21 Ocak 2021 Perşembe

ABD/TÜRKİYE UZLAŞMASINDA TSK'NİN ROL ALIŞI VE YENİ BLOKLAŞMADA KÜRTLERİN KONUMU

ABD/TÜRKİYE UZLAŞMASINDA TSK'NİN ROL ALIŞI VE YENİ BLOKLAŞMADA KÜRTLERİN KONUMU

 

Feyzi Çelik
ÇÖZÜMÜN UÇURUMUNDAKİ SÜREÇ VE KÜRDİSTAN
06.08.2015 

2015 Yılı Ağustos ayında yapılan Yüksek Askeri Şura(YAŞ), 2007'den bu yana "geriletildiği söylenen" askeri vesayetin başka bir versiyonla yeniden geri gelişi anlamına geliyor. AKP Hükümetinin Ortadoğu, Suriye ve Radikal İslam konusunda NATO ve ABD ile yaşadığı sorun ve çelişkilerin "İncirlik üssünün ABD uçaklarına açılması ile birlikte giderilmiş gibi görünüyor. Bu çelişkilerin giderilmesinde siyasi karar verici olan hükümetin hiçbir etkisi yoktur. CB Erdoğan, TSK üzerinden ABD ile anlaşmıştır. Bu anlaşma öyle sanıldığı gibi Erdoğan'ı tek adam haline getirmemiştir. Başka bir deyişle Erdoğan iktidarını ABD/NATO ve TSK ile paylaşmıştır. Bu paylaşmın kısa vadede AKP'ye uzun vadede Erdoğan'a hiçbir yararı olmayacaktır. Türkiye'deki HDP dahil olmak üzere tüm siyasi güçlerin bu fark edip ağırlıklarını koymaları zorunludur. Konuyu "Erdoğan diktatörlüğü, Saray özel örgütü" olarak görüp yanlış aktörlerle zaman geçirmenin gereği yoktur. Bunu demek Erdoğan'ın diktatörlük eğilimini gözönünde bulundurmamak anlamına gelmez. Burada önemli olan Erdoğan'a diktatör/tek adam imgesi atfedilerek onun arka planında oluşan yeni askeri yapılanmayı görmektir. 

YAŞ Kararlarının "karar mercii olan Başbakanlık tarafından değil de, onay mercii olan CB Sözcüsü" tarafından açıklanmış olması yeni oluşturulan bürokratik/parelel devletin ilanından başka bir anlama gelmez. Başını Erdoğan'ın çektiği bu paralel devletin bundan sonra Türkiye'yi uzun yıllar sürecek savaşa çekmesinin koşullarının da oluştuğu dikkate alındığında ne kadar büyük zorluklarla karşı karşıya olduğumuzu ortadadır. Davutoğlu'nun, Kılıçdaroğlu'nun, Bahçeli'nin, Demirtaş'ın bu gidişatı görüp bir araya gelmeleri zorunludur. 7 Haziran'dan bu yana hiçbir şeyin yapılmamış olması, bir araya gelişin koşullarını zorlamış ise bunun başkaca yolu yoktur. 

Türkiye'nin İncirlik üssünü ABD'ye açmış olması, uluslararası politik dengelerin yeniden düzenlendiği anlamına geliyor. Bunun en önemli sonuçlarından biri de ABD Bloğu ile Rusya bloğu arasındaki rekabetin yerel aktörler üzerinde etkileri şeklinde görülecektir. Yaklaşık üç yıldır Esad'ın Suriye'nin geleceği konusunda olup olmayacağı noktasında Türkiye ile ABD arasındaki çelişkiler Esad'ın gitmesi gerektiği konusunda bir uzlaşmanın izleri görünürken, Rusya ve İran'ın bu adım karşısında Esad'ı koruyacağı kuşkusuzdur. Bu da 5+1 Devletleri ile İran arasında varılan nükleer anlaşmayı zora sokabilir. İsrail ve Suudi Arabistan'ın bu anlaşmadan memnuniyetsizliği de dikkate alındığında bu anlaşmanın geleceği o kadar parlak da görülmüyor. İran'ın uzun yıllardır yaşadığı ekonomik ambargonun kaldırılışının İran halkına getireceği rahatlama da böylece rafa kalkabilir. Zaten, Türkiye'yi Esad konusunda ABD'yle uzlaşma noktasına getiren de Türkiye'nin İran karşısında kendisini güçsüz hissetmeye başlamasıdır. 

Kürtlerin ve özellikle Irak Kürdistan Bölgesinin(IKB) yeni oluşan dengelerdeki konumu ne olacaktır? PKK ne yapacak? Burada Kürtlerin ne yapacaklarından çok ne yapmamaları gerektiği önemlidir. O da Kürtlerin birliğini bozacak eylem ve söylemlerde bulunmamaları. Daha da ileri giderek bölgesel/küresel güçler arasında oluşan yeni durumda birine karşı diğerinin yanında yer alma konumunda olmamalarıdır. 

Bu konuma gelmeleri demek Kürtlerin farklı blokların yanında/karşısında yer almaları demektir. TSK'nin Irak Kürdistan'ındaki hava operasyonlarına Barzani'nin karşı çıkmayışı bir yana örtülü olarak onaylaması bu yanlış eylem ve söylemin örneklerinden biridir. Aynı şekilde PKK'nin oluşan bu yeni durum karşısında Türkiye ile yeniden savaş kararı vermesi de olumsuz bir örnektir. Bunun nihai sonucunda PKK/PDK çatışması kaçınılmaz duruma gelebilir. Bu nedenle Kürt aktörlerin bloklar arası tercihten uzak durmaları gereklidir. Bir tercih yapmak zorunda kalsalar dahi ulusal bir kararla olması en doğrusudur. Aksi durumda, Partiler düzeyinde birbirinden kopuk, farklı güçlerle ilişkiler Kürtleri birbiriyle çatışmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Rusya'nın İran,Suriye ve Kürtleri yanına alarak IŞİD'e karşı mücadele önerisi de bu bakımdan Kürtler açısından aynı tuzağı içermektedir. Çünkü, IKB ve Barzani'nin böyle bir blokta yer alması mümkün değildir. Böyle bir öneri hayata geçerse, KBY ABD/Türkiye bloğunda yer alırken, PKK/PYD Rusya/İran bloğunda yer alacaktır. 

Bu da Kürtlerin ulusal birliğine karşı büyük bir darbe olmakla kalmayacak Kürtleri sürekli olarak savaş durumuna mecbur bırakacaktır. 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder