Pandoranın Kutusu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pandoranın Kutusu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Kasım 2018 Pazar

Suriye İç Savaşında Pandoranın Kutusu: İdlib

Suriye İç Savaşında Pandoranın Kutusu: İdlib 


Erol Başaran Bural 
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Terörizm ve Terörizmle Mücadele
07 Mart 2018 Çarşamba
Suriye İç Savaşında Pandoranın Kutusu: İdlib



Zeytin Dalı Harekâtı Devam Ediyor

Afrin’de mevcut PKK/PYD terör örgütü varlığının temizlenmesi, hudutlarımızda ve bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması maksadıyla 20 Ocak 2018’de başlayan “Zeytin Dalı Harekâtı” devam ediyor. Zeytin Dalı Harekâtının 47. gününde; Kilis hudut hattından itibaren batıya ve güneye doğru, Afrin ilçesini çevreleyen sınır bölgelerimiz boyunca kırsal alan ve bazı yerleşim yerleri derinliğine kontrol altına alındı. Harekâtın birinci aşaması olarak ifade edilebilecek kırsal alanın kontrol altına alınması safhasında önemli bir ilerleme sağlandı. Afrin’in yedi beldesinden Bülbül, Raco, Şeyh Hadid ve Şeran beldeleri PKK/PYD terör örgütünden geri alınmakla birlikte; 121 köy, 6 mezra, 30 kritik arazi arızası ele geçirilerek ayrıntılı temizlik faaliyetlerine başlanıldı.   

TSK tarafından yapılan açıklamaya göre harekâtın başlangıcından bu yana etkisiz hale getirilen terörist sayısı 2.940’a ulaştı.[i] İkinci aşama olarak 
adlandırılabilecek meskûn mahallerin temizlenmesi aşamasına ise Bülbül, Raco, 
Şeyh Hadid ve Şeran beldelerinin ele geçirilmesi ile başlanmış oldu. Her dört 
beldenin de terör örgütünden kısa bir süre içerisinde alınması, PKK/PYD terör 
örgütünün tali tahkimatını Cinderesi, asıl tahkimatını ise Afrin ilçe merkezinde 
yaptığı, çatışmayı bu bölgede kabul edeceği izlenimini kuvvetlendirdi.

Afrin kırsal ve dağlık bölgelerinin büyük oranda ele geçirilmesi, önemli meskûn 
mahallerin hemen hemen yarısının ve harekât alanının %50’sinin kontrol altına 
alınması, alınan bölgelere terör örgütü takviyesinin önlenmesi maksadıyla ana 
ikmal yollarının ele geçirilmesi harekâtın Afrin merkeze ulaşmasını oldukça 
kolaylaştırdı.  Zeytin Dalı’nın son 15 günü içerisinde harekâtın temposu ve 
ilerleme hızı artmışsa da, harekâtın başından bu yana sıklıkla ifade edilen 
sivil kayıpların yaşanmaması önceliği, hem Afrin ilçe merkezine intikali hem de 
Afrin merkezinin temizlenmesine yönelik operasyonların aceleye getirilmeden, 
büyük bir hassasiyetle gerçekleştirileceğini de gösteriyor.

Afrin’in PKK/PYD varlığından arındırılması kapsamında devam eden operasyonun, mümkün olan en kısa zamanda ve sivillere zarar vermeden tamamlanacağı yönündeki inancımız tamdır. Zeytin Dalı Harekâtı başarılı bir şekilde devam ederken, Suriye’nin başka bir bölgesinde, Afrin’in hemen güneyinde yer alan İdlib’de, Zeytin Dalı ile eş zamanlı devam eden bir başka askeri harekâta dikkat çekmekte ve önemli gelişmeleri gözden kaçırmamakta fayda var.

İdlib’de Son Dönemde Yaşanan Gelişmeler

Türkiye ve TSK’nın, bir yandan yurt içinde teröristle mücadeleyi kesintisiz 
sürdürdüğü ve Zeytin Dalı Harekâtında önemli bir mesafenin kat edildiği bir 
ortamda, zaman zaman gündeme gelmekle birlikte pek de göz önünde olmadan bir başka harekât da İdlib bölgesinde devam ediyor. Kısaca hatırlamak gerekirse; Mayıs 2017’de Astana sürecinde alınan kararlara istinaden oluşturulan çatışmasızlık bölgelerinin etkinliğinin artırılması, İdlib bölgesinde yaşanan çatışmaların sona erdirilmesi, insani yardımların ihtiyaç sahiplerine 
ulaştırılması, yerlerinden edilen insanların geri dönüşü için gerekli şartların 
sağlanması, anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi için gerekli koşulların 
sağlanmasına destek verilmesi maksadıyla, Ekim 2017’den itibaren TSK unsurları “Gerginliği Azaltma Kontrol Gücü” adı altında İdlib bölgesinde konuşlanmaya başlamıştı.

2017 yılı içerisinde 13 Ekim’de 1 nolu, 23 Ekim’de 2 nolu ve 19 Kasım’da 3 nolu 
gözlem noktası; 2018 yılında ise Zeytin Dalı Harekâtıyla paralel olarak,  5 
Şubat’ta 6 nolu, 9 Şubat’ta 7 nolu ve son olarak 15 Şubat 2018 tarihinde 8 nolu 
gözlem noktası tesis edildi.[ii] Böylece İdlib bölgesinde açılması planlanan 12 
gözlem noktasının yarısında TSK unsurları konuşlanmış oldu.

8 Ocak’ta Suriye’de İdlib gerginliği azaltma bölgesinde ateşkes gözlem görevi 
yürüten TSK konvoyuna roketatar saldırısı düzenlendi. Daret İzze ilçesi 
yakınlarında TSK konvoyunun geçişi sırasında düzenlenen saldırıda, araçların 
20-30 metre yakınına roketatar mermileri isabet etti. Can kaybı yaşanmayan 
saldırıda, araçlarda da herhangi bir hasar meydana gelmedi.[i]

TSK’dan yapılan açıklamaya göre; 30 Ocak 2018 tarihinde İdlib kuzeyinde intikal halinde olan konvoyumuza, bölücü terör örgütü mensubu silahlı teröristlerce bombalı araç ile yapılan saldırı sonucu, konvoyda görevli bir kahraman sivil görevli personelimiz şehit oldu, bir kahraman silah arkadaşımız ile bir sivil görevli personelimiz yaralandı.[ii]

6 Şubat tarihindeise; 6 numaralı gözlem noktasındaki TSK unsurlarına, terör 
örgütleri tarafından gerçekleştirilen roket ve havan saldırısında bir askerimiz 
şehit oldu, 5 askerimiz ile bir sivil görevlimiz ise yaralandı.[iii] Yaralanan 
DSİ görevlisi personelimiz de bir süre sonra şehit oldu.[iv]

Ayrıca, geçtiğimiz yılın Kasım ayında; Afrin bölgesinde yuvalanan terör örgütü 
PKK/PYD mensupları, İdlib gerginliği azaltma bölgesinde Daret İzze Saman 
Kalesinde konuşlu TSK gözlem gücüne havan saldırısı düzenlemiş, gözlem noktası ile sivil yerleşim yerlerinde can kaybı olmamıştı.[v]

Suriye Rejim Güçleri ve Rusya Tarafında Yaşanan Gelişmeler

2018 yılı Ocak ayı başından itibarenİdlib bölgesindeki operasyonlarını artıran 
Suriye rejim güçleri, Rusya’nın da hava desteğiyle, Ebu Zuhur’a doğru 
güney-kuzey istikametinde başlatılan bir taarruzla, İdlib’de muhaliflerin 
kontrolündeki doğu bölgesini, vilayet merkezinden ayırarak, muhaliflerin Güney 
Halep ile Doğu Hama arasındaki bağlantısını kesti. Rejim ve İran’lı milisler 
İdlib’in önemli bir bölümünü bu harekâtla ikiye böldü ve muhaliflerin kontrol 
ettiği alanı da daralttı.

6 Ocak’ta Rusya’nın Hmeymim ve Tartus Üslerine 13 insansız hava aracıyla 
saldırılar düzenlendi.[vi] Rusya, saldırıda kullanılan İHA’ların İdlib’in 
Türkiye’nin gözetimindeki bölgelerinden kalktığını tespit ettiğini açıkladı.

3 Şubat’ta muhalifler, İdlib ilinin doğu kırsalında bir savaş uçağını düşürdü. 
Rusya Savunma Bakanlığı, İdlib’de bulunan gerilimi azaltma bölgesi üzerinde uçuş yapan Rus Su-25 savaş uçağının düşürüldüğünü doğruladı.[vii] Rus pilotun uçak düşmeden önce kendini fırlatmayı başardığı ifade edilen açıklamada, pilotun muhaliflerce kontrol edilen bölgede girdiği çatışmada hayatını kaybettiği 
belirtildi. 

Türkiye’nin İdlib Hedefi 

Başlangıcından bu yana Türkiye’nin İdlib bölgesindeki birinci hedefinin bir 
yandan İdlib bölgesinde çatışmasızlık bölgesi oluşturmak, diğer yandan ise 
Afrin’e yönelik düzenlenen harekâtın güney cephesini kontrol altında bulundurmak olduğu görülüyor.

İkinci ana hedef; PKK/PYD terör örgütünün Afrin bölgesinden temizlenmesine 
paralel olarak Fırat Nehri doğusunda kendisine geniş bir alan yaratan örgütün 
Suriye batısına geçişini tamamen engellemek, aynı zamanda terör örgütü 
PKK/PYD’nin Hatay üzerinden Akdeniz’e ulaşma hedefini ortadan kaldırmak olarak okunuyor.

Üçüncü hedefin ise; İdlib bölgesinden Türkiye istikametinde yaşanması muhtemel bir göç hareketinin önüne geçmek olduğu anlaşılıyor. 2011 yılından bu yana yaşanan Suriye iç savaşı nedeniyle ülke içerisinde yer değiştiren insanların sayısının tam olarak bilinememesi nedeniyle İdlib bölgesinde yaşayan insanların da sayısı tam olarak kestirilemiyor. Bununla birlikte bu bölgede yaklaşık 1,5-2 milyon insanın yaşadığını öngören Türkiye, İdlib bölgesinde çatışmasızlığı sağlayarak, topraklarına kabul ettiği 3,5 milyon Suriyeliye ilave, milyona varabilecek bir göç olayından haklı olarak kaçınmak istiyor.

Dördüncü hedef; Suriye batısında Reyhanlı, Altınözü ve Yayladağı ilçelerimizin 
karşısında çatışmalar yaşanmamasını sağlamak. Bu sayede Türkiye Suriye iç 
savaşının ülkemiz topraklarına yaklaşmamasını ve bu çatışmaların mümkün 
olduğunca hudut hattımızdan uzakta yaşanmasını hedefliyor.

Türkiye’nin İdlib harekâtı ile beşinci ve son hedefi ise; Fırat Kalkanı, Zeytin 
Dalı Harekâtlarıyla birlikte İdlib bölgesinde de etkinliğini artırarak 
Suriye’nin geleceği konusunda daha fazla söz sahibi olmak.

İdlib’de Yaşanabilecek Muhtemel Gelişmeler

Türkiye Afrin’de devam eden Zeytin Dalı Harekâtına odaklanmışken, bu harekâtla eş zamanlı olarak İdlib bölgesine askeri birlik sevkiyatı ve gözlem noktaları açma faaliyetlerine de devam ediyor. Fırat Kalkanı Harekâtının ardından Afrin’e yönelik askeri harekât ve İdlib bölgesinde hız kazanan TSK varlığını artırma girişimleri başta İran olmak üzere bazı ülkeleri rahatsız ediyor. Gözlem noktalarının açılışı esnasında TSK unsurlarına yönelik saldırılar, Afrin 
harekâtı devam ederken Afrin şehir merkezine Şii milis güçlerin sevk edilmesi, 
Zeytin Dalı Harekâtının başlangıcıyla birlikte Suriye Rejim Güçlerinin İdlib 
bölgesine yönelik taarruzlarını artırması, bu rahatsızlığı açıkça ortaya 
koyuyor. Kısa ve orta vadede de Türkiye’nin Suriye ve İdlib bölgesindeki 
mevcudiyetine yönelik rahatsızlıkların hem diplomatik yollarla hem de sahada 
askeri anlamda gösterileceğine yönelik emareler şimdiden görülebiliyor.

Aynı zamanda bölgedeki güç dengeleri adeta esen rüzgâra göre yön değiştiriyor. Bugün ittifak halinde olan muhalif gruplar yarın düşman, düşmanlar ise müttefik haline gelebiliyor. Bu değişim nedeniyle Suriyeli muhalifler bir yandan rejim güçleriyle çatışırken, bir yandan da kendi içlerindeki güç dengelerini muhafaza etmek için birbirleriyle çatışıyor. İdlib bölgesinde son günlerde Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile Ahrar-u Şam ve Nureddin Zengi gruplarının oluşturduğu Cephe Tahrir El Suriye (CTS) arasında yaşanan çatışmalar bölgedeki güç dengesini yeniden belirliyor. İdlib bölgesinde kontrol noktaları ve yerleşim yerleri sürekli el değiştiriyor. Bu nedenle çatışmasızlığın sağlanması bir kenara, hem çatışmaların aktörleri çoğalıyor hem de çatışmalar daha fazla alana yayılıyor. Önümüzdeki dönemde de muhaliflerin birbirleriyle ve Rejim güçleri ile çatışacakları, tarafların sıklıkla saf değiştirecekleri görülebiliyor.

Bir süre odak noktasını Deyr-i Zor bölgesine veren Suriye Rejim Güçleri, bu 
bölgede çatışmaların hafiflemesinin ardından yaklaşık beş yıldır kuşatma altına 
aldığı Şam yakınlarındaki Doğu Guta bölgesine insanlık dışı saldırılar 
düzenleyerek, sivillerin tahliyesine ve insani yardımların ulaşmasına engel 
oluyor. Şu an için ABD destekli Fırat’ın batısındaki PKK/PYD varlığına 
dokunamayan Suriye Rejimi ve Rusya’nın kısa vadedeki muhtemel hedefinin, diğer bölgelerde elini rahatlatmasının ardından çok sayıda muhalif grubun konuşlandığı İdlib bölgesine ağırlık vermek olacağı gözüküyor.

PKK/PYD terör örgütü tarafından Rakka’dan otobüslerle Suriye’nin batısına 
uğurlanan IŞİD terör örgütü mensupları da İdlib güneyinde boy gösteriyor.[viii] 
IŞİD’in yeniden bu bölgede sahneye çıkması İdlib bölgesindeki aktörlere bir 
yenisini daha ekliyor. Büyük ihtimalle önümüzdeki dönemde IŞİD ile başta HTŞ 
olmak üzere diğer gruplar arasında da çatışmaların yoğunlaşacağı görülebiliyor. 
Bununla birlikte IŞİD terör örgütünün İdlib’de konuşlu TSK birliklerimize 
yönelik saldırılar düzenleme ihtimali de dikkate alınmalıdır.

Zayıf bir ihtimal de olsa, yaşanması muhtemel bir diğer gelişme ise ABD’nin 
İdlib’e müdahalesi. CENTCOM Komutanı Orgeneral Votel’in; “İdlib gibi bölgelerde radikal grupların toplanması konusunda kaygılarının bulunduğunu, İdlib gibi yerlerin, birçok örgütün toplanma alanları haline geldiğini ve en nihayetinde bunlarla ilgilenmek gerekeceğini” ifade etmesi[ix] ABD’nin İdlib bölgesine müdahale sinyali olarak okundu. Her ne kadar bölgedeki Rusya, İran ve Suriye Rejimi varlığı nedeniyle ABD’nin İdlib’e müdahalesi oldukça zayıf bir ihtimal olarak görülse de, bazı ABD destekli muhalif bileşenleri ile bölgeye müdahale edebileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

El Eis bölgesinde TSK gözlem gücünün konuşlandırılması sırasında yaşandığı gibi diğer bölgelerde de İran’lı milislerle çatışma yaşanabileceği akılda 
tutulmalıdır. Bununla birlikte ABD tarafından eğitilen ve donatılan bazı muhalif 
grupların da çıkarlarına uygun görmeleri durumunda TSK unsurları ile çatışmaya 
girebilecekleri ya da PKK/PYD terör örgütü ile iş birliği yaparak gözlem gücü 
birliklerimize yönelik terör eylemleri düzenleyebilecekleri de kıymetlen  dirilmekte dir.

Sonuç

Afrin’de mevcut PKK/PYD terör örgütü varlığını sonlandırmak üzere başlatılan 
Zeytin Dalı Harekâtı başarılı bir ilerleyişle devam ederken, eş zamanlı olarak 
yurt içinde ve Irak kuzeyinde; PKK, IŞİD ve FETÖ terör örgütlerine karşı 
“kesintisiz mücadele stratejisiyle” kış aylarında da aralıksız operasyonlar 
devam ediyor. Birçok alanda farklı terör örgütleriyle mücadele eden ülkemiz eş 
zamanlı olarak İdlib bölgesinde çatışmasızlığın sağlanmasına yönelik askeri 
varlığını da artırıyor. Suriye’deki çok bilinmeyenli denklemin en önemli 
halkasının İdlib olacağı, pandoranın kutusunun kısa-orta vadede bu bölgede 
açılacağı da şimdiden görülebiliyor.

Hal böyle iken İdlib’de “Gerginliği Azaltma Kontrol Gücü” olarak konuşlanmasına 
devam eden TSK unsurlarının da zor şartlar altında görev yapacağı 
öngörülebiliyor. İdlib bölgesinde hem Rejim hem de muhalif gruplarla sıcak 
temasa girmek istemeyen Türkiye’nin, Astana’da varılan anlaşma gereği,  Afrin 
harekâtını tamamlamasını müteakip İdlib’de tam bir çatışmasızlık sağlamak için 
daha fazla enerji harcayacağı anlaşılıyor.

Rusya’nın kendisine yönelik saldırıların İdlib bölgesinden kaynaklandığını dile 
getirmesi, Rus uçağının bu bölgede düşürülmesi, İran’ın Türkiye varlığını 
istememesi, çıkarlarına yönelik olarak sürekli saf değiştiren grupların bölgede 
konuşlanması, IŞİD’in bölgede yeniden sahneye çıkarılması, Suriye Rejim güçleri ve İran’lı milis grupların muhaliflere karşı sürdürdüğü operasyonlar, 
çatışmasızlığın sağlanmasını daha da zora sokuyor. Afrin bölgesine yoğunlaştığı 
için yüksek perdeden sesini çıkarmasa da, Rusya’nın bu harekâtın tamamlanmasına yakın bir zamanda Türkiye’yi İdlib bölgesinin güvenliğini sağlamak üzere diplomatik alanda daha fazla sıkıştırmaya çalışabileceği okunabiliyor.  

İdlib bölgesinde çatışmasızlığın sağlanması için TSK’nın gözlem noktaları 
kurmasının yeterli gelmeyeceği kolayca anlaşılabiliyor. Suriye sahasında 
başarılı operasyonlar yürüten Milli İstihbarat Teşkilatının çatışmasızlığın 
sağlanması için yoğun bir çaba sarf ettiği de anlaşılabiliyor. Hem ülkemiz 
içerisindeki hem de Suriye ve Irak kuzeyindeki terör faaliyetlerini etkisiz hale 
getirmeye odaklanabilmek için Zeytin Dalı Harekâtı ile eş zamanlı olarak İdlib 
bölgesinde konuşlu muhalifleri tek çatı altında toplayabilmek, Suriye Rejimi ile 
muhalifler arasında çatışmaları önleyebilmek, muhaliflerin sürekli taraf 
değiştirebildiğini de göz önünde bulundurarak ellerindeki uzun menzilli ağır 
silah sistemlerini teslim etmelerini sağlamak gibi hususlarının ilk önceliğimiz 
olması gerektiği anlaşılmaktadır. Aksi takdirde İdlib bölgesindeki aktif güçler 
Türkiye ve TSK’yı köşeye sıkıştırmak isteyebileceklerdir. İdlib’de 
çatışmasızlığın tesis edilmesinin ve muhaliflerin tek çatı altında 
birleştirilmesinin PKK/PYD terör örgütünün bölgedeki varlığı önünde de büyük bir engel olacağı düşünülmelidir.

İdlib’de askeri çözümden daha çok diplomasi ve iknaya dayalı bir çözümün 
bulunması gerektiği, bu sayede bölgede konuşlu en radikal grupların dahi 
yumuşatılarak çatışmasızlığın sağlanabileceği, bununla birlikte TSK unsurlarına 
silah doğrultan her bir gruba bugüne kadar olduğu gibi misliyle karşılık 
verilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.

KAYNAKÇALAR;

[i]https://aa.com.tr/tr/dunya/idlibde-tsk-konvoyuna-saldiri/1025322

[ii]http://www.trthaber.com/haber/gundem/idlibin-kuzeyinde-tsk-konvoyuna-bombali-aracla-saldiri-1-sivil-personel-sehit-348393.html

[iii]http://www.trthaber.com/haber/gundem/idlibde-gozlem-noktasina-saldiri-1-asker-sehit-349365.html

[iv]http://www.posta.com.tr/son-dakika-idlib-de-gozlem-noktasina-hain-saldiri-1-asker-sehit-5-asker-ve-1-sivil-yarali-haberi-1379188

[v]https://aa.com.tr/tr/dunya/pkk-pyd-idlibdeki-tsk-gozlem-noktasina-havan-topuyla-saldirdi-/971695

[vi]https://www.ntv.com.tr/dunya/rusyanin-suriyedeki-askeri-uslerine-ihalarla-saldiri,gdKb4ixbgkCbDEp6g5kDMQ

[vii] https://aa.com.tr/tr/dunya/suriyeli-muhalifler-idlibde-savas-ucagi-dusurdu/1053502

[viii] http://www.businessinsider.com/r-islamic-state-fighters-move-to-syrias-idlib-clash-with-factions-report-2018-2

[ix] http://www.trthaber.com/haber/dunya/centcom-komutani-votel-ypg-ile-ortakligimiz-surecek-352962.html


[i] http://www.tsk.tr/ZeytinDaliHarekati/ZDH_23

[ii] http://www.tsk.tr/BasinFaaliyetleri/BN_39


Uzman Hakkında
Erol Başaran Bural
Milli Güvenlik ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi
erolbural@gmail.com

Uzmanın Diğer Yazıları

  İdlib’de Silahsızlandırılmış Bölge ve Silahsızlan(dır)ma-Tasfiye-Entegrasyon 
  İdlib'te Yaklaşan Felaket 
  İdlib Senaryoları 
  PKK Terörünün Kuluçka Makinası: Kandil 
  Taliban’dan IŞİD’e: Afganistan ve Terör Sorunu 
  ABD’nin Nükleer Anlaşmadan Çekilme Kararı ve Sonrası 
  Suriye’ye Atılan “Savaş Baltaları” ve Propaganda 
  Suriye İç Savaşında Pandoranın Kutusu: İdlib 
  Afrin’e Uzanan Zeytin Dalı 
  ABD Stratejik İletişiminin Çöküşü: PKK/PYD Üzerinden Yalanlar 
  İdlib Açmazı 
  İran Krizi PKK’nın İştahını Kabartıyor 
  Türkiye’nin 2017 Yılında Terörle Mücadele Stratejisi: Önleyici Kolluk ve 
  Kesintisiz Mücadele 
  PKK/PYD’ye Silah Yardımı Saçmalığı  
  Türkiye’ye Yönelik Terör Tehdidi: IŞİD’in Emni’leri  
  Neden Şemdinli? 
  IŞİD’in Yeni Modus Operandisi 
  İdlib’de Riskler ve Tehditler: Malhama ve İngimasi 
  Terörizmle Mücadelede Kamuoyu ile İletişim Yönetimi Nasıl Olmalı? 
  Uluslararası Toplum IŞİD’e Odaklanırken, Boko Haram Vahşeti Artıyor 
  IŞİD'den En Çok Türkiye Zarar Görüyor 
  IKBY’nin Bağımsızlık Referandumu, PKK Terör Örgütü ve Gerçekler 
  IŞİD Yalnız Kurtlarını Uyandırmaya mı Çalışıyor? 
  Terörizmle Mücadelede Terör Örgütü Lider Kadrolarına Yönelik Operasyonlar 
  PKK Terör Örgütünün Kitle İkna Silahları ve Propaganda Yöntemleri 
  Avrupa Birliği Terörizm Durumu ve Eğilimi Raporunda PKK Terör Örgütü 
  PKK/PYD’nin Yabancı Teröristleri 
  Terörizmi Küresel Alana Yaymak: Filipinler’de DAEŞ Varlığı 
  Brüksel'deki NATO Zirvesi ve Uluslararası Terörizmle Mücadele 
  Manchester’da Terör Saldırısı: DAEŞ’in Yalnız Kurtları ya da Uyuyan Hücrelerimi? 
  PYD ve PKK İlişkisini Anla(ta)mamak 
  Terör Örgütleri ve Propaganda: DAEŞ Terör Örgütü Örnek Olay İncelemesi 

***