yılı Türkiye için sorunların artarak devam edeceği bir yıl olacağa benziyor. Emperyalist devletler, terör yoluyla Türkiye’yi baskı altında tutmaya çalışıyorlar. 
Bu nedenle 2016’da da Türkiye terörün hedefinde olacaktır.

İktidar, gevşemeden, yılgınlık göstermeden, hatta yeni önlemler alarak terörle mücadeleye devam etmelidir. İç ve dış etkilerle terör örgütleriyle masaya oturma  yanlışını yapmamalıdır.

Rus uçağının düşürülmesi ile başlayan kriz, başımızı çok ağrıtıyor ve ağrıtmaya devam edecek. AKP iktidarının millî çıkarlarımızla bağdaşmayan yanlış 
Suriye ve Irak politikalarının acı sonuçlarını Türk milleti olarak hep beraber yaşayacağız: Bu ülkelerdeki Türklerimiz daha da ezilecek. Rusya’nın ve ABD’nin açıkça desteklediği Kürtçü terör örgütleri yeni mevziler kazanabilirler.

KIBRIS

KKTC’de teslimiyetçi ve tavizkâr bir hükümet iş başında…Bu hükümetin her geçen gün Türkiye’yi dışlamaya devam edeceği anlaşılıyor. Annan Planı’ndan da beter bir anlaşmaya razı olabilirler. Buna izin verilmemeli.Çünkü Kıbrıs, Türkiye’nin güvenliği bakımından, KKTC Hükümeti’ne bırakılmayacak kadar önemlidir.

AHLÂK BUHRANI

Ahlâk buhranı 2016’da da artarak sürecek. Hırsızlık, rüşvet, vurgun, soygun, cinsel istismar ve diğer bütün suç-lar tavan yapacak. 
Çünkü, ülkemizde millî ve insanî duygular kasıtlı olarak zayıflatılıyor. Ülkeyi yönetenler halkakötü örnek oluyorlar.

YUMUŞAK KARNIMIZ

2016’da dış güçler ve piyonları, Suriye ve Irak’takimezhep savaşını Türkiye ye taşımaya çalışacaklar. Yumuşakkarnımızın mezhep farklılığımız olduğunu biliyorlar.
Dinî söylemlerin para ettiğini de gördüler. Her türden dinîakımı kullanacaklardır. 

Aman Dikkat! 

Bu olumsuz tablo karşısında Türk milliyetçilerinin iktidar alternatifi oluşturacak hamleleri yapmaları, Türk milletinin umudu olarak ortaya çıkmaları gerekmektedir.
Önümüzdeki günler kendimize çeki düzen verme, örgütleri kuvvetlendirme, fikir üretme, iktidara hazırlanma günleri olmalıdır.


***

Niçin Anadolu Partisi? BİR DAVET VE BİR İSTİFA,



Niçin Anadolu Partisi?


Türker Ertürk
19 Kasım 2014, 16:05
   


Bu köşeyi okuyanlar, Konferanslarımı dinleyenler, Televizyon konuşmalarımı izleyenler bilirler uzun zamandır Türkiye’de yeni bir siyasi harekete ihtiyaç olduğunu söylüyordum. Bilimsel veriler de söylediklerimi doğrular mahiyetteydi. Kamuoyu yoklamalarına göre en büyük parti parti sizlerin partisiydi.

Halk çıkış yolu arıyor! “Anladık ama sandıkta kime oy vereceğiz?” diye soruyor! Ülkemiz emperyalizmin işgali altında, onun yerli işbirlikçileri eliyle her geçen gün biraz daha bölünme, parçalanma ve iç savaş rotasında ilerliyoruz. Ve adım adım karşı devrim sürecini yaşıyor ve Ortaçağ karanlığına doğru sürükleniyoruz.

Bu kötü gidişin önü kesilmesin, hatta bu sürece koltuk değneği olunsun diye CHP’ye operasyon yapıldı, dönüştürülerek YCHP haline getirildi. Yönetimde artık Atatürk düşmanları, ajanlar, Cumhuriyetimizin kurucu ideolojisine muhalefet edenler, Türk üst kimliği ile barışık olmayanlar ve F Tipi Örgütün savunucuları etkin hale geldi. 

Halen bu partide bulunan ve yaklaşan genel seçimler öncesi partiye kenar süsü olarak alınacak olan Atatürkçülerin görevi balık yemi olmaktır. 
Zokayı halka yutturmak  için!

BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ!


Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halk bir planın parçası olarak seçeneksiz bırakıldı. Öncülük yapan herhangi bir örgüt olmamasına rağmen halk bu durumu protesto etti ve sandığa gitmedi! Seçeneksizliğin devamı durumunda halk kaderine razı olma psikolojisi içine girecek. Bu psikolojinin emarelerini bu yıl içinde 29 Ekim ve 10 Kasım’da gördük. Katılım geçmiş yıllara göre düştü!
“Birleşe birleşe kazanacağız” sloganı güzel ve motive edici. Halk gerçekten birleşilmesini, aydınların ve öncülerin bir araya gelmesini ve ülkemiz için kötüye giden sürecin durdurulmasını istiyor. Burada şüphe yok. Sorun aydınlarda, öncülerde, siyasetçilerde ve örgütlerde! Şahsi ihtiraslar, kişisel ve örgütsel çıkarlar yüzünden bu birleşme sağlanamıyor, “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganının arkası doldurulmuyor. Ekranlarda, salonlarda ve meydanlarda size söylediklerinin gereğini yapmıyorlar.

Herkes liderlik ve öncülük peşinde! Herkes bana gel diyor! Ne yazık ki, bazıları 2015’te alınacak seçim yenilgisi üzerinden siyasi ikbal ve liderlik inşa etmeye çalışıyor. 

Oyalamalarla ve engellemelerle gerçekten Millici, Atatürkçü, Ulusalcı, Cumhuriyettin kurucu ideolojisine yürekten inanmış bir siyasi hareketin önü kesilmek isteniyor.

Yurtsever Halk Hareketi!


İşte bu ortamda Sayın Emine Ülker Tarhan bir adım öne çıktı, kimsenin cesaret edemediğini yaptı, risk aldı ve Anadolu Partisi’nin kuruluşuna önderlik etti. Seçimlere çok az bir süre kaldı, zaman baskısı var, parti hızla örgütleniyor, mutlaka başarmalı, yoksa halk yine alternatifsiz kalacak ve sandığa gitmeyecek!
İşte bunun için Anadolu Partisi’ne katıldım ve kurucusu oldum. Anadolu Partisi entelektüellerin öncülük ettiği bir parti kurma girişimi değil, çağdaş uygarlık yolundan sapan ve hızla felakete sürüklenen ülkemizde taşın altına elini sokan, umutsuzluğa ve seçeneksizliğe çare olmak üzere ortaya çıkan yurtsever bir halk hareketidir.

Cumhuriyetin kurucu ideolojisi ile sorunu olmayan, Atatürk’te birleşen, sağ, sol, merkez demeden Millici olan herkese kucak açmaktadır bu hareket. Anadolu Partisi’nin kurucuları arasında “Gezi Parkı Direnişi”nin öncü gençleri ve ilahi mesajı doğru anlamış başörtülü yurtsever kadını da vardır.
Partinin adından, logosundan yola çıkılarak Anadolu Partisi’nin vurmaya çalışmak “Öküzün altında buzağı aramak” olur. Geçtiğimiz günlerde “Emine Ülker Tarhan ilk açıklamasını Amerika’nın Sesine yaptı” başlığını gördüm medyada. Demek istiyor ki, bunlar emperyalizmle işbirliği içinde. Algı operasyonu! Bu köşenin yazarı da aynı parti ikinci kurucu üyesi olarak Rusya’nın Sesi ve Tahran Radyosu tarafından arandı, buna ne diyeceğiz?
Birbirimizle değil ülkemizin düşmanları ile uğraşmalıyız.
Saygılar sunarım.

ÖZEL NOTUMDUR;

BU YAZIYI YAZAN TÜRKER  ERTÜRK ANADOLU PARTİSİNDEN İSTİFA ETTİ  AYRILDIGINI DUYURDU..
http://www.aydinlikgazete.com/nicin-anadolu-partisi-makale,57449.html

BU YAZIYI YAZAN TÜRKER  ERTÜRK ANADOLU PARTİSİNDEN İSTİFA ETTİ  AYRILDIGINI DUYURDU..

Türker Ertürk, Anadolu Partisi'nden istifa etti

Türker Ertürk, kurucusu olduğu Anadolu Partisi'nden istifa etti. Ertürk açıklamasında, "Sayın Emine Ülker Tarhan etrafındaki kuşatmayı yarabilecek liderliği gösterememişti. Bu nedenle Anadolu Partisi’ndeki görevlerimden istifa ediyorum" dedi.

18 Mart 2015 Çarşamba 16:07






Anadolu Partisi kurucularından ve MKYK üyesi Türker Ertürk, partisinden istifa etti. Türker Ertürk, kendisinin Aydınlık'ta yazdığı bir yazıda Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada Anadolu Partisi'nin kendisiyle ilgili bir açıklama yapmamasından şikayet etti.

TÜRKER ERTÜRK'ÜN İSTİFA AÇIKLAMASI

Sevgili Yurtseverler,

Ülkemiz hızla bölünmeye, parçalanmaya ve Ortaçağ karanlığına doğru sürüklenirken, ana muhalefet partisi CHP operasyon nedeniyle YCHP haline gelerek AKP’ye koltuk değneği görevine soyunduğundan halkın umudu olabilecek yeni bir siyasi harekete olan ihtiyaç çok fazlaydı. İşte bu nedenle Sayın Emine Ülker Tarhan’ın davetini kabul ettim ve Anadolu Partisi’nin kurucusu oldum.

Kuruluşla birlikte Anadolu Partisi’ne karşı ilgi, alaka ve teveccüh çok fazlaydı. Örgütte görev almak ve partiye üye olmak için adeta yarış vardı. Ama başından itibaren iyi gitmeyen şeyler oluyordu. 

Partinin programını yüzeysel bulmuş ve beğenmemiştim. Hemen üzerinde çalışarak düzeltmeler yaptım, ülkemiz için hayati öneme haiz yeni başlıklar ve maddeler ilave ettim ve gönderdim. Ama neredeyse hiçbiri parti programına dahil edilmedi. Zaman baskısı nedeniyle hata yapıldığını düşünerek pişmiş aşa su katmamak için sonra düzeltiriz umuduyla sustum. “Güneydoğu’da feodalizmin tüm kalıntıları temizlenecek ve toprak reformu yapılacak” gibi girişimlerim yok sayılmış ve programa ithal edilmemişti.

En başından itibaren bana karşı örtülü bir savaş, baskılama ve sıradanlaştırma vardı. Vitrinden kalıp Atatürkçü, Millici ve Ulusalcı oylar için cazibe merkezi olmaya devam etmeliydim ama yönetimde etkin olmamalıydım. İsmim daha fazla parlamasın diye örgüte haber gönderiyorlardı “konferans için çağırmayın yazılarını dağıtmayın” diye

Sayın Tarhan parayı da bulan dar bir çevre tarafından kuşatma altındaydı. Bu yakın çevrenin en önemli özelliği partiyi merkez sağ yapma gayretiydi. Ne yazık ki, karşı devrim sürecinin en önemli kilometre taşı olan Turgut Özal bazılarının ilahıydı. 
Genel Merkez, halk, il ve ilçe örgütleri için erişilebilir ve ulaşılabilir değildi. Örgütsel sorunlara çare üretmemek moral ve motivasyonu düşürüyor ve giderek halkın ilgisini azaltıyordu. Ama bu konuda farkındalık yoktu.

Diğer taraftan emperyalizmin süpürgesi işbirlikçileri vasıtası ile Anadolu Partisi’nin kovasının içindeydi. Tekmeler, dışarı atar temizleyebilirdik ama istenmedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “faşist” ve “diktatör” dediğim için hapis istemi ile yargılanıyordum. Sayın Tarhan ve Anadolu Partisi bu konuda bir açıklama yapmadı. Erdoğan ile benim kişisel bir husumetim yoktu. Sorun demokrasi, ifade özgürlüğü, faşizme ve diktatörlüğe direniyor olmamdı! Anadolu Partisi bu konuda kurumsal açıklama yapmayacaktı da, hangi konuda yapacaktı! Sanırım sorun yine Sayın Tarhan’ın kuşatıldığı yakın çevresinin Türker Ertürk’ün ismi fazla parlar endişesiydi.

Halk arasında “hırsızlık yolsuzluk” oylaması olarak bilinen Meclis oturumuna Genel Başkan Tarhan’ın katılmaması tansiyon bile olsa kabul edilemezdi. Destek veren kitlelerde büyük bir düş kırıklığı yarattı.

Divan toplantılarında siyaset ve ülke sorunları dışında ama her şey konuşuluyordu. Türkiye, tarihinde hiç karşılaşmadığı kadar büyük sorunlarla baş başaydı ve yaşamsal olarak tehdit altındaydı. Halka umut olabilmek için radikal söylemlere ihtiyaç vardı. Çiçek, böcek söylemleri ve çevreci yaklaşımlarla halkta umut yaratılamaz, gerekli güç toplanamaz ve sorunlar çözülemezdi.

Bu sorunları ve yapılması gerekenleri Sayın Tarhan ile çok konuştum. Her seferinde tamam diyor, anlıyor gibi gözüküyor ama iş eyleme dökülmüyordu. Çok çok yakınında Atatürk’e tereddütlü yaklaşan, Cumhuriyetimizin kurucu ideolojisine şüphe ile bakan ve “ikinci cumhuriyetçi” STK’larda görev almış birisini tutmaya devam ediyordu. Son olarak uyarı niteliğinde elektronik posta gönderdim, endişelerimi anlattım ve eğer düzelme olmaz ise yolumu ayıracağımı söyledim. Yanıt yok ve sessizlik. Artık yapabileceğim tek şey kalmıştı.

Sayın Emine Ülker Tarhan etrafındaki kuşatmayı yarabilecek liderliği gösterememişti. Bu nedenle Anadolu Partisi’ndeki görevlerimden istifa ediyorum. 

Bana inan insanları daha fazla hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.

Kötü giden tarihsel süreci emperyalizmi yenerek tersine çeviren ve Türkün direnme gücünü tüm dünya gösteren Çanakkale Deniz Zaferi’nin 100. Yılını idrak ettiğimiz bu günden aldığım güçle mücadeleme hiç duraksamadan kaldığım yerden aynen devam edeceğim.
Ya İstiklal Ya Ölüm, Tam Bağımsız Türkiye,
Saygılar sunarım.

ÖZEL NOTUM..; NE  GÜZEL  SİYASET  NE GÜZEL ATATÜRKÇÜLÜK  RUHU..  GÖRDÜNÜZMÜ.? KULLANILMAKMI? HALKIN DUYGULARIYLA BİR YERLERE GELMEKMİ? SİYASET..TAKDİRLERİNİZE..

http://www.aydinlikgazete.com/politika/turker-erturk-anadolu-partisi-nden-istifa-etti-h65469.html

**************

Dumanlı’nın Cemaat'i Deşifre Eden Yazısı!

Dumanlı’nın Cemaat'i Deşifre Eden Yazısı!




Ekrem Dumanlı’nın 29 Aralık 2008 tarihinde yazdığı “Seçim stratejisi belli olmuştur gelin deşifre edelim” başlıklı yazısında yolsuzluk haberleriyle kamuoyu oluşturulmaya çalışılacağını ifade ediyor.


17 Aralık'taki siyaset ayarlı operasyonun destekçisi olan, olayın siyaseti dizayn etme amaçlı yönlerini ısrarla görmezden gelen Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın 29 Aralık 2008 tarihinde yazdığı yazı aynı konularda bugün yazdıklarının tam tersi yönde. 
Dumanlı o dönem '... 
Ne var ki seçime çok az bir süre önce yolsuzluk kampanyaları açmak çok sayıda soru işaretlerinin oluşmasına da sebeptir' derken bugün yolsuzluk kampanyasının medya ayağında en önemli destekçilerinden biri.

Ekrem Dumanlı'nın yazısı: Seçim stratejisi belli olmuştur gelin deşifre edelimBir ülkede bu kadar sık ve kavgalı seçim yapılınca perşembeyi çarşambadan anlamak için özel bir gayrete gerek kalmıyor. Lütfen şu birkaç yılda yaşananları hatırlayın.
367 tartışmaları, Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında yaşananlar, 22 Temmuz seçimleri… Ortaya konulan taktikler, rol dağılımı, mizansenler, gerçekler… Ve hepsinden önemlisi halkın bunca yaşanan kargaşaya vereceği tepki. Yakın tarihli psikolojik harp taktikleri ve siyaset mühendisliği göz önüne alındığında, bugün yaşananların aslında ne manaya geldiğini anlamak hiç de zor değil. Hatta seçim gününe kadar (29 Mart) yaşanacak bazı olayları şimdiden kestirmek mümkün. Gelin seçim sonuçlarından rahatsız olan bazı kesimlerin stratejilerini ve hamlelerini (şimdilik bir noktaya kadar olan kısmını) basamak basamak irdeleyelim.

1) SEÇİMİN MEŞRUİYETİNİ TARTIŞMAYA AÇMAK

Seçimin meşruiyetine gölge düşürecek uç örnekler aranır ve kıyısından köşesinden bulunan bazı konular şaşaalı sunumlarla halka arz edilir. Maksat bir hatanın (şayet öyle bir hata varsa) düzeltilmesi değil, istenmeyen sonuç çıkarsa tartışma başlatmaktır. ‘Zaten bu seçimlerde hile yapıldı’ demek isteyenler, güven bunalımına yol açmak için inanılmaz bir gayret sarf eder. Seçmen kütükleri üzerine bugün koparılan fırtınanın asıl sebebi de budur. TC kimlik numarasının esas alınması, bir kişinin iki kez oy kullanmasına imkân vermiyor. Öteden beri istenen de bu değil miydi? Ancak birileri, bunu da umursamıyor. Hatta her seçim sonrası ‘Oy kullanımı sırasında parmaklara sürülen boya uygulaması çağ dışıdır, bundan ne zaman kurtulacağız?’ diye feryat edenler, ‘Bu seçimde niçin parmaklar boyanmıyor?’ diye kıyameti koparıyorlar. ‘Seçmen sayısı 6 milyon arttı’ deniyor. Yüksek Seçim Kurulu ısrarla ‘Bunun sebebi mükerrer yazım değil. Zaten iki milyon seçmen 18 yaşına seçme hakkı verildiği için geldi’ dedikçe, ‘Eskiden ismi olmayanlar bu seçimde TC kimlik numaralarına binaen kayda girdi’ dedikçe birilerinin nevri dönüyor.

2) YOKSULLUK HABERLERİYLE FELAKET TELLALLIĞI YAPMAK

Seçim takvimi işlerken dikkat edin bazı medya kuruluşları yoksulluk üzerine inanılmaz haberlere imza atacak. Maksat ekonomik krizin halka yansıma biçimi olsa bu haberlerin gazetecilik ilkelerine binaen yapıldığını söylemek mümkün; ancak maksat farklı. Şu an bütün dünya küresel krizle boğuşuyor. Bunun ülkemize yansımaması düşünülemez. Ancak başta Amerika ve Avrupa olmak üzere bütün dünyayı sarsan mali krizi bu kadar iç siyaset malzemesi yapmak, haberciliğe de siyasetçiliğe de yakışmaz. Herkesin elbirliği yapıp ‘yüzyılın en büyük krizi’ne çare araması gerekiyor; o krizden günlük hesap yapması ve siyasi menfaat talebinde bulunması değil…

3) YOLSUZLUK HABERLERİYLE KAMUOYU OLUŞTURMAK

Yolsuzluk iddiaları dünyanın her yerinde gazetecilerin ilgisini çeker. Çünkü vatandaşın ilgisine mazhardır. Ayrıca gazetecilik, kamu yararı gözetilerek yapılan bir çeşit demokratik denetimdir. Ne var ki seçime çok az bir süre önce yolsuzluk kampanyaları açmak çok sayıda soru işaretlerinin oluşmasına da sebeptir. İki kritik konu var zamanlamada: Bir, bahsi geçen (daha doğrusu geçecek olan) dosyalar niçin bu zamana kadar bekletildi? İki, bu kadar kısa bir süre kalmışken yapılan yolsuzluk suçlamasına cevap vermek için yeterince savunma süresi kaldı mı? Açık söyleyeyim, bu saatten sonra yapılacak olan yolsuzluk suçlamaları doğruyu arama ve yoksulluktan arınma talebinden daha çok siyasette belli bir imaj ve hava oluşturmak içindir ve güvenilir olma özelliğini kaybetmiştir. Bu konuda samimi olan, seçim sonuçlarının sabahında elindeki dosyaları kamuoyuna arz eder…

4) İSTENMEYEN SONUCA YARGI YOLUYLA GÖLGE DÜŞÜRMEK

En acısı da bu! Her türlü polemiğin dışında kalması gereken yargı, son yıllarda bütün siyasi tartışmaların tam göbeğinde. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş hadiselere rastlıyoruz. Dün Anayasa Mahkemesini tartışılmaz son karar mercii olarak görenler, bugün Danıştay’ı kutsamakla meşgul. AYM Başkanı’nın kendi kurumunun verdiği kararı savunmasına kurum içinden tezgâhlarla karşılık veriliyor. Aktörler yine aynı. Osman Paksüt’ün telaşı da 367 garabetinin mimarı Sabih Kanadoğlu’nun çırpınışları da bildik bir tablonun çağrışımına sebep oluyor. Sanki millet iradesinden hiç ders çıkarmamışlar…

5) İSTENMEYEN PARTİNİN GÜÇLÜ OLDUĞU YERLERDE RAKİPLERE DESTEK VERMEK

Bazılarının niyetini aynen şöyle özetlemek şart: ‘Aman AK Parti kazanmasın da kim kazanırsa kazansın.’ Bu strateji o kadar net ki bazı medya gruplarının ezeli düşmanı sanılan bazı kişiler adeta seçim sembolü haline getiriliyor. En çarpıcı örnek Ankara. Melih Gökçek’in aday olmasını istemeyen, ama sıkı AK Parti düşmanı olarak bilinen gazeteler ve televizyonlar, kurtuluşu Gökçek’in rakiplerini parlatmakta gördü. Mesela Keçiören Belediye Başkanı hakkında kısa bir süre önce en sert yayınları yapanların Turgut Bey’e ekranlarını ve sayfalarını cömertçe açmaları; hatta CHP adayı Karayalçın’ı bayraklaştırmakla yetinmeyip öteden beri hiç haz almadıkları MHP’ye özel bir ihtimamla sahip çıkmaları bir tesadüf değil; bir strateji gereği.

6) MAHALLE BASKISI TEMASIYLA BİR YERLERE MESAJLAR GÖNDERMEK

Hiç kimse kusura bakmasın ama Açık Toplum Enstitüsü tarafından yapılan Türkiye’de Farklı Olmak araştırması operasyoneldi ve belli bir amaca hizmet için hazırlanmasa bile o amaç için kullanıldı, kullanılacak. Geniş halk kitlelerinde korku uyandıracak ‘araştırmalar’ ile yaklaşan seçimler arasında kuvvetli bir bağ var. Bu sefer Alevi kardeşlerimiz üzerinden yürütülen korku ticareti, bulunacak başka uç örnekler ve söylemler başka kitleler üzerinden de devam ettirilecek. Korku simsarlığına dayalı raporların bir amacı siyaseti etkilemek; diğeri de başta AB olmak üzere dünya kamuoyuna (daha doğrusu karar mekanizmalarına) şikâyette bulunmak.

7) NEVRUZ’A KADAR ŞEHİT CENAZELERİNDEN MUHALEFET OLUŞTURMAK

Etnik milliyetçilik üzerinden siyasetin doğal mecrasını değiştirmek isteyenler PKK’yı tepe tepe kullanmak istiyor. Belirledikleri milat, bölgeye uzak olmayanların malumu: Seçimlerden 8 gün önce kutlanacak olan Nevruz’da geniş katılımlı, bol provokasyonlu eylemler yapmak. O güne kadar çatışmaları körüklemek de şehit cenazelerinden siyaset rantı sağlamaya çalışmak da bir başka psikolojik harp taktiği. Maksat belli: Bir yandan Kürtlere ‘Bakın bu siyasi partiler sizin hakkınızı savunmuyor’ denecek; diğer yandan da geniş kitlere ‘PKK ayaklanıyor, bunlarla baş edilemiyor’ propagandası yapılacak.

8) YANDAŞ MEDYA SUÇLAMASIYLA EZBER BOZAN MEDYAYI SİNDİRMEK

Pek çok örneğinde görüldüğü gibi halkın zekâsını hafife alan psikolojik taktiklerin tutabilmesi için ezber bozacak yayınların susturulması gerekiyor. Çünkü belli bir siyasi atmosferin oluşturulması için yapılan yayınlara ‘Bir de bu gözle bakın’ dendiği an kamuoyuna dayatılan manzara bambaşka bir hal alıyor. Soran, sorgulayan ve seçimin demokratik bir ortamda yapılmasını savunan gazete ve televizyonlar, toplum mühendisliği için çırpınıp duranları can evinden vuruyor. Mesela ‘Bilimsel bir araştırma’ denen kurmacanın psikolojik harp taktiği gibi kullanıldığını, somut olaylar örnekler üzerinden ispat edince birilerinin kimyası bozuluyor. Elinden oyuncağı alınanların başvurduğu propaganda belli: Yandaş medya. Şunu hep unutuyorlar: Bu ülkede neler yaşandığını, kapalı kapılar arkasında hangi fırıldakların döndüğünü, kamu vicdanı gayet net görüyor ve kimin kime ne kadar yandaş olduğunu biliyor. Demokrasiden başka hiçbir şeye yandaş olmayanlarla içine kapalı toplum isteyenler arasındaki açık farkı da vicdanlar gayet açık bir şekilde seziyor… 

ZAMAN / 29.12.2008 Kaynak: Dumanlı’nın Cemaat'i Deşifre Eden Yazısı! 

http://www.haksozhaber.net/dumanlinin-cemaati-desifre-eden-yazisi-43360h.htm

Türk Hükümetinin Dış Politikasında Son Durum; ABD "in", Rusya "out"

Türk Hükümetinin Dış Politikasında Son Durum; ABD "in", Rusya "out" 


Milli Güvenlik ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi
29 Aralık 2017 Cuma
Cahit Armağan Dilek ,




Türkiye mevcut iktidar yönetiminde özellikle Arap Baharı olarak bilinen süreçle birlikte dış politikasında çok sık ve keskin dönüşler yaptı, rota değiştirdi. Bunu yaparken de yollarını ayırdıklarını çok sert şekilde eleştirip tekrar barışma yolunu seçti. Hal böyle olunca da dış politikadaki güvenirlilik, inandırıcılık, doğruluk, gerçeklik, caydırıcılık da belki de tarihinin en düşük seviyelerine indi
Türkiye'nin dış politikasında özellikle Ortadoğu'da yeni bir rota değişikliğinin sinyalleri geliyor. Ne etti ne yaptı (ABD'den Zarrab davasıyla ilgili gelen olumlu mesaj olabilir)  bilmiyoruz ama ABD Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki hükümetin gönlünü yeniden çelmiş gibi gözüküyor.

Yani Rusya ile flört bitiyor ABD ile yeni bir yılla birlikte yeni bir bahar başlıyor gibi. Bakalım bu bahar ne kadar sürecek ve de geçici mi olacak?

22 Kasım'da Soçi'de üçlü zirve sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan gazetecilerle konuşurken Esad ile görüşüp görüşmeme konusundaki soruya "siyasette her şey olabilir" cevabı verince sanki Esad sorunu çözüldü algısı oluşmuştu. Ancak son Tunus ziyaretindeki konuşması Astana ve Soçi süreciyle büyük ölçüde Rusya’nın desteğiyle binbir güçlükle oluşturulan pozisyonunu yani Suriye'de söz sahibi olma avantajını kaybettirecek cinsten.

"Terörist Esad ile birlikte olamayız" açıklamasından bahsediyoruz. 

Bu açıklamadan hemen  hemen sonra  ABD Dışişleri Bakanı Tillerson "Suriye'de katkı sunmaya hazırız ancak Esad gitmeli" deyince tarafların özellikle son bir haftadır ısınmaya başladığı görülen emarelerin doğru olduğunu düşünüldü. Bundan birkaç gün önce Almanya ve Hollanda'dan  Türkiye'ye yeniden başlayalım mesajları gelmişti. 
Tunus dönüşü Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya Holanda ve Belçika'ya aynı yumuşaklıkta cevap verdi. Yani Avrupa ile de bahar havası başladı. Karşılıklı zeytin dalları uzatılıyor. Derken 28 Aralık'ta ABD'den vize sorunu tamamen çözüldü açıklaması geldi. Her ne kadar güvence verildi verilmedi tartışması varsa da o unutulur gider. Geçen sefer de benzer tartışma yaşanmış, unutulup gitmişti. Görünen o ki emperyalist olarak tanımlanan, Türkiye'yi karıştırmak isteyen, Türkiye’nin güneyinde terör koridoru oluşturmakla suçlanan ABD liderliğindeki BATI ile yeniden müttefik oluyoruz.

Tabi bu arada başka bir şey daha oldu. Trump'ın güvenlik strateji dokümanında Ortadoğu'da lider ülke olarak belirlediği, İsrail ile Türkiye'den de toprak kopararak Kürdistan kurmak isteyen, bölgede İran karşıtı ittifak oluşturma liderliği peşinde koşan, Kudüs krizinde kerhen destek veren S.Arabistan, Başbakan Yıldırım tarafından bütün konularda yüzde 90 mutabık olduğumuz ülke olarak tanımlandı. Hem de BAE ve Suudi Arabistan medyasında Türkiye aleyhtarı yayınların ve söylemlerin arttığı bir ortamda. Trump'ın strateji dokümanı dikkate alındığında bu da ABD'ye doğru dümen kırıldığının işareti gibi.

Bu politika değişikliği ortaya konurken, arka planı anlaşılmaya çalışılırken, Trump’ın güvenlik stratejisinde her ne kadar adı geçmese de ruhu olan Türkiye’nin strateji dokümanı açıklanmadan önce o dokümanı hazırlayan Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Korgeneral McMaster’ın Türkiye’yi değil ama ismen AKP hükümetini radikal İslami ideolojiye sahip grupları desteklemekle suçladığını hatırlatmak gerekir. Türkiye'nin politika değişiklik işaretlerinin başlangıcı olarak hatırlanacak diğer konu ise McMaster'ın açıklamasından daha önce 14 Aralık'ta Ankara'ya gelen ABD'nin Avrupa Kuvvetleri ile Merkez Kuvvetleri Komutanlarının ikisiin aynı anda Ankara'ya gelmiş olmalrıdır. Her ne kadar Irak Genelkurmay Başkanının katılımıyla üçlü bir zirve yapmış olsalar da asıl üçlü görüşmenin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar ile diğer iki Amerkalı Orgeneral arasındperde arakasında  yapılmış olması büyük ihtimaldir. 
İşin ilginç yanı, bütün bunlar Rusya ile S-400'de tüm pürüzler giderildi, mutabakat var, teslim tarihi bile verildi denilen bir ana denk geliyor. Evet, bu yazının yazıldığı anlarda S-400'le ilgili imza atıldığı da açıklandı ama içeriği henüz net değil, ama sanki her iki taraf bu imzaların her şeyin yolunda olduğuna, teslimatın sorunsuz gerçekleşeceğine inanmış değil gibi. Sanki S-400 konusu hem Türkiye hem de Rusya tarafından başka hedefler için bir manivela olarak kullanılmak isteniyor. Ayrıca görünen o ki Rusya çok dikkatli, düşürülen uçağı unutmuş değil, güven sorunu aşılmış değil, domates ihracı bile tam başlamadı, hiç konuşulmuyor ama vize sorununda milim ilerleme yok. Rusya'nın, böyle bir ortamda, istediğini yapmayan Türkiye'ye  S-400’leri güle oynaya teslim etmesi gerçekleşmeyebilir. Tarihte parası verilip alınamayan silahlar olduğuna ilişkin örnekler vardır. Yani bu görüntüden sonuç çıkmaması olasılığı düşük de olsa bugünkü konjonktürde mümkündür.

Diğer taraftan, bir hafta öncesinde 21-22 Aralık’ta Astana'da “PYD'nin Soçi kongresine katılması öngörülmüyor” diyen Rusya dün "PYD'nin katılma ihtimalini konuşmak için henüz erken" diyebiliyor. Yine geçen hafta Moskova'ya gittiği ifade edilen YPG komutanı Rusya'nın Kuzey Suriye'deki PYD bölge yönetiminden 155 kişinin katılacağını söylediğini açıklıyor. Rusya Esad'a terörist denmesini temelsiz, asılsız olarak yorumladı. İdlib'te Türkiye'nin yaptıklarından memnun değil. Hama kuzeyi ve İdlib güneyinde Türkiye'nin ben hallederim dediği El Nusra merkezli terörist gruplar ve ılımlı muhalif olarak tanımlanan ÖSO cular Suriye ordusuna karşı saldırıya geçti, uçak bile düşürdüler. Bu arada aralarında Türkiye'nin desteklediği grupların da olduğu 40 kadar muhalif grup Soçi'deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresine katılmayacaklarını açıkladı. Bütün bunlar Suriye ve özellikle Rusya tarafından pek hoş karşılanacak bir durum değil ve Türkiye'yi sorumlu tutmaları sürpriz olmaz.
Suriye hükümetinin de defalarca Türkiye'yi yasadışı olarak Suriye'de bulunmakla suçlayıp askerini çekmesi istediğini biliyoruz. Esad teröristtir ifadesine de çok sert karşılık verdi.

Astana'daki üç garantörden birisi İran, İslam İşbirliği Teşkilatının Kudüs ile ilgili İstanbul kararını eleştirip tüm Kudüs'ü Filistin'in ebedi başkenti ilan eden bir Meclis kararı aldı. Peşinden vatandaşlarına Türkiye'ye seyahat uyarısı yaptı. Bugün yarın Suudi Arabistan'la yüzde 90 mutabıkız diyen Türk hükümetinden İran'a da Kudüs bağlamındaki farklı yaklaşımlarla başlayacak Suriye'deki İran politikalarını hedefe koyacak şekilde eleştiriler gelirse sürpriz olmaz.
Bu resme baktığımızda, 2018'e kahrolsun Esad-Putin-İran ittifakı diye başlarsak hiç de şaşırmayalım. Hem Türkiye hem Rusya uçak düşürme krizinin her iki ülkeye bedelini yaşayarak gördü. Türkiye'nin Ortadoğu'da yeniden Rusya yerine ABD ile yanyana bir pozisyona gelmesi halinde Türk-Rus ilişkilerinde özellikle ekonomi, turizm ve enerji alanında derin krizlerin yaşanması beklenmemelidir. Ancak iki ülke liderinin karar alam ve liderlik etme özellikleri dikkate alındığında her türlü sürprize de açık olmak gerekir.

Peki Türkiye hasım güçlermiş gibi gördüğü bazen ona bazen diğerine yanaştığı ABD ile Rusya ne yapıyor? Rusya, Trump'ın güvenlik stratejisinde rakip revizyonist ülke olarak ilan ettiği ve yeni bir Soğuk Savaş stratejisi ile karşılık vereceğini söylediği bir ülke. ABD ise Rusya tarafından Kuzey-Doğu Avrupa'da konuşlanan, Rusya aleyhine genişleme gösteren işbirliği yapılabilir ama halen düşman kategorisinde bir ülke. Bütün bunlara rağmen ABD ile Rusya Sykes-Picot'nun yüzüncü yılında Ortadoğu'daki dengeleri değiştirme, kendi düzenlerini egemen kılma mücadelesinde. Özellikle Irak ve Suriye bağlamında çok genel bir mutabakat var.  Bölgesel ve detay konularda mücadele devam ediyor. En sorunlu anlarda bile iki ülke Suriye konusunda en sık görüşmeleri, çatışmayı önleme mutabakatını yapabilecek durumdalar.

Bunu açıklamaktaki kastım şu. Hem Rusya hem de ABD çok doğal olarak kendi menfaatlerini gözeten politikaların peşindeler. Aslında yok birbirinden farkları. Ama Türkiye'nin ikisi arasında gel-git yapması onların Türkiye'yi kullanmalarını, hassasiyetlerini istismar etmelerini kolaylaştırıyor.

Yani Türkiye ABD ve Rusya'ya mavi boncuk dağıtarak ya da onların Türkiye'ye verdiği mavi boncuklarla değişen dış politikasının sonucunda yeni bir şeyler kazanmıyor, aksine çok şey kaybediyor. Türk hükümeti Türkiye'nin çıkarlarını esas alan, bu çerçevede Rusya ile ABD arasında denge politikası izleyip, tepkisel değil askeri-politik gerçeklere uygun ve milli güç unsurlarına dayanan kapsamlı, çok yönlü politikaları hayata geçirmelidir. 


http://www.21yyte.org/tr/arastirma/milli-guvenlik-ve-dis-politika-arastirmalari-merkezi/2017/12/29/8779/turk-hukumetinin-dis-politikasinda-son-durum-abd-in-rusya-out



***

28 Aralık 2017 Perşembe

RECEP TAYYİP ERDOĞAN, BİR DEĞİŞİMİN HİKAYESİ SÜLEYMANİYE KRİZİ 7 EKİM TEZKERESİ BÖLÜM 6

RECEP TAYYİP ERDOĞAN: BİR DEĞİŞİMİN HİKAYESİ SÜLEYMANİYE KRİZİ VE 7 EKİM TEZKERESİ  BÖLÜM 6



Karizmatik liderliğin ortaya çıkışının genellikle kriz koşullarının sonucu olması dikkat çekicidir. Tarihe mal olmuş “karizmatik” liderler incelendiğinde çok 
önemli iki nokta göze çarpmaktadır. Bunlardan birincisi Atatürk, Gandhi, Castro, Hitler, M.Luther King gibi büyük karizmatik liderlerin çoğunun ülkelerinin olumsuz koşullarında ortaya çıktığı gerçeğidir. İkinci olarak ise demokrasi ile karizma arasında çoğunlukla ters yönde bir ilişki olduğu öne sürülebilir. Demokrasinin bir anlayış ve gelenek olarak yerleşmediği, düzensizlik ve karmaşanın büyük ölçüde hüküm sürdüğü toplumlarda karizmatik liderlerin çok daha fazla sayıda ortaya çıktığı görülmektedir.457

Ayrıca, karizmatik lider olarak kabul edilen pek çok lider incelendiğinde bazılarının toplumlarını refaha götürmelerine karşılık, bazılarının ise gerek kendi
toplumları gerekse de insanlık açısından son derece olumsuz sonuçlara götürdükleri bir gerçektir. Tarih incelendiğinde her iki duruma da çok sayıda örnek bulmak mümkündür. Atatürk Türk toplumu için olumlu bir tarihsel dönüşümü simgelerken, Hitler Alman toplumunu felakete sürükleyen bir lider olmuştur.
Bu veriler ışığında bu çalışmada Erdoğan’ın olumlu ya da olumsuz bir karizmatik lider olup olmadığı üzerine bir tespit yapılmadığı gözden kaçırılmamalıdır.    Erdoğan’ın kişisel dönüşümü temelinde ve Süleymaniye krizi sürecinde sergilediği karar alma davranışı çerçevesinde ortaya çıkan liderlik tipinin bir analizi olan bu çalışmanın, Erdoğan’ın yalnızca dış politika açısından sergilediği liderlik özelliklerini analiz ettiği gözden kaçırılmamalıdır.

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

330 Fiona Hill, “Seismic Shifts in Eurasia: The Changing Relationship Between Turkey and Russia andits Implications for the South Caucasus”, Journal of Southeast European & Black Sea Studies, 3, 3, 2003, s.72.
331 Bu ziyaretlerin sonucunda heyetlerce çeşitli raporlar hazırlanmış ve hükümete sunulmuştur. Bu heyetlerin sunduğu raporlarda, Irak halkının bölgede yabancı asker istemediği, ancak Türk askerine daha sıcak baktığı belirtilmektedir. Raporlarla ilgili daha ayrıntılı bilgi için bkz. “Gelirse Türkler
Gelsin”, Milliyet, 13 Ağustos 2003; ve “Asker Irak'a Ekim'de gidiyor”, Hürriyet, 16 Ağustos 2003.
332 “Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine ve Irak’ın yeniden yapılandırılması amacıyla yürütülen çalışmalara yapılabilecek katkılarla ilgili her türlü faaliyetin eşgüdümünü sağlamak” amacıyla 11 Eylül 2003 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Büyükelçi Osman Taney Korutürk, Türkiye'nin Irak Özel Temsilcisi olarak atanmış ve karar 21 Ekim 2003 tarihli Resmi Gazete’de
yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
333 Uzgel, Dış Politikada AKP: Stratejik Konumdan Stratejik Modele, s.380.
334 Örneğin Oktay Ekşi, 7 Ekim tezkeresinin, 1 Mart’ta kaçırılan trenin son vagonuna binmek olduğunu belirtmektedir. bkz. Oktay Ekşi, “Kararı alındı”, Hürriyet, 8 Ekim 2003.
335 Ertuğrul Özkök, “O Milli İradeyse Bu da Öyle”, Hürriyet, 8 Ekim 2003.
336 Özdem Sanberk, “Büyük Değişimin Krizleri”, Radikal, 24 Aralık 2003.
337 Olayların gelişiminin açıklanmasında şu kaynaklardan yararlanılmıştır: Deniz Bölükbaşı, 1 Mart Vakası: Irak Tezkeresi ve Sonrası, Dördüncü Basım, İstanbul, Doğan Kitap, 2008; Murat Yetkin, Tezkere: Irak Krizinin Gerçek Öyküsü, İstanbul, Remzi Kitabevi, 2004; Murat Yetkin, “Irak Krizinin Perde Arkası” Yazı Dizisi, Radikal, 18-24 Ocak 2004; “AKP’nin İlerleme Raporu”, Radikal, 29 Kasım 2003; “Dört Tezkere: Bir ret, üç kabul”, Hürriyet Gazetesi 2003 Almanağı; Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Ayın Tarihi Bültenleri,
http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/AyinTarihi/Ayintarihi.htm, Erişildiği tarih: 16 Kasım2008
338 Türkiye’nin Irak’a yönelik politikasına ilişkin “ Kırmızı Çizgiler ” olarak bilinen noktalar, Irak’ta etnik bir federasyon kurulmaması, Irak’ın bölünmemesi, 
Türkmenlerin haklarının korunması ve PKK faaliyetlerine izin verilmemesi gibi konuları içermektedir (Serhat Erkmen, “Temmuz’dan sonra
Türkiye’nin Kuzey Irak’taki Askeri Varlığı”, Stratejik Analiz, Ağustos 2003, s-48-52).
339 “Arınç: Tezkere değil, bütçeyi bekliyorum”, Radikal, 25 Şubat 2003.
340 28 Şubat 2003 tarihli MGK Toplantısı Basın Bildirisi,
http://www.mgk.gov.tr/Turkce/basinbildiri2003/28subat2003.html, Erişildiği tarih: 20 Kasım 2008
341 “Tezkerenin kaderini ABD’nin adımı belirleyecek”, Radikal, 25 Şubat 2003.
342 Mehmet Koçak, “Turkish-US Friendship is a Guarantee for Democratic Values”, Turkish Daily News, 14 Ekim 2003.
343 İdris Bal, “Türkiye-ABD İlişkileri ve 2003 Irak Savaşı’nın Önemi”, (der.), İdris Bal, 21. Yüzyılda Türk Dış Politikası, Üçüncü Basım, Ankara, Lalezar Kitabevi, 
2006, s.175.
344 “Uğur Ziyal: ABD ile ilişkiler rayına oturdu”, Voice of America, 19 Haziran 2003.
345 Yetkin, a.g.e., s.214.
346 Yetkin, a.g.e., s.223.
347 Uzgel, Dış Politikada AKP: Stratejik Konumdan Stratejik Modele, s.373.
348 Milliyet, Internet Baskısı, 5 Temmuz 2003, http://www.milliyet.com.tr/2003/07/05/, Erişildiği
tarih: 22 Kasım 2008
349 “Kerkük´te Amerikan Askerlerince Gözaltına Alınan 11 Türk Silahlı Kuvvetleri Mensubu”,
Dışişleri Bakanlığı Basın Açıklaması, No:111. 5 Temmuz 2003.
350 “Sezer ile Erdoğan Krizde Telefonla Bile Görüşmemiş”, Milliyet, Internet Baskısı, 9 Temmuz
2003, http://www.milliyet.com.tr/2003/07/09/son/sontur13.html, Erişildiği tarih: 22 Kasım 2008.
351 Derya Sazak, “Kuzey Irak Baskını”, Milliyet, 6 Temmuz 2003.
352 “Tarihi Krizin Ortasındaki Büyükelçi Faruk Loğoğlu Perde Arkasında Yaşananları Milliyet’e Anlattı” Yazı Dizisi, Milliyet, 11-13 Eylül 2006.
353 Yetkin, a.g.e., s.223.
354 “İki Kentte Protestolar”, Radikal, 7 Temmuz 2003.
355 “En Büyük Güven Krizi”, Radikal, 8 Temmuz 2003.
356 “Amerika’yla En Uzun 57 Saat”, Radikal, 7 Temmuz 2003.
357 Sami Kohen, “Esas Neden Ne?”, Milliyet, 8 Temmuz 2003.
358 İsmet Berkan, “Bu Bir ‘Kaza’ Değil”, Radikal, 7 Temmuz 2003.
359 Hasan Cemal, “Küstahlık ve Ötesi”, Milliyet, 8 Temmuz 2003.
360 Sami Kohen, “Esas Neden Ne?”, Milliyet, 8 Temmuz 2003.
361 Erdoğan, Avusturya’ya yaptığı ziyaret sonrasında uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlamıştır.
Erdoğan’ın ifadeleri, AKP Internet Arşivi’nden alınmıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz.
http://www.akparti.org.tr/haber.asp?haber_id=10534&kategori=3, Erişildiği tarih: 19 Ekim 2008.
362 Recep T. Erdoğan, 8 Temmuz 2003 tarihli AKP Grup Toplantısı Konuşması.
363 “Bir Daha Yaşanmasın”, Milliyet, 16 Temmuz 2003.
364 “Gül: Kaybeden ABD Oldu”, Radikal, 9 Temmuz 2003.
365 “En Büyük Güven Krizi”, Radikal, 8 Temmuz 2003.
366 Fikret Bila, “ABD: Yöntem Yanlıştı”, Milliyet, 14 Temmuz 2003.
367 Hasan Cemal, “Demirel’le Amerikan Düşmanlığı”, Milliyet, 13 Temmuz 2003.
368 “Güven değil iletişim krizi”, Radikal, 15 Temmuz 2007.
369 Ece Göztepe, “Amerika’nın İkinci Irak Müdahalesinin Uluslararası Hukuk ve Türkiye’nin BuSavaşa Katılımının Türk Anayasa Hukuku Açısından Değerlendirmesi ya da Haklı Savaş’ınHaksızlığı Üzerine”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 2004/3, s.99.
370 Radikal, 10 Eylül 2003.
371 “Karar No: 782”, Resmi Gazete, 8 Ekim 2003, No:25253.
372 Tezkere oylamasına 543 milletvekili katılmış, 358 kabul, 183 ret, 2 çekimser oy kullanılmış vetezkere kabul edilmiştir. (TBMM Tutanak Dergisi, Dönem:22, Cilt:27, Yasama Yılı:2,3)
373 “Erdoğan: İşgal Kuvveti Değiliz”, Radikal, 8 Ekim 2003.
374 Bal, a.g.e., s.177.
375 Murat Yetkin, “Irak Krizinin Perde Arkası” Yazı Dizisi, Radikal, 24 Ocak 2004.
376 Bal, a.g.e., s.178.
377 “Sezer ile Erdoğan Krizde Telefonla Bile Görüşmemiş”, Milliyet, 9 Temmuz 2003,
http://www.milliyet.com.tr/2003/07/09/son/sontur13.html, Erişildiği tarih: 23 Kasım 2008.
378 “Çankaya'da Irak Zirvesi”, Hürriyet, 12 Ağustos 2003.
379 “Askerimiz Hazırlanıyor”, Milliyet, 21 Temmuz 2003.
380 “Pearson: Asker Talebi Türkiye’den Geldi”, Milliyet, 22 Temmuz 2003.
381 Gül 22-26 Temmuz 2003 tarihleri arasında gerçekleştirdiği Washington ziyaretinde Colin Powell,
Donald Rumsfeld, Condoleezza Rice ve Dick Cheney ile görüşmeler yapmıştır. Bu görüşmelerin tamamında Irak’a asker gönderme konusu gündeme gelmiştir. ABD’li yetkililer Türkiye’nin barış gücü operasyonlarındaki veriminin mükemmel olduğunu (Cheney), Irak’a asker göndermesinin ABD tarafından memnuniyetle karşılanacağını (Rice) ve Türkiye-ABD ilişkileri açısından büyük fırsat
yaratacağını, ayrıca asker sayısına Türkiye’nin karar verebileceğini (Rumsfeld) belirtmişlerdir. Gül görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, kararın hemen çıkmayacağını, Türkiye’de ayrıntılı olarak görüşüleceğini, Meclis kararına bağlı olduğunu ve karşılığında ekonomik bir menfaat beklenmediğini
belirtmiştir. Gül’ün Washington ziyaretine ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz. Yetkin, a.g.e., s.225-226.
382 Murat Yetkin, “Hükümet 1 Mart’ı Arar”, Radikal, 22 Temmuz 2003.
383 M. Ali Kışlalı, “Top AKP'de”, Radikal, 14 Ağustos 2003.
384 Uzgel, Dış Politikada AKP: Stratejik Konumdan Stratejik Modele, s.366.
385 Faruk Loğoğlu, “Türkiye-ABD İlişkileri: Bugün, Yarın”, Stratejik Analiz, Kasım 2006, s.37.
386 Güngör, a.g.e., s. 83.
387 Görüşmelerle ilgili daha ayrıntılı bilgi için bkz. Yetkin, a.g.e., s.91-110.
388 Bu nedenler arasında, Gül’ün başbakanlığı süresinin kısa bir süre sonra dolacak olması nedeniyle sorumluluk almak istememesi, ABD ile Irak’ın güvenliğine  ve geleceğine ilişkin çeşitli hususlar üzerinde mutabakat sağlanamaması, hükümetin sorumluluğu taşımak istemediği için topu MGK’ya atması ve MGK’dan bu yönde  bir karar çıkmaması gibi nedenler sayılabilir.
389 “Erdoğan, Çuval Olayında da Ordaydı”, Milliyet, 5 Şubat 2009.
390 Sami Kohen, “Nasıl Karşılarlar”, Milliyet, 16 Ağustos 2003.
391 Toplantıya Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Uğur Ziyal ve Müsteşar Yardımcısı Baki İlkin katılmıştır.
392 Yetkin, a.g.e., s.226.
393 “BM Kararı Ankara'yı Rahatlattı”, Radikal, 15 Ağustos 2003.
394 “Dünya’da Barış Patladı”, Radikal, 16 Şubat 2003.
395 Uluslararası kamuoyunun Irak ile ilgili tepkilerine ve savaş karşıtı hareketlere ilişkin daha ayrıntılı
bilgi için bkz. http://www.kureselbarisveadalet.org, Erişildiği tarih: 10 Ocak 2009.
396 Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, “Dış Basında Irak” Bülteni, No:12.
397 “Erdoğan: İşgal kuvveti değiliz”, Radikal, 8 Ekim 2003.
398 Hürriyet Gazetesi 2003 yılı Almanağı.
399 Onur Öymen’e göre, kırmızı çizgiler olarak ifade edilen beklentiler doğrultusunda savaş sonrası
ortamda, Irak’ın toprak bütünlüğü korunmalı, Türkmenlerin hakları ve çıkarları muhafaza edilmeli ve
Kuzey Irak’a yerleşmiş bulunan 5.000 civarındaki terörist etkisiz hale getirilmeliydi (Onur Öymen,
AKP Hükümetinin Dış Politikası, www.onuroymen.com/docs/yazilibasin139.doc, Erişildiği tarih: 14 Kasım 2008).
400 Mehmet Tezkan, “Meşruiyet mi Ulusal Çıkar mı”, Sabah, 14 Ağustos 2003.
401 Taha Akyol, “Irak Meselesi”, Milliyet, 13 Ağustos 2003.
402 Sami Kohen, “Pratik Yaklaşım”, Milliyet, 14 Ağustos 2003.
403 “Asker Kararı Hükümete Kaldı”, Hürriyet, 13 Ağustos 2003.
404 Fikret Bila, “Dolaylı Stratejik Tutum”, Milliyet, 17 Ağustos 2003.
405 T.C. Anayasası 96. Madde 1. Fıkra: Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır. 
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasada başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı
hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz.
406 CHP Ankara Milletvekili Önder Sav, 1 Mart tarihindeki tezkere görüşmelerinde AKP Hükümeti'ne sert eleştirilerde bulunarak, “Bir tek Mehmetçiğin cesedi omuzlarda yükselirse sizi affetmeyiz, seçmen de affetmez” şeklinde konuşmuştur. Sav ayrıca, savaş karşıtı eylemlerde gördüğü bir pankartı
hatırlatıp AKP'li milletvekillerine dönerek, “ABD'den korkmayın, Allah'tan korkun Allah'tan” diye hitap etmiştir. Bu konuşmalar AKP seçmenlerini de etkileyici ifadeler olduğu için, AKP milletvekilleri kamuoyu ve seçmen tepkisine maruz kalma baskısı altında kalmıştır. Önder Sav’ın konuşmasının tam metni için bkz. TBMM 22. Dönem 39. Birleşim Tutanakları, 1 Mart 2003.
http://www.tbmm.gov.tr/tutanak/donem22/yil1/bas/b039m.htm, Erişildiği tarih: 20 Kasım 2008.
407 Murat Yetkin, “1 Mart’taki Şartlar Yok”, Radikal, 16 Ağustos 2003.
408 Murat Yetkin, “Dikkatli Adımlar”, Radikal, 7 Ekim 2003.
409 Gencer Özcan, “Türk Dış Politikası’nda Oluşum Süreci ve Askeri Yapı”, (der.), Barry Rubin ve Kemal Kirişci, Günümüzde Türkiye’nin Dış Politikası, 
İstanbul, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2002, s.21-22.
410 Yetkin, a.g.e., s.230.
411 Milliyet, 13 Ağustos 2003.
412 Yetkin, a.g.e., s.231; Fikret Bila, “Sezer'in Duruşu”, Milliyet, 14 Ağustos 2003.
413 Özcan, a.g.e., s.23-25.
414 Yetkin, a.g.e., s.226.
415 Murat Yetkin, “Gül: Asker Kararı Eylül'de Alınır”, Radikal, 13 Ağustos 2003.
416 Radikal, 6 Ağustos 2003.
417 “Genelkurmay’dan ABD’ye Sert Tepki”, Akşam, 7 Temmuz 2003.
418 Mehmet Ali Birand, Cengiz Çandar, “Paul Wolfowitz ile Röportaj”, CNN Türk, 6 Mayıs 2003.
419 “Güven Değil İletişim Krizi”, Radikal, 15 Temmuz 2007.
420 Yetkin, a.g.e., s.224.
421 Yetkin, a.g.e., s.229.
422 1 Mart’taki tezkerenin TBMM’de oylanmasından önceki son MGK toplantısı, 28 Şubat 2003 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Daha önce planlandığı şekliyle parlamentonun 27 Şubat günü toplanıp tezkerenin görüşülmesi gerekirken, tezkerenin oylanması son dakikada alınan bir kararla 1 Mart tarihine ertelenmiştir. Yapılan yorumlarda, milletvekillerin tezkereyi kabul etmeye gönüllü olmamaları nedeniyle meclisin ikna edilmesi için MGK’nın görüşlerinden yararlanılması isteğinin oylamayı erteleme kararında rol oynadığı ve hükümetin tezkere kararını bir MGK kararı haline getirmekten yana olduğunu öne sürülmüştür. Ancak gerçekleştirilen toplantıda MGK, bu yönde bir
tavsiye kararı almamış ve MGK tarafından yapılan açıklamada sadece toplantıda ele alınan konuların başlıklarına yer verilmiştir (28 Şubat 2003 tarihli MGK Toplantısı Basın Bildirisi,
http://www.mgk.gov.tr/Turkce/basinbildiri2003/28subat2003.html, Erişildiği tarih: 20 Kasım 2008.)
423 25 Temmuz 2003 tarihli MGK Toplantısı Basın Bildirisi,
http://www.mgk.gov.tr/Turkce/basinbildiri2003/25temmuz2003.html, Erişildiği tarih: 20 Kasım 2008.
424 22 Ağustos 2003 tarihli MGK Toplantısı Basın Bildirisi,
http://www.mgk.gov.tr/Turkce/basinbildiri2003/22agustos2003.html, Erişildiği tarih: 20 Kasım 2008.
425 19 Eylül 2003 tarihli MGK Toplantısı Basın Bildirisi,
http://www.mgk.gov.tr/Turkce/basinbildiri2003/19eylul2003.html, Erişildiği tarih: 20 Kasım 2008.
426 “Türk Halkı Savaşa Karşı”, Radikal, 16 Şubat 2003.
427 Soli Özel, “İtfaiye”, Sabah, 14 Ağustos 2003.
428 “Her Yerde Tezkere Protestosu”, Radikal, 8 Ekim 2003.
429 Oya Berberoğlu, “Tezkere ve İş Dünyası”, Akşam, 9 Ekim 2003.
430 Hermann ve diğerleri, a.g.e., s.91.
431 Tufan Türenç, “Tezkerede İkinci Bir Şok Hükümetin Koltuğunu Sallar”, Hürriyet, 15 Ağustos2003.
432 http://www.evrensel.net/03/07/23/politika.html, Erişildiği tarih: 25 Kasım 2008.
433 http://www.evrensel.net/03/07/23/politika.html, Erişildiği tarih: 25 Kasım 2008.
434 “Ve Tezkere Geçti”, Radikal, 8 Ekim 2003.
435 Tezkerenin kabul edilmesinden sonra Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya’ya konuşan bir AKP milletvekili, Erdoğan’ın oylamadan önceki hafta,  tezkereye ret oyu veren milletvekillerinin zaman içinde partiden tasfiye edileceğini söylediğini belirtmiştir. Bkz. Muharrem Sarıkaya, “Hükümetin Pazarlık Kozu”,  Sabah, 8 Ekim 2003.
436 “Erdoğan: İşgal Kuvveti Değiliz”, Radikal, 8 Ekim 2003.
437 Soli Özel, “Kumar mı, Risk mi, Strateji mi?”, Sabah, 9 Ekim 2003.
438 Ömer Çelik, “Erdoğan Siyaseti”, Yeni Şafak, 21 Temmuz 2001.
439 “Tarihi Krizin Ortasındaki Büyükelçi Faruk Loğoğlu Perde Arkasında Yaşananları Milliyet’e Anlattı” Yazı Dizisi, Milliyet, 11-13 Eylül 2006
440 Yetkin, a.g.e., s.113.
441 “Gelirse Türkler Gelsin”, Milliyet, 13 Ağustos 2003; “Asker Irak'a Ekim'de Gidiyor”, Hürriyet,16 Ağustos 2003.
442 Sami Kohen, “Ya Evet Ya Hayır”, Milliyet, 2 Ağustos 2003.
443 Hermann ve diğerleri, a.g.e., s.93.
444 Yetkin, a.g.e., s.109.
445 İnal Batu, Dış Politika Kıskacında Türkiye, İstanbul, Pegasus Yayınları, 2006.
446 Hermann ve diğerleri, a.g.e., 95-96.
447 Hermann ve diğerleri, a.g.e., s.97.
448 Halis Çetin, “Demokratik Meşruiyet Versus Karizmatik Meşruiyet”, Cumhuriyet Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt. 27, No. 1, Mayıs 2003, s.91.
449 İbrahim Ethem Deveci, Recep Tayyip Erdoğan: Bu Şarkı Burada Bitmez, İstanbul, NesilYayınları, 1998, s.53.
450 Reiner Hermann, Frankfurter Allgemeine, 1 Ağustos 2004.
451 "Başbakan Erdoğan'dan Tarihi Eleştiri", Radikal, 24 Mayıs 2009.
452 Weber'in karizmatik otorite ile ilgili görüşleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: Alan Brayman, Charisma And Leadershin in Oraanizations, London, Sage Publications, 1992, s.23-30.
453 Bunların en önde gelenleri arasında Friedrich (1961), Marcus (1961), Berger (1963), Friedland
(1964), Shils (1965), Kunter (1965), Dow (1969), Mc Intosh (1970), Cohen (1972), Bromley ve
Shupe (1979), Fine (1982), Galanter (1982) ve Willner (1984) gibi isimler sayılabilir. Ayrıntılı bilgi için bkz: Gary Yukl, Leadership in Organizations, Üçüncü Basım, NJ, Prentice Hall Inc. Englewood Clitia,1994, s.318.
454 Tanıl Kılınç, Karizmatik Liderlik: Tanımları ve Olumlu-Olumsuz Yönleri,
http://www.merih.net/m2/lid/karizmatik.htm, Erişildiği tarih: 04.05.2009.
455 Robert House, C. Marlene Fiol ve Drew Harris, "Charismatic Leadership: Strategies for Effecting Social Change”, 1999,
http://leadership.wharton.upenn.edu/l_change/publications/House/Charismatic%20Leadership%20-
%20House%20.doc, Erişildiği tarih: 10 Mayıs 2009.
456 Bernard M. Bass, Leadership and Performance Beyond Expectations, New York, Free Press,1985, s.31.
457 Kılınç, a.g.e.


KAYNAKÇA

KİTAPLAR

· Akdoğan, Yalçın, AK Parti ve Muhafazakâr Demokrasi, İstanbul, Alfa Yayınları,2004.
· Akpınar, Hakan, 28 Şubat: “Postmodern” Darbenin Öyküsü, Ankara, ÜmitYayıncılık, 2001.
· Allison, Graham T. ve Zelikow, Philip, Essence of Decision: Explaining the CubanMisilse Crisis, İkinci Basım, New York, Longman, 1999.
· Allison, Graham T., The Essence of Decision: Explaining the Cuban MissileCrisis, Glenview, Scott, Foresman and Company, 1971.
· Altunışık, Meliha Benli ve Tür, Özlem, Turkey: Challenges of Continuity andChange, London and New York, Routledge, Contemporary Middle Eastern Series,2005.
· Arat, Yeşim, Political Islam in Turkey and Women’s Organisations, İstanbul,Tesev, 1999.
· Bal, İdris, (der.), 21. Yüzyılda Türk Dış Politikası, Üçüncü Basım, Ankara, LalezarKitabevi, 2006.
· Balkan, Neşecan ve Savran, Sungur, (der.), Sürekli Kriz Politikaları, İstanbul,Metis Yayınları, 2004.
· Baltaş, Acar, Ekip Çalışması ve Liderlik, İstanbul, Remzi Kitabevi, 2000.
· Barber, James D., The Presidential Character: Predicting Performance in theWhite House, Englewood Cliffs, New Jersey, Prentice Hall, 1977.

· Bass, Bernard M., Leadership and Performance Beyond Expectations, New York,
Free Press, 1985
· Batu, İnal, Dış Politika Kıskacında Türkiye, İstanbul, Pegasus Yayınları, 2006.
· Bölük, Mehmet, El Tayyip: Rüzgârdan Kasırgaya, İstanbul, Toplumsal Dönüşüm
Yayınları, 2002.
· Bölükbaşı, Deniz, 1 Mart Vakası: Irak Tezkeresi ve Sonrası, Dördüncü Basım,
İstanbul, Doğan Kitap, 2008.
· Brayman, Alan, Charisma And Leadershin in Oraanizations, London, Sage
Publications, 1992.
· Brecher, Michael, The Foreign Policy System Of Israel Setting, Images, Process,
London, Oxford University Press, 1972.
· Caldwell, Dan ve McKeown, Timothy, (der.), Diplomacy, Force and Leadership:
Essays in Honor of Alexander George, Boulder, Westview Press, 1993.
· Clarke, Michael ve White, Brian, (der.), Understanding Foreign Policy: The
Foreign Policy Systems Aproach, Aldershot, Edward Elgar Publishing, 1989.
· Cottam, Richard, Foreign Policy Motivation: A General Theory and a Case
Study, Pittsburgh, University of Pittsburgh Press, 1977.
· Çakır, Ruşen ve Çalmuk, Fehmi, Recep Tayyip Erdoğan: Bir Dönüşüm Öyküsü,
İstanbul, Metis Yayınları, 2001.
· Çakır, Ruşen, Ne Şeriat Ne Demokrasi, RP’yi Anlamak, İstanbul, Metis Yayınları,
1994.
· Çalmuk, Fehmi, Kod Adı: İHL, Ankara, Merdiven Yayınları, 2004.
· Davutoğlu, Ahmet, Stratejik Derinlik: Türkiye’nin Uluslararası Konumu,
İstanbul, Küre Yayınları, 2003.
186
· Deveci, İbrahim Ethem, Recep Tayyip Erdoğan: Bu Şarkı Burada Bitmez,
İstanbul, Nesil Yayınları, 1998.
· Dindar, Cemal, Bi’at ve Öfke: Recep Tayyip Erdoğan’ın Psikobiyografisi,
İstanbul, Telos Yayınları, 2007.
· Dougherty, James E. ve Pfaltzgraff, Jr. Robert L., Contending Theories of
International Relations, A Comprehensive Survey, Üçüncü Basım, New York,
Harper Collins Publishers, 1990.
· East, Maurice A., Salmore, Stephen A. ve Hermann, Charles F., (der.), Why Nations
Act, Beverly Hills, Sage, 1978.
· Ergin, Feridun, Uluslararası Politika Stratejileri, İstanbul, İÜ İktisat Fakültesi
Yayınları, 1974.
· Evans, Graham ve Newnham, Jeffrey, The Dictionary of World Politics: A
Reference Guide to Concepts, Ideas and Institutions, Simon & Schuster, 1990.
· Farrell, R. B., (der.), Approaches in Comparative and International Politics,
Evanston, IL, Northwestern University Press, 1966.
· Fuller, Graham E. ve Lesser, Ian O., Kuşatılanlar: İslam’ın ve Batı’nın Jeopolitiği,
İstanbul, Sabah Kitapları, 1996.
· Fuller, Graham E., Yeni Türkiye Cumhuriyeti, İstanbul, Timaş Yayınları, 2008.
· George, Alexander L., Presidential Decision Making in Foreign Policy: The
Effective Use of Information and Advice, Boulder, CO, Westview Press, 1980.
· Gerger, M. Emin, Belediyelerden İktidara Refah, İstanbul, Cemre, 1996.
· Goodwin, Geoffrey L. ve Linklater, Andrew, New Dimensions in World Politics,
London, Croom Helm, 1975.
187
· Gülalp, Haldun, Kimlikler Siyaseti: Türkiye'de Siyasal İslam'ın Temelleri,
İstanbul, Metis Yayınları, 2003.
· Güngör, Nasuhi, Yenilikçi Hareket, Beşinci Basım, Ankara, Elips Kitabevi, 2005.
· Güngör, Nasuhi, Yenilikçi Hareket, Beşinci Basım, Ankara, Elips Kitabevi, 2005.
· Habermas, Jürgen, The Theory of Communicative Action, London, Beacon Press,
1981.
· Hermann, Charles F., Kegley, Charles W. ve Rosenau, James N., (der.), New
Directions in the Study of Foreign Policy, Boston, Allen and Unwin, 1987.
· Hermann, Margaret G., (der.), A Psychological Examination of Political Leaders,
New York, The Free Press, 1977.
· Hermann, Margaret G., “Leader Personality and Foreign Policy Behaviour”, (der.),
James N. Rosenau, Comparing Foreign Policies: Theories, Findings and
Methods, New York, Sage-Halsted, 1974.
· Hill, Christopher, The Changing Politics of Foreign Policy, New York, Palgrave
MacMillan, 2003.
· Holsti, K.J., International Politics, A Framework For Analysis, İkinci Basım,
London, Prentice/Hall International, 1974.
· Holsti, Ole R., The Operational Code as an Approach to the Analysis of Belief
Systems. Final Report to the National Science Foundation, Grant No. SOC 75-
15368, Durham, NC, Duke University, 1977.
· Hudson, Valerie M., Foreign Policy Analysis: Classic and Contemporary Theory,
Maryland, Rowman & Littlefield Publishers, Inc., 2007.
· Janis, Irving, Victims of Groupthink, Boston, Houghton Mifflin Company, 1972.
188
· Jervis, Robert, Perception and Misperception in International Politics, New
Jersey, Princeton University Press, 1976.
· Kant, Immanuel, Perpetual Peace and Other Essays, (çev.), T. Humphery,
Indianapolis, Hackett, 1983.
· Kaplan, Morton A., System and Process in International Relations, Essex, ECPR
Press, 2005.
· Kaplan, Sefa, Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul, Doğan Kitap, 2007.
· Khong, Yuen Foon, Analogies at War: Korea, Munich, Dien Bun Phu and the
Vietnam Decision of 1965, Princeton, Princeton University Press, 1992.
· Larrabee, Stephen, Turkey As a US Security Partner, Santa Monica, Rand, 2008.
· Lasswell, Harold D., Psychopathology and Politics, Chicago, University of Chicago
Press, 1930; ve Joseph de Rivera, The Psychological Dimension of Foreign Policy,
Ohio, Charles E. Merill Publishing, 1968.
· Learche, Charles O. ve Said, Abdul A., (der.), Concepts of International Politics,
İkinci Basım, Englewood Cliffs, New Jersey, Prentice Hall, 1970.
· Leites, N., The Operational Code of the Politburo, New York, McGraw-Hill,
1951.
· Machiavelli, Niccolo, The Prince, Montana, Kessinger Publishing, 2004.
· Mango, Andrew, Türkiye ve Türkler: 1938’den Günümüze, İkinci Basım,
İstanbul, Remzi Kitabevi, 2005.
· Morgenthau, Hans J. ve Thompson, Kenneth, Politics Among Nations, Altıncı
Basım, New York, McGraw-Hill, 1985.
· Morgenthau, Hans J., Politics Among Nations: The Struggle for Power and Peace,
New York, Alfred A. Knopf, 1978.
189
· Neack, Laura, The New Foreign Policy: U.S. and Comparative Foreign Policy in
the 21st Century, Lanham, Rowman and Littlefield Publishers, 2002.
· Pamuk, Muhammed, Yasaklı Umut: Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul, Birey, 2001.
· Plano, Jack C. ve Olton, Roy, The International Relations Dictionary, Essex,
Longman, 1988.
· Preston, Thomas, The President and His Inner Circle: Leadership Style and the
Advisory Process in Foreign Policy Making, New York, Columbia University
Press, 2001.
· Rosati, Jerel, The Politics of Bureaucracy, Üçüncü Basım, New York, Longman,
1981.
· Rosecrance, Richard N., Action and Reaction in World Politics, Boston, Little,
Brown, 1963.
· Rosenau, James N., (der.), International Politics and Foreign Policy, New York,
Free Press, 1969.
· Rosenau, James N., The Scientific Study of Foreign Policy, İkinci Basım, New
York, Nichols Pub. Co., 1980.
· Rubin, Barry ve Kirişci, Kemal, (der.), Günümüzde Türkiye’nin Dış Politikası,
İstanbul, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2002
· Schelling, Thomas, The Strategy of Conflict, Cambridge, Harvard University Press,
1960.
· Simon, Herbert A., Administrative Behaviour, New York, MacMillan, 1959.
· Simon, Herbert A., Models of Bounded Rationality: Empirically Grounded
Economic Reason, Volume 3, Cambridge, MIT Press, 1997.
190
· Smith, Steve, Hadfield, Amelia ve Dunne, Tim, (der.), Foreign Policy: Theories,
Actors, Cases, London, Oxford University Press, 2008.
· Snyder, R. C., Bruck, H. W. ve Sapin, B., Decision-Making as an Approach to the
Study of International Politics, Foreign Policy Analysis Project Series No. 3. New
Jersey, Princeton University Press, 1954.
· Sönmezoğlu, Faruk, (der.), Değişen Dünya ve Türkiye, Birinci Basım, İstanbul,
Bağlam Yayınları, 1996.
· Sönmezoğlu, Faruk, Uluslararası Politika ve Dış Politika Analizi, İkinci Basım,
İstanbul, Filiz Yayınları, 1995.
· Sprout, Harold ve Sprout, Margaret, Man-Milieu Relationship Hypotheses in the
Context of International Politics, Princeton NJ, Princeton University Press, 1956.
· Sprout, Harold ve Sprout, Margaret, The Ecological Perspective on Human
Affairs, Princeton NJ, Princeton University Press, 1965.
· Uzgel, İlhan ve Duru, Bülent, (der.), AKP Kitabı: Bir Dönüşümün Öyküsü,
Ankara, Phoenix Yayınevi, 2009.
· Waltz, Kenneth, Theory of International Politics, New York, McGraw Hill, 1979.
· Weber, Max, The Theory of Social and Economic Organization, (çev.), A. M.
Henderson ve Talcott Parsons, New York, The Free Press, 1947.
· Wellmer, Albrecht, Zur Dialektik von Moderne und Postmoderne.
Vernunftkritik nach Adorno, Frankfurt, Suhrkamp, 1985.
· Yanardağ, Merdan, Bir ABD Projesi Olarak AKP, İstanbul, Siyah Beyaz Yayınları,
2007.
· Yavuz, M. Hakan, (der.), The Emergence of a New Turkey: Democracy and the
AK Parti, Salt Lake City, The Universityof Utah Press, 2006.
191
· Yavuz, M. Hakan, Islamic Political Identity in Turkey, Oxford, Oxford University
Press, 2005.
· Yetkin, Murat, Tezkere: Irak Krizinin Gerçek Öyküsü, İstanbul, Remzi Kitabevi,
2004.
· Yılmaz, Turan, Tayyip: Kasımpaşa’dan Siyasetin Ön Saflarına, Ankara, Ümit
Yayıncılık, 2001.
· Yukl, Gary, Leadership in Organizations, Üçüncü Basım, NJ, Prentice Hall Inc.
Englewood Clitia,1994.
· Yüksel, Erkan, Medya Güvenlik Kurulu, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Yayınları
No: 1551, 2004.
MAKALELER
· Aydın, Mustafa, "Uluslararası İlişkilerde Yaklaşım, Teori ve Analiz", SBF Dergisi,
51/1-4, 1996.
· Bal, İdris, “Türkiye-ABD İlişkileri ve 2003 Irak Savaşı’nın Önemi”, (der.), İdris Bal,
21. Yüzyılda Türk Dış Politikası, Üçüncü Basım, Ankara, Lalezar Kitabevi, 2006,
s.150-184.
· Buğra, Ayşe, “Dini Kimlik ve Sınıf: Bir MÜSİAD ve Hak-İş Karşılaştırması”, (der.),
Neşecan Balkan ve Sungur Savran, Sürekli Kriz Politikaları, İstanbul, Metis
Yayınları, 2004, s.126–147.
· Çetin, Halis, “Demokratik Meşruiyet Versus Karizmatik Meşruiyet”, Cumhuriyet
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt. 27, No. 1, Mayıs 2003.
192
· Çınar, Menderes, “AKP ve İslami Hareketler: Defansif ve Dağıtıcı İktidar
Kardeşliği”, (der.), İlhan Uzgel ve Bülent Duru, AKP Kitabı: Bir Dönüşümün
Bilançosu, Ankara, Phoenix Yayınevi, 2009, s.307-315.
· Dağı, İhsan D., “The JDP: Identity, Politics, and Discourse”, (der.), M. Hakan
Yavuz, The Emergence of a New Turkey: Democracy and the AK Parti, Salt
Lake City: The University of Utah Pres, 2006.
· Doğan, A. Ekber, “Siyasal Yansımalarıyla İslamcı Sermayenin Gelişme Dinamikleri
ve 28 Şubat Süreci”, Mülkiye Dergisi, Cilt:30, Sayı:252, Güz 2006, s.47-68.
· Eriş, Oğuz, "Körfez Krizi ve Türkiye'de Karar Alma Süreci", (der.), Faruk
Sönmezoğlu, Değişen Dünya ve Türkiye, Birinci Basım, İstanbul, Bağlam
Yayınları, 1996, s.249-267.
· Erkmen, Serhat, “Temmuz’dan sonra Türkiye’nin Kuzey Irak’taki Askeri Varlığı”,
Stratejik Analiz, Ağustos 2003, s-48-52.
· Fırat, Melek, “AKP Hükümetinin Kıbrıs Politikası”, (der.), İlhan Uzgel ve Bülent
Duru, AKP Kitabı: Bir Dönüşümün Bilançosu, Ankara, Phoenix Yayınevi, 2009,
s.439-462.
· Fuller, Graham E., “Turkey’s Strategic Model: Myths and Realities”, The
Washington Quarterly, Yaz 2004.
· Garrison, Jean A., "Foreign Policy Analysis in 20/20: A Symposium", International
Studies Review, 5, 2003, s.155-202.
· George, Alexander, “The Operational Code: A Neglected Approach to the Study of
Political Leaders and Decision Making” International Studies Quarterly No: 23,
1969, s.190-222.
193
· Girdner, Eddie J., “The Greater Middle East Initiative: Regime Change,
Neoliberalism and US Global Hegemony”, The Turkish Yearbook of
International Relations, N. 36, 2005, s.37-71.
· Goldgeier, J.M., ve Tetlock, P.E., "Psychology and International Relations Theory",
Annual Review of Political Science, 4, 2001, s.67-92.
· Gözen, Ramazan, “Türkiye'nin 1. Körfez Savaşı Politikası: Aktif Politika ve
Sonuçları", (der.), İhsan Dağı, Türk Dış Politikasında Gelenek ve Değişim,
Ankara, Siyasal Kitabevi, 1998, s. 179-216.
· Göztepe, Ece, “Amerika’nın İkinci Irak Müdahalesinin Uluslararası Hukuk ve
Türkiye’nin Bu Savaşa Katılımının Türk Anayasa Hukuku Açısından
Değerlendirmesi ya da Haklı Savaş’ın Haksızlığı Üzerine”, Ankara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 2004/3, s.79-103.
· Gülalp, Haldun, “Whatever Happened to Secularization? The Multiple Islams in
Turkey”, South Atlantic Quarterly, 103: 2/3, 2003.
· Gürkaynak, Esra Çuhadar ve Taner, Binnur Özkeçeci, “Decisionmaking Process
Matters: Lessons Learned from Two Turkish Foreign Policy Cases”, Turkish
Studies, 5:2, s. 43-78.
· Hagan, Joe D., “Regimes, Political Oppositions and the Comparative Analysis of
Foreign Policy”, (der.), Charles F. Hermann, Charles W. Kegley ve James N.
Rosenau, New Directions in the Study of Foreign Policy, Boston: Allen and
Unwin, 1987.
· Heper, Metin ve Toktaş, Şule, “Islam, Modernity and Democracy in Contemporary
Turkey: The Case of Recep Tayyip Erdogan”, The Muslim World, Volume 93,
Nisan 2003, 157-185.
194
· Hermann, Charles F., “Decision Structure and Process Influences on Foreign
Policy”, (der.), Maurice A. East, Stephen A. Salmore ve Charles F. Hermann, Why
Nations Act, Beverly Hills: Sage, 1978, s.69-102.
· Hermann, Margaret G. ve Preston, Thomas, “Presidents, Advisors and Foreign
Policy: The Effect of Leadership Style on Executive Arrangements”, Political
Psychology, Vol. 15, No. 1, 1994, s.75-96.
· Hermann, Margaret G. ve diğerleri, “Who Leads Matters: The Effects of Powerful
Individuals”, International Studies Review, c. III, No: 2, 2001, s.83-131.
· Hermann, Margaret G., "How Decision Units Shape Foreign Policy: A Theoretical
Framework", International Studies Review, c. III, No: 2, 2001, s. 47-81.
· Hermann, Margaret G., “Leaders and Foreign Policy Decision Making”, (der.), Dan Caldwell ve Timothy McKeown, Diplomacy, Force and Leadership: Essays in
Honor of Alexander George, Boulder: Westview Press, 1993.
· Hill, Fiona, “Seismic Shifts in Eurasia: The Changing Relationship Between Turkey and Russia and its Implications for the South Caucasus”, Journal of Southeast European & Black Sea Studies, 3, 3, 2003, s.55-75.
· Holsti, Ole R., “Cognitive Process Approaches to Decision-Making”, American
Behavioral Scientist, Vol. 20, No. 1, September / October 1976, s.11-36.
· Hudson, Valerie M. ve Vore, Christopher S., “Foreign Policy Analysis Yesterday,
Today and Tomorrow”, Mershon International Studies Review, 39, 1995, s.209-
238.
· Hudson, Valerie M., “Foreign Policy Analysis: Actor-Specific Theory and the
Ground of International Relations”, Foreign Policy Analysis, Yıl: 2005, Sayı: 1.
195
· Hudson, Valerie M., “The History and Evolution of Foreign Policy Analysis”, (der.), Steve Smith, Amelia Hadfield ve Tim Dunne, Foreign Policy: Theories, Actors, Cases, London, Oxford University Press, 2008.
· Kahneman, Daniel ve Tversky, Amos, "Prospect Theory: An Analysis of Decision under Risk", Econometrica, XLVII, 1979, s.263-291.
· Kaygusuz, Özlem, “Türkiye-AB İlişkilerinin ‘Möbius’ Şeridi: AKP Reformculuğu
ve AB Çokkültürlülüğü”, (der.), İlhan Uzgel ve Bülent Duru, AKP Kitabı: Bir
Dönüşümün Bilançosu, Ankara, Phoenix Yayınevi, 2009, s.410-438.
· Keller, Jonathan W., “Constraint Respecters, Constraint Challengers, and Crisis
Decision Making in Democracies: A Case Study Analysis of Kennedy versus
Reagan”, Political Psychology, Vol:26, No:6, 2005, s.835-867.
· Koçak, Kıvanç, “Kasımpaşalı Haylaz: Merkez Sağda Yeni Umut”, Birikim, Sayı:
147, 2001, s.53-59.
· Levy, Jack S., “An Introduction to Prospect Theory”, Political Psychology, 13,
1992, s.171-186.
· Loğoğlu, Faruk, “Türkiye-ABD İlişkileri: Bugün, Yarın”, Stratejik Analiz, Kasım
2006, s.35-43.
· Norton, A. Richard, “Takdim”, Graham E. Fuller, Yeni Türkiye Cumhuriyeti,
İstanbul, Timaş Yayınları, 2008.
· Nye, Joseph S., “Transnational and Transgovernmental Relations”, (der.), Geoffrey L. Goodwin ve Andrew Linklater, New Dimensions in World Politics, London, Croom Helm, 1975, s.36-53. 196
· Öniş, Ziya, “The Political Economy of Turkey’s Justice and Development Party”,
(der.), M. Hakan Yavuz, The Emergence of a New Turkey: Democracy and the
AK Parti, Salt Lake City: The Universityof Utah Press, 2006, s.207-234.
· Özcan, Gencer, “Türk Dış Politikası’nda Oluşum Süreci ve Askeri Yapı”, (der.),
Barry Rubin ve Kemal Kirişci, Günümüzde Türkiye’nin Dış Politikası, İstanbul,
Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2002, s.19-62.
· Putnam, Robert D., "Diplomacy and Domestic Politics: The Logic of Two-level
Games", International Organization, 42, 1988.
· Rosati, Jerel A., “The Power of Human Cognition in the Study of World Politics”,
International Studies Review, c. II, No. 3, 2000.
· Rosenau, James, “Pre-theories and Theories of Foreign Policy”, (der.), R. B. Farrell, Approaches in Comparative and International Politics, Evanston, IL:
Northwestern University Press, 1966.
· San, Coşkun, “Yasallık ve Meşruluk Ölçütleri Açısından AKP”, (der.), İlhan Uzgel
ve Bülent Duru, AKP Kitabı: Bir Dönüşümün Bilançosu, Ankara, Phoenix
Yayınevi, 2009, s.126-138.
· Schafer, Mark, “Issues in Assessing Psycological Characteristics At a Distance: An Introduction to the Symposium”, Political Psychology, C. 21, No: 3, 2000.
· Shapiro, M.J., ve Bonham, G.M., “Cognitive Process and Foreign Policy Decision Making”, International Studies Quarterly, Vol. 17, No. 2, (June 1973), s.147-174.
· Stein, Janice Gross, “Foreign Policy Decision-Making: Rational, Psychological and Neurological Models”, (der.), Steve Smith, Amelia Hadfield ve Tim Dunne, Foreign Policy: Theories, Actors, Cases, London, Oxford University Press, 2008, s.101-116.
· Uzgel, İlhan, “Dış Politikada AKP: Stratejik Konumdan Stratejik Modele”, (der.), İlhan Uzgel ve Bülent Duru, AKP Kitabı: Bir Dönüşümün Bilançosu, Ankara, Phoenix Yayınevi, 2009, s.357-380.
· Verba, Sidney, "Assumptions of Rationality and Non-Rationality in Models of the International System", World Politics, Vol. 14, No. 1, The International System: Theoretical Essays, Ekim 1961, s.93-117.
· Verba, Sidney, “Assumptions of Rationality and Non-Rationality in Models of theInternational System”, (der.), James N. Rosenau, International Politics and
Foreign Policy, New York, Free Press, 1969.
· Walker, Stephen, “The Motivational Foundations of Political Belief Systems: A
Reanalysis of the Operational Code Construct” International Studies Quarterly
No: 27, 1983, s.179-201.
· Yavuz, M. Hakan, “The Case of Turkey”, Daedalus, 132, 3, Summer 2003, 59-61.
· Yeşilyurt, Nuri ve Develioğlu, Atay, “AKP Döneminde Türkiye’nin Ortadoğu
Politikası”, (der.), İlhan Uzgel ve Bülent Duru, AKP Kitabı: Bir Dönüşümün
Bilançosu, Ankara, Phoenix Yayınevi, 2009, s.381-409.


GAZETE MAKALELERİ


· Akman, Nuriye, Sabah, 21 Haziran 1998.
· Aksoy, Ergun, Radikal, 6 Temmuz 1998.
· Akyol, Taha, “Irak Meselesi”, Milliyet, 13 Ağustos 2003.
· Albayrak, Hakan, “28 Şubat’tan Günümüze Milli Görüş’ün Seyrüseferi”, Yeni
Şafak, 28 Ekim 2008.
· Ay, Savaş, “Tayyip Erdoğan Nereye Koşuyor” Yazı Dizisi, Akşam, 21-24 Mart
2002.
· Berberoğlu, Oya, “Tezkere ve İş Dünyası”, Akşam, 9 Ekim 2003.
· Berkan, İsmet, “Bu Bir ‘Kaza’ Değil”, Radikal, 7 Temmuz 2003.
· Bila, Fikret, “ABD: Yöntem Yanlıştı”, Milliyet, 14 Temmuz 2003.
· Bila, Fikret, “Dolaylı Stratejik Tutum”, Milliyet, 17 Ağustos 2003.
· Bila, Fikret, “Sezer'in Duruşu”, Milliyet, 14 Ağustos 2003.
· Cebeci, Sırrı Yüksel, “28 Şubat Biterse Erdoğan da Biter”, Halk’a ve Olaylara
Tercüman, 28 Şubat 2009.
· Cemal, Hasan, “Demirel’le Amerikan Düşmanlığı”, Milliyet, 13 Temmuz 2003.
· Cemal, Hasan, “Küstahlık ve Ötesi”, Milliyet, 8 Temmuz 2003.
· Cemal, Hasan, “Tayyip’e Soru Sormak Günah mı?”, Milliyet, 26 Temmuz 2001.
· Çakır, Ruşen, “Milli Görüş Gömleği Giymek AKP’nin İntiharı Olur”, Vatan, 4
Mayıs 2009.
· Çelik, Ömer, “Erdoğan Siyaseti”, Yeni Şafak, 21 Temmuz 2001.
· Davutoğlu, Ahmet, “Türkiye Merkez Ülke Olmalı”, Radikal, 26 Şubat 2004
· Devrim, Hakkı, Radikal, 28 Ekim 2005.
· Ekşi, Oktay, “Kararı alındı”, Hürriyet, 8 Ekim 2003.
· Eroğlu, Hüseyin, “Cemal Dindar’dan Recep Tayyip Erdoğan’ın Psiko-Biyografisi:
Güçlüye bi'at, güçsüze öfke” Röportajı, Birgün, 2 Temmuz 2007.
· Gülen, Yaşar, “Siyasal İslam ve Kürtler-2”, Milliyet, 17 Ekim 2005.
· Hermann, Reiner, Frankfurter Allgemeine, 1 Ağustos 2004.
· Karaalioğlu, Mustafa, Yeni Şafak, 6 Ekim 1996.
· Keyman, E. Fuat, “AKP ve Muhafazakâr Demokrasi”, Radikal 2, 25 Ocak 2004.
· Kışlalı, M. Ali, “Top AKP'de”, Radikal, 14 Ağustos 2003.
· Koçak, Mehmet, “Turkish-US Friendship is a Guarantee for Democratic Values”,
Turkish Daily News, 14 Ekim 2003.
· Kohen, Sami, “Esas Neden Ne?”, Milliyet, 8 Temmuz 2003.
· Kohen, Sami, “Nasıl Karşılarlar”, Milliyet, 16 Ağustos 2003.
· Kohen, Sami, “Pratik Yaklaşım”, Milliyet, 14 Ağustos 2003.
· Kohen, Sami, “Ya Evet Ya Hayır”, Milliyet, 2 Ağustos 2003.
· Mert, Nuray, “Yeniden AB Süreci”, Radikal, 15 Nisan 2008.
· Özel, Soli, “İtfaiye”, Sabah, 14 Ağustos 2003.
· Özel, Soli, “Kumar mı, Risk mi, Strateji mi?”, Sabah, 9 Ekim 2003.
· Özkök, Ertuğrul, “O Milli İradeyse Bu da Öyle”, Hürriyet, 8 Ekim 2003.
· Özkök, Ertuğrul, Hürriyet, 10 Temmuz 1998.
· Özköylü, Göksel, Radikal, 7 Temmuz 1998.
· Sanberk, Özdem, “Büyük Değişimin Krizleri”, Radikal, 24 Aralık 2003.
· Sarıkaya, Muharrem, “Hükümetin Pazarlık Kozu”, Sabah, 8 Ekim 2003.
· Sarıoğlu, Bülent, “Kimlik Değişimi”, Milliyet, 13 Aralık 2005
· Sazak, Derya, “Kuzey Irak Baskını”, Milliyet, 6 Temmuz 2003.
· Sazak, Derya, “Tayyip Göreve Hazır”, Milliyet, 6 Temmuz 2001.
· Tezkan, Mehmet, “Meşruiyet mi Ulusal Çıkar mı”, Sabah, 14 Ağustos 2003.
· Türenç, Tufan, “Tezkerede İkinci Bir Şok Hükümetin Koltuğunu Sallar”,    Hürriyet, 15 Ağustos 2003.   
· Ülsever, Cüneyt, “Numan Kurtulmuş ve Milli Görüş”, Hürriyet, 28 Ekim 2008.
· Yetkin, Murat, “1 Mart’taki Şartlar Yok”, Radikal, 16 Ağustos 2003.
· Yetkin, Murat, “Beni 28 Şubat AB’ci Yaptı”, Radikal, 5 Haziran 2005.
· Yetkin, Murat, “Dikkatli Adımlar”, Radikal, 7 Ekim 2003.
· Yetkin, Murat, “Gül: Asker Kararı Eylül'de Alınır”, Radikal, 13 Ağustos 2003.
· Yetkin, Murat, “Hükümet 1 Mart’ı Arar”, Radikal, 22 Temmuz 2003.
· Yetkin, Murat, “Irak Krizinin Perde Arkası” Yazı Dizisi, Radikal, 18-24 Ocak 2004.


GAZETELER

· Milliyet
· Hürriyet
· Sabah
· Yeni Şafak
· Yeni Yüzyıl
· Radikal
· Star
· Yeni Şafak
· Zaman
· Akşam


İNTERNET KAYNAKLARI

· “AKP Programı”, http://www.akparti.org.tr/program.asp?dizin=0&hangisi=0, (20 Mayıs 2009).
· “AKP Seçim Bildirgesi 2002”, http://www.belgenet.com/secim/bildirge/akp2002-2.html, (19 Mayıs 2009).
· “Dört Tezkere: Bir ret, üç kabul”, Hürriyet Gazetesi 2003 Almanağı,
http://dosyalar.hurriyet.com.tr/almanak2003/news_detail.asp?nid=121&sid=2, (16 Temmuz 2008).
· “Erdoğan Newsweek’e İçini Döktü”, CNNTÜRK.com, 1 Şubat 2009,
http://www.cnnturk.com/2009/dunya/02/01/erdogan.newsweeke.icini.doktu/511519.0/index.html, (20 Şubat 2009).
· “Erdoğan’dan Kıbrıs’ta ‘Belçika modeli’ önerisi”, NTVMSNBC, 5 Kasım 2002,
http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/186173.asp, (20 Nisan 2009).
· “Sezer ile Erdoğan Krizde Telefonla Bile Görüşmemiş”, Milliyet, Internet Baskısı, 9 Temmuz 2003, http://www.milliyet.com.tr/2003/07/09/son/sontur13.html, (22 Kasım 2008).
· “Uğur Ziyal: ABD ile ilişkiler rayına oturdu”, Voice of America, 19 Haziran 2003,
http://www.voanews.com/turkish/archive/2003-06/a-2003-06-19-6-
1.cfm?textmode=0, (14 Mayıs 2008).
· 19 Eylül 2003 tarihli MGK Toplantısı Basın Bildirisi,
http://www.mgk.gov.tr/Turkce/basinbildiri2003/19eylul2003.html, (20 Kasım 2008).
· 22 Ağustos 2003 tarihli MGK Toplantısı Basın Bildirisi,
http://www.mgk.gov.tr/Turkce/basinbildiri2003/22agustos2003.html, (20 Kasım
2008).
· 25 Temmuz 2003 tarihli MGK Toplantısı Basın Bildirisi,
http://www.mgk.gov.tr/Turkce/basinbildiri2003/25temmuz2003.html, (20 Kasım 2008).
· 28 Şubat 2003 tarihli MGK Toplantısı Basın Bildirisi,
http://www.mgk.gov.tr/Turkce/basinbildiri2003/28subat2003.html, (20 Kasım 2008).
· 28 Şubat 2003 tarihli MGK Toplantısı Basın Bildirisi,
http://www.mgk.gov.tr/Turkce/basinbildiri2003/28subat2003.html, (20 Kasım 2008).
· Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Ayın Tarihi
Bültenleri, http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/AyinTarihi/Ayintarihi.htm,
(16 Kasım 2008).
· Erdoğan’ın ifadeleri, AKP Internet Arşivi’nden alınmıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz.
http://www.akparti.org.tr/haber.asp?haber_id=10534&kategori=3, (19 Ekim 2008).
· Haldun Gülalp, “11 Eylül’den Sonra Postmodernizm Bitti!”, Mesele Dergisi
Röportajı, Sayı 12, 12 Aralık 2007, s.24-28,
http://www.meseledergi.com/content.php?cid=182&id=12, (11 Mayıs 2009).
· http://www.evrensel.net/03/07/23/politika.html, (25 Kasım 2008).
· http://www.kureselbarisveadalet.org, (10 Ocak 2009).
· http://www.tbmm.gov.tr/tutanak/donem22/yil1/bas/b039m.htm, (20 Kasım 2008).
· http://www.tbmm.gov.tr/ul_kom/kpk/belgeler.htm, (10 Mayıs 2009).
· http://www.tepav.org.tr/tur/index.php?type=ankaraforum, (12 Mayıs 2009).
· M. Mete Göknel, “Türkiye ve Akdeniz Boru Hattı”,
http://www.asam.org.tr/tr/yyazdir.asp?ID=2419&kat1=11&kat2= , 1 Ağustos 2008, (12 Mayıs 2009).
· Milliyet, Internet Baskısı, 5 Temmuz 2003, http://www.milliyet.com.tr/2003/07/05/, (22 Kasım 2008).
· Necmettin Erbakan, Milli Görüş 40. Yıl Gençlik Gecesi’nde Yaptığı Konuşma, 28
Şubat 2009. Kaynak: www.farkvar.org, (18 Mayıs 2009).
· Numan Kurtulmuş, “Balçiçek Pamir’le Söz Sende Programı”, Habertürk TV, 2
Nisan 2009, http://www.tumgazeteler.com/?a=4257653, (10 Mayıs 2009).
· Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Muhafazakârlık ve Demokrasi
Sempozyumu Konuşması, 15 Ocak 2004,
http://arsiv.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2004/01/11/politika/politika1.html, (24 Nisan 2009).
· White, Brian, Foreign Policy Analysis and European Foreign Policy, (basılmamış
konuşma metni, Theories and Approaches to the CFSP - Avrupa Birliği Ortak Dış veGüvenlik Politikası Teorileri ve Yaklaşımları Toplantısı, London School of
Economics), Londra, 7/8 Kasım 2003,
www.fornet.info/documents/White_presentation%20November%202003.pdf, (10 Temmuz 2008 ).
· www.onuroymen.com/docs/yazilibasin139.doc, (14 Kasım 2008).
· Kılınç, Tanıl, Karizmatik Liderlik: Tanımları ve Olumlu-Olumsuz Yönleri,
http://www.merih.net/m2/lid/karizmatik.htm, (04 Mayıs 2009).
· House, Robert, Fiol, C. Marlene ve Harris, Drew, Charismatic Leadership:
Strategies for Effecting Social Change, 1999,

http://leadership.wharton.upenn.edu/l_change/publications/House/Charismatic%20Leadership%20-%20House%20.doc (10 Mayıs 2009).

DİĞER KAYNAKLAR

· Hermann, Richard, “The Construction of Images in International Relations
Theory: American, Russian and Islamic World Views”, Uluslararası Çalışmalar
Derneği 34. Konferansı, Acapulco, Meksika’da Sunulmuş Bildiri, 23-27 Mart 1993.
· “Tarihi Krizin Ortasındaki Büyükelçi Faruk Loğoğlu Perde Arkasında Yaşananları
Milliyet’e Anlattı” Yazı Dizisi, Milliyet, 11-13 Eylül 2006.

· Millî Güvenlik Kurulu'nun 28 Şubat 1997 tarih ve 406 Sayılı Kararına Ek-A (Rejim
Aleyhtarı İrticai Faaliyetlere Karşı Alınması Gereken Tedbirler)
· “Kerkük´te Amerikan Askerlerince Gözaltına Alınan 11 Türk Silahlı Kuvvetleri
Mensubu”, Dışişleri Bakanlığı Basın Açıklaması, No:111. 5 Temmuz 2003.
· Recep T. Erdoğan, 8 Temmuz 2003 tarihli AKP Grup Toplantısı Konuşması.
· “Karar No: 782”, Resmi Gazete, 8 Ekim 2003, No:25253.
· TBMM Tutanak Dergisi, Dönem:22, Cilt:27, Yasama Yılı:2,3.
· Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, “Dış Basında Irak”
Bülteni, No: 12.
· Mehmet Ali Birand, Cengiz Çandar, “Paul Wolfowitz ile Röportaj”, CNN Türk, 6
Mayıs 2003.
· “Tarihi Krizin Ortasındaki Büyükelçi Faruk Loğoğlu Perde Arkasında Yaşananları
Milliyet’e Anlattı” Yazı Dizisi, Milliyet, 11-13 Eylül 2006.
· “Abramowitz Tayyip’i Erbakan’ın Yerine Hazırlıyor”, Aydınlık Dergisi, 20 Ekim 1996.


ÖZET

Ak, Ömer, Dış Politika Analizi ve Liderlik: Süleymaniye Krizi Sürecinde R. T.
Erdoğan Örneği, Yüksek Lisans Tezi, Danışman: Prof. Dr. İlhan Uzgel, 218 s.
Bu çalışmanın en temel amacı, Dış Politika Analizi yaklaşımı çerçevesinde
Recep Tayyip Erdoğan’ın liderlik özelliklerini ele almaktır. Bu amaçla, bir dış
politika krizi doğrultusunda liderlerin dış politika karar alma süreçlerinin incelenmesiyoluyla liderlik tipleriyle ilgili tespitlerin yapılmasına olanak sağlayan ve Hermannve diğerleri tarafından geliştirilmiş olan liderlik analizi yöntemi kullanılmıştır.
Çalışmanın birinci bölümünde bu alandaki literatür ortaya koyulduktan sonra
Hermann ve diğerlerinin geliştirdiği liderlik tipolojisi açıklanmıştır. Analizin daha
sağlıklı yapılabilmesi amacıyla ikinci bölümde Erdoğan’ın hayatı önemli dönüm
noktaları çerçevesinde ortaya koyulmuştur. Ardından siyasi ve kişisel değişimi, budoğrultuda dış politikaya ilişkin görüşlerindeki farklılaşma ele alınmıştır. Çalışmanınson bölümünde ise Süleymaniye krizi ve 7 Ekim tezkeresi sürecinde izlenen kararalma süreci doğrultusunda Erdoğan’ın liderlik tipi analiz edilmiştir.
Bu analiz doğrultusunda Erdoğan’ın “Karizmatik lider” özelliklerine sahip
olduğu ortaya çıkmıştır. Bu çalışmadan çıkartılabilecek diğer bir sonuç, karizmatik liderlerin Türk dış politikası üzerinde belirleyici olabileceğidir. Ayrıca laiklik,demokrasi ve hukuk devleti kriterleri açısından yapılan değerlendirme sonucunda,Erdoğan'ın siyasi olarak değişim geçirmiş olduğu da ortaya koyulmuştur.
Bu tezin bir diğer sonucu ise, Erdoğan'ın dış politika anlayışının geçirdiği
değişimdir. Erdoğan'ın bir Milli Görüş'çü olarak temelde karşı çıktığı Batı (özelde

ABD ve AB) ve İsrail ile ilişkiler, anti-Siyonizm ve Kıbrıs gibi konulara yukarıda belirtilen değişim sürecinden sonra tamamen farklı bakmakta olduğu görülmektedir.



***