Mahmut YILDIRIM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mahmut YILDIRIM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ağustos 2019 Pazar

UYUŞTURUCUDAN SUSURLUK'A BÖLÜM 15

UYUŞTURUCUDAN SUSURLUK'A  BÖLÜM 15



Son Görev
29/7/2000 - 11:00 
Atin,



Mart 1996'da yurtdışına gönderildi. Dönüşünde Türkiye içinde büyük bir trafik kazası yaptı. Arabayı kendi kullanıyordu. Herhalde yine bir konuya kitlenmişti.
Kaza neticesinde boyun kemiklerinde kırıklar meydana gelmiş, ilk yardım ve doktor tedavisinden sonra dinlenmeye Antalya'ya gitmişti. 

Antalya'daki Ev

O günlerde "Antalya'da evin nerede?" diye sormuştum. "Lara'da Ofo otelinin tam karşısında" diye cevapladı. 
"Ofo otelinin arkasındaki sitede de benim ev var, şu anda kirada, kaça aldın?" dedim. 
"Ben para vermedim, Gazinocu Ömer Lütfü Topal hediye etti. Jandarmadan ve polisten bir iki arkadaşın daha orada dairesi var diye" konuştu. 
Ömer Lütfi Topal, YEŞİL'e daireleri kendisini koruması için hediye, etmişti. Antalya'ya gidince rahat ettiğini, yemeğinin de gazinodan yollandığını söylüyordu. 

Ahmet Türk Dertli

YEŞİL'i Mart ayında DEP Milletvekili Ahmet TÜRK aramıştı. Sırrı SAKIK'ın bürosunda buluşup hep birlikte yemeğe gitmişlerdi. TÜRK'ün bir derdi vardı. Akrabası "Zekiye" PKK'dan kaçmıştı. 
Avrupa'ya göndermek için pasaport çıkarmışlar, bilahare Avrupa'ya gönderirlerse iyi olmayacağını, tekrar örgüte bulaşacağını düşünmüşlerdi. Devlet'e teslim etmeyi de düşünmüyorlardı. İtirafçı konumuna düşüp halkına zarar vermesini istemiyorlardı. Heran yakalanacağından korkuyorlardı. Bu sorunu YEŞİL halledebilirdi. 
YEŞİL, bu şartlarda yardımcı olmasının imkansız olduğunu söyledi "ya Avrupa'ya gönder yada Devlet'e teslim et" diye cevapladı. 
TÜRK, bu cevaptan hoşnut olmamıştı ama bozuntuya vermedi. YEŞİL'e şaka yollu "arkadaş çok sıkışırsam senin evine gönderirim, Zekiye senin yeğenin sayılır sen ne yaparsan yap" diyerek konuyu kapattı. 

Emniyet Müdürü ile Yemek

Orhan TAŞANLAR'ın Ankara Emniyet Müdürlüğünden gitmesinden sonra YEŞİL daha rahat hareket ediyordu. Antalya'da Emniyet Müdür Muavini ile görüşmüştü. Bir sorunu yoktu. Ankara'da ise Emniyet Müdürü ile Çiftlik Merkez Lokantasında yemek yemişti. Yemek fotoğrafı YEŞİL'in MİT'deki yöneticileri tarafından fotoğraflanmıştı. 
Bir akşam İşkembeci'ye gittiğinde Mehmet AĞAR ve Ünal Erkan ile karşılaşmıştı. Ayak üstü kısa bir konuşmaları olmuştu. YEŞİL, Ağar'a karşı tavırlı hareket ettiğini söylüyordu.
Polis ve Jandarma'dan verilen hüviyetleri hala taşıyor, Yurtdışı görevlere giderken bunları MİT'teki yöneticilerine bırakıyordu.


Son Görev



23 Kasım 1996'da tekrar bir yurtdışı göreve yollandı. 28 Kasım 1996'da görevden döndü. 29 Kasım 1996 günü, bu görev ile ilgili raporunu yazdı.
1 Aralık 1996 Pazar günü bu görevle ilgili bir toplantı yapılacaktı, toplantıya gelmedi. Onun üzerine ilgili personel evinden aradılar. Bir gece önce evden çıkmış ve halen dönmemişti. Çağrı cihazına gönderilen mesajlara da cevap vermiyordu. Devamlı yanında gezen arkadaşı V.Ö, YEŞİL'in, 30 Kasım 1996 Cumartesi günü, Gülhane Askeri Tıp Akademisi önünde Macaristan'dan gelen ve Macar İsmail lakaplı İsmail Hoşkaya'nın adamlarından Coşkun ile buluştuğunu, 1 saat kadar görüştüklerini, Coşkun'u Maltepe semtine bırakıp ayrıldığını, daha sonra aynı akşam Coşkun'la bir görüşme daha yaptığını, bilahare Coşkun'un Mersin'e gittiğini, bu husuları Coşkun'dan öğrendiğini belirtti. 
V.Ö., YEŞİL'in 02 Aralık 1996 günü Beyler Sofrası Restaurant'da A.Ş. ile telefonla görüştüğünü de öğrenmişti. V.Ö. de YEŞİL'e ulaşamıyordu.

Kayboldu



YEŞİL kaybolmuştu. Önce yeniden polis tarafından alındığını düşündük. Ancak bu konuda bir bilgi alamadık. Çağrı cihazını, telefonlarını, temas edebileceği kişileri kontrola aldık. YEŞİL'den hiç bir emare yoktu. Ne ailesi, ne yakınları nerede olduğunu bilmiyorlardı. Beyaz renkli otomobili de kayıptı.
O tarihten sonra YEŞİL'le görüştüğünü, talimat aldığını, kouştuğunu söyleyenler çıktı. Hatta televizyonlara çıkan, gazetelerde beyanat veren YEŞİL'ler de vardı.

Ancak YEŞİL Kod Mahmut YILDIRIM, o tarihten beri, yani 4 Senedir kayıp.


http://www.atin.org/detail.asp?cmd=articledetail&articleid=233

16.CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

15 Ağustos 2019 Perşembe

UYUŞTURUCUDAN SUSURLUK'A BÖLÜM 3

UYUŞTURUCUDAN SUSURLUK'A  BÖLÜM 3



Son Kumar.,


Tarih 14 Ocak 1995. 



Saat 21.30 sularında Ataköy Polat Rönasans Oteli’ndeki, Ömer Lütfi Topal’a ait Emperyal Gazinosunun kapısından içeri iki paralı müşteri girer.  Asgar SMİTKO ve Lazım ESMAEİLİ. 

Ölüm Kumarı 

İranlı uyuşturucu kaçakçıları, otele girerken, Asgar 0532-215-3774 numaralı cep telefonuyla hararetli bir şekilde 0532-312-7770 numaralı cep telefonundaki muhatabınla konuşmaktadır.
Gazinoya girerken Asgar’ın görüşmesi biter. Bu Asgar’ın son telefon konuşmasıdır. 

Asgar ve Lazım, kumar oynamaya başlarlar, bir saat sonra Lazım’ın kardeşi Ahmet ESMAEİLİ ve arkadaşı Hanefi de onlara katılır. 
Kumar sabah saat 03.00’e kadar devam eder. 
Karınları acıkmıştır. Gazinonun restoran kısmına geçip yemek yerler. 
Saat 03.45 civarında gazinodan ayrılırlar. 

Rastlantı: Faili Meçhul Yakını

Çıkışta kapıda “Kasım” isimli şahsa rastlarlar. 
Kasım, 1994 yılı Haziran ayında faili meçhul bir şekilde öldürülen Diyarbakır’lı Adnan YILDIRIM’ın yeğenidir. YILDIRIM, yine faili meçhul bir şekilde öldürülen Savaş BULDAN’ın da yakınıdır. 
Faili meçhul bir şekilde öldürülen YILDIRIM ve BULDAN'ın, garip bir tesadüf eseri, aynı şekilde öldürülen Ömer Lütfi TOPAL ve Hacı HAN gibi "Yeşilyurt Dilkum Evleri Bloklarında" Mehmet AĞAR'ın komşusu olduğu söylenmektedir. 
Kasım, kapıda cep telefonuyla kürtçe konuşmaktadır. Görüştüğü kişiye “burada havalar soğuk” diyen Kasım, onları görünce izahat vermek ihtiyacını duyar, “gazinonun içinde telefon çekmiyor da onun için buradan ediyorum” der. Halbuki gazinodan cep telefonları ile gayet rahat konuşulmaktadır.
Lazım ve Asgar, Lazım’ın Mercedes arabasına binerler. Ahmet ve Hanefi de diğer arabaya. Önde Lazım ve Asgar, arkada da diğerleri peş peşe yola koyulurlar.

Ana Yolda Polis Çevirmesi

Gazinodan 1 km kadar uzaklaştıklarında, yolda bekleyen bir sivil polis ekibi öndeki arabayı durdurur ve Lazım ve Asgar’ı arabadan çıkarıp, üzerlerini aramaya başlarlar.
Ahmet ve Hanefi, kendilerine herhangi bir ikaz yapılmadığı için ekibi geçip 100 metre kadar ileride durup, arama neticesini izlemeye başlarlar. Polis ekibinin üç arabası vardır. Biri tepe lambalı bir beyaz Renault, iki adet de Şahin.
Ahmet ve Hanefi, o telaşla, arabaların plakalarına bile dikkat etmezler. Hafızalarında sadece aramayı yapanlardan turuncu montlu, 1,80 boyundaki bıyıklı şahıs kalır.
Polis görünümlü sivil ekip, üst araması yaptıktan sonra, Lazım ve Asgar’ı, Mercedes otomobile, yanlarına alarak diğer ekip arabaları ile birlikte olay yerinden uzaklaşırlar.
Ahmet ve Hanefi onları bir süre uzaktan ve çekinerek izlemeye çalışırlar, ancak bunda başarılı olamazlar.

Meçhule Gidiş

Sokak aralarını, ana caddeleri dolaşıp, Lazım ve Asgar’ı bulmaya çalışırlar. Bir süre sonra Lazım’ın Mercedes otomobilini, Florya semtinde terkedilmiş olarak bulurlar.
Ahmet ESMAEİLİ, sabaha doğru, MİT İstanbul Bölge Başkanlığını arayarak, nöbetci amirine olayı anlatır. Ertesi gün, yani 16 Ocak 1995 akşamı saat 23.00 sularında, Ahmet ESMAEİLİ'nin 0532-214-8005 numaralı cep telefonu çalar. Arayan Ahmet DEMİR (Yeşil) isimli, düzgün Türkçe konuşan bir şahısdır.

Yeşil Kod Devrede

Ahmet DEMİR, adaşı Ahmet ESMAEİLİ’ye “Ağabeyin ve Asgar SMİTKO’nun sağlıkları yerinde, merak etme, ancak bir sınırdışı edilme olayı var. Bana, yarın en geç 10.30’a kadar, Ziraat Bankası, Ankara, Ulus, Heykel Şubesindeki hesabıma bir 300 bin mark havale ediver. Havaleyi yapınca beni 0542- 211-8582 numaralı cep telefonumdan arayıp bildir” der.
Ahmet ESMAEİLİ için 300 bin mark önemli değildir. Ağabeyi Lazım ile Asgar’ın sağlık haberine sevinmiştir.

MİT Elemanları Arasında Havale

Üzerinde 200 bin mark kadar para vardır. Hemen bir arkadaşını arayarak üstünü tamamlar. Ertesi günü, yani 17 ocak 1995 tarihinde, saat 11.00’de, parayı Ziraat Bankası Heykel Şubesideki Ahmet DEMİR hesabına havale ettirir.
Ahmet ESMAEİLİ, havaleyi yaptıktan sonra, kendisine verdiği numaradan Ahmet DEMİR’i, yani Yeşil Kod Mahmut YILDIRIM’ı arar.
Parayı havale ettiğini söyledikten sonra Ahmet DEMİR’e, “ağabeylerinin ne zaman serbest kalacağını” sorar.
Ahmet DEMİR, ESMAEİLİ’ye kendisinden haber beklemesini, ağabeysi ve arkadaşının sağlıklarının yerinde olduğunu, merak etmemesini bildirir.

Yetmedi, Biraz Daha Yolla

Ahmet DEMİR, 19 Ocak 1995 akşamı, saat 22.00 sularında Ahmet ESMAEİLİ’yi arar. Ahmet ESMAEİLİ, ağabeysi ile Asgar’ın serbest bırakıldığı haberini alacağını umduğu için heycanlıdır. Ancak, Ahmet DEMİR, 200 bin marka daha ihtiyaç olduğunu, parayı Ziraat Bankası, Ankara Merkez Şubesi nezedindeki adına ait 10030/0090397829 numaralı döviz hesabına yatırmasını söyler. Ahmet ESMAEİLİ, o kadar parasının olmadığını ve ancak, en çok, 50 bin dolar daha bulabileceğini söyler.
Mutabık kalmaları üzerine, 20 Ocak 1995 günü, bahsigeçen hesaba 50 bin dolar havale ettikten sonra Ahmet DEMİR’i arar. Parayı gönderdiğini, ağabeylerinin ne zaman serbest kalacaklarını yeniden sorar.

Yarın Emniyet Serbest Bırakacak

Ahmet DEMİR, "adıgeçenlerin, Emniyet Yabancılar Şubesinden sınırdışı edilme durumlarının bulunduğunu, bu konuyu halletmeye uğraştıklarını, Lazım ve Asgar'ın, İstanbul'da emniyete bulunduklarını ve sağlıklarının iyi olduğunu belirtir” DEMİR, adıgeçenlerin 21 Ocak 1995, Cumartesi günü, Emniyet kanalıyla serbest bırakılacaklarını da söyler. Ahmet ESMAEİLİ, 21 Ocak 1995 gününü, ağabeysi Lazım ve Asgar’ı bekliyerek geçirir.

Basın: İranlıları Kaçıran Yeşil

22 Ocak1995 günü, Ahmet DEMİR kendisini arar. Lazım ve Asgar’ın kaçırılması ile ilgili olarak kendi adının gazete haberlerinde yer almasından dolayı son dercede sinirlidir.
Ahmet ESMAEİLİ’ye “sen kimle dans ediyorsun, sen bizim kim olduğumuzu biliyor musun" gibi tehdit edici sözler söyler ve telefonu yüzüne kapatır.

Yeşil Ortalarda Yok

Ahmet ESMAEİLİ, bu konuşmadan sonra, çok kere cep telefonundan arayarak, Ahmet DEMİR’le irtibat kurmaya çalışır. Ancak telefon cevap vermediğinden temas kuramaz.




***