23 Kasım 2019 Cumartesi

Terör ve Terör Örgütlerinin Finans Kaynakları, BÖLÜM 1

Terör ve Terör Örgütlerinin Finans Kaynakları,  BÖLÜM 1



Terör ve Terör Örgütlerinin Finans Kaynakları* 

* Bu Makale Selahattin Gürel tarafından 2014 yılında kamu Hukuku Anabilim Dalı’nda tamamlanan “Türkiye’de Terör 
ve Terör Örgütlerinin Finans Kaynakları” adlı Yüksek Lisans projesinden üretilmiştir. 
 Selahattin GÜREL 
 Kamu Hukuku AB Dalı 



Özet 

Dünya genelinde faaliyet gösteren terör örgütlerinin eylem ve faaliyetleri için finansman ihtiyacı ana unsurların başında gelmektedir. Terör örgütleri amaçları gerçekleştirmek için yüksek miktarlarda finansal desteğe ihtiyaç duyarlar. 

Bu örgütleri amaçlarını gerçekleştirmek yasa dışı veya yasal görünümlü faaliyetlerden gelirler elde ederler. Tüm dünyada yerel ya da uluslararası düzeyde faaliyet gösteren terör örgütleri, gasp, soygun, hırsızlık, aidat ve bağış toplama, haraç alma, örgütsel yayınlardan gelir temin etme, ticari faaliyetlerde bulunma, sahtecilik, insan, silah ve uyuşturucu madde kaçakçılığı gibi pek 
çok faaliyetle fon sağlamaktadır. 

GİRİŞ 

Terörizm sorunu dünyanın çeşitli bölgelerinde özellikle Soğuk Savaş döneminden beri devam etmektedir. Günümüzde de terör çok ciddi bir sorundur ve dünya barışını tehdit etmektedir. Terörizmin sadece ulusal değil aynı zamanda uluslararası boyutları vardır. Gerek ulusal gerekse uluslararası güvenlik için tehdit oluşturan en önemli sorunların başında geldiği artık tüm dünya 
devletlerince kabul edilmektedir. Birçok ülke terör sorunuyla karşılaşmış ve farklı ideolojilere sahip terör örgütleriyle mücadele etmek durumunda kalmıştır. 

11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de ikiz kulelere yapılan saldırılar neticesinde terörün tüm dünya ülkelerini tehdit eden bir sorun olduğu görülmüştür. Dolayısıyla terörle mücadelenin de uluslararası dayanışma ve işbirliği içerisinde yürütülmesi gerektirdiği gerçeğini ortaya koymuştur. 

Türkiye, uzun yıllardır dünyada nadir görülen bir şekilde aynı dönemde farklı ideolojik görüşte terör örgütleriyle mücadele etmek zorunda kalan ender ülkelerden biridir. PKK/KONGRA-GEL, Hizbullah, Devrimci Halkın Kurtuluşu Cephesi (DHKP/C), Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu (TİKKO), Marksist-Leninist Komünist Parti (MLKP) gibi farklı ideolojik tabanda ya da aynı ideolojik tabanda olmakla birlikte farklı hedefleri olan örgütler, Türkiye’de ses getiren eylemler yapmışlardır (Özeren, 2012). 

Terör örgütlerinin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için finansal olarak desteklenmeleri ve süreklilik arz eden finans kaynakları temini önemli hususların başında gelmektedir. Terör örgütlerinin temel amacı gelir elde etmek olmasa da mevcudiyetlerini sürdürebilmeleri için mali desteğe sahip olmaları  gerekmekte dir. Netice itibariyle finans desteği alamayan bir terör örgütünün uzun süre ayakta kalması mümkün görülmemektedir. 

Terör örgütlerinin gelişen teknolojiye ve şartlara bağlı olarak gittikçe profesyonelleşmeleri, maddi açıdan daha fazla gelire ihtiyaç duymalarına neden olmaktadır. Aktif olarak faaliyet gösteren unsurların bir işte çalışıp gelir temin etmelerinin mümkün olmayışı, faaliyetlerin getirdiği mali yük, her türlü faaliyetin bir mali faturasının bulunması, özellikle eğitim ve silahlı faaliyetlere yönelik olarak ihtiyaç duyulan lojistik destek, basın-yayın faaliyetlerinin getirdiği masraflar gibi birçok alanda örgütler, oldukça fazla miktarda gelire ihtiyaç duyarlar (Kuyaksil, 2004). 

BM Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşmesinde terörün finansmanı tanımı kısaca; “Herhangi bir kimse tarafından kısmen veya tamamen sözleşmede belirtilen eylemlerin gerçekleştirilmesinde kullanılması niyetiyle veya kullanılacağını bilerek doğrudan veya dolaylı olarak, yasa dışı bir şekilde ve kasten fon sağlama ve toplama” şeklinde tanımlamıştır. Bu nedenle terör 
örgütleri yasal kaynaklar ve yasal olmayan kaynaklardan; aidat ve bağışlar, dernekler, vakıflar, örgütün ideolojisini ve hedeflerinin anlatıldığı yayınların satışından elde ettiği gelirler, dış kaynaklı fonlar, ticari faaliyetler, sosyal etkinlikler, uyuşturucu kaçakçılığı, fidye, haraç toplama, sahtecilik, insan kaçakçılığı gibi kaynaklardan gelir temin edebilmektedirler (Karatay ve Kapusızoğlu, 2011). 

Dünya genelinde faaliyet gösteren terör örgütlerinin eylem ve faaliyetleri için finansman ihtiyacı ana unsurların başında gelmektedir. Günümüz dünyasında spekülatif amaçlı ticari işlemlerin artması, terör örgütlerinin paralarını aklamalarını kolaylaştırmaktadır. Çünkü ekonomilerde dolaşan paraların 
tamamını kontrol altında tutmak ve kayıtlara yansıtarak faaliyetleri takip edebilmek çok kolay olamamaktadır (Qurbanov, 2011). 

Son dönemde azami dikkat gerektiren diğer bir konu da terör örgütleriyle organize suçlar arasındaki çizginin adeta kaybolmasıdır. Özellikle terörün finansmanı boyutunda karşımıza çıkan bu yakın ilişki ve işbirliği, uyuşturucu madde kaçakçılığı başta olmak üzere birçok suç faaliyetinde kendini 
göstermektedir (Yeşilkaya, 2012). 

1. GENEL OLARAK TERÖR VE TERÖRİZM 

Terör ve terörizmin temel amaçları, terör örgütlerinin faaliyette bulundukları ülkelere ve kendilerini yönlendiren merkezlere göre farklılıklar gösterebilir. Terör ve terörizmin amacı: hedef alınan rejimi, sistemi şiddet yoluyla yıkarak, yerine kendi ideolojileri doğrultusunda yeni bir yönetim oluşturmak olarak belirtebiliriz. Görülmekte olan terör davalarında terör örgütü üyeleri, savundukları ideolojiye 
bağlı olarak, haksızlık, adaletsizlik ve zulüm olarak gördükleri yönetim ve yöneticileri yıkmayı, daha mutlu ve adil bir hayat tarzı amaçladıklarını belirtmektedirler (Özerkmen, 2004). 

Eğer bir terör örgütü bir devletin çıkarlarına dolaylı olarak da olsa hizmet ediyor ve belli politikalarının uygulanmasına kolaylık sağlıyorsa, bu örgüt devlet tarafından anti emperyalist, anti sömürgeci olarak kabul edilebilmekte ve desteklenmektedir. Aksine söz konusu örgüt devletin çıkarlarıyla uyuşmayan bir politika izliyorsa bu sefer mücadele edilmesi gereken bir illegal oluşum olarak kabul edilmekte ve engellenmeye çalışılmaktadır. Her devlet için geçerli olmasa da yakın zamana kadar devletlerin terörü bu yönde görme eğiliminde olması, terör sorununun günümüzde bu kadar kökleşmesinin temel nedenleri arasında yer almaktadır. 

Terör örgütlerinin halen birçok devlet tarafından rakiplerini zayıflatmak ve böylece kendi egemenlik alanlarını daha da kuvvetlendirmek amacıyla kullanılabilecek bir koz olarak görülmesi günümüzdeki terörün tanımlanamama sorununun önemli nedenleri arasında yer almaktadır (Özeren, 2012) 
Latince ‘terrere’ sözcüğünden gelen ve ‘korkutmak’ anlamına gelen terör, İngilizcede ‘terror’, Fransızcada ise ‘terreur’ olarak yer almaktadır. Türk Dil Kurumu sözlüğünde de ‘ yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma’ olarak tanımlanmaktadır (Akalın, 2005). 

 Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisinde terör; ‘bir gücü, bir iktidarı zorla kabul ettirmek amacıyla sistemli bir biçimde şiddet kullanma, yıldırma, tedhiş’ şeklinde tanımlanmıştır (Büyük Larousse, 1986). 

Terör bir kavram olarak ilk defa Dictionnarire de I’Academia Française’in 1789 yılında yayınlanan ekinde yer alır ve ‘terör sistemi; rejimi’ olarak tanımlanır. Encyclopaedia Britannica; ‘Siyasal bir amaçla bombalama, öldürme ve adam kaçırma gibi güç kullanılmasını’ terör olarak tanımlamaktadır. 

İnternational Encylopedia of Social Sciences’a bakıldığında; ‘ önceden belirlenmiş hedefleri elde etmek için şiddet kullanan, şiddete başvuran bir grubun veya partinin kullandığı metot’ şeklinde bir tanıma rastlanmaktadır. Ansiklopedik Siyasi Terimler ve Örgütler Sözlüğünde terörizm; ‘Kamu otoritesini veya 
toplum yapısını yıkmak için girişilen korku ve yılgınlık saçan şiddet hareketleri’ olarak tanımlanmıştır. Black’s Hukuk Sözlüğünde terörün tanımı; ‘Alarm, korku, dehşet, düşman veya tehdit eden bir olay veya tezahürden ötürü zarar geleceği hususunda endişe’ olarak verilir. Osman Sulhi Aksu’nun yayınladığı Ansiklopedik Zabıta Sözlüğünde de bir terör tanımı yer almaktadır: ‘Sürekli korku altında 
tutmak amacıyla şiddet hareketleri ve cinayetlere başvurma eylemi’ (Türkiye Barolar Birliği, 2006). 

Ordinaryüs Prof. Dr. Sulhi Dönmezer’e göre ‘ Şiddetin, sosyal, ulusal, ırki, dinsel, fesat çıkarıcı ve diğer maksatlarla ve sosyal sınıflar arasında çatışma ve savaşı tahrik etmek üzere planlı ve hukuk dışı olarak kullanılması’ terördür (Urhal, 2009). 

BM Uluslararası Terörizm Komitesi terörizmi: ‘Uluslararası boyutları da bulunan bir uzlaşmazlığın üzerine, bu uzlaşmazlığın arzu edilen yönde gelişimini sağlamak amacıyla, bir üçüncü devletin sınırları dahilinde, bir yabancının kendi uyruğunda bulunmayan bir başkasına uyguladığı şiddet ve baskı’ şeklinde tanımlamaktadır (Türkiye Barolar Birliği 2006). 

Türkiye’de 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun değişik 1. Maddesinde terör; 

“Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir” olarak tanımlanmaktadır. 

Türk Dil Kurumu sözlüğünde terörizm “siyasal bir amaca ulaşmak için terör hareketlerini düzenli bir biçimde kullanma” olarak tanımlanmıştır (Akalın, 2005). Büyük Larousse’de terörizm; “Bireylerin ya da azınlıkların şiddete dayanan ve kişilere, mallara ya da kurumlara yönelik siyasal eylemi; bu şiddet eylemlerinin tümü” şeklinde tanımlanmıştır (Büyük Larousse, 1986). 

Terörizm; şiddet unsuru içeren, ideolojik yönü olan, halkı korkutmayı ve sindirmeyi hedeflemenin yanında devlet otoritesini yıpratmayı amaçlayan, sosyal yapıyı yıpratmayı ve hedef aldığı toplum içerisinde karşıt kutupların oluşmasını isteyen bir kavramdır. Bu bağlamda; terörizm, politik hedeflere ulaşabilmek amacıyla planlı şiddet uygulamasıdır (Uyar, 2007). 

Terör ve terörizm arasındaki farklılık incelendiğinde; terör, büyük çaplı korku veren ve bireylerde yılgınlık yaratan bir eylem durumunu, kısaca silahlı eylemler marifetiyle kendini ve davasını duyurmayı ifade eder. Terörizm ise, siyasal amaçlar için mevcut durumu yasa dışı yollardan değiştirmek amacıyla örgütlü, sistemli ve sürekli terör eylemlerini kullanmayı bir yöntem olarak benimsemeyi ifade eder (Urhal, 2009). 


2.TERÖR ÖRGÜTLERİNİN FİNANS KAYNAKLARI 

İdeolojik hedeflerin farklılığı ve faaliyet yürüttükleri bölgenin coğrafi yapısından kaynaklanan nedenlerle terör örgütlerinin finans temin etme yöntemlerinde zaman zaman farklılıklar görülmektedir. Buna karşılık terör örgütlerinin başvurdukları yöntemler çoğunlukla birbirine benzemektedir. 

Terör örgütleri amaçları gerçekleştirmek için yüksek miktarlarda finansal desteğe ihtiyaç duyarlar ve finansal ihtiyaçları legal ya da illegal yollardan temin etmeye çalışırlar (Emhan, 2011). Mali yönden önceleri büyük oranda yabancı ülkelere bağlı olan terör örgütleri, zaman içinde kendilerine yeni gelir kaynakları bulmuşlardır. Terör örgütleri elde ettikleri önemli gelir kaynaklarıyla ekonomik olarak her geçen gün büyümektedirler. 
Bu mali kaynaklarla bir taraftan terör finanse edilirken diğer taraftan da gelir kaynaklarına yasal görüntü kazandırılmaya, ekonomik sisteme sızmaya çalışılmaktadır. 

Ekonomik sisteme sızan terör örgütleri satın aldıkları veya kurdukları işletmelerle daha da büyüyerek kökleşmektedirler. Terör örgütlerinin geleneksel özellikleri devam etmekle birlikte, günümüzde daha karmaşık hale geldikleri gözlenmekte dir. Artık terör örgütleri elinde silah olan bir kaba güç olmanın  yanında, işletme veya şirket imajını da bünyelerinde barındırmaya başlamışlardır. Örneğin, IRA 
yasadışı gelirlerini, özellikle nakit girişi fazla olan küçük süpermarket, kafe ve otel gibi işletmelerde kullanmaktadır. Örgütün yasal işletmelerden ve gayrimenkul geliştirme işinden elde ettiği gelirleri, yasadışı kaynaklardan elde ettiği gelirlerin iki katı olduğu ileri sürülmektedir (Emhan, 2011). 

Tüm dünyada yerel ya da uluslararası düzeyde faaliyet gösteren terör örgütleri, gasp, soygun, hırsızlık, aidat ve bağış toplama, haraç alma, örgütsel yayınlardan gelir temin etme, ticari faaliyetlerde bulunma, sahtecilik, insan, silah ve uyuşturucu madde kaçakçılığı gibi pek çok faaliyetle fon sağlamaktadır (Aykın ve Sözmen, 2009; Duru ve diğ., 2017). 

Türkiye’de sürmekte olan terörün en büyük mali kaynağının, sınırlardaki kaçakçılıktan ve ekonomi içinde kökleşmiş bulunan kayıt dışı ekonomiden, uyuşturucu ticareti ve kara para desteğinden oluştuğu, konuyla ilgili rapor ve mahkeme kararlarından anlaşılmaktadır (Aysan, 27.08.2008 Radikal Gazetesi). 

Yukarıdaki genel değerlendirmeden sonra terör örgütlerinin finans kaynaklarını üç bölüm altında toplayabiliriz. Bunlar: 

1. Yasadışı faaliyetlerden elde edilen gelirler 
2. Yasal görünümlü faaliyetlerden elde edilen gelirler 
3. Yabancı devletlerce yapılan yardımlar 


2.1.Yasadışı Faaliyetlerden Elde Edilen Gelirler, 

A. Kaçakçılık 

Örgüt mensuplarının kaçakçılık işleri ile iştigal ederek gelir sağlanmasının yanında, kaçakçılık yapan şahıslardan alınan yüzdelik paylar önemli finans kaynakları arasındadır. 

1.Uyuşturucu madde kaçakçılığı 

Uyuşturucu madde kaçakçılığı örgütlerin büyük gelir kaynakları arasındadır. Gelirinin yüksek, rahat pazarlama imkânı, talebin bol, paraya çevrilmesinin pratik olması kısaca az emekle büyük maddi kazançlar sağlanması gibi caziplikleriyle terör örgütlerinin iştahını kabartmaktadır. 

Birleşmiş Milletler Eski Genel Sekreteri Boutros Ghali 29-30 Mayıs 1996 yılında Kahire'de katıldığı ‘Uluslararası Terörizm Semineri’nde şu ifadeyi kullanmıştır. ‘Terörizm bağımsız bir kavram değildir. 

Yasadışı hareketlerden ayrılmaz. Teröristler silah ve mühimmat kaçakçılığı yapmakta, uyuşturucu kaçakçılığından elde ettikleri kara parayı aklayarak finans kaynaklarını oluşturmakta, politik bir maske takınarak, suçlu ilişki boyutlarını kamufle etmeye çalışmaktadırlar’ (Üney, 2006). 

Uyuşturucu Madde kaçakçılığı örgütlere birçok kolaylıklar sağlamaktadır. Bunlar şöyle ifade edilebilir: 

. Uyuşturucu maddelerin bir yerden bir yere taşınması, depolanması ve saklanması kolaydır. 
. Her zaman çok kısa sürede nakit paraya çevrilebilir. 
. Üretimi kolay, kâr oranı yüksektir. 
. Pazarlama ağı uluslararası bağlantıları olan örgütler açısından çok kolaydır. 
. Büyük paraların döndüğü bu pazarda örgütlerin, yüksek teknolojiden faydalanarak kendilerini gizlemeleri ve güvenlik güçlerinin operasyonlarına, karşı önlemler geliştirmeleri mümkündür (Alkan, 2004). 

Ekim 1997 yılında A.B.D. Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan ‘Küresel Terörizm Modelleri’ raporunda dünyada 30 ana terörist örgüt bulunduğu belirtilmiş, bunların uyuşturucu kaçakçılığı ile ilişkili oldukları vurgulanmıştır (Üney, 2006). 

PKK terör örgütünün (Van ilinin İran ile olan 299 kilometrelik sınırında) kaçakçılık faaliyetlerinde doğrudan yer almak yerine kaçakçılık faaliyetinden vergilendirme ve gümrükleme adı altında finansman temin etme, sınır geçişlerinde kurye ve kılavuzluk yaptırma yoluyla para topladığı anlaşılmakta  dır. Yakalanan örgüt mensuplarının ifadelerinden elde edilen verilere göre, İran 
tarafından ülkemize sokulacak kaçak mallar için İran tarafında örgüt tarafından kurulan 8 adet sözde gümrükleme noktasında vergilendirme yapıldığı tespit edilmiştir. Kaçırılmak istenen uyuşturucu maddeler için kilo başına 50-100 ABD doları vergi alındığı belirtilmiştir. Buradaki sınır bölgelerinden haftada ortalama iki tona yakın uyuşturucu kaçırıldığı örgüt mensuplarının ifadelerinden anlaşılmıştır. (Polis Akademisi Başkanlığı, 2010). 

2.Silah Kaçakçılığı 

Terör örgütleri ihtiyaç duydukları silahların temini ve gelir elde etmek için bu tür kaçakçılık faaliyetleri içerisine girmektedir. Gelir temini direk kaçakçılık faaliyetlerinin içerisine girmenin yanında, bu faaliyetlerle iştigal eden grup ve şahıslardan elde ettikleri gelirin belirli miktarını alarak olmaktadır. 

Silah kaçakçılığı ile terörizm arasında da doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Terör örgütleri silah kaçakçılığı yapmak suretiyle hem silah ihtiyacını karşılamakta hem de gelir elde etmektedir. Son dönemde özellikle nükleer silah yapımında kullanılan maddelerin kaçakçılığı da önemli bir kaynak haline gelmiştir. Nükleer silah yapımında kullanılan maddelerin milyon dolarlarca alıcı bulması, 
organize suç örgütlerinin yanında terör örgütlerinin de bu suç türüne yönelmelerine neden olmaktadır (Aykın ve Sözmen, 2009). 

Silah mühimmat kaçakçılığı, özellikle sıcak savaş tehlikesi ve terör olaylarının tırmandığı dönemlerde ortaya çıkan ve artış gösteren bir kaçakçılık türüdür. 

Bu kaçakçılık türü, hedeflenen ülkelerin gelişmiş insan gücü ve ekonomi kaynaklarına yönelmektedir. Dünyadaki terör örgütlerinin başka ülkelerdeki 
terör örgütleri ile bağlantılı çalıştıkları, ortak eylemlerde bulundukları, birlikte kaçakçılık faaliyetlerine girdikleri, terör örgütlerinin ihtiyaç duydukları silahları temin amacıyla gerekli mali kaynağı uyuşturucu madde kaçakçılığından elde ettikleri bir gerçektir (Üney, 2006). 

Örgütlerin finans ihtiyaçlarındaki artış, diğer yollarla karşılanmayınca, örgütleri yüksek miktarlarda paranın temin edilebileceği diğer yollara itmiştir. Bu nedenle uyuşturucu madde ve silah ticareti, örgütler açısından cazip ve kaçınılmaz hale gelmiştir. 
Ayrıca örgütler içerisindeki bazı kişilerin, şahsi maddi imkân elde etme anlayışları da daha fazla ve kolay paranın elde edilmesi arayışlarına 
yönelmede etken olmaktadır. İşin bir diğer yönü ise, bu tür yollarla elde edilen paranın yüksek meblağlara varması, örgüt mensuplarını kişisel suiistimaller yöneltmiştir (Kuyaksil, 2004). 

2. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder