Truman Doktrini etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Truman Doktrini etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Kasım 2020 Salı

DARBEMİ İSTİYORSUNUZ ALIN SİZE DABE

 DARBEMİ İSTİYORSUNUZ ALIN SİZE DABE.,


Darbe mi İstiyorsunuz. Alın Size Gerçek Darbeler Dizisi, 

Darbe mi İstiyorsunuz, Alın Size Gerçek Darbeler, Dizisi, Zahide UÇAR,

Darbe mi İstiyorsunuz? Alın Size Gerçek Darbeler Dizisi., 
Zahide UÇAR
Çrş Haz 06, 2012 13:00

Darbe mi İstiyorsunuz? Alın Size Gerçek Darbeler Dizisi

Şu ülkede en samimi dediğimiz kişi bile darbe konusunda konuşup yazarken; “tabii biz de darbeler olmasın istiyoruz ama…” diye söze başlayarak darbeci sivillere bir özür mesajı yolluyor. Bıktım bu korkaklıktan. Bıktım bu ikiyüzlü, yüreği başka, kalemi başka, dili başka aydınlardan.

Hangi darbe ey insancıklar? 1960, 1971, 80, 28 Şubat mı? 100 yıla dayanan Cumhuriyet’in darbeleri bunlardan mı ibaret? Neden gerçekleri yazmıyorsunuz? Psikolojik harp elemanlarının kulaklarınıza fısıldadığı kafa karışıklığını bilgi diye mi pazarlıyorsunuz?

O zaman ben sizlere gerçek darbeler silsilesini 73 yıllık tarihi süreç içinde yazayım da, ezberiniz bozulsun. Belki bozuk plak gibi aynı cümleleri tekrarlamaktan kurtulursunuz.

Tarihsel darbe süreçleri:

Atatürk’ün ölümünden sadece altı ay sonra ilk darbe İsmet İnönü hükümeti tarafından indirildi. Bağımsız dış politika anlayışından vazgeçilerek, İngiltere ve Fransa ile iki ayrı deklarasyon imzalandığı gün bu ülkeye yapıldı DARBE.
Dışişlerine getirilen Şükrü Saraçoğlu İngiltere Büyükelçisine; “Türkiye’nin bütün nüfuzunu Batı ülkelerinin hizmetine verdiğini” söylediğinde indirdi DARBEYİ!..
Antlaşma yapılan İngiltere 1930 yılına kadar süren bütün Kürt ayaklanmalarını kışkırtıyordu.

Atatürk’ün ölmesinden önce projeleri hazırlanan Demir Çelik, Genel Makina ve Elektrolit Bakır gibi yatırımların programdan çıkarılmasıyla ekonomik bağımsızlığımıza karşı yedik DARBEYİ.

ABD ile gizli "sanayileşmeme" anlaşmaları yapıldığı tarih, milletin geleceğine indirilen en gerçek DARBELERDEN biridir!!.

1947 Yılında İMF, Dünya Bankası ile antlaşmaların yapıldığı gün ülkenin boynuna esaret halkası geçirilerek yapıldı DARBE!!.

1947?de Truman Doktrini kabul edildi. 1948?de Marshall yardım planı kabul edildiğinde ABD kapısına bağlanan Türkiye’ye siyasiler eli ile indirildi DARBE!!.
ABD ile yapılan Eğitim Antlaşması 27-Aralık 1949 yılında imzalandı. İmzalanan antlaşmaya göre Türkiye’de Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu kurulacak, parasını Türk Devleti verecekti. Komisyon üyeleri dördü ABD, dördü Türk olmak üzere 8 kişiden teşekkül edecek, oylar eşit olduğu takdirde kararı komisyon başkanı verecekti. Komisyon başkanı olarak ABD’nin diplomatik misyon şefinin kabul edildiği gün bu millete sadece darbe yapılmadı, bütün gelecek nesillerin başına Amerikan çuvalı geçirildi.

Söyler misiniz? Darbeci diye damgalanan ordu mu yaptı bu anlaşmaları?
CHP Vekili iken çıkarılmak istenen toprak reformuna toprak ağası olduğu için karşı çıkarak istifa eden Menderes, toprak reformunu engelleyerek vurdu DARBEYİ. Toprak reformu yapılabilseydi eğer, Güneydoğu sorunu bu günkü çetrefilli hale gelmeyebilirdi. Menderes halkı ezen ağaları meclise taşıyarak zalimleri devlet yaptı. Zalim devlet olursa, halkın sığınıp adalet bekleyeceği bir merci kalır mı? Kalmaz!. Bu günkü Güneydoğu sorununda Menderes’in harcı vardır, emeği vardır. Günahı vardır.

Toprak Reformunu Askerler mi Engelledi?

NATO’ya girerek ABD askerlerini en mahrem yerlerimize, Genelkurmay’ın içine yerleştirenler, bütün yapılacak darbelere de zemin hazırladı. El verdi. Yol verdi.
NATO’ya girmek uğruna yer altı kaynaklarımızı 50 yıl çıkarmama GİZLİ anlaşması yapılarak yapıldı DARBE!.

Atatürk’ün kurduğu uçak fabrikası kapatıldığı gün yedik darbelerden birini.
Avrupa ülkeleri, ABD vb. ülkeler ülkelerinin bekası için bir dış düşman belirler. Yunanistan Türk düşmanlığı üzerinden halkın önüne bir hedef koyar. Bir avuç aç Ermenistan gençliğinin önüne hedef olarak Ağrı’yı ve Büyük Ermenistan’ı koyuyor. İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin bile bir hedefi var. Ekümen olduğunu kabul ettirerek İstanbul’un bağrında ikinci Vatikan’ı kurmak için çalışıyor. 1453 yılında İstanbul’un fethinden sonra İstanbul geri alınana kadar kapattıkları Patrikhanenin kapısı hala kapalı olduğuna göre, 1453 yılından beri İstanbul’u geri alma hedefi Patrikhane için devam ediyor.

Bir tek Türk Devleti’nin hedefi yok!.. Neden? Askerler yüzünden mi?
HAYIR!.. ABD memuru siyasiler yüzünden.

Ufuksuz, çapsız siyasiler; devletin bekası için ancak iç düşman yaratabilecek kapasiteye sahiptiler.

12 Eylül öncesinde sağ-sol diye ikiye bölünen gençlik üzerinden siyaset yapanlar aslında 12 Eylül Darbesi ile aklandı. Evet, yanlış okumadınız.

Siyasiler 12 Eylül Darbesi üzerinden aklandı!!.

12 Eylül öncesinde sağ-sol diye ikiye bölünen polis taraf olduğu kesime arka çıkmakla kalmayıp teşvik ederken, işlenen cinayetlerden İçişleri Bakanı sorumlu değil miydi?
O silahların gençlere ulaşmasını engellemeyen MİT ve bağlı olduğu Başbakan, Gümrük Bakanı, Milli Savunma Bakanı suçlu değil miydi?
Polis, asker, üniversiteler, mahalle ve sokakların bölündüğü, penceresinin önünde otururken serseri kurşunlarla ölen insanların yaşandığı bir ülkede siyasiler ne halt ediyordu? Ne halt ettiklerini ben size anlatayım:
Sağ hükümetler solcu memurları öldürülsün diye Yozgat, Çankırı, Erzurum gibi illere gönderiyordu. Sol hükümetler sağcı memurları öldürülsün diye Kars, Tunceli gibi illere gönderiyordu.
Gençliği kışkırtıp birbirine kırdırırken kendileri Anadolu Kulüp’te karşılıklı oyun oynuyordu.
Hızlı eğitimler icat ettiler. 3 ayda maydanoz bile yetişmez ama bunlar öğretmen yetiştirdi. Al sana Milli Eğitim sistemine yapılan bir darbe daha.
Bu darbeleri asker mi yaptı?
Ecevit ve Demirel günlerce bir Cumhurbaşkanı seçemedi. Cumhurbaşkanı seçimi komediye döndü. Ajda Pekkan bile dalga geçmek için aday gösterildi. Peki 57. Koalisyon hükümetinin Başbakanı Merhum Ecevit koalisyon döneminde ne yaptı? Demirel’in Cumhurbaşkanlığı süresini uzatmak için uğraştı, başaramadı. Demirel’i ancak keşfetti demek ki(!)… Olan 12 Eylül öncesi birbirine boğazlatılan gençliğe oldu.
Ya o zamanın sözde gazetecileri… Şimdi birçoğu 2. Cumhuriyetçi veya Liboş, ya da devlet düşmanı, Kürtçü faşist… Onlar köşelerinde kimi yazsalar ölüm emri olarak alınır, o isim ortadan kaldırılırdı. Hiç biri cinayete azmettirmekten yargılanmadı.
12 Eylül Darbesi aslında ihaneti akladı. Hainleri, ucubeleri kurtarıp yeniden başlayabilecekleri bir sayfa açtı.
Darbe siyasilere ve medya yamyamlarına değil, millete yapıldı. Siyasiler karaya oturttukları devlet gemisinden darbe sayesinde kurtuldu.

ABD, NATO Paşaları ile NATO partilerine operasyon yapmış. Bu millete ne?
Bu milleti ilgilendiren mezara koyduğu evlatları, idam sehpalarında sallandırılan canlarıdır. Hepsi bu!!.
12 Eylül Darbesinden Özal hükümeti çıktı. “Ben zengini severim” dediği gün sosyal devlete darbe yaptı. “Benim memurum işini bilir” dediği gün rüşvete meşruluk kazandırarak ahlaka darbe yaptı.

ABD’den aldığı icazet ile hükümet olan Demokrat(!) Özal, siyasi yasakların kalkmaması için referanduma gitti. Yasaklar kalkmasın diye seçim propagandası gibi propaganda yaptı. Oylama yasakların kalkması yönünde çıktı. Şimdi o Özal’ın Bakanı Cemil Çiçek 12 Eylül darbe yasasını değiştirmek için adeta mabadını yırtıyor. Siyasi ilke denen böyle bir şey olmalı(!).. Sonra da bizden saygı bekliyorlar ama bu gerçeği hatırlatacak muhalefet yok.

Mesut Yılmaz AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer dediği gün bu milletin birliğine DARBE yaptı.
Bu milletin 30 bin evladını katleden bebek katilinin idamdan kurtarıldığı gün en kahpe DARBELERDEN birine maruz kaldı bu millet.
BOP’nin eşbaşkanı olanlar, Diyarbakır’ı BOP’un yıldızı yapanlar yaptı asıl DARBEYİ.

Sürekli Kürt, Türk, Çerkez diye etnik fesat tohumlarını eken Ordu değil, SİYASİ DARBECİLERDİR.

Bebek katili sapığa gizli af çıkaran da Ordu değildi. (AKP Hükümeti gizli af çıkarmıştı.)
Bebek katili teröriste “sayın” diyerek itibar kazandıranlar, ülkenin Genel Kurmay Başkanına “terörist” damgası vurup itibar cellatlığı yaptığı gün yedi bu millet çivili DARBEYİ!..

Şimdi operasyon yaptığını zannederken operasyona uğrayan bir kesim daha var. Onlar 40 yıldır aynı evlerde, aynı yemekleri(maklube) yiyerek, aynı sohbetleri dinleyerek efsunlandılar, mankurtlaştılar.

Şimdi ABD maşası olarak DARBE yapıyorlar. Hem de en ahlaksızından… Masonları Atatürkçülük maskesi ile 80 yıl kibarca kullanan küresel elit, 9 yılda bunları en pespaye şekilde kullanıp afişe etti. Çünkü (AKP+F Tipi) koalisyon hükümeti üzerinden Müslümanlara DARBE yapıyordu.

AKP koalisyonu 90 Yıllık kinlerinin intikamını alırken, Türk Ordusu üzerinden Türk Milletine DARBE yaptı.

Son sözüm 2007 yılından beri darbe ile yatıp darbe ile kalkanlaradır:
Ordu 50 yılda 4 defa darbe yaptı. Farz edin ki ABD Ordu’ya 4 defa darbe yaptırdı. O da Ordunun tamamına değil, üst kesimine.
Oysa AB-D güdümündeki siyasiler, gazeteciler, MİT ve bürokratlar eliyle 73 yıldır bu ülkeye DARBE yapılıyor.

İşte asıl gerçek budur!

“Darbeler olmasın ama…” diyen cümleler ile söze başlayarak asıl gerçeği gözden kaçırmayın!.
Ülkesine kıyan kinciler, Kuva-i İnzibatiye artıkları Atatürk’e saldırıyor.
Atatürk’e saldıran nankörlere:
“Bırakın Atatürk’ün yaptıklarını, sadece hayalleri için sadaka verecek olsak ve topunuzu toplasak o sadakayı karşılamazsınız.”
Darbeymiş…
4 mevsimi yaşayan ülkemiz kendi kendini besleyen 7 ülkeden biri iken, bu ülkenin tarımını asker mi bitirdi?
Hayvancılığı bitirip, utanmadan Sırbistan’dan bile hayvan ithal edenlerde mi askerdi yoksa?
Ülkenin neyi var, neyi yok satıp, mirasyedi kumarbazlar gibi ülkeyi borç batağına sürükleyenlerde mi askerdi?

2002 yılına kadar 230 Milyar Dolar olan dış borç 20012 yılı başında 520 milyar dolara çıktı. 

Ülkenin 80 yıllık varlıkları 10 yılda 50 Milyar Dolara satıldı. Abdülhamit’in dediği gibi; borç alan emir de alır.

Ülkemizi bu borç batağına askerler mi sürükledi?

Ülkenin savunma silahlarını üretmeyerek ülkemizin savunmasını Türkiye üzerinde emelleri olan AB-D ve İsrail’e ihale edende mi askerlerdi?
Vatan topraklarını satan, Kıbrıs’ta Rum’a, K. Irak’ta Barzani’ye arka çıkan; Ege’de iki adamızı Yunanistan’a verende mi askerdi?

Banka sektörünü yabancıya devreden, borsayı yabancılara vergisiz işleme açarken kendi vatandaşına vergi koyanda mı askerdi?
Bir ülkenin namusu olan sınırındaki araziyi İsrailli iş adamlarına 49 yıllığına kiraya vermeye kalkanda mı askerdi?

Ağrı’yı isteyen, Türkiye üzerinde 3T(Tanıtma-Tazminat-Toprak) hedefi olan Ermenistan’ın ayağına askerler mi gitti?
Devletin savcısını, yargıcını, valisini PKK’nın ayağına götürüp, PKK tahrik olmasın diye devletin bayrağını bile asamayanlar, PKK önünde koskoca devlete diz çöktürenlerde mi ASKERLERDİ?

Darbe arıyorsanız eğer; Habur rezaleti bu milletin onuruna, haysiyetine, bayrağına, yargısına, Ordusuna yapılmış en rezil DARBEDİR!..

73 yıldır dilimize, dinimize, eğitimimize kimler darbe yapıyor biliyor musunuz?

UCUBE SİYASİLER!!.

Askerler darbe yapmış. 40 yılda 4 defa. Ucube siyasiler 73 yıldır sürekli DARBE yapıyor bu millete.

AKP 10 yıldır paramıza, Misak-ı Milli sınırlarımıza, tarihimize, kimliğimize, bütünlüğümüze, bütün maddi ve manevi değerlerimize DARBE yapıyor. Ne ölümüz kurtuldu bu saldırıdan, ne dirimiz. CFR’nin yolladığı memerandumu parti programı haline getiren AKP, ülkemize karşı küresel elit tarafından bir TERMİNATÖR gibi kullanılıyor.

Aslı yok örgütün aslı olmayan delilleri üzerinden, aslı olmayan darbe suçuyla “gerçek insanlar” yargılanıyor.

Ve AKP hükümeti bu milletin bütün değerlerine TECAVÜZ ederken; mağdur olan kendisi imiş gibi “canım yanıyor” diye cıyaklamayı da ihmal etmiyor.

Ey Türk Milleti; CİA elemanları, FBI Savcıları ile birlik olup Türk Ordusu’nun mensupları esir alındığı gün yedin sen DARBEYİ!!.

Erdoğan ülkede yok ettiği değerler tartışılmasın diye 10 yıldır bir münazara konusu bulup çadırın oyuncularına veriyor. Çadırın oyuncuları ev ödevleri olan bu münazara konularını tartışırken, malı götüren Kuveyt-Dubai ve İsviçre benzeri yerlerde nefes alıyor.

AKP CFR’nin virüslü bir dosyası gibi hareket ederek ülkenin bütün kurumlarını tahrip etti.
İşte asıl DARBE budur diyeceğim de… Yapılanlar DARBEDEN çok ötedir.
AKP küresel elit elinde bir Terminatör, Y-CHP Terminatör adayıdır.
Türk Milletinin kendini savunma hakkı doğmuştur.

Zahide UÇAR, 5 Haziran 2012
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com
Güncel Meydan
Kayıt: Pzr Eki 12, 2008 23:12


11 Ağustos 2018 Cumartesi

1 Mart 2003 IRAK Tezkeresi İntikamı Baykalmı., SORUNLU ORTAKLIK.., BÖLÜM 3


1 Mart 2003  IRAK Tezkeresi İntikamı Baykalmı., SORUNLU ORTAKLIK..,
BÖLÜM 3




NATO

   Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne (NATO) katıldığından beri 1952, Türkiye önemli bir ABD stratejik müttefiki olmuştur. Esnasında Soğuk Savaş, Türkiye genişlemeye karşı kritik bir siper görevi gördü Sovyet askeri gücünün Akdeniz ve Orta Doğu'ya dönüşmesi.
Ankara, aksi takdirde olabilecek olan 24 Sovyet birimini bağladı. Avrupa Merkez Cephesinde NATO'ya karşı konuşlandı. Aynı zamanda ABD silah kontrolünün izlenmesi ve doğrulanması için önemli tesisler Sovyetler Birliği ile anlaşmalar.

Soğuk Savaşın sona ermesiyle, birçok Türk Türkiye'den korkuyordu Amerikan gözünde stratejik önemini kaybeder. Bu korkular nasıl hiç, asılsız olduğu kanıtlanmıştır. Azaltmak yerine, Türkiye’nin stratejik önem artmıştır. Türkiye dört nexus duruyor Soğuktan sonra stratejik önemi artan coğrafi bölgeler Savaş dönemi: Balkanlar, Orta Doğu, Kafkaslar / Orta Asya ve Basra Körfezi bölgesi. Bu alanların her birinde, Türkiye'nin işbirliği ABD politika hedeflerine ulaşmak için kritik.

Bununla birlikte, son yıllarda - özellikle 2003'ten beri - ABD - Türk İlişkiler ciddi suşlara maruz kalmıştır. Irak'a göre keskin farklılıklar ve Kürt meselesi üzerinde farklılıklar ortaya çıkmıştır.
Orta Doğu, özellikle İran ve Suriye ile  Aynı Zaman, Türkiye Amerikan karşıtı duygularda keskin bir yükselişe tanıklık etmiştir.1

Bu Bölüm , bu susuşların kaynaklarını ve onların ABD-Türkiye ilişkileri için etkileri. 

Bölüm 2 değişikliklere odaklanıyorTürkiye'nin güvenlik ortamında ve ABD-Türkiye üzerindeki etkileri güvenlik bağları.  3. ve 4. Bölümler ABD'nin etkilerini inceliyor. Irak ve Türkiye'nin Ortadoğu ile ilişkilerini istila ederken,  5 Bölüm, Rusya’nın ve Avrasya’nın çıkarlarına odaklanmaktadır. 
6 Bölümlerindeki Altı Türkiye’nin Avrupa’yla olan ilişkilerinde son zamanlardaki zorluklara bakıyor, Bölüm 7 , Türk-Türk savunmasında son eğilimleri incelerken işbirliği. 
Bölüm 8 , iç değişikliklere odaklanmaktadır. Türkiye ve Ankara’nın gelecekteki dış politika yönelimi üzerindeki etkileri.
Bölüm 9 , Türkiye'nin yapabileceği alternatif yolları tanımlamaktadır. ABD politikası için. Önümüzdeki birkaç on yılda evrimleşir ve potansiyel etkilerini inceler ABD-Türk Güvenlik ortaklığı. Monografın sonuç bölümü, 
Bölüm 10, ABD’nin yeniden canlandırmak için atabileceği somut adımları tanımlamaktadır.

ABD-Türk Güvenlik Ortaklığı geçişte,

Türkiye ve ABD daha fazla bilgi için yakın güvenlik ortakları oldular yarım asırdan fazla. Onların ortaklığı, ilk günlerde Soğuk Savaş ve Sovyet tehdidi tarafından şekillendi. Stalin'in toprak talepleri II. Dünya Savaşı'ndan sonra - Boğazlar ve Türkiye'nin pahasına sınır ayarlamaları, arkasındaki itici güç oldu Türkiye ile bir ABD güvenlik ortaklığı kurulması.1

Truman Doktrini'nin 12 Mart 1947'de ilan edilmesi

ABD’nin Türkiye’ye savunma bağlarının genişlemesi ve toprak işlerinin yapılması Türkiye’nin 1952’de NATO’ya nihai katılımı.
Soğuk Savaş, Türkiye genişleme için önemli bir engel olarak hizmet etti Sovyet iktidarının Akdeniz ve Orta Doğu'ya dönüşmesi. Ankara
ayrıca izleme ve doğrulama için önemli kurulumlar sağladı Moskova’nın silah kontrol anlaşmalarına uyumu.

ABD ve Türkiye İlgi Alanları Soğuk Savaşın sona ermesi için orjinal ivme ortadan kaldırıldı. ABD-Türkiye güvenlik ortaklığı, ancak Türkiye’yi küçültmedi.

ABD ve Türkiye İlgi Alanları Soğuk Savaşın sona ermesi için orjinal ivme ortadan kaldırıldı.
ABD-Türkiye güvenlik ortaklığı, ancak Türkiye’nin stratejik önemini azaltmadı.
Rusya'dan gelen tehdit, aksine Müslüman dünyası ve Ortadoğu'da istikrarlı bir güç olarak hizmet ediyor ve Kafkasya / Orta Asya, ABD'ye stratejik önemi artan iki alan.

Türk üslerine, özellikle de hava üssüne sürekli erişim İncirlik, Büyükşehir'de ABD'nin çıkarlarına ulaşmak için önemli Orta Doğu. Irak'a gönderilen 
ABD askeri kargolarının yüzde 70'inden fazlası İncirlik Hava Üssünden uçar veya Türkiye üzerinden kara yoluyla gönderilir.2
Türkler, Türk tesislerine, özellikle ABD'ye erişimi kısıtlayacak veya reddedeceklerdi. İncirlik, bunun yetenekleri üzerinde ciddi bir etkisi olacaktır.
Amerika Birleşik Devletleri Afganistan'da güçlerini tedarik edecek. Bu tür eylemler Irak’tan ABD’nin muharip güçlerinin çekilmesini de zorlaştırıyor.

Güvenlik ilişkisi Türkiye için de önemini koruyor. Türkiye zorlu ve değişken bir mahallede yaşıyor ve anlaşmazlıkları var birkaç komşu ile 
(yani Suriye, Irak, Yunanistan ve Ermenistan). Ayrıca İran ve Irak'tan füze menzili dahilinde. 
Böylece Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri ile önemli bir sigorta olarak güvenlik ilişkisi Ortadan gelen risklere karşı giderek artan riske karşı politika
Doğu. ABD’nin Orta Doğu’daki katılımı da riskleri beraberinde getiriyor. Türkiye için, dengede, Türkiye ABD askeri varlığından yararlanıyor bitişik bölgelerde.

Amerika Birleşik Devletleri aynı zamanda Türkiye'nin en önemli silah tedarikçisidir. Çeşitlendirmeye yönelik son çabalara rağmen, Türkiye kabaca devam ediyor ABD ile savunma sanayi faaliyetlerinin yüzde 80'i. Birleşik Krallık'ta çok sayıda Türk subayı eğitildi 

Devletler.3 Bu, Türk silahlı kuvvetlerinin yakın ilişkiler geliştirmesine izin verdi.


DİPNOTLAR;

1 Bkz. Transatlantik Eğilimler, Transatlantik Eğilimler: Önemli Bulgular 2007, Washington, D.C .: Amerika Birleşik Devletleri Alman Marshall Fonu, 2007, s. 21. 
   Ayrıca bkz. Pew Global Attitudes Proje, Büyük Güçlerle Küresel Birlik, Pew Research Center, 27 Haziran 2007, s. 3.

2 Bkz. Philip Gordon ve Ömer Taşpınar, “Brink'te Türkiye”, Washington Quarterly, Vol. 29, No. 3, Yaz 2006, sayfa 57–70.
  Bkz. Örneğin, David Cloud, “ABD Türkiye Erişimi Durdurursa Alternatifler İstiyor ” York Times, 11 Ekim 2007.

3 Türkiye en yüksek finanse edilen Uluslararası Askeri Eğitim ve Öğretim programı olmuştur.
   11 Eylül'den beri; Gerçekten de, Türkiye'ye bu tür finansman 2001'den beri iki katına çıkmıştır (bilgi sağlanmıştır)
   Savunma Bakanlığı yetkilileri tarafından yazara, 30 Nisan 2009).

4 Bkz. F. Stephen Larrabee, “Türkiye Orta Doğu'yu Yeniden Keşfediyor”, Foreign Affairs, Vol. 86, 4, Temmuz / Ağustos 2007, s. 103–114.

5 Bkz. Ian O. Lesser, “Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve Delüzyonun Jeopolitiği”, Survival, Vol. 48, No. 3, Sonbahar 2006, s. 2.

Geçişte ABD-Türkiye Güvenlik Ortaklığı 

Son olarak, ABD önemli Türkçeye güçlü bir şekilde destek verdi.Savunma alanı dışındaki stratejik öncelikler. Örneğin, Bakü-Ceyhan petrolünün inşaatının sağlam bir savunucusu oldu Hazar petrolünü dünya pazarlarına ulaştırmak için tasarlanan boru hattı Türkiye'nin Akdeniz kıyısındaki terminal. Amerika Birleşik Devletleri de var Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine güçlü destek verdi
ve Türkiye'nin Kürdistan İşçi Partisine karşı mücadelesini destekledi (PKK) ayrılıkçıları, Türkiye’nin Avrupası’ndan çok daha güçlü müttefikleri.

Güvenlik Ortaklığının Türk Algılarını Değiştirmek

Soğuk Savaşın sona ermesine rağmen, Türkiye'nin güçlü nedenleri var. ABD'ye yakın güvenlik bağlantılarını sürdürmek istiyor. Ancak, Amerika Birleşik Devletleri ile olan ilişkilerin faydalarının Türk algıları var son birkaç on yılda belirgin bir şekilde değişti. Soğuk Savaş sırasında Türkiye'nin güvenliğinden önemli faydalar sağladığı Amerika Birleşik Devletleri ile ilişki Türkler arasında elit ve genel nüfus benzer.

Bu algı, 1963’teki Kıbrıs krizinden sonra değişmeye başladı. 1964. Ünlü “Johnson mektubu” - Başkan Lyndon John-oğlu, ABD’nin Türkiye’nin savunmasına 
gelemeyeceği konusunda uyardı Kıbrıs’ta Türk müdahalesi bir Sovyet müdahalesini kışkırttıysa - geldi Türklere bir şok olarak. Kriz maliyetleri olduğunu vurguladı Amerika Birleşik Devletleri’ne çok bağımlı bir şekilde bağlı ve Ankara'nın güvenlik ilişkilerini genişletmek ve azaltmak için çaba sarf etti Washington'a bağımlılığı.
Önemli maliyetlerin olduğu algısı ABD ile yakın güvenlik ilişkilerini sürdürmek 1975'te Amerika Birleşik Devletleri’nde Türkiye’ye silah ambargo uygulandığında
Kıbrıs Türk işgali yanıtı. Ambargo kabul edildi Türkiye tarafından sadık bir müttefik karşısında bir tokat olarak ve keskin bir bozulmaya yol açtı.

-Türk İlişkileri ilişkileri. Acı ile hala hatırlanıyor

Bu krizler ABD-Türkiye ortaklığına ciddi baskılar getirdi ve Türkiye'yi dış politikasını çeşitlendirmeye ve güvenliği için ABD'ye bağımlılık. Ancak bu çaba
dış politikasını çeşitlendirmek, uygulanan kısıtlamalarla hafifletildi Soğuk Savaş tarafından. Sovyet tehdidi ile karşı karşıya kalan iki taraf da
Güçlü bir güvenlik ortaklığı sürdürmek gerekiyor.

Ancak 1990'dan beri, Türkiye'nin güvenlik ortamı geçti Üç önemli gelişmenin yol açtığı önemli bir değişim: 

(1) Sovyetler Birliği'nin Çöküşü ve Soğuk Savaşın Sonu, 
(2) 1990–1991 Körfez Savaşı ve 
(3) 2003 ABD Irak işgalini. 

Bu üç faktör Türk güvenlik algıları üzerinde derin bir etki yarattı - ve ABD-Türk güvenlik ortaklığının sağlamlığı ve gücü üzerine.

Soğuk Savaşın Sonu

Sovyet tehdidinin ortadan kalkması ana gerekçeyi ortadan kaldırdı. ABD-Türkiye güvenlik ortaklığının arkasında ve Ankara’daki güvenliği için Washington'a bağımlılık. Aynı zamanda önceden sahip olunan alanlarda yeni fırsatlar ve manzaralar açtı ihmal edilmiş ya da özellikle Türk politikasına karşı Orta Doğu ve Kafkaslar / Orta Asya. Artık bir kanat durumu yok Türkiye kendisini yeni bir stratejik peyzajın kavşağında buldu. uzun zamandır ilgi duyduğu ilgi alanları, tarihi bağlar veya her ikisi de. Ankara bu yeni diplomatik esnekliği ve odadan yararlanmaya çalıştı Bu alanlarda yeni ilişkiler kurarak manevra için.

Buna ek olarak, Soğuk Savaşın sona ermesiyle tehditlerin yeri Türk güvenliğine yönelik zorluklar değişti. Soğuk Savaş sırasında Türk güvenliğine yönelik ana tehdit kuzeyden geldi - Sovyetten Birlik. Bugün, Türkiye çok daha çeşitli güvenlik tehditleriyle karşı karşıya. ve meydan okumalar: yükselen Kürt milliyetçiliği ve ayrılıkçılık; mezhep Irak'ta dış güçlere sızabilecek ve dışa çıkabilecek şiddet; Nükleer silahlı bir İran’ın Türkiye’nin kapılarına çıkması; ve bir Zayıf, bölünmüş Lübnan radikal grupların yakın bağları hakim

Sonuç olarak, Türk stratejik ilgi bugün çok daha fazla odaklandı Orta Doğu'da geçmişte olduğundan daha önce olduğu için Türk güvenliğine yönelik temel tehditler ve zorluklar yer almaktadır. 

Geçişte ABD-Türkiye Güvenlik Ortaklığı 7

Anda aynı zamanda, tehditler ve zorlukların loküsündeki değişim güneye doğru Türkiye'ye hem istikrarı sürdürme konusunda daha büyük bir ilgi gösterdi.
güney sınırı ve bölgesel komşularına samimi bağları, Büyük ölçüde İran ve Suriye — Amerika Birleşik Devletleri'nin sahip olduğu iki ülke ciddi farklılıklar. 
Sonuç olarak, ABD ve Türk çıkarları ve politikaları her iki ülkeye ve Orta Doğu’ya daha geniş bir biçimde son yıllarda giderek daha fazla  farklılaşmıştır.4

4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..

***