Turuncu Unsur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Turuncu Unsur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Eylül 2017 Cuma

ABD’nin Kimyasal Silah Tarihi

ABD’nin Kimyasal Silah Tarihi 


Abdurrahman Aydın
ABD’nin kimyasal silah tarihi / Abdurrahman Aydın

Vietnam Savaşı (1955-1975) sırasında ABD, 1965 ve 1972 arasındaki büyük kimyasal silahları olarak Napalm ve Turuncu Unsur kullandı. ABD Vietnam’da savaş boyunca çoğunlukla sivil bölgelere olmak üzere 400.000 tondan fazla Napalm attı.

Abdurrahman Aydın - Dünya Bülteni/DÜBAM
Suriye’de Baas rejiminin Şam’ın varoşlarında sivil nüfusa karşı iddia edilen kimyasal silah kullanımından sonra ABD’deki karar vericiler, Suriye hükümetini  1. Dünya Savaşı’ndan sonra varılan uluslararası bir anlaşmayı ihlal etmekle suçladılar. Bu anlaşmaya göre kimyasal silahların hiçbir askeri ihtilafta kullanılmasına izin yoktur. ABD liderlerinin konuşma üslubuna bakıldığında, dünya işlerine aşina olmayanlar kimyasal silahların 1. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden Baas rejiminin 21 Ağustos 2013’teki saldırılarına kadar savaşlarda hiç kullanılmadığını düşünebilirler. ABD siyasi yönetiminin son zamanlarda sergilediği görüntünün aksine, ABD 2. Dünya Savaşı’ndan günümüze kadar kimyasal silahların hem askeri kuvvetler hem de yurt içi ve dünya çapında sivil nüfuslar üzerinde geliştirilmesi, üretilmesi ve yerleştirilmesinde dünya lideridir.
ABD içinde
San Francisco Chronicle, 2001’de “San Franciscolular ve diğer Amerikalılar, geçmişte en az üç kere vatandaşların saldırılardan korunmasına yardım etmek üzere tasarlanan çabalarda yanlışlıkla kurban oldular” diye bildirdi. [1] Ordunun 1950’de Golden Gate boğazı dışında sefer yapan bir donanma gemisini kullanarak tüm şehir ve varoşları üzerine gizlice güya zararsız bakteri püskürtmesi sonrasında, San Francisco’da bakteriler 11 kişiyi hasta etti, bunlardan biri daha sonra öldü. CIA, MK-ULTRA olarak adlandırılan gizli davranış değiştirme programı kapsamında San Francisco, Mill Valley ve ülkenin diğer şehirlerinde hiçbir şeyden kuşkulanmayan insanlar üzerinde LSD ve sentetik meskalin gibi zihni etkileyen ilaçların tesirlerini incelemek üzere 1956’dan 1961’e kadar ajanlarını gönderdi. Kurbanların çoğu halüsinasyon gördü, çoğu hasta oldu ve deneyler sonucunda en az iki kişi öldü. Ayrıca, 1944’ten 1974’e kadar San Francisco ve ülkenin çeşitli yerlerinde hem Savunma Bakanlığı hem de hiçbir şeyden habersiz hastaları plutonyum zerki de dahil tehlikeli dozda radyasyona maruz bırakan Atom Enerjisi Komisyonu tarafından yüzlerce gizli deney yapıldı. [2]
Ordu ve diğer federal kurumlar, bu gizli araştırma projeleriyle güya biyolojik savaş, nükleer terör ve kitlesel beyin yıkamalara karşı savunmaya hazır olunmasına katkı yapmayı amaçladılar. Bunun yanı sıra, 1951’de ABD Ordusu araştırmacıları tarafından Afrikalı-Amerikalıların kasıtlı olarak Aspergillus fumigatus mantarına maruz bırakılmalarıyla ırkçı deneyler gerçekleştirildi.  Bunların bu tür organizmaların yol açacağı enfeksiyonlara beyaz Avrupalılardan daha açık olup olmadıklarının tespitine çalışıldı. Ayrıca aynı sene içinde Virginia’da Norfolk Tedarik Merkezi’ndeki siyah işçiler A. fumigatus mantarı sporu bulaşmış sandıklara maruz bırakıldılar. Sonra diğerlerine de aynı şey yapıldı.
ABD’nin dünya çapında kimyasal silah tecrübesi
Kuzey Kore ve Çin, ABD’yi 1950-53 Kore Savaşı sırasında, 1947’de geliştirdiği biyolojik savaş unsurlarını kullanmakla suçladı. Kore ve Çin’de Bakteri Savaşıyla İlgili Gerçekler Soruşturması için, merkezi Helsinki’de bulunan Dünya Barış Konseyi tarafından kurulan Bilimsel Uluslararası Koalisyon tarafından 1952’de yayımlanan bir raporda “Amerikan Hava Kuvvetleri Kore’de, Japonlar tarafından İkinci Dünya Savaşı sırasında bela yaymak için kullanılanlarla tamamen aynı olmasa da oldukça benzer yöntemler kullanmıştır” sonucuna varıldı. Görüşme yapılan yüzlerce kurbanın ifadelerinin de kuşku duymak için “çok açık, çok tutarlı ve çok bağımsız” olduğu da rapora ilave edildi. Komisyon’un raporu İsveç, Fransa, İtalya, Brezilya ve Rusya’dan uzmanlar tarafından hazırlandı. Bu uzmanlar arasında Çin bilimi konusunda saygın bir İngiliz otorite olan Dr. Joseph Needham da vardı. [3]
Vietnam Savaşı (1955-1975) sırasında ABD, 1965 ve 1972 arasındaki büyük kimyasal silahları olarak Napalm ve Turuncu Unsur kullandı. ABD Vietnam’da savaş boyunca çoğunlukla sivil bölgelere olmak üzere 400.000 tondan fazla Napalm attı.
ABD, Turuncu Unsur’u mahsul ve su kaynaklarını tahrip etmek için kullandı. Bunda gaye, Vietnamlıları ABD kontrolündeki bölgelere sürmekti. ABD Vietnam’da 1962 ve 1070 yılları arasında 73 milyon litre Turuncu, Mavi, Pembe, Mor ve Yeşil Unsur sıktı. Vietnam’ın güneyinin yüzde 24’üne bu maddelerin püskürtülmesi, 5 milyon dönüm arazi ve insan eliyle oluşturulmuş ormanlık bölgeyle 500.000 dönüm civarında mahsulün tahribine yol açtı. Daha önce bu maddelerin sıkıldığı bölgelerin yüzde 34’ü birden fazla kez hedef alındı. Yukarı bölgelerdeki ormanların bir kısmına dörtten fazla kez sıkıldı. Bir araştırmada 3.181 köye de sıkıldığı ortaya çıktı. Laos ve Kamboçya’nın Vietnam sınırına yakın bölgelerine de sıkıldı. [4]
Vietnam Kızılhaçı, Turuncu Unsur kullanımı sebebiyle 4,8 milyonun üzerinde ölüm ve 400.000 sakat doğum olduğunu kaydetti.
ABD’nin, Irak’ta nesillerce kimyasal silah kullanımından hem doğrudan hem de dolaylı olarak sorumluluğu vardır ve bu konuda ondan hesap sorulmalıdır. Saddam tarafından 1988’de Halepçe’de yapılan ve en az 5.000 Kürt sivilin öldüğü kimyasal gaz saldırısı, Irak-İran savaşının son aylarında Saddam rejimi tarafından gerçekleştirildi.  İngiltere’nin Thatcher hükümeti ve Reagan Beyaz Sarayı, savaş boyunca Saddam rejimine askeri destek verdi. ABD ayrıca Saddam Hüseyin’in İran’a karşı kimyasal silah kullanmasını teşvik ediyordu ki bu, tarihte en büyük kimyasal silah kullanımıdır. Saddam’ın ABD’nin tam desteğiyle yaptığı kimyasal silah saldırılarında Kürtlere ilaveten en az 20.000 İranlı öldü. Amerika Birleşik Devletleri, Irak’ın İran’la savaşı sırasında 1988’de uydu görüntüleri vasıtasıyla İran’ın Irak savunmasındaki deliklerden faydalanarak büyük bir stratejik avantaj yakalamak üzere olduğunu öğrendi. ABD istihbarat yetkilileri, İran askerlerinin bulunduğu yer konusunda Irak ordusunu bilgilendirdi. ABD yetkilileri Saddam’ın ordusunun öldürücü bir sinir gazı olan sarin de dahil kimyasal silahlarla saldıracağının tam olarak farkındaydılar. Iraklılar, 1988 başlarında ABD uydu görüntüleri, haritaları ve diğer istihbaratına dayanarak gerçekleştirdikleri dört büyük taarruz öncesinde hardal gazı ve sarin kullandılar. Bu saldırılar savaşın gidişatını Irak’ın lehine değiştirdi ve İran’ı görüşme masasına getirdi. [5]
Irak’ın İran’a karşı kimyasal silah kullanmasını desteklemesine ilaveten ABD, en son Irak’ta olmak üzere kendisi de tüm anlaşmaların hilafına Beyaz Fosfor, Napalm ve Fakirleştirilmiş Uranyum kullandı. Son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre Felluce şimdi 1945’te Hiroşima ve Nagasaki’de olduğundan daha yüksek kanser, lösemi ve bebek ölümü oranına sahip. Bu rapor, Felluce’de genç kadınların, tahayyül edilemeyecek acayiplikteki sakat doğumlarda görülen artış dolayısıyla çocuk sahibi olmaktan son derece korktuklarını bildiriyor. Dahası, Felluce’de genç çocuklar da şimdi farklı kanser türleri ve lösemiden muzdaripler. Lösemi vakalarında 38 kat artış, kadınlarda göğüs kanserinde 10 kat artış, yetişkinlerde lenfoma ve beyin tümöründe de önemli miktarda artış var. [6]
ABD, Irak’ta 2004’te beyaz fosfor kullandı. Bu, son derece yüksek sıcaklıkta yakıyor ve isabet ettiği kişiyi cildinden kemiklerine kadar yakabiliyor. Irak’ta beyaz fosfor kullanımı sebebiyle ölen ve yaralananların sayısı bilinmiyor.
Yukarıdaki liste tarihteki tüm olayları değil sadece en önemli kullanımlardan  bazılarını içeriyor. ABD kimyasal silah kullanımı konusunda uluslararası sözleşmeleri sürekli ihlal etti. İster ölümler, sakat doğumlar türündeki miraslar ve halk sağlığında yol açılan krizler, ister çevre üzerindeki tesirler bakımından değerlendirme yaparsak ABD gezegende kimyasal silahları en kötü suiistimal edendir.
Kimyasal silahları yasaklamak için 1907’den beri çabalar sarf edildi. Ama ABD kimyasal silah kullanımı konusundaki sözleşmeleri ya aktif olarak bir kenara koydu ya da basitçe görmezden geldi. Dahası, ABD daha fazla kimyasal silah geliştirmek için harcamalarını arttırmaya devam ediyor.
Diğer batılı ülkeler ve kimyasal silahlar
Birinci Dünya Savaşı sırasında Almanya, ikinci Ypres harbinde klor gazı kullanarak kimyasal silahları yeniden tanıttı. Savaşın sonuna doğru her taraf hardal ve klor gazı kullandı, bu da 85.000 kişinin ölmesi, 1,2 milyon kişinin de bu zehirli silahlardan yaralanmasıyla sonuçlandı. Birinci Dünya Savaşı’nın sonu ve 1939 arasında kimyasal silah kullanımıyla ilgili diğer vakalar da oldu. İngiltere Rus kuvvetlerin Bolşeviklere karşı zehirli gaz kullanmasını destekledi. İspanya ve Fransa Fas’ta hardal gazı kullandı. İngiltere Irak’ta kimyasal silahları, bağımsızlık isteyen Kürt isyancılara karşı “deney olarak” kullandı. Winston Churchill, “medenileşmemiş kabilelere karşı zehirli gaz” kullanımını "kuvvetle" destekler. İkinci Dünya Savaşı’nın ilk senesinde, karşı taraftan gelebilecek misilleme korkusuyla kısa bir duraksamadan sonra, 1942’de kimyasal silahlar yeniden kullanıldı. Nazi hükümeti, “istenmeyen” grupların ortadan kaldırılması için Zyklon-B kullandı.
Kaynak: 
World Bulletin
Dünya Bülteni için çeviren: 
Arif Kaya