Afrin
Harekatı ve Türkiye’yi bekleyenler..
Prof.Dr.Sait
Yılmaz
Afrin bölgesinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından
başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı 11’inci gününü tamamlarken, bölgedeki siyasi ve
askeri dengelerin değişme emareleri göstermesi yeni senaryoları da gündeme
taşıyor. Afrin bölgesindeki gelişmeleri, İdlib bölgesindeki bazı gelişmeler ile
birlikte paralel izleme gereği ortaya çıkıyor. Suriye’deki taraflar sürekli
politikalarını gözden geçiriyor, yeni ittifak olasılıkları ortaya çıkarken çatışmaların
sürpriz bir şekilde tırmanarak, büyüme ihtimali de var. Bu nedenle, içinde
bulunulan resmi iyi okumak, sonraki adımları görerek, tedbir almak zorundayız.
Bu makalede de konu ile ilgili öngörülerde bulunmaya çalışacağız.
Rusya
Federasyonu (RF) ve Suriye (Esat) Rejimi;
Rusya'nın Afrin için hava sahasını
açması ve askerlerini Tel-Rifat'a çekmesi, harekâtın
daha elverişli şartlarda yapılmasına imkân sağlamıştır. Rusya’nın
Afrin harekâtı için Türkiye’ye verdiği desteğin arkasında üç beklenti var;
(1) ABD’ye yanaşan Kürtleri terbiye etmek,
(2) Türkiye’yi ABD’den daha fazla uzaklaştırmak,
(3) İdlib’in temizlenmesi için Türkiye’nin daha çok gayret etmesi.
Rusya ve Suriye hükümeti iki konuda
sıkıntıdadır;
(1)
Kürtler; RF, Kürt kartını ABD’nin elinde almak istiyor. RF’nin Kürtlere yönelik
Soçi’deki görüşmelere çağırma ve “otonomi için Türkiye’yi ikna ettim” sözleri
YPG/PKK için yeterli olmadı. YPG/PKK, “otonomi alana kadar ABD askeri var
olmaya devam etsin” düşüncesinde.
(2) Türkiye; Astana Süreci ile
Türkiye’ye ateşkesi sağlama garantörlüğü verilmiş olsa da asıl beklenti, İdlib
bölgesini Sünni cihatçılardan temizlemesi idi.
Ruslara göre; Türkiye, İdlib ile ilgili verdiği sözleri yerine getirmedi, hızlı
adımlar atmadı, Sünni İslamcı gruplar ile işbirliğine devam ediyor.
Rusya ve Esat rejimi, ABD ile
arasını bozacağından Türkiye’nin Fırat’ın batısındaki Münbiç’e harekât
yapmasını destekliyor. Ama bu bölgelerin nihayetinde Suriye rejimine devrini de
bekliyor. Aksi takdirde yani RF ve Esat rejimi ile İdlib’te yaşanan çelişkili
durum Afrin’de de devam ederse Esat rejimi ile sıcak çatışmalar gündeme
gelebilir. Rusya’da bu sene başkanlık seçimleri olduğunda seçimlere kadar
Türkiye’yi yanlarında tutmak, Suriye’de sağladıkları hâkim konumu sürdürmek
istiyorlar.
Ancak, Ruslar beklentileri ile ilgili şu üç konuda Türkiye’ye
baskı yapıyorlar;
(1) ÖSO ve diğer Sünni cihatçılar
ile yolların ayrılması,
(2) İdlib’in temizlenmesi,
(3) Barış Süreci kapsamında Kürtlerin de tatmin edilmesi.
İdlib’te
neler oluyor?
Türkiye, başta Heyeti Tahriri Şam
(HTŞ; Eski El Nusra) ve ÖSO olmak üzere Sünni cihatçılar ile flörte devam
ediyor. Türkiye’nin İdlib’te yaptıkları ciddi şüpheler uyandırıyor. Bir yandan
Ruslar ve Esat bölgeyi temizlemek için gayret ederken, Türk tankları HTŞ ile
birlikte Halep yakınlarında durduruluyor.
Sünni Grupların temsilcisi Suriye Müzakere Grubu (SNC[1]) Soçi’de
29-30 Ocak 2018’de yapılan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi görüşmelere katılmadı.
Bu durum, SNC üzerinde Türkiye’nin etkisinin kalmadığı ve bu etkinin ABD ve Suudi
Arabistan’a geçtiği şeklinde değerlendiriliyor. Özetle barış görüşmeleri için çok
önemli olan SNC çatı grubu Türkiye’yi dinlemiyor. Türkiye, Soçi’de sadece
kendine yakın grupları temsil etti.
Suriye
rejimi, RF ve İran; İdlib’te inisiyatif almak, bölgeyi Sünni cihatçılardan
temizlemek, kısaca ülke bütünlüğü istiyor. Türkiye ise bölgeyi temizlemediği
gibi bu örgütlerle işbirliği yapıyor. Bu durumda, “Türkiye’nin İdlib ve
dolayısı ile Afrin’de niyeti ne?” sorusu ortaya çıkıyor.
Türkiye, Afrin harekâtının hedefini
YPG/PKK varlığını yok etmek ve Suriyeli göçmenlerin dönüşünü sağlamak olarak açıklamıştı.
Arap dünyası, Türkiye’nin İdlib’ten Fırat’a bir Sünni kuşak oluşturarak, 3.5
milyon Suriyeli göçmeni buraya doldurmayı planladığını düşünüyor[2].
Bazı kaynaklar, Türkiye’nin kimlik
politikasının yarı bağımsız devletlerin bir araya geldiği bir federalizmi ve
müteakiben Bosna modelini içerdiğini öngörüyor[3].
Afrin’deki
harekatın geleceği..
Türkiye, bölgede
30 Km. derinliğinde bir tampon bölge oluşturulacağını açıklamıştı. Kuzeydeki
cepheye ilaveten, doğu ve batı cepheleri de açılmış (Harita), Afrin şehri
kuşatılmıştır. Bölgede terörist temizliği devam etmektedir.
Harita: Afrin Harekâtı
(25 Ocak 2018)
Zeytin
Dalı Harekâtı’nın 11. gününde harekâtın başlangıcından itibaren Afrin’in 5 beldesinde toplam 18 köy, 1 köy
altı yerleşim yeri, 5 stratejik dağ ve tepe olmak üzere toplamda 24 nokta terör
örgütünden temizlenmiş oldu.
Rus uzmanlar, Türkiye'nin
Suriye'nin kuzeybatısında yürüttüğü Zeytin Dalı Harekâtı’na iyi hazırlanmadığını,
bu yüzden sahada sıkıştığını ileri sürüyor. BDT
Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve askeri uzman Vladimir Yevseyev, bölgede taarruz
etmeye yetecek sayıda Türk birliğinin olmadığını, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)
güçlerinin ise savaşacak durumda olmadıklarını savundu. Yevseyev, ÖSO'nun değil
de TSK'nın Afrin'e ilerleyebilmesi için en az 2,5 katı kadar daha askere sahip
olması gerektiğini, fakat böyle bir birliğin oluşturulmadığını iddia etmektedir[4].
Türkiye’nin
Afrin’de yanına çektiği 25 bin kadar sivil savaşçı; eski El Kaidecileri, Selefi
cihatçılar, Müslüman Kardeşler gibi bazı İslamcı gruplar, paralı askerler ve
gönüllülerden oluşuyor. Afrin harekâtına Türkiye yanında katılan vekil
savaşçılar şunlar[5];
(1) Feylak el-Şam, (2) Ceyş el-Nasr, (3) Cebhat el-Şamiya, (4) Nureddin Zengi
Tugayları, (5) El Caber grubu, (6) Sultan Murat Tugayı, (7) Semerkand Tugayı, (8)
Muntasir Billah Tugayı, (9) Fatih Sultan Mehmet Tugayı, (10) Hamza Bölüğü, (11)
Kuzey Fırtınası, (12) Türkistan İslamcı Partisi, (13) Selahaddin Tugayı.
Türkiye, Suriye’den başka Libya’da kendine yakın Sünni grupları
destekliyor. Katar ve Sudan üzerindeki etkisi ile de Ortadoğu’da etkin bir
aktör olmaya çalışıyor. Yani genel kanaate göre; Sünni İslami hedefler Türk dış
politikasına yön vermeye devam ediyor[6].
ABD,
Suriye’de konumunu güçlendiriyor..
ABD Dışişleri Bakanlığı Suriye’de IŞİD tehlikesi ortadan
kalkmış olmasına rağmen askeri varlık bulundurmaya devam etmelerinin gerekçelerini
şöyle açıklıyor[7];
(1)
Esat’ın gitmesi gerektiği.
(2)
İran’ın Suriye ve Irak’taki faaliyetlerinin önlenmesi.
(3)
İsrail’in güvenliği.
ABD
Dışişleri, bu hedeflerinin Türkiye ile vekilli savaşçılar arasında da olsa bir
askeri çatışmaya yol açabileceğini kabul ediyor ama hala Suriye’nin geleceği
için işbirliğinden bahsediyor.
YPG/PKK içinde adam başına 350 dolar
veren ABD, Kürtlerden sonra Suudi Arabistan’ın desteği ile Sünni grupları da
yanına çekiyor. Fırat Kalkanı’na katılan bazı ÖSO liderleri ABD ile de görüşüyor.
Türkiye ile ABD’nin arasının
düzelmesi Trump yönetiminin Kürt kartını oynamaktan vazgeçmesine bağlı. Ancak,
bu kolay değil. ABD’nin Suriyeli Kürtleri destekleme nedenleri şu
şekilde değerlendiriliyor[8];
- Eylül 2014’den
itibaren eğit-donat faaliyetleri ile kendine çalışacak muhalif grup yetiştirmek
için para harcayan ABD, kendine sahada Kürtlerden başka müttefik bulamadı.
- YPG/PKK’nın kendileri
için seçtiği kuzey bölgeyi IŞİD’a karşı savunmakta dirençli olmaları ve ABD
tarafından güvenilir ortak olarak görülmeleri.
- Türkiye’nin Sünni
radikal İslamcı gruplarla ilişkileri nedeni ile yolların ayrılması.
- YPG/PKK’nın IŞİD ile
savaşta gönüllü olmaları ve ABD desteği istemeleri.
- Arap Baharı ile
birlikte Türkiye’nin Ortadoğu’da Sünni hamiliğine soyunması, Müslüman Kardeşler
ve benzeri örgütlerle ilişkilerinin ABD’de yarattığı şüpheler.
- Rusya’nın Suriye’ye
gelmesi ile ABD’nin barış masasında etkili olabilmek için kendine sahada
müttefik arayışı.
- Kürtlerle, Ortadoğu
ülkelerine örnek olacak çeşitli etnik grupların içinde yer aldığı mezhepçi olmayan,
laik, eşitlikçi bir model hükümet kurmak.
Sonuç;
Türkiye ne Yapmalı?
Türkiye’nin Afrin ve İdlib’teki askeri
harekâtı Rusya, İran ve Esat rejimi ile Fırat’ın doğusuna yönelik harekâtı ise
ABD ile ilişkilerini test edecektir.
Rusya, Kürt piyonu ile Türkiye’ye
istediklerini yaptırıyor, Kürtler üzerinden Türkiye’nin hamleleri kontrol
ediliyor.
ABD ise Türkiye’nin Münbiç’e gelmemesi için
tehdit ederken Esat ve Rusya ile başının belaya girmesini bekliyor.
Türkiye
ise RF üzerinden ABD’ye, Sünni Gruplar üzerinden Esat’a cephe alıyor. Atılması
gereken iki acil adım var;
(1)
Esat ile barışmak, aracısız görüşmek.
(2)
Sünni gruplar ile ilişkiyi kesip, rejim ordusu ile hareket etmek.
Suriye’nin kuzeyinin tümü yani Fırat’ın doğusu da terörden
arındırılmalıdır. Batıdaki başarı, Türkiye'yi doğuda diplomasiyle sonuca
götürebilir. Ancak, ABD’nin sıkışması için dolaylı yöntemlere de ihtiyaç var.
Sincar ve
Irak'ın kuzeyinin temizlenmesi için de Irak'la işbirliği yapılmalıdır. Irak’ın
kuzeyindeki Erbil yönetimi, Bağdat’ın yaptırımlarından kurtulmak için
Türkiye’den aracılık istedi. Türkiye’nin aklında gene Erbil’i yanına çekerek
Irak’taki İran etkisini azaltmak var. Bu ise Irak’ın kuzeyinde 15 yıldır devam
eden hataların, Türkmenlerin ihmal edilmesinin devamı demek..
[2]
Al Monitor, Is US bailing on Syrian Kurds? (January
28, 2018).
[3] Andrew Korybko, The Syrian Kurds Think They Can
Play Damascus Like a Fiddle, Oriental Review, (January, 26, 2018).
[4] Sputnik News, Rus Askeri Uzmanın İddiası: Türk Ordusunun Muharebe Kabiliyeti Düşük, (26.01.2018)
[5] Al Monitor, Is US bailing on Syrian Kurds? (January 28, 2018).
[6] Samuel Ramani, How Turkey’s Geopolitical Ambitions Could Change the Middle East, The Diplomat, (January 24, 2018).
[7] Paul Pillar, A New Decision to Go War in Syria, (January
20, 2018).
[8] Sherko Kirman, 8 Reasons Why America Supports the Syrian
Kurds, (September 13, 2017).
https://www.academia.edu/35804891/Afrin_Harekat%C4%B1_ve_T%C3%BCrkiyeyi_bekleyenler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder