1 Mart 2017 Çarşamba

Türk Jeopolitiğinin Coğrafi Alanı






Türk Jeopolitiğinin Coğrafi Alanı 



Doç.Dr.Sait Yılmaz 

Türklerin resmi tarihi M.Ö. 318 tarihinde Hun İmparatorluğu’nun kuruluşu ile başlamaktadır. Arkeolojik buluntulara göre Türkçenin tarihi M.Ö.15.000’lere kadar geri gitmektedir. Orta Asya bozkırlarını dolduran ve anadilleri Türkçe olan yüzlerce boydan yalnızca bir tanesinin adı ‘Türk’ idi. Gök-Türk İmparatorluğu zamanında tüm Türk boyları ‘Türk’ adı altında birleşti. 14 kavim halinde göçen Türkler tarihte 14 imparatorluk, 38 devlet, 42 beylik, 16 Hanlık ve 12 Cumhuriyet kurdular. Türk devleti sayısının bir ayırıma göre 120, bir başka ayırıma göre ise 160 civarında olduğu görülür. İkinci binyıla girerken yaşanan gelişmeler, Türklerin 1000 ile 2000 yılları arasındaki jeopolitik çerçevelerini belirlemiştir. Türk tarihi; savaş, göç ve kültür tarihidir. Türkler coğrafyaya ve zamana meydan okuyan bir millettir; zamanın bilinen bütün coğrafyalarında savaştılar, devletler kurarak yaşadılar. Türkiye, 21. yüzyılın en dinamik alanlarından birisi olacağı şimdiden belli olan Avrasya alanının oluşmasın da politik, ekonomik, sosyal, kültürel öncülüğü üstlenerek, üçüncü bin yıla Türklüğün yeni misyonu ile başlamalıdır. Türklüğün üçüncü bin yıldaki başarısı, Türk tarihinin başlangıcından günümüze kadar geçen zaman diliminde olduğundan daha az olmayacaktır. 

Türk Birliği için, büyük güçlerin değil Türk dünyasının çıkarlarına göre hareket eden bağımsız politikalar üretilmeli, eğitimden enerjiye her alanda Türk Birliğini 
güçlendirecek yeni bir vizyon sağlanmalıdır. Her şeyden önce işe kültürel alanda yakınlaşma, birleşme ve güçlenme ile başlanmalıdır. 

 Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (Türksoy), 23 yılı aşkın süredir, Türk Halklarının gönül birlikteliğini ve kardeşliğini güçlendirmek, ortak Türk kültürünü 
gelecek nesillere aktarmak ve dünyaya tanıtmak için çalışmaktadır. Türksoy, 1993 yılında, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Türkiye Cumhuriyeti kültür bakanları tarafından imzalanan anlaşmayla kuruldu. Türksoy’un 6 kurucu üye ve 8 gözlemci üye olmak üzere toplam 14 üyesi bulunmaktadır. KKTC, Rusya Federasyonuna bağlı Tataristan, Başkurdistan, Altay, Saha, Tıva ve Hakas Cumhuriyeti ile birlikte Moldova'ya bağlı Gagavuz Yeri, Türksoy'a gözlemci üye olarak katılmışlardır. Türksoy’un çalışmaları, Türk dili konuşan ülkeler devlet başkanlarının himayelerinde yürütülmeye başlanmış ve faaliyetleri, Türk Dili Konuşan Ülkeler Kültür Bakanları Daimi Konseyi tarafından belirlenmektedir. Daimi Konsey toplantılarında alınan kararlar Ankara’daki Türksoy Genel Sekreterliği tarafından icra edilir. Türksoy Genel Sekreterliği görevini 29 Mayıs 2008 tarihinden beri Kazakistan Eski Kültür Bakanı Düsen Kaseinov yürütmekte dir. Genel Sekreter yardımcılığı görevinde ise, Prof. Dr. Fırat Purtaş bulunmaktadır. Teşkilatta ayrıca üye ülkelerin Kültür Bakanlıkları tarafından tayin edilen temsilciler görev yapmaktadır. 

 Türksoy’un Faaliyetlerini şu Şekilde Sınıflandırabiliriz; 

- Sanatsal buluşmalar kapsamında, Türksoy her yıl, Türk dünyasından fotoğrafçıları, ressamları, opera sanatçılarını, şairleri, medya mensuplarını, tiyatro gruplarını, dans ve müzik topluluklarını bir araya getirmekte, festivaller düzenlenmekte, bilim adamı ve sanatçıları tecrübe alışverişlerine imkân 
sağlamaktadır. 

- Türk halklarının ortak geçmişini; dil, edebiyat, kültür ve sanatını, bir bütün halinde ele alan bilimsel çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Düzenlenen anma 
toplantıları ve ilan edilen anma yılları kapsamında Türk kültürüne hizmet eden parlak şahsiyetler, yeni nesillere tanıtılmaktadır. Üç dilde yayınlanmakta olan Türksoy 


Azerbaycan’da Büyük Buluşma - TURKSOY Daimi Konseyi 34. Toplantısıdergisinin yanı sıra yıl boyu farklı lehçe ve dillerde pek çok eser okuyucularla buluşturulmaktadır. 

- Nevruz kutlamaları, Türksoy'un geleneksel etkinliklerinin başında gelir. 2010 yılında UNESCO Genel Merkezi’nde, 2011 yılında BM Genel Kurulu’nda 
gerçekleştirilen tarihi kutlamalar sonrasında Türksoy, Türk dünyasının ortak geleneği olan nevruz’u bütün insanlığa mal etmiş, Türk dünyasının UNESCO'su unvanını kazanmıştır. 

 - Türksoy'un, kültür hayatımıza kattığı yeniliklerden biri de, Türk dünyası kültür başkenti uygulaması olmuştur. Uygulama kapsamında 2012 yılında Astana, 2013 yılında Eskişehir, 2014 yılında Kazan, 2015 yılında Türkmenistan’ın Merv, 2016 yılında Azerbaycan’ın Şeki, 2017 yılında Kazakistan’ın Türkistan şehri Türk Dünyası Kültür başkenti olarak seçilmiştir. 


Resim: Bakü’deki Türksoy Daimi Konseyi 34. Toplantısı 


 Sadece son birkaç ay içinde Türksoy’un gerçekleştirdiği aşağıdaki faaliyetler yaptığı önemli kültür etkinlikleri hakkında fikir vermektedir. Bunları Türksoy’un web sayfasından izleyebilirsiniz; 

 - 01 Şubat 2017; Altaylardan Balkanlar’a Türk Dünyası Resim Sergisi (Bükreş), 

 - 19 Ocak 2017; Türk dünyasının Öncüleri Konferansları: Hoca Ahmed Yesevi (Kırklareli) 

 - 21 Aralık 2016; Gençlerinden Gözünden Makedonya Türklerinin Eğitim, Kültür ve Sanat Hayatı (Ankara), 

 - 02-11Aralık 2016; 13. Ülkeler El Sanatları ve Hediyelik Eşya Fuarı (Ankara), 

 - 08 Aralık 2016; Türk Cumhuriyetlerinin 25. Yıl Gala Konserleri (Bakü), 

- 01 Aralık 2016; Türksoy Daimi Konseyi 34. Toplantısı (Bakü) 

- 15 Kasım 2016; Azerbaycan Edebiyatının Klasik Şairi Samed Vurgun Anma Toplantısı (Ankara), 

- 20 Ekim 2016; Halk Çalgıları Orkestrası Konseri (İstanbul), 


13. Ülkeler El Sanatları ve Hediyelik Eşya Fuarı Gerçekleştirildi

- 17 Ekim 2016; 3. Şehir Tiyatroları Buluşması (Adana), 

- 11 Ekim 2016; Türksoy Opera Günleri İstanbul Konseri 

- 10 Ekim 2016; Türksoy Ressamlar Buluşması (İstanbul), 

- 03 Ekim 2016; Türk Cumhuriyetlerinin 25. Yıl Gala Konserleri (Merv ve Bakü). 



Resim: Ankara’daki 13. Ülkeler El Sanatları ve Hediyelik Eşya Fuarı 

 Türkiye, 21. yüzyılın en dinamik alanlarından birisi olacağı şimdiden belli olan Avrasya alanının oluşmasında politik, ekonomik, sosyal, kültürel öncülüğü üstlenerek, üçüncü bin yıla Türklüğün yeni misyonu ile başlamalıdır. Türk jeopolitiğinin coğrafi tabanı Ortadoğu değil, Türk dünyasıdır. Türk dünyası jeopolitiği için sağlanması gereken hususların başında ekonomik, siyasi ve kültürel açılardan Türk birliğinin kurulması, gerçekçi siyasi ve ekonomik politikaların cesaretle uygulanmasıdır. 
Türkiye, Türk dünyası ile bağlarını güçlendirecek kültürel ağları geliştirmeli, birlikte nefes almalıdır. Yüzyıllardır üstü örtülen Türk Dünyası, kültürünün bütün özellikleriyle gün ışığına çıkarken, bu kültürü külleri arasında, baskılar altında uzun süre koruyanlara, yaratıcılarına bugünkü ve bütün dünyadaki Türk kuşaklarının borçları, sorumlulukları vardır. Yeni bir Türk kültürü yaratabilmek için jeopolitiği, jeoekonomiyi, jeokültürü ve jeostratejiyi tarihsel bir eksende yeniden yorumlamalıyız. Türk birliğinin temelinde ortak kökler, medeniyet ve tarih bulunmaktadır. Eşsiz kültürü, geçmişten beri kurduğu ve yücelttiği devletleri, gelenek ve görenekleri ve binlerce yıllık tarihi ile Türk Milleti, dünyada tarihe damgasını vuran ender milletlerden biridir. Kültür alanında ilişkiler derinleşmeden ve kurumsallaşmadan diğer alanlarda ilerlemek mümkün değildir. Türksoy, Türk halklarının kültür ve sanatının tanıtılmasında çok önemli bir rol oynuyor, birliğimizi güçlendiriyor ve kültürel bağlarımızı Sağlamlaştırıyor. İzleyelim ve destekleyelim.. 


***



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder