26 Ağustos 2018 Pazar

24 HAZİRAN 2018 SEÇİM SONUÇLARI ANALİZİ, BÖLÜM 1

24 HAZİRAN 2018 SEÇİM SONUÇLARI ANALİZİ, BÖLÜM 1



ANALİZ 

NEBI MİŞ, 
HAZAL DURAN 
TEMMUZ 2018 SAYI: 250 ANALİZ 




COPYRIGHT © 2018 
Bu yayının tüm hakları SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’na aittir. SETA’nın izni olmaksızın yayının tümünün veya bir kısmının elektronik veya mekanik (fotokopi, kayıt ve bilgi depolama vd.) yollarla basımı, yayımı, çoğaltılması veya dağıtımı yapılamaz. Kaynak göstermek suretiyle alıntı yapılabilir. 

Uygulama: Erkan Söğüt Baskı: Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş., İstanbul 

SETA | SIYASET, EKONOMI VE TOPLUM ARAŞTIRMALARI VAKFI 
Nenehatun Cd. No: 66 GOP Çankaya 06700 Ankara TÜRKİYE 
Tel: +90 312 551 21 00 | Faks: +90 312 551 21 90 
www.setav.org | info@setav.org | @setavakfi 
SETA | Istanbul 

Defterdar Mh. Savaklar Cd. Ayvansaray Kavşağı No: 41-43 
Eyüpsultan İstanbul TÜRKİYE 
Tel: +90 212 395 11 00 | Faks: +90 212 395 11 11 

SETA | Washington D.C. 

1025 Connecticut Avenue, N.W., Suite 1106 
Washington D.C., 20036 USA 
Tel: 202-223-9885 | Faks: 202-223-6099 
www.setadc.org | info@setadc.org | @setadc 

SETA | Kahire 

21 Fahmi Street Bab al Luq Abdeen Flat No: 19 Cairo EGYPT 
Tel: 00202 279 56866 | 00202 279 56985 | @setakahire 

İÇİNDEKİLER 

ÖZET 

GİRİŞ 

24 HAZİRAN SEÇİMLERİNİN SİYASİ ANLAMI 

24 HAZİRAN SEÇİM SONUÇLARININ ANALİZİ 

AK PARTİ 

CHP 

MHP 

HDP 

İYİ 

SAADET PARTİSİ 

SONUÇ 


YAZARLAR HAKKINDA 
Nebi Miş 
Lisans (2003) ve yüksek lisans (2005) eğitimini Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamlayan Nebi Miş, doktorasını (2012) “Türkiye’de Güvenlikleştirme Siyaseti 1923-2003” başlıklı teziyle tamamladı. Doktora sürecinde bir yıl süreyle Belçika Katholieke Universiteit 
Leuven’de araştırmacı olarak bulundu. Siyasal sistemler ve kurumlar, demokratikleşme, Kürt meselesi, sivil-asker ilişkileri, Türkiye’de güvenlik siyaseti, İslamcılık ve Ortadoğu’da demokratikleşme konuları üzerinde çalışmaktadır. Ayrıca bu konularda İngilizce ve Türkçe makaleleri 
yurt içinde ve dışında farklı akademik dergilerde yayımlanmıştır. 
Demokrasi Nöbetleri: Toplumsal Algıda 15 Temmuz Darbe Girişimi, 
Türkiye’de Siyasal Sistemin Dönüşümü ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi, 
AK Parti’nin 15 Yılı: Siyaset kitaplarının ortak yazar ve editörüdür. 

Nebi Miş halen Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde ve Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü’nde dersler vermektedir. Aynı zamanda SETA Siyaset Araştırmaları Direktörlüğü görevini yürütmektedir. 

Hazal Duran 

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 2012’de mezun oldu. İstanbul Şehir Üniversitesi Modern Türkiye Çalışmaları Programı’nda yüksek lisans öğrenimini tamamladı. Doktora eğitimine Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde devam etmektedir. SETA Ankara Siyaset Araştırmaları Direktörlüğü’nde araştırmacı olarak görev yapmaktadır. 

ÖZET.,

24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimleri Türkiye için tarihi 
bir dönüm noktasıdır. Bu seçimde 16 Nisan referandumuyla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı sistemine fiilen geçilmiş, seçimlerde partilerin yasal bir zeminde ittifak yapabilmelerini sağlayan seçim ittifakı düzenlemesi de ilk kez tecrübe edilmiştir. Seçimler ilk turda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mutlak zaferiyle sonuçlanırken MHP ile birlikte Cumhur İttifakı çatısında seçimlere giren AK Parti oyların yüzde 42,6’sını alarak Türkiye partisi kimliğini taşıyan tek siyasal aktör olduğunu bir kere daha ortaya koymuştur. 24 Haziran seçimlerinin en önemli sonucu ise 26 milyondan fazla seçmenin oyunu alarak tekrar cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın liderliğinin tartışmasız bir şekilde konsolidasyonu olmuştur. 

Seçimlere Millet İttifakı çatısı altında giren CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi ise kampanya sürecindeki tüm iddialarına rağmen herhangi bir başarı elde edemedi. Her ne kadar seçimleri kazanamasa da CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin partisinin yaklaşık 8 puan üzerinde oy alması CHP’de liderlik krizini bir kere daha başlattı. Ayrıca bu ittifakın bir diğer ortağı olan İYİ Parti’de yeni dönemde partinin yasama süreçlerindeki pozisyonuyla ilgili bir uyuşmazlık baş gösterdi. Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin bir ideolojik uyum çerçevesinde değil Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığında birleşmeleri ise seçimlerin akabinde Millet İttifakı’nın dağılmasıyla sonuçlandı. 

<   Bu analiz 24 Haziran seçimlerini partiler açısından masaya yatırarak ampirik değerlendirmesini yapmakta ve Türkiye siyaseti açısından önemini ortaya koymaktadır.  >

Tüm bu bilgiler ışığında analiz 24 Haziran seçimlerinin sonuçlarını partiler 
açısından ele almakta ve sonuçların ampirik bir değerlendirmesini yapmaktadır. 

Bu amaç doğrultusunda ilk olarak 24 Haziran seçimlerinin Türkiye siyaseti açısından önemine değinilmekte ve seçimlere yön veren temel dinamikler ele alınmaktadır. Daha sonrasında AK Parti, CHP, MHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi açısından seçim sonuçları analiz edilmekte, geçmiş seçimlerin sayısal verilerine kıyasla partilerin performansları değerlendirilmektedir. Analizin sonuç bölümünde ise seçim sonrasında ön plana çıkan temel dinamiklere değinilmektedir. 

GİRİŞ 

24 Haziran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti genel, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve referandum oylamaları olmak üzere üst üste toplam on dördüncü zaferini kazandı. Katılım oranı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 86,24, 
Parlamento seçimlerinde ise yüzde 86,22 olurken Recep Tayyip Erdoğan elde ettiği yüzde 52,59 oranındaki oy ile Cumhurbaşkanlığı sisteminin ilk cumhurbaşkanı oldu. AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı ise yüzde 53,66 oy oranıyla Mecliste çoğunluğu elde etti. AK Parti yüzde 42,56’lık oy oranıyla Parlamentoda 295 milletvekili ile temsil edilirken MHP’nin 49 vekiliyle birlikte Cumhur İttifakı Mecliste toplam 344 sandalyeyle çoğunluğu elde etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ki yüzde 51,7’lik oy oranını yükselterek yeni bir seçim başarısına imza attı. Buna ek olarak Erdoğan 63, AK Parti ise 64 ilde sandıktan birinci çıktı. Bu da AK Parti’nin siyasetteki tek “Türkiye partisi” kimliğini taşıyan aktör unvanının 
24 Haziran için de geçerli olduğunu gösterdi. 

CHP-İYİ Parti-Saadet Partisi tarafından oluşturulan Millet İttifakı ise yüzde 33,94 oranında oy elde etmiştir. Bu ittifak 189 sandalyeyle Mecliste Cumhur İttifakı karşısında çoğunluğu ele geçirme hedeflerinin çok gerisinde kalmıştır. 

İttifakın içindeki Saadet Partisi’nin muhafazakar oylar için yeni bir tercih olacağı iddia edilse de parti ancak yüzde 1,34 oranında oy alabilmiş ve CHP listesinden yalnızca iki milletvekilini Parlamentoya sokabilmiştir. Bu ittifakın bir diğer önemli bileşeni olan İYİ Parti ise yüzde 9,96 oy oranında kalmış ve Parlamentoya 43 vekil sokabilmiştir. 

Dolayısıyla Cumhur İttifakı’nın Mecliste azınlığa düşmesi motivasyonuyla oluşturulan Millet İttifakı seçimlerde başarısız olmuştur. 

24 Haziran seçimleriyle ilgili en çok merak edilen bir diğer mesele HDP’nin barajı geçip geçemeyeceği idi. Bu husus Parlamentodaki sayısal dağılımı önemli oranda değiştirecekti. HDP seçim kampanyasını Millet İttifakı ile benzer bir söylem üzerine inşa etmiş, HDP’nin barajı geçmesi halinde Cumhur İttifakı’nın Parlamentoda çoğunluğu kaybedeceği söylemi öne çıkarılmıştır. Bu sebeple sosyal medyada “Her Evden HDP’ye 1 Oy”, “1 Oy İnce’ye, 1 Oy HDP’ye” gibi kampanyalar düzenlenerek HDP’nin diğer partilerin desteğiyle barajı geçmesi sağlanmıştır. Bunun sonucunda HDP yüzde 11,7 oranında oy alarak 67 sandalye kazanmıştır. Partinin Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki oyları düşmesine rağmen batı illerindeki büyükşehirlerde yükselmesi bu kampanyaların görece başarıya ulaştığını göstermiştir. 

Seçim sonuçlarının detaylı bir sayısal analizini yapmadan önce 24 Haziran seçimlerine yön veren dinamiklerin daha iyi anlaşılması gerekmektedir. 
Bu seçimlere etki eden ve sonucu belirleyen üç unsur 16 Nisan referandumuyla oylanan Cumhurbaşkanlığı sistemine fiili geçiş, partilerin resmi olarak ittifak yapabilmelerine olanak sağlayan seçim ittifakı düzenlemesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan stratejik oy verme davranışıdır. Bu üç unsurun seçim sonuçları üzerindeki etkisinin anlaşılması gelecek seçimlerde  muhtemel oy verme davranışlarının analiz edilmesi açısından önemlidir. 

Türkiye’de siyasal sistem dönüşümü üzerinde uzun yıllardır süren tartışmalar ve ideal sistem arayışları 16 Nisan referandumunda Cumhurbaşkanlığı 
sistemine geçişle beraber nihayet bulmuştur. 

Geçmişteki siyasal krizlerin bir kez daha yaşanmaması için dizayn edilen bu sistem yasama, yürütme ve yargı ilişkilerinin düzenlenmesi bakımından “başkanlı” hükümet modeline göre hazırlanmıştır.1 Her ne kadar söz konusu sistem 16 Nisan’da halk tarafından onaylansa da seçim kampanyası boyunca CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve HDP seçim vaatlerini parlamenter sisteme geri dönüş üzerine kurmuştur. Özellikle CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi iyileştirilmiş bir parlamenter sisteme geçileceği vaadinde bulunurken bu şekilde parlamenter sisteme geri dönüşün eski yönetim krizlerini geri getirmeyeceğini iddia etmiştir. Fakat söz konusu üç parti bu konuda somut bir yol haritası ortaya koyamamıştır. Dolayısıyla 24 Haziran seçimleri aynı zamanda 16 Nisan’da halk tarafından kabul edilen Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişe halkın desteğini bir kere daha göstermiştir.2 

TABLO 1. 2002 DEN 2018 E GERÇEKLEŞEN GENEL, YEREL, CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇIMLERI VE REFERANDUM SONUÇLARI (YÜZDE)  GENEL VE YEREL SEÇİMLER AK PARTİ CHP MHP DEHAP/DTP/ BDP/HDP İYİ PARTİ KATILIM ORANI 


* Tabloda birbirinin devamı olan DEHAP/DTP/BDP/HDP’nin oy oranlarına tek bir sütunda yer verilmiştir. Fakat BDP ve HDP’nin birlikte girdiği  tek seçim olan 2014 yerel seçimlerinde her iki partinin oyları birleştirilerek bu sütunda yer almıştır.  

CUMHURBAŞKANLIĞI  SEÇİMLERİ 

RECEP  TAYYİP  ERDOĞAN 
EKMELEDDİN  İHSANOĞLU 
MUHARREM  İNCE 
SELAHATTİN  DEMİRTAŞ 
MERAL  AKŞENER 
2014  Cumhurbaşkanlığı  Seçimleri 

    Geçtiğimiz Şubat içerisinde AK Parti ve MHP’nin önerisiyle birlikte yasalaşan seçim ittifakları düzenlemesi partilerin bir platform altında birleşerek seçimlere girmelerine olanak tanımaktadır. 

    24 Haziran seçimlerinde bu düzenleme birkaç açıdan sonuçlar üzerinde etkili olmuştur: Birincisi seçim ittifaklarının seçmenin motivasyonunu artırarak katılım oranlarını yükseltmesidir.3 Türkiye’de son seçimlerde katılım oranlarındaki artış ittifak sisteminin doğal bir sonucudur. Tıpkı dünya genelinde seçim ittifaklarının seçimlere katılımı ortalama 1,5 puan civarında artırmasında görüldüğü gibi Türkiye’de de sistemin uygulanması seçimlere  katılımı benzer bir oranda yükseltmiştir.4 

GRAFIK 1. 24 HAZIRAN SEÇIMLERI SONUCUNDA PARTILERIN 600 MILLETVEKILI ÜZERINDEN PARLAMENTODAKI SAYISAL DAĞILIMI 




İkinci olarak ittifak sistemi sayesinde Parlamento   Seçim ittifakları sisteminin partilerin Parlamentodaki dağılımı üzerinde de etkili olduğu görülmüştür. Örneğin Millet İttifakı’nın CHP’nin elde ettiği milletvekili sayısı üzerinde büyük bir etkisinin olduğu görülmüştür. CHP bu ittifak sayesinde Adıyaman, Karabük, Karaman, Kars, Kastamonu, Kırıkkale, Kırşehir, Kütahya, Nevşehir, Şanlıurfa ve Yozgat’ta milletvekili çıkarabilmiştir. Zira gerek seçim ittifakları düzenlemesi gerekse de Türkiye’de nispi temsil sisteminin D’Hondt usulü ile uygulanmasının bir sonucu olarak ittifaka dahil partilerden biri seçim çevresinde aldığı oy oranıyla milletvekili elde edemediği durumda bu oy oranı ittifakın diğer partilerine eklenmektedir.5 Bu durum ittifak düzenlemesinin “ittifak yapan siyasi partilerin milletvekili sayısının hesaplanmasında ittifakın toplam oyunun esas alınacağı” hükmüne dayanmaktadır. 

Örneğin her ne kadar kendisi milletvekili çıkaramasa da Saadet Partisi’nin Millet İttifakı’nda yer almasıyla birlikte Cumhur İttifakı’nın milletvekili sayısı yedi (Ankara, Bartın, İstanbul, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Yozgat’tan birer milletvekili) azalmıştır. Toplamda ise İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin Millet İttifakı’ndaki rolü on iki ilde CHP’nin milletvekili çıkarmasına yaramıştır. 

Genel itibarıyla gerek Cumhur İttifakı gerekse Millet İttifakı’na oy veren seçmenlerin davranışının yeni sistemi kısmi olarak şekillendirdiği görülmüştür. Bu durum stratejik ve taktik oy verme davranışının da bir sonucudur. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve seçim ittifaklarının Türkiye siyasetinde tabanları birbirine yakın partilerin ittifak kurmasına yol açacağı beklenebilirdi. Ancak 24 Haziran’da bunun yasal hale gelmesi Türkiye’deki siyasi sistemin iki bloklu bir yapıya evrilmesi gibi öngörülen sonuçlar ortaya çıkarmıştır.6

Dolayısıyla 24 Haziran’da en önemli sonuç ittifakların blok içinde konsolidasyonunun sağlanması ve bloklar arasından ziyade blok içi oy geçişkenliği yaratmasıdır. Seçmenin stratejik oy verme davranışının bir sonucu olarak AK Parti’den MHP’ye, CHP’den ise HDP ve İYİ Parti’ye oy geçişleri yaşanmıştır.7 Bu durum stratejik seçmen davranışının da bloklar üzerinden şekillendiğini göstermektedir. 

Millet İttifakı’na dahil olan partiler ise belirgin bir stratejiden çok taktiksel hamlelerle ittifakı başarılı kılmaya çalışmıştır. Özellikle İYİ Parti ve Saadet Partisi CHP ile ittifak kurma sürecini kendi gelecekleri için kullanışlı bir araca çevirmek istemiştir. Bu iki parti kendilerine muhtaç olunduğu inancıyla hareket etmiş ve partilerini sürekli gündemde tutmaya çabalamıştır. Bu süreçte Akşener ve İYİ Parti aktör haline gelmeye çalışırken Saadet Partisi ise kendisinin kilit parti olduğu konusunda diğer partilerin seçmenlerini ikna etmeye dönük siyaset yürütmüştür.8 
    
    Seçimlerin hemen ardından Millet İttifakı’nın sona erdiğinin duyurulması bu taktiksel hamlelerin en son örneğidir. 

Seçim sonuçları üzerinde etkili olan bir diğer unsur ise Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle birlikte Parlamentodaki milletvekili sayısının 550’den 
600’e yükselmesi olmuştur. Bu bağlamda milletvekili sayısı değişen iller Tablo 2’de gösterilmiştir. 

2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder