HANİ APO'YU BİZ YAKALAMIŞTIK.!!!!
^^ Gerçeklerin bir Gün Mutlaka ortaya çıkmak gibi bir Kötü alışkanlığı vardır.., ^^
Kategori: Siyaset
2004-08-19
Eski bir merak konusu
Abdullah Öcalan’ı Kenya’da Kim yakaladı?
Yakalanma tarihi 15 Şubat 1999 olduğuna göre biraz eskimiş bir soru gelebilir bu size. Ancak, hakkında kitap yazılmasına ve önceki hafta Cezaevinden çıkan bir ‘Susurluk kahramanı’nın karşılanma törenine paraşütle inen kişi “ Öcalan’ı yakalayan ekipten ” diye tanıtılmasına rağmen, yakın tarihimizin en üstü örtük olaylarından biridir bu. Doğrusu öğrenilirse işin ‘ sihri ’ kaçacağı için midir nedir, bilenler ağzını açıp gerçeği açıklamazlar...
Doğruya en yakın açıklama, bu hafta, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den geldi. Radikal’den Murat Yetkin’in süreci anlatan dizisine konuşan Demirel, “ Öcalan’ı bize Amerikalılar teslim etti ” dedi. Gelişmeyi şöyle anlatmış eski cumhurbaşkanı: “ Bir gün MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun geldi. Başbakan’la da konuşmuşlar. Dedi ki, ‘Amerikalılar Apo'yu bize teslim etmek istiyor’. Başbakan Bülent Ecevit ve Genelkurmay Başkanı'nı çağırdım. (..) ‘ Beyler, haber bu ’ dedim; (..) MİT Müsteşarı'na ‘Ne oldu?’ diye sordum. ‘Efendim, bir Afrika ülkesi olacak. Batı Afrika'da Senegal'den bahsediliyor ya da Doğu Afrika'da Kenya'dan’ dedi. Birkaç gün sonra da ‘Kenya'da’ diye haber geldi. (..) Biz bunu izliyorduk, hep izledik. Ama yakalamadık. Bunu Amerikalılar bize teslim etti. Yunanlıların kolunu büken de Amerikalılar. (..) MİT Müsteşarı aradı. ‘Devraldık’ dedi. ‘Harika, Allah kolaylık versin’ dedim.”
Gerçekten harika. MİT ile ilgili önemli bir ‘mit’ Süleyman Demirel tarafından böylece yıkılmış oldu. Artık kesin biliyoruz: Abdullah Öcalan’ı biz yakalamamışız; bize Amerikalılar tarafından teslim edilmiş...
Size şimdi şaşıracağınız bir sorum var: Acaba bu ‘itiraf’ fotoğrafın bütünü mü? Yok, hayır, Öcalan’ın yakalanmasında ABD’nin katkısını inkâr ediyor, ya da küçümsüyor değilim... Yakalanma olayından bugüne kadar yetkili ağızların sürekli “Biz yaptık” iddialarını kuşkuyla karşıladığım gibi, şimdi de itiraf edilenin doğrunun sadece bir parçası olduğuna inanıyorum. Operasyonda İsrail’in de bir biçimde parmağı olması gerekiyor. Bizimkiler, ABD’nin payını artık söyleyebiliyorlar da, “İsrail de işin içindeydi” demekte nedense zorlanıyorlar...
Konuyu bu boyutuyla ilk haber veren Almanların itibarlı Frankfurter Algemeine Zeitung (FAZ) gazetesi olmuştu. Kenya’daki operasyondan yaklaşık bir ay sonra (20 Mart 1999), muhtemelen Alman istihbaratının verdiği bilgilere dayanarak kaleme alınmış haberinde, FAZ, “CIA-Mossad ortak operasyonuyla yakalandı; Türkiye’ye İsrail’de teslim edildi” tezini ileri sürdü. 1976’da Entebbe baskınının gerçekleştiren Mossad ajanı Öcalan’ın yakalanması sırasında Kenya’daymış... Ayrıca, teslimatı Kenya’dan Türkiye’ye getirdiği duyurulan Cavit Çağlar’a ait Falcon o kadar uzun mesafe uçamazmış; “Ya Mısır’a, ya da İsrail’e uğramak zorundaydı uçak; Mısır iddiayı reddetti” diyor.
FAZ’ın operasyonla ilgili muhtemel senaryosu şu: “Öcalan muhtemelen İsrail'deki bir askeri havaalanında Çağlar'ın uçağına bindirildi ve Öcalan'ın göz bağları bu uçakta çekilen ve daha sonra televizyonlarda gösterilen görüntüleri alındı. Öcalan'ın kaçırılması arifesinde Nairobi havaalanında Malezya amblemi taşıyan bir uçak duruyordu, Öcalan'ın kaçırıldığı gece ortadan kayboldu. Malezya uçağın kendi sivil hava filosuna ait olduğunu yalanladı. Muhtemelen Malezya amblemi sahteydi ve uçak kaçırılma olayında kullanıldı.”
Yunanistan da işin içindeymiş; “İşbirliğine ABD tarafından zorlanan Yunanistan buna Makedonya sorununda kendi tezinin desteklenmesi şartıyla râzı oldu” diyor Alman gazetesi...
Operasyonda ‘ABD parmağı’ daha önce ortaya çıkmıştı. Beyaz Saray danışmanlarından Anthony Blinken, “Tarafsızca yargılanması karşılığında Öcalan’ı Türkiye’ye iade kararını Bill Clinton verdi” diyeli epey oluyor. (Hürriyet, 7 Temmuz 2001).
ABD’nin payı biliniyor. Yunanistan’ın zorla da olsa yakalayıp teslim etme operasyonunda işbirliği yaptığı da çoktandır meçhulümüz değil. Yunanistan İstihbarat Servisi (EYP) başkanı Charalambos Stavrakakis’in, Kenya’daki operasyondan sadece bir gün önce (14 Şubat 1999), Yunan Dışişleri Bakanı Theodoros Pangalos’a gönderdiği ‘çok gizli’ belge yayımlandı çünkü. Belgeye göre, ABD ile Yunanistan arasındaki mutabakata Başbakan Costas Simitis ile ABD’nin Atina Büyükelçisi Nicholas Burns arasında varılmış... Mutabakat, bir faksla, Yunanistan’ın Nairobi büyükelçisine tâlimat olarak gönderilmiş...
Belgeyi önce Özgür Politika gazetesi yayımladı, bir gün sonra da Hürriyet...
Gördüğünüz gibi, Demirel’in Murat Yetkin’e anlattıklarında bilinmeyen bir nokta yok. Türkiye’de yetkililer “Biz yaptık” ısrarını sürdürürken ABD değişik kanallardan “Operasyonun müellifi benim” demişti. Demirel çapında bir politikacıya düşen, Almanların iddia ettiği gibi olayın Mossad boyutu da varsa, “ İsrail’le de işbirliği yaptık ” diyebilmesiydi. O zaman, “ Ne karşılığında? ” diye rahatça sorabilecektik...
Hatırlayacaksınız, Nairobi’deki operasyonla Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesinden sonra, bir grup PKK’lı Almanya’daki İsrail Büyükelçiliğini basmış, çıkan çatışmada ölenler olmuştu.
Gerçeklerin bir Gün mutlaka ortaya çıkmak gibi bir Kötü alışkanlığı vardır..,
http://acikistihbarat.com/Haberler/17-Haberler-Hani%20Apo
************