IRAK’TAN IRAĞA: 2003 SONRASI IRAK’TAN KOMŞU ÜLKELERE VE TÜRKİYE’YE YÖNELİK GÖÇLER., BÖLÜM 6
2.4.3. Uluslararası Katolik Muhaceret Komisyonu (ICMC)
ICMC Türkiye bürosu bölgesel bir ofis olarak hizmet vermekte ve Lübnan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen, Pakistan dosyaları buradan
yönetilmektedir. Amerikan fonlarıyla çalışmakta olan kuruluş Türkiye’den Amerika’ya gidecek Iraklı mülteci yerleştirmelerinin en önemli ayağını oluşturmaktadır. BMMYK’dan mülteci statüsü kazanmış kişiler İçişleri Bakanlığı’nın izniyle yaşadıkları uydu kentten İstanbul’a gelerek ICMC merkezinde gerçekleşen ön izlemeye (pre-screening) katılmakta ve Amerika’ya gönderilmek için gereken evraklar burada tamamlanmaktadır. Sonraki aşamada Amerikan İç Güvenlik Bakanlığı (U.S. Department of Homeland Security- DHS) yetkilileri yaptıkları yüz yüze görüşmelerle başvuranların uygun olup olmadığına kadar vermektedir. ABD’ye yerleştirilmesi kabul edilen mülteciler daha sonra kültürel oryantasyon programına alınmakta ve bu dönemde kabul alan kişilerin sağlık taraması, Amerika’da gidecekleri yere dair hazırlıklar ve son olarak da konsolosluk tarafından güvenlik kontrolü yapılmaktadır. Herhangi bir engelleyici durum olmaması halinde yol düzenlemelerini sağlayacak olan Uluslararası Göç Örgütü ile iletişime geçmesi sağlanmaktadır.
Özetlemek gerekirse, ICMC Türkiye’de ABD’nin denizaşırı dosya işleme birimi (Overseas Processing Entity- OPE) olarak çalışmakta ve dosyaları karara hazırlayarak, güvenlik incelemeleri, kültürel oryantasyon, sağlık incelemeleri ve takibi de dahil olmak üzere bütün inceleme işlemlerini üstlenmektedir. ICMC 2008 yılında, 2007’deki işlem hacminin neredeyse üç katına çıkarak, Türkiye, Hindistan, Kuveyt, Lübnan, Nepal, Pakistan, Yemen ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde 8 bin 400 mülteciye destek sağlamıştır. Buna ek olarak ICMC yetkilileri Amerika’ya gidecek 4 binden fazla mülteci çocuk ve yetişkine üç günlük kültürel oryantasyon eğitimi vermiştir. Ancak ne yazık ki kurum,
2006’dan beri dosya yükündeki artışla birlikte sosyal hizmetler bölümünü kapatmak zorunda kalmıştır.
2.4.4. Uluslararası Göç Örgütü (IOM)
Sürecin son adımı olan Uluslararası Göç Örgütü, Iraklı mültecilerin yerleştirildikleri ülkeye gidişlerindeki lojistik destek konusunu üstlenmektedir.
1951 yılında göç alanında hükümetler, hükümetler arası örgütler ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirme amacıyla kurulan örgütün Türkiye ofisi, Kasım 2004’te çift taraflı bir sözleşmenin imzalanması sonucu açılmıştır. Dünya çapında 250’nin üzerinde ofisi bulunan IOM, mültecilere acil yardım, yeni ülkeye yerleştirmeler, göçmen sağlığı ve yasal göç alternatiflerinin desteklenmesi konularında çalışmaktadır.
Ankara ve İstanbul’da iki ofisi bulunan IOMTürkiye’nin başlıca çalışma alanları arasında 2005 yılında hayata geçirilen insan ticaretiyle mücadele programı bulunmaktadır. Iraklılar açısından en önemli faaliyetiyse, Türkiye’den üçüncü ülkelere yerleştirilecek kişilerin gidişlerini düzenleme görevini üstlenmiş olmasıdır. Bilet rezervasyonu ve seyahate dair diğer masraf ve ihtiyaçlar IOM tarafından karşılanmaktadır.
Görüştüğümüz IOM yetkililerine göre kendilerine başvuran Iraklıların yerleştirildiği ülkeler arasında başta ABD, Avustralya ve Kanada gelmekte; az sayıda Iraklı da aile birleşmesi yoluyla Avrupa Birliği ülkelerine gitmektedir. BMMYK ve ICMC ile ortaklaşa çalışan IOM yetkilileri 2007 yılından beri Irak’tan göç eden kişilerin Batılı ülkeler tarafından mülteci statüsü alabilmesi dolayısıyla örgütten yardım alan Iraklıların sayısında ciddi bir artış yaşandığını belirtmiş lerdir. 2008 mali yılında 5 bin 500 kişiyle ilgilenen IOM’in hizmet verdiği dosyaların en az yüzde 80’i (4.640 kişi) Iraklılarınkiydi.
2.4.5. Irak Büyükelçiliği/ Konsolosluğu
Türkiye’de yasal olarak ikamet eden Iraklıların ilişkili olduğu kurumlardan biri de Irak Büyükelçiliği ve Konsolosluğudur. 1991 Körfez Savaşı sırasında çıkan isyanları şiddetle bastıran Bağdat yönetimini konsolosluk binası önünde protesto eden Türkmenlere karşı açılan ateş sonucu diplomatik bir skandal yaşanmış ve konsolosluk 2006’ya kadar kapanmıştır. Başlıca faaliyetleri arasında pasaport hazırlama olduğunu belirten konsolosluk yetkilisi, ancak Irak’taki hükümetin durumundan dolayı Avrupa ülkelerinin konsolosluk tarafından verilen
pasaportlara güvenmediğini ve bu yüzden vize vermediğini eklemiştir.
Konsolosluğun sınırlı sosyal faaliyetleri arasında, İstanbul’da yaşayan
Iraklıları kaynaştırmak ve farklı grupları bir araya getirmek amacıyla iftar yemekleri düzenlemek de bulunmaktadır. Ancak İstanbul’daki Irak Konsolosluğu’nun henüz ekonomik ilişkiler dışında, Iraklı göçmenler için çok etkin bir rol olduğunu söylemek mümkün olmayacaktır.
2.4.6. Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD)
2006’dan beri Mülteci Destek ve Savunuculuk Programı (MDP) ile mültecilere yönelik hukuki yardım çalışmasına başlayan Helsinki Yurttaşlar Derneği, göçmenlere iltica ve mültecililik konularında çeşitli alanlarda ücretsiz hizmet vererek savunuculuk faaliyetleri yürütmektedir. MDP ile Helsinki Yurttaşlar Derneği “sivil toplum kuruluşlarını eğitmek, Türkiye’deki mültecilerin durumu hakkında yerel ve uluslararası kamuoyunda farkındalık yaratmak ve Türkiye Cumhuriyet yetkililerinin mültecilerin haklarını koruyan yasa ve uygulamalar ortaya koymaları için lobi yapmak” konularına odaklanmaktadır. Ücretsiz hukuki destek ve BMMYK’ya başvuru yapanların dosyalarının takip edilmesi bu programın ana bileşenleri arasında sayılmaktadır.
Helsinki Yurttaşlar Derneği’nden görüştüğümüz bir yetkili 2003-2006 arasında Iraklıların başvurularının askıya alınması dolayısıyla bu gruba yönelik pek fazla çalışma yapmadıklarını belirtti. 2006 sonrasında az sayıda da olsa destek almak için başvuru yapan Iraklılar, ya kuzeydeki üç eyaletten geldiği için bireysel statü belirlemeye tabi olup başvuruları reddedilenler veya ikamet harcı sorunu konusunda başvuranlar olmuştur.
2.4.7. Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği (ITKYD)
Irak Türklerine ait Türkiye’deki en eski dernek olan Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Kerkük Katliamı ile aynı yıl olan 1959 yılında kurulmuştur. Derneğin başlıca kuruluş amacı Türkiye ve Irak arasında bir köprü oluşturmaktır. Bu amaçla dernek paneller, konferanslar, yayınlar ve televizyon programları düzenlemektedir. ITKYD hem Türkiye hem de Irak’taki Türkler açısından önemli bir merkez olarak bir köprü görevi üstlenmiş durumdadır. Dernek yetkililerine göre, Türkiye’de yaşayan Irak Türklerinin pek çoğu ITKYD ile iletişim kurmakta, İstanbul’daki Irak Türkleri nüfusunun da yaklaşık yüzde 90’ı bu derneğe kayıtlı bulunmaktadır. ITKYD bir yandan da Irak’taki Türklerin Türkiye ile bağlarını güçlendirmesi açısından etkili bir merkez rolü üstlenmektedir (Bayraktar 2008).
ITKYD’nin Türk devletiyle Irak Türkleri arasındaki aracı pozisyonunun en önemli göstergesi bürokratik meselelerde söz sahibi olmasıdır.
ITKYD ikametsiz göçmenler için hukuki destek vermekte ve izin belgelerinin hazırlanması hizmetleriyle ilgilenmektedir. ITKYD ayrıca Iraklı Türk göçmenlerin ihtiyacı olan ve çoğu kez devlet tarafından karşılanmasında vatandaşlık veya oturma izni olmamasından dolayı sorunlar yaşanan sağlık, eğitim ve iş bulma gibi konularda da yardımcı olmaktadır. Derneğin, Türkmen nüfusun Ankara, İzmir ve Konya gibi şehirlerde de şubeleri bulunmaktadır.
2.4.8. Caritas
Roma merkezli uluslararası bir Katolik hayır kuruluşu olan Caritas 1991 Körfez Savaşı’ndan beri Türkiye’deki Iraklı göçmenlere destek vermektedir.
Kurum son iki yıldır Irak dışından kişilerle de ilgilenmektedir. Caritas’a başvuran Iraklıların çoğunluğunu Keldani Hıristiyanlar oluşturmaktadır. Verilen destekler arasında başlıcası iltica sürecine veya aile birleşimine başvuracak kişilere dosyaları ve yasal süreçle ilgili danışmanlık hizmeti gelmektedir. Yabancı bir kuruluş olan Caritas’ın mültecilere yönelik çalışmaları Türkiye’de resmi olarak tanınmadığı için faaliyetleri sınırlı kalmaktadır. Buna rağmen, sınırlı da olsa ihtiyaç sahiplerine zaman zaman sosyal, sağlık ve eğitim desteği verilmektedir.
2.4.9. Keldani-Asuri Yardımlaşma Derneği (KADER)
2006 yılında, Keldani Asuri Süryani Yardımlaşma Derneği (KASDER) olarak kurulan dernek, bünyesindeki Süryani grubun başka bir dernek kurma isteği üzerine ismini KADER’e çevirmiştir. Dernek, başvuran kişilere ilaç, giysi, hemşire, tercüman gibi hizmetler dışında iltica başvurularıyla ilgili konularda da destek vermektedir. Derneğe başvuran herkesin BMMYK’ya kayıt olmasını özellikle isteyen KADER, statü inceleme döneminde BMMYK’ya başvuruda bulunan kişiye dair bilgileri Irak’taki kilise bağlantıları sayesinde derleyerek, BMMYK sürecini kolaylaştırmakta, kurumlarla Iraklı Hıristiyan sığınmacılar arasında aracılık rolü üstlenmektedir. Kurulduğu tarihten beri devlet tarafından resmi olarak tanınan derneğin aynı zamanda Brüksel’de ruhani lider olan başkanı vardır ve Birleşmiş Milletler nezdinde savunuculuk faaliyetleri de gerçekleştirme
2.4.10. Uluslararası Af Örgütü
İnsan haklarına saygı gösterilmesi ve bu hakların korunması için çalışan Uluslararası Af Örgütü 150’den fazla ülkede çalışmalarına devam etmektedir. Kampanyaları arasında mülteci hakları da bulunan örgüt, bu kampanya ile “sığınmacı ve mültecilerin mevcut prosedürlere erişimlerini ve Türkiye’deki yetkililerin ‘gerigöndermeme’ zorunluluğuna saygı göstermelerini” hedeflemektedir. Bu amaçla örgüt imza etkinlikleri, üniversitelerde mülteci hakları seminerleri, tır kampanyaları, mülteci hukuku eğitimleri ve bilgilendirme toplantıları düzenlemektedir.
Ankara’da bir mülteci bürosu bulunan ve mülteci hakları konusunda savunuculuk faaliyetleri yürüten örgüt, 2003 sonrasında Irak’tan kaçan kişilerle ilgili de pek çok kampanya başlatmış, özellikle sınır dışı edilme durumlarına karşı çalışmalar yapmıştır.
2.4.11. Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD)
1995’te kurulan dernek “mültecilerin, göçmenlerin ve geçici sığınma hakkı arayan insanların sorunlarıyla ilgilenmek ve bu sorunlara çözümler getirmeye çalışarak, insanlara yardım etmek” amacıyla hareket etmektedir. Ulusal ve uluslararası düzeyde konferans, kurs, seminer gibi bilinçlendirme çalışmaları yapan dernek sığınmacı ve mültecilerin sorunlarına çözüm getirecek kaynaklarla buluşmalarını sağlamak için ara bulucu görevini üstlenmeyi hedeflemektedir.
SGDD özellikle uydu kentlerdeki çalışmalarıyla dikkat çekmektedir. Derneğin Iraklı sığınmacı ve mültecilerin korunmasını güçlendirme projesi 2007 yılından beri İçişleri Bakanlığı’nın uydu kent olarak belirlediği Niğde, Aksaray ve Kırşehir’de ikamet eden Iraklı mülteci ve sığınmacıların korunma durumlarını ve sosyal koşullarını geliştirmeyi amaçlamaktadır. Ankara dışında Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Niğde ve Aksaray’da da temsilcilikleri bulunan dernek özellikle uydu kentlerde yerel yönetimlerle mülteciler ve yerel sivil toplum kuruluşları arasında
aracılık rolü üstlenmektedir.
2.5. Uydu Kentler ve Bazı Sorunlar
2007 sonrası politika değişikliğinin bir etkisi de Iraklıların Türkiye’deki kalış sürelerinin kısalması ve bekleyiş halindeki mültecilere yönelik yönlendirmelerin daha sistemli bir şekilde gerçekleşmesi oldu. Türkiye’de geçici olarak kalabilmek için BMMYK’ya “geçici sığınma” başvurusu yapan kişilerin yasal ikamet izni alabilmek ve sosyal yardımlardan faydalanabilmek için Türk makamlarına da “geçici sığınma” başvurusunda bulunmaları gerekmektedir. Daha sonra, sığınmacılar başvuru dosyalarının incelenmesi döneminde İçişleri Bakanlığı’nın belirlediği bir “uydu kent”e yönlendirilmektedir.
Türkiye’de uydu kent olarak belirlenmiş çoğu İç Anadolu’da bulunan 28 kent (Afyon, Ağrı, Aksaray, Amasya, Bilecik, Burdur, Çankırı, Çorum, Eskişehir, Hakkari, Isparta, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Kütahya, Nevşehir, Niğde, Silopi, Sivas, Tokat, Van ve Yozgat) bulunmaktadır.25 1994 yönetmeliğine göre düzenlenmiş yasal bir yükümlülük olarak uydu kentlere yerleştirilen sığınmacı ve mülteciler haftanın belli günlerinde polis merkezlerinde imza vermekte, böylece denetim altında tutulmaktadırlar.
Geçmişte bekleyiş sürelerinin belirsizliği ve uydu kentlerdeki sosyal-ekonomik koşulların büyük kentlerde yaşamaya göre daha sıkıntılı olması dolayısıyla sığınmacılar bu illerde kalmak yerine kaçak olarak İstanbul gibi büyük şehirlerde kalmayı tercih ediyordu. Ancak yeni düzenlemeyle birlikte uydu kentlerde kalmamaları durumunda üçüncü bir ülkeye yerleştirilmeyeceklerinin farkında olan Iraklı mülteciler, iş imkânları çok kısıtlı olsa da, Anadolu illerine gitmeyi “zorunlu olarak tercih ediyorlar”.
Sivil toplum kuruluşları ve diğer kurumlar da bu kuralın uygulanması konusunda kamu kuruluşlarına destek veriyorlar.
Yukarıdan bahsedilen kuruluşlar arasındaki işbirliği, 2007’den beri Iraklı mültecilerin daha hızlı ve sorunsuz yerleştirilmesini mümkün kılmış olsa da, bazı sorunlar sürmektedir.
Bunlardan başlıcası, Türk makamlarının çıkış harcı uygulamasıdır. Çıkış harcı, sığınmacı ve mültecilerin Türkiye’deki ikametleri süresince ödemek zorunda oldukları bir ücrettir. İltica başvuruları incelenirken veya üçüncü bir ülkeye yerleştirilmeyi beklerken geçici ikamet izni alan sığınmacı ve mülteciler, bazen 5 hatta 10 yıla kadar uzayabilen bu süreler için ikamet ücreti ödemek zorunda bırakılmaktadır. Çıkış harcı meselesi Türkiye’de bekleyişleri sırasında uzun süre kalmak zorunda olan ve yasal olarak çalışma imkânları olmayan Iraklı sığınmacılar açısından ekonomik anlamda oldukça sıkıntı yaratmaktadır.
Bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşları, bu sorunun çok acil bir konu olduğunu ve çözebilecek tek merciinin Türk makamları olduğunu belirtmektedirler. Ancak şimdiye kadar, BMMYK Türkiye Temsilciliğinin sığınmacı ve mültecilerin ikamet harcının kaldırılması için İçişleri, Dışişleri ve Maliye Bakanlıklarına yaptığı başvurular bir sonuç vermemiştir. Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD), İnsan Hakları Araştırmaları Derneği (İHAD), İnsan Hakları Derneği (İHD), İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD), Mazlum-Der, Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der), Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi de, 26 Ekim 2009’da yaptıkları ortak bir basın açıklamasıyla Türkiye’de geçici ikamet izni alan sığınmacı ve mültecilerden alınan ikamet harcının kaldırılmasını talep etmişlerdir.
7. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder