Küresel ve Bölgesel Gündem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Küresel ve Bölgesel Gündem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Eylül 2018 Çarşamba

2013 Küresel ve Bölgesel Gündem Üzerine Düşünceler

  2013 Küresel ve Bölgesel Gündem Üzerine Düşünceler 



21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü                         
İş Geliştirme ve Stratejik Yönetim Araştırmaları Merkezi
05 Şubat 2013 Salı

2013 Küresel ve Bölgesel Gündem Üzerine Düşünceler













Ümit Özdağ tarafından yazıldı.


     2013 yılı küresel politik ve jeopolitik gerilimler açısından ne dünya ne de bölgemiz için sakin bir yıl olmayacak. Büyük bir kısmı tarihin 2012'ye taşıdığı 
ve çözülemeyen sorunları geliştirerek yaşamaya devam edeceğiz. CNN International bu sene dünyanın ve tabii Türkiye'nin gündeminde önemle yer alacak konuları bu konuda iyi bir çalışma yapmış. Bu çalışmayı da değerlendirerek ve genişleterek, bu sene dünyanın, bölgemizin ve Türkiye'nin konuşacağı konuları aşağıdaki 
başlıklar altında toplamadık. 


 1) PKK ile Müzakereden Mütarekeye: Hiç şüphesiz bir yandan İmralı'daAbdullah Öcalan ile yeniden başlayan öte yandan Avrupa'da PKK ile gizli olarak da olsa 
düşük seviyede yürümeye devam eden müzakere süreci, artık mütareke evrilerek devam edecek bir zemine doğru yaklaşıyor. AKP'nin son Kongresi'den sonra "AKP'nin Kürt Açılımı En Radikal Aşamasında" başlıklı yazımda,(Yeniçağ, Ekim 2013) Hükümetin "Kürt Sorunu" diye nitelendirdiği PKK sorununu çözmek amacı ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin milli ve üniter devlet karakterini değiştirecek, bir dizi önlemi alacağını kaydetmiştim. 


Büyükşehir yasası ile idari federalizmin zeminin hazırlanması, Kürtçe'nin ikinci resmi dile götürecek adımların kararının açıklanması anılan Kongre sonrasındaki 
gelişmelerdir. Başbakan Yardımcısı ve Müzakere sürecinin yönetici olan ….'da İmralı ile ikinci görüşme sürecinin başlamasından sonra, sürecin AKP Kongresi 
sonrasında başladığını açıklamıştır. Öcalan ve PKK ile müzakereler 2013 senesinde Türkiye'nin olduğu gibi ilgili dünyanın ve bölgenin en önemli gündem 
maddelerinden birisini oluşturacak. Ancak bu görüşmelerin 2013 senesi içinde sona ereceği anlamına gelmiyor. Çünkü PKK için görüşmelerin kabul edilebilir bir sonuca varması demek, 

1) Öcalan'ı da kapsayacak bir genel af, 
2) PKK'nın Türkiye'de legal bir parti olması, 
3) Büyük şehir yasasına valilerin de seçimle gelmesi maddesinin eklenmesi, 
4) Kürtçe eğitimin kabul edilmesi, 
5) Anayasaya Türkiye Cumhuriyeti' nin Türkler ve Kürtlerden oluştuğu hükümlerinin yerleştirilmesi gerekiyor. 

  Aksi takdirde PKK bugün olmaz ise yarın diyerek çatışmalara devam edecektir. AKP ise cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde bu taleplere "evet" diyemeyecek tir. Özetle, 2013 içinde de artık mütarekeye doğru giden ve geri dönülemez süreç devam edecektir. Mütarekenin halkta yaratacağı tepkiyi eritmek için KCK operasyonları, dağda PKK alt yapısına yönelik askeri operasyonlar devam edecektir. 

 2) PKK'nın Hakkari ve Van'da etkinliğini artırma çabaları: PKK, İmralı'da ve Avrupa'da yapılan görüşmelerin 2013 ilkbaharına kadar sonuç üretmemesi durumunda PKK, Hakkari'de 2009'dan itibaren uyguladığı ve "kurtarılmış bölge", "demokratik özerklik" ve en son "gazzeleştirme" diye anılan stratejiyi, Van'a da taşıyarak yaygınlaştırmaya çalışacaktır. PKK'nın izleyeceği bu politika, 2013 ilkbahar ve yazı Hakkari ve Van'da kırsal ve kentsel alanlarında PKK ile güvenlik güçleri arasında sert çatışmaların yaşanmasına neden olacaktır. Örgüt, 2013 içinde 2012'de denediği ancak başaramadığı kent ayaklanmaları girişimini tekrar deneyecek ve TSK'yı "meskun mahal çatışmasına" zorlamak isteyecektir. 

 3) Suriye İç Savaşı ve Savaşın Irak-Ürdün-Lübnan ve Türkiye'ye Etkileri: Suriye iç savaşı Esad "bugün düştü, yarın düşüyor" psikolojik propagandasına rağmen 
devam edecektir. Suriye'de iktidar 2013 içinde güç kaybetse de muhalefete dışarıdan büyük bir askeri destek gelmediği sürece, muhalif unsurlar Şam 
rejimini deviremeyeceklerdir. Üstelik, iç savaş Şam'da iktidarın el değiştirmesi ile bitmeyecektir. Şam'da iktidar isyancıların eline geçer ise Lazkiye'den 
başlayıp Akdeniz boyunca Suriye sahillerine yayılan Nüsayristan'da Esad'ın yeni savaşı başlayacaktır. Muhtemelen, Esad bu aşamada Suriye Kürtlerinin 
bağımsızlığını destekleyerek, hem isyancıları hem Türkiye'yi baskı altına almak isteyecektir. Öte yandan Suriye'deki parçalanma, diğer bir ifade ile Suriye'nin 
"Somalileşmesi", Irak'ın da parçalanmasına giden yolu açacaktır.

 4) Kerkük, Kuzey Irak ve Irak: 2012'de Irak ve Kuzey Irak savaşmanın eşiğine gelmişlerdir. 2013'de Barzani ile Maliki arasındaki çatışma, Suriye'deki 
gelişmelerin de etkisi daha da sertleşecektir. Suriye'de rejimin devrilmesi ve Esadın savaşı Lazkiye'den sürdürmek istemesini Barzani, Kuzey Irak'ta Suriye'nin Kuzey bölgelerini de kapsayacak bağımsız bir Kürdistan'ın kurulması için kullanabilecektir.Kerkük başta olmak üzere diğer Türkmen bölgelerinin 
Barzani'nin eline geçmesi Irak'ın Osmanlı döneminde Musul Vilayeti diye anılan bölgesinde ve Suriye'nin kuzeyinde Halep'e kadar uzanan alanda bağımsız 
Kürdistan'ın kurulmasına yol açacaktır. Şii Maliki Hükümetinin Irak'ın bölünmesini engelleyememesi, Sunni Arapçılığın ayrılmak için dışarıdan da tahrik ile harekete geçmesine neden olabilir. Kuzey Irak'ın bağımsızlığı Arap milliyetçiliğini geliştirip, sunni-şii geriliminin aşılmasına da neden olabilir. 

Barzani, Kerkük ve diğer Türkmen bölgeleri üzerindeki fiili hakimiyetini hukuki hakimiyete dönüştürmek için Irak Ordusunu yenmek veya en azından savaştan 
caydırmak zorunda olduğunu biliyor. Bu noktada son günlerde uluslar arası basında gittikçe sık yer alan bir haber/yorum, Başbakan Erdoğan'ın Barzani'ye 
bir Kuzey Irak-Irak savaşında, Türkiye'nin Kuzey Irak'ı destekleyeceğine dair söz verdiği hususudur. Irak başbakanı Maliki, Ankara'yı Türkmenlere, Kerkük ile 
birlikte Barzani'ye katılın telkininde bulunmak ile suçlamaktadır. Kerkük konusunda Ankara'dan da karışık sinyaller gelmektedir.

 5) İran ve Nükleer Silah: İran, İsrail'in saldırı çağrılarına, ABD'nin başını çektiği Batının ekonomik ambargosuna rağmen hızla nükleer santrallerini inşa 
etmeye devam etmektedir. İran, bir askeri saldırıya da boyun eğmeyeceğini gösterecek şekilde konvansiyonel silahlanmaya devam etmekte ve sürekli yeni füze tipleri üreterek denemektedir. Öte yandan İran'a yapılacak bir İsrail ve/veya ABD saldırısı ilk kez çalışmakta olan nükleer tesislerin bombalanması gibi bir sonuç ortaya çıkaracak. Böyle bir bombardımanın ortaya çıkaracağı nükleer kirlilik muhtemelen Çernobil'den kat ve kat fazla olacak. İsrail İran'a 
saldıracak mı? ABD böyle bir saldırıya katılacak mı yoksa aktif destek vermekle yetinecek mi? 2013 yılında da İran dünya gündeminin önemli meselelerinden birisi olmaya devam edecektir.


 6) Sallanan ve Etnikleşen Avrupa Birliği: 2013 senesi içinde AB ekonomik ve politik krizi yaşamaya devam edecek. Bu ekonomik kriz, eğer dağılmak istemiyor ise AB'nin yeni bir şekil almasına neden olacak. Ayrıca, başka faktörlerin yanında Brüksel bürokrasinin etnikçi politikalarının sonunda Belçika parçalanma süreci devam edecek. Katalonya ve Bask'ın İspanya'dan ayrılma süreçleri güçlenecektir. İtalya ekonomik krizinde etkisi ile milli bilincin daha da zayıfladığı, zengin Kuzey Ligi'nin, fakir güneyden ayrılmak isteğinin güçlendiği bir dönemden geçecek. 2013'de AB'nin sorunlarını ve geleceğini konuşmaya devam edeceğiz. 2013'de Türkiye'de AB'ciler biraz daha mahcup, "Ama AB standartları ..." demeye devam edecekler. Ankara'da artık AB dışında seçenekler üzerinde arayışlar başlayacak. 

 7) Çin'in Ekonomik ve Politik Yükselişi-ABD'nin Pasifik'e Dönüşü: Çin ekonomik yükselişi devam ediyor. ABD'nin Ortadoğu savaşına angaje olduğu bir dönemi çok akıllıca değerlendirip, Afrika ve Latin Amerika pazarlarına uzanan Çin, düşük profilli bir dış politika sürdürmeye devam ediyor. Ekonomik ve politik 
gelişmesine uygun bir askeri yapılanma içinde olmasına rağmen, Pekin düşük profilli bir dış politika izleyerek Washington'u kışkırtmamaya çalışıyor. 
2013'de Çin'in yükselişinin konuşulmaya ve ABD'nin muhtemel cevapları konuşulmaya devam ediliyor.

8) Müslüman Kardeşlerin Yükselişi ve Mısır: 2012 Mısır'da ilk demokratik seçimlerin ve Müslüman Kardeşlerin iktidara gelmesinin yılı oldu. Müslüman 
Kardeşler demokratik seçimle iktidara geldiler ancak daha ilk hamlelerinde demokrasiden çok hoşlanmadıklarını gösterdiler. Müslüman Kardeşler ve muhalifler arasındaki gerilim 2013 senesinde de sürmeye devam edecek. Müslüman Kardeşlerin iktidarı uzun bir iktidar mı olacak yoksa bir yaz yağmuru mu olacak? 2013 bunun büyük ölçüde anlaşılacağı sene olacak. 

9) Libya'nın Afganistanlaşması Süreci: Libya'da Kaddafi yönetimin devrilmesin den sonra bir hükümet oluştu ancak bir iktidar oluşmadı. Ülke değişik radikal gruplar ve aşiretler arasında parçalanmış durumda. Bugünlerde uluslar arası basında çok bahsedilmese de Libya'nın parçalanması büyük bir ihtimal. Radikal İslamcı gruplar, bu ülkede Kaddafi'nin cephaneliği üzerinde oturmuş, ülkeyi Afganistanlaşıyorlar. Libya'da otoritenin çöküşü ve cihadist gruplar, Mali'nin Kuzeyinde yönetimi ele geçirmiş durumdalar. 2013'de Libya Kuzey Afrika'ya istikrarsızlık ihraç etmeye devam ederken, kendi parçalanması sürecinin dinamiklerini de geliştirecek.

10) Afganistan ve Pakistan dağılacak mı?: 2012'ye kadar Afganistan'da bir devlet yapısının nasıl kurulacağı üzerinde duruldu. Ancak 2012'den itibaren 
Afganistan'ın bir devlet olarak geleceğinden gittikçe ümit kesildiği görülüyor. Amerikan strateji yazınında 2012 içinde "acaba Afganistan'ı kuzey ve günye 
olarak bölmek daha mı faydalı olur?" tartışmasının yapılmaya başlandığı görülüyor. Bu tartışmanın 2012 sonundan itibaren daha belirgin bir şekilde 
"ABD'nin düşmanı olarak Pakistan ve Pakistan bölünmeli mi?" sorusunun eklendiği görülüyor. 2013 senesi içinde Afganistan ve artan oranda Pakistan konusunu tartışmaya devam edeceğiz. 

11) Chavez Sonrasında Latin Amerika: Latin Amerika'nın Sempatik Anti-Amerikan Lideri Hugo Chavez'in kanser hastalığı ilerliyor. Yerine yardımcısının geçmesi için gereken hazırlıkları yaptı. Eğer süreç bu şekilde devam eder ise Chavez, 2014 senesinde iktidarda ve hatta dünya da olmayabilir. Chavez'in ölümü Latin Amerika'da gelişen anti-Amerikancı dalganın ağır bir darbe almasına, liderine kaybetmesine ve yeni bir lider üretememesi durumunda da erimesine yol açabilir. Türk medyasının ve üniversitelerin "radarları" dışındaki Latin Amerika ve ABD bu sene Chavez sonrası Venezuella'yı ve Latin Amerika'daki gelişmeleri çok konuşacak. 

12) Kuzey Kore kendi roketi ile kendi uydusunu yörüngeye oturttu: Türkiye, toplama bir yapı olan (bu işler böyle başlar ve bu da önemlidir) Göktürk-2'yi 
Çin'den yörüngeye yollarken, Batı medyasında geri kalmış, insanları açlıktan ölen olarak gösterilen Kuzey Kore kendi yaptığı uyduyu kendi füzesi ile uzaya 
yolladı ve dünyanın yörüngesine oturttu. Bu noktada ABD'yi ilgilendiren husus,olması. Türkiye'de çok ilgilenilmeyen bu ülke 2013'de de dünyanın 
gündeminde olmaya devam edecek.

13) Hegemonyanın Zayıflaması Tartışmalarının Yoğunlaşması: ABD hala dünyanın en güçlü ülkesi. Daha bir süre öyle olmaya da devam edecek. Ancak artık Amerikan hegemonyasının kırıldığı Washington'da kabul ediliyor. Bush döneminde yapılan son büyük atak, hegemonyanın ömrünü uzatacağı yerde kısalttı. Ancak henüz çok kutuplu bir dünya sisteminin kuralları da oluşmadığı için sahte bir hegemoni ile dengesiz bir süreç uluslar arası ilişkilere egemen olmuş durumda. 2013 senesinde de hegemonyanın zayıflaması tartışmaları uluslar arası ilişkiler gündeminin önemli parçalarından birisi olmaya devam edecek.

14) Küresel ekonomik kriz: Devam ediyor
15) Küresel Isınma: Konuşmaya devam edeceğiz. 


Uzman Hakkında

Ümit Özdağ
uozdag61@gmail.com

Uzmanın Diğer Yazıları

  AKP’nin PARTİ ORDUSU GİRİŞİMİ 
  Özdağ'dan Başkanlığa Karşı Mektup 
  2015’te Batı Erdoğan İlişkilerinde Muhtemel İki Yol 
  Askeri Sağlık Sistemi Neden Gerekli? 
  Kesnizani Tarikatı: Irak’ın FETÖ’sü 
  Gülenci Darbe ve Bir Kitabın Önsözü 
  Türkiye’ye Vatandaş İthalinin Felaket Niteliğindeki Sonuçları 
  Göçler ve Güvenlik 
  Orta Doğu’da Jeopolitik Dönüşüm ve Türkiye İçin Oluşturduğu Tehdit 
  Suriye'nin Kuzeyinde İşler Gittikçe Daha Kötüye Gidiyor 
  400 Milletvekili Olsaydı Ne Olacaktı? 
  Güneydoğu Anadolu’da Son Durumun Fotoğrafı 
  1 Kasım Seçimleri Yaklaşırken Neden MHP? 
  Seçime Giderken PKK Ayaklanması 
  Savaş Başlıyor ve Seçimler 
  Suruç Saldırısı veya Türkiye’nin Pakistanlaştırılması  
  MHP’nin Yükselen Oyları- Erdoğan ve Öcalan 
  Büyük İtiraf Geldi: AKP Toprak Verdi 
  Türkiye Musul’a Girecek mi ? 
  Öcalan'ın 10 Maddesinin Genel Seçimler İle İlgisi 
  HOCALI SADECE HOCALI DEĞİLDİR - Türk Katliamının Son Durağı Hocalı 
  Suriye’de Toprak Kaybetmedik, Peki Ege’de 
  Kesnizani Tarikatı veya Büyük Bir Örtülü Operasyon 
  Ortadoğu’da Bir Yeni Yenilgi: Süleyman Şah’tan Geri Çekilme 
  Ayn El Arap’ta Bilmediğimiz Neler Oluyor? 
  Ortadoğu’da Sınırlar Değişirken Casuslar 
  Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ, saat 20:00'de Habertürk TV'de Enine Boyuna Programı'nda...  
  Gerilla ve Kontrgerilla Savaşı 
  Türk Deniz Kuvvetlerine Yapılan Saldırının Sonucu Ne Olmuştur? 
  Kudüs’te Son Türk Askeri 
  Türk Milleti Türkiye’nin Bölündüğünü Görmüyor mu? 
  Hayalin Böylesi: Güneydoğu Anadolu’yu PKK’ya Bırakan Ortadoğu’yu     Şekillendirme Peşinde 
  Seçimler Yaklaşırken Güneydoğu Anadolu ve Siyasi Partiler 
  PKK Müzakereleri, Ayn El Arap ve Bölgesel Değerlendirmeler 
  Amerika Fransa’ya Nükleer Saldırı Yapmayı mı Planladı? 
  Devrimci Selefilik Antiemperyalist mi? 
  Paris’te Olanlar 
  Erdoğan Yönetimi ve Avrupa Ne Diyor? 
  Son Terörist Eylemler Ne Anlama Geliyor? 
  2015’de Batı-Erdoğan İlişkilerinde İki Muhtemel Yol 



Ahlatlıbel Mah. 1830. Sokak No:39 İncek/Çankaya ANKARA        alsancak escort
Tel: +90 312 489 18 01 | Belgegeçer: +90 312 489 18 02 | Elektronik Posta: 
bilgi@21yyte.org 

***