Akıllanır Mı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Akıllanır Mı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Mart 2017 Çarşamba

Taç Giyen Baş, Akıllanır Mı?…


Taç Giyen Baş, Akıllanır Mı?… 

Rifat Serdaroğlu
Salı, Ağustos 02, 2011


Bizim güzelliklerimizden biridir;  “Taç giyen baş, akıllanır”  deyişi…
Devlet yönetimine gelen ve sorumluluk üstlenen kişilerin daha dikkatli davranmaları, gerçekleri görünce daha da ağırbaşlı, oturaklı davranmaları gerektiğini anlatan bir deyiştir.
Bu deyiş keşke herkes için geçerli olsaydı!… 
Geçen gün arşivimi düzenlerken,  zamanın Refah Partisi İstanbul İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir videosunu tekrar dinledim. İl Başkanı Erdoğan’ın mimikleri ve konuşmaları ile, Başbakan Erdoğan’ın konuşmaları ve mimikleri aynı. Aradan 20 seneden fazla zaman geçmiş, Erdoğan “Başbakanlık”  gibi Türkiye’nin en önemli makamının sorumluluğunu üstlenmiş, geçen yirmi küsur senede sadece saçları-bıyıkları beyazlaşmış fakat üslup hala, Şevki Yılmaz ve Hasan Hüseyin Ceylan karışımı.  Olayları kavrama ve ona göre tepki verme yeteneği aynen Mehmet Metiner’in ki gibi. Hep kendini haklı gören, kaba, kırıcı bir zeka!…
Bizimkinin başı, taç(sembol olarak) giymesine rağmen, akıllandı mı acaba?…
İki olayı sizlerin görüşünüze sunmak istiyorum;
1) Başbakan, Yüksek Askeri Şura toplantısına katıldı. Başbakan, masanın başında tek başına oturuyordu. Yanında Genelkurmay Başkanı yoktu. Şimdiye kadar ki, tüm toplantılarda,  T.C Başbakanı’nın yanında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Komutanı da otururdu. 

Bu görüntü dosta, düşmana şu mesaj verirdi; “Bakın, benim milletimin dünyanın 4 üncü büyük, fakat en cesur ve en deneyimli ordusu var. Bu ordu ile dostlarımız onur duymalı, düşmanca düşüncelere sahip olanlar varsa,  onlarda korku duymalı.” 
Dar kafalı, cemaat ve tarikat demokratları ise, Başbakan’ın orada yalnız başına oturmasını, Askeri vesayetin sona ermesi, demokrasinin zaferi gibi saçma sapan düşüncelere bağlarlar!…
Demokrasi bir kurallar ve kurumlar rejimidir. Herkesin ve her kurumun görevi Anayasa ve yasalarda belirlenmiştir. Üstün olan kuşkusuz, Milli İrade ve Hukuktur. Kimse, Türk Milletinden üstün değildir. Gerek seçilenler, gerek atananlar, Türk Milleti adına görev yaparlar ve görev süreleri bitince yerlerini yeni gelenlere bırakırlar…
Başbakan Erdoğan’ın başı, eğer giydiği taç’tan yararlansaydı, asla böyle bir tabloya izin vermezdi. 
O toplantıda bulunan Komutanlar, “Çakmak Salonunda” sadece fiziki olarak, görev gereği ve makama olan saygılarından ötürü Başbakan’ın yanında idiler. Fakat orada bulunanların hiçbiri “gönülden” ve “severek”, manen orada değillerdi. Silah arkadaşları, polis tarafından “Sehven” yapılan yanlışlarla hapiste iken, komutanlar da o salonda “Kerhen” bulunuyorlardı…
Bugün Türk Ordusu, “Milletinin ve Demokrasinin emrindedir.”  Bunu herkes böyle bilmelidir. Ama kimsenin Türk Ordusunu incitmeye hakkı ve haddi yoktur. Hele geçmişinde ve dedesinin ellerinde Kubilay’ın şehit kanı bulunanlar, Türk Ordusuna seslenirken çok ama çok dikkatli olmak zorundadırlar…
2) Barzani’nin annesi vefat etti. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Barzani’ye taziye ziyaretinde bulunmak üzere, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile, AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu’yu Kuzey Irak’a gönderdi!…
Şimdi soralım;
*Türk Askerini, Polisini, Güvenlik Güçlerini, çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı genç, Türk Kürt demeden öldüren PKK Terör örgütünün merkezi ve militanlarının büyük bir kısmı Kuzey Irak’ta değil mi?
*Kuzey Irak’ın tek hakimi Barzani değil mi?
*Barzani’nin ayağına giden, İngiliz vatandaşı Batman’lı Bakan ve Eski İçişleri Bakanı Diyarbakırlı Abdülkadir Aksu, PKK’nın son olarak şehit ettiği 13 vatan evladından birisinin bile cenazesine katıldılar mı?…
*Türkiye Cumhuriyetinin Bakanlarının  Barzani’nin ayağına gitmesi  PKK Örgütü telsizlerinden, dağda teröristle savaşan Türk Askerine nasıl dinletildi, inanın bilmek istemezsiniz!…
Şimdi, Başbakan Erdoğan’a sormak isterim;
Canı pahasına vatan savunması yapan çocuklarımızdan biri, sizin oğlunuz olsaydı, bu davranışınızı onaylar mıydı?…
Şimdi de sizlere sormak isterim;
Ne dersiniz, yaklaşık on yıldır, taç’la dolaşan bu baş akıllanmış mıdır?….
Not: 1 Ağustos tarihli yazımda rica ettiğim konuda, yorumlarınızı bekliyorum. Kimsenin korkmasına gerek yok. Fikri olanın, fikrini sözle veya yazıyla ifade etmesi suç değil…
Sağlık ve başarı dileklerimle

Rifat Serdaroğlu

https://haberguncel.blogspot.com.tr/2011/08/tac-giyen-bas-akllanr-m-rifat.html

**************