HALK BANKASI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
HALK BANKASI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Kasım 2017 Cuma

ABD'deki Reza Zarrab İddianamesinde yer alan Suçlamalar & TÜRKİYE AYAGI

 ABD'deki Reza Zarrab İddianamesinde yer alan Suçlamalar & TÜRKİYE AYAGI



22 Mart 2016




ABD'de dün tutuklanan İran ve Türkiye vatandaşı Reza Zarrab hakkındaki iddianame, Amerikan yargı makamları tarafından kamuoyuna açıklandı.
Açıklamayı Ulusal Güvenlikten sorumlu Adalet Bakan Yardımcısı John P. Carlin, iddianamede imzası bulunan ve tutuklama emrini veren savcı Preet Bharara ve FBI'ın New York ofisinden Direktör yardımcısı Diego Rodriguez yaptı.

Reza Zarrab'ı tutuklatan ABD'li savcı Preet Bharara kim?

      İran asıllı Türk vatandaşı Reza Zarrab, ABD'de New York savcısı Preet Bharara tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı.
İran'a yönelik uygulanan yaptırımları ihlal etmekle suçlanan Zarrab aleyhindeki iddianameyi hazırlayan Bharara, ABD'de adını diplomatları, siyasileri ve 2008 küresel krizinin ardından 100'e yakın bankacıyı soruşturarak duyurmuş bir isim.
Reza Zarrab ABD'de tutuklandıİddianamede yer alan suçlamalar48 yaşındaki Hindistan asıllı Bharara, 2009'da New York savcısı olduktan sonra 25 farklı ülkeye gönderdiği güvenlik güçleriyle silah ve uyuşturucu ticaretiyle suçlanan kişileri New York'a getirtmiş ve hakim karşısına çıkartmıştı.
11 Eylül 2001 saldırılarının ardından ABD yargısının suç örgütlerine karşı daha proaktif bir tutum izlemesi gerektiğini savunan Bharara, Washington ve Moskova arasındaki ilişkilerin gerilmesine de yol açmıştı.

Moskova - Washington arasında gerginlik

New York savcısı Bharara, 2011'de Moskova'da yaşayan ve 'terörist gruplara silah satmak' suçundan Interpol tarafından Tayland'da gözaltına alınan Viktor Bout adlı Rus vatandaşını New York'a getirtmiş, Bout yapılan yargılamanın ardından 25 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Rusya o dönemde Bout'un ABD'ye gönderilmesini uluslararası hukuka aykırı olarak nitelemiş ve kararı protesto etmişti.
Bharara'nın kamuoyunda tanınan bir isim haline gelmesi ise ABD'deki üst düzey bankacıları yargılamaya başlamasıyla gerçekleşti.
Time dergisi 2012'de savcıya "Wall Street'i suç üstü yakalayan adam" başlığıyla kapağında yer vermişti.
'Sokak Savaşçısı' başlığıyla verilen yazıda, "Savcı Preet Bharara şimdiden Wall Street'in önemli isimlerini saf dışı bıraktı. Daha yeni başlıyor" deniyordu.

İçeriden bilgi alınarak yapılan yasadışı piyasa işlemlerini (Insider trading) inceleyen Bharara ve ekibi, finans şirketi Galleon Group'tan yöneticiler Raj Rajaratnam, Rajat Gupta ve Anil Kumar dahil 60 kişi hakkında dava açmıştı.
O davalarda Raj Rajaratnam 14 yıl hapis cezasına çarptırılmış, Bharara ise "Savcılık dairemiz şirket suçlarının üzerine gitmede lider rol üstlenmeye devam etmiştir. Bu süreçte agresif soruşturma metodları ve daha önce hiç görülmemiş taktikler uygulanmıştır" demişti.




'Görevi kötüye kullanma' iddiası

Ancak Bharara'nın büyük bir başarı olarak nitelediği o davalarda yasal sınırları zorladığı ve hatta kimi zaman aştığı da iddia ediliyordu.
Son olarak Mart ayının başında Bharara tarafından yargılanmış olan bir Hedge fon yöneticisi David Ganek'in şikayeti mahkeme tarafından kabul edildi ve savcı Bharara'nın görevi kötüye kullanmak ve anayasal hakların ihlali suçlamalarıyla yargılanmasının önü açıldı.

Finans Devlerine karşı açılan davalar,

Üst üste 85 Wall Street davasını kazanan Bharara, Temmuz 2014'te bir davayı kaybetmiş, hüküm giyen Raj Rajaratnam'ın kardeşi Rengan, mahkeme tarafından suçsuz bulunarak beraat etmişti.
Bharara'nın içeriden alınan bilgi ile piyasa işlemi yapmakla suçladığı bir diğer isim de ABD'nin en büyük hedge fonlarından birisi SAC Capital'in başında olan Steven Cohen'di.2013 yılında görülen dava, içeriden alınan bilgi suçlamalarında bugüne kadar görülmüş olan en büyük uzlaşma tutarıyla sonuçlanmış ve Cohen ABD'ye 1,8 milyar dolarlık ödeme yapmaya mahkum edilmişti.
Bharara'nın soruşturduğu ve para cezalarına çarptırdığı diğer finans kuruluşları arasında JP Morgan, Bank of America ve Citigroup da bulunuyor.

İfade Özgürlüğü Eleştirileri 

Haziran 2015'te savcı Bharara, Reason (Akıl) dergisinin internet sitesinde yer alan 6 yorum nedeniyle dergi yönetimine mahkeme celbi göndermişti.
Bharara'nın iddiası, sitedeki söz konusu yorumların bir yargıca yönelik tehditler içerdiği şeklindeydi.
Savcı Bharara, yorumları yazan kişilerin bilgilerini dergi yönetiminden talep edip ve derginin konuyla ilgili kamuoyuna açıklama yapmasını da yasaklamıştı.
Sitede yer alan yorumların gerçekten tehdit olarak algılanması, ABD basını tarafından uzun süre eleştirilmiş ve savcı Bharara, ifade özgürlüğünü hiçe saymakla suçlanmıştı.

http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/03/160322_preet_bharara_profil


İddianamenin İngilizce metni

https://www.justice.gov/opa/file/834146/download


  İddianame Üç kişiyi kapsıyor: 33 yaşındaki İran ve Türkiye vatandaşı Reza Zerrab, onun çalışanlarından 29 yaşındaki İran vatandaşı Camelia Jamshidy 
(Kamelya Camşidi) ve Mellat Exchange'in üst düzey yöneticisi 65 yaşındaki İran vatandaşı Hossein Najafzadeh (Hüseyin Necefzade).

Sanıklara yöneltilen suçlamalar 2010 yılından 2015 yılına kadar olan dönemi kapsıyor.
Sanıklar 2008'de başlayan ancak 2011 yılından, 2016 yılında kaldırılana kadar gittikçe sertleşen İran'a yönelik uluslararası yaptırımları etkisiz hale getirmeye çalışmak ve ABD bankalarına yönelik dolandırıcılıkla suçlanıyorlar.

Yapılan açıklamaya göre yöneltilen suçlamaların toplam cezası, en üst sınırdan verilirse 60 yılı buluyor.

BBC Türkçe suçlamalarla ilgili olarak Reza Zarrab'ın avukatına ulaşmaya çalıştı ancak haberin yayımlanmasına kadar geçen sürede yanıt alamadı.
Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre ise Zarrab'ın avukatı Şenay Yıldırım, suçlamalarla ilgili "Onların hepsi ticari konular. Hepsi izah edilebilir konular. ABD'nin koyduğu ambargo ile ilgili. Kendi koydukları ve kendi kaldırdıkları ambargoyu sorguluyor." dedi.

Dört Suçlama;



İddianameye göre sanıklar, Türkiye ve Suudi Arabistan'daki şirketleri aracılığıyla ABD yaptırımlarına takılmadan işlem yapmak için İranlı bireylere ve aralarında 
Türkiye'de de şubesi bulunan İranlı Bank Mellat, Mellat Exchange gibi şirketlerin bulunduğu bazı şirketlere destek oldu.

İddianamenin altında savcı Preet Bharara'nın imzası bulunuyor.

İddianamedeki dört suçlama şöyle:


ABD'ye karşı dolandırıcılıkUluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası'nı (International Emergency Economic Powers Act) ihlal etmek Bankacılık sistemine karşı dolandırıcılık

Para Aklama;



İddianamede Reza Zarrab kimdir?
İddianamede Reza Zarrab Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki bir dizi şirketin sahibi ve işletmecisi olarak tanıtılıyor.
Bunlar arasında Türkiye'deki Royal Holding A.Ş, Türkiye'deki Durak Döviz Exchange ve Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Al Nafees Exchange sıralanıyor.


Zarrab ve diğer iki sanık ile ilgili hazırlanan iddianamede e-posta yazışmalarına atıflar geniş yer tutuyor.
Açıklamada ayrıca yukarıda belirtilen şirketlerin yanı sıra Türkiye'de Asi Kıymetli Madenler Turizm Otomotiv ve ECB Kuyumculuk İç ve Dış Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin de yaptırımlara rağmen işlemleri gerçekleş tirebilmek ve ABD bankalarından ve denetim mekanizmalarından gizlenmek için kullanıldığı söyleniyor.



Suçlamaların detaylarında ne var?

İddianamedeki suçlamalara kanıt olarak sunulan deliller arasında, iddianamede adı verilmeyen kişiler ile üç sanık arasındaki e-posta trafiği dikkat çekiyor.
Bu e-postalarda yapılması istenilen para transfer işlemlerinin yapıldığına dair belgeler de yine iddianamede yer alıyor.

Buna göre, örneğin 26 Ocak'ta 2011 tarihli bir e-postada, Kanada'daki bir şirkete yaklaşık 1 milyon dolarlık para transferi yapılıyor ve bu transferin İran'ın inşaat ve enerji santrali şirketi MAPNA adına gerçekleştirilmesi isteniyor.
Ancak iddianamedeki bir başka nota göre ertesi gün, yani 27 Ocak'ta Royal Emerald Investments aracılığıyla Birleşik Arap Emirlikleri'nden Kanada'ya yapılan transferde MAPNA Group'un adının yer almadığı ve ödemenin yangın ekipmanı için yapıldığı bilgisine yer veriliyor.

Bu transferde ABD bankalarının kullanıldığı söyleniyor.

Bunun yanında Zarrab'ın Türkiye'deki Asi Kıymetli Madenler Turizm Otomotiv aracılığıyla Çin'deki bir bankaya Mellat Exchange adına transfer yapıldığı iddia ediliyor.

'Zarrab Ailesi ekonomik cihat için hazırdır'

Ayrıca 24 Mayıs 2011 tarihinde Mellat Exchange'den adı verilmeyen bir çalışanın Zarrab ve Kamelya Camşidi'ye gönderdiği "Çok acil!!!!!!!" başlıklı e-postaya yer 
verilmiş.
Bu mesajda ABD Hazine Bakanlığı tarafından yaptırımların kontrolü için oluşturulan Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi Uygunluk Birimi'ne bir ABD bankasının gönderdiği, 3 milyon 711 bin euroluk transferin durdurulduğunu belirten mesaj eklenmiş.


En çarpıcı e-postalardan birisi ise 3 Aralık 2011 gününe ait. Burada Zarrab ve Najafzadeh'e, Zarrab'ın imzalaması için gönderilmiş, İran Merkez Bankası Genel Müdürü'ne hitaben Farsça kaleme alınmış bir mektup bulunuyor.
Bu e-postada İran'da ilan edilen "ekonomik cihat"a atıf yapılırken, Zarrab ailesinin yaptırımları etkisiz hale getirmek için yaptığı hazırlıklara yer veriliyor.

Bu Mektupta şöyle deniyor:

"Büyük Liderimiz Ayetullah Hamaney'in ve Merkez Bankası'nın [İran Merkez Bankası] saygıdeğer yöneticileri ve çalışanlarının yaptırımlar karşısında oynadığı rol, yaptırımları akıllıca bir şekilde etkisiz hale getirmekte ve hatta onları, özel metotların kullanılması sayesinde bir fırsata çevirmektedir. Genel eğilimin yaptırımların yoğunlaştırılmasına ve arttırılmasına yönelik olduğu bir sır değildir ve İran İslam Devrimi'nin akil liderinin bu yıl Ekonomik Cihat yılı olacağını ilan ettiğinden beri, döviz konusunda yarım asırlık deneyime sahip olan Zarrab ailesi Türkiye'de, Birleşik Arap Emirlikleri'nde, Rusya'da ve Azerbaycan'da şubeler açarken, parasal olarak ve dövizde yaptırımlara karşı politikaların uygulanması için her türlü işbirliğine katkıda bulunmak konusunda istekliliğimizi beyan etmenin ulusal ve ahlaki görevimiz olduğunu düşünmektedir.....

"İran'ın gayretli evlatlarının çabalarının ve işbirliğinin sevgili ulusumuzun tüm uluslararası ve finansal alanlarda yükselişiyle sonuçlanacağını umut ediyoruz."

BAE'den İran Petrol Bakanlığı'na transfer

Sıralanan e-postalar arasında 7 Ocak 2013 tarihinde Zarrab'ın, Royal Holding'deki bir çalışanına Türk şirketi ECB Kuyumculuk İç ve Dış Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nden Türkmenistan'da bulunan bir enerji şirketine yaklaşık 600 bin dolar gönderilmesi emri verdiği belirtiliyor.
Bunun yanı sıra Zarrab'ın, İran Petrol Bakanlığı'na yapılacak bir ödemeyi yönettiğine dair kayıtlar da iddianamede yer alıyor.
Buna göre Birleşik Arap Emirlikleri'nde bulunan Gunes General Trading'in Türkmen bir şirkete gönderdiği 1 milyon doların ABD bankaları aracılığıyla gönderildiği ve bu miktarın nihayetinde Türkmen şirket tarafından İran Petrol Bakanlığı'na iletildiği iddia ediliyor.


http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/03/160322_zarrab_iddianame


***
( KARA PARA AKLAMA OLAYI )

Savcı Bharara: Halkbank, Zarrab'ın 5 milyar Euro'luk para transferine aracı oldu.,



( KARA PARA AKLAMA OLAYI )
10 Haziran 2016 11:06

Başsavcısı Bharara Mahkemeye toplam 222 sayfalık belge sunmuştu.,

Başsavcı Bharara, 17 Aralık 'yolsuzluk' soruşturmasının kilit ismi Reza Zarrab’ın ABD'deki davasında kefaletle serbest bırakılmaması için mahkemeye yeni belgeler sundu. Belgelerde, İranlı şirketin, Çinli Bank of Kunlun’da bulunan 5 milyar Euro’yu alamadığı ve Halkbank’ın paranın transferi için aracı olduğu belirtildi. 

Yarına Bakış'ın haberine göre, Reza Zarrab’ın tutuklu bulunduğu ABD’de kefaletle serbest kalıp kalmayacağına dair karar duruşması için New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara’nın mahkemeye sunduğu belgeler kamuoyu ile paylaşıldı. Toplam 222 sayfalık belgelerde, İranlı bir ticaret şirketinin Çin merkezli Bank of Kunlun’da bulunan 5 milyar Euro parasını alamadığı ve Halk Bankası’nın aynı bankadan 5 milyar Euro transferi için aracı olduğu anlatılıyor.

Belgelere göre İranlı şirketin, 2006-2015 yılları arasında Çin’e maden, kimyasal ve inşaat malzemeleri sattığı ve bunun karşılığında hesaplarında bulunan toplam 5 milyar Euro’yu geri istediği ifade ediliyor. Temmuz 2012’den beri, Bank of Kunlun’daki 5 milyar Euro’yu alamadıklarını belirten İranlı şirket, bu durumun uluslararası kanunlara aykırı olduğunu savunuyor.


Savcılığın mahkemeye sunduğu başka belgede ise Halk Bankası’nın Bank of Kunlun hesabından, Çin merkezli bir başka Ping An Bankası’nda yeni açılan hesabına 5 milyar Euro’nun nasıl aktarılacağı anlatılıyor. Belgeye göre paranın aktarılması sırasında Bank of Kunlun ve Ping An Bankaları’na yüzde 6,5 (325 milyon Euro) komisyon verileceği detaylı bir şekilde anlatılıyor. Belgede Party A diye yazılan kişi veya kuruluşun, geriye kalan paranın yüzde 93,5’ini başka bir yere aktarabileceği yazıyor.

Whatsapp'ta ilginç yazışmalar

Başsavcı Preet Bharara, mahkemeye sunduğu belgelerde 149 sayfalık WhatsApp yazışmalarına da yer verdi. Zarrab’ın anadili İngilizce olduğu iddia edilen 
‘Adem Turkey’ isimli birisi ile sıklıkla yazıştığı görülüyor. Zarrab’ın çocuğuna bakıcı bulma konusundan, yeni bot alımına kadar bütün işleri takip eden kişi olarak ‘Adem Turkey’ olarak görülüyor. Yazışmalara göre Adem isimli şahıs, Zarrab’ın kızı için İngiltere’den bakıcı arıyor. Bakıcının genç ve güzel olmasına dikkat ediliyor.

Adem, Florida tatili öncesi anlaşmaya çalıştığı İngiliz bakıcının Zarrab hakkında BBC’de gördüğü haberlerden dolayı çekindiğini Zarrab’a iletiyor. Adem ise basında çıkan haberlerin Reza Zarrab’ı yansıtmadığı ve onun kötü bir insan olmadığını açıklamaya çalışıyor. Daha sonra ikna olan İngiliz bakıcı, Zarrab, eşi ve kızıyla birlikte Miami’ye geliyor. Yazışmalarda Zarrab’ın 17 Şubat 2016’da Adem’e “Ciddi aile problemleri olduğunu ve iş yapacak zamanı olmadığını” söylemesi dikkat çekiyor.

WhatsApp mesajlarından Dubai’de bulunan Zarrab’a Acun da eşlik ediyor. Acun, Zarrab’ın jetinde kendi çalışanlarına da yer olup olmadığını soruyor. Savcılığın diğer  belgelerinde Zarrab’ın Farsça ve İngilizce bildiği iddia ediliyor. Mahkemeye sunulan belgelere göre Zarrab’ın ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları hakkında bilgi sahibi.


http://t24.com.tr/haber/savci-bharara-halkbank-zarrabin-5-milyar-euroluk-para-transferine-araci-oldu,344634


***

12 Şubat 2015 Perşembe

Bu Genel Müdürlükten 30 Susurluk çıkar ( HAZİNE VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ )




Bu Genel Müdürlükten 30 Susurluk çıkar 



Emin ÇÖLAŞAN

19 Ağustos 1997

HAZİNE VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 



Yukarıdaki başlık benim lafım değil. Bunu Hazine Müsteşarlığı yetkilileri söylüyor. Sözünü ettiğim genel müdürlük ise Hazine'ye bağlı Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü.

Türkiye'de hemen hemen bütün bankacılık işlerinde, özellikle son yıllarda çok büyük dümenler dönüyor. Bu dümenleri bizim gibi normal ve sıradan vatandaşların aklının hayalinin alması mümkün değil.
Alınan bir karar veya atılan bir imza ile bir banka sahibine, bir patrona, bir işadamına değilmilyarlar, trilyonlar kazandırılıyor.
Yine son yıllarda bu sektörde acayip işler oluyor. Birileri bazı konularda bir şeyler yapıyorlar. Bunları hiç kimse, hiçbir makam soruşturmuyor. Bir devlet bankası olan Emlakbank işte bu yüzden soyuluyor. Bir devlet bankası olan Halk Bankası bu yöntemlerle tokatlanıyor.
Devlet bankalarının kaynakları iktidar yakınlarına, işadamlarına ve siyasilere açıktan peşkeş çekiliyor.

İş o boyuta varıyor ki, Özal döneminde Anadolu Bankası isimli devlet bankası resmen soyulup batıyor.

Peki kardeşim, nerede bu bankayı batıranlar? Kimden hesap soruldu? Nereye gitti o kadar para?

Kimseden tık yok!

***
Şimdi dönelim Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü'ne... Bu konunun içinde olan uzmanlarla haftalardan beri özel görüşmeler yapıyorum. Tablo şöyle:
‘‘Bankaların bütün işlemleri, bütün geçmiş dosyaları bu genel müdürlükte. Bu dosyalarda ve incelenip onaylanan işlemlerde inanılmaz yolsuzluklar, usulsüzlükler ve hukuka aykırı kararlar var. O dosyalar gün ışığına çıkarıldığı anda, Türkiye sallanır.
Bir silkelense, bu genel müdürlükten 30 adet Susurluk çıkar. Yeter ki birileri el atsın...''

Nedir bu olaylar? Ayrıntılı bir biçimde soruşturdum. Bir tek yazıya sığdırabilmek için sadece bazılarını yazıyorum.

1- Türk Ticaret Bankası'nın satış olayı. Uğruna insanlar vuruldu.
2- Etibank'ın özelleştirilmesi. Doğan Kumaşcılık isimli çürük bir firmaya satılmak istendi. O kadar ki, bu firma teminat parasını bile ödeyemedi.
3- Emlakbank'ın konut ve arsa ihalelerinin onaylanması. Parasal olanakları yetersiz bir banka eliyle, bazı holdingler, müteahhitler ve işadamları zengin edildi.
4- Chemical Mitsui isimli bankanın Yalçın Sürmeli isimli şahsa satışı onaylandı. Bu şahıs kumarhane işletiyor. Bir banka, kumarhane işletmecisine satıldı.
5- Saudi American Bank, Çiller Ailesi'nin has adamı ve Demirbank'ın sahibi Halit Cıngıllıoğlu'na satıldı. Bu işin ortaklarından biri, Malta'da bir şirket. Fakat şirketin ortakları bilinmiyor. Bunlar bilinmeden satış yapıldı. Ortaklardan birinin ‘‘Enişte''olduğu söyleniyor.
6- Yine Cıngıllıoğlu'na ait Demirbank, devlete ait Halk Bankası ile Hollanda'da ortak banka kurdu. Adı Demirhalk Bank. Bu banka sürekli Halk Bankası aleyhine, Demirbank lehine çalışıyor. Malı Demirbank götürüyor. Özellikle Tansu döneminde siyasetçilere ve yandaşlara büyük krediler bu banka kanalıyla hortumlandı. Türkiye'de veremedikleri kredileri, bu yabancı bankayı kullanarak verdirdiler. Teminat mektuplarını da Halk Bankası'na yüklediler!

***
Sevgili okuyucularım, bu ve benzeri işlemlerin bütün dosyaları Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü arşivlerinde kuzu gibi yatıyor. Ama hiçbir güç bu dosyalara ulaşamıyor, açıp inceleme yapamıyor. Neden?
Bu konuda uzmanların görüşü şöyle:

‘‘Bu genel müdürlüğün başına genelde Bankalar Yeminli Murakıpları getirilir. Murakıplar genelde dürüst insanlardır. Ancak yakın geçmişte bazıları doğrudan Tansu-Özer ikilisinden emir aldı. Birbirlerini meslek dayanışması nedeniyle koruyup kollarlar. Geçmişteki ihmal veya açıklarının ortaya çıkmasını istemezler.
Murakıplar güçlüdür. Banka Kambiyo Genel Müdürlüğü, Sermaye Piyasası Kurulu, Borsa, Merkez Bankası gibi kuruluşların yönetimi günümüzde onların elindedir. Ayrıca pek çok özel bankanın ve önemli kuruluşun başında da murakıplar vardır.
Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü'nde murakıpların neden olduğu, görmezden geldiği ve şimdi uyumaya terk edilen büyük yolsuzluk olaylarını deşmek isteseniz, bu işin üzerine murakıplar gidemez... Çünkü meslek dayanışması devreye girer. Birbirlerini suçlayamazlar. Aksi halde başka kuruluşlarda iş bulamazlar...''

Tartışma özetle böyle.

***

Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü şu anda boş. Yapılacak atamayı bekliyor. Peki Güneş Taner buraya kimi getirecek? Belli değil!
Getireceği kişi ve kuracağı ekip, acaba bu genel müdürlüğün arşivlerinde yatan büyük vurgun ve yolsuzluk olaylarını açığa çıkarabilecek mi?
Türkiye'de bu işin üzerine gidecek çapta babayiğitler var mı?
Sakın şu günlerde bazı dosyalar üzerinde oynama falan yapılmasın!
Yolsuzluk ve usulsüzlük dolu dosyalarda acaba Tansu-Özer ikilisinin ne kadar payı var? Bu genel müdürlüğü yakın geçmişte yöneten bazı bürokratlar, acaba Çiller Ailesi'nden hangi emirleri almışlardı?.. ‘‘Onların bankacılarını'' nasıl koruyup kollamışlardı?
Ahhh, ah!... Tansu'nun şimdi DTP'li olan sağ kolu Ufuk Söylemez'in, Özer'in dün ANAP'a giren sol şeyi Yaman Törüner'in, ağızları, dilleri olsa da bir konuşsalar!.. Bildiklerini anlatsalar!..

***
Sevgili okuyucularım!.. ‘‘Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü'nde 30 Susurluk yatıyor'' iddiası boş değil. Şimdi Mesut Yılmaz hükümetine düşen görev, güvenilir bir ekip kurup bu dosyaları didik didik etmek.
Hiç kuşkum yok, buradan büyük pislikler çıkacak. Belki de Türkiye'nin en büyük avanta, torpil ve yolsuzluk olayları ile tanışacağız...
Çünkü hepimiz biliyoruz ki, ülkemizde en büyük pislik bankacılık sektöründe.
Eğer bu fırsatı kaçırırsa, belli bahanelerle bu dosyaların yeniden hasıraltı edilmesine göz yumarsa, yazıklar olsun bu iktidara.
Şimdi ilk aşamada, halen boş olan bu genel müdürlüğün başına düzgün, yürekli ve korkmayan bir bürokrat atanmalı. İkinci aşamada ise Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez, Devlet Bakanı Güneş Taner ve Başbakan Mesut Yılmaz, bu dosyaların üzerine gitmeye karar vermeli...
Çünkü her üçü de, Banka Kambiyo Genel Müdürlüğü arşivlerinde yatan pisliğin, vurgunun ve soygunun farkındalar. Çoğu şeyi biliyorlar.
Bundan sonrasını hep birlikte izleyeceğiz bakalım!
Değil 30, belki 300 Susurluk fışkıracak oradan!


..