SEÇSİS etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SEÇSİS etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Eylül 2018 Çarşamba

SEÇSİS’in veya Seçimlerin Güvenilebilirliği

  
SEÇSİS’in veya Seçimlerin Güvenilebilirliği 


21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü  
İş Geliştirme ve Stratejik Yönetim Araştırmaları Merkezi















08 Temmuz 2013 Pazartesi
SEÇSİS’in veya Seçimlerin Güvenilebilirliği
Adem Taşkaya tarafından yazıldı.


Türkiye’de demokrasinin en büyük tercih zamanı olan, Genel, Yerel ve Referandum Seçimleri Ülkemizde son yıllarda belirli sıkıntıları beraberinde getirmektedir. 
Devletin kullanmış olduğu Program ve sistemlerin şeffaflığı sürekli tartışılan ve beraberinde spekülasyon doğuran bir zemin içinde sosyal hayatta önemini 
korumaktadır. Konu hala büyük medyada tartışılmaktan kaçınılsa da TBMM’de sor önergelerinin gündemini oluşturmakta, muhalefet partilerinin ve STO’ların genel merkezlerinde konu ile ilgili çalışma kurulları oluşturulmaktadır.

SEÇSIS sistemi hakkında 18.01.2010’da MHP Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un verdiği soru önergesi ve cevabı şöyledir: “Yüksek Seçim Kurulu  tarafından uygulanan ‘Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü Sistemi’ SEÇSİS Projesinin yasal dayanağı 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun'dur. Bu kanunun sonucunda hazırlanan Türkiye'nin en büyük e-devlet projelerinden biri olan SEÇSİS Projesinin temel amacı; yasalara uygun olarak seçmen vatandaşın eksiksiz belirlenmesi, mükerrer yazımın önlenmesi, listelerin hazırlanması, seçmenin kolay, hızlı oy vermesi, seçimin çabuk sonuçlanması, itirazların en aza indirilmesi, vatandaşlarımızın görev ve sorumluluk bilinci ile siyasal haklarını yüksek oranda kullanmasını sağlayacak düzenlemeler için gerekli bilginin; toplanması, bilgisayar ortamında doğru, güncel ve tutarlı bir bütün olarak saklanması, seçimlerde bu bilgilerin ve teknolojik olanakların kullanılarak seçim sonuçlarının ilçelerden güvenli ve hızlı bir şekilde merkeze aktaracak, Internet üzerinden kolayca izlenebilecek yapının gerçekleştirilmesi olarak belirlenmiştir. Bu uygulamanın aynı zamanda elektronik seçime geçişin temelini oluşturacağı ifade edilmektedir.

Bu konu hakkında son günlerde basında çıkan haberlerde bazı bilgisayar mühendislerinin iddialarında “YSK’nın güvenliği çok tartışmalı olan bir işletim 
sistemi kullandığını, bu sistemin Avrupa’da devlet kurumlarında yasaklandığı” bildirilmekte ve SEÇSİS adı verilen yazılımın bağımsız bir teknik grup 
tarafından incelenmesi, raporu da kamuoyu ile paylaşılması istenilmektedir.

 Basında çıkan bu iddialar ve vatandaşlarda oluşan seçimlerde hile şüphesine neden olan bu endişeleri ortadan kaldıracak çalışmaların ve şeffaf bir yapının 
oluşmasını sağlayacak çalışmaların acilen yapılması gerekmektedir.

 Bu bilgiler çerçevesinde;

 1- Yüksek Seçim Kurulunda seçim amaçlı kullanılan SEÇSİS Projesinde kullanılan işletim sisteminin ismi nedir? Bu işletim sisteminin güvensizliği ve AB 
ülkelerinde yasaklandığı iddialarına katılıyor musunuz?

 2- Bu işletim sistemi hangi AB ülkelerinde yasaklanmıştır?

 3- SEÇSİS Projesi hangi yazılım dili veya dilleri ile geliştirilmiştir?

 4- SEÇSİS Projesinde hangi veri tabanını kullanmaktadır?

 5- Seçimlerde aday olamayacakların tespiti amacıyla; Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü ile çevrim-içi (on-line) iletişim kurulabilmiş midir?

 6- Seçmen olamayacakların tespiti için Milli Savunma Bakanlığı, Askere Alma Dairesi Başkanlığı (ASAL) ile çevrim-içi (on-line) iletişim kurulabilmiş midir?

 7- Siyasi partilerin seçime katılıp katılamayacağını ve ülke genelinde teşkilatlanma düzeylerini tespit amacıyla YARGITAY ile çevrim-içi (on-line) 
iletişim kurulabilmiş midir?

 8- SEÇSİS projesi ile ilgili olarak söz konusu şaibe ve iddiaları ortadan kaldırabilmek için, uzmanlardan kurulu siyasi parti temsilcilerinin de 
katılacağı bağımsız bir bilişim heyetine projenin inceletilerek güvenlik testlerinin yapılması ne zaman gerçekleştirilecektir?”

Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in Önergeye Cevabı ise şöyledir: “Sayın Başbakan’a yöneltilip Bakanlığımız koordinatörlüğünde cevaplandırılması tensip olunan 7/ 
12055 Esas nolu önergesinin cevabı aşağıda sunulmuştur.Soru önergesine konu edilen hususlarla ilgili olarak, ilgisi nedeniyle Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı 
ile yapılan yazışma sonrasında, YSK Başkanlığının 4/3/2010 tarihli ve C.05.0.İMİ.0.88-050-S 2010/149-0991 sayılı yazısıyla,

 Yüksek seçim kurulu tarafından alınan 27/02/2010 tarihli ve 2010/149 sayılı kararda, YSK’nun Anayasanın 79. maddesi gereğince seçimlerin yönetim ve 
denetimini yürüttüğü; görev ve yetkilerinin 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri hakkında Kanunun 14. maddesinin birinci fıkrasında ondört bent halinde sayıldığı; kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağı; Anayasanın 98. maddesinde, TBMM’nin bilgi edinme ve denetim yolları düzenlenip, sözlü ve yazılı soruların Başbakanlıktan veya Bakanlardan bilgi isteme biçiminde olacağının belirtildiği, bu kapsamda, bilgi isteme ve denetimin amacının, yürütme organının iş ve işlemleri hakkında bilgilenmek ve bilgi sahibi olmak olduğu; bu çerçevede, kurulun görev alanına giren konular hakkında Başbakan ve bakanlardan yazılı soru yoluyla bilgi istenilmesinin, Anayasanın ve Yasama bölümünde yer alan Yüksek Seçim Kurulunun yargısal niteliği ve konumu ile bağdaşır görünmediği ve soru önergesi ile sorulan hususlara cevap verilmesine ilişkin istemin uygun bulunmadığı değerlendirilerek istemin oybirliği reddine karar verildiği, bildirilmiştir. Bilgilerinize arz ederim.” 

Adalet Bakanının açıklaması şaibeyi ortadan kaldırmak yerine,vicdanlarda daha derin sorular ortaya çıkarmaktadır. DevletinBilgisayar Destekli Merkezi Seçmen 
Kütüğü Sistemikısaca SEÇSİS  ile; oy kullanacak bireylerin eksiksiz ve tam olarak belirlenmesi, kayıt dışı seçmenin takibi, seçmen listelerinin şaibesiz 
olarak hazırlanması, oy sayımını ve itirazları hızlı sonuçlandırmak, interaktif sistemlere güncel ve doğru bilgi akışını sağlamak, bu verilerin teknolojik 
sistemler kullanılarak seçim bölgelerinden hızlı, güvenli bir şekilde merkeze YSK’ya aktaracak ve derleyecek sistemi hayata geçirmektir.

Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü Sistemi ( SEÇSİS) Ülkemizde Telekom alt yapısı kullanılarak YSK Merkezinde bulunan Sun Fre E6800 ana bilgisayardan yönetilmektedir. Aynı zamanda SEÇSİS Sistemine UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) dahil edilerek birbirine entegrasyonu sağlanmıştır. SEÇSİS Sitem terminallerinde yapılan İŞLEM, DOWLAND, UPLOD, DELETE, Java tabanlı yazılım tarafından sistemlere giriş yapılarak E6800 Ana bilgisayarda veriler toplanarak genel sonuç alınması sağlanır.

Seçim Bölgelerinde oyların sayılıp, tasnif edilerek tutanaklara geçirildikten sonra, tüm yükümlülük SEÇSİS Sistemi üzerindedir. Bilindiği gibi Telekom alt 
yapısının oluşturmuş olduğu ağ ortamı saldırı ve müdahalelere karşı  FREWALL ve VPN nin sağladığı MD5 güvenlik sistemi ile korunmaya çalışılmaktadır. Bu demek oluyor ki; merkezi sistem ve güvenlik terminalleri arasında kriptolama basit yada eksiktir. Oracle 10g AS ve Oracle Agent (J2EE) desteğine sahip olan bu yazılım sistemi portal güvenlik duvarı, portal saldırı tespiti için bağımsız antivirüs sistemi programın içerisinde mevcuttur.

Unutulmamalıdır ki; Yazılım sistemlerinin güvenilebilir olması, programa entegre olan güvenlik sistemleri veri tabanı uygulamaları, veri giriş çıkış akışının 
şeffaf ve incelenebilir olmasına bağlıdır.Dünya’da milli yazılımların geliştiği, kriptolama ve siber sistemlerin değer kazandığı, ülkeler arasında satılan 
güvenlik ve sanayi sistemlerinin kapalı devre kriptoları satın alınan ya da kiralanan kurumlara verilmemektedir. Ülkemiz de ASELSAN, HAVELSAN, TÜBİTAK bu sistemler üzerinde başarılı çalışmalar yapmıştır. Örneğin; Pardus işletim sistemi ile milli yazılım sistemi bilgisayarlarda kullanılmaya başlanmıştır. Bu tür milli sistemlere dışarıdan müdahale neredeyse imkansızdır.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün Savunma Sistemleri ile ilgili yaptığı açıklamada;“Savunma sanayisindeki işletim sisteminin çok önemli olduğunu 
ifade eden Nihat Ergün, "Bunlar gömülü sistemler dediğimiz yazılımlar. Bu sistemler milli olmadıkça sızmalara ve müdahalelere karşı kendinizi tam olarak 
güvende hissetmeniz mümkün değil. Yani füze, insansız hava aracı, helikopter, uçak yapabilirsiniz, ancak GİS gibi sistemleri milli yapamazsanız kafanızda her 
zaman kuşkular olacak" diye konuştu.

http://www.dunya.com/tubitak-savunma-icin-isletim-sistemi-gelistirdi-183555h.htm

SEÇSİS Sisteminin insan yapısı olduğunu düşünürsek, her tür programın müdahaleye açık olduğu aşikardır.

Örneğin; 
Geniş veri tabanı olan SEÇSİS Sistemi üzerinde küçük kodlar yazarak;

A-     PARTİSİ OYLARINI % 20 EKSİLTELİM,

B-     PARTİSİ OYLARINI % 12 ARTIRALIM,

C-     D – F-   PARTİLERİNİN OYLARINI % 4 DÜŞÜRDÜĞÜMÜZDE;

Bunu tespit edebilecek en etkin yol, tüm seçim kurumlarından alınan sandık bilgilerinin teker teker sayıp toplanmasıdır.Aksi takdirde sisteme müdahale 
edildiği, sadece teknik araştırma ile ortaya çıkabilir. Oy tasnifinin bilgisayarlara girilmesi sırasında YSK temsilciliklerinde, hakimler ve siyasi 
parti temsilcileri hazır bulunur. Asıl dikkat edilmesi gereken nokta burada başlamaktadır. Bilgisayar ve yazılım konusunda etkin ve uzman olmayan bu 
kişiler, seçim sistemine yapılan müdahaleyi anlamaz ve kavrayamazlar. Toplu girilen oy sayımlarında, herhangi bir tuşa basılması durumunda, önüne 
geçilemeyecek hileli seçim sonuçları ortaya çıkabilir.

TÜİK’in 31 Aralık 2009 tarihinde duyurduğu; 72.561.312 nüfus- 48.049.446 Seçmen ile NVGİM’nin ( Nüfus ve Vatandaşlık İşleri G.enel Müdür’lüğü) verileri arasında uçurum vardır. NVGİM’in 2008 yılı Nüfus tespiti 76.175.083 olup, oy kullanacak seçmen sayısı 53.950.192 dir. Görüldüğü üzere Devlet kurumlarının veri kayıtları birbirini tutmamaktadır. Bu insanımızın aklına farklı soru işaretleri getirmektedir.10 dairelik bir apartmanda 120’nin üzerinde ikamet yapılması,vefat eden kişilere oy kullanma hakkı tanınması, sisteme müdahale ile mümkün ve düşündürücüdür.

Bu şaibelerin getirdiği kafa karışıklığı, siyasi partilerin itirazları,  “seçim sistemine müdahale var mı?” sorusunu sürekli gündeme getirmektedir. Ayrıca, 
aşağıda saydığımız hususlarda gündemimizi meşgul etmektedir.

a) YSK Kararlarının Yargıya kapalı olması,

b) SEÇSİS Sisteminin alt yapısını oluşturan firma olan; SUN MİCRO SYSTEMS’in yabancı menşeli olması,

c) Yazılım konusunda % 100 güvenli bir sistemin olmadığı düşünüldüğünde,

d) YSK’da bilgilere girişlerin vatandaşın denetiminin dışında olması,

e)Belirli saatlerde oy dilimlerinin fahiş biçimde artması, Örneğin;  ( 2009 
yerel seçimleri saat 22.00- 03.00 aralığında İstanbul Büyükşehir Belediye 
seçimlerinde, önde olan CHP’nin bu saat aralığında oylarının düşmesi AKP’nin 
oylarının artması gösterilebilir.) Bu saat aralığında oyların artması ve 
eksilmesi olağan bir durum değildir.

SEÇSİS Sisteminin ülkemizde 2002 Kasım seçimlerinde kullanılmaya başlanması ve AKP’nin çok büyük bir üstünlükle iktidara gelmesi, 2000 yılında Amerika’lı 
Mühendis ve kullandığımız seçim sisteminin programcısı, Clinton Eugene Curtis  ABD Başkanlık seçimlerinde Bush’un lehine oyların artırıldığı iddiasıyla ABD 
Temsilciler Meclisi Adalet Komisyonu üyeleri önünde 13 Aralık 2004  yılında verdiği yeminli ifadesinde “ SEÇİM SONUÇLARINI BASİT BİR YAZILIMLA İSTENİLEN ŞEKİLDE DEĞİŞTİRDİĞİNİ” seçim sonuçlarının dışarıdan görülmeyecek şekilde ayarlayabilecek yazılımların varlığını, 2000 yılının Ekim Ay’ında ABD Kongre Üyesi olan Tom Feeney’in isteğiyle prototif program yazdığını, bundaki amacının seçim sonuçlarını ayarlamak olduğunu, hangi seçimde kimin kazanmasını istiyorsanız, oyları %49 ve % 51 olarak ayarlayarak seçime müdahale edilebildiğini, bunu kimsenin fark etmediğini, edemeyeceğini, görmelerinin imkansız olduğunu, bunu sadece oyları birebir sayarak, eşleştirerek ortaya çıkarılabileceğini beyan etti.

ABD’de bu seçim sistemi artık kullanılmamaktadır. Almanya 2009 yılında bu sistemin güvenli olmadığını anlayarak bu sisteme son vermiştir. Son olarak 
Yunanistan şaibeli gördüğü bu programı kullanmaktan vazgeçmiştir. Dünyanın en pahalı benzinini ekonomik nedenlerden dolayı kullanmak zorunda olabiliriz, fakat dünyanın en güvensiz seçim sistemini kullanmak zorunda değiliz.

Seçim sistemlerini bağımsız ve siyasi partilerin oluşturacağı, Adalet Bakanlığı dışında, siyasi erkin emri altında olmayan, kurum yada konsersuyumlar 
yapmalıdır.

Adalet bir toplumun tüm değerlerini temsil eder. YSK’nın SEÇSİS Projesinin yaraları linkinde (İ) harfinde belirtilen “ Her türlü işlemin geriye yönelik 
kaydı tutulmaktadır, çalışanlar yetkileri düzeyinde işlem yapabilmektedir.” Anlayışı içerisinde bu tür programların milli, denetlenebilir, şeffaf ve 
inandırıcı özelliğe sahip, demokratik doygunluğu yurttaşımıza hissettirecek bir yapıda olması elzemdir.

Uzman Hakkında
Adem Taşkaya

Anayasal Düzen-Hukuk-Adalet Araştırmaları Merkezi

Uzmanın Diğer Yazıları
SEÇSİS’in veya Seçimlerin Güvenilebilirliği 

http://www.21yyte.org/arastirma/is-gelistirme-ve-stratejik-yonetim-arastirmalari-merkezi/2013/07/08/7100/secsisin-veya-secimlerin-guvenilebilirligi

***

13 Aralık 2017 Çarşamba

Hz.SECSİS yürü ya kulum derse

Hz.SECSİS yürü ya kulum derse,


AKP'YE seçimleri SEÇSİS mi kazandırıyor?

Radikal gazetesi yazarı Ezgi Başaran bugünkü köşe yazısında seçim sonuçlarının girildiği SEÇSİS adlı yazılıma girilen verilerin rahatça değiştirilebileceğini ve bunun denetlenemeyeceğini yazdı. Hükümetin verdiği cevap şoke etti.


Kaynak: AKP'YE seçimleri SEÇSİS mi kazandırıyor?

AKP'YE seçimleri SEÇSİS mi kazandırıyor?


Radikal gazetesi yazarı Ezgi Başaran, uzun süredir tartışma konusu olan ve kamuoyunda "AKP'ye seçim kazandıran sistem" olarak adlandırılan SEÇSİS'i masaya yatırdı. Başaran, SEÇSİS adlı yazılımla ilgili yazdığı üçüncü yazısında çok çarpıcı bilgilere yer verdi.

Programdaki güvenlik açıklarına dikkat çektiği yazısında, bu konu hakkında hiçbir önlem alınmamasına tepki gösteren Başaran, sisteme girilen bilgilerin rahatlıkla ikinci bir kişi tarafından değiştirilebileceğini aktardı. Başaran, yazılımın gerekli güvenlik sertifikalarına sahip olmadığını da vurguladı.

İŞTE EZGİ BAŞARAN'IN RADİKAL'DEKİ O YAZISI

Vatandaş koş! Devletin SEÇSİS ile ilgili verdiği cevaba bak!

Öyleyse bizden SEÇSİS programına giriş yetkisi bulunan YSK personellerine ve seçim zamanı 'geçici' olarak yetkilendirilen başka kimselere güven duymamız mı bekleniyor? Sahiden mi?

Genel seçimlere doğru üzüntü verici bir durumla (daha) karşı karşıyayız, sevgili okurlar.

Hatırlayacaksınız, aylar önce, (tam olarak 3 Haziran’da) seçim sonuçlarının girildiği SEÇSİS (Bilgisayar Destekli Seçmen Kütüğü Sistemi) adlı yazılımın güvenli olmadığını yazmıştım. Sebebi şuydu: Diyelim ki İstanbul Beşiktaş’taki sandıklar sayıldı. Görevli ilçe seçim kuruluna gidip elindeki tutanağı taratıyor ve karşısına çıkan SEÇSİS ekranına oy oranlarını yazıyor.

O SEÇSİS ekranını, karanlık tarafları birbirine yapışık iki ayna olarak düşünün. Bir yüzü sandık sorumlusunun karşısına çıkıyor, o da o yüze yani ekrana sonucu giriyor. Diğer yüz ise SEÇSİS’in yetkili teknik adamına bakıyor. Normal şartlarda eğer elimizdeki sağlam ve ‘geriye dönük hesap verebilir’ bir yazılım ise verilerin girildiği tarif ettiğim ekranın karşısında kimin oturduğunun hiçbir önemi olmazdı. Çünkü veriler değiştirilemez, değiştirilse de bağımsız bir üçüncü taraf tarafından tespit edilebilirdi. Ama SEÇSİS böyle bir yazılım değil. Çünkü SEÇSİS yazılımının UYSM (Ulusal Yazılım Sertifikasyon Merkezi) sertifikasyonu yok!

Haziran 2014’deki yazımda belirttiğim gibi çeşitli milletvekilleri (örneğin Oktay Ekşi ve Sezgin Tanrıkulu) YSK’ya bu durumu sormuş ama cevap alamamıştı. Sonra Teknopark’taki bir mühendis bilgi edinme kanununu kullanarak İTÜ’ye bağlı UYSM’ye iki soru gönderdi. BİR: SEÇSİS sisteminin UYSM tarafından sertifikasyonu var mıdır? İKİ: Yazılımda kullanılan kriptoloji donanımı nedir? Cevap geldi. 
BİR: SEÇSİS’in UYSM sertifikasyonu yoktur. 
İKİ: SEÇSİS’in kriptolojisi hakkında bilgimiz yoktur. 

Ben de UYSM’yi arayıp ilgili yüksek mühendise bizzat sormuş “Hayır” cevabını almıştım.

**

Bu konuyla ilgili yazdığım 3 yazının ardından muhalefet milletvekilleri hükümete soru önergesi verdiler. Bu vekillerden biri CHP’li Aykan Erdemir’di. Erdemir’in önerge metni şöyleydi: “Ezgi Başaran’ın Radikal’de yazdığı SEÇSİS ile ilgili makale kamuoyunda endişeye yol açmıştır. Bu bağlamda; 

1) SEÇSİS’in UYSM sertifikasyonu olmamasının sebebi nedir? 

2) SEÇSİS’in bugünkü sisteminde sonuçlar girildikten sonra değişiklik yapılması mümkün müdür? 

3) SEÇSİS’in kriptolojisine yönelik gizlilik politikası uygulanmasının sebebi nedir?

Günler, haftalar, aylar ve bir Cumhurbaşkanlığı seçimi geçti, yanıt gelmedi.

Ta ki 2015 yılının, Ocak 25’ine kadar… Evet 8 ay sonra. Zaten TBMM kayıtlarına “Süresi geçtikten sonra cevaplanan” önerge olarak geçti.

Önergenin yolculuğu da Kafkaesk bir piyes lezzetinde. Erdemir soruyu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a soruyor. Arınç topu Adalet Bakanı’na atıyor. Adalet Bakanı YSK’ya gönderiyor. YSK, Başkanı’na soruyu cevaplama yetkisi veriyor! Sonuçta da Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğü bir cevap gönderiyor.

**

Gelelim o cevaba…

1) SEÇSİS CMMI 3.seviyesinde sertifikasyona sahip HAVELSAN uzman personeli ile Başkanlığımız teknik personelinin ortak çalışması sonucu gerçekleştirilmiş özgün ve milli bir yazılımdır… Yurtdışı kaynaklı askeri projelere teklif vermek için en az CMMI 3 düzeyinde olma zorunluluğu aranmakta olup bu zorunluluk kamu e-devlet projelerinde de hızla yaygınlaşmaktadır. Ayrıca kurumsal güvenlik politikamız çerçevesinde TÜBİTAK Bilgi Güvenliği Araştırma Merkezi'ne düzenli aralıklar ile yaptırılan sızma testleri ve güvenlik denetlemeleri doğrultusunda güvenlik sıkılaştırılmaları SEÇSİS’e uygulanmaktadır.

2) Seçim günü SEÇSİS uygulamaları sadece sandık sonuç tutanaklarına ait bilgilerin girilmesi ve birleştirme tutanaklarının alınması için kullanılmaktadır. SEÇSİS uygulamalarına erişim kullanıcının görev türüne göre olmakta, kullanıcılar kurum personeli ve geçici seçim personeli olarak tanımlanmaktadır. Sandık sonuç bilgileri sadece bir defaya mahsus geçici seçim personelince SEÇSİS’e işlenmektedir. Daha sonra itiraz süresince ilçe seçim kurulu tarafından karara bağlanan itirazlara göre sandık sonuç bilgisi değişiklikleri sadece kurum personelince SEÇSİS’e işlenmektedir. Sandık sonuç girişlerinin her aşaması kayıt altına alınmakta olup sonuç bilgileri ve tutanakların imzalı örnekleri seçim akşamı seçime katılan siyasi partilerin denetimine elektronik ortamda açılmaktadır.

3) SEÇSİS’in kriptolojisine ilişkin gizlilik politikası ile ilgili soru kurumsal bilgi güvenliği politikası çerçevesinde cevaplandırılmamıştır.


***

Neresinden başlasam…

8 ay sonra gelen cevap metninin içinde bir sürü laf var ama laflar sorulan soruların hiç birini cevaplamıyor.

SEÇSİS’nin niye UYSM sertifikasyonu yok diye soruluyor, cevap “SEÇSİS, CMMI sertifikasyonu olan Havelsan tarafından yazılmıştır” şeklinde geliyor. Pes. Elbette, Havelsan’ın CMMI sertifikasyonu var, yoksa “uluslararası zeminde tek satır kod yazamaz”. Fakat bu bize SEÇSİS’in güvenirliliği ile ilgili hiçbir bilgi vermiyor. Ver-mi-yor!

Daha önce anlattığım şekliyle anlatayım: “SEÇSİS’i bir kutu olarak düşünün. Bugün içine 2 adet elma koyun. Yarın kutuya sorun, kaç elma var? Sertifikasyonu olan bir kutu mutlaka ama mutlaka 2 elma yanıtını verecektir. Sertifikasyonu olmayan bir kutuya ise içindeki elma sayısına 2 daha ekleyerek cevap ver komutunu verebilirsiniz ve hiç kimse bunu denetleyemez. Bu basit anlatımdan da çözülebileceği gibi SEÇSİS’in arkasındaki kimseler girilen seçim sonuçlarını istedikleri gibi değiştirebilir, bu değişiklik üçüncü bir parti tarafından takip edilemez ve sonuçlar YSK’daki yargıçlara, bu yargıçların hiçbir bilgisi olmadan, onaylatılabilir.”

Görüldüğü üzere devlet 8 ay düşünüp taşınıp buna “Hayır öyle değildir” diyememiş. Fakat istemeden başka bir tehlikeli durumu gözler önüne sermiş: İkinci soruya verdikleri cevaba göre, SEÇSİS’e bilgi girebilen kişiler kurum personeli ve ‘geçici seçim personeli’ imiş. Yani seçim vakitleri sistem çok daha fazla kişiye açılıyor ve güvenlik zaafı büyüyor. Yine aynı cevapta itiraz süreçlerinin ardından kurum personeli tarafından yeni bilgilerin eklenebildiğini öğreniyoruz. Bu zaten sistemin doğal zaafı.

Dolayısıyla, Erdemir’in “Bugünkü sistemde sonuçlar girildikten sonra değişiklik yapılması mümkün müdür” sorusunun cevabı da, doğal olarak, “Evet” oluyor.

***

Kriptolu telefonlar dahil herkesin dinlendiği, sınavların çalındığı, dışarıdan bilgisayarlara belge yerleştirildiği (bu belgeler nedeniyle insanların hapis yattığı), Başbakan’ın odasına böcek konabildiği, UYAP’takiler dahil bir çok polisin ‘paralel bir devlete’ hizmet ettiği gerekçesiyle sürüldüğü, hapse atıldığı, çeşitli siyasi davalara utanç verici bilirkişi raporlar veren TÜBİTAK’ın en güvenilmez kurumlardan biri olarak dikildiği bir Türkiye’de…

Teknik olarak denetlenmesi mümkün olmayan bir seçim yazılımına, YSK’nın bu programa giriş yetkisi bulunan personellerine ve seçim zamanı ‘geçici’ olarak yetkilendirilen başka kimselere güven duymamız mı bekleniyor?

Sahiden mi?

NOT: Tüm bu nedenlerle canını dişine takacak sandık görevlilerine, Oy ve Ötesi gibi her adımı kendi veri tabanları aracılığıyla takip edecek bağımsız ve gönüllü örgütlere Haziran seçimlerinde çok iş düşecek.

KAYNAK: RADİKAL
 

Kaynak: AKP'YE seçimleri SEÇSİS mi kazandırıyor?

SABİH KANADOĞLU BAKIN BU KONUDA NE DİYOR;
CEVİZ KABUĞU, HULKİ CEVİZOĞLU AÇIK OTURUMUNDAN ALINTIDIR;


https://youtu.be/qfDgJxQIuGw


Yine AKP’ye SECSİS, yine bize HÜSRAN…
Sahtekârlık kol geziyor, dur diyen yok.

 YURT DIŞINDA OY KULLANAN VATANDAŞLARIMIZDAN GELEN OY SONUÇLARI TÜRKİYEYİ ETKİLER Mİ.? Orada da HİLE Olabilirmi.? 
Hannover 1 No’lu sandık’da AKP’li sandık kurulu başkanı ile 3 seçmen birlikte ne yapıyorlar? 

Oy kabinine yalnız gidilmesi gerekmez mi? Yüksek seçim kurulunu göreve...

May 18, 2015




SECSİS ile Seçim hilesi nasıl yapılıyor? 


Hz. SECSİS yürü ya kulum derse bu anketler fos çıkar.

AKP, 1 yılda halkın güvenini yitirdi, oyu yüzde 38’e indi.

Gezici’nin son anketine göre, bu düşüşün en büyük nedeni geçim sıkıntısı.

AKP’den kaçan oylar HDP’ye yöneldi. Halkın yüzde 93.2’si ise Suriye’ye operasyona karşı.

 Türk Halkı seçimlerin ne olduğunu bilmiyor,

 AKP’nin seçim hilesi sandık başında patladı
Mayıs 20, 2015
Yurtdışında oy kullanmak isteyen gurbetçiye alakasız kentler hatta başka ülkeler adres gösteriliyor.

Ali GÜVEN / ALMANYA
Uyanık bir CHP’li ısrarlı davranıp AKP’nin hilesini çözdü: Paralel veri tabanı…

Almanya’nın Köln, Düsseldorf, Stuttgart gibi kentlerinde tam bir seçim kaosu yaşanıyor. ysk.gov.tr’deki seçmen sorgulama sisteminden oy kullanma yerini öğrenen birçok vatandaş, seçim sandığının başında “Siz burada oy kullanamazsınız” diye uyarılıp başka kentlere ya da başka ülkelere yönlendiriliyor.

DÜSSELDORFT’TAN BERLİN’E
Köln’e giden birçok CHP’linin ismi başka şehirde çıktı. 50 HDP’linin ikametleri Düsseldorf’ta olduğu halde oy kullanma yerleri Berlin olarak gösterildi. Bazı CHP’lilerin Kabil, bazılarının Atina Başkonsolosluğu’nda oy kullanacağı belirtildi, vatandaş şok geçirdi. Çoğu imam olan sandık başkanları, “Liste böyle” derken, Hayri Çiçekdağı isimli CHP’li genç, ısrarı sayesinde seçim hilesini ortaya çıkardı. Frankfurt’ta oy kullanması gereken Volkan B. isimli vatandaş, sandığa gittiğinde, sandık başkanı SEÇSİS’e bakıp “ Senin yerin Nürnberg ” dedi ve hiç ilgisinin olmadığı 3 saat uzaklıktaki konsolosluğa yönlendirdi. Bilgi teknolojileri üzerine çalışan Hasan Çiçekdağı bu ekran görüntüsünü fotoğrafladı. Ardından, kendisi aynı kişinin TC Kimlik No’su ile YSK’dan sorgulama yaptı. ysk.gov.tr’de bu kişinin oy kullanacağı yer olarak “Frankfurt Başkonsolosluğu” yazıyordu. Sonuçta seçmene yine de oy kullandırılamadı. CHP’li Hayri Çiçekdağı, “Bir alt kayıt olduğundan şüpheleniyoruz. YSK’da başka, SEÇSİS’te başka sonuç veriyorsa, o zaman orada bir alt ve değişik veri tabanı, paralel ve farklı bir liste vardır” diye konuştu. Sözcü

Dünyadaki Akıl Karıştıran Seçim Hileleri,




EN GÜVENİLİR OLMASI GEREKEN DEMOKRATİK HAKKIN SEÇTİĞİN SİYASETÇİNİN VE OYUNUN TAKİPÇİSİ OLMAK SANDIKTA BAŞLAR.. SÖYLEMİNİN BİTİŞİDİR ( SEÇSİS) SİSTEMİ.. YAZILIMI DÜNYADA BAŞKA KULLANAN DEVLET YOK ARTIK..
SAYGIYLA..,


19 Ocak 2015 Pazartesi

BİR KEZ DEĞİL, BİN KEZ DAHA YEMİN ETTİM !



BİR KEZ DEĞİL, BİN KEZ DAHA YEMİN ETTİM !

Resim



Bugün sabah izlediğim bir video beni yıllar öncesine götürdü. 1999 yılına gittim... Ve geleceğimiz için, ülkemiz için bir kat değil bin kat daha endişelendim. 

30 Haziran 1997'de kurulan ANAP-DSP-DTP azınlık koalisyonu hükümetini CHP dışarıdan desteklemişti. Ancak 1998 yılının Kasım ayında Türkbank ihalesi yolsuzluğuna Başbakan Mesut Yılmaz'ın adı karışınca CHP hükümete Gensoru vermiş ve koalisyonu düşürmüştü. 

Hükümet düşünce, CHP, daha doğrusu o dönemdeki Genel Başkan Deniz Baykal, hizipçilikle suçlandı, onun üzerine yüklenildi. Hiç unutmam, yıl 1999... O dönemde 657'ye tabi olduğumdan siyasi gelişmeleri sadece dışarıdan izleyebiliyordum. Seçim kampanyasında Sayın Baykal, bulunduğum şehre mitinge gelecekti. Ve 657’ye tabi olduğumdan dolayı mitinge gitme şansım yoktu. Ama bir yolunu bulup, oraya gittim; mitingde yapmış olduğu konuşmayı dinledim. 

Sayın Baykal'ın 15 yıl önce söylediği sözler hâlâ kulaklarımda çınlar. ''Bankaları hortumluyorlar. Bu hortumlanan bankalardan giden paralar; tüyü bitmemiş yetimin hakkı, milletin parası. Buna göz yumamayız, buna göz yummak, suça ortak olmaktır. Biz suça ortak olmadığımız için bizi hizipçilikle, bozgunculukla suçluyorlar!...'' 

Benim düşünceme, inandığım ilkelere göre Sayın Deniz Baykal, sonuna kadar haklıydı... Ve seçime gidildi. Sabaha kadar seçim sonuçlarını televizyondan takip ettim. Sonuç hüsrandı... 18 Nisan 1999 günü yapılan genel ve yerel seçimlerde Bülent Ecevit'in DSP'si oyların %22.18'ini alarak birinci parti oldu ve 136 milletvekilliği kazandı. (MHP:129, FP:111, ANAP:86, DYP:85, Bağımsızlar:3)

Sol oyların bu şekilde DSP'de toplanması CHP'yi askeri darbeler dönemi dışında ilk defa meclis dışına itti. CHP %8.71 oy almış ancak %10 barajını geçemediği için TBMM dışında kalmıştı. 

Moralim sıfır, hiç uyumadan iş yerime gittiğimde çalışanların içerisinde en erkenci bendim. Tek müşteri de bankonun karşısındaki banklardan birine oturmuş, 70’li yaşlarda görünen bir teyzeydi. Yaşlı teyze ağlıyordu. Bize genelde sorunlu insanlar gelirdi, özellikle yaşlılar daha sorunlu olurdu. Moralim sıfır, bir de karşımda ağlayan yaşlı teyze... Bir an önce sorununu çözüp göndermek için; '' Teyzeciğim, neden ağlıyorsun? Sorunun neyse çözelim.'' deyince, ağlamaktan kızarmış gözleriyle bana bakarak,'' Sen yardımcı olamazsın…'' dedi, şaşırdım. ''Peki, neden ağlıyorsun?'' diye sordum. Ağlaması bir kat daha artarak, ''Ben ağlamayayım da kimler ağlasın. Baksana, Atatürk’ümün partisi Meclis’e giremedi. Bundan kötü ne olabilir ki?’’ deyince, kendimi tutamadım. Ben bankonun arkasında, yaşlı teyze önünde karşılıklı ağlamıştık... 

Bugün izlediğim video SEÇSİS ile ilgiliydi. 2000 yılında ABD Başkanlık seçimlerinde Bush’un lehine hile karıştırdığı iddialarından sonra bilgisayar programcısı Clint Curtis, ABD Temsilciler Meclisi Adalet Komisyonu Demokrat Parti üyeleri önünde 13 Aralık 2004 tarihinde sorulara verdiği cevapları dinledim. 

Curtis’e; ‘’Seçim sonuçlarını dışarıdan görülmeyecek şekilde ayarlanabilecek yazılım var mı?’’ diye sorulduğunda; ‘’Evet.’’ Diyor, ‘’2000 Ekim’inde şimdi Kongre üyesi olan Tom Feeney’in seçim sonuçlarını ayarlamak için bir prototip yazdım. Hangi seçimde kimin kazanmasını istiyorsanız, oyları % 49, %51 olarak ayarlar.’’ 

‘’Hazırladığınız bu program seçim sandığı görevlileri, seçim sorumluları tarafından fark edilir mi?’’ ‘’Görmeleri imkânsız.’’ ‘’Böyle seçim sonuçlarını ayarlayan, görünmeyen bir programın varlığı nasıl anlaşılabilir?’’ ‘’ Ya orijinal yazılımı görmeniz ya da oy pusulalarını, sayım sonuçlarıyla karşılaştırmanız lazım. Başka bir şekilde anlaşılması imkânsız…’’ 
“Bu türlü seçim sonuçlarını ayarlayan yazılımlardan koruyacak bir program istenseydi, yazabilir miydiniz?’’ ‘’Şüphesiz, kim olsa yapabilir bunu. Seçime giren partilerden, programcıların yazılımına bakıp, programın içerisinde olmaması gereken bir şeyin varlığını belirlemeleri lazım. Normal yazılım çok basit… Adayın oy sayısını bir artırıyorsunuz her oy sayıldığında. En fazla 100 satırlık bir yazılım bu.’’ 
12 Eylül 2010 yılında yapılan referandum geldi aklıma. URL şirketi; bu durumu önleyebilecekleri teknolojiye sahip olduklarını, herhangi bir ücret talep etmediklerini, bunun vatani bir görev olduğunu bildirdikleri birer mektubu, Sayın Devlet Bahçeli’ye ve Kemal Kılıçdaroğlu’na gönderdikleri halde, her iki liderden de yazılı veya sözlü cevap alamadıklarını söylemişlerdi. 

Geri kalmış “3. Dünya Ülkesi” dediğimiz ülkelerin bile kabul etmediği SEÇSİS’i Türkiye neden, niçin kabul etmiştir? 

Referandumda da, genel seçimlerde de sandık görevlisiydim. Üstelik adliye binasına en yakın okulda. Hiç unutmam, genel seçimlerde 11. sırada sandığımı teslim ettim. Henüz adliye binasından çıkmadan telefonum çaldı. Arkadaşım arıyordu, sesi üzgündü. ‘’Bugün Atatürk’ü bir kez daha öldürdük.’’ deyince, şaşkınlıkla, ‘’Ne oldu?’’ dedim. ‘’Antalya’yı kaybettik!’’ Bir sağıma baktım, bir soluma. Sandık sonuçlarını teslim etmek için uzun uzadıya kuyruklar ve koşarak adliye binasına giren insanlar... ‘’Şaka yapıyorsun.’’ dedim. ‘’Keşke şaka yapsaydım. Televizyonlarda sonuçlar açıklanıyor. Açılan sandık sayısı %80 diyorlar.’’ Hemen mahalle sorumlumu aradım, inanmadı. “Olur mu öyle şey? Ben hâlâ okuldayım ve sayılmakta olan sandıklar var.’’dedi. 

Koşarak okula geri gittim. Mahalle sorumlusu görevini başka bir arkadaşa devretti, atladık arabaya ilçeye binasına gittik. İlçe binası hıncahınç kalabalıktı ve çıt çıkmıyordu. Herkes televizyon ekranına kilitlenmiş, seçim sonuçlarını izliyorlardı. Benimde gözüm ekrana takıldı. Açılan sandık %87 ye çıkmıştı. Donup kaldım. Oysa sandıkların çoğunda oy sayımı bitmemişti bile. Evet, SEÇSİS… Ve bilindiği gibi 8,5 milyon fazla sahte seçmen. Seçmen sayısından 3 kat fazla basılan oy pusulası. Bu sisteme itiraz etmeyen ve bu sistemle seçime giden muhalefet partileri… Yani büyük ağalar kimi isterlerse sistemi ona çalıştıracaklar. Bu sistemle kazanan hep emperyalizm, yani onların istediği adaylar olacak. Kaybedense Türk milleti, yani bizler olacağız. 1999 yılında “Atatürk’ümün partisi meclise giremedi” diye, iki gözü iki çeşme ağlayan yaşlı teyzeyi düşündüm. Kendi kendime, ‘’Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in, değerlerinin bir bir yok edildiğini, Cumhuriyetin yıkım aşamasına getirildiğini gördükçe, kadıncağız nasıl kahroluyordur .’’ dedim. Arkasından da kim bilir belki de ölmüştür, diye düşündüm... Duygulandım ve yemin ettim. 

Atamın dediği gibi, ‘’Ya İstiklal ya ölüm!’’ deyip, bu yolda mücadeleye devam edeceğime, 

Atamın izinden ayrılmayacağıma bir kez değil bin kez daha yemin ettim.


Pembe TUNÇEL                    

4 Ağustos 2014


..