YENİ ANAYASA YAPILIRKEN TEMEL MADDELERE DOKUNULMAMALI!?
Mustafa ÖZTÜRK
bilgiyurdu@hotmail.com
Bilğiyurdu Dergisi
Sayı 53 Ocak-Şubat yıl 2016
2016’nın geniş bir bölümünde yeni anayasaya ve rejim tartışması yapılacak. Çünkü AKP, 1 Kasım’dan aldığı güçle “başkanlık sistemini”ni dayatmaktadır.
Muhalefet partileri karşı olduklarını söylediler ama başkanlık sistemi dahil her şeyi tartışabileceklerini beyan ederek AKP’ye yol açtılar.
Bize göre yanlış yaptılar. Zira, tartışılacak konular vardır, tartışılmayacak konular vardır.
Meselâ, seçim barajı, bakanlık sayısı gibi konuları tartı- şabilirsiniz ama devletin şeklini, Cumhuriyetin niteliklerini, devletin bütünlüğünü, resmî dili, bayrağı,
millî marşı ve başkenti tartışamazsınız. Aynı şekilde, egemenliğin millete ait olduğunu, Türk vatandaşlığı tanımını, “İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür.” maddesini tartışamazsınız.
Kuvvetler ayrılığını hukukun üstünlüğünü tartışamazsınız. Kısacası TC Anayasasının 1’nci, 2’nci,3’üncü,4’üncü, 6’ncı, 66’ncı 123’üncü,127’nci maddeleri tartışılmamalı, aynen kalmalıdır. Çünkü bu maddeler, devletin üniter ve millî yapısını oluştururlar.
MHP ve CHP’nin ilk 4 madde vurgusu doğrudur ama yeterli değildir. Bu maddeleri sözde bırakabilecek yazımlara da dikkat etmeleri gerekecektir.
Biliyoruz ki AKP, kişiye özel bir anayasa yapmaya gayret ediyor; bütün çabaları sayın Erdoğan’ı başkan yapmak.
Başarabilirlerse fiili durumu yasaya bağlamış olacaklar ama Türkiye, 140 yıl geriye gidecektir. Çünkü, 1876’da Kanun-i Esasi ile sultanın yetkisi kısıtlanmıştı,
2016 da yeni anayasa ile yeni sultana yeni ve görülmemiş yetkiler verilmiş olacak.
Siyasi parti yöneticilerinin demokrasi söylemleri bir yalandan ibaret... Bunlar demokrat olsalar, önce Siyasi Partiler Yasası’ndaki ve tüzüklerindeki antidemokratik maddeleri kaldırırlardı. Dolayısıyla bunlardan temel hak ve özgürlükleri esas alan bir anayasa beklenmemeli.
Elbette ki Türk milleti mevcut anayasadan daha iyi bir anayasaya lâyıktır. Ancak bugünkü TBMM’den böyle bir Anayasa çıkacağını hiç sanmıyorum.
Elde olanı da kaybedebiliriz.
Yani “yeni anayasa” yı görüşmeye razı olmak bir riski yüklenmektir. CHP ve MHP bu riski kabul ettiler.
AKP’nin “Başkanlık”, HDP‘nin “Özerklik” taleplerine, her ikisinin temel maddelerdeki birlikteliklerine bu iki partinin nasıl karşı koyacaklarını hep beraber göreceğiz.
Mevcut Anayasa’nın (1982 Anayasası) Askerî darbe ürünü olduğunu söyleyebilirsiniz. Ancak bu Anayasa’nın 7 Kasım 1982’de halkoyuna sunularak kabul edildiği, geçen zaman içinde 105 Maddesinin değiştirildiği ve 12 Eylül darbesine ait izlerin silindiği de dikkate alınmalıdır.
Genelde bütün anayasalar bir ihtilâl ve inkılâbın sonunda yapılmıştır. Eğer AKP’nin istediği başkanlık sistemini getiren bir anayasa yapılır ve halka kabul ettirilir ise bu anayasa da AKP’nin gerçekleştirdiği sivil darbenin bir sonucu olacaktır. Çünkü bunlar, emirleri altındaki medya, sivil toplum örgütleri ve iktidar imkânları sayesinde algı operasyonları yapabiliyor ve karayı ak gösterebiliyorlar.
Millî ve üniter Türkiye›yi de yeni anayasa ile çok dilli, çok kültürlü bir yapıya dönüştürebilirler.
Yukarıda saydığımız maddelerinin değiştirilmesi veya kaldırılması halinde Türk tarihinde 23 Nisan 1920 ile başlayan dönem sona ermiş olacaktır.
Bu kadar büyük ve korkunç bir kötülüğü milletimize yaparlar mı dersiniz?
2016’DA NELER OLACAK?
2016 yılı Türkiye için sorunların artarak devam edeceği bir yıl olacağa benziyor. Emperyalist devletler, terör yoluyla Türkiye’yi baskı altında tutmaya çalışıyorlar.
Bu nedenle 2016’da da Türkiye terörün hedefinde olacaktır.
İktidar, gevşemeden, yılgınlık göstermeden, hatta yeni önlemler alarak terörle mücadeleye devam etmelidir. İç ve dış etkilerle terör örgütleriyle masaya oturma yanlışını yapmamalıdır.
Rus uçağının düşürülmesi ile başlayan kriz, başımızı çok ağrıtıyor ve ağrıtmaya devam edecek. AKP iktidarının millî çıkarlarımızla bağdaşmayan yanlış
Suriye ve Irak politikalarının acı sonuçlarını Türk milleti olarak hep beraber yaşayacağız: Bu ülkelerdeki Türklerimiz daha da ezilecek. Rusya’nın ve ABD’nin açıkça desteklediği Kürtçü terör örgütleri yeni mevziler kazanabilirler.
KIBRIS
KKTC’de teslimiyetçi ve tavizkâr bir hükümet iş başında…Bu hükümetin her geçen gün Türkiye’yi dışlamaya devam edeceği anlaşılıyor. Annan Planı’ndan da beter bir anlaşmaya razı olabilirler. Buna izin verilmemeli.Çünkü Kıbrıs, Türkiye’nin güvenliği bakımından, KKTC Hükümeti’ne bırakılmayacak kadar önemlidir.
AHLÂK BUHRANI
Ahlâk buhranı 2016’da da artarak sürecek. Hırsızlık, rüşvet, vurgun, soygun, cinsel istismar ve diğer bütün suç-lar tavan yapacak.
Çünkü, ülkemizde millî ve insanî duygular kasıtlı olarak zayıflatılıyor. Ülkeyi yönetenler halkakötü örnek oluyorlar.
YUMUŞAK KARNIMIZ
2016’da dış güçler ve piyonları, Suriye ve Irak’takimezhep savaşını Türkiye ye taşımaya çalışacaklar. Yumuşakkarnımızın mezhep farklılığımız olduğunu biliyorlar.
Dinî söylemlerin para ettiğini de gördüler. Her türden dinîakımı kullanacaklardır.
Aman Dikkat!
Bu olumsuz tablo karşısında Türk milliyetçilerinin iktidar alternatifi oluşturacak hamleleri yapmaları, Türk milletinin umudu olarak ortaya çıkmaları gerekmektedir.
Önümüzdeki günler kendimize çeki düzen verme, örgütleri kuvvetlendirme, fikir üretme, iktidara hazırlanma günleri olmalıdır.
***