28 ŞUBAT SÜRECİ ARİFESİNDE VE ERTESİNDE İKİ MİLLİ GÖRÜŞ PARTİSİ: REFAH PARTİSİ (RP) - FAZİLET PARTİSİ (FP) ( KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ ), 5
5. İKİ MİLLİ GÖRÜŞ PARTİSİNİN KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ
Çalışmada incelenen siyasi partilerden RP’nin selefi olan Milli Görüş Partileri (MNP ve MSP), AP döneminde büyük sanayici ve serbest piyasadan yana izlenen, küçük ve bağımsız esnaf, zanaatkâr ve çiftçinin aleyhine olan politikalardan dolayı beliren sınıfsal ayrışmanın ürünü olarak ortaya çıkmış ve bu süreçte aleyhine politika izlenen ‘mağdur’ kitlelerce desteklenmiştir (Sarıbay, 1985: 96). 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesi’yle kapatılan İkinci Milli Görüş partisi MSP’nin halefi olarak 13 Temmuz 1983’te Avukat Ali Türkmen’in
başkanlığında 33 kişi tarafından kurulan RP de (Çakır, 2005: 548), kendisini İslamcılık çeperi içinde ifade etmiş küçük ölçekli işadamları ve Anadolu’da henüz palazlanmaya başlayan yeni burjuva ile yoksul ve yeni kentleşmiş kitleler tarafından desteklenen bir Milli Görüş partisidir. Dünya görüşünü Milli Görüş şeklinde tanımlayan RP, dini motifleri ve mesajları olabildiğince açık bir şekilde kullanan hem İslamcı hem de milliyetçi bir parti olarak nitelenebilir. 28 Şubat 1997 tarihli MGK bildirisinin ve 21 Mayıs 1997’de RP’nin aleyhine açılan kapatma davasının ardından Partinin kapatılma tehlikesini gören yetkililerce (Mert, 2008: 79) Avukat İsmail Alptekin’in başkanlığında kurulan dördüncü Milli Görüş
partisi FP de selefi RP gibi Meclis dışından isimlerce kurulan; ancak RP’nin Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılmasından sonra, siyasi yasaklı isimler dışındaki bütün partililerin katılımıyla Meclis’te temsil edilme olanağına kavuşan bir siyasi partidir (Karaalioğlu, 2001: 10-11). RP’den farklı olarak Parti Programı’nda demokrasi ve insan haklarının öncelendiği, liberal değerlerin vurgulandığı ve RP’nin devamı gibi algılanmamak için Parti üst yönetiminde bir kısım eski ANAP’lı yöneticilerin yer aldığı FP (Poyraz, 2010: 326), her ne kadar RP’nin siyasi ve ideolojik mirasını görünüşte terk etmek zorunda kalsa da sayısız meşruiyet sınavından geçmek zorunda kalmış (Dursun, 2004: 7) ve
nihayet RP’yle aynı kaderi paylaşmıştır. Milli Görüş Hareketi içinde yer alan her iki parti genel merkezden mahallelere kadar inmeyi başaran bir örgüt yapısına ve devasa bir üye sayısına sahip olduğu gibi, özellikle kadının kamusal alana çıkışı ve siyasallaşmasında öncü rol üstlenen RP, Hanım Komisyonları gibi örgütleri sayesinde en ücra köşedeki ailelerle bile irtibata geçerek geniş bir kitlenin Partiye üyeliğini sağlamış ve beğenisini kazanmıştır. Maurice Duverger tarafından kadro partileri ve kitle partileri şeklinde yapılan ayrım göz
önünde tutulduğunda; her iki partinin de kitle partisi olduğu sonucuna erişilmektedir.
Çünkü kitle partileri, parlamento dışında ortaya çıkan, geniş üye tabanlarına ve güçlü bir parti teşkilatlanmasına sahip (Türköne, 2003: 260), eşraftan, tüccardan, bankacılardan az sayıda ama yoğun bir yardım görmedikleri için çok sayıda kişiden meblağı az; ancak devamlı ödenti toplamak başka bir ifadeyle üye sayısını yüksek (Çam, 1999: 442) tutmak durumunda olan, faaliyetleri seçim zamanlarıyla sınırlı olmayan, parti bürokrasisinin gelişkin, örgütü disipline olmuş ve meclis gruplarının da örgüte katı bir disiplinle bağlı olduğu partilerdir. Esnek olmayan bir ideolojiye sahip olan kitle partilerinde, bu ideoloji doğrultusunda eğitim faaliyetleri ve parti içi propaganda ve seminerler de örgüt yapısını
disiplinli ve canlı tutmanın yanı sıra, partinin ideolojisinin pekiştirilmesine de katkıda bulunmaktadır (Yücekök, 1987: 92). Meclis dışından kişilerce kurulmaları, küçük ölçekli işadamları ve Anadolu burjuvazisi ile yoksul ve yeni kentleşmiş kitlelerce desteklenmeleri, örgütsel ve siyasi faaliyetlerinin süreklilik arz etmesi, dozajı farklılık gösterse de Milli Görüş diye adlandırdıkları ideolojinin izlerini taşımaları bakımından her iki parti, kitle partisi olarak nitelenebilir.
RP ve FP, vatandaş-devlet ikileminde tercihini vatandaştan yana yaptığını beyan eden, adalet, bayındırlık, içişleri gibi konularda büyük bir hamleye ve revizyona gidilmesi gerektiği inancını paylaşan, gittikçe daha az dinsel kavramlardan oluşan, daha demokrat ve daha sivil toplumcu bir söyleme yönelen ve ehlileşen birer parti profili çizmiştir. Ordunun ve yargının soğuk nefesini sürekli ensesinde hisseden Milli Görüş Hareketi’ne mensup olan her iki parti, askeri müdahaleler ya da kapatma davalarıyla ülkenin yüzleştiği ‘yukarıdan ayarlı’ dönemlerin ürünü ve mağduru olan, ortak makûs kaderi paylaşan ‘talihsiz siyasi partiler’ olarak addedilebilir. İncelenen partilerden RP, kuruluşundan kapatılmasına kadar
sürekli ordunun gözetiminde ve tesiri altında tutulmak istenen, selefi olan Milli Görüş partileri gibi karşı devrimci ya da Atatürk karşıtı bir siyasi parti olarak damgalanmaktan kurtulamayan bir partidir. Şöyle ki, henüz kurulmasının ardından ordunun kamu yaşamında İslam’ın rolüyle ilgili sert düzenlemeleri sürdürmeye karar vermesinden dolayı MGK tarafından kurucu üyeleri veto edilen ve bu yüzden 6 Kasım 1983 genel seçimlerine katılamayan (Yavuz, 1997: 71) RP’nin geniş bir halk desteği aldığı 24 Aralık 1995 genel seçimlerinden sonra da RP’siz hükümet arayışlarında ordu bizzat yer alarak birtakım etki ve telkinlerde bulunmuş, Refahyol Hükümeti’nin ilk altıncı ayından sonra da Batı Çalışma
Grubu, Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi ve Türkiye-İsrail Askeri Eğitim Anlaşması’nın Başbakan Erbakan’a imzalatılması gibi ordunun günlük politikada inisiyatifi ele alma hususundaki kararlılığını gösterdiği ve nihayet 28 Şubat 1997 tarihli MGK bildirisinin açıklanmasıyla Hükümetin iyice sıkışmış bir alanda MGK’nın gözetim ve denetimi altında yürütme faaliyetini icra etmeye mahkûm hale geldiği görülmüştür (Erdoğan, 2007: 15). 28
Şubat 1997 tarihli MGK bildirisinin ardından kurulan FP de selefi RP gibi katıldığı ilk genel seçimlerde ordunun telkin ve tesirlerinden nasibini almıştır. Şöyle ki, siyasal faaliyet alanını bir ölçüde belirleyen meşruiyet ölçülerini MGK dolayımıyla takip eden Cumhurbaşkanı Demirel tarafından 18 Nisan 1999 genel ve yerel seçimleri öncesinde seçim kampanyalarının 28 Şubat süreciyle hesaplaşmaya dönüştürülmemesi ve askerin siyasete alet edilmemesi telkin edilmiş (Dursun, 2004: 7), seçimlerden önce çeşitli platformlarda üst düzey ordu mensuplarınca FP’yle irticayı özdeşleştiren veya “28 Şubat süreci gerekirse bin yıl sürer” gibi keskin beyanlarda bulunulmuş, FP’nin Genel Başkanı Kutan’la da ordu
arasında başlayan restleşmeler FP’yi iyice çıkmaza sokmuştur. 7 Mayıs 1999’da FP aleyhine açılan kapatma davası da kapatılma baskısı altında geçecek yirmi altı aylık sancılı bir dönemi beraberinde getirmiş ve nihayet FP de halefi RP gibi Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılmıştır.
Adil Düzen retoriğine sahip olan RP, selefi olan Milli Görüş partilerinden farklı olarak, devletçi ve korumacı politikalardan vazgeçerek piyasa ekonomisi modeline yönelmiştir (Yavuz, 2005: 597). Ancak RP’nin Adil Düzen modeli, Batı’nın serbest piyasa ekonomisiyle Doğu Bloku ülkelerinin devlet kontrollü Sosyalizmi arasında karma bir ekonomik yapıyı canlandıran, devletin temel altyapı ve bölüşüm desteği sağlanmasında önemli rol oynadığı özel girişimin teşkilinin ekonominin lokomotifi olarak görüldüğü, özellikle faizsiz bankacılık gibi bir grup İslami elementi de içeren (Öniş, 1997: 754), hızlı ekonomik gelişme ve ulusal gelirin adil dağıtımı ana temalarına dayanan, kronik ekonomik
problemlere ve toplumda algılanan ahlaki erozyona karşı geliştirilen eklektik, kompleks ve ütopik bir ekonomik yapıyı ifade etmektedir (Yılmaz, 2012: 368). RP’nin halefi FP ise, birincil hedefi olarak Adil Düzen’i kurmak değil, insan hakları, siyasi özgürlük ve Türkiye’de özgürlük gibi alanları yeğlemiş (Küçükcan, 2003: 497); selefi RP’nin iktisadi liberalizmine aykırı, kolektif iktisadi anlayışından hayli uzaklaşmış bir görüntü sergilemiştir (Çaha, 2000: 171).
FP’nin Programına göz atıldığında, bu durum daha iyi anlaşılmaktadır. Parti Programı’na bakıldığında, devletin imkânlar dahilinde ticari ve sınai
faaliyetlerin dışında tutulması ve bu çalışmaların özel sektör eliyle yaptırmanın gerekliliği, devletin asli fonksiyonu olan güvenlik, adalet, eğitim, sağlık ve altyapı hizmetlerini üstlenmesi, denetleyici, düzenleyici ve yol gösterici olarak özel teşebbüsün gelişebilmesi amacıyla serbest piyasa ekonomisinin gereklerini hazırlaması gerektiği, ana amaçlarının üretim ekonomisine geçmek olduğu (Fazilet Partisi, 1998: 15-16) şeklinde liberal ekonominin gereklerine vurgu yapılmış ve RP’den farklı olarak faizsiz bankacılık gibi İslami elementleri içermeyen, daha açık ve tutarlı bir söylemin hâkim olduğu görülmektedir.
MGK vetosu sebebiyle 6 Kasım 1983 genel seçimlerine katılamayan RP, ilk katıldığı 25 Mart 1984 yerel seçimlerinden başlamak üzere, 29 Kasım 1987 genel seçimlerinde, 26 Mart 1989 yerel seçimlerinde, 20 Ekim 1991 genel seçimlerinde oy oranını sürekli olarak yükselten, en büyük başarısını 27 Mart 1994 yerel seçimlerinde elde eden ve en son katıldığı 24 Aralık 1995 genel seçimlerinden de %21.3’lük oy oranıyla birinci parti olarak çıkmayı başararak popülaritesini zirveye taşıyan bir siyasi partidir. 18 Nisan 1999 genel ve yerel seçimlerinde genelde %15.4 oranında oy alan FP’nin oylarında ise, düşme olmuştur. Çünkü 24 Aralık 1995 genel seçimlerinde RP’nin aldığı oy oranı göz önünde tutulduğunda, genel oylarda FP’nin %29’luk bir oy kaybının olduğu söylenebilir. Ancak yerelde belediyelerde %18.4, büyükşehir belediyelerinde %23.7 oy oranını yakalayan FP, her ne kadar RP’nin 27 Mart 1994 yerel seçimlerindeki başarısının altında kalsa da, yerel seçimlerde birinci parti olarak çıkmayı başarmıştır. Seçimlerdeki performansı bu şekilde betimlenebilen iki Milli Görüş partisinin dış politika anlayışı birbirinden oldukça farklılık göstermektedir. Dış politikada Batı ve AB karşıtı bir politika izleyen RP’nin dış politikadaki temel hedefini, Türkiye ile geri kalan İslam ülkeleri arasında sıkı bir birlik oluşturmak teşkil etmektedir. Türkiye’yi ekonomik potansiyeli ve jeopolitik pozisyonu
bakımından İslam dünyasının liderliği için doğal bir ülke olarak gören RP (Öniş, 1997: 754),
AB’yi kültürel, ekonomik ve dini bakımdan farklı olması, karar alma sürecinin muğlak ve Türkiye’ye kapalı olması, Müslüman toplulukların AB içinde uğradığı baskıyı belirterek yoğun bir şekilde eleştirmekte ve reddetmektedir. Ayrıca özellikle Türkiye’nin AB’nin resmi karar alma sürecine dahil olmadan AB’nin dış ticaret politikasına uymak zorunda kaldığı gerekçesiyle Gümrük Birliği’ne de karşı çıkmıştır (Robins, 1997: 86). RP’nin halefi FP ise, selefinden farklı olarak ve biraz da varlığını garanti altına almak gayesiyle Batı’yla bütünleşme yanlısı, liberal ekonomi taraftarı ve demokratik hukuk devleti savunucusu bir parti görünümüne bürünmeyi yeğlemiştir (Okutan, 2006: 317).
Türkiye’nin coğrafi konumu ve tarihi itibariyle Avrupa ile ilişkilerden uzak kalamayacağını ve bu ilişkilerin düzeyinin ülkenin uluslararası konumunu etkilemeye devam edeceğini vurgulayan FP (Fazilet Partisi, 1999: 45), bir an önce AB’ye tam üye olunmasını istemiştir.
İslam Birliği ile ilişkili olarak G-7’nin alternatifi olarak D-8’in kurulmasını önermesi, Başbakan sıfatıyla Erbakan’ın ilk yurtdışı gezisini İran, Pakistan, Malezya, Singapur ve Endonezya gibi Asya ülkelerine yapması, Parti Programı’nda milli eğitim ve öğretimde din eğitimine ayrı bir önem verdiğini belirtmesi, başörtüsüyle üniversitelere devam edilmesine öncülük ederek destek vermesi, Erbakan’ın Başbakanlık Konutu’nda tarikat liderlerine ve din adamlarına iftar yemeği vermesi gibi çok sayıda örnek RP’nin dini motifleri ve mesajları olabildiğince açık şekilde kullanan İslamcı bir siyasi parti olduğunu göstermekte dir. Kendisi için siyasetin başlıca bağlamı kapatılma korkusu olan FP ise, İslamiyet’e ve İslami değerlere açıkça göndermede bulunmadan kaçınarak, yerel yönetimlere yetki aktarımını vurgulayan, Türkiye’nin Avrupalı (AB yanlısı) dış politikasına bağlı olduğunu ilan eden; demokrasiye, birey ve insan haklarına vurgu yapan çok daha ılımlı bir programı ve söylemi benimsemiştir (Yavuz, 2011: 95). FP, Şen (2004: 275)’in belirttiği gibi, kendinden önceki Milli Görüş partilerince Müslümanların haklarının korunmasına yönelik yapılan laiklik tanımının kapsamını da tüm inanç gruplarını kapsayacak şekilde genişleten bir ifade şeklini tercih etmiştir. Birçok platformda devletin müdahaleciliğinin yanı sıra, farklı inanç gruplarının birbirleri üzerinde baskı kurmalarına da karşı olduğunu ifade eden FP, kısmen de olsa Milli Görüş Hareketi’nin varolan laiklik anlayışının dışına çıkmaya başlamıştır.
Ayrıca FP, selefi Milli Görüş partilerinden farklı olarak sivil toplumun güçlendirilmesi ve sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkilere öncelikli konuları arasında yer vermeyi yeğlemiştir. Sivil toplum kuruluşlarıyla demokrasi arasında kurulan ilişkinin uzantısında, sivil toplum kuruluşlarının güçlendirilmesiyle demokrasinin güçlendirileceğini, demokrasinin güçlendirilmesiyle de halkın katılımının ve ülkenin güçlenmesinin sağlanacağını, toplumsal sorunların çözümündeki araçlardan biri olarak betimlediği sivil toplum kuruluşlarının önemini vurgulamıştır (Öner ve Tan, 2000: 162-163).
İslamcı bir parti olan RP’nin Programı’nda, ailenin milletin temeli olduğuna, fertlerin manevi eğitim ve gelişiminin aileden başladığına, ailenin güçlenmesi, huzur ve saadet içinde yaşaması ve her türlü yıkıcı maddi ve manevi tehditten korunması için gereken bütün önlemlerin alınacağına değinilmiş (Refah Partisi Programı, 1986: 8-9) olup, FP’nin Programı’nda da ailenin toplumun temel sosyal kurumu olarak görüldüğü ve ailenin korunup geliştirilmesinin partinin temel politikalarından biri olduğu ifade edilmiştir (Fazilet Partisi, 1998: 8). Muhafazakâr kimliğe sahip olan her iki partideki aile vurgusu, aileye gelenekleri üretmesi, bireye kimlik ve kişilik kazandırması, temel eğitim kurumlarından biri
olma işlevini üstlenmesi bakımından kutsiyet atfeden muhafazakâr düşünceyle tutarlılık göstermektedir (Şeyhanlıoğlu, 2011:34). Ancak muhafazakâr düşüncenin aile içine hapsettiği, anne ve eş rolünde değer verdiği; geleneksel tarihsel rolünden sıyrılarak ekonomik, siyasi ve toplumsal alanda bağımsız bir birey olarak yer almasına sıcak bakmadığı kadın, RP döneminde muhafazakâr düşüncenin teamüllerine ve önceki Milli Görüş partilerinden farklı olarak kamusal ve siyasal alanda görünmeye başlamış (Çakır, 2000: 32), fikirlerini sahiplendiği İslami düşünürlerin karşı oldukları “kadının kamusal alana çıkışı” konusunda büyük bir yol kat etmiştir. Bu süreçte RP’nin kadınlara karşı siyasette uyandırdığı ilgi kadının geleneksel ev kadını rolünden sıyrılıp politik bireye dönüşmesinde önemli rol üstlenmiştir (Çaha, 2010: 257). Aileden bağımsız olarak birey
olarak kadına Parti Programı’nda değinmemesine rağmen izlediği politikayla Türkiye’de kadının kamusal ve siyasal alanda görünürlüğünün artmasında yadsınamayacak düzeyde katkısı olan RP’nin aksine FP’nin Program ve Seçim Beyannamesinde kadına yer verilmiştir. Parti Programı’nda kadının ailenin ve toplumun temel direği olarak görüldüğü, ekonomik ve sosyal hayatta daha başarılı olabilmesi için eğitim ve öğrenimine özel ilgi gösterileceğini belirten FP, Seçim Beyannamesi’nde de çalışan kadının korunmasının, kadının toplumsal konumu ve haklarının güvence altına alınmasının, eğitimde, siyasi ve ekonomik hayatta erkeklerle eşit haklara sahip olmasının öncelikleri arasında yer aldığı ve
bunlara dönük somut projelerinin olduğuna değinmiştir (Fazilet Partisi, 1999: 102-137).
Ancak FP’nin Parti Programı ve Seçim Beyannamesi’ndeki bu farklılığın izlediği siyasete yansımadığı görülmüştür.
Yukarıda değinildiği gibi, 28 Şubat süreciyle miadı dolan RP’nin yerine Milli Görüş Hareketi’nin dördüncü partisi olarak FP geçmiş ve kapatılan RP’nin siyasi yasaklı isimleri dışındaki bütün partililer FP’ye katılmıştır. Ancak FP’nin kapatılmasından sonra Milli Görüş Hareketi’nin tek bir siyasi partiye kanalize olmadığı ve iki siyasi partiye bölündüğü görülmüştür. FP’de 28 Şubat süreciyle RP’nin kapatılmasından Parti’nin efsanevi lideri Erbakan’ı sorumlu tutan, Milli Görüş Hareketi’nin geçmişte yaptığı hataların sorgulanması gerektiğini düşünen, demokratik, hukuki, liberal ve Batı eksenli politikalara yönelmeyi tercih eden muhalif bir kanat olan “Yenilikçiler”in belirmesiyle Parti içinde devrim niteliğinde gelişmeler gözlenmiştir. FP’deki statükocu yapıyı savunan “Gelenekçi” kanada rağmen Parti içinde arzu ettiği siyaseti savunamayacağını anlayan “Yenilikçiler”in 14
Mayıs 2000’de yapılan FP Kongresi’nde “Gelenekçiler”in adayı olan Recai Kutan’a karşı kendi adayı olan Abdullah Gül’ü çıkarması, Milli Görüş Hareketi’ndeki kırılmaya işaret etmektedir. Nihayet FP’nin Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılmasıyla da, Milli Görüş Hareketi’nden iki siyasi parti doğmuştur. Bunlardan biri aynı çizgide yer alan beşinci Milli Görüş partisi olan Saadet Partisi ve “Milli Görüş gömleğini çıkararak” siyasi hayatına “ Muhafazakâr Demokrat ” kimliğiyle başladığını ifade eden AK Parti’dir.
6. SONUÇ
Milli Görüş Hareketi’nin ilk partileri olan MNP ve MSP, sırtını Batı’ya dönerek ülkenin dış politika yönelimini tersine çevirmeye çalışan, küçük sanayici ve tüccara dayalı bir ulusal gelişmeyi öngören, karşı devrimci ya da Atatürk karşıtı birer siyasi parti olarak damgalanmaktan, yargı ve ordunun tesir ve nüfuzundan, kendilerine biçtiği akıbetten kurtulamayan ‘talihsiz” İslamcı partilerdir. 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesi’nin ardından cuntanın demokratik hayata dönüş kararıyla kurulan üçüncü Milli Görüş partisi olan RP de selefi Milli Görüş partileri gibi ordu ve yargının “bıktırıcı”/baskın tesirinden kurtulamayan, anti Batıcı ve yönelimi İslam ülkelerine dönük olan dış politika anlayışına sahip, dini motif
ve mesajları alabildiğince açık bir şekilde kullanan; ancak selefi Milli görüş partilerine göre daha az dinsel kavramlardan oluşan, daha demokratik bir söyleme sahip olan, içinde birtakım İslami elementleri barındıran, eklektik, kompleks ve ütopik bir ekonomi yaklaşımı olan Adil Düzen retoriğini benimseyen, katıldığı yerel ve genel seçimlerde siyasi başarısını sürekli artırarak popülaritesini zirveye taşıyan, ‘Milli Görüş Hareketi’nin kalesi’ olarak nitelenebilen bir siyasi partidir. RP’nin kapatılma tehlikesini gören yetkililerce kurulan ve RP’nin kapatılmasıyla bağımsız kalan milletvekillerinin katılımıyla Meclis’te temsil edilme olanağına kavuşan FP, başta RP olmak üzere selefi Milli Görüş partilerinden farklı olarak dış politikada yönünü Batı’ya çeviren, söylemini demokrasi, insan hakları ve özgürlükler üzerine bina eden, Adil Düzen projesinden uzaklaşarak liberal ekonominin gereklerine vurgu yapan, İslami elementleri içermeyen bir ekonomi anlayışını benimseyen; ancak değişmesine rağmen selefi Milli Görüş partileri gibi ordu ve yargının soğuk nefesini sürekli
ensesinde hisseden ve kendinden önceki Milli Görüş partilerinin makûs kaderini paylaşan bir diğer siyasi partidir. Başka bir ifadeyle FP, 28 Şubat sürecinden ders çıkaran, bu bağlamda değişen; ancak kaderi değişmeyen bir siyasi partidir.
Sonuç olarak sosyolojik kökenler ve sınıfsal temsiliyet açısından benzerlik gösteren her iki partinin, Maurice Duverger tarafından yapılan kadro partileri ve kitle partileri şeklindeki ayrım göz önünde tutulduğunda kitle partisi olduğu, vatandaş-devlet ikileminde tercihini vatandaştan yana yaptığını beyan eden, adalet, içişleri, bayındırlık gibi konularda ortak düşüncelere sahip olan, ülkenin ordu ve yargının müdahaleleriyle yüzleştiği ‘yukarıdan ayarlı’ dönemlerin ürünü ve mağduru olan, doğuşu ve akıbeti benzerlik gösteren talihsiz Milli Görüş partileri olduğu görülmektedir. Ancak ekonomi anlayışı olarak hızlı ekonomik gelişme ve ulusal gelirin adil dağıtımı ana temalarına dayanan, birtakım İslami elementleri de içerecek şekilde dini, örfi ve ahlaki yönlere uzanan eklektik, kompleks ve ütopik bir proje olan Adil Düzen’i benimseyen RP’nin aksine, FP’nin İslami elementleri içermeyen, daha açık ve tutarlı argümanlara dayanan bir ekonomi anlayışını benimsediği; katıldığı yerel ve genel seçimlerde siyasi başarısını sürekli artıran, Batı ve AB karşıtı bir politika izleyen RP’ye rağmen, katıldığı genel seçimlerde oylarını düşüren FP’nin 28 Şubat sürecinden ders çıkararak biraz da kendi varlığını garanti altına almak için Batı’yla bütünleşme yanlısı ve AB’ye tam üyeliği savunan bir parti olduğu anlaşılmaktadır. Dini motifleri ve mesajları selefi Milli Görüş partilerine göre daha az; ancak olabildiğince açık şekilde kullanan İslamcı parti RP’nin aksine FP’nin, dinsel kavramlardan imtina ederek liberal değerleri vurgulayan, insan hakları ve demokrasiyi önceleyen bir söyleme yöneldiği, demokrasiyle ilişkili olarak gördüğü sivil topluma öncelikli konuları arasında yer veren bir parti olduğu tespit edilmiştir. Aile konusundaki vurgu benzerliğine rağmen kadının siyasal
alanda görünümüne katkı sağlaması ve politize olmasında önemli roller üstlenen RP’ye karşın program ve seçim beyannamesinde kadına daha fazla yer veren FP’nin bunu izlediği politikaya aktaramadığı; miadı dolan her iki partiden sonra Milli Görüş Hareketi’ndeki bütünlüğün aynı şekilde korunamadığı, FP deneyimiyle Milli Görüş Hareketi’nde “Gelenekçiler” ve “Yenilikçiler” ayrımının belirdiği ve FP’nin kapatılmasıyla da SP ve AK Parti şeklinde Milli Görüş Hareketi’nden iki siyasi partinin doğduğu sonucuna erişilmiştir.
KAYNAKÇA
AHMAD, F. (2011). Modern Türkiye’nin Oluşumu, (Çev.) ALOGAN, Y., Kaynak Yayınları, İstanbul.
AKDOĞAN, Y. (2005). “Adalet ve Kalkınma Partisi”, (Ed.) BORA, T. ve GÜLTEKİNGİL, M., Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce İslamcılık (Cilt 6),
İletişim Yayınları, İstanbul.
AKEL, A. (1999). Erbakan ve Generaller, Şura Yayınları, İstanbul.
AKIN, K. (2000). Milli Nizam’dan 28 Şubat’a Olaylı Adam Erbakan, Birey Yayıncılık, İstanbul.
AY, Ş. (2004). “Türkiye’de Siyasal İslam”, Mevzuat Dergisi, (83): 1-13.
AYDIN, M. (2012). “Darbecilikte Son Perde: 28 Şubat”, (Ed.) BABACAN, A., Bin Yılın Sonu 28 Şubat: Süreklilik ve Kopuş, Cilt: 3, Pınar Yayınları, İstanbul.
AYKOL, H. (2009). Türkiye’de Siyasi Parti Kapatmanın Tarihi, İmge Kitabevi, İstanbul.
BAKAN, S. ve ARPACI, I. (2012). “Liberal Değişim Sürecinde Dönüşen ve Dönüştüren Muhafazakârlık”, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Dergisi, 2(2): 131-140.
BAYRAMOĞLU, A. (2007). 28 Şubat Bir Müdahalenin Güncesi, İletişim Yayınları, İstanbul.
BİLGİN, H. D. (2008). “Foreign Policy Orientation of Turkey’s Pro-Islamist Parties: A Comparative Study of the AKP and Refah”, Turkish Studies, 9(3): 407-421.
BÖLÜKBAŞI, M. (2012). “Milli Görüş’ten Muhafazakâr Demokrasiye: Türkiye’de 28 Şubat Süreci Sonrası İslami Elitlerin Dönüşümü”, İnsan ve Toplum Bilimleri
Araştırmaları Dergisi, 1(1): 166-187.
BULAÇ, A. (2009). Göçün ve Kentin Siyaseti (MNP’den SP’ye Milli Görüş Partileri), Çıra Yayınları, İstanbul.
CEVİZOĞLU, H. (2003). 28 Şubat Bir Hükümet Nasıl Devrildi, Ceviz Kabuğu Yayınları, Ankara.
ÇAHA, Ö (2010). Sivil Kadın Türkiye’de Kadın ve Sivil Toplum, Savaş Yayınevi, Ankara.
ÇAHA, Ö. (2007). Dört Akım Dört Siyaset, Orion Kitabevi, Ankara.
ÇAHA, Ö. (2000). “Türkiye’de Siyasal Partiler ve Avrupa Birliği”, İslâmî Araştırmalar Dergisi, 13(2): 163-170.
ÇAKIR, R. (2005). “Milli Görüş Hareketi”, (Ed.) BORA, T. ve GÜLTEKİNGİL, M., Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce İslamcılık (Cilt 6), İletişim Yayınları, İstanbul.
ÇAKIR, R. (2000). “Dindar Kadının Serüveni”, Birikim, (137): 27-35.
ÇALMUK, F. (2005). “Necmettin Erbakan”, (Ed.) BORA, T. ve GÜLTEKİNGİL, M., Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce İslamcılık (Cilt 6), İletişim Yayınları, İstanbul.
ÇAM, E. (1999). Siyaset Bilimine Giriş, Der Yayınları, İstanbul.
ÇAYHAN, E. (1997). Dünden Bugüne Türkiye Avrupa Birliği İlişkileri ve Siyasal Partilerin Konuya Bakışı, Boyut Yayıncılık, İstanbul.
DEMİREL, A. (2013). “Çok Partili Hayat, Siyaset, Partiler, Seçimler”, (Ed.) DEMİREL, A. ve SÖZEN, S., Türk Siyasal Hayatı, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
Yayınları, Eskişehir.
DURSUN, Ç. (2004). “Televizyon Haberlerinde Siyasal İslamcı Partinin Temsili: 1999 Seçimlerinde Fazilet Partisi”, Selçuk İletişim, 3(3): 5-20.
DURSUN, Ç. (2003). “İslamcı Basında Kemalizm Karşıtlığının Kurulması”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 58(4): 47-82.
Erbakan Hükümeti Koalisyon Protokolü (RP-DYP) (1996),
http://www.tbmm.gov.tr/hukumetler/KP54.htm, 17.06.2014.
ERDOĞAN, M. (2006). “Soğuk Savaş Sonrasında Türkiye Avrupa Birliği İlişkileri”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi ve Siyaset
Anabilim Dalı Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara.
ERDOĞAN, M. (2007). “28 Şubat Darbesi”, (Ed.) Birey Yayıncılık, 28 Şubat Postmodern Bir Darbenin Sosyal ve Siyasal Analizi, Birey Yayıncılık, İstanbul.
ERMAĞAN, İ. (2011). “Bir Medya Aktörü Olarak Milli Gazete’nin Avrupa Birliği Algısı”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, (24): 225-245.
ESER, H. B. (2013). “Türk Siyasal Kültürü İçinde Dinin Rolü Üzerine Bir Açıklama Çabası: Milli Görüş Hareketi ve Milli Nizam Partisi”, Süleyman Demirel
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 18( 3): 201-224.
Fazilet Partisi (1998). “Fazilet Partisi “Öncü Türkiye İçen Elele” Demokrasi İnsan Hak ve
Özgürlükleri, Barış, Adalet ve Öncü Bir Türkiye İçin Kalkınma Programı”,
http://www.tbmm.gov.tr/eyayin/gazeteler/web/kutuphanede%20bulunan%20dıjıtal%20kaynaklar/kıtaplar/sıyası%20partı%20yayınları/199801418%20fazılet%20partısı%20oncu%20turkıye%20ıcın%20elele/199801418%20fazılet%20partısı%20oncu%20turkıye%20ıcın%20elele.pdf, 11.03.2014.
Fazilet Partisi (1999). “Günışığın Türkiye 18 Nisan 1999 Seçim Beyannamesi”,
http://www.tbmm.gov.tr/eyayin/gazeteler/web/kutuphanede%20bulunan%20dıjıtal%20kaynaklar/kıtaplar/sıyası%20partı%20yayınları/199902131%20fazılet%20partı%20secım%20beyannamesı%201999/199902131%20fazılet%20partı%20secım%
20beyannamesı%201999.pdf, 04.03.2014.
GÜLALP, H. (1999). “Political Islam in Turkey: The Rise and Fall of the Refah Party”, The Muslim World, 89(1): 22-41.
HEPER, M. (2006). Türkiye’de Devlet Geleneği, Doğu Batı Yayınları, Ankara.
KARAALİOĞLU, M. (2001). Hilal ve Ampul Fazilet’ten Saadet ve AK Parti’ye Bir Hareketin Öyküsü, Bakış Yayınları, İstanbul.
KOCABAŞ, S. (1997). Refahyol Hükümeti Sonunun Perde Arkası, Vatan Yayınları, İstanbul.
KONGAR, E. (2006). 21. Yüzyılda Türkiye 2000’li Yıllarda Türkiye’nin Toplumsal Yapısı, Remzi Kitabevi, İstanbul.
KÜÇÜKCAN, T. (2003). “State, Islam, and Religious Liberty in Modern Turkey: Reconfiguration of Religion in the Public Sphere”, Brigham Young University
Law Review, (2): 475-506.
KÜÇÜKYILMAZ, M. (2010). Türkiye’de Siyasal Katılım Tek Partiden AK Parti’ye Siyasal İslam ve Demokrasi Tartışmaları, Birey Yayıncılık, İstanbul.
MERT, L. Y. (2008). Cumhuriyet Döneminde Kapatılan Siyasi Partiler Kapatma Davaları, Gerekçeleri ve Sonuçları, İlkim Basın Yayın Dağıtım, Ankara.
OKUTAN, M. Ç. (2006). “Adalet ve Kalkınma Partisi: Muhafazakâr Demokrat mı, Hıristiyan Demokrasinin Müslüman Versiyonu mu?”, Dokuz Eylül Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 8(1): 307-324.
ÖNER, Ş. ve TAN, M. (2000). “Türkiye’de Siyasi Partilerin Sivil Toplum ve Sivil Toplum Kuruluşlarına Kavramsal-Kuramsal Yaklaşımları”, Muğla Üniversitesi SBE
Dergisi, 1(1): 151-171.
ÖNİŞ, Z. (1997). “The Political Economy of Islamic Resurgence in Turkey: The Rise of the Welfare Parti in Perspective”, Third World Quarterly, 18(4): 743-766.
ÖRMECİ, Ö. (2008). İttihat ve Terakki’den AKP’ye Türk Siyasal Hayatı, Güncel Yayıncılık, İstanbul.
POYRAZ, F. (2010). “Milli Nizam Partisinden AK Parti’ye “İslami Hareketin Partileri ve Değişim””, (Ed.) UZUN, T., İttihat ve Terakki’den Günümüze Siyasal Partiler
Orion Kitabevi, Ankara. Refah Partisi Programı (1986). Eser Matbaası, Samsun.
Refah Partisi (1995). “24 Aralık 1995 Refah Partisi Seçim Beyannamesi (Özet)”,
http://www.tbmm.gov.tr/eyayin/GAZETELER/WEB/KUTUPHANEDE%20BULUNAN%20DIJITAL%20KAYNAKLAR/KITAPLAR/SIYASI%20PARTI%20YAYINLARI/199601072%20RP%20SECIM%20BEYANNAMESI%201995/199601072%20RP%20SECIM%20BEYANNAMESI%201995.pdf, 06.04.2014.
ROBINS, P. (1997). “Turkish Foreign Policy under Erbakan”, Survival: Global Politics and Strategy, 39( 2): 82-100.
SAFİ, İ. (2007). Türkiye’de Muhafazakâr Siyaset ve Yeni Arayışlar, Lotus Yayınevi, İstanbul.
SARIBAY, A. Y. (2005). “Milli Nizam Partisi’nin Kuruluşu ve Programının İçeriği”, (Ed.)
BORA, T. ve GÜLTEKİNGİL, M., Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce İslamcılık (Cilt 6), İletişim Yayınları, İstanbul.
SARIBAY, A. Y. (1985). Türkiye’de Modernleşme Din ve Devlet Politikası “MSP Örnek Olayı”, Alan Yayıncılık, İstanbul.
ŞEN, S. (2004). AKP Milli Görüşçü Mü? (Parti Programlarında Milli Görüş), Nokta Kitap, İstanbul.
ŞEYHANLIOĞLU, H. (2011). Türk Siyasal Muhafazakârlığının Kurumsallaşması ve Demokrat Parti, Kadim Yayınları, Ankara.
TEKİN, Y. (2004). AKP’nin Muhafazakâr Demokrat Kimliği, Orient Yayınları, Ankara.
TEKİN, Y. ve OKUTAN, Ç. (2011). Türk Siyasal Hayatı, Orion Kitabevi, Ankara.
TETİK, G. (2000). “Uluslararası Avrupa Birliği Şurası”, Diyanet Aylık Dergi, (114): 25-26.
TORUK, İ. (2011). “Türkiye’de Başörtüsü Sorunu ve Yazılı Medyada Sunumu”, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, (30): 483-514.
TUTAR, H. (2007). Türk Siyasetinde Sancılı Yıllar, Bizim Kitaplar, İstanbul.
TÜRKÖNE, M. (2003). “Siyasi Partiler”, (Ed.) TÜRKÖNE, M., Siyaset, Opus Yayınları, İstanbul.
TÜRKÖNE, M. (1994). Modernleşme Laiklik ve Demokrasi, Ark Yayınları, İstanbul.
ÜNAL, M. (19 Ekim 1996). “Refah Değişiyor mu, Değiştiriyor mu?”,
http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-1862-33-refah-degisiyor-mu-degistiriyor-mu.html, 06.07.2014.
ÜSTE, B. (2006). “Türkiye’de Siyasal İktidara Gelen Partilerin AET/AT/AB İlişkileri Hakkındaki Görüşleri ve Yönetim Yapısına Etkileri”, Dokuz Eylül Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 8(3): 332-349.
YAVUZ, M. H. (1997). “Political Islam and the Welfare (Refah) Party in Turkey”, Comparative Politics, 30(1): 63-82.
YAVUZ, M. H. (2005). “Milli Görüş Hareketi: Muhalif ve Modernist Gelenek”, (Ed.)
BORA, T. ve GÜLTEKİNGİL, M., Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce İslamcılık (Cilt 6), İletişim Yayınları, İstanbul.
YAVUZ, M. H. (2011). Erbakan’dan Erdoğan’a Laiklik, Demokrasi, Kürt Sorunu ve İslam, (Çev.) ADALI, L., Kitap Yayınevi, İstanbul.
YEŞİLADA, B. A. (2002). “The Virtue Party”, Turkish Studies, 3(1): 62-81.
YILMAZ, M. E. (2012). “The Rise of Political Islam in Turkey: The Case of the Welfare Party”, Turkish Studies, 13(3): 363-378.
YILMAZ, N. (2005). “İslamcılık, AKP, Siyaset”, (Ed.) BORA, T. ve GÜLTEKİNGİL, M., Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce İslamcılık (Cilt 6), İletişim Yayınları, İstanbul.
YILMAZ, Z. (2011). “Küresel İslam Hareketinde Kadının Yeni Temsil Biçimleri: Türkiye Örneği”, (Ed.) SANCAR, S., Birkaç Arpa Boyu... 21. Yüzyıla Girerken
Türkiye'de Feminist Çalışmalar. Prof. Dr. Nermin Abadan Unat'a Armağan, Koç
Üniversitesi Yayınları, İstanbul.
YÜCEKÖK, A. N. (1987). Siyasetin Toplumsal Tabanı, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, Ankara.
..