Şeyh Tacettin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şeyh Tacettin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Haziran 2017 Pazar

Türkiye'de Barzanici Hareket (1965-2007), BÖLÜM 6



Türkiye'de Barzanici Hareket (1965-2007),  
BÖLÜM 6

VIII. DİNİ FAALİYETLERİ

Din eskiden beri nüfuz yaymada önemli bir unsur olarak süregelmiştir. Nüfuz yayma bazen misyonerlik, bazen bir mezhep veya tarikatın propagandası, bazen
de tahrif edilmiş din, tarikat ya da mezhep olarak karşımıza çıkabilir. Bu tür operasyonlar etkili ve de ucuza mal olması bakımından sık başvurulan 
operasyonlardandır.



Mesut Barzani de gündeme getirmemekle birlikte el altından ailesinin mensubu olduğu Halidi Nakşibendiliği vasıtasıyla Irak'a komşu ülkelere,  özellikle Türkiye'ye yönelik faaliyetlerde bulunmaktadır.

Halidi Nakşibendiliği temelleri Irak'lı bir Kürt olan Mevlana Halidi Nakşibendi tarafından atılan sünni bir tarikattır. Uzun süre Hindistan'da eğitim gördükten sonra 1810'lu yıllarda İran üzerinden Irak'a gelen Mevlana Halid karizmatik kişiliğinin de avantajı ile kısa sürede altmışın üzerinde halife atayarak bölgede oldukça etkili bir şeyh haline geldi.

Barzani aşiretinin Halidi Nakşibendiliği ile tanışması ise Şeyh 1. Abdusselâm dönemine rastlar. Daha önce yine aynı aşiretten Şeyh Tacettin zamanın da Barzan'da müritlerin bir araya gelmesi için bir tekke mevcuttur. Barzani aşireti Mevlana Halid'in Şeyh Abdulselam'ı halife olarak atamasıyla Nakşibendi geleneğinin bir halkası haline geldi.69 

Aşiretin Halidi Nakşibendiliğinin halifeliğini kazanması bölgedeki nüfuzunu daha da artırarak sonraki yıllarda Kürtçü hareketle anahtar rol oynamalarının yolunu açtı. Bundan sonraki yıllarda bölgede meydana gelen her türlü hareketlilikte Barzan aşireti bir şekilde mutlaka bulunmuştur.

Halidi Nakşibendiliği'nin Doğu Anadoludaki temsilcilerinden olan Şeyh Said'in 1925'te Türkiye Cumhuriyetine karşı isyanında da Barzani  izlerini görmek mümkündür. Şeyh Said isyan etmezden evvel Muş civarında Molla Mustafa Barzani ve Nebrili Seyyid Abdulkadir ile bir araya gelerek durum değerlendirmesi yapmıştır. Halidiye Nakşibendiliği'nin temsilcileri benzer şekilde bir araya gelerek irtibatlarını sürekli devam ettirmişlerdir.
Mevlana Halid'in şeyh gibi davranabilme yetkisi verdiği halifelerin çoğu şeyh ailelerinden değildi,böyle olunca da eski şeyh ailelerinin bölgede kurmuş
olduğu tekel kırılmış yerini Halidî ekol almıştır. Şeyh Halid'in Nakşibendi tarikatına getirdiği yeni yorum da onun karizmasının artmasında etkili
bir rol oynamıştır. O dönemde Nakşibendilik geleneğinde Nakşibendi tarikatının en önemli unsuru olan, rabıta halifelerle yapılırdı. Mevlana Halid rabıtanın
direk kendisi ile yapılması geleneğini getirerek tarikat üzerindeki etkinliğini daha da arttırmıştır.Şeyh Halid'in halifeleri yeri geldiğinde birçok yerde kendi halifelerini atadılar ve böylece Erzurum'dan Süleymaniye'ye kadar olan yerlerde Halidi Nakşibendi ağı örülmüş oldu.

Milliyetçi bir karakter taşıyan ilk Kürt isyanı sayılan Şeyh Ubeydullah
Nehri İsyanı da bu Nakşibendi ağının halifelerinden olan Ubeydullah


Barzani'yi destekleyen Serbesti Dergisi'nin internet sitesinden bir görüntü.

Nehri tarafından çıkarılmıştır. Ubeydullah Nehri'nin isyanını izleyen yıllarda
henüz yeni başlamakta olan hareketlere liderlik edenler esas olarak şeyhlerdi.

Gerçekten de 19.yy.ın ikinci yarısından sonra tarikat şeyhleri en önemli politik liderler oldular. 71

Nakşibendi şeyhlerinin bu kadar etkili olmasında şüphesiz II.Mahmut döneminde başlayan “merkezileştirme” çalışmaları çerçevesinde bölgede bulunan feodal Kürt beylerinin nüfuzlarının azaltılması ve etkisizleştirilmesi önemli bir rol oynamıştır. Merkezileştirme çalışmaları neticesinde Osmanlı merkezi idaresi tarafından atanan yöneticilerin halkı idare etmede yetersiz kalmaları sonucunda doğan otorite boşluğu Halidi Nakşibendiliğin halifeleri tarafından doldurulmuştur. Böylece bu şeyhler dini otoritelerinin yanına birde siyasî otorite ekleyerek Kürt milliyetçisi örgütlerinin çekim merkezi halini aldılar.




Molla Mustafa Barzani, üyesi olduğu Halidi Nakşibendiliği ağı sayesindedirki Irak'a komşu olan ülkelerdeki geniş kitlelerde büyük bir nüfuz ve sempatiye 
sahip olmuştur. 

Nakşibendi ağıolmasaydı onca savaşçıyı harekete geçiremeyecekti; bu insanlar onun kurtarıcı bir kişi olduğuna inanmayacak, bu kadar fanatikçe savaşmayacak ve ona bağlı olmayacaklardı.72

1960'ların sonu ve 1970'lerin başında Kürt milliyetçiliğinin bir kitle hareketi haline gelmesinin nedeni, Kürtçülerin Kürt milliyetçiliği fikrini soyut
olarak vurgulayan propagandalarının bir sonucu değildir.;asıl neden Irak'ta ve Irak'ın komşu ülkelerinin her köşesinde efsanevî kahramanlık hikâyeleri 
anlatılan,türkülere konu olan Molla Mustafa Barzani'nin kazandığı politik ve askeri başarısıdır.

< Bugün oğul Mesut Barzani de babasından kalan bu mirası çok profesyonelce kullanmaktadır. Türkiye'de Doğu ve Güneydoğu'da dindar Kürtlerin çevrelerinde Barzani'nin mutlak bir saygınlığı vardır. >

Bu saygınlıkta Halidi Nakşibendiliği ekolünün etkisi oldukça fazladır. Türkiye'- de Halidi Nakşibendiliği'nin kollarına mensup Kürtçüler sürekli Barzani'nin
bu özelliğine vurgu yaparak onun propagandasını pompalamaktadır. Söz konusu tarikatın bazı önde gelenlerinin kurdukları yada aracı oldukları şirketlere
Irak'ın kuzeyinde iş vererek bu ilişkiyi daha kalıcı hale getirmenin alt yapısını hazırlamaktadır.

ABD'nin Saddam rejimini devirmesinden sonra Irak'ın kuzeyindeki oluşumun başına geçen Barzani'yi tebrik amacıyla,Türkiye'den bir çok tarikat
bağlantılı ziyaretçi akını olmuştur. Palu Nakşibendi şeyhlerinden Şeyh Sait'in torunu HAK-PAR eski genel başkanı Abdulmelik Fırat başkanlığında bazı 
aşiret ve tarikat liderlerinden oluşan heyet Erbil'e hayırlı olsun ziyaretine gitti. Haberlere göre Barzani,Abdulmelik Fırat'ı dedesi Şeyh Sait'in
resminin asılı olduğu bir salonda ağırlayarak Fırat'ın dedesine itibar ve iltiatlar etmiştir.73

Bir dönem bakanlık da yapmış ve Diyarbakır'da nüfuzlu bir Şeyh ailesine mensup Salim Ensarioğlu da bir röportajında “Güneydoğu'da Barzani'nin
etkinlik kazanmasından rahatsızlık duymuyorum..Barzani de benim gibi feodal bir aileden geliyor. Dini ön plânda tutuyor. Şeyh ailesinden geliyor.
Görüştüğümüzde "ben de şeyhim" diyorum..Türkiye'ye geldiğinde görüşüyoruz. 74 Bazen de aracılarla haberleşiyoruz'' diyerek Barzani'ye bakışını
ortaya koyuyor.



İki dostun Beyaz Saray'da el sıkışması.


M. Barzani Türkiye'nin Kerkük konusunda atacağı muhtemel adımların
önüne geçebilmek için Irak'ın kuzeyindeki imamları devreye sokmuştur.

Bölgedeki bütün camilerde Türkiye karşıtı vaazlar verilmekte ve halk Türkiye'ye karşı kışkırtılmaktadır. Ayrıca Irak'taki tarikat liderlerini de 
Türkiye'deki tarikat önderleri ile daha sıkı işbirliğine yöneltmektedir.

SONUÇ

Barzan klanının mensuplarının 19. yüz yılın sonlarından itibaren peşinde koştuğu bir rüyayı gerçekleştirmeye en fazla yaklaşmış olan Mesud Barzani'dir.
Bu büyük rüya, aşamalı olarak, önce Irak'ta federal devlet çerçevesinde federe Kürdistan, sonra Irak'ın parçalanması ile Irak'ın kuzeyinde bağımsız 
Kürdistan, ve nihayet, Türkiye, Suriye ve İran'ın parçalanması ile doğması hedeflenen Büyük Kürdistan'dır.
Bu rüya, M. Barzani gizli gördüğü ve kimse ile paylaşmadığı bir rüya değildir. Aksine M. Barzani rüyasını herkesle paylaşmaktadır. Türkiye'ye yönelik
yayın yapan Barzanici bir sitede M. Barzani ile yapılan bir röportajın giriş cümleleri bu rüyayı şöyle anlatmaktadır: “..Acaba Kürtler sadece Kürdistan'ın
güneyiyle ve Irak'ın ortaklığıyla yetinecekler mi? Hayır! O nedenle Kürdistan Başkanı Mesud Barzani, daha şimdiden başlayarak bağımsız
Kürt devletinden söz ediyor. Mesud Barzani, Bağdat'daki mevki ve makamları kendine haram etmiş. 
O sadece Kürt halkına hizmet etmek için çalışacağını söylüyor. Bu hizmeti de, yalnız Kürdistan'ın güneyi için olmayacaktır."
Mesud Barzani'nin rüyası Kürdistan'ın güneyinden daha büyüktür. Mesud Barzani gibi bir lidere Kürdistan'ın güney kenarı dar geliyor. Onun bakış
ufku geniştir. Onun büyük bir ülkeye ihtiyacı var. Sere Reş (Kürdistan Baş- kanlık Sarayı)'ten Kürdistan'ın dört parçasını kapsayan büyük Kürdistan gece
gündüz onun hayallerini süslüyor. O, büyük Kürdistan'ın hesabını yapıyor.

Mesud Barzani'nin rüyası Türklerin, Arapların ve Farsların kâbusudur. Barzani daha şimdiden kendi rüyasından söz ediyor ki, Türkler, Araplar ve
Farslar onun rüyasına alışsınlar. Eline fırsat geçtiği ve dünya konjonktürü uygun olduğu an, o rüyasının gerçekleştirilmesini talep edecek…”
Barzani'yi gördüğü bu rüyadan uyandıracak iradenin mevcut olmaması O'nun daha da ileri giderek Türkiye'ye kafa tutmasının önünü açıyor.


DİPNOTLAR;

1  Radikal, 28 Ağustos 2005, Avni Özgürel “Kuzey Irak ve Barzaniler”   
2 Bkz. Martin van Bruinessen, "Ağa,Şeyh,Devlet", İletişim Yayınları Ankara 1996, s.
3 Mesud Barzani, "Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi ve Barzani", s.25
4 Mesud Barzani, "Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi ve Barzani", Doz yayınları. S.18
5 Sevr Anlaşması'nın söz konusu 62.63.ve 64. maddeleri aşağıdaki gibidir:
62.Madde: Fırat'ın doğusundan, ileride saptanacak Ermenistan'ın güney sınırının güneyinde ve 27. maddenin II / 2ve 3. fıkralarındaki tanıma uygun olarak 
saptanan Suriye ve Irak ile Türkiye sınırının kuzeyinde, Kürtlerin sayıca üstün bulunduğu bölgelerin yerel özerkliğini,iş bu anlaşmanın yürürlüğe konulmasından 
başlayarak altı ay içinde İstanbul'da toplanan ve İngiliz,Fransız ve İtalyan hükümetlerinden her birinin atadığı üç üyeden oluşan bir komisyon hazırlayacaktır. 
Herhangi bir sorun üzerinde oy birliği oluşmazsa, bu sorun, komisyon üyelerince, bağlı oldukları hükümetlerine götürülecektir. 
Bu plân, Süryani-Geldaniler ile, bu bölgelerin içindeki öteki etnik ve dinsel azınlıkların korunmasına ilişkin tam güvenceleri de kapsayacaktır; 
bu amaçla İngiliz, Fransız, İtalyan, İranlı ve Kürt temsilcilerinden oluşan bir komisyon incelemelerde bulunmak ve, iş bu anlaşmalar
uyarınca, Türkiye sınırının İran sınırı ile birleşmesi durumlarında, Türkiye sınırında yapılması gerekebilecek düzeltmeleri kararlaştırmak üzere bu 
yerleri ziyaret edecektir.
63. Madde: Osmanlı Hükümeti,62.maddede öngörülen komisyonlardan birinin ya da ötekinin kararlarını, kendisine bildirildiğinden başlayarak üç ay içinde 
kabul etmeyi ve yürürlüğe koymayı şimdiden yükümlenir.
64.Madde: İş bu anlaşmanın yürürlüğe konulmasından bir yıl sonra, 62.maddede belirtilen bölgelerdeki Kürtler,bu bölgelerdeki nüfusun çoğunluğunun 
Türkiye'den bağımsız olmak istediklerini kanıtlayarak Milletler Cemiyeti Konseyine başvururlarsa ve konsey de bu nüfusun bu bağımsızlığa
yetenekli olduğu görüşüne varırsa ve bu öğütlemeye(tavsiyeye) ve bu bölgeler üzerinde bütün haklarından ve sıfatlarından vazgeçmeyi şimdiden yükümlenir.
Bu vazgeçmenin ayrıntıları başlıca Müttefik devletlerle Türkiye arasında yapılacak özel sözleşmeye konu olacaktır. 
Bu vazgeçme gerçekleşirse ve gerçekleşeceği zaman, Kürdistan'ın şimdiye dek Musul ilinde kalmış kesiminde oturan Kürtlerin,bu bağımsız Kürt devletine 
kendi istekleri ile katılmalarına,başlıca Müttefik devletlerce hiçbir karşı çıkışta bulunulmayacaktır. (İbrahim Sadi Öztürk, Mondros, Sevr, Lozan Anlaşmaları, s.55-56)
6 Hasan Celal Güzel, "İşte diyaloğa hazırlandığınız Barzani'nin gerçek yüzü”, Radikal,22.2.2007
7 Mesud Barzani, "Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi ve Barzani", s.27
8 “MİT'in Hakkari analizi”, Milliyet, 17.13.2006
9 M. Sirac Bilgin, "Barzani", Do Yayınevi , İstanbul, s. 35
10 Dr. İ.Ethem Gürsel, "Kürtçülük Gerçegi", s.73
11 Dr. Nihat Ali Özcan, "PKK Tarihi,İdeolojisi ve Yöntemi", s.19
12 İ. E. Gürsel, "a.g.e.", s.83
13 M. S. Bilgin, "a.g.e.", s.347,
14 http://www.bilgin.nu/about.php
15 İ. E. Gürsel, "a.g.e." , s.84
16 "a.g.e." , s.105
17 Michael M. Gunther, "The Kurdish Problem in Turkey" , s.398'den aktaran Abdulhalık Çay, Kürt Dosyası, s.443
18 Martin van Bruinessen, "Kürdistan Üzerine Yazılar", İletişim yayınevi, s.349,
19 Neşe Düzel, "Sertaç Bucak,söyleşi", Radikal,5.2.2007
Sertaç Bucak: Eğer Ankara sahip çıkmazsa,Kürt sorununu çözemezse,Kürtleri şimdiye kadarki bu tavırla yönetmeye kalkarsa Kürtler yönünü Erbil'e döneceklerdir. Çünkü insanlar, Erbil'dekilerin ekonomik ,siyasî ve sosyal durumlarına bakıp "onlar da Kürt,biz de Kürt'üz; peki biz niye böyleyiz,onlar niye böyle?" dediklerinde Erbil çekim merkezi olacaktır onlar için. Neşe Düzel: Kürtlerin yüzünü Erbil'e dönmesi,Kuzey Irak'la birleşmek istemeleri değil midir?
Sertaç Bucak:Aynen öyledir… Bu işin gideceği yer orasıdır…
Neşe Düzel: Türkiye ile Kuzey Irak'taki Kürt devleti ciddî bir çatışma çıkarsa buradaki Kürtler ne yapar sizce?
Sertaç Bucak: Güven sıfıra iner, ve Kürtler ciddî demokratik muhalefet yaparlar. Yani sivil itaatsizlik yaparız. Çocuklarımızı okula göndermeyiz., yolları, askerlerin önünü keseriz.
HAK-PAR Mayıs 2006'- da Diyarbakır'da “Kürdüm. Tarafım, Talep Ediyorum” sloganı ile bir imza kampanyası başlatmış,bu kampanya sonunda toplanan imzalar önce AB Ankara temsilciliğine, arkasındanda TBMM'ye sunulmuştur.
20 Kırmızı Çizgi, “Barzani destekli PDK-Bakur Şemdinli'nin neresinde”, Aralık 2005
21 Kırmızı Çizgi, “Barzani destekli PDK-Bakur Şemdinli'nin neresinde” , Aralık 2005
22 Haftalık Dergisi, Ercan Çitlioğlu, “Şemdinli'de olayların başlamasından iki dakika sonra
Roj TV nasıl canlı yayına geçti”, 25.Kasım.2005- 1.Aralık.2005, sayı 138/2005, s.23-24
23 Sabah, 24 Şubat 2006
24 Tempo, “Barzani Türkiye'ye KDP-Bakur örgütü ile sızacak” , 15 Mart 2007
25 Tempo, “Barzani Türkiye'ye KDP-Bakur örgütü ile sızacak” , 15 Mart 2007. Rojhat Amedi hakkında ayrıca Güneydoğu'da sınıra yakın yerlerdeki düğün ve 
nişan törenlerinde Mesud Barzaniadına altın gönderdiğine dair iddialar da mevcuttur. Bkz,Vedat Yenerer, Yeniçağ , “Almanya'nın PKK ve PJAK sevgisi", 
2-6-2006
26 Tempo, “Eski tüfek Kürtlerin dönüşü”, 3.2.2006
27 Milliyet,10.6.2006
28 Nokta, 7-14 Aralık 2006
29 Devrim Sevimay- "Haşim Haşimi söyleşi", Vatan, “Pazartesi Röportajları”, 12.9.2005
30 Devrim Sevimay- "İhsan Arslan söyleşi", Vatan, “Pazartesi röportajları” ,8.8.2005
31 Anadolu Ajansı, “Bir Teröristin İtirafları”, 12.5.2006
32 Sabah, “PKK'lılar Kuzey Irak'a Sığınıyor” , 1.3.2006. Nitekim aynı habere göre; 10 yıl PKK' da aktif görev aldıktan sonra örgütten kaçarak KDP güçlerine 
sığınan S.K adlı terörist, muhabire 2 yıl önce dağdan indim,I-KDP'ye başvurup yeni kimliğimi aldım ve Dohuk'a yerleştirdim” demektedir.
33 Sabah, “Eski PKK'lılar Bağdat'a paralı asker oluyor”, 13.2.2007444
34 Taha Akyol, ”Kürtçü harekette büyük bölünme”, Milliyet, 22.9.2005
35 Neşe Düzel, "Sertaç Bucak", söyleşi, Radikal, 5.3.2007
36Güler Kömürcü,Akşam, “Neler Oluyor”,19.8.2005,Arslan Bulut'tan naklen
37Murat Arısoy,Aydınlık,s.32,18.3.2007
38 Tempo, 1.4.2007
39 Akşam, 22.3.2007
40 Uğur Yıldırım, Aydınlık,1.2.2004
41 Pearson bu konuşmayı 17 Temmuz 2003'de Türkiye Müteahhitler Birliğinde yapmıştır.
42 Sabah, 26 Nisan 2006
43 Siirt Mücadele gazetesi, 5 Mart 2007
44 Ümit Özdağ, “Kerkük krizi ve Türkiye'nin Kuzey Irak Politikası”, 21.Yüzyıl Dergisi, s.26, Ocak-Şubat-Mart-2007
45 Güler Kömürcü, “İşte Barzani'nin Gizli Ekibi”, Akşam, 10.4.2007
46 Hürriyet, 20.7.2003

47 Mehmet Faraç, “Güneydoğu'da Barzanicilik Yükseliyor mu?”, Cumhuriyet, 5.5.2005
48 Emin Pazarcı, “Güneydoğu Notları”, Bugün, 29.1.2007
49 Güler Kömürcü, Akşam, 18.11.2005.Komisyon başkanı Vahit Kiler'in şu ifadesi oldukça düşündürücüdür: “Biz tüm bu büyük suça adı karışanları isim isim listeleyip açıkladık,hayat riski altında araştırmalarımızı tamamladık;bundan sonrası da bu ülkenin savcılarının,hakimlerinin ve sokaktaki vatandaşın takip gücüne, sorumluluğuna kalmıştır..” Bu ifadelerden de anlaşıldığı üzere bir takım maddi menfaatler karşılığında Barzani çetesi devletin üst kademelerince kollanmaktadır.
Konuyla ilgili ayrıca bakınız, 19.2.2007, Yenicağ, CHP Adana milletvekili Tacidar Seyhan'ın açıklamaları
50 Kırmzı Çizgi , Aralık 2005, s.36.39
51 Ahmet Erhan Çelik, “Barzani'ye Ödenen Türk Vergisi”, Tempo, 1.6.2006,s.22
52 Aytunç Erkin, Aydınlık, 13.11.2005, s.10-11 ve Hakan Güven, Aksiyon, 2.5.2005
53 Saygı Öztürk, Gözcü, 31.3.2006.Hatta bu sorumlu gümrükçülerden birisinin paralarla birlikte örgütten kaçarak, Barzani'nin yanına sığındığı iddia edilmektedir.
54Hakan Güven,Aksiyon,2.5.2005, “Kaçak Sigarada Barzani Tekeli”
55 Hakan Güven, “Kaçak Sigarada Barzani Tekeli”, Aksiyon, 2.5.2005
56 Halka ve Olaylara Tercüman, 24.11.2006
57 ATO, “Kaçakçılık Raporu” , 08.10.2006
58 Irak'a sefer düzenleyen kamyoncularla yapılan röportaj için bakınız, Tempo, 22-6-2006. Ayrıca “karasal liman” teklifi ve Kürt ticaret burjuvazisi 
oluşturma girişimleri için bakınız, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, www.gencturkhaber.com/yazi.php?id=26
59 Tempo, “Kürt Üniversitelere Türkiye'den 360 öğrenci”, s.36-38, 15.2.2007
60 Tempo, “Barzani Türkiye'deki Kürtlere Nüfus Cüzdanı Dağıtıyor”, 11.10.2005
61 Ahmet Erhan Çelik, “Türkiye Barzani ile Mutabakat Yolunda mı?”, Tempo, 2.12.2005
62 Güneş, “Barzani Hakkari'de altın dağıtıyor”, 13.4.2006
63 Tempo, ”Türkiye'deki Kürtler Irak'a yerleştiriliyor”, s.31, 20.92005
64 Tempo,22.2.207
65 Ece Temelkuran, “Adı konmamış şantiye devlet” , Milliyet, 11.2.3006-12.2.2006
66 Ece Temelkuran, “Adı konmamış şantiye devlet”, 15.2.2006
67 Mesud Barzani, “ Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi ve Barzani”, s.24
68 Yalçın Koçak, http://internetajans.com/item-print.asp?iid=28599
69 Mesud Barzani ,age,cilt I ,s.23 / ayrıca Martin van Bruinessen, “Ağa Şeyh Devlet” ve “Kürdistan
Üzerine Yazılar” adlı kitaplarında konu ile ilgili ayrıntılar mevcuttur.
70 Mesud Barzani, "a.g.e.", Cilt I, s.27
71 Martin van Bruinessen, "Kürdistan Üzerine Yazılar", s.35
72 Martin van Bruinessen, "Ağa, Şeyh, Devlet", s.313
73 Tempo, 23.8.2005
74 Fikret Akfırat, Aydınlık, s.5, 3.12.2006
75 http://www.kerkuk-kurdistan.com/hevpeyvinek.asp?ser=3&cep=4&nnimre=4449



Kaynak Alıntı;

http://www.21yuzyildergisi.com/assets/uploads/files/51.pdf

***