IRAK’IN KİLİT NOKTASI: TELAFER
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
IRAK TÜRKLERİ KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ
ORSAM Rapor No: 3
Irak’ın Kilit Noktası: TELAFER
Bu raporun yayınlanmasındaki maddi katkılarından ötürü Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi'ne teşekkür ederiz.
© 2009
Bu raporun içeriğinin telif hakları ORSAM'a ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak makul alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz,
yeniden yayımlanamaz. Bu raporda yer alan değerlendirmeler yazarına aittir; ORSAM’ın kurumsal görüşünü yansıtmamaktadır.
Tarihçe
1990’ların başında Türkiye’de eksikliği her zamankinden daha fazla hissedilmeye başlayan Ortadoğu araştırmaları konusunda kamuoyunun ve dış politika çevrelerinin İhtiyaçlarına yanıt verebilmek amacıyla, 30 Mayıs 2002’de Irak Araştırmaları Enstitüsü kurulmuştur. 19 Mart 2004’te Enstitü’nün çalışma sahası genişletilerek adı Global Strateji Enstitüsü olarak degiştirilmiştir. 1 Kasım 2008’de Ortadogu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) adını alarak kapsamlı bir yeniden yapılanma süreci geçiren kurum, çalışmalarını Ortadogu özelinde yogunlaştırmıştır.
ORSAM, Türkmeneli İşbirligi ve Kültür Vakfı’na bağlı bir kuruluştur. Ortadogu’ya Bakış
Ortadogu’nun iç içe geçmiş birçok sorunu barındırdığı bir gerçektir. Ancak, ne Ortadogu ne de halkları, olumsuzluklarla özdeşleştirilmiş bir imaja mahkûm edilmemelidir.
Ortadogu ülkeleri, halklarından aldıkları güçle ve iç dinamiklerin seferber ederek barışçıl bir kalkınma seferberliği başlatacak potansiyele sahipti .
Bölge halklarının bir arada yaşama adresine, devletlerin egemenlik haklarına, bireylerin temel hak ve hürriyetlerine saygı, gerek ülkeler arasında gerek ulusal ölçekte kalıcı barışın ve huzurun temin edilmesinin ön şartıdır. Ortadogu’daki sorunların kavranmasında adil ve gerçekçi çözümler üzerinde durulması, uzlaşmacı
İnsiyatifleri cesaretlendirecektir. Söz konusu çerçevede, Türkiye, yakın çevresinde bölgesel istikrar ve refahın kök salması için yapıcı katkılarını sürdürmelidir.
Cepheleşen eksenlere dâhil olmadan, taraflar arasında diyaloğun tesisini kolaylaştırmaya devam etmesi, tutarlı ve uzlaştırıcı politikalarıyla sağladıgı
uluslararası desteği en etkili biçimde değerlendirebilmesi, bölge devletlerinin ve halklarının ortak menfaatidir.
Bir Düşünce Kuruluşu Olarak ORSAM’ın Çalışmaları;
ORSAM, Ortadogu algılamasına uygun olarak, uluslararası politika konularının daha sağlıklı kavranması ve uygun pozisyonların alınabilmesi amacıyla, kamuoyunu ve karar alma mekanizmalarına aydınlatıcı bilgiler sunar. Farklı hareket seçenekleri içeren fikirler üretir. Etkin çözüm önerileri oluşturabilmek için farklı disiplinlerden gelen, alanında yetkin araştırmacıların ve entelektüel lerin nitelikli çalışmalarını teşvik eder.
ORSAM, bölgesel gelişmeleri ve trendleri titizlikle irdeleyerek ilgililere ulaştırabilen güçlü bir yayım kapasitesine sahiptir.
ORSAM; web sitesiyle, Aylık Orta doğu Analiz ve altı aylık Orta doğu Etütler dergileriyle, analizleriyle, raporlarıyla ve kitaplarıyla, ulusal ve uluslararası ölçekte Orta doğu Literatürünün gelişimini desteklemektedir.
Bölge ülkelerinden devlet adamlarının, bürokratların, akademisyenlerin, stratejistlerin, gazetecilerin, İş adamlarının ve STK temsilcilerinin Türkiye’de konuk edilmesini kolaylaştırarak, bilgi ve düşüncelerin gerek Türkiye gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını sağlamakta dır.
Stratejik Bilgi Yönetimi, Özgür Düşünce Üretimi
www.orsam.org.tr
ORSAM
Özet
Giriş
1. Telafer’in Önemi
2. Telafer’in Genel Görünümü
3. Telafer’e İlişkin Temel Bilgiler
3.1. İdari Teşkilatlanma
3.2. Nüfus Yapısı ve Dağılımı
3.3. Sosyal Yapı
3.4. Ekonomik Yapı
4. Telafer’de Günlük Yaşantı ve Sorunlar
4.1. Belediye Hizmetleri
4.2. Sağlık Hizmetleri
4.3. Eğitim Hizmetleri
4.4. Güvenlik Durumu
4.5. Siyasi Durum
5. Sonuçlar: Telafer’deki Sorunların Çözülmesi ve Yaşamın İyileştirilmesi İçin Bazı Öneriler
5.1. Telafer’e İlişkin Kısa Vadeli Öneriler
5.2. Telafer’in Uzun Vadeli Kurtuluş Planı: Telafer’in Irak’ın 19. İli Olması
İçindekiler
(1) Ovacık
(2) Sincar
(3) Telafer
(4) Musul
(5) Erbil
www.orsam.org.tr
Özet
Irak’ın kuzeybatısında ülkenin en kilit noktalarından birisinde bulunan Telafer, işgal sonrası Irak’ın en ilginç hikâyelerinden birisine sahiptir. Coğrafya itibarıyla, Türkiye, Suriye ve Irak arasındaki sınırın en yakın komşusu olan ilçe sadece bu nedenle bile Ortadoğu’nun en stratejik yerlerinden biri sayılabilir. Ancak, bunun ötesinde Irak Kürtleri ile Suriye Kürtleri arasında bir tampon oluşturması
ve Suriye üzerinden Irak’a gelen milliyetçi ya da radikal İslamcı militanların yolu üzerinde bulunması, Telafer’in önemini katlamaktadır. İşte bu nedenlerle 2000-2008 yılları arasında ciddi çatışmalara sahne olan ve Irak’ın genelinde yaşanan çatışma biçimlerini mikro ölçekte barındıran bir örnek olarak ortaya çıkmıştır. Telafer’de ABD’yle çarpışan El Kaidecilerden milliyetçi Araplara, Sünni-Şii
Türkmen çatışmasına, dolaylı yollardan Kürt-Arap-Türkmen siyasi mücadelesine kadar Irak’ın diğer çatışma bölgelerinde görülen tüm örnekler yaşanmıştır. Felluce gibi kuşatma altına alınan, bombalanan ve insanları zorunlu olarak göç eden Telafer, Bağdat gibi Sünni-Şii çatışmasına sahne olmuş, Kerkük gibi Kürt-Arap-Türkmen grupları arasında güç mücadelesi yaşamıştır. Tüm bunlara rağmen Telafer, ne Irak’ın ne Ortadoğu’nun ne de uluslararası kamuoyunun dikkatini yeterince çekebilmiştir. Telafer’e ilgi bu ilçedeki ABD ordusu operasyonlarının analizi ve şiddet eylemlerinin bazılarının duyurulmasıyla sınırlı kalmıştır. Oysa, çatışma sonrası travma sendromu Irak’ın birçok yerinden fazla Telafer’i etkilemiştir. Ancak, son zamanlarda Telafer’de gözlemlenen güvenlik durumdaki iyileşme Ortadoğu’nun en büyük ilçelerinden olan Telafer’in kendisini toparlayabilmesi için bir nefes alma olanağı sunmuştur.
Irak’taki Türkmenlerin Kerkük’le birlikte en önemli yerleşim bölgelerinden biri olan Telafer sadece jeostratejik değil aynı zamanda kimliği nedeniyle de dikkat çekicidir. Irak’ta Türkmen nüfusunun geri kalan nüfusa oranla en yoğun ve en büyük olduğu yer olan Telafer, bu kimliğine rağmen Iraklılığı vurgulamaktadır. İlçede son derece gelişmiş bir kavram olan Telaferlilik, etnik veya mezhepsel bir
bağlama oturmamaktadır. Bu nedenle ilçede mezhepsel boyutu çok güçlü bir iç çatışma yaşanmasına rağmen şu günlerde sürdürülen uzlaşma çabaları başarılı olabilmektedir. Çatışmalar ve operasyonlar sırasında yıkıma uğramış olan Telafer’in toparlanma süreci son derece yavaş ve sancılı geçmektedir.
Ancak bunun en temel nedeni ihtiyaç duyulan projelerin yürütülmesi için yeterli kaynağın aktarılamamasıdır. Sulama, kanalizasyon ve yol yapımı gibi konularda ciddi yatırımlara ihtiyaç duyan Telafer, Türkiye’den, Irak’tan ve uluslararası kamuoyundan acil yardım beklemektedir. Tüm bu nedenlerle ORSAM son dönem de çalışmalarını Telafer üzerinde yoğunlaştırmış, şehirdeki son durumu çatışma perspektifinden uzak ve mevcut sorunlara çözüm bulma arayışı çerçevesinde ele almaya çalışmıştır. Sonuç olarak, varılan en önemli nokta, Telafer’in ekonomik, sosyal, altyapı, idari, güvenlik ve siyasi sorunlarını aşarak yerel, ulusal ve bölgesel bağlamdaki istikrar arayışlarına katkıda bulunabilmesi için, bir an önce il statüsüne yükseltilmesi gerektiğidir.
Giriş
Irak Türkmenleri açısından en önemli kentlerden birisi olan Telafer, Irak’ın işgalinden sonra beklediği ilgiyi görememiştir.
Türkiye’de Telafer ile ilgili bilgi ve bu ilçe üzerine yazılmış çalışmalar son derece azdır. Kerkük’teki stratejik sorunlar ve Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine yönelik politikasının ön plana çıkması nedeniyle bu konularda yapılan incelemelerin gölgesinde kalan Telafer’le ilgili çalışmalar genellikle ABD ordusunun Telafer’de düzenlediği operasyonlarla sınırlı kalmıştır. Oysa, Telafer derinlemesine incelendiğinde konunun en az Kerkük kadar karmaşık ve uzun vadeli etkileri açısından onun kadar önemli olduğu görülmektedir. Bu nedenle Türkiye’de Telafer konusundaki boşluğu doldurmaya yönelik çabalara öncülük etmek ve Telafer’in sorunlarını gündeme getirmek için bölgede bir saha araştırması düzenlemiş ve araştırma sırasında toplanan bilgiler ışığında bir rapor hazırlamış tır. Bu çalışmada yer alan bilgiler akademik nitelikteki eserlerin incelenmesi ve Telafer’de yürütülen kapsamlı bir araştırmaya dayanmaktadır. Kullanılan rakamlar Telaferli yetkililerden veya konuyla ilgili çalışmalar yapan Telaferli lerden elde edilmiştir. Saha araştırması boyunca ilçe dolaşılmış, ilçede önde gelen aşiret reisleri, din adamları, kanaat önderleri, bürokratlar ve siyasetçilerle görüşülmüştür. Elde edilen verilerin gözden geçirilmesi ve karşılaştırılması yoluyla bazı düzenlemeler yapılmış ve veriler analiz edilerek Telafer’in sorunları ele alınmaya çalışılmıştır.
1. Telafer’in Önemi
Çalışma esnasında elde edilen verilerden anlaşılabildiği kadarıyla, Telafer’in Türkiye ve Irak açısından dört maddede özetlenebilecek bir stratejik öneme sahip olduğu söylenebilir:
1. Telafer, Irak’ın kuzeyindeki Kürt yönetimi ile Irak’ın Suriye sınırında bulunan Sincar ve Suriye’deki Kürtlerle arasında tampon oluşturan tek coğrafi ve idari bölgedir.
2. Telafer, Irak’ta nüfusun tamamının Türkmen olduğu tek ve en kalabalık yerleşim birimidir. Bu bağlamda Irak’taki Türkmen siyasi varlığı ve kimliğinin en belirgin olarak gözlemlendiği yerdir.
3. Telafer, bu kimliği nedeniyle Irak devletinin kuruluşundan bu yana sadece Kürtler açısından değil Araplar açısından da bir tehlike olarak algılanmaktadır.
Bu nedenle yaklaşık 80 yıldır sistematik ve yoğun bir biçimde baskıya maruz kalmış ve kontrol altında tutulmaya çalışılmış, gelişmesi engellenmiştir.
4. Telafer, Irak’a ülkenin kuzeyindeki bölgesel yönetimin kontrolünde olmayan geçişin sağlanabileceği, Araplar ve Türkmenler ile Türkiye arasında doğrudan
ilişkinin kurulabileceği tek alanı barındırmakta ve stratejik bir koridor olma niteliği taşımaktadır.
2. Telafer’in Genel Görünümü
Irak’ta Ninova Vilayeti’nin merkezi olan Musul’un 60 km. batısında bulunan Telafer ilçesi Irak’ın nüfus ve coğrafi büyüklük açısından en önemli yerleşim birimlerinden birisidir.
Telafer son derece harap bir durumdadır. Telafer’de yaşanan iç çatışma, terör, ABD, Irak ordusu ve peşmergelerin yürüttüğü operasyonlar yaşamı son derece olumsuz etkilemiştir. Ancak, Telafer’deki yıkıntı bu silahlı çatışmaların çok ötesinde ilçenin Irak devletinin kuruluşundan bu yana herhangi bir imar görmemiş ve altyapı yatırımı yapılmamış olmasından kaynaklanmaktadır.
Telafer’de sokaklar pis ve yollar bozuktur. İlçenin yüzde 2’sinde kanalizasyon bulunmaktadır. Kirli sular sokaklarda akmakta, elektrik “altı saat kesinti iki saat kullanım” ilkesine dayanmakta, evlere sınırlı bir süreyle su verilerek depoların dolmaları sağlanmaktadır.
3. Telafer’e İlişkin Temel Bilgiler
3.1. İdari Teşkilatlanma
Telafer ilçesi, ilçe merkezi, merkeze bağlı üç nahiye (Iyaziye, Rabia ve Zammar) ve bu nahiyeler ile Telafer merkezine bağlı 120 köyden oluşmaktadır.
Musul Vilayet Meclisi’nin idari yetki sınırlarında bulunan ilçede kaymakamlık, ilçe meclisi ve çok sayıda ilçe müdürlüğü (emniyet, pasaport, milli eğitim vs.)
bulunmaktadır.
Telafer’deki yerel yetkililer ilçedeki genel müdürlüklerin sayısını artırmaya çalışmaktadır. Bunun temel nedeni Telafer’in kendi kendini yönetebildiğini göstermek ve güvenlik sorunu nedeniyle Musul’a gidemeyen Telaferlilerin idari işlemlerini halletmektir. Telafer’de birisi kaymakam olmak üzere 20 üyeden oluşan İlçe Meclisi seçimlerinin tüm Irak’ta olduğu gibi bu yıl haziran ayında yenilenmesi gerekmekteyse de seçimin gerçekleşmesi Irak’taki diğer koşullara bağlıdır. Telafer, idari olarak Musul Vilayet Meclisi’ne bağlı olduğu için ilçede yürütülmesi gereken tüm faaliyetlerin ve projelerin bütçesi Musul’dan gelmektedir. İleride ele alınacağı gibi, bu durum Telafer’de büyük sıkıntılara yol açmaktadır. Telafer Belediyesi ise Irak’ta özel bir konuma sahiptir. Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin dışındaki 15 il belediyesinden sonra Telafer belediyesi ikinci büyüklükte bir kategoridedir. Bu kategoride başka bir belediye
yoktur. Üçüncü kategori ise diğer ilçe belediyelerinden oluşmaktadır. Yani, il belediyelerine A kategorisi denilecek olursa, Telafer hemen bunlardan sonra gelmekte ve B kategorisinde yer almaktadır. Irak’ın geri kalan ilçe belediyeleri ise C kategorisindedir.
3.2. Nüfus Yapısı ve Dağılımı
Telafer, Irak’ın nüfus açısından en büyük ilçelerinden birisidir. Yapılan saha çalışmasında nüfus müdürlüğü ve kaymakamlıktan alınan verilere göre Telafer’in nüfusu 2008 Kasım’ı itibarıyla toplam 395.150’dir. Merkeze bağlı köyler ile birlikte Telafer merkezinin nüfusu 215.905 iken nahiyeler ve bunlara bağlı köylerin nüfusuyla birlikte toplam rakam yukarıdaki sayıya ulaşmaktadır. Irak’ta Ekim ayında bir nüfus sayımı yapılması planlandığından henüz 2009 verilerini ortaya çıkarmak üzere bir çalışma yapılmadığı gözlemlenmiştir.1
Yukarıda aktarılan nüfusun etnik ve dini dağlımı ise şöyledir: Telafer merkezin tamamı Müslüman olan ve Türkçe konuşan Türkmenlerden oluşmaktadır.
Şii ve Sünni Türkmenler kendilerinin daha büyük oranlarda kendilerinin ilçede çoğunluğu oluşturduklarını ileri sürmelerine rağmen aşiretlerin sayısı ve genişliği ve ilçe merkezindeki yerleşim yerlerinin büyüklüğü ve dağılımları dikkate alındığında % 40-60 gibi bir oran olduğu görünmektedir. Ancak, bu oranlamada da % 5’lik bir yanılma payı bırakılmalıdır.
Telafer’in merkeze bağlı köylerin büyük bir kısmında Türkmenler yaşarken az sayıda köyde ise Araplar oturmaktadır. Ayrıca Telaferli Türkmenler arasında Alevi olanlar da mevcuttur.
Iyaziye nahiyesinin merkezinin tamamı ve köylerinin de büyük bir çoğunluğu Türkmen’dir. Bu nahiyenin merkezinin çok büyük bir kısmını tek bir aşiret (Kassap) oluşturmaktadır.
Rabia nahiyesinin merkezinde çoğunluğu Araplar (Şammar Aşireti) oluşturmaktayken Zammar’da ise Türkmen ve Arapların yanı sıra Gergeriler de bulunmaktadır.
Yukarıdaki dağılıma bakarak Telafer ilçesindeki nüfus için şöyle bir sonuca varılabilir: Telafer merkezinin nüfusu tamamen Türkmen olmasına rağmen, Telafer ilçesinin nüfusunun yüzde 70 kadarı Türkmen, geri kalanı ise Arap ve diğer küçük topluluklardır.
Telafer’deki mevcut nüfusa ek olarak Telaferli olmalarına rağmen, Irak’ın işgalinden sonra meydana gelen olaylar ve ilçedeki iç çatışma nedeniyle göçmen durumuna düşenlerin de dikkate alınması gerekmektedir. Irak’ta yapılan ilk çalışmalara göre, 16600 ailenin Musul’a göç ettiği veya Telafer’in içinde yer değiştirdiği, 2150 ailenin Telafer’e bağlı köylere ve nahiyelere göç ettiği, 225 ailenin ise diğer vilayetlere göç ettiği ileri sürülmüştür. Telafer ilçe merkezinde kurulan göçmenlere ilişkin komisyonun yürüttüğü çalışmalar sonucunda birden çok sayılan vakalar ayıklanmış, geri dönenler de dikkate alınarak ve ilk etapta verilen rakamların abartılı olduğu ortaya çıkmıştır.
Sonuçta ortaya çıkan tablo 225 ailenin diğer vilayetlere göç ettiği, 4160 ailenin ise Telafer’in içinde, çevresinde veya Musul’da yeniden yerleştiği ortaya koymaktadır.
Buna göre, 2003’ten sonra meydana gelen göçler sonucunda 4385 ailenin göçmen kategorisine girmektedir. Telafer’deki toplumsal yapı göz önüne alındığında bu sayının en az 7 ile çarpılarak göçmen sayısının bulunması gerekmektedir.
3.3. Sosyal Yapı
Telafer, dışa kapalı bir tarım toplumu özelliği göstermektedir. İlçe nüfusu aşiretlerden oluşmaktadır. Her birey bir aşirete mensuptur. Aşiretler
ise ailelere bölünmüştür. Bazı aileler farklı isimler almakta ve aşiret gibi görünmekteyse de, aslında büyük aşiretlerin birer kolunu oluşturmaktadır. Aşiretler arasında bir mezhep birliği yoktur. Aynı aşiretten, hatta aynı aileden insanlar Şii, Sünni veya Alevi olabilmektedir.
Mezhepsel mensubiyet aşiretin kimliğinde tek belirleyici değildir. Bu durum gayet doğal bir olgudur ve aslında Telafer’de mezhebe dayalı kimlik siyaseti yapmanın ne kadar yanlış olduğunu gösterir. Aynı aileden, aşiretten ya da akrabalardan gelen Telaferliler arasındaki mezhep farklılıkları son birkaç yıla kadar hiçbir önem taşımamakta, insanlar arasında ayrım yaratmamaktaydı. Bugün hala, ailelerin içinde dahi bu farklılıklar yaşamaktadır.
İlçenin kimliğinin yapıtaşı Telaferliliktir. Telaferliler için Şii, Sünni veya Türkmen olma durumunda öncelik sıralaması değişse bile ilk kimlik hep Telaferliliktir. Diğer kimlikler Telaferli olmanın ardında kalmaktadır. Buna ek olarak, kapalı bir toplum olması nedeniyle Telaferliler dışarıdan gelenleri kabul etmemektedir. Misafirlerine karşı son derece cömert olan Telaferliler konu bir başka grubun bölgeye yerleşmesine gelince tam olarak karşıt bir tutum izlemektedir. Telaferlilik kimliğinin en önemli öğesi dildir. İlçedeki herkes Türkçe konuşmak tadır. Hatta, Irak devletinin 1970’lerden itibaren yürüttüğü Araplaştırma politikası çerçevesinde kendilerinin Arap olduğunu iddia eden kişiler veya aşiretler dahi Türkçe konuşmakta, bu kimselerin çoğu Arapça bilmemekte dir. Son yıllarda Telafer’in toplumsal yapısına ilişkin olarak yaşanan en önemli gelişmelerden birisi Şii-Sünni farklılaşmasının ön plana çıkarılmaya çalışılmasıdır. Aslında, farklı mezheplere mensup aileler veya aşiretler arasında kız alıp verme yoluyla akrabalık yaygındır. Normal koşullarda Telafer’de mezhepsel mensubiyetin büyük bir öneminin olmadığı söylenebilir.
Ancak, Telafer’de 2004’te başlayan, daha sonra ise biçim değiştirip bir tür mezhepsel çatışmaya dönüşen çatışma yoğun bir güvensizlik ortamı yarattığın dan tüm kimlikler ve sosyal ilişkiler sarsılmış, mezhepsel mensubiyet bazı kesimlerde önem kazanmıştır. Telafer’de yaşanan çatışmalar nedeniyle belirginleşen bu kimliklerin siyasi boyutunun kısa süre içinde tam olarak yok olması zor görünmektedir. Telaferliler için çatışmalar sırasında dökülen kan taraflarda kolay onarılamayacak yaralar açmıştır. Çatışmalar sırasında öldürülen kişilerin kan paralarının ödenmemiş olması bu yaraların kapanmasını engellemektedir. Halkın çatışmadan bıktığı ve istikrar aradığı, çatışmayı sürdürme niyetinde olanları dışladığı görülmekle birlikte, Sünni ve Şii Türkmenlerin birbirilerine hala tam olarak güvenmedikleri söylenebilir.
Bununla birlikte, ilçede güvenliğin tam olarak sağlanması, yatırımların başlamasıyla istihdam yaratılması ve çatışmaların yaralarını saracak
toplumsal projelerle Telafer 2004 öncesindeki toplumsal dokusuna yeniden kavuşabilir. Telafer’de mezhepsel siyasetinin yarattığı toplumsal soruna ek olarak bir etnik kimlik sorunu da bulunmaktadır. Bazı Türkmenler kendilerini Arap olarak görmektedir. Şii Türkmenlerin tamamı Türkmen olduğunu kabul etmekle birlikte, bazı Sünni Türkmenler kendilerini Arap olarak tanımlamaktadır. Etnik mensubiyette Sünni Türkmenler arasında bu tür bir sorun bulunurken, Şii Türkmenler arasında da mezhepsel mensubiyet zaman zaman ağır basmaktadır.
Şii Türkmenlerin neredeyse tamamı kendilerini Şii ve Türkmen olarak tanımlamakta, aşiretlere ve bazı siyasi partilerin etkisi altında kalan gruplara göre bu kimliklerden birisi öne çıkmaktadır. Sünni Türkmenlerde ise kendilerini Arap olarak tanımlayanların sayısı azımsanamayacak boyutlardadır.
Ancak, bu aşiretler dışında çoğu Sünni Türkmen’de etnik kimlik mezhepsel mensubiyetin önüne geçmektedir. Telafer’in toplumsal yapısının bir diğer özelliği de dinin rolüdür. Şii Türkmenler arasında “taklit merci”nin etkisi büyüktür. Telaferli Şii Türkmenlerin büyük bir çoğunluğu için taklit merci Necef’teki Ali Sistani’dir. Onun politikadan uzak durmaya çalışan tutumu nedeniyle insanlar daha serbest hareket edebilmektedir.
Telafer’deki yerel Şii din adamlarının bazıları ise halkın kanaatlerini etkileme noktasında olumlu roller oynayabilmektedir. Örneğin, Telafer’de Şiilerin en önde gelen din adamlarından olan Şeyh Cevat barış yanlısı bir kişidir. vaaz verdiği camide Sünni ve Şii Türkmenler arasındaki ayrılıkların sona erdirilmesini vurgulamaktadır.
Bu kişi aynı zamanda Telafer’deki Sünni ve Şii Türkmenlerin önde gelenleri arasında bir barış çalışması da yapmıştır. Sünni Türkmenler arasında ise din açısından yönlendirici bir şahsiyetinin olduğunu söylemek zordur.
Şii Türkmenlerde olduğu gibi Sünni Türkmenler de aşiretlerinin davranışlarına körü körüne itaat etmezler. Örneğin, Sünni-Şii çatışmasında aşiretlerin yekpare bir tavır aldığı söylenemez. Telafer’de meydana gelen çatışmanın mezhepsel karakteri ağır basmasına rağmen Telafer’deki olaylarda birçok sağduyulu Telaferlinin diğer mezhepten olan arkadaşlarını ya da komşularını bazı saldırılardan korudukları bilinmektedir.
2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder